13. AĞIr ceza mahkemesi ( cmk 250 maddesi İle yetkiLİ ) duruşma tutanağI



Yüklə 0,75 Mb.
səhifə4/7
tarix01.08.2018
ölçüsü0,75 Mb.
#65111
1   2   3   4   5   6   7

Mahkeme Başkanı: "Tamam.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet. Volkan Gezmiş’i tanıyor musunuz?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Efendim?”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Volkan Gezmiş.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Zannedersem bir zamanlar Ergenekon operasyonunda ismi var evet tanıyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu Volkan Gezmiş sizi 2 Mart 2004 tarihinde pardon 12 Mart 2004 tarihinde arıyor. Aranızda şöyle bir görüşme var. Boğaç Kaan Murathan: Alo. Volkan Gezmiş; Alo. Boğaç: Efendim Volkan. Volkan: Abi bu Veli amcanın yanındaki arkadaşın bir de bir de rahmetli Mustafa Ok eşinin üzerine 2 tane hesap numarası açılacakmış abi. Siz: Kimle kimle kimin Mustafa abiyi anladım öbürü. Volkan: Öbürü şey Veli amcanın yanındaki arkadaş var ya. Siz: He onun hesap numarası ve. Volkan: He, he. Siz: Ya bizim Caner’in numarası bir de şeyin numarası. Siz diyorsunuz ki ya bizim Caner’in numarası bir de şeyin numarası. Volkan: Doğrudur. Boğaç: Tamam ben onu yarın sana bildiririm. Hadi görüşürüz öpüyorum şeklinde bir telefon görüşmesi.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Evet.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Burada Caner’in numarası diye ifade eden.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Evet dedim ya efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Şahıs olarak siz görünüyorsunuz.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Dedim ya kardeşi benim tanıdığım, samimi olduğum bir kişi. Yani onun abisinin Caner olduğunu biliyorum zaten. Ama bu konuda.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Veli amcanın yanındaki diyor. Veli amcanın yanı Veli amca diye tanıdığınız kim var sizin başka?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Hayır burada Veli Küçük’ün bahsedildiği belli zaten.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Ama diyorum ki zaten…”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Onun şoförü olduğunu biliyor muydunuz yani onu diyorum.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Ama karşımdaki insan karşımdaki insan bana zaten bilgilendiren o beni yani ben onu bilgilendirmiyorum ki ben ona kim diye soruyorum. O da bana diyor ki, Veli amcanın şoförü. O söyledikten sonra zaten anlamış oluyorsunuz yani. Ama.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “İşte biliyor muydunuz siz Emin Caner Yiğit’in Veli Küçük’ün şoförlüğünü yaptığını biliyor muydunuz?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Bilsem zaten derim ki. Bilsem zaten derim ki Veli amcanın şoförü mü derim. Yani bana hatırlatmak zorunda kalmaz. Ama diyorum ki Caner’in ben kardeşiyle samimiyim zaten. Yiğit soyadını söylediği zaman ben onu kardeşine ileteceğim zaten yani ayriyeten konu burada belli oluyor zaten. Diyorsunuz ki bana size böyle bir şey söylendiğini söylüyorsunuz. Bana söyleniyor zaten. Veli amcanın şoförü diyor. Yani bunu Volkan biliyormuş zaten burada anlaşılan o. Ben demiyorum ki Veli amcanın şoförüne mi vereyim. Kim diye soruyorum. Veli amcanın şoförüne verin diyor bana. Kim diye soruyorum Caner Yiğit. Caner bizim Caner mi diyorum yani Taner’in abisi Caner mi diyorum. Yani ben tanımıyorum derken bir kez daha söylüyorum. Samimiyetim yok diyorum. Kardeşiyle samimiyim diyorum. Kardeşine arabamı bıraktım diyorum. Yani tabi ki kardeşini tanıdığım bir insanın abisini isim olarak, sıfat olarak bilirim ama Dünya görüşümüz beraber geçen bir insan değil yani zaman geçirdiğim bir insan değil. Bana Volkan Bey diyor ki Boğaç, Veli amcanın şoförü diyor, kendisi beyan ediyor bunu ve ben ona Veli amcanın şoförü mü Caner diyebilme yani bu gevezelik olur yani söylenilen bana da bir para verilmiyor. Bana deniliyor ki hani söylerseniz banka hesap numarası açılsın deniliyor. E bu da çok önemli bir konu değil. Bana söylenilse de böyle bir şey yaparım ama Volkan direk Veli amcayı da arayabilirmiş veya hani kendisi biliyor veya Caner’i de araya… Taner’i de arayabilirmiş. Yani bilemiyorum. Beni arıyor bende ona bildiğim kadarıyla yardımcı olmaya çalışıyorum yani bu çok önemli bir konu olarak görmüyorum ben. Çünkü bana verilen bilgiye.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Şimdi siz Emin Caner Yiğit ile birebir bağlantılı değilseniz niye size soruluyor Caner yani Veli Küçük’ün şoförlüğünü yapan kişinin hesap numarası niye size soruluyor. Dediniz ya.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Kardeşiyle bağlantılıyım. Kardeşi arkadaşım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Onu direk arayabilirler yani kardeşini arayabilirler.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “İşte beni işte beni arıyor.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Caner’i arayabilirler.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Beni arıyor işte.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Bende söyledim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sedat Peker diyor ki bu işlerle şoför ve ev kiralanması için bir Boğaç Kaan’a söylemiştim diyor. Yani burada özellikle sizi arayıp hesap numarası istemeleri sizin bu işlerle ilgilendiğiniz anlamına gelmiyor mu?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Bakın, evet, evet. Şimdi Sayın savcım.”

Mahkeme Başkanı: "İtirazınız mı var? Buyurun.”

Sanık Sedat Peker söz istedi verildi: “Saygıdeğer Başkanım burada bir yanlış anlama var zannediyorum. Sayın Savcım diyor ki Sedat Peker bir tek size söylemiş. Oysa biraz önce oku…”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yener Keskin’de var.”

Sanık Sedat Peker: “Oysaki biraz önce okumuş olduğu bölümde Sayın savcımın şu şekilde geçiyor. Ben söylerken Boğaç Kaan Murathan ve 3, 4 tane başka kişiye daha söyledim emekli olduğu için, Veli Küçük paşanın korumalı lojmanlardan çıkarıldığından kiralık bir ev bulunması bir de bir araç sürmesi için şoför bulunması. Yani Sayın savcımın sorduğu sorudan şu şekilde bir anlam çıkıyor. Ben sadece Boğaç Kaan Murathan’a bu konuyu ilgilen, bu konuyu çözüm ulaştır. Hayır, benim vermiş olduğum ifadede sadece Boğaç Kaan Murathan değil kendisinin şahsı ve haricen başka kişilere söylediğim, rica ettiğim anlaşılıyor bunu belirtmek istedim Başkanım.”

Mahkeme Başkanı: "Buyurun. Savcı Bey buyurun devam edelim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet. Şimdi burada sizden hesap numarası isteniyor Caner’in hesap numarası isteniyor. O konuda bir hesap numarası alıp gönderdiniz mi?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Efendim diyorum ya eski bir tarih. Yani bu tarihte ben göndermiş de olabilirim, göndermemiş de olabilirim. Siz nasıl değerlendireceksiniz size bırakıyorum. Yani burada yani o kadar eski bir tarih ki ben şimdi yani bunda da yapmış olurum yani bunda bir şey demiyorum yani. Yapmadım o bu falan değil. Evet, öyle bir şey verilmişse ben ilgililere duyurmuşumdur.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet yine iddianamede yer alan bir tape var 1498 numaralı 11 Mart 2004 günü saat 19:26’da Volkan Gezmiş ile İsmet arasında bir telefon görüşmesi. İsmet ismindeki şahsı tanıyor musunuz bu para işleri ile uğraşan bir kişi?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Soyadı?”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Soyadı tapede yok.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Yani İsmet isminde çok kişi tanıyorum efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani sizin irtibatlı olduğunuz Volkan’ın görüş…. Şimdi ben size tapeyi okuyayım.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Şimdi az önce, az önce.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Belki daha iyi anlayacaksınız.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Tabi.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Volkan: Bu şey var ya abi Hasan Koçar. Ziya o Ziya abi herhalde galiba cezaevine girmiş. Onun ailesine her ay 1 milyar sabit göndereceğiz abi dediği. İsmet’in ben mi göndereceğim onlara diye sorduğu. Volkan’ın bilmiyorum ki ondan sonra Veli paşanın şoförünü her ay maaş gidecek abi dediği. İsmet’in kardeş biz ne kazan… biz ne kazanmıyoruz, nereden ödeyeceğiz. Bu şeyde bende mahvoldum ya dediği. Volkan’ın bir tane daha söyleyeyim mi abi bir de Mustafa Ok’un ailesine rahmetli Mustafa Ok var ya Ziya Pehlivan 1 milyar ailesine. Veli paşanın şoförü dediği. İsmet’in kim o, adı ne diye sorduğu. Volkan’ın onu bilmiyorum abi bizim çocuklardan bir tanesinin şeyi Boğaç’ın yanındaki çocuklardan bir tanesinin abisi galiba dediği. Bu şekilde bir telefon görüşmesi var.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Evet. Efendim (1, 2 kelime anlaşılamadı).”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sizin yanınızdaki çocuklardan siz o tarihte ne iş yapıyordunuz?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Ben mi?”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Spor hocalığı yapıyordum. Bir de.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Spor?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Spor hocalığı yani kendim sporla meşgul oluyorum. Bir de Bağdat caddesinde reklam yani reklam diyorum sigorta acenteliğim vardı.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yanınızdaki çocuklar diyor yani yanınızda çalışan böyle bir Emin Caner Yiğit’in kardeşi mi vardı yanınızda?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Yanımızdaki çocuklar şu şekilde de anlatılabilir. Tanıdığımız insanlar veya Boğaç’ın arkadaşı veya ne bileyim sevdiği çocuk olabilir.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hı, hı.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Zaten ben Emin Caner e Ahmet Taner Yiğit’in ben tanıdığımı ve sevdiğimi söyledim efendim. Zaten yani yanımdaki çocuk derken o Volkan’ın Türkçesiyle konuşmuş olduğu bir adam. Volkan’ın ne kadar Türkçe konuştuğunu bilemem. Bazısı.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Özbay.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “İsmet Özbay.’

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “İsmet Özbay.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Tanıyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kimdir bu İsmet Özbay? Niye bu ödüyor yani Veli Küçük’ün şoförünün parasını. İşte cezaevine giren bilmem kimin eşine gönderilecek parayı niçin ödüyor yani bu konuda sizin bilginiz nedir?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Yani bunun muhatabı İsmet Özbay değil mi efendim? Yani bu sorunun muhatabı o değil mi?”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hayır hayır bu konuda sizde bilgi sahibi olabilirsiniz. Sizin yanınızda çalışan. sizin yanınızdaki çocuklardan bir tanesinin abisi diye para gönderiliyor bir tanesine. Bu konuda İsminiz geçiyor.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Efendim biri bizim benim yanımda çalışan çocuklarının bir tanesinin abisi olarak para gönderilmiyor. Boğaç’ın yanındaki çocukların bir tanesinin abisi deniliyor.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Abisi Veli Küçük’ün şoförü diyor.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Evet.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ona 1 milyar diyor, yatırılacak diyor bu şey Volkan.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Evet ama bu para, bu para ne benim param, ne paranın nereye verildiğini biliyorum. Ne niçin verildiğini biliyorum. Ne Volkan’la İsmet Özbay’ın ne konuştuğunu biliyorum. Yani dedim ya 2. Ve 3. şahıslar bir şey konuşuyorlar ve benim ismimi geçiriyorlar benim konudan haberim bile yok. Yani bu konudan yani şu an konuşmuş oldukları konudan birisi çocuklar diyor öbürüsü bir şey söylüyor. Yani onların kendi Türkçesi efendim.”

Mahkeme Başkanı: "Tamam. Anlaşıldı.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Ama benim yanımda bir çocuk yok.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Anladık, anladım. Yani bu görüşme o.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Arkadaşım var, dostum var, tanıdıklarım var ama ben yanımda çocuk gezdiren bir insan değilim yani.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet. Bu görüşme 11 Mart 2004 saat 19:26’da yapılmış. Bir bu.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Yani bu sorunun muhatabı İsmet Bey.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu yapılan görüşmeden sonra gece saat 00:43’de.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Evet.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “12.3.2004 tarihine tekabül ediyor. Sizin biraz önce okumuş olduğum Volkan ile yapmış olduğunuz görüşme var. Bu Veli amcanın yanındaki arkadaşın bir de rahmetli Mustafa Ok eşinin üzerine 2 tane hesap numarası açılacakmış abi diyor. Sizde ya bizim Caner’in numarası diyorsunuz.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Evet.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bizim Caner’in numarası yani hem sadece kardeşini tanıyorsunuz samimiyetiniz yok şeyiniz yok ama.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Hayır hayır o şekilde demiyorum, o şek….”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Onun için bununla benim ne bağlantım var diyorsunuz. Bunun için soruyorum.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Hayır hayır saygıdeğer, Saygıdeğer savcım. O şekilde.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “1 milyar lira Veli Küçük’ün şoförüne ve sizin bizim Caner dediğiniz kişinin hesabına para yatırılıyor. Yani bu niçin yatırılıyor?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “İşte bende bunu size anlatıyorum diyorum ki.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Siz işveren misiniz onun şeyi misiniz patronu musunuz?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “İşte ama anlatıyorum. Siz beni konuşturmuyorsunuz efendim soru…”

Mahkeme Başkanı: "Boğaç Kaan Bey soruyu tam olarak Savcı Bey sorsun sonra, sonra, sonra düşünün cevabını verin.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Bir şey söyleyebilir miyim efendim çok uzun, çok uzun sorulunca.”

Mahkeme Başkanı: "Karşılıklı diyalog olunca zapta geçmiyor anlaşılamıyor diye yazılıyor.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Evet doğru, özür, özür dilerim kusura bakmayın efendim. Çok uzun olunca sorular hani öbür kısmını verirken unutuyorum. Parça parça girilirse soru cevap şeklinde gidersek çok daha iyi olur diye söylüyorum efendim.”

Mahkeme Başkanı: "Tamam.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Parça parça sordum zaten tek tek sordum.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Hayır uzun oluyor yorgun hani burada karşınızda saatlerden beri buradayım insan yoruluyor.”

Mahkeme Başkanı: "Yorulduğunuz zaman ara verebiliriz Boğaç Kaan Bey.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Başkanım uygunsa oturtabiliriz (1 kelime anlaşılmadı).”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Hayır hayır hayır hayır efendim. Şimdi şunu söylemek istiyorum. Ben Emin Caner Yiğit ile bir samimiyetim yok diyorum. Ahmet Taner Yiğit ile bir samimiyetim var diyorum ve Ahmet Taner Yiğit ile samimiyetim olduğundan dolayı belki aranmıştır telefonu kapalıdır. Yani bilmiyoruz ki bunu yani belki aranmıştır telefonu kapanmıştır ulaşılamamıştır. Bir şey olmuştur. Belki aranmamıştır bunu da bilmiyorum. Ama o sıra öyle intikal etmiştir, beni aramıştır. Ben zaten neden olduğunu soruyorum ve Volkan denilen arkadaşımızla İsmet denilen arkadaşımızın kendi aralarındaki diyalog bu beni yani ben konuya dahil olmuş bir insan değilim. Ama bana denilmişse bana kimse adam öldür, git birini kaldır, birini şöyle yap demiyor. Yatırılacak bir para var banka hesap numarası açtırabilir mi diye soruluyor. Kanunlar dahilinde bir soru. Bende bunu hatırlamıyorum ama söylemişimdir. Yani söylemişim diye farz edin hatırlamıyorum. Ama kanunlar dahilinde bir şey yaptığımı düşünüyorum. Bir suç olsaydı Kelebek operasyonunda zaten bu konudan dolayı hakkımda iddia açılır ve buradan yargılanırdım. Bana kimse bunun bir suç olduğunu söylemedi. Ama dediğim gibi ben Veli Beyle bir samimiyet teşkil eden derecede bir samimiyetliğim yok. Yaşı benden çok büyük bir insan var karşımızda. Yani ben onunla konuşurken çok kısa nasılsınız iyi misiniz hani sağlığınız yerinde mi diye sorup bayramını, kandilini kutladığım bir insan olarak düşünün diyorum.”

Mahkeme Başkanı: "Tamam sorunun cevabını verdiniz. Görüşmede geçen konudan haberiniz olmadığını söylediniz.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Emin Caner Yiğit’e herhangi bir para ödenip ödenmediği konusunu biliyor musunuz?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Bana zaten para ödeye… ödeyin deni… denilmiyor.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hesap açılmasını söylüyor. Yani siz bunu sormuyor musunuz niye ben bu adama hesap açıyorum?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Ben?”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Ben açmıyorum ben banka değilim Sayın savcım. Ben açmıyorum. Bana Emin Caner Yiğit’in hesap açılmasını söyleniyor, bende ona ulaştırıyorum. Ama ben hani böyle o zamanlar şimdi öyle bir şey ki şimdi öyle Ergenekon davası yok. Ben bu davada yargılanan insanların o zaman yargılanıp yargılanmayacağını bilemem ki. Karşımızdaki insanın devletin, devleti temsil eden rütbeleri olan paşa emekli olmuş bir insandan bahsediyorsunuz. Yani ben bunu gayet normal karşılayabilirim yani. Çünkü Sayın Sedat Peker ile Veli Küçük’ün baba dostlukları olduklarını zaten biliyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Nereden biliyorsunuz?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Nereden mi biliyorum? Hem size verilen ifadelerden biliyorum. Hem de.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Dosyadan mı okudunuz daha önceden biliyor muydunuz?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Hem dosyadan biliyorum hem de Sayın Sedat Peker çok saygıyla davranır babası gibi davranır yani Veli Küçük’e diye görmüşlüğüm var.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu konu Veli Küçük’e sorulmuş savcılık ifadesinde şöyle diyor. Emin Caner Yiğit isimli şahıs şoförlüğünüzü yaptı mı ya da yanınızda başka bir işte çalıştı mı, çalıştı ise ne kadar süreyle çalıştı, halen yanınızda çalışıyor mu, bu şahısla aranızdaki ilişkiyi açıklayınız şeklinde bir soru sorulmuş. Hatırladığım kadarıyla 2002 yılında benim tahsisli şoförüm izne gittiğinde yaklaşık 1 buçuk, 2 ay kadar şoförlüğümü yaptı. 2002 yılında diyor. Sizin bu görüşmeleriniz biraz önce söyledim. Ayrıca değişik zamanlarda şoförümün olmadığı günlerde 3, 5 gün şoförlüğümü yapmıştır. Son 3 yıldır da şoför, şoför kullanmıyorum. Otomu kendim kullanıyorum. Şoförlük haricinde benim yanımda başka bir işte çalışmadı. Fakat benim danışmanlığını yaptığım ve haftada birkaç kez uğradığım merkezi Üsküdar ilçesinde bulunan Alfa şirketinde bazen görüyorum. Fakat bana bağlı değildir. Bu şahıs şu anda yanımda çalışmıyor. Yine sorulmuş Emin Caner Yiğit isimli şahsı nasıl tanıdınız ve yanınızda nasıl işe aldınız, bu şahsı size kim tavsiye etti diye sorulduğunda; 2001 ya da 2002 yılında bir şoföre ihtiyacım vardı. Bir şoför aradım. Bu kişinin yanıma nasıl geldiğini şu anda tam olarak hatırlamıyorum. Fakat bir şekilde geldi söylediğim gibi kısa bir süre şoförlüğümü yaptı. Kimin tavsiye ettiğini hatırlamıyorum. Yine maaş verdiniz mi diye sorduklarında ben Caner Yiğit’e herhangi bir maaş vermedim. Sadece harçlıklarını ve harcamalarını verdim diyor.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Evet.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani burada geçen beyanları daha önce okumuş muydunuz, biliyor muydunuz Veli Küçük’ün bu şekilde beyan verdiğini?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Efendim şöyle bir şey söyleyeyim. Tabi ki dosyanın CD’lerini bizlere yolladınız, beyan ettiniz yani bende dosyanın CD’lerine baktım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Ama şöyle bir şey var Sayın Veli Küçük zaten Emin Caner Yiğit’in şoförlüğünü yaptığını söylüyor. Bu bana niye soruluyor? Yani ben öyle bir imkânım yok ki bir şoför yollayayım onun parasını ödeyebileyim gibi bir imkânım yok, 20 yaşındaki insanım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “İşte kim ödüyordu yani bunun maaşını kim ödüyordu? Bu Volkan dediğiniz, İsmet dediğiniz şahıslar sizin neyiniz yani bir şirket ortağı mıdır?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Benim mi?”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sedat Peker’in ortağı mıdır, Veli Küçük’ün çalışanı mıdır? Ben onun için sizde Caner isimli şahsı tanıyorsunuz.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Efendim Sayın Sedat sayın, işte bende diyorum ki.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sizden hesap numarası açması isteniyor bunu soruyor size niye 1 milyar lira para yatırılması söyleniyor.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Kısa kısa cevap verebilir miyim?”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Onun için soruyoruz 2 kişi arası konuşmuş, başkaları konuşmuş falan diyorsunuz ama siz tamamen bu işin dışında mısınız yani onu açıklayın mahkemeye?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Bende diyorum ki efendim Sayın Sedat Peker’de buradadır, Sayın Veli Küçük’te buradadır yani onlara onlara…”

Mahkeme Başkanı: “Boğaç Kaan Bey bir dakika. Buyurun isim alalım.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan müdafii Av. Burak Bekiroğlu söz istedi verildi: "Efendim ben tabi 2004’teki yargılamada bulunmadım Kelebek operasyonunda. Ancak sadece temyiz işlemlerini yeni yeni daha yapıyorum. Tabi detaylı olarak telefon tapelerinden haberim yoktu. Ancak şimdi gördüğüm kadarıyla 2004 yılındaki Kelebek operasyonunun yani biraz önce bunu anladım, telefon tapeleri burada kullanılıyor. Yani karara çıkmış olan bir ceza dosyasında bulunan delillerin tekrardan bu dosyada 2. kere kullanılmasının usule uygun olmadığını düşünüyorum hükme esas alınamayacağını düşünüyorum bu yönden itiraz ediyorum.”

Mahkeme Başkanı: "Buyurun. İtirazınız kabul edilmedi buyurun savcı bey.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “442. klasörde görebilirsiniz tapeleri var, mümkün.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Ben cevap vermedim efendim.”

Mahkeme Başkanı: "İsterseniz cevaplayabilirsiniz buyurun.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Ben diyorum ki efendim burada Sayın Veli Küçük’te buradadır şoförlüğünü yapmışsa Caner Yiğit’te oradadır. Eğer bir para verilmişse Sayın Sedat Peker’de buradadır. Bunların bana sorulması yani ben.”

Mahkeme Başkanı: “Yani bu konulardan haberiniz yok öyle mi?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Evet ben başka insanlar hakkında şu an hüküm vermiş oluyorum veya onların düşüncelerini okuyup böyledir böyle değildir demiş oluyorum ben benimle alakalı bir soruya cevap vermek istiyorum.”

Mahkeme Başkanı: "Siz bildiniz kadarıyla söyleyin yani haberiniz olduğu...”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Ben bildiğim, ben bildiğim kadarıyla Sayın Sedat Peker Volkan Gezmiş’e beni arattırmışsa bir banka numarası çıkartılmasını istemişse söylemişimdir. Ama ben bunu suç teşkil edecek bir şey olarak düşünüp de söylememişimdir. Çünkü o zaman Sayın Veli Küçük burada yargılandığı gibi bir dosyadan yargılanılmıyor, o zaman devletin paşalığını yapmış, saygın görevlerde bulunmuş ve oradan emekli olmuş bir insan var karşımızda. Ben bunu nasıl sorayım yani böyle bir şey varsa bile niye soruyorsun derler yani.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet. 2003 yılında Almanya’da öldürülen Ertuğrul Yılmaz isimli şahısla tanışıyor musunuz?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Tanışıyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Nereden tanışıyorsunuz, ne zaman, ne şekilde tanıştınız?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Söyleyeyim efendim. Ertuğrul Yılmaz Fenerbahçe’de efendim Kalamış’ta Biber Bar diye bir bar vardı o barı işletiyordu yani ortaklarıyla beraber. Bizde o zamanlar gençtik çocukluk yıllarını geçirmiş olduğumuz hani böyle 17, 18 o yaşlarda yaşımızda tutmuyor barlara falan giremiyoruz o sahilde hemen Kalamış’ın şimdi divan yapıldı oraya efendim o eskiden orada Kaçık diye bir disko vardı, Biber diye bir disko vardı. Bizde Anadolu yakasında fazla böyle yerler olmadığı için oraya takılıyorduk. Oradayken yani o barın sahipliğini yaparken, o barın işletmeciliğini yaparken tanıdım. Yaşı benden büyük Düzceli bir insandır, güler yüzlü bir insandır o şekilde tanıdım bu şekilde efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sedat Peker’le tanışır mı Ertuğrul Yılmaz?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Anadolu yakasındayız hepimiz tabi ki tanıştıklarını düşünüyorum yani kesin (1 kelime anlaşılamadı) bir şey söylemeyeyim ama Sedat Peker’e sorulabilir ben tanışırlar diye düşünüyorum. Sedat Peker bizim Anadolu yakasında, İstanbul’da, Türkiye’de sevilen bir insandır yani. Yani bizim o yakada herkesin tanıdığı biz çocukken yani ismini her yerde duyduğumuz bir insandır ama tanışırlar şu şekilde hani çok samimiler mi yani bir işleri var mı beraber bunu bilmem.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet yani siz Sedat Peker’in çevresini bilir misiniz, çok yakinen tanır mısınız yani kimleri tanıyıp tanımadığı konusunda, kimlerle görüşüp görüşmediği konusunda ayrıntılı bilgiye sahip misiniz?”


Yüklə 0,75 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin