13. AĞIr ceza mahkemesi ( cmk 250 maddesi İle yetkiLİ ) duruşma tutanağI


Duruşmaya saat 13:30’a kadar ara verildi



Yüklə 0,68 Mb.
səhifə3/5
tarix02.08.2018
ölçüsü0,68 Mb.
#66120
1   2   3   4   5

Duruşmaya saat 13:30’a kadar ara verildi.

Duruşmaya kaldığı yerden devam olundu.

Bu arada bir kısım sanıklar müdafi Av. Selen Karaçalı’nın gelmiş olduğu görüldü.

Yargılamaya devam olundu.

Mahkeme Başkanı: "Savcı Bey buyurun.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sayın Başkan izninizle Sanık Okan İşgör’e sorularımı yöneltmeye devam ediyorum. 4. klasör içerisinde PDF sayfası 21, size ait olduğu iddia edilen Nokia marka 6303 C model IMEI numarası 356036/03/331252/5 numaralı cep telefonunun incelenmesinde birtakım telefon numaraları kaydedildiği görülmüş bunların incelemesi yapılmış Sat Bülent diye kayıtlı bir numara var 532 3421940 bu numarayı ve şahsı tanıyor musunuz kimdir ilişkiniz nedir?”

Sanık Okan İşgör: “Bülent Kuru arkadaşımdır.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Nereden arkadaşınız olur?”

Sanık Okan İşgör: “Eski bir arkadaşım yakın görüştüğüm ailecek görüştüğüm.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Asker arkadaşınız mı okul arkadaşınız mı nereden arkadaşınız?”

Sanık Okan İşgör: “Asker arkadaşım değil benim üniversite de okuduğum dönemde aynı evi paylaştığım arkadaşlarım vardı.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Nerede okudunuz üniversiteyi?”

Sanık Okan İşgör: “Marmara Üniversitesi 87, 92 senesi ve 94 senesi.”

Mahkeme Başkanı: “Hangi bölüm?”

Sanık Okan İşgör: “Almanca filoloji mezunuyum 94 pardon 92 Almanca filoloji mezunuyum 94 Almanca Öğretmenliği mezunuyum. Üniversitede aynı evi paylaştığım arkadaşlarım vasıtasıyla tanımış olduğum bir arkadaşım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Siz İstanbul'da oturmuyor muydunuz o yıllarda?”

Sanık Okan İşgör: “Ben Küçükçekmece’de oturuyordum üniversite Göztepe’deydi tabi o zaman 87, 88 o yıllarda şimdiki kadar rahat vesait olmadığı için sınav dönemlerinde olsun yoğun zamanlarımızda ya da geç çıktığımızda evime gelemiyordum orada bir evi paylaştığım arkadaşlarım vardı Göztepe Hastanesinin yanında.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ne olarak tanıyordunuz Bülent Kuru’yu?”

Sanık Okan İşgör: “Kendisi o zaman Satta astsubaydı halen de görevdedir.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kim tanıştırdı sizi kim tanıştırdı onunla?”

Sanık Okan İşgör: “Cem Kırca.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Cem Kırca’yı nereden tanıyorsunuz?”

Sanık Okan İşgör: “Cem Kırca’yı da yine üniversite de aynı sınıfta okuduğum Kemal Özmez vasıtasıyla tanıştım daha sonra aynı evi paylaştık.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kemal Özmez?

Sanık Okan İşgör: “Evet efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Aynı evde kalıyordunuz o Cem’le tanıştın.”

Sanık Okan İşgör: “Kemal Özmez’le kalmıyordum Kemal Özmez’le aynı sınıfta okuyordum üniversite de.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”

Sanık Okan İşgör: “Cem onun arkadaşıydı.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”

Sanık Okan İşgör: “Göztepe Hastanesinin yanında 4 arkadaşıyla paylaştığı bekar evi vardı onlarla birlikte bende sınav dönemlerinde bu tarafa geçemediğim dönemlerde aynı evi paylaşıyordum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Gökhan Başıoğlu ismini tanıyor musunuz?”

Sanık Okan İşgör: “Tanımıyorum efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Engin Bağbars?”

Sanık Okan İşgör: “Tanımıyorum efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Cengiz Can Erol?”

Sanık Okan İşgör: “Tanımıyorum efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ercan Kireçtepe?”

Sanık Okan İşgör: “Tanımıyorum efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Eren Günay?”

Sanık Okan İşgör: “Tanımıyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ergin Geldikaya?”

Sanık Okan İşgör: “Ergin’i bir kere gördüm tanışıklığımız yoktur.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Nerede gördünüz?”

Sanık Okan İşgör: “Levent Bektaş’ın tutuklandığı gün ailesini ve işyerinden arkadaşlarıyla mahkeme Beşiktaş Mahkemesinin yan tarafındaki bir kafede oturuyorduk. Biz otururken Levent Bektaş’ın daha önce birlikte görev yaptığı bir kısım arkadaşları da olayı duyunca merak etmiş gelmiş bir kere orada gördüm kendisini herhangi bir tanışıklığım irtibatım görüşmüşlüğüm yoktur.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ali Türkşen’i tanıyor musunuz?”

Sanık Okan İşgör: “Ali Türkşen’i de aynı gün orada bir kere gördüm.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Nerede gördünüz gözaltına alınması sırasında mı?”

Sanık Okan İşgör: “Levent Bek… Hayır efendim. Levent Bektaş’ın Beşiktaş’ta ifade verdiği sırada ben ailesiyle ve Levent Bektaş’ın patronuyla birlikte Beşiktaş Adliyesinin yanındaki kafede beklerken bahsettiğim gibi Levent Bektaş’ın arkadaşları geldi Ali Türkşen’i de o an orada gördüm kendisiyle telefon irtibatım görüşmüşlüğüm yoktur.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Mustafa Turhan Ecevit?”

Sanık Okan İşgör: “Tanımıyorum efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ulaş Özel ifadesinde sizin yanınıza gelip giden Satçı komutanlardan bahsediyor. Bülent Kuru ve Levent Bektaş dışında kimler geliyordu sizin yanınıza ofisinize?”

Sanık Okan İşgör: “Efendim Levent Bektaş dahil olmak üzere benim yanıma Bülent Kuru dışında gelen kimse yoktu. Benim işyerime sadece Bülent Kuru gelmiştir Sat mensuplarından. Levent Bektaş dahil benim nakliye şirketime gelmemiştir.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Cem olarak bahsettiğiniz kişi Almanya’da yaşıyor öyle mi?”

Sanık Okan İşgör: “Evet Cem Kırca.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “491717692000.”

Sanık Okan İşgör: “0049’la başlayan efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Numaralı telefon (bir kelime anlaşılamadı) evet bu şahsın Ali Türkşen’le 25 Nisan 2009 tarihinde yaptığı telefon görüşmesi var. Efendim diyor Cem, Ali Türkşen: ne oldu abi? Cem: Okan’la konuşmuş doğru mu? Ali: çok iyi değil haberler. Cem: hı. Ali: Şey tutuklama kararı vermiş hakim çıkacaklar şimdi bekliyoruz kapıda. Cem: Turhan diyor. Ali: Turhan yok daha yurtdışında o tatbikata gitmişti dönmedi diye devam eden bir görüşme. Burada Okan’la konuşmuş doğru mu diyor Cem. Ne konuşmuştunuz Levent Bektaş’la daha önce konuştuğunuz bir konu var mıydı?”

Sanık Okan İşgör: “Daha önce konuştuğumuz bir konu değil o gün Cem beni de aradı. DGM’nin pardon eski alışkanlığımız olduğu için. Beşiktaş Adliyesinin önünde Levent Bektaş’ı emniyet görevlileri getirdiğinde ifadeye girmeden orada ben görüştüm kendisiyle ayaküstü bir selamlaştık. İşte eşinin gelip gelmediğini sordu. Hepimiz buradayız dedik yan tarafta bekliyoruz görüş… Görüşmeden kasıt budur telefon görüşmesinin saat aralığı ve tarihine dikkat edildiğinde Levent Bektaş’ın ifadeyi verdiği gün ve verdiği saatlerle aynı örtüştüğü aynı gün aynı saatte olduğu görülecektir.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ali Türkşen’in rütbesi nedir biliyor musunuz?”

Sanık Okan İşgör: “Ben Ali Türkşen’in rütbesini bilmiyorum yanlış hatırlamıyorsam bu dava birleşiminde işte bu haberler.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”

Sanık Okan İşgör: “Vesilesiyle birçok kişiyi tanıma imkanımız oldu. Yarbay veya albay olması gerekiyor.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet, Cem’in rütbesi neydi?”

Sanık Okan İşgör: “Cem Sat astsubaydı.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Astsubaydı.”

Sanık Okan İşgör: “96 yılında veya 95 yılında ya müstafi ya malulen emekli oldu. Tam olarak hatırlayamıyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yine sizin bahsettiği… cep telefonunda Av Özkan Avukat Özkan olarak 533 6660535 numaralı telefon kayıtlı kimdir bu şahıs? Avukat Özkan.”

Sanık Okan İşgör: “Avukat Özkan benim daha önceki avukatım Özkan Şahin.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Levent Bektaş’ın cep telefon rehberinde de 62 Avukat Okan’ın şeklinde kayıt var. Yine telefon 538 8000000 numaralı telefondan bir mesaj gelmiş. Avukat Özkan şeklinde Levent Bektaş’a. Levent Bektaş’la sizin avukatınız arasında bir irtibat var mıdır? Kendisi sizin avukatınızı tuttu mu?”

Sanık Okan İşgör: “Bu.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Vekalet ilişkisi var mı?”

Sanık Okan İşgör: “Kendisiyle ilgili soruşturma başladığında Avukat Özkan Şahin’le görüştü Beşiktaş’ta verdiği ifadelerinde avukatlığını Özkan Şahin yapmıştır. Hüseyin Ersöz’den önceki avukatı Özkan Şahin’dir.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet. Ulaş Özel’in ifadelerini dinlediniz. Ele geçirilmiş olan Kaleşnikof silah mühimmat el bombaları vesaire patlayıcıları sizin mutfak bölümünde işyerinizin mutfak bölümünde olduğu su basmasından sonra taşınırken bunları annesinin evine bıraktığı şeklinde beyanları var bunların size ait olduğunu devlete ait olduğu için herhangi bir şekilde bunları imha etmediğini bunlardan kurtulmadığını beyan etti. Siz de bunları dinlediniz size ait olduğunu ve sizin de bunları devletten aldığınız şeklinde. Sizin JİTEM’ci olduğunuz şeklinde bir beyanları oldu. Ne diyorsunuz beyanlarına?”

Sanık Okan İşgör: “Efendim öncelikle JİTEM’i ben kesinlikle reddediyorum benim JİTEM denen bir yapılanmayla irtibatım olmadı bununla ilgili detaylı açıklamalarımı ifademi verirken yaptım. Benim jandarmayla olan ilişkilerim ortadadır belgeleriyle ortadadır onun için JİTEM’i kabul etmiyorum. Silahlarla ilgili de kesinlikle kabul etmiyorum benim bu silahlarla hiçbir irtibatım olmamıştır. Ne bu olay öncesinde o silahları gördüm ne de bu soruşturma başladıktan sonra ele geçirildiği iddia edilen silahları hiçbir şekilde görmedim ben bu suçlamayı kabul etmiyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sizin su basan.”

Sanık Okan İşgör: “Vermedim görmedim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bahsettiği işyerinizde bu şekilde silahlar var mıydı?

Sanık Okan İşgör: “Kesinlikle yoktu efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Mutfak bölümünde parçalanmış vaziyette kaleşnikof silah ve diğer mühimmat?”

Sanık Okan İşgör: “Kesinlikle yoktu efendim. Olay yeri inceleme ekiplerinin tutanaklarının bir kısmı dosyada mevcuttur. Ulaş Özel mutfağın değiştirildiği için böyle bir zula kalmadığın iddia etmiştir. Halbuki mutfak değiştirilmemiştir aynı mutfaktır. Ne su baskınıyla ilgili ne zulayla ilgili hiçbir bulguya rastlanılmamıştır (bir kelime anlaşılamadı).”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Su baskını oldu mu?”

Sanık Okan İşgör: “Olmadı efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sizin Ulaş Özel’le aranızda husumet gerektirecek herhangi bir şeyiniz oldu mu aranızda tartışma kavga dava konusu olacak bir konu oldu mu?”

Sanık Okan İşgör: “Yani böyle bir suçlamaya maruz bırakacak bir husumetimiz yok. Ciddi bir tartışmamız da olmamıştır.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Daha önce silah alım satımı vesaireyle ilgili bir sabıkanız oldu mu veya yargılama konusu soruşturma konusu olan?”

Sanık Okan İşgör: “Kendi yakalattığım silahlar dışında hiçbir şekilde bana öyle açılmış bir dava bulunmamaktadır. 99 yılında hakkımda açılmış dava vardır. Onun izahatını ifadelerimi verirken yaptım. Kararla ilgili bir surette dosyada mevcuttur.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “İBDA-C’nin finans sorumlusu Hasan Kapar isimli şahsı tanıyor musunuz?”

Sanık Okan İşgör: “Tanıyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu kişi sizden silah aldığını söylüyor. Yine başka sanıkların da beyanları var bu konuda sizden silah altıkları yönünde. Siz silah satıyor muydunuz o tarihlerde Hüseyin Kapar veya Hasan Kapar’a yine Fatih Mehmet isimli şahıs ifadesi var silah aldığını söz ediyor. Yahya Yıldırım 6 (bir kelime anlaşılamadı) 99 tarihindeki ifadesinde sizden silah aldığını söylüyor. Bu konuda siz silah temin ettiniz mi bu şahıslara ayrıca tüfek temin etmek için Şahin isimli şahısla görüştüğünüzü beyan etmişler yani o tarihlerde silah alım satımıyla ilgili meşgaleniz var mıydı yani iştigal ettiniz mi?”

Sanık Okan İşgör: “Silah alım satımıyla ilgili meşgalem yoktu. O ifadeler doğrudur. Ben de o yönde ifade verdim. Bahsettiğim gibi daha önceki ifadelerimde 8 gün ben işkence gördüm. Bu işkencenin içinde her türlü fiziki işkence vardı. Daha sonra zaten o silahlarla ilgili benim bir irtibatım olmadığı ortaya çıktı hakkımda dava dahi açılmadı.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu konuda yargılanmadınız mı 99 yılında?”

Sanık Okan İşgör: “Ben o konuyla ilgili yargılanmadım. Benim kendi yakalandığım silahlarım dava dosyasından ayrıldı Küçükçekmece Asliye Ceza Mahkemesinde ceza aldım ben kendi üzerimde ve evimde yakalattığım silahla ilgili. O silahlardan ben yargılanmadım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “İBDA-C örgütünün legal yayın organı olan Akademya ve Furkan dergilerinde 99 yılının kurtuluş yılı olduğu yazılmış. Bu yıl içerisinde bir halk ihtilalı olacağı ve İBDA-C fikriyatının hakim olduğu dini esaslara dayalı başyücelik devletinin kurulacağı bu nedenle silahlanılması gerektiğini beyan etmiş bu sanıklar ifadelerinde. Bu konuda bilginiz nedir? Sizin bir bilginiz var mıydı bu konuda? Silahları temin ederken size de bahsettiler mi bu konudan?”

Sanık Okan İşgör: “Hayır efendim ben o bahse konu soruşturmada ele geçen tabancalarla benim hiçbir ilgim yoktur. Hasan Kapar’la ilişiğim sadece limandaki ticari ilişkilerimizden kaynaklanmaktadır o zaman o da kooperatiflerin yönetiminde bulunuyordu ve o ismi geçen diğer sanıklarla bir irtibatım yoktur onları ben şubede tanıdım. Kardeşini tanırım birde Hüseyin Kapar’ı limanda sürekli abisinin şirketinde çalıştığı için.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Niye sizin aleyhinizde böyle ifade versinler? Fatih Mehmet, Yahya Yıldırım, Hasan Kapar bu şekilde silahları sizden aldıklarını söylemişler?”

Sanık Okan İşgör: “Efendim onlar aldıklarını söy…”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani bu kişiler niye aleyhinizde ifade versin?”

Sanık Okan İşgör: “Onlar aldıklarını söylediği gibi daha sonra kendi elemanları da nasıl ne şekilde temin ettikleri de ifadelerinde mevcuttur. Benim onlarla bir husumetim olmadı o dönem.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Siz patlayıcılar konusunda herhangi bir eğitim aldınız mı?”

Sanık Okan İşgör: “Efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Patlayıcılar konusunda eğitim aldınız mı?”

Sanık Okan İşgör: “Ben patlayıcıdan anlamam efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Askerde böyle bir birimde çalıştınız mı? Neydi asteğmen olarak yaptığınızda göreviniz neydi?”

Sanık Okan İşgör: “Hayır ben, ben 49. mekanize piyade tugay komutanlığının Muş’taki alay komutanlığı bünyesinde yedek subaylık yaptım. Ben orada öncü tim komutanıydım. Operasyon timindeydim patlayıcıyla bir ilgimiz yoktu.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “2 nolu Devlet Güvenlik Mahkemesinde 2000 yılındaki kanlı cezaevi olaylarıyla ilgili dosyada birtakım ifadeler var. Sizin tutuklulara içeride silah var mı? Nasıl bomba yapılacağını biliyorum size de öğretebilirim şeklinde telkinde bulunduğunuz şeklinde ifadelerde bulunmuşlar. Okan İşgör ajan provokatör olarak gelmiş bizi tahrik etmeye çalışmış ve olaylar sırasında da patlayıcı maddelerle ilgili sistemleri kurmuş ancak çadırları yakmasından dolayı kablolar da yandığından patlayıcıları patlatamamıştır. Şeklinde beyan var. Okan cezaevine girdiğinde ben A. Z’ye bu şahsa güvenmediğimi davranışlarının kontrol edilmesini söyledim. Bu şahıs IBDA konuş koğuşuna gelene kadar koğuşta herhangi bir ayaklanma cezaevine karşı bir hareket olmamıştı. Kanımca Okan’a bizim içimize sokulmuş ajan olarak görev verilmiş şeklinde beyanda bulunmuşlar. Yine başka bir şahıs O. Z isimli şahıs dua edin ki içerideki ajanımız yeterince bilgi veremedi şeklinde yüzbaşıya atfen bir beyan aktarmış. Yoksa hepinizi öldürecektik dediğini söylemiş. Yine O. Z isimli şahıs Okan İşgör tutuklanıp bulunduğumuz koğuşa getirildiğinde H K isimli arkadaşıma sorduğumda tanımadığını görmediğini söyledi. Kendisini izledik. Okan İşgör geldikten kısa süre sonra bana koğuşta silah var mı diye sorunca? Kendisine burasının dağ başı olmadığını silah bulunmadığını bunu sormak için ya devletin ajanı olmak ya da ahmak olmak gerektiğini söyledim. İşi şakaya bağlayarak gitti. Gene cezaevinde E ve Ö. K’ya bomba yapmak silah yapmak için girişimlerde bulunalım şeklinde tekliflerde bulunmuş, bu konuda eğitimi olduğunu söylemiş. Yaptığımız araştırmada askerliğini özel timlerde görevli asteğmen olarak yaptığını ortaya çıkardık tekliflerini kabul etmedik. Yine Okan İşgör operasyon sırasında bende el bombası var niye atmıyoruz dedi. Bende kendisine askerleri öldürmemizi mi söylüyorsun dedim? Şeklinde birtakım beyanlar yer almış 2 nolu DGM’deki ifadelerde. Siz orada bomba yaptığınızı o kişilerde işte silah temin edebileceğinizi vesaire söylediniz mi bu 2000 yılındaki olaylar sırasında?”

Sanık Okan İşgör: “Şimdi efendim Metris Cezaevinde yapılan operasyonların sonuçları ortadadır. Ele geçen silahlar ele geçen kesici aletler ele geçen patlayıcılar ele geçen telefonlar hepsi ortadadır. 77 kişinin içinde tek başına olacağım ve 70 örgüt liderinin askeri kanat sorumlusunun üst düzey yöneticilerinin içinde olduğu bir 77 kişilik grupta tek başıma provokatörlük yapıp 77 kişiyi örgüt lideri de dahil olmak üzere yönetime isyana getireceğim. Aklın ve mantığın alabileceği şey değildir.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani böyle bomba yapmasını biliyorum bomba yapabilirim patlatabilirim vesaire dediniz mi?”

Sanık Okan İşgör: “Ben bombadan anlamam. Ben bombadan anlamam. Ben bomba yapımından anlamam ben daha önce ne bomba yaptım ne bomba yapımıyla ilgilendim. Kesinlikle anlamam. Örgütün elamanlarının verdiği örgüt üyelerinin verdiği ifadeler daha sonra yapılan operasyonda ele geçirilen sonuçları bertaraf etmek için üstüme atılmış iftiralardır.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “28 Temmuz 2010 tarihinde emniyet müdürlüğüne gelen ihbar üzerine Başakşehir’de yapılan aramalarda adı geçen kaleşnikof silah bombalar vesaire mühimmat ele geçirildikten sonra Ulaş Özel’le herhangi bir yerde yüz yüze veya telefonla görüşmeniz oldu mu? 28 Temmuz 2010 tarihinden sonra.”

Sanık Okan İşgör: “20 şimdi tarih olarak hatırlamıyorum bir akşam Ulaş Özel beni aradı nerede olduğumu sordu.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hangi telefondan nerede ne zaman aradı?”

Sanık Okan İşgör: “Yanlış hatırlamıyorsam 3717270 numaralı telefonumdan olacak. Ben Beylikdüzü Semt Pazarındaydım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “O hangi telefonundan aradı sizi?”

Sanık Okan İşgör: “Benim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Onun numarası çıktı mı telefonunuzda?”

Sanık Okan İşgör: “Büyük ir ihtimalle 4415 olması lazım sürekli kullandığı cep telefonu.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “4415’le biten numarasıyla 532 5734415 numaralı telefonundan sizin 70’le biten telefonunuzu mu aradı?”

Sanık Okan İşgör: “Yanlış hatırlamıyorsam 3717270 olması lazım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “7270’ten saat kaçta aradı?”

Sanık Okan İşgör: “Akşamüzeriydi hava kararmaya yakın ben semt pazarındaydım alışverişteydim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet ne dedi?”

Sanık Okan İşgör: “Nerede olduğum sordu ben semt pazarında olduğumu söyledim. Benden Avukat Özkan Şahin’in telefonunu istedi. Bende kendisine kapat vereyim dedim. Kapattım telefonunu telefon rehberime baktım o telefon rehberimde yoktu kendisini aradım üzerimde olmadığını söyledim. Tekrar kapattıktan sonra yine aradı neredesin dedi? Dedim ben semt pazarındayım Beykent’teyim oğlumun dedim doğum günü var alışveriş yapıyorum eve geçeceğim. Ben dedi geleyim numarayı alayım dedi. Ben de dedim alışveriş yaptım eve gidiyorum. Pazardan çıktım karşıda büyük bir pastane var pastaneye girdim pasta aldım. Tekrar yola çıktım geliyorum dedi bir 10 dakika falan geçti gelmedi kendisi. Aradım ben dedim eve gidiyorum yürüyerek zaten evim yakın pazara oldukça birkaç dakika sonra sen dedi yol güzergahından git ben dedi geliyorum. Anayoldan giderken ticari bir bordo rengi ticari bir taksiyle geldi. Hayırdır dedim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Nerede buluştunuz tam yerini söyleyin nokta olarak?”

Sanık Okan İşgör: “Beykent Parlemterler Parlamenterler sitesi tabir edilen sitenin önünde.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”

Sanık Okan İşgör: “Ticari taksi bordo rengi ticari bir taksiyle geldi. Benim de zaten ellerim doluydu poşetler vardı alışveriş yaptığım için taksiye bindik siteye gittik. Beni bıraktı kendisi ben eşyaları götürdüm telefon numarasını aldım mesaj attım kendisine. Taksideydi çünkü taksiyle gelmişti. Tek mesaj attıktan sonra da çıktım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Niye yanınızdayken vermiyorsunuz mesaj atıyorsunuz?”

Sanık Okan İşgör: “Sitenin dışında efendim yabancı araçlar siteye giremiyor bizim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evde başka bir numaradan mı aldınız şeyi telefon numarasını?”

Sanık Okan İşgör: “Diğer telefon kullandığım diğer telefonun makinesindeydi.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Han… hangi marka telefonunuzdaydı?”

Sanık Okan İşgör: “Hatırlamıyorum efendim içinde kayıtlıdır o şeyde vardı.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hangi hat takılıydı o telefona?”

Sanık Okan İşgör: “Efendim?”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hangi hat takılıydı o telefona?”

Sanık Okan İşgör: “Hatırlamıyorum efendim 0500 o 5962 olması lazım sonu.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “5962’nin takalı olduğu telefon rehberinden Özkan’ın telefonunu aldınız.”

Sanık Okan İşgör: “Evet.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ve 5962’den mi çektiniz mesajı?”

Sanık Okan İşgör: “Yok ona bakarak diğerinden çektim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “7270’ten çektiniz?”

Sanık Okan İşgör: “Evet.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet, ne yapacaksınız avukatı filan diye sormadınız mı?”

Sanık Okan İşgör: “Hayır takside giderken anlattı zaten.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ne anlattı?”

Sanık Okan İşgör: “Babası, babasını da yani babasını demeyim üvey babasını darp etmiş aralarında problem var daha önce de sıkıntı yaşamışlardı. Babasına darp etmiş bu sefer ciddi bir sorun varmış şikayetçi olmuş kendisi onun için avukat istediğini söyledi. Numarayı verdim tekrar aradı taksi parası olmadığını söyledi 40 lira para verdim kendisi ayrıldı oradan.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Aranızda bir husumet var mı diye sordum yok dediniz.”

Sanık Okan İşgör: “Kesinlikle bir husumet yok. Husumet yok.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hiçbir husumet yok ve olaydan sonra görüşüyorsunuz. Kendisi de 22 Ağustos 2010 tarihinde terörle mücadele de şöyle ifade veriyor. Sizi bah… sizden bahsederek diyor ki, bana bir süre ortadan kaybolmamı durumu kendisine sirayet ettirilmemesini, kendisine sirayet ettirilmesi durumunda herhangi bir bilgi vermeyeceğini ve bana yardımcı olacağını avukat tutacağını söyledi. Hatta benim kullanmış olduğum 532 5734415 nolu telefonuma avukatın numarasını mesaj çekti. Avukat Özkan diye birisiydi ancak görüşmedim. Kendisi telefonla görüştü şeklinde beyanları var.”

Sanık Okan İşgör: “Efendim şimdi.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Niye yani bir husumet yok aranızda bir şey yok. Siz ona işte babasını dövdüğünden dolayı yardımcı olduğunuzu söylüyorsunuz. Avukat tutmaya çalışıyorsunuz. Niye böyle sizi bu işin içine çeksin veya işte olmayan bir ilişkiyi var gibi göstersin?”

Sanık Okan İşgör: “Ben avukat tutmaya çalışmıyorum orada bir ifadesi var. Avukat Özkan diye birisiydi. Kendisi zaten Avukat Özkan’ı benim yanıma ilk geldiği tarihten itibaren tanıyor kendi amcasının oğlunun boşanma işine Avukat Özkan baktı kendi kız kardeşinin boşanma işiyle ilgili ilk önce Avukat Özkan ilgilendi. Özkan’ı tanıyor zaten kendisi bildiği için Özkan’ın telefonunu istedi benden. Benim onun babasıyla ilgili konusunda benim ona avukat tutmam söz konusu değil. Sadece Avukat Özkan’ın telefonunu istedi kendileri de tanışıyorlar. Kaçma.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sirayet ettirme başka bir yere bu durumu işte bizi de işin içine katma şeklinde söylediğinizi söylüyor yani niye böyle bir şey olmasa böyle konuşma niye dahil etsin sizi?”

Sanık Okan İşgör: “Efendim benim öyle bir: “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu işin içine?”

Sanık Okan İşgör: “Benim öyle bir söylemim olmadı kaldı ki böyle bir ciddi silah ve mühimmat ele geçince bunun gerçek sahiplerine sirayet etmemesi mümkün değil. Kimse kendini böyle bir şeyden kurtarmayı düşünemez. Ortada çok ciddi bir vahim silah var. Bir tane değil kaç tane el bombası var. Böyle bir ciddi mühimmatın ve silahın gerçek sahibine sirayet etmemesi mümkün değil öyle bir durumda. Yani böyle bir yönlendirmem olmadı. Kaçmasını da söylemedim kendi ifadelerinde de belirttiği gibi silah ve mühimmat ele geçtiğinde evine gittiğini söylüyor. Annesinin kendisine yolda buraya gelme dediğini beyan ediyor. Yani öncelikle kaç diyen annesi kaldı ki bu silahları ben vermiş olsam devlete ait olmuş olsa kaçmasını gerektirecek hiçbir şey yok. Böyle bir durumda gidip gerçekleri anlatması gerekirdi. Kaçmasına gerek yoktu en azından kendisinin gerçekten suçsuz olduğunu bunların kendisine saklanmak için devletin silahı olduğu söylenerek verdiğini ve veren kişilerin en başta hesap vermesi gerektiğini anlatması gerekirdi. Ben böyle bir şey vermedim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “(bir kelime anlaşılamadı).”

Sanık Okan İşgör: “Kendisine kaçması yönünde telkinde bulunmadım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Siz Hüseyin Yanç ve Ulaş Özel’in itirafçı olduklarını ne zaman öğrendiniz tam tarih olarak verebilir misiniz?”

Sanık Okan İşgör: “Ulaş Özel’i pardon Hüseyin Yanç’ı 2005 yılı yazında benim arkadaşım olan Erkan Çınar gönderdi bana, kendisini işe aldım bana yönlendirirken söylediği cümle aynen şöyledir. Bizden bir arkadaş ayrılıyor ona yanında iş verir misin ricamdır dedi. Ben Hüseyin’i işe aldım. Gelirken bilgim yoktu. Hüseyin ve daha sonra Ulaş’ı getirdi. Ulaş’ı işe aldım Ulaş’ı işe aldığımda da kesinlikle Ulaş hakkında bilgi sahibi değildim. Ulaş’ı işe almamı sağlayan kişi Hüseyin Yanç’tır. Kendisi kendilerinin geçmişini ben yanımda işe başladıktan sonra öğrendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ulaş size direkt komutanlarının gönderdiğini bazı isimler vererek şu komutanlarım beni gönderdi sizin yanınızda iş yapacağım çalışacağım şeklinde beyanı olmadı mı geldiği zaman?”

Sanık Okan İşgör: “Kesinlikle olmadı efendim ismi geçen insanları kesinlikle tanımıyorum benimle hiçbir irtibatları yoktur. Hiçbiriyle görüşmüşlüğüm tanışmışlığım yoktur. Bu kişilerin kesinlikle Mahkemenizce dinlenmesini talep ediyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “2005 yılında kendisi geldi sizin yanınızda çalışmaya başladı Ulaş Özel.”

Sanık Okan İşgör: “İki bin.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ne işi verdiniz kendisine?”

Sanık Okan İşgör: “Efendim 2005 yılında değil az önce bir Ali Barış Sevindik’le ilgili de söylerken yanlış bir tarih söyledim. 2005 yılında Temmuz veya Ağustos ayında Hüseyin işe başladı.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”

Sanık Okan İşgör: “2006 yılı yazında da Ulaş Özel işe başladı.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet ne işi verdiniz ne iş yapıyordu (birkaç kelime anlaşılamadı)”

Sanık Okan İşgör: “Ulaş Özel şimdi az önceki konuşmalarda aşağılama falan olarak tabi etti. Böyle bir şey değil yani garaj bekçiliği aşağılanacak bir iş değildir. O an benim şirketimde garaj bekçiliği pozisyonu boştu. Ulaş Özel garaj bekçisi olarak işe başladı. Yanlış hatırlamıyorsam 1 veya bir buçuk ay sonra Deniz Aydoğdu isimli bir şahsı kendisi yine bizim garajımıza yakın bir evde oturan şahsı getirdi. Deniz Aydoğdu garajda bekçiliğe başlayınca Ulaş Özel de araçların sevk ve mazot işlerine bakmaya başladı. 2006 yılının ilkyazından sonraydı.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet, 2006 yılında geldi ve işsiz olduğundan dolayı Hüseyin Yanç’ın aracı olması nedeniyle işe aldığınızı iddia ediyorsunuz.”

Sanık Okan İşgör: “Evet efenim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu adam gece bekçisi işte orada basit işlere bakan bir kişi olarak ne kadar maaş veriyorsunuz?”

Sanık Okan İşgör: “Zannedersem ilk başladığında 2006 senesinde 600 liraydı.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani 600 lira maaşla çalışan bir kişi?”

Sanık Okan İşgör: “Evet efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu kişiye 2007 yılında şirketi devrediyorsunuz.”

Sanık Okan İşgör: “Doğrudur efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ve 2 tane tır bir Megan Renault otomobil cip Altay lojistik firması devrediliyor. Bu nasıl oluyor yani bu kadar 600 lira maaş alan bir kişi bir yıl gibi kısa bir sürede nasıl bunları alabiliyor?”

Sanık Okan İşgör: “Açıklayım efendim. Kendisi 2006 yılının son aylarında başladı benim yanımda çalışmaya. 2007 yılının ilk aylarıydı yanlış hatırlamıyorsam Ramazan bayramının arife günü ben maaşları dağıtırken kendisiyle farklı bir konuda tartıştık ve benim yanımda yine uzun zamandır çalışan Yakup Yener isimli şahsın bir tırı vardı. Kendisi Yakup Yener’den 2007 yılının başlarında 34 JAS 47 plakalı tırı rakamını tam hatırlamıyorum 7 yanlış hatırlamıyorsam 7 bin lira gibi bir rakama aldı ve benim yanımdan ayrıldı. Yalnız benim yanımdan ayrıldı derken ilişkimiz kopmadı yani bir tartışmayla ayrılmadık. Aynen cümlelerimde şöyle oldu biz seninle anlaşamıyoruz en iyisi ayrılalım yine abi kardeş kalalım. Bu bağlamda ayrıldık kendisi JAS 47’yi Yakup Yener’den kendi parasıyla satın aldı. Telefonla kayıtlarında göreceksinizdir erkek kardeşi Barış Özel’in benimle telefon görüşmeleri vardır. Kendisi benim yanımdan ayrıldıktan sonra birkaç tane daha araba almaya niyetlendiğinde kardeşi Barış Özel beni aradı abisinin böyle böyle bir işe yeltendiğini bunun doğru olup olmadığını sordu. Araba almış dedi doğru mu? Ben dedim doğru kardeşin Yakup Yener’den benim yanımda çalışan şahıstan bir tane tır aldı ve birkaç tane daha almak istiyor diye görüştüm kendisinin durumu çok çok kötü bir insan değildi sadece işe ihtiyacı olduğunu söylemişti. Bir tane de Peugeot 206 marka arabası vardı benim yanımda çalışken. Daha sonra bir tane daha tır aldı 34 LYN 06 bu tırı da Dolapdere Sanayi Sitesinde tamircilik yapan soy ismini bilmediğim Mustafa Usta diye birinden aldı. Tırları tamamen kendi imkanlarıyla aldı. Ne aldığı şahıslara benim bir dahilim olmuştur ne de para verme gibi bir desteğim olmuştur. Bu şahıslar dinlendiğinde gerçekler ortaya çıkacaktır. Şirketi de bu tırları aldıktan 5, 6 ay sonra belki 8 ay sonra benden aldı. İlk aracı 2007’nin başında aldı 2. aracı ise 2007’nin ortalarında aldı. Şirketi ise 2007’nin 10. ayında aldı benden.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu kadar parayı nereden kazandı biliyor musunuz?”

Sanık Okan İşgör: “Efendim şimdi yani çok ciddi bir ithamda bulunuyorlar bu soruşturma başladığından beri bana. Şirket kurmak bugün 1000 lira. Yani üzerinde hiçbir mal varlığı olmayan kağıt üzerinde bir şirketi kurmak bugünün şartlarında 1000 lira. Araba tır deyince herkes tırın büyüklüğüne oranla fiyatının da yüksek olduğunu zannediyor. Kendisinin aldığı tırların ben plaklarını daha önce de mahkemeye sundum burada da zikrettim. Tırlar 70 küsur model tırlardır. Bir tanesini 7 bin liraya aldı. Bir tanesi 5 bin liraya aldı. Bir tanesi 34 JAS 47 diğeri 34 LYN 06 bu tırları 2008 yılında veya 2009 yılında kendisi cezaevindeyken iş ortağı Celal Yılmaz çalıştıramadıkları için bir tanesi de kışın motor bloğu patlattığı için İkitelli Dolapdere Sanayi Sitesinde hurdacılık yapan Akil Bayraktara 2’sini birden 7, 8 bin lira gibi hurda fiyatına sattılar. Araçların plakaları halen faaldir. Trafikten düşüm kaydı yapılmamıştır. Trafik sorgulaması yapıldığında araçların plakaları bilgileri kimden alındığı ve değerleri ortaya çıkacaktır. Araçlar kesinlikle bahsettiği gibi 40, 50 bin lira değerinde değil bir tanesi 7 bin lira bir tanesi 5 bin lira değerinde tırlardır.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Cipi neydi cipinin markası?”

Sanık Okan İşgör: “Cipi zannedersem 99 model Range Rover cip vardı. Kendisi Ankara'dan aldı Finansbank’tan krediyle aldı.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani bir kredi çekmek için en azından belli bir itibarı şeysi olması lazım.”

Sanık Okan İşgör: “Efendim daha önce kendisi hiçbir şekilde ticaretle uğraşmamış kredi kartı kullanmamış bir kişiydi. Cipin dışında bir tane de Megan araç aldı kendisi. Biko Otomotivden. Ne araçları aldığı şahısları tanıyorum ne de araçları aldığı gerek cipi aldığı gerekse Renault Megan’ı aldığı şahısların hiçbirin tanımam firmaların hiçbirini tanımam kesinlikle araçları alırken yanında bulunmadığım gibi ilgim irtibatım da olmamıştır.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Levent Bektaş’tan 3 tane Dacya kamyonet alındığı söyleniyor.”

Sanık Okan İşgör: “Doğrudur efendim ben aracı oldum daha doğrusu kendisi almak istediğinde beraber gittik ben tanıştırdım 3 tane araç aldı bir lira dahi para ödemedi. O zaman Dacya Türkiye piyasasına yeni girmişti çok ciddi bir teşvik promosyon kapsamında satılıyordu 2 tane çıkarttılar hatta 3. de ısrar edince 3.’yük de verdiler. Bir lira para vermeden tamamını krediyle aldı.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Levent Bektaş’la bu samimiyetiniz nereden geliyor yani hiç para ödemeden araç verebilecek kadar nereden (bir kelime anlaşılamadı).”

Sanık Okan İşgör: “Hiç para ödemeden araç almamızın Levent Bektaş’la bir ilgisi yoktur. Dacya 2008, 2009 yıllarında zaten Türkiye piyasasına girdi o zaman çok ciddi bir markanın tanıtımı satışları için ciddi bir promosyon yapıyordu Dacya.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet. Satçılardan tanıdıklarınızı sormuştum yine o konuya dönüyorum sizin telefon rehberiniz E 50–1 model Nokia cep telefonunuz incelemesinde Apo Sat olarak 533 3808893 numaralı telefon kaydetmişsiniz.”

Sanık Okan İşgör: “Abdullah Göçeri.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kimdir bu şahıs nerede çalışır siz nereden tanıyorsunuz?”

Sanık Okan İşgör: “Kendisi Sat astsubayıdır ismi Abdullah Göçeri kendisiyle birlikte 2005 yılı yanlış hatırlamıyorsam tabi 2005 yılı Ocak ayı olması lazım ya da Şubat ayı Cem Kırca isimli arkadaşımın kayınpederi rahmetli olmuştu Manisa’da Abdullah Göçeri’yle birlikte Manisa’ya cenazeye gittik Cem Kırca’nın kayınpederinin cenazesine. Kendisiyle de yine Cem Kırca vasıtasıyla tanıştım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yine TG üsteğmen olabilir. HHSE 505 3489044 bu telefonu hatırladınız mı? Adil Serdar Saçan’la görüşmesi olan bir numara.”

Sanık Okan İşgör: “Hasan Hüseyin Hasan Hüseyin Erkmen kendisi İstanbul İstihbarat Şube Müdür Yardımcısı çıkar amaçlı suç örgütlerinden sorumlu bir birim amiriydi.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu kişiyle görüşmeniz oldu mu?”

Sanık Okan İşgör: “Oldu efendim yani.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hangi tarihlerde?”

Sanık Okan İşgör: “Mesleki açıdan değil Ambarlı bölgesine Büyükçekmece’ye geldiğinde zaman zaman yanıma uğrar şirketime gelirdi.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “A Cakar olarak kaydettiğiniz bir numara var. 532 3666168 bu telefon numarasını dava sanıklarından Sinan Aydın Aygün’le, Levent Temiz’le Hakkı Kurtuluş Alparslan Arslan’ın yanında staj yaptığını söylediği şahıs İlyas Çınar, Oğuz Alparslan Abdülkadir, Coşkun Umur, Doğu Perinçek, Atilla Aksu isimli şahısların görüşme yaptığı tespit edilmiş. Kimdir bu A Cakar olarak kaydettiğiniz şahıs?”

Sanık Okan İşgör: “MHP eski milletvekili Ahmet Çakar’dır arkadaşımdır aynı zamanda Ambarlı Limanlar bölgesinde kendisi de metropol lojistiğin sahibidir. Şu anda halen benim bıraktığım Marmara Nakliyeciler Derneğinin yönetim kurulunda üyedir kendisi ticari tanışıklığımız oradan gelen bir arkadaşlığımız vardır. Onun dışında ismini saydık saydığınız irtibatlı olduğu kişilerden hiçbirini tanımıyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yine A Çetin olarak kaydettiğiniz bir numara var. A Çetin Ahmet Çetin bu şahsı tanıyor musunuz?”

Sanık Okan İşgör: “Tanıyorum efendim Ahmet Çetin o da emekli Sat astsubaydır. Kardak krizinde düşen helikopterde yaralanıp malulen emekli olmuş birisidir. Emekli olduktan sonra Çerkezköy’de ticarete atıldı. Aynı zamanda Tekirdağ Ticaret ve Sanayi Odası başkanvekilliği yapıyor şu anda halen. Etruşi parfümlerinin ve fabrikasının sahibidir. Çetin Güvenlik’in sahibidir. Kendisiyle 2006 yılında Cem Kırca İstanbul’a geldiğinde benim aracımla birlikte Çerkezköy’e gidip Ahmet Çetin’in parfüm fabrikasını gezdik.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ulaş Özel’in ifadesinde şöyle geçiyor. Okan İşgör’ü Muzaffer Tekin’le tanıştıran Ömer Rıdvan Altınok yarbaydır. Ben Levent Bektaş’ı Şile’de bir arazide özel güvenlik şirketi kurup elemanlar yetiştirme gibi bir projesinin olduğunu biliyorum. Levent Bektaş bu güvenlik işi için Şakir Altınbaş emekli Yarbay Rıdvan Altınok emekçi emekli Satçı Ahmet Çetin parantez içinde Lüleburgaz’da Çetin Güvenlik’in sahibi ve Veli Küçük’ün bırakmış olduğu güvenlik şirketinde kişilerle irtibat kurardı şeklinde beyanları var. Burada ismi geçen Şakir Altınbaş Rıdvan Altınok’u daha önce sormuştum emekli Satçı Ahmet Çetin ve Veli Küçük’ün bırakmış olduğu güvenlik şirketindeki kişilerle irtibat kurduğunuzu söylüyor. Nedir bu olay Şile’de sizin bir arazi kiralamanız söz konusu yine dosya içerisinde 2007 yılında kıyı emniyeti genel müdürlüğünden yazdığınız bir yazı var orayı kiralamak istediğinizle ilgili piknik alanı ve mesirelik olarak kiralamak için yazdığınız bir yazı var dosya içerisinde. Bu güvenlik şirketi olayı nedir burada ismi geçen diğer şahısların sizinle bir irtibatı var mıdır tanıyor musunuz? Güvenlik şirketi konusunda yine Ahmet Çetin’le veya Veli Küçük’ün diğer elemanlarıyla görüşme yaptınız mı?”

Sanık Okan İşgör: “Efendim birçok şey sordunuz sırasıyla cevaplayacağım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Buyurun.”

Sanık Okan İşgör: “Atladığım olursa hatırlatın bana.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Buyurun.”

Sanık Okan İşgör: “Şimdi ben bununla ilgili detaylı beyanlarımı tutuklandığım günden bugüne bu yana her ay itiraz gününde yazılı olarak en ince ayrıntısına kadar gönderdim. Cuma günü yapmış olduğum açıklamaların da yine detaylı şekilde izah ettim. Yine açıklayayım burada. Şakir Altınbaş’ı tanımam ismini ilk defa Savcılıkta duydum bana sorduklarında. Kim olduğunu rütbesini ne mensubu olduğunu bilmiyorum. Levent Bektaş’la Ahmet Çetin’in sadece Satçı olduğu hasebiyle tanışmış olabileceğini tahmin ediyorum. Tanışıp tanışmadıklarını görüşüp görüşmediklerini bilmiyorum şahit olmadım. Levent Bektaş yakın arkadaşımdır Rıdvan Altınok’ta arkadaşımdır ikisinin tanıştığını zannetmiyorum. Tanışmış olsalar benim de bulunduğum Üçümüzün de evi birbirine çok yakın aynı çevrede yaşayan aynı çevrede oturan insanlarız. Hiçbir şekilde bir araya geldiklerine şahit olmadım. Birbirlerinden bahsettiklerine de şahit olmadım. Birbirlerini tanımaları da benim kanaatimce kesinlikle mümkün değil. Ulaş Özel’in güvenlik şirketiyle ilgili bu beyanları ben ilk defa Savcılıkta duydum. Benim Şile’de hiçbir zaman güvenlik şirketi kurma gibi bir niyetim olmadı. Evimde geçen kroki koordinatlar taslak proje dilekçe bununla ilgili de daha önce ayrıntılı açıklama yapmıştım. Koordinatlar ve harita orman işletme ilçe müdürlüğünden verilmiştir. Orada kesinlikle outdoor aktivitelerine yönelik Paintball hafta sonu konaklama işte Tracking ATV araçlarıyla faaliyetler göstermek üzere tasarlanmış bir projedir. Onun dışında hiçbir maksadı ve amacı yoktur. Benim bu projemle ilgili kesinlikle bahsi geçen şahıslardan hiçbiriyle ortaklığım veya birlikteliğim söz konusu değildir. Güvenlik şirketi kurma iddiasını kesinlikle reddediyorum böyle bir teşebbüsüm olmamıştır.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Siz bu dilekçeyi 2007 yılında vermişsiniz o zaman işlerinizin kötü olduğunu söylüyorsunuz. Hangi sermayeyle ne şekilde yapacaktınız bu çalışmalar tesisleri nasıl kuracaktınız?”

Sanık Okan İşgör: “Efendim sermaye gerektiren bir şey değil. Şimdi ismi geçen bir Satçı arkadaş daha vardır Hakan Çalışkan.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”

Sanık Okan İşgör: “Onun da ismi geçiyor görüşmelerde Hakan Çalışkan da benim arkadaşımdır. Kendisi yanlış hatırlamıyorsam 2006 veya 2005 yılında emekli oldu. Emekli olduktan sonra sürekli Türkiye’de düzenlenen bu tür aktivitelere katılan derecelere giren bir arkadaşımdır. Kendisi bu konuda bana destek olan birisidir. Ulaş Özel’in ve Hüseyin Yanç’ın beyanlarında dile getirdiği gibi birlikte gittiğimiz Satçılar dediği kişilerden bir tanesi bu Hakan Çalışkan’dır. Hakan Çalışkan’la ilgili o bölgede keşif yaparken bizim çekilmiş fotoğraflarımız dosyada mevcut olması gerekiyor. Çünkü gerek emniyette gerek Savcılıkta o resimleri bana gösterdiler. Bu resimlerde benim facebook sayfamdan alınmış facebook sayfamda da o projeden yüzeysel olarak bahsedilmekle beraber arazinin neresi olduğunu belirten fotoğraflar vardır. Yani kesinlikle gizli kapaklı ya da saklanılacak gizlenilecek inkar edilecek bir proje değildir. Kaldı ki 2007’de ben iflas ettiğimde tamamen iflas etmemiştim elimde son bir birikimim vardı. Bu işler gerçekleşmeyince o birikimi üstüne biraz ben kredi çektim bir 15 bin liraya kadar Hüseyin Yanç çekti toplamda 80, 100 bin lira gibi bir rakamla Ambarlı Limanlarında kebap salonu ve kafeterya açtım ben.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yine kendi telefonunuza AAA olarak kaydetmişsiniz 538 8125962 kendi kullandığınız numara. Levent Bektaş’ta bu numarayı 466. sırasında 8120 Black Bary marka telefonunun 466. sırasında Okan Nakliye AA 538 8125962 olarak kaydetmiş.”

Sanık Okan İşgör: “Doğrudur efendim."

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu özel bir şeyi var mıdır AAA 3 tane A yan yana.”

Sanık Okan İşgör: “Efen…”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Özel bir anlamı var mıdır?”

Sanık Okan İşgör: “Özel bir anlamı yok ilk sırada olmasının sebebi yanlışlıkla cep telefonu arka arka cebimizde ya da cebimizde taşırken yanlış arama yaptığı için kimseyi arayıp rahatsız etmesin diye en başa kendi numaramı kaydettim ki yanlışa yani kazaya arama yaptığında başkasını rahatsız etmesin maksatlı yoksa öyle özel bir maksadı yok.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Levent Bektaş’ta aynı şekilde kaydetmiş.”

Sanık Okan İşgör: “Nasıl kaydetmiş efendim?”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Okan Nakliye tire AAA diye kaydetmiş.”

Sanık Okan İşgör: “Özel bir amacı yoktur efendim. Yani onun cevabını Levent Bektaş neden öyle kaydetmiş bunun cevabını ben veremem kendisine sorulabilir.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu Hüseyin Yanç ve Ulaş Özel’in itirafçı olduğu biliyorsunuz ne itirafçısı olarak biliyorsunuz hangi örgütlerle ilgili olduğunu biliyorsunuz?”

Sanık Okan İşgör: “Hüseyin TİKKO Hüseyin Yanç TDKP.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hüseyin Yanç TDKP öyle mi?”

Sanık Okan İşgör: “TDKP.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ulaş’ın TİKKO.”

Sanık Okan İşgör: “Şey Ulaş Özel TİKKO.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “PKK’yla ilgili bir bilginiz varı mı? Hüseyin Yanç’ın PKK’ya katıldığı eğitim aldığı?”

Sanık Okan İşgör: “Yok PKK’ya katıldığıyla yok sadece TDKP’li olduğunu biliyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ne demek TDKP?”

Sanık Okan İşgör: “Açılımını bilmiyorum efendim TİKKO’nun MLKP olduğunu biliyorum TDKP’nin açılımını bilmiyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “TİKKO ne demek?”

Sanık Okan İşgör: “Bilmiyorum efendim MLKP, TİKKO olarak biliyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “MLKP ne demek?”

Sanık Okan İşgör: “Bilmiyorum efendim ben sol sol örgütlerle (birkaç kelime anlaşılamadı).”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani itirafçıyım diyor yani itirafçılık nedir yani bunların ne yapmışlar ne etmişler?”

Sanık Okan İşgör: “Efendim TİKKO olarak sol örgüt biliyoruz.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “İşyerinizde çalıştırıyorsunuz bu adamları bir görüştüğü kişiler var. Altlarında cip var şey var yani bu kimdir bu şahıslar demiyor musunuz?”

Sanık Okan İşgör: “Efendim cipi benden ayrıldıktan sonra aldı.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Nasıl bir güven tesis ettiler sizde? Şirketinizi devredecek kadar yakınsınız.”

Sanık Okan İşgör: “Efendim şirketimde kritik bir pozisyonda çalışan insanlar değildi. Hüseyin Yanç şirketimin.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Zaten kritik çalışmasına gerek yok devretmişsiniz yani şirketi devretmişsiniz.”

Sanık Okan İşgör: “Efendim tekrar edeyim. Kağıt üzerinde bir şirket hiçbir borcu olmayan üzerinde hiçbir mal varlığı bulunmayan kesinlikle ticaret yapmamış hiçbir hareketi olmayan sıfır bilançolu bugün kurmaya kalktığınızda 1000 lira gibi bir değeri olan şirket. Ben kurmuşum kullanmamışım 1000 lira kağıt değeri olan bir şirket her ay bana geçici vergileri muhtasarı tahakkuku muhasebecisi kullanmadığım şirket 700 lira gibi bir mali külfet oluşturuyordu. Zaten mali kriz içerisindeyim Ulaş Özel de nakliyeci işi nakliye şirketi kuracağım deyince bu şirketi o yükten kurtulmak için kendisine verdim. Bugün kurmaya kalksanız 1000 lira ben defalarca dile getirdim. Vergi dairesinden ilgili kayıtlar istensin bu konuda söylediklerimin ne kadar samimi olduğu ne kadar gerçek olduğu görülsün.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Siz Göktuğ şirketini de Timur Özgünül Özgönül ve Hasan Kaya’ya devretmişsiniz.”

Sanık Okan İşgör: “Doğrudur efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ve kebapçı dükkanı açmışsınız bu kebapçı dükkanı açarken de Hüseyin Yanç’a kredi çektirmişsiniz bu konu doğru mudur?”

Sanık Okan İşgör: “Doğrudur efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ödediniz mi bu kredi borcunuzu?”

Sanık Okan İşgör: “2008’in sonuna kadar ödedim 2008’den sonra yanlış hatırlamıyorsam bir 6 taksit veya 8 taksit ödeyemedim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Aranızda herhangi bir ihtilaf doğdu mu bundan dolayı?”

Sanık Okan İşgör: “Bundan do… evet, oldu bir kırgınlık oldu ama.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hangi tarihten itibaren?”

Sanık Okan İşgör: “2008’in Mayıs veya Haziran’ından itibaren.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Adil Timurtaş diye bir şahsı tanıyor musunuz?”

Sanık Okan İşgör: “Tanımıyorum efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Cizreli Ali Kod, Abdülmuttalip Tonçer?”

Sanık Okan İşgör: “Tanımıyorum efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hayrettin Ertekin?”

Sanık Okan İşgör: “Tanımıyorum efendim Hayrettin Bey’i burada tanıdım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Arif Doğan’ı tanıyor musunuz?”

Sanık Okan İşgör: “Tanımıyorum efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Adem Sat diye yine cep telefonunuza kaydettiğiniz bir numara var. 532 7454488 olarak kaydetmişsiniz. Bu şahıs kimdir?”

Sanık Okan İşgör: “Adem’de aynı şeklide Sattan malulen emekli olmuş bir arkadaştır. Kendisi geçirdiği bir kaza sonucu beyin hasarı almıştır, ayrılmıştır. Şu an yanlış hatırlamıyorsam en son görüştüğümüzde Adapazarı Maşukiye’de mi o bölgede babasıyla beraber iş.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Adem Ersöz mü? Adem Ersöz mü ismi soy ismi?”

Sanık Okan İşgör: “Ersöz olması lazım. Yine Cem Kırca vasıtasıyla tanışmış olduğum bir arkadaşım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Size niçin Cem bunları tanıştırıyordu yani sizinle tanışmalarının sebebi nedir?”

Sanık Okan İşgör: “Şimdi efendim ben Cem’le tanıştığım yıllarda üniversitede okuyordum hepimizin genç olduğu ve akran olduğumuz insanlar bunlar hepsi.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bunlar da öğrenci miydi sizle tanıştığı zaman?”

Sanık Okan İşgör: “Hayır onlar o zaman Satta yeni astsubaydı hepsi. Ben üniversitedeydim bahsettiğim gibi sınıf arkadaşım Kemal Özmez vasıtasıyla Cem’le tanıştım. Cem, Cem’de Bursalı olduğu için hemşeri olduğumuz sebebiyle ilişkilerimiz pekişti. Daha sonra aynı evi paylaştık beraber hafta sonları gezemeye gidiyorduk. Beraber arkadaşlık ortamlarında bulunuyorduk. Yani bahsettiğimiz olay bundan 23, 24 sene önceki olaylar. Ondan sonra da arkadaşlıklarımız devam etti. Aynı evi paylaştığım Hayati Akbıyık vardı kendisi İzmir’de öldürüldü. Ziya Çaydışı vardı 2004 senesinde bir tatbikat operasyonunda Karadeniz’de kayboldu. Yine Aykut vardı yine ortak arkadaşımız Kardak’ta helikopter düştüğünde rahmetli oldu helikopterin içinde boğuldu. Şimdi bunlar akran olduğum samimi arkadaşlarım benim gençken tanıştığım evlendiler şu an ailecekte görüşmelerimin devam ettiği insanlar. Cem İstanbul’a geldiği zaman benim evimde kalır. Ben cezaevindeyim Bülent’in eşi eşimle görüşür. Yani Cem’in babası Bursa’da ailesi Bursa’da yaşar bir evleri Gölcük’tedir. Bursa’ya gittiğim zaman bayramlarda giderim annesinin babasının elini öperim tamamen sosyal çerçevede arkadaşım olduğu insanlar bunlar benim. Yani bunlarla benim kesinlikle hiçbir illegal oluşuma yönelik bu tarz bir ilişkim olmamıştır.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ulaş Özel’in ifadelerini dinlediniz yani Muzaffer Tekin tutuklandıktan sonra Satçılarla daha çok görüşmeye başladı Okan İşgör şeklinde beyanları olu Levent Bektaş ve diğerleriyle. Bu konuya ne diyorsunuz?”

Sanık Okan İşgör: “Efendim Ulaş Özel benim yanıma 2006’nın sonunda geldi. Ben bu insanlarla 1999 senesinden bu yana görüşüyorum ve halen de görüşüyorum. Ben bu soruşturma başladı…”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Levent Bektaş’la da görüşüyor muydunuz 99’dan beri?”

Sanık Okan İşgör: “Efendim?”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Levent Bektaş’la da görüşüyor muydunuz?”

Sanık Okan İşgör: “Ben Levent Bektaş’la 2007 senesinde bizim orada.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hangi ayında 2007’nin hangi ayında?”

Sanık Okan İşgör: “2007 Haziran olması lazım yanlış hatırlamıyorsam.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”

Sanık Okan İşgör: “Beylikdüzü.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Muzaffer Tekin o tarihlerde tutuklandı 2007 Haziran’ında tutuklandı.”

Sanık Okan İşgör: “Hayır efendim Levent Bektaş 2007 Haziran’ında tutuklanmadı Levent Bektaş.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Muzaffer Tekin tutuklandı Muzaffer Tekin 2007 Haziran’ında tutuklandı.”

Sanık Okan İşgör: “Efendim ben Levent Bektaş’la Muzaffer Tekin arasında bir irtibat tanışıklık olup olmadığını ben bilmiyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”

Sanık Okan İşgör: “Ben Levent Bektaş Beylikdüzü’nde 2007 senesinin yazında KİA galerisini açtıktan sonra kendisiyle tanıştım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Nasıl tanıştınız?”

Sanık Okan İşgör: “Galeriyi açmıştı benim de Megan araçlarım vardı kendimin kullandığım babamın kullandığı eşimin kullandığı.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hı, hı.”

Sanık Okan İşgör: “Servise götürdüm daha doğrusu orayı açınca.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “KİA servisiydi Megan arabayı mı götürdünüz? Anlamadım.”

Sanık Okan İşgör: “Efendim KİA, Renault, Dacya, KİA, Renault, Dacya sadece Renault değil.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”

Sanık Okan İşgör: “Ufak araç servisi ve satış bayi. Orada tanıştım ortak arkadaşlarımız işte Satçı Ulaş Özel’in de bahsettiği gibi odasına girdiğimizde Satların resimleri bröveler katıldığı kurslar sertifikalar odasında asılıydı. İşte ortak arkadaşlarımız olduğunu sohbetimizde çıkarınca daha sonra Bülent Kuru’da geldi. Bülent Kuru’yla da kendisini ziyaret ettik. Baktı ki benim Bülent Kuru’yla kendisi yakın arkadaş bende Bülent Kuru’yla çok samimiyim Almanya’daki Cem’le çok samimiyim e tabi sohbetimizde Ziya Çaydışı’yla Hayati Akbıyık’la ev arkadaşı olduğumuzu öğrendi. Bu nedenle arkadaşlığımız pekişti bizim o bölgede.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Haldun Türkoğlu’yla tanıştınız mı?”

Sanık Okan İşgör: “Tanımıyorum efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Serdar Öztürk?”

Sanık Okan İşgör: “Tanımıyorum efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Mustafa Levent Göktaş?”

Sanık Okan İşgör: “Levent Göktaş ile bu salonda tanıştım efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Daha önce bahsi geçmedi mi Levent Bektaş’ın orada?”

Sanık Okan İşgör: “Kesinlikle tanımıyorum efendim kesinlikle tanımıyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “BEMA Madencilik diye bir yer biliyor musunuz?”

Sanık Okan İşgör: “Tanımıyorum efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Şey yine cep telefonunuz kayıtlarında Aristo olarak kaydettiğiniz bir numara var. 212 3240706 kimdir bu nerenin numarasıdır? Şu Aristo dediğiniz şahıs kimdir? Sami Hoştan’la irtibatı olan bir şahıs.”

Sanık Okan İşgör: “Aristo güzellik estetik merkezi benim bir bayan arkadaşımın işyeridir. Kendisi sahibidir. Güzellik salonudur yani estetik salonudur. Sema Arabacıoğlu’dur sahibi.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sema Arabacıoğlu.”

Sanık Okan İşgör: “Sema Arabacıoğlu.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Tanışır mısınız kendisiyle?”

Sanık Okan İşgör: “Tanışırım efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yakinen görüşür müsünüz?”

Sanık Okan İşgör: “Yakinen değil işyeri Levent bölgesindedir. Öyle 3 ay, 2, 3 ay ya da o tarafa yolum düştüğünde binde bir olsa da yanına uğrar kahvesini içerim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ziya Bandırmalıoğlu Veli Küçük bu kişiyle görüşür mü biliyor musunuz?”

Sanık Okan İşgör: “Sema Arabacıoğlu’nun Veli Küçük’le görüşüp görüşmediğini bilmem. Ziya Bandırmalıoğlu vasıtasıyla tanıştığım kişidir arkadaşımdır.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “O mu tanıştırdı sizi?”

Sanık Okan İşgör: “Evet efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Avukat Kader Av. Kader olarak kaydetmişsiniz 532 6634709 numaralı telefonu kaydetmişsiniz. Adnan Türkkan’ın irtibatı var. Kimdir bu şahıs?”

Sanık Okan İşgör: “Adnan Türkan’ı tanımam Avukat Kader’i tanırım. Geçen gün mahkeme heyetine sunduğum benden alacaklı olan Avukat Kader Taşkaya’dır. Belgeler içerisinde icra ve haciz evraklarında alacaklı olarak ismi vardır. Kendisiyle bu vesilede tanışıklığım vardır. Kendisine borçluydum borcumu ödedim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Binbaşı Asi diye kaydetmişsiniz veya Ası 505 2527444 numaralı telefon. Bu numaranın sanıklardan Turhan Çömez’le irtibatı var. Kimdir bu şahıs Binbaşı Asi.”

Sanık Okan İşgör: “Asım olabilir mi efendim?”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kısaltmış olabilirsiniz 505 2527444.”

Sanık Okan İşgör: “Şimdi numara olarak hatırlamam mümkün değil de ama baş harflerinden yola çıkarak Asım Binbaşı olabilir kendisi.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kimdir?”

Sanık Okan İşgör: “2006 yılından sonra İstanbul Jandarma Organize Suçlar ve Kaçakçılık Şube Müdürüdür.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hangi konuları görüşüyordunuz kendisiyle?”

Sanık Okan İşgör: “Kendisiyle bir görüşmem olmadı. Benim silah ruhsatı işlemlerimle ilgili bazı evraklar ihtiyacı hissetim. O vesileyle kendisini aradım kendisiyle yanlış hatırlamıyorsam 1 kere veya 2 kere görüşmem olmuştur. Hiçbir şekilde işyerime Ulaş Özel’in iddia ettiği gibi benim işyerime gelmiş bir insan değildir. Kendisiyle yüz yüze görüşmüş olduğum bir insan değildir.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yine Binbaşı Mehmet 532 2676909 numaralı telefon kaydetmişsiniz Muzaffer Tekin’le irtibatı olan bir şahıs kimdir Binbaşı Mehmet?”

Sanık Okan İşgör: “Mehmet Binbaşının Muzaffer Tekin’le irtibatı olup olmadığı konusunda bilgim yok. Kendisi Asım Binbaşıdan önceki Organize Suçlar ve Kaçakçılık Şube Müdürüdür İstanbul’da jandarma”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Binbaşı Mevhar olarak kaydettiğiniz numara var 505 3698522. Sanıklardan Mustafa Koç ile irtibatlı.”

Sanık Okan İşgör: “Mustafa Koç’u tanımam Mevhar Binbaşı yanlış hatırlamıyorsam 2005 yılına kadar İstanbul İstanbul Jandarma İstihbarat Şube Müdürüydü.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yarbay L Civ olarak kaydettiğiniz bir numara var. 505 3489797 olarak biten Ali Kalkancı, Cihandar Hasanhanoğlu isimli şahıs şahıslarla irtibatı tespit edilmiş kimdir Yarbay L Civ?”

Sanık Okan İşgör: “Ali Kalkancı’yla diğer ismini saydığınız şahsı tanımıyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Cihandar Hasanhanoğlu.”

Sanık Okan İşgör: “Tanımıyorum efendim. L Cive Lütfü Cive’dir İstanbul İl Jandarma Alay Komutan Yardımcısıdır kendisi. Yanlış hatırlamıyorsam gene 2004 yıllarında tayine gitmiş olması gerekiyor. 2004 veya 2005 yılına kadar İstanbul İl Jandarma Alay Komutan Yardımcısıdır?”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sizin irtibatınız nedir bu şahısla?”

Sanık Okan İşgör: “Yine onunla tanışıklığım da silah ruhsatıyla ilgilidir. Kendisi silah ruhsatı ve asayişten sorumlu alay komutan yardımcısıydı. Onunla ilgisi ilgili kendisiyle görüştüm.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yine bir kayıt var. Sesli harfler yazılmayarak MHMT yani Mehmet.”

Sanık Okan İşgör: “Mehmet.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “ZTRK Öztürk Mehmet Öztürk olarak kaydedilmiş. 535 3856464 numaralı telefon bu numaranın da sanıklardan Hüseyin Görüm ve İbrahim Özcan ile irtibatları var. Bu şahıs kimdir?”

Sanık Okan İşgör: “Hüseyin Görüm ve İbrahim Özcan’ı daha önce de belirttiğim gibi tanımıyorum. Mehmet Öztürk kişi Şile Orman İşletme İlçe Müdürüdür. Kendisi de bu kiralamak istediğim yerlerle ilgili görüştüğüm kişidir.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yine bu şahsın Durmuş Ali Özoğlu’yla 82 kez görüşmesi var. Mehmet Fikri Karadağ’la görüşmeleri var. Nerede Orman İşletme Müdürüdür?”

Sanık Okan İşgör: “Şile.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Şile’nin Orman İşletme Müdürü.”

Sanık Okan İşgör: “Şile Orman İşletme İlçe Müdürü.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Anladım. Dağtepe olarak kaydettiğiniz 212 2574391 numaralı telefon var. Bunun da Turgut Büyüküdağ’la sanık Güler Kömürcüyle irtibatları var. Kimdir bu şahıs Dağtepe?”

Sanık Okan İşgör: “Dağtepe şahıs değildir efendim Dağtepe Boğaziçi Üniversitesinin yanında Doğatepe restorandır.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ne tepe?”

Sanık Okan İşgör: “Doğatepe.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Doğatepe restoran.”

Sanık Okan İşgör: “Doğatepe restoran.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kim işletiyor biliyor musunuz?”

Sanık Okan İşgör: “Kim işlettiğini bilmiyorum. Hafta sonları eşimle çocuklarımla benim kahvaltıya gittiğim bir restorandır.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Engin Ho olarak kaydettiğiniz bir numara var. 533 7668552 bu telefon numarasının dava sanıklarından Arif Doğan'la Coşkun Umur’la, Sedat Peker'le, Ertaç Giray’la telefon irtibatları var kimdir Engin Ho…”

Sanık Okan İşgör: “Engin Hoş, Engin Hoş Paşadır Jandarma Bölge Komutanı 99, 2000’li yıllarda.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yine dava sanıklarından Vedat Yenerer’in irtibatı var.”

Sanık Okan İşgör: “Efendim ismini saydığınız.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Burada saydığım kişilerden Ertaç Giray avukat.”

Sanık Okan İşgör: “Tanımıyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Eski Savcı emekli Savcı tanıyor musunuz?”

Sanık Okan İşgör: “Tanımıyorum efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Coşkun Umur veya işte Bedrettin Dalan, Bedrettin Dalan’ın şoförü.”

Sanık Okan İşgör: “Tanımıyorum efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Arif Doğan daha önce de sormuştum.”

Sanık Okan İşgör: “Tanımıyorum efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Eski JİTEM’in kurucusu olduğunu iddia eden şahıs.”

Sanık Okan İşgör: “Tanımıyorum efendim."

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ersözlü diye kaydettiğiniz bir numara var. 532 6136939 bu numaranın Hakan Şanlı’yla dava sanıklarından irtibatı var. Kimdir Ersözlü?”

Sanık Okan İşgör: “Hakan Şanlı’yı tanımıyorum. Ersözlü Ersözlü Otomotivdir. Karşıda Beylerbeyi tarafından klasik otomobiller satan bir galeridir. Sahibini tanımam bir dönem orada bir araca bakmıştım randevuyla gitmiştim. Beylikdüzü’nden gittiğim için gitmeden aramıştım. Orada bir klasik araca bakmıştım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “İsmail Ulaş olarak kaydettiğiniz 532 2237772 numaralı telefon var. Bu numara Levent Bektaş’la da irtibatlı. Levent Bektaş İsmail Nakliyeci olarak kaydetmiş Black Bary telefonuna. Kimdir bu şahıs?”

Sanık Okan İşgör: “İsmail Ulaş’la Levent Bektaş’ın tanıştıran kişi benim. İsmail Ulaş değildir ismi İsmail Dönmez’dir. Ulaş tır garajının sahibidir. Bizim Ambarlı’da faaliyet gösterdiğimiz bölgede tır garajı vardır. Kendisi Levent Bektaş’ın KIA galerisinden bir tane KIA Sorento marka cip almıştır benim tanıştırmam sonucu.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “MTN AGB olarak kaydetmişsiniz Metih Abi veya Ağababa bilemiyorum.”

Sanık Okan İşgör: “Evet.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “532 2036817 olarak kaydetmişsiniz. Bu da dava sanıklarından Muhterem Bağcı’yla irtibatı olan bir şahıs. Kimdir bu Metin AGB?”

Sanık Okan İşgör: “Muhterem Bağcı’yı tanımıyorum. Metin Abi olarak kayıtlı kişi Ahmet Metin Gürbüz’dür. Kendisi Ambarlı Limanlarında benim gibi nakliyecilik yapan birisidir. Elzem Lojistik isimli firması vardır. Aynı şekilde halen Beysen Sanayi Sitesinde nakliyeciliğe devam etmektedir. Bizim Marmara Nakliyeciler Derneğinde yönetim kurulu üyemizdi ve nakliyeci esnaf arkadaşımdır benim. Levent Bektaş’la da görüştürdüm kendisini. Kendisinden bir tane Renault Clio marka araç alması söz konusuydu. Ama almadı.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yine Kani Hoca 1, 533 6550706 olarak kaydettiğiniz numaranın Ergin Geldikkaya Ali Türkşen, Emre Onat, Levent Bektaş, Aşkın Lale isimli kişilerle irtibatı var. Kimdir bu şahıs? Sizin irtibatınız nedir? Kani Hoca 1”

Sanık Okan İşgör: “Kani Hoca bu ismini saydığınız Satların öğrenci olduğu dönemdeki hocalarıdır. Yani o vesileyle herkes Kani Hoca diye hitap eder. Kani Hoca diye tanır kendisiyle ben de Cem’lerle arkadaşlık ettiğim dönemde tanıştım. Kendisiyle de görüşürüz. Hatta birkaç tane arkadaşımın çocuklarını gönderdim. Kendisi çalıştığı daha önce gez göz arpacık güvenlik firmasında çalışıyordu. Bir dönem Ahmet Çetin’in yanında çalıştı. Şimdi yanlış hatırlamıyorsam farklı bir firmada yine yönetici olarak çalışıyor. Çevremden işe ihtiyacı olan yakınlarımızın tanıdıklarımızın ya da bizden o noktada yardım isteyen ahbaplarımızın talepleri olduğunda yönlendiriyorduk. Yardımcı olabildiklerine yardımcı oluyorlardı.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Okan olarak 5962’yle biten numaranızı kaydetmişsiniz. Kendi telefonunuza kendi isminizi Okan diye mi kaydedersiniz?”

Sanık Okan İşgör: “Efendim hangi telefona kayıtlı o numara?”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bahsettiğim Nokia marka telefon.”

Sanık Okan İşgör: “Efendim Nokia marka telefonsa Erhan Şuözer’in bana verdiği telefon olabilir. Çünkü telefonu kendi çocuğundan alıp bana verdi.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Daha önce kaydetmiş olabilir mi diyorsunuz Okan ismini?”

Sanık Okan İşgör: “Yani görüştüğümüz dönemde kaydetmiş olabilir yoksa.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Anladım.”

Sanık Okan İşgör: “Benim kendi telefonumu tek kay... kaydetme şeklim. Yeni aldığım numarayı unutmamak açısından ben diye kaydederim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ben diye kaydedersiniz.”

Sanık Okan İşgör: “Başkasını araması diye de AA en üste ilk numara olarak kaydederim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Anladım. Sat Hakan olarak kaydettiğiniz bir numara var. 532 4037801. Bu numara Mustafa Turhan Ecevit, Ergin Geldikkaya, Eren Günay, Erme Onat Levent Bektaş, Ali Türkşen isimli şahıslarla irtibatlı bu Ergin Geldikaya’nın Avea sim kart rehberinde Seda Polis olarak bu numarayı kaydetmiş.”

Sanık Okan İşgör: “Açıklayım efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Levent Bektaş Hakan Çal diye kaydetmiş. Ali Türkşen Hakan Çalışkan olarak kaydetmiş. Kimdir bu şahıs sizin irtibatınız nedir?”

Sanık Okan İşgör: “Az önce bahsettiğim kişi Hakan Çalışkan Şile’de outdoor aktivitelerine yönelik fikrini aldığım arkadaşım. Bir kişinin telefonunda Seda Polis olarak kaydedilmesinin sebebi eşi polis memurudur. İsmi Seda’dır o nedenle bir kişinin telefonda o şekilde kayıtlı olabilir. Kendisi aynı şekilde benim niyetlendiğim Şile’de yapmaya niyetlendiğim işi şu an Eskişehir’de kendisi yapıyor tek başına. Outdoor aktivitelerine yönelik. Kendisi tek başına aynı benzer işi kurdu orada Eskişehir’de.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yine burada Taylan olarak kaydettiğiniz bir numara var 532 7204060 bu telefon numarası da daha önce gözaltına alınıp serbest bırakılan Sisi lakaplı Serhan Soylu, Seyhan Soylu’yla irtibatlı bir şahıs. Taylan bu kişi Taylan Çolak mıdır?”

Sanık Okan İşgör: “Taylan Çolak’tır efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Oğullar grubu Oğullar derneği şeklinde bir dernek biliyor musunuz? Silah kaçakçılığı yapıp yapmadığı konusunda o kişiyle bir alışverişiniz oldu mu? Ulaş Özel’in de bu iddialarını göz önüne alınarak açıklar mısınız?”

Sanık Okan İşgör: “Taylan Çolak Amerikan Kimber yine Amerikan Kar silahlarının Türkiye distribütördür. Kendisi Güzelce de eviyle aynı yerde işyeri vardır. Silah ruhsat takip işleri yapar. Silah satışı yapar resmi olarak. Kendisiyle ben silah ruhsatı alma noktasında tanıştım. Kendisi aynı zamanda Makedonya Türkleri kalkındırma partisi Türkiye temsilcisidir. Yine Oğullar adında Makedonya’da kurmuş olduğu bir radyo ve lokal vardır. Oğullar diye bir de şimdi arkadaşlar bahsetti. Ulaş Özel Oğullar diye bir dernekten. Türkiye’de böyle bir dernek yok. Bunu dernekler masasından da sorarak teyit edebilirsiniz. Sadece o öyle bir oluşum içerisinde Makedonya’da kurduğu oluşumu burada da kurmak gibi bir niyeti vardı. Tamamen efhenişer bir çizgide kötü alışkanlıkları olan insanları bu alışkanlıklardan uzak tutmak işte so… dini sohbetler bu tür toplantılar yapıyorlardı bende bu toplantılardan birkaç tanesine katıldım ama kesinlikle böyle bir dernek ya da yapılanma çerçevesinde değil. Sohbet çerçevesinde. Kendisi silah kaçakçılığı yapmamaktadır. Kendisini ben 2004 yılından bu yana tanırım. Bugüne kadar öyle bir soruşturmaya maruz kalmadı yalnız bizim ilişkimiz koptuktan birkaç sene sonra silah ruhsat işlemlerini yaparken bazı usulsüzlükler yaptığı noktasında soruşturma açıldığını duydum hakkında. Kendisine de benim ödemiş olduğum bir para vardır bana çıkartacağı silah ruhsatıyla ilgili. Bu ödemenin kaydı da dava dosyasında benim ajandamda ne kadar verildiği ne amaçla verildiği mevcuttur.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet 4000.”

Sanık Okan İşgör: “Ama.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “4000 TL çek bahsetmişsiniz.”

Sanık Okan İşgör: “Evet efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yazmışsınız ajandanıza.”

Sanık Okan İşgör: “Evet efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Nedir bu alacak meselesi nereden kaynaklanıyor?”

Sanık Okan İşgör: “Alacak meselesi bana çıkartacağı ruhsat işlemleri nedeniyle.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Elen 59 Elen@onlaynhom.d şeklinde bir e-posta adresi kaydetmişsiniz. (birkaç kelime anlaşılamadı)”

Sanık Okan İşgör: “Yurtdışından bir bayan arkadaşım.”



Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu konuyla ilgili Ulaş Özel ifadesinin 18. sayfasında şöyle diyor. Okan İşgör Oğullar diye bir grubun üyesiydi dernekte olabilir tam olarak bilmiyorum. Okan jandarmanın kaçakçılık grubuyla birlikte yazıhanede uyuşturucu pazarlığı yapıp resmi operasyonlar yapıyorlardı. Bu operasyonlarda şirketi tırları ve yazıhaneyi kullanıyorlardı. JİTEM uyuşturucu pazarlıklarını ve operasyonlarını yazıhaneyi ve şirketi kullanarak yapıyorlardı. Yazıhaneye tanımadığım kişiler gelirdi. Yazıhanede JİTEM’de görev alıp uyuşturucu yapanları yakalayıp işlem yaparlardı. Ben bir sefer tanık oldum benden önce 3, 4 sefer olduğunu duydum. Oğullar derneğinin her üyesi Güzelce’de toplantılara katılırlardı. Derneğin başkanı Taylan Çolak’tır. Taylan Kosova’daki savaşta Türk tarafına silah tedarik eden ve İstanbul’da silah takipçiliği yapan birisidir. Kendi üyelerine şirketlerde müdürlük gösterip cirosunu yükseltip o şekilde silah ruhsatı bir de birkaç silah markasının distribütörlüğünü yaptığını biliyorum. Satçılara temin edilen silahları 15 adet Glock tabancayı 2000 dolardan Taylan Çolak temin etmiştir. Okan’ın da Satçılara silah temin edilmesinde aracılık ettiğini biliyorum. Taylan Çolak’ın başkanlığını yaptığı derneğin üyesi çoktu. Bildiklerim Okan İşgör Kıvanç Beylikdüzü Y London mağazası sahibi Hasan Kemerci 2 tane adam yaralama olayına karıştığını duymuştum. Sürekli arabasında silah taşıyan biridir. Davut Okan’ın kız kardeşinin eşidir. Babası emekli MİT bölge müdürüdür. Okan’ı Oğullardan dolayı tanıdığı ve kız kardeşiyle evlendi. Serkan güvenlikçi komutan, Serkan olarak biliyorum İsrail’e eğitim almak için gönderilmişti. Soy ismini bilmediğim Bülent isimli şahıs belediye ve hükümetle olan ilişkilerde bağlantı yapıyordu. İhale ve tayin işinde bağlantı yapıyordu. İsmini şu an hatırımda değil ancak okul servisi ve bir tekstil firmasında taşımacılık yapan şişman silah taşıyor Kuzu Taşımacılık veya Kuru Turizmde çalışan kişilerin hepsinde silah vardı. 3 ortaklı yazıhaneleri Beylikdüzü’ndedir. Bu derneğin üyeleri mafya gibi insanlardır. Bunlar sürekli toplanır ve düzenli toplantılar yaparlar. Ayrıca dernek üyeleri tek tek de Okan’ın yazıhanesine gelir giderler. Yasadışı iş yapan mafya çete uyuşturucu satan terör örgütünü destekleyenlerle ilgili sindirme tehdit gibi işleri yasal işmiş gibi polisin yerine kendilerini koyup yaptıkları iştir. Bu işlerden çakar sağlayan insanlardır. İsmini bilmediğim çok sayıda üyeleri vardı. Bu yukarıda size anlatmış olduğum Oğullar grubu içerisinde içerisinde kişiler Okan İşgör Satçı ve diğer askeri kişiler dışında sürekli irtibatlı olduğu ve toplantılar yaptığı karanlık kaosa dönük eylemler yapmaya başladıkları amaçladıkları gruptur. Ayrıca Okan bu grubun başı olarak bildiğim Taylan’ı askerlerle özellikle JİTEM ve Sat grubu içerisinde bulunan askerlerle tanıştırmaya çalışırdı. Ayrıca Taylan’ın da tanıdığı üst düzey emniyetçiler olduğunu biliyorum. Taylan’da Okan’ın bu tür işlerine yardımcı olur bu kişilerle sık sık görüşüyordu. Beylikdüzü’nde bulunan ofiste görüşüyorlardı. Teşhis odası gibi yerdi. Diğer taraftan bakıldığında ayna gibi bizleri görmezlerdi. Sürekli gelip gidiyorlardı. Bizi oradakiler ve polisler ile diğerleri itirafçı olarak değil askerlikten ayrılan olarak tanıyorlardı. Okan İşgör bir yere gittiği zaman güç gösterisi olarak beni götürüyordu. Okan biz bölge komutanını tanıdığımız için randevu almamızı ve ben Okan, Hüseyin Yanç Taylan Çolak bölge komutanının yanına gidip sorunları söyledi. Diye devam ediyor. Burada Oğullar grubundan bahsediyor. Gizli toplantılar yapıldığından bir araya gelindiğinden uyuşturucu Pazar çalışmalarının buralarda yapıldığından Satçılara 15 adet Glock marka tabanca temin edildiğinden bahsediyor ve Oğullar grubundaki bazı kişilerden söylüyor. İşte Kıvanç Hasan Davut veyahut da Davut’un sizin kayınbiraderiniz olduğunu söylüyor. Bu konuda ne diyorsunuz?”

Sanık Okan İşgör: “Şimdi efendim ben baya uzun okudunuz. Bir silahlarla ilgili önce belirteyim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”

Sanık Okan İşgör: “Ben kesinlikle Satçılara.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Glock marka tabanca.”

Sanık Okan İşgör: “Silah temin etmem. Taylan vasıtasıyla kendilerine işte şu tutarda silah satmam söz konusu değildir böyle bir suçlamayı kabul etmiyorum ben. Onu kesinlikle kabul etmiyorum öyle bir şey olmadı gerçekleşmedi.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Oğullar grubunda yer alan kişilerden bahsediliyor.”

Sanık Okan İşgör: “Oğullar gru…”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kıvanç diyor London mağazası Beylikdüzü’nde.”

Sanık Okan İşgör: “Kıvanç Y London mağazasının sahibidir. Aynı zamanda kendisinin tekstil fabrikası vardır Yeni Bosna’da. Tamamen bir işadamı (bir kelime anlaşılamadı).”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Oğullar grubu nedir yani bu grupla alakası nedir?”

Sanık Okan İşgör: “Efendim Oğullar grubu diye bir grup yok. Oğullar grubu diye bir dernek kurulmadı. Bu Taylan’ın Makedonya’da kuruduğu radyonun ismidir. Kendisi de bahsettiğim gibi.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Radyo mu işletiyor Taylan?”

Sanık Okan İşgör: “Efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Radyo mu işletiyor.”

Sanık Okan İşgör: “Ben Makedonya’ya gitmedim efendim öyle bir lokalinin olduğunu ve öyle bir radyosunun olduğunu anlatıyordu kendisi.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Lokal açmış ve.”

Sanık Okan İşgör: “Evet Makedonya’da sürekli gidip geliyordu.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Makedonya.”

Sanık Okan İşgör: “Kendisi sürekli gidip geliyordu Makedonya’ya.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “İşte bu kişilerin ne alakası var o grupla veya işte oğullarla?”

Sanık Okan İşgör: “Efendim Ulaş Özel’in bilmediği bir şey var adını saydığı kişilerin hepsinin Taylan Çolak’la olan ilişkisi almış oldukları silahlardan ötürü kaynaklanmaktadır. Bu kişilerin Kıvanç Kayalar Ercan dediği kişi Ercan Kuzu bu insanların silahlarının hepsi ruhsatlıdır. Kıvanç Kayalar’da 2 tane ruhsatlı silah vardır. Taylan Çolak’tan almıştır. Ercan Kuzu yine bizim bölgemizde nakliyecilik yapan bir arkadaşımızdır. Bir tekstil firmasının taşıma işlerini yapar ruhsatlı silahı vardır. Yine Taylan Çolak’tan almıştır. Taylan Çolak’ın bu kişilerle ilişkisi tamamen ticari bir ilişkidir. Ben de kendisiyle Taylan Çolak’la silah ruhsatı vesilesiyle tanıştım aramızdaki ilişki tamamen bir ticari ilişkidir.”

Mahkeme Başkanı: “Savcı Bey kısa bir ara verelim.”

Tutuksuz sanıklar Ertuğrul Orta ve Adnan Bulut ile bir kısım sanıklar müdafi Avukat Ayşe Çiğdem Tezeller ve Avukat Erol Bayram’ın geldiği ayrıca Hazine avukatı Avukat Nuray Albayrak’ın geldiği görüldü.




Yüklə 0,68 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin