13. AĞIr ceza mahkemesi ( cmk 250 maddesi İle yetkiLİ ) duruşma tutanağI



Yüklə 0,75 Mb.
səhifə6/7
tarix01.08.2018
ölçüsü0,75 Mb.
#65111
1   2   3   4   5   6   7

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet asker kişilerden tanıdığınız kimse var mıydı muvazzaf veya emekli, Muzaffer Tekin, Veli Küçük dışında?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Muzaffer Tekin, Veli Küçük burada mı?”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sanık olan kişilerden veya sanık olmayan sizin tanıdığınız.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Yok tanıdığım sadece Veli Küçük Bey ve Muzaffer Bey var.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Başka tanıdığınız kimse yok.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Yok.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Albay Erdem diye birisini tanıyor musunuz?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Erdem.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “1. Ordu Komutanı yaveri.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Hı tanıyorum, tanıyorum evet tanıyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kimdir o?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Ama o burada sizin sorduğunuz şey değil. Sizin burada sormuş olduğunuz yargılanan insanlardan değil.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yargılanan demedim dışarıda dedim.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Ben öyle anladım mahkeme. 1. Orduda oranın komutanıydı.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Nereden tanışıyorsunuz?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Nereden tanışıyorum anlatayım; Muzaffer Abinin şeyde Tuzla’da askeriyedeyken atılma konusu var ya efendim.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Ben Yaşar Babataş diye çok sevdiğim bir arkadaşım var Bodrum’da otel sahibi. Bir gün o otelde kalıyorum orada onun müdürü var Murat Abi diye. O Muzaffer Abinin askerlerinin basmış olduğu o restoran Murat Abilerin. Onlar bana konuyu anlattılar böyle böyle falan diye oraya da tatile işte sizin söylemiş olduğunuz albay abi gelmişti Yaşar Babataş’ın misafiri olarak. Orada tanıştık, orada tanıştıktan sonra 1. Orduda çalıştığını söyledi bana. Bizde Anadolu Yakasındayız ya efendim ara sıra onu ziyaret etmek için gidip abi nasılsın falan sorduğumuz bir insan.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bodrumda iş yaptınız mı siz?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Biz mi, ben mi?”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Bodrumda ben dedim ya efendim içki dağıtım işi, içecek işi yapıyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Aykut adında Aykut Önder adında bir arkadaşım var yapmadım. Ama ben Alanya’dan ona bayiliklerimizi kullandırarak o Bodrum’da işte otellere bu bizim yaptığımız işin aynısını yaptı.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Gittiniz mi Bodrum’a o yıllarda?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Tabi tabi gittim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “2003, 2004 yıllarında.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Tabi tabi, kaldığım otelin ismini de söyleyeyim Torba, Yaşar Babataş’ın oteli efendim yani ismi otelin sahibi. Torba, Torba’da hemen girişinde solda bir otel.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yalıkavak’ta mı nerede?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Yalıkavak’ta değil efendim tam Yalıkavak’ta değil. Hani böyle Bodrum’dan aşağı iniyorsunuz Torba is… ee Türk (1 kelime anlaşılamadı) istikametine dönüyorsunuz ya hemen solda tepede bir otel vardır solda bir de sağda vardır orası efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Anladım, anladım. Muzaffer Tekin’le, Sedat Peker’in tanışıp tanışmadığı konusunda bilginiz var mı?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Tanışırlar.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Nereden tanışırlar?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Yani ben nereden tanıştıklarını bilmiyorum ama Öztürkler’in orada.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Tanıştıklarını siz nereden biliyorsunuz?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Öztürkler.com’a geldi Muzaffer Tekin.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani oraya gelen herkesi tanıyor mu yani (1 kelime anlaşılamadı)?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Hayır hayır yani her geleni değil ben konuşurlarken gördüm yani her geleni değil Muzaffer…”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sedat Peker’le mi sohbet ediyorlardı?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Sayın Sedat Peker herkesle sohbet ediyordu.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Dolaştı evet.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Ama yani hani böyle herkese saygıyla yaklaştığını için hani böyle güler yüz, tebessüm biraz konuşup devam ediyordu yani oradan anlayabiliyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sizde davetli olarak mı gittiniz öztürkler.com’un açılışına?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Efendim?”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sizde davetli olarak mı gittiniz o gün açılışa?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Aslanda ben biraz davetli olarak gitmedim yani böyle bir açılış varmış Hilton’da bende öyle gittim. Yani kimsede bana hani şey demedi.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Davet edilmediniz ama duydunuz gittiniz öyle mi?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Evet:”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Medyadan mı duydunuz, ilanlardan?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Medyadan duymadım yani çevrede konuşuluyordu yani böyle bir gece yapılacağı falan konuşuluyordu. Ondan sonra bir duydum hani olmuş efendim böyle bir gece. Hani saat ikide üçte gidenleri de gördüm böyle hani gideceklerini söyleyen insanları da gördüm bende gittim yani.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet. Muzaffer Tekin’in bir dönem Doğuş Factoring isimli şirkette yönetim kurulu üyesi olarak kayıtlara geçmiş. Bu konuda bir bilginiz var mı?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “İnanın hiçbir bilgim yok.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bilmiyorsunuz. Doğuş Factoring’in avukatlığını yapan Alparslan Arslan var, dava sanıklarından tanıyor musunuz kendisini?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Burada tanıdım, burada tanıdım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Danıştay davası sanıklarından birleşen.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Burada tanıdım, burada tanıdım efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Daha önce hiç kendisiyle görüştünüz mü, irtibatınız oldu mu, bir dava nedeniyle veya başka bir şekilde?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Yok. Tanısam mutlaka görüşmüş olurum yani bir irtibatım olur.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Osman Yıldırım, Erhan Timuroğlu, İsmail Sağır, Tekin İrşi, Süleyman Esen.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Hepsini, hepsini burada.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Salih Kurter.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Bizim davayla ilgili çalışırken efendim onlarında konusu bomba konusu ya, hani bomba atmışlar ya.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “O yüzden dolayı iddianamelerine bakıp bizim maddelerle onların maddeleri arasında değerlendirme yaptım oradan tanıyorum. Hayat hikayelerini falanda okudum hiç karşılaştığımız bir yer yok.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani Anadolu Yakasında oturuyorlar genelde. Osman Yıldırım da işte birtakım.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Ama ben gittikten sonra efendim ben yurtdışına...”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Tahsilatlar yaptığından bahsediyor Osman.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Evet.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Alparslan Arslan’la birlikte. Bunlarla hiç karşılaştınız mı, bir şekilde bir ortamda bulundunuz mu?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Efendim tarihlerine baktım yani söylediğiniz CD’de baktım benim yurtdışında olduğum tarihler. Yani ben bu görüşmeleri sizin anlattığınız görüşmeleri yaptıktan sonra yokum ondan sonra 2007’ye kadar yokum ben efendim hiç kimseyle görüşmüyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Yani hiç kimseyle görüşmüyorum zaten o tarihte de Sayın Sedat Peker cezaevinde efendim. Yani onunla da görüşebilme şansım yok hiç kimse.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hakkı Kurtuluş diye birisini tanıyor musunuz?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Tanırım. Rizeli bir Avukat şey.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sizinde telefon irtibatlarınız var bu şahısla. Kimdir bu şahıs?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Avukattır kendisi.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sizinle irtibatı nedir?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Benimle irtibatı şudur; Kadıköy’de yargılandığım davadan birisinde yargılanan insanlardan bir tanesinin avukatıdır. Onun haricinde Hakkı Kurtuluş’u şeyden tanırım. Kadıköy MHP’de görev yapmış yani Kadıköy’de efendim ufak bir parti şeyi var orada görev yapmış. Bir de Sayın Sedat Peker’in Rizeli olmasından dolayı da hani kendinin onunda tanıdığı yani sevdiği bir insan olarak biliyorum yani.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sedat Peker’de tanır ve sever Hakkı Kurtuluş’u.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Evet ben öyle biliyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kendi bürosuna gittiğiniz oldu mu Hakkı Kurtuluş’un?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Gitmişimdir.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Alparslan Arslan bir dönem Hakkı Kurtuluş’un yanında staj yapmış. Orada hiç gördünüz mü kendisini Hakkı Kurtuluş’un yanında?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Efendim ben Kelebek operasyonu başladıktan sonra yokum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Daha önce staj yapması, staj yapması daha önce tabi ki?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Daha önce mi staj yapmış?”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Tabi ki stajı eski.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “İnanın, ya gördüm hatırlamıyorum ama ben görmedim diye hatırlıyorum. Benim gittiğim dönemde yani Alparslan Arslan orada olduğunu düşünmüyorum yani. Ama ben böyle devamlı giden bir insan değilim oraya efendim. Yani böyle Kadıköy’e o şeye yel değirmeninin orada onun bürosu. Yel değirmenine ben mesela geldiğim zaman orada bir selam verip işte avukat kendisi efendim yani. Yani şimdi ben Burak Bekiroğlu’nun da yani gidip yerine uğramadan.”

Mahkeme Başkanı: “Evet sadece selamlaştınız yani Hakkı Kurtuluş’la.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “O kadar yani tanıdığım yaşım ufak efendim o zamanlar benim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet. Alparslan Arslan bu Doğuş Factoring isimli şirketin avukatlığını yapmış. Siz Ayhan Parlak, İlhan Parlak, Suat Ülker gibi şahısları hiç duydunuz mu, kendileriyle görüşmeniz, konuşmanız oldu mu?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Efendim ben Ertuğrul Yılmaz benden yaş olarak biraz fazla büyüktür.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Bir de böyle ismi yani tanınan bir tiptir. Yani böyle şey bir insandır. Ben o zaman ufağım yani bana ne diyecek yani bana yanımda bu var, şu var veya hani kendisi yani şey bir adamdır kabadayı bir adamdır Ertuğrul Yılmaz yani. Yani ben çocuğum o zaman yani öyle (1 kelime anlaşılamadı).”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Anadolu Yakasında olunca bazı şeyleri hani görmüş duymuş olabilirsiniz o açıdan.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “İşte biz abi diyoruz yani orada bara girmek için abi. Yani barın sahibi zaten kendisi biz bara yaşımız tutmuyor. Yani biz bara girmek için yaşımız tutmuyor o yaştayız yani.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Anladım. Telefon irtibatlarınızda yine İbrahim Cingi isimli bir şahısla irtibatlarınız gözüküyor dava sırasında da birçok kez ismi geçti bu şahsın. Bu şahısla tanışıyor musunuz irtibatınız nedir?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Tanışırım. İrtibatım şu; İbrahim Abiyle ben Fenerbahçe üyesiyim efendim Fenerbahçeliyim. Fenerbahçe’de üyeyim Fenerbahçe maçlarında.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Delege misiniz orada?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Yok delege değilim, üyeyim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sadece üyesisiniz.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Yani bir şeyim yok yani üye olmuştum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Anladım.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “O İbrahim Abide maçları böyle önde seyreden bir insandır hani böyle tribünde değil de.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Tribün lideri mi?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Hayır hayır tribün lideri olarak değil de böyle hani futbolcularla efendim o şeyler vardır ya.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yedek kulübesi.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Futbolcuların yedek kulübesinin yanında seyreden koyu da bir Fenerbahçelidir.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hı, hı.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Hani maçlara gittiğimizde tanıdığım, bir de devamlı da gördüğüm hani Kadıköy’de gezen bir adamdır efendi. Bildiğim kadarıyla 12 Eylülde cezaevlerinde yatmış ondan sonrada hep gezen bir adam. Yani her o bar bu kafe yani öyle bir insan çok gezen, çok dolaşan her yerde karşılaşabileceğiniz bir adam.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani kendisiyle samimiyetiniz var mı telefonla görüşmüşsünüz hangi konularda niçin konuştunuz hatırlıyor musunuz?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Abi diyorum yani İbrahim Abi diyorum. Mesela Fenerbahçe maça gideceğizdir de onda bilet varsa abi 6 kişiyiz sende fazla bilet var mı?”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet, bilet ayarlıyordu size.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Yani bilet var mı çünkü o yöneticileri falan tanıyor veya yel değirmenine gittiğim zaman orada karşılaşmış oluyorum. Biz mesela bizim Fenerbahçe’de sahilde o sahil kordonu vardır efendim orada çay bahçeleri vardır orada oturan bir adamdır yani çoğu zaman oradadır.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sizin zannedersem futbolcu lisansınız var öyle mi?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Evet evet efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Oynadınız mı alt yapıda?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Ben kaleciydim efendim Anadolu Üsküdar’da o zaman 2. şeydeydi kaleciydim yani futbolcu olarak oynamadım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani o açıdan da İbrahim Cingi’yle bir şeyiniz oldu mu?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Ben İbrahim Cingi, efendim benden çok yaş büyük. Yani 50 küsur yaşında bir insan. Yani ben onunla paylaşan bir şey.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Anladım yani arkadaşlığın olamaz. Hı, hı tamam.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Yani gidelim bir yerde oturalım desem yani neredeyse babamın yaşında.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Fenerbahçe Spor Kulübünün üyesisiniz az çok tribün camiasını biliyorsunuz.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Evet bilirim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Tribün liderlerini tanır mısınız?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: İşte az önce dedim ya İbrahim Gümüştekin’le dönüyorduk.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “İbrahim Gümüştekin var dediniz.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Yani.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu dava sanıklarından Kenan Özay isimli bir şahıs var. Tanıyor musunuz Kenan Özay?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Ben bir Sefa’yı tanıyorum efendim bir de İbrahim Gümüştekin’i tanıyorum bir de eski tribünlerden mesela Arap vardı, Pepe Metin falan vardı onları tanıyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kenan Özay ismindeki şahsı tanımıyor musunuz bu da amigolardan tribün liderlerinden olduğu şeklinde beyanlar var.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Yok onu tanımıyorum, yok onu tanımıyorum. Ama Pepe Metin ondan sonra Bostancılı Arap işte İbrahim Gümüştekin, Sefa yani Dede İsmail bunları tanıyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kenan Özay ismindeki şahsı tanımıyorsunuz.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Yok gerçekten tanımıyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Selçuk Özkan diye birisini tanıyor musunuz?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Onu da tanımıyorum, belki görsem belki ismen tanımıyorum yani.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet yüzünü görseniz tanırsınız dava sanıklarından.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Belki.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Aykut Metin Şükre ismindeki şahsı tanıyor musunuz?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Aykut Metin.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Aykut Metin Şükre.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “O ne yapıyor efendim yani iş olarak anımsamam için.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu şoförlük yapıyor, çay ocağı işletiyor bazen su satıyor değişik işler yapıyor.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Kimin şoförü efendim, yani kime?”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Taksi şoförlüğü yapıyor taksicilik yapıyor.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Ha yok tanımıyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bazen su dağıtım işi yapıyor.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Yok tanımıyorum herhalde efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu Üsküdar’da Katibim Restoranın karşısında bir çay ocağı var, çay bahçesi var ülkü ocaklarının. Oraya gittiniz mi?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Bedirhan Şinal’ın vermiş olduğu ifadelerde bir çay ocağından bahsediliyor.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hı.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Polis orayı basmış söylediklerini ben dosyadan biliyorum gitmedim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Katibim Restoranın karşısındaki çay ocağını bilir misiniz ülkü ocaklarının?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Yok, yok ben, biz, ben Sahrayıcedit’teyim efendim ben Bağdat Caddesi, Kadıköy.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bağdat Caddesini bilirsiniz, anladım. Yine dava sanıklarından burada olsa gerek Mehmet Fikri Karadağ. Şimdi geliyor Mehmet Fikri Karadağ tanıyor musunuz kendisini?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Burada tanıdım bir de dosya kapsamında beni Boğaç, Sedat Peker’in yanına getirdi diyor. Orada yani orada bir anlaşmazlık var yani aramızda bizim böyle bir iletişim geçmedi sorarsanız niye böyle söylemiş bende öğrenmek isterim efendim (1 kelime anlaşılamadı).”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Şöyle; kendisinin ifadesinde özetle şöyle diyor Sedat Peker’le kendisini Muzaffer Tekin’in tanıştırdığını. Muzaffer Tekin’in Sedat Peker’i tanıştırırken bu şahsın Türkçü, vatansever birisi olarak tanıttığını. Muzaffer Tekin’in Sedat’ın hapishaneden çıktığını, Tekirdağ’da hastanede olduğunu ve ziyarete gideceklerini anlatarak kendisini de davet ettiğini, kendisinin de bu kahraman Türk evladını ziyarete gidebileceğini söylediğini, birlikte ziyarete gittiklerini, hastanede 10 dakika kadar ziyaret ettiklerini, ilk tanışmalarının bu şekilde olduğunu. Daha sonra Sedat Peker’in kendisini ve Muzaffer Tekin’i Beylerbeyi Sahilinde yalıdan bozma bir yere davet ettiğini. Sedat Peker’in in böyle bir yeri var mıdır Beylerbeyinde Sahilinde yalıdan bozma bir yer var mıdır Sedat Peker’in kullandığı?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Bir evi var o tarafta ama.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Orada var mı evi?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Evet ama Beylerbeyinde mi orada bilmiyorum. Yani biraz daha şeye doğru Beykoz’a doğru Beylerbeyi’nde değil.”

Mahkeme Başkanı: “Beykoz olabilir Savcı Bey.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Beykoz.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Beykoz’da şey var villalar var o ayrı değil mi Şile’de miydi pardon.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “İşte benim bildiğim Beykoz’da bir ev var orada.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Beykoz’da. Beylerbeyi Sahilinde yalıdan bozma bir yere davet ettiğini.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Yok, yok.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sonrada sohbet ettiklerini ilerleyen dönem içerisinde Sedat Peker’in kendilerini tekrar yemeğe çağırdığını, Muzaffer’in bürosunda oturmakta iken Muzaffer’in bürosunda oturmakta iken, sonradan adını Boğaç olarak öğrendiği bir şahsın gelerek kendilerini aldığını. Birlikte Beykoz’da bulunan büyük bir bahçe içerisindeki eve gittiklerini bu şekilde şahısla görüşmelerinin olduğunu daha sonra Sedat Peker’in kardeşi Atilla Peker ile birkaç defa kandil ve bayramlarda kutlama amaçlı görüştüklerini beyan etmiş.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Yanılmaktadır efendim kendi…”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Duruşmada da, duruşmada da şöyle diyor; Sayın Sedat Peker ile de irtibatımı kuruyorlar ifademde. Tekirdağ’da 1 defa hastanede, 2 defada İstanbul'da bir hafta içinde olmuştur Sayın Başkanım bunlar. Muzaffer Tekin’le biz Fenerbahçe Orduevindeydik, bir gün orada bizim sahilde oturduğumuz bir yer vardı Dalyan Mehmet diye bir tane Mehmet Uysal oraya gittiğimizde Mehmet Uysal dedi ki; ben Tekirdağ’a gidiyorum, Sedat Peker hastaneye çıkmış gelir misin dedi hadi gidelim. Akşamüstü gittik 5 dakika mı, 3 dakika mı geçmiş olsun dedik geldik hepsi bu ama. Bana Sedat Peker’in tanıtıldığı şudur; ben kendisiyle hiç muhatap olmadı bu 2 şeyin dışarısında. Vatansever; İstanbul'da ne kadar uyuşturucu satan varsa hepsinin elini kıran, bunlara engel olmaya çalışan, kendi ekibiyle kendi ekibinden hiç kimseyi görmedim. Bir tek kişi gördüm kendi ekibinden kimseyi görmemiş bir tek kişi görmüş o bizi almaya gelmişler arabasıyla. Boğaç diye bir çocuk Boğaç diye hitap ediyorlar adı o mu bilmiyorum bir tek onu gördüm. Etrafında başka kimsede görmedim onun dışında 5 veya 6 gün sonra ben Sedat Peker’in yüzünü hiç görmedim şeklinde sizin olmadığınız duruşmada da beyanı var.

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Biz.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Boğaç diye sizden mi bahsediyor, Sedat Peker’in bürosundan siz kendisini aldınız mı?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Cevap vereyim efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Söylediği yerlere götürdünüz mü?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Biz içerde yemek yerken ben Mehmet Beye sordum şeyde dosyada hani bakınca ben sizi böyle bir yere getirmemiştim, yanlış hatırlıyor olmayasınız diye sordum, istiyorsanız cevabı.”

Mahkeme Başkanı: “Siz böyle bir şey hatırlıyor musunuz?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Hayır, hayır.”

Mahkeme Başkanı: “Yani Muzaffer Tekin’i, Mehmet Fikri Karadağ’ı alıp bir yere götürdüğünüzü hatırlıyor musunuz?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Hayır, hayır ben getirmedim.”

Mahkeme Başkanı: “Hatırlamıyorsunuz.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Ben getirmedim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani Boğaç çok unutulacak bir isim değil yani özellikle sizin isminizi söylemiş.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “İşte zaten başımıza ne geliyorsa ondan geliyor.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kaan’da demiyor, size genelde ne diye hitap ederler?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Boğaç Kaan.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “2 isminizi birlikte söylerler mi Boğaç Kaan olarak?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Evet Boğaç Kaan.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Boğaç olarak söylemiş sizin isminizi. Biraz önce Ertuğrul Yılmaz’ı sormuştum bu Ertuğrul Yılmaz’ın cenazesi Almanya’dan getiriliyor.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Evet.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kadıköy’de bir cenaze töreni yapılıyor.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Evet, evet.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Siz o törene katıldınız mı?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Evet katıldım dedim ya Kadıköy’de Ertuğrul Yılmaz’la tanışıklığımız var, çocukluğumdan beri tanırım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Rahmetli oldu çok üzülerek katıldım yani üzüldüm hem mesela.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Burada sanık olarak yargılanan kişilerden o cenazede gördünüz kimse oldu mu?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Sanık olarak Muzaffer Bey’le, Fikri Beyi gördüm.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Siz tanımıyordunuz Fikri Beyi.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Gördüm ama.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Orda gördünüz hatırladınız.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Evet tanımıyorum, hayır hayır tanımamak şu anlamda söylüyorum şimdi siz tanımıyorsunuz derseniz.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Arabayla geldi aldı diyor, Boğaç’ı tanıyor.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Ben samimiyetim, ben almadım diyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Almadınız.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Orda diyorum ki ben Fikri Beyi Sedat Peker’in yanına getirmedim ama diyorum cenazede Fikri Beyle, Muzaffer Beyi gördüm ama ben Fikri Beyi tanımıyordum. O üniformalı komutanın Fikri Bey olduğunu sonradan öğrendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu fotoğraflarda Muzaffer Tekin var, resmi kıyafetiyle Mehmet Fikri Karadağ var.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Evet söylüyorum efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Turgay Özdoğan, Atilla Peker isimli şahıslar var bir de Sedat Peker bu şeye cenazeye çelenk göndermiş. Sizin herhangi bir konuşmanız oldu mu şahıslarla?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Benim mi?”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Ben kendi başıma katıldım cenazeye efendim söyledikleri Sayın Savcımın söyledikleri insanlar vardı, cenazede böyle hani fazla cenazede fazla konuşulmaz ya efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Hani selam…”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hayır bir araya gelince hani beklerken filan konuşmalar olur o şekilde.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Yok nasıl olmuş, niye ölmüş.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “İşte burada Fikri Karadağ’la, Muzaffer Tekin’le görüştünüz mü, konuştunuz mu onlarla?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Diyorum ki cenazeye katıldık efendim orda insanlar başsağlığına gelmişti kadınlar hep ağlıyordular yani çok değişik bir şey vardı. Ben olayın nasıl olduğunu da bilmediğim için olayı sordum, olayı bile anlayamadım yani nasıl oldu, nasıl öldürüldü Almanya’da yani çok karışık bir şekilde öldürülüyor kafam karıştı soruyorum insanlara cevapta vermediler. Yani ama orda Sedat Beyin kardeşini, Muzaffer Beyi işte söylemiş olduğunuz şahısları gördüm selamünaleyküm, aleykümselam deyip saf tuttuk, namaz kıldık zaten düğüne gitmedik efendim namazı kıldık hemen şey yaptık.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Daha sonra Düzce’de bir mevlit düzenlenmiş o mevlide de katıldınız mı?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Evet, evet o zaten otobüsler kalktı, otobüs otobüs insanlar gitti Kadıköy’e kim katılmışsa onlar geldiler oraya.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Herkes geldi.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Herkes geldi.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yine resmi elbiseli miydi Fikri Karadağ orda?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Evet, evet herhalde öyleydi.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Mecnun Odyakmaz isimli şahsı tanır mısınız?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Tanırım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu kişiyle irtibatınız nedir?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Pardon yanlış hatırlaya da bilirim yani ben resmi öbür taraf şey Mecnun Odyakmaz isimli şahsı tanırım. Mecnun Abi diye hitap ederim Sivasspor’un…”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “İrtibatınız nedir?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “İrtibatınız nedir kedisiyle?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Kendisi Sivasspor’un başkanıdır aynı zamanda da Sayın Sedat Peker’in kardeşinin eşi Mecnun Abinin kardeşi yani Sayın Sedat Peker’in aile akrabasıdır. Yani akrabalıkları var aralarında. O şekilde bilirim. Zaten dikkat ederseniz Anadolu Üsküdar takımını da Sivasspor aldı. Yani Anadolu Üsküdar şimdi alt yapısı oldu benim hani top oynadığım, kalecilik yaptığım takım Sivasspor’a geçti, yani bir de futbol camiasının içerisinde çok ilgilenen o da hem Fenerbahçeli, hem Sivassporlu yani bir insandı ben Fenerbahçe’den tanıyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu mevlide katılanlardan dava sanıklarından Hüseyin Görüm var.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Tanımıyorum burada tanıdım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu Kuvayı Milliye Derneğinin Teşkilat Başkanı şu anda duruşma yok. Ha burada pardon burada Hüseyin Görüm’ü tanıyor musunuz?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Ben burada tanıştım, buraya geldiğimde”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Orda gördünüz mü onu şeyde Düzce’de?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Hiç görmedim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kendiside Düzceli.”

Sanık Hüseyin Görüm söz almadan konuştu anlaşılmadı.

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Katılmadın.”

Mahkeme Başkanı: “Bir beyanınızı alalım.”

Sanık Mehmet Fikri Karadağ söz almadan konuştu: “(2, 3 kelime anlaşılmadı) Sayın Savcım karıştırıyorsun her şeyi.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Karışmaz hiçbir şey karışmaz.”

Sanık Mehmet Fikri Karadağ söz almadan konuştu anlaşılmadı.

Sanık Hüseyin Görüm söz istedi verildi: “Sayın Reisim ben o mevlide katılmadım. Ölen insana da Allah rahmet eylesin, tanımıyorum kendisini de hiç görmedim.”

Mahkeme Başkanı: “Boğaç Kaan Murathan’ı tanımıyorsunuz.”

Sanık Hüseyin Görüm: “Onu da tanımıyorum burada tanıdım teşekkür ediyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam, tamam. Buyurun.”

Sanık Mehmet Fikri Karadağ söz almadan konuştu anlaşılmadı.

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet o Muzaffer Tekin’e bir soru sormuştu hani Hüseyin Görüm mikrofonu bırakmadan. Bir Düzce’de bir mevlide katıldığınızı söylemiştiniz, o mevlit hangisiydi acaba?”

Sanık Hüseyin Görüm: “Hayır mevlit değil sünnet düğününe.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sünnet miydi?”

Sanık Hüseyin Görüm: “Sünnet düğününe katıldık mevlide değil.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Muzaffer Tekin katılmıştı, Boğaç Kaan’ı gördünüz mü hiç orda?”

Sanık Hüseyin Görüm: “Hayır hayır orda hiç alakası yok yani Ertuğrul Yılmaz’ın mevlidiyle bizim gittiğimiz sünnet düğününün hiçbir alakası yok.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Farklı günler…. anladım.”

Sanık Hüseyin Görüm: “Onu düzeltelim teşekkür ederim.”

Mahkeme Başkanı: “Savcı Bey Mehmet Fikri Beye bir söz verdik.”

Sanık Mehmet Fikri Karadağ söz istedi verildi: “Müsaadenizle Sayın Başkanım. Sayın Savcım tabi ifadeyi, polisteki ifadeyi okudu sonra burada huzurda verdiğim.”

Mahkeme Başkanı: “Hayır duruşma zabtındaki ifade zannediyorum değil mi Savcı Bey?”

Sanık Mehmet Fikri Karadağ: “Savun… Sayın Başkanım.”

Mahkeme Başkanı: “Savcı Bey duruşma zabtındaki ifade miydi biraz önce bahsettiğiniz (2, 3 kelime anlaşılmadı)”

Sanık Mehmet Fikri Karadağ: “O da var, o da var polisteki ifade de var.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet hem hazırlıktaki ifadesini okudum önce, sonra duruşmadaki ifadesini okudum.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Sanık Mehmet Fikri Karadağ: “Sayın Başkanım polisteki ifadeyi ben hem anası belli, hem babası belli asil Türk polisine güvendiğim için okumadan imzaladım ne bileyim ben ne yazdığını. Orda dedim ki bizi almaya gelen atletik yapılı birisi olabilir. Ha dedi o Boğaç Kaan dedi polisin kendi yazdı oraya ben Boğaç Kaan ismini ömrümde duymadım, görmedim de. O ifadede de söylüyorum ki adına Boğaç diyorlar, o olabilir almaya gelen Beylerbeyi mi ondan sonra şey mi şimdi aradan 7, 8 sene geçti hangisi olduğunu kesin olarak bende hatırlıyorum desem de hatırlamıyorum desem de bir şey değiştirmez. Ben Sayın Sedat Peker’i diyorum ki 2 defa görüşmüş olabilirim en fazla. Tekirdağ’da ziyaret ettik, geçmiş olsun dedik. Niçin gittiğimizi de anlattık, bütün uyuşturucu satanların elini, parmağını kırıp engel olan, bu kadar vatansever ondan sonra bir sürü insana yardım ediyor, yardım ettiklerinin sayısını bilmiyor vesaire vesaire bu kadar yiğit bir insan tanımaktan tabi ki ben niye sakınayım ki? Savcıya mı soracağım, polise mi soracağım gitmek için? Gittik gönüllü. Anlattığım şeydeki doğrudur 2. ifadede Sayın Başkanım . Dalyan Mehmet’in ordaydık biz Muzaffer Tekin’in bürosunda değilmişiz sonradan anladık konuştuktan sonra anladım yani hakikatken ordaydık biz. Orda bir şemsiyenin altında otururken Dalyan dedi ki böyle böyle Sedat Bey şeyden çıkmış dedi hastanede yatıyormuş. Gidelim mi yemek götüreceğim dedi gittik onu anlattım teferruatıyla. Poliste, Boğaç Kaan ismini Ayhan’ım dediğim benim orda Ayhan’ım uzun saçlı bir tanesi vardı adı Ayhan Işık galiba. Ben ona Ayhan’ım diyordum o telaffuz etti ben ömrümde ne gördüm, ne duydum. Ben Boğaç Kaan Murathan’ı da Sayın Başkanım bütün samimiyetimle söylüyorum 1 gün revire gidiyordum galiba bir iş için çıkmıştım. Sayın Sedat Peker’le koridorda bunlarda dönüyorlardı bir yerde. Sedat Beyin arkasında yanında yürüyen bir arkadaş elinde bir tane paket vardı bu da kim ki acaba dedim yanımdakilere. Dediler ki.”

Mahkeme Başkanı: “Yani davadan önce Boğaç Kaan Murathan’ı gördünüz mü?”

Sanık Mehmet Fikri Karadağ: “Bu davadan önce kesinlikle o bizi almayan gelen Boğaç Kaan değildi Sayın Başkanım.”

Mahkeme Başkanı: “Yani huzurda ifadesi alınan Boğaç Kaan değildi.”

Sanık Mehmet Fikri Karadağ: “Yani bana teşhis ettirilmedi. O polisteki söylenen yanlıştı ben Boğaç Kaan’ı ilk defa Sedat Beyin yanında beraber giderken gördüm bu kim ki, kimdir bu diye sordum. Yani unutulacak bir adam değil tabi orda onu ilk defa gördüm dedi ki orda ki gardiyan dedi Boğaç Kaan Murathan bu. Hı öyle mi.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam.”

Sanık Mehmet Fikri Karadağ: “İlk defa orda gördüm orda da huzurda da verdiğim ifadede de Boğaç diyorlar ismini bizi almaya gelen odur. Boğaç Kaan Murathan’ı ben ilk defa Sedat Beyin yanında gördüm buraya geldikten sonra kaç ay önce bilmiyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam anlaşıldı. Davadan önce, davadan önce görmemişsiniz.”

Sanık Mehmet Fikri Karadağ: “Olay budur, olay budur.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam.”

Sanık Mehmet Fikri Karadağ: “Sonra görsem ne olacak, görmesem ne olacak ben Sayın Sedat Peker’i tanımıyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam.”

Sanık Mehmet Fikri Karadağ: “Diyor muyum?”

Mahkeme Başkanı: “Tamam konuya açıklık getirdiniz, buyurun oturun.”

Sanık Mehmet Fikri Karadağ: “Nedir yani. Esasa gelin, esasa Sayın Savcım.”

Mahkeme Başkanı: “Buyurun oturun.”

Sanık Mehmet Fikri Karadağ: “Esasa gelin.”

Mahkeme Başkanı: “Buyurun oturun. Efendim lütfen tartışmayalım buyurun. Savcı Bey buyurun.”

Salonda söz almadan konuşanlar oldu anlaşılmadı.

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet Sayın Başkanım şuradan bir fotoğraf göstermek istiyorum sanığa.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Orda mı bakayım, orda mı bakayım efendim?”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet kendi beyanlarınız Fikri Karadağ. Ayhan Parlak şurada. Bu Düzce’deki mevlide katılan kişiler arasında.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Evet, evet.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Tanıdınız mı şimdi?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Tanıdım evet:”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kimdir bu Ayhan Parlak.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Cenazede.”

Mahkeme Başkanı: “Mikrofon verelim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Mikrofonu verirseniz yani orda.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “(2, 3 kelime anlaşılmadı)”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Başkanım şu kameradan da alabilirsek Ayhan Parlak’ı.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Efendim şimdi simasını görünce tanıdım, cenaze evinde gelenleri Ertuğrul Yılmaz adına karşılayan kişi.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Yani onun ailesinden biri herhalde hani biz gittiğimizde orda cenaze evinin başındaki insan eşiyle beraber. Ertuğrul Yılmaz’ın eşiyle beraber Ayhan Parlak gelenleri başsağlığı dileklerini alan kişi.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sizde cep telefonuyla fotoğraf çekiyorsunuz orda.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Hı, hı.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sağ tarafta. Mete Can Kurt diye birisi var yanınızda bu kişi kimdir?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Çocukluk arkadaşım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Efendim.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Çocukluk arkadaşım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Çocukluk arkadaşınız.”

Salonda söz almadan konuşanlar oldu anlaşılmadı.

Mahkeme Başkanı: “Lütfen efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Olgun Peker diye bir kişi var üst tarafta, Olgun Peker.”

Salonda söz almadan konuşanlar oldu anlaşılmadı.

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Sayın Sedat Peker’in yakınıdır.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Nesi oluyor?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Hı.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Nesi oluyor Sedat Peker’in.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “E soy ismini vermiş olduğu, sevdiği kardeşi veya manevi oğlu diyebiliriz.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kardeşi.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Veya ne bileyim işte soy ismini verdiği kardeşi diye ben biliyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet bu Ayhan Parlak biraz önce sormuştum Doğuş Factoringde herhangi…”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Ben ilk defa orda gördüm efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Orda gördünüz. Daha sonra konuştunuz mu kendisiyle?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Ben orda eşiyle…”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bir şeyiniz oldu mu, samimiyetiniz?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Yok, eşini de tanımıyorum ben rahmetlinin.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “E şimdi gittik oraya birine başsağlığı dileyeceğiz ama kim bir baktım orda şeyi gösteriyorlar Ayhan Bey dediğiniz insanı gösteriyorlar bizde başınız sağolsun dedik, yengeler arkadaydı hiç biliyorsunuz cenazelerde kadın, biz ona şey yaptık geriye kendimizi aldık bekledik işte mevtayı şey yaptılar duamızı ettik.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam o kadar.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “O kadar.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Dava sanıklarından yine emekli Yüzbaşı Mehmet Zekeriya Öztürk en arka sırada oturan, Güler Kömürcü’yle konuşan. O şahsı hiçbir yerde gördünüz mü, tanıyor musunuz?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Burada gördüm.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Daha önce gördünüz mü hiç?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Yok hiç görmedim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Herhangi bir dernek çalışmasına katıldınız mı? Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Derneği.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Hayır, hayır, hayır.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kuvayı Milliye derneği, Yeniden Kuvayı Milliye derneği.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Hayır yok hiç yani ne savunduklarını bile bilmiyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kuvayı Milliye 1919 derneği vesaire gibi.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “İsimlerinin ne anlama geldiğini biliyorum ama içeriğinde ne savunduklarını bile bilmiyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu derneklerden tanıdığınız kimse var mı?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Efendim ben 2 tane derneğe üyeyim bir Büyük Kulübe üyeyim, bir de Fenerbahçe Kulübüne üyeyim onun haricinde hiçbir dernekte bir üyeliğim yok.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Büyük Kulübe ne zaman üye oldunuz?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Büyük Kulübe efendim şöyle söyleyeyim bir yani bu süreçle beraber baya oldu 2000 gibi herhalde şimdi tam hatırlamadım, o sıralarda.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kaç yaşında yani şimdi…”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Çok küçüktüm, çok küçüktüm.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ben sitesine girdim Büyük Kulübün yani oraya üye olmak için işte bazı 3 kişinin referansı diyor, bir şeyler diyor.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Evet, evet öyle yaptım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Şartları koşulları ağır yani herkesi almıyorlar zannedersem.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Biz şimdi ben Bağdat Suadiye’de oturuyorum ya efendim ben Gündüz Kaptanoğlu’nu tanıyorum, armatörleri tanıyorum, onların çocukları da benim arkadaşım, ben o zaman.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani orda ki Büyük Kulüpteki önemli kişilerin çocukları vasıtasıyla mı üye oldunuz?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Evet ben çoğu benim arkadaşım bizde oraya havuza gidiyorduk efendim Büyük Kulübe. Hani orda ki sosyal imkânları biliyorsunuz o zamanda işte yeni bir başkan falan seçilmişti Gündüz Kaptanoğlu diğerleri şey yapıyordular yani tanınan insanlar orda. Babalarından rica ettiler hani benimde çünkü kendi arkadaşlarım olduğu için onlar oraya giriyorlar ben giremiyorum. Babalarından rica ettiler öyle girdim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Orda dava sanıklarından tanıdığınız kimse var mı, gördüğünüz?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Yok kimse yok. Biz havuza gidiyoruz orada sinema var sinemaya diyoruz, tenis kortunda tenis oynuyoruz, bowling var bowling oynuyoruz, langırt var langırt yani o yaşta öyle.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sosyal tesislerinden istifade ediyordunuz yani.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Sosyal tesisleri, bir de kapalı ya efendim orası kız arkadaşınızı alıp gittiğinizde bir sıkıntı yaşamayacağınız bir yer.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Anladım. Bağlantılı dava sanıklarından İbrahim Şahin var. Eski özel harekat daire başkan vekili bu kişiyle tanışıyor musunuz?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Oğlu Ömer Şahin’i tanıyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ömer Salih Şahin’i tanıyorsunuz.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Evet.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Nerden tanıyorsunuz?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Sahrayıcedit’te, Sinko sitesinin hemen altında oturuyorlar.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Neyin altında?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Ben dedim ya Sinko sitesinde oturuyorum, Sahrayıcedit’te oturuyordum. Hemen o tarihten sonra ben oturmaya ben devam ettim yani annemler oturdu, annemlerin oturduğu yerden bahsediyorum. Hemen o Cemal Diker İlköğretim Okulu var onlarda onun yanında oturuyorlar. Yani Ömer mahalleye indiği zaman bizim mahalleye in…aynı mahalledeyiz.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ömer’i tanıyorsunuz, babasını tanıyor musunuz İbrahim Şahin’i?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Tanıyorum babasını tabi saygı gösterdiğimiz mahalleye geldiğinde bir insan.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kendisiyle herhangi bir şeyiniz oldu mu?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Yok yani şey olarak…”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Görüşmeniz konuşmanız.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “E tabi konuşmuşumdur abi nasılsınız, iyi misiniz, arkadaşımın babası.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Muzaffer Tekin’in yanında gördünüz mü, öyle bir görüşünüz var mı?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Yok, ben Muzaffer abiyle ya Selami Çeşme Parkında karşılaşıyordum ya da Morgın kafede karşılaşıyordum. Yani Bağdat caddesinde o zaman Mcdonalds yanında Morgın kafe vardı kendisinin askeriymiş bir de Selami Çeşmede ben koşu yaparken o da şey yapıyordu o şekilde karşılaştık. Ama İbrahim Şahin’i görmedim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Şöyle bir diyalog geçti duruşmada; Üye Hakim Sayın Sedat Sami Haşıloğlu soru sorduğu sırada İbrahim Şahin şöyle dedi; benim tanıdığım Savaş diye bir Trabzonlu iri yarı bir arkadaş var. Komutanın yanında gördüğüm ama bilmiyorum yani benim arkadaşlığım yok burada komutan diye hitap ettiği Muzaffer Tekin.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “İri yarı olan kim?”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Devam ediyor Üye Hakim soruyor bununla 37 irtibatınız var Savaşhan Tosunoğlu’yla böyle bir birisini tanıyor musunuz, Savaşhan Tosunoğlu?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Hayır tanımıyorum efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hakim Bey Savaşhan Tosunoğlu’nu soruyor İbrahim Şahin’e duruşmada.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Anladım şimdi anladım efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “O da şöyle cevap veriyor İbrahim Şahin. Hayır, bu komutanın yanında beni aramışsa aramıştır benim şeyim yok arkadaşlığım yok. Üye Hakim: Boğaç Kaan Murathan değil, Boğaç Kaan Murathan yani siz onunla karıştırmış olabilirsiniz Savaş mı, Boğaç mı sizin dediğiniz kişi? İbrahim Şahin duymuyor efendim diyor. Üye Hakim: Savaş mı, Boğaç mı? Savaşhan Tosunoğlu benim size sorduğum. İbrahim Şahin Savaş diye işte komutanın yanında gördüğüm iri yarı Trabzonlu bir arkadaş orada görmüştüm yani o tür bir orada bir kelime anlaşılamadı, yani komutanın yanında olunca işte o çağırırdı. İşte gel çaya davet ederlerdi. Ama arkadaşlığım yok, yani öyle şeyim yok şeklinde beyanı var böyle bir durum oldu mu yani sizin İbrahim Şahin’le aranızda bir diyalog geçti mi?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Olmadı efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Dava soruşturması sırasında cezaevinden mektup göndererek ifade vermek istediğini beyan eden.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Evet.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Serhat İnce isimli şahıs var ifadesi alınmıştı. Tanıyor musunuz Serhat İnce ismindeki şahsı?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Tanımıyorum efendim tanımıyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Şöyle diyor Cemal oğlu 1977 doğumlu yaklaşık yani sizin yaşınıza yakın.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Evet benden büyük bir yaş.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Rize Fındıklı Aralık köyü nüfusuna kayıtlı, Yüksekokul Fakülte mezunu Mehmetçik caddesi, Mehmetçik apartmanı Fulya Beşiktaş’ta oturuyor. Silivri 7 nolu L tipi cezaevinden mektup göndermiş, Ergenekon’la ilgili bazı konularda bilgi vereceğini söylemiş şu şekilde; ifadesi var ben size okuyayım isterseniz: Ben halen Kadıköy 3. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen bir dava nedeniyle Silivri 7 nolu L tipi kapalı cezaevinde tutuklu olarak bulunmaktayım. 22 Ağustos 2008 tarihinde cezaevi idaresi aracılığıyla göndermiş olduğum mektup bana aittir. Ben Ergenekon terör örgütü hakkında bazı bilgilere sahibim, onları sizlerle paylaşmak istedim. Çünkü bende bu örgütün elemanları tarafından bazı mağduriyetlere uğratıldım. O nedenle örgüt üyeleri hakkında bildiğim konuları paylaşmak istedim. Ben İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi ÇEKO, Çalışma Ekonomisi ve Endüstriyel İlişkileri Bölümünde öğrenci iken 1998, 99 eğitim ve öğretim yılında 2. sınıfta iken şu anda Ankara Barosuna kayıtlı olarak avukatlık yapan Mustafa Kaymak İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinde eksten okur iken aynı zamanda Danıştay cinayeti zanlısı Alparslan Arslan Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde okuyordu. Biz hepimiz aynı arkadaş ortamında bulunuyorduk, sağ görüşlü olduğumuz için okul dışı faaliyetlerimi birlikte yürütüyorduk. İçimizde tarikat veya cemaat orijinli olan arkadaşlarda vardı. Üniversitedeki bu gruba Sedat Peker sağ görüşlü Türk Milliyetçisi olmamızdan dolayı Trabya üstünde öğrenci evi tutaraktan ve aylık burs mahiyetinde belli miktarlarda para vererek öğrenim görmemizi sağlıyordu. Bu konulardan bilginiz var mı?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Yok efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Burs verir miydi Sedat Peker üniversite öğrencilerine?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Efendim şimdi ben üniversite öğrencisi olmadığım için burs almadım sadece harçlık aldım yani ke…”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Burs verip vermediği konusunda bilginiz var mı?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Hayır bilmiyorum ama sevdiği biri olsa verir.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Yani tanı…”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu burslardan bende şahsen yararlandım, kendisi almış. Okulun bitimine kadar bu burslardan yararlanan özellikle hukuk mezunu kişilerin mezun olduktan sonra kendisinin direk olmayıp dolaylı yoldan sahip olduğu bunlardan biride Ergenekon gayrimenkul yatırım reklamcılık olan işyerinde üniversite mezunu olacak bursluluğundan yararlandırdığı kişileri, öğrencileri burada çalıştırmak gayesiyle hareket ediyordu. Bu şirketi biliyor musunuz Ergenekon gayrimenkul yatırım reklamcılık şirketi.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Yani orasıysa biliyorum E5’in hemen arka tarafında…”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sedat Peker’e mi ait burası?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Yani ismini bilmiyorum ama yani E5’in hemen Kayalar benzin istasyonunun.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ergenekon gayrimenkul yatırım reklamcılık.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Adresi var mı?”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yok ifadeyi, ifadeyi olduğu gibi okuyorum.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Orasıdır, orasıdır herhalde bir tane yazıhane gibi hani böyle güzel döşenmiş bir yer var biliyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet. Öğrencileri burada çalıştırmak gayesiyle hareket ediyordu. Bunlardan biri de İstanbul Barosuna kayıtlı Hakkı Kurtuluş’tur. Bu şahıs Rize ili Çayeli nüfusuna kayıtlı olup annemin uzaktan akrabasıdır. Sedat Peker’in bursuyla okuyup Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirmiştir ve halen vekâletli Sedat Peker’in avukatıdır. Danıştay cinayeti zanlısı Alparslan Arslan Hakkı Kurtuluş’a ait olan Yeditepe Hukuk Bürosunda stajını yapmıştır. Aynı okulda Siyasal Bilimler Fakültesinden mezun olup üniversitedeki sağ sol kavgalara karışan, liderlik yapan tabiri caizse teşkilatlığı yapan Zafer Özbek bu oluşumdan dolayı mağdur olmuştur. Alparslan Arslan’ı tanıdığı için idari hakim olamamıştır. Yine aynı okulda İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi okuyup şu anda İstanbul Barosuna kayıtlı Avukatlık yapan Levent Temiz’de bizim birlikte olduğumuz grupta yer alırdı. Ancak o Sedat Peker’den değil Veli Küçük’ten talimat alıp onun yönlendirmeleriyle hareket ederdi. Levent Temiz ismindeki şahsı tanıyor musunuz burada ismi geçen?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Tanımıyorum, tanımıyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Tanımıyorsunuz.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Benim yani siyasi veya ocak veya o şekilde arkadaşım yok efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet. Çünkü o dönemde Levent Temiz İstanbul Ülkü Ocakları Üniversite Masa Başkanı idi. Daha sonra İstanbul Ülkü Ocakları İl Başkanı oldu. Almış olduğu görevin niteliği itibariyle bilinçli olarak dışarıdan Sedat Peker’le samimi gözükmüyordu. Sebebi de Sedat Peker ben bir Türk milliyetçisiyim, Turancıyım ama kesinlikle ülkücü değilim. Ülkü ocaklarına saygı duyuyorum demesinden kaynaklanıyordu. Böyle bir şeyine şahit oldunuz mu Sedat Peker’in ben işte ülkücü değilim.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Olmadım, olmadım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Turancıyım vesair.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Ben şöyle bir şey söyleyeyim efendim bu sorular veya bu cevap verip başkada vermek istemiyorum ben Sedat Peker’le 7, 24.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yok ben sizinle ilgili bölüme geleceğimde önce evveliyatını okuyorum ki sonra bu nerden çıktı demeyin.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Evet tamam o zaman.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani bu şahıs, ifadesini onun için okuyorum.”

Salonda söz almadan konuşanlar oldu anlaşılmadı.

Mahkeme Başkanı: “Bir dakika. Bildiğinizi söyleyin, hatırladığınızı söyleyin.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Ben 7, 24.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Biliyorsanız.”

Mahkeme Başkanı: “Bilmiyorsanız bilmiyorum deyin yani bir sorunun birçok seçeneği var. Siz sadece görgü, bilginizi anlatın.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Bilmiyorum. Yani ben 7, 24 beraber olan bir insan değilim yani bilmiyorum bu konuları da duymadım.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam, tamam bilmiyorum diyor.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet. Veli Küçük’te Sedat Peker’in illegal işlerin içinde olduğunu, herkesin bilmesi nedeniyle ülkü ocakları isminin de onun ismiyle anılmasını istememesinden kaynaklanıyordu. 1999 yılında ismini hatırlayamadığım Kadıköy Fikirtepe Ülkü Ocakları Başkanının öldürülmesi olayını Sedat Peker’in gerçekleştirdiğini duydum bizzat görgüye dayalı bilgim yoktur. Sizin böyle bir bilginiz var mı?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Yok. Ben Kelebek operasyonunda.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Fikirtepe Ülkü ocakları Başkanı diye bir şahsı tanıyor musunuz?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Kimi?”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Fikirtepe Ülkü Ocakları Başkanı 99 yılında.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Tanımıyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Böyle bir şahsı tanıyor musunuz?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Tanımıyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ancak bildiğim tek şey Sedat Peker’in tek başına işlediği hiçbir cinayet yoktur ama kendisi yakında bulunan elemanlarına cinayetleri işlettirir. Etrafına toplamış olduğu ve tetikçiliğini üstlenen kişiler Maltepe Küçük Yalıda Ülkü Ocaklarına girip çıkan bir şekilde ilişiğini kesen sokakta gayri meşru işlerle uğraşan kişilerden oluşur. Sedat Peker’in etrafında bu tür kişiler gördünüz mü?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Nasıl?”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Küçük Yalıda ülkü ocaklarına girip çıkan, sokakta dolaşan kişilerin Sedat Peker’in çevresinde gördünüz mü bu şekilde?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Yani ben ocaklarla bir alakası olduğunu bilmiyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”

Mahkeme Başkanı: “Buyurun.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan müdafii Av. Burak Bekiroğlu söz istedi verildi: “Efendim şimdi bizim dosyamız belli. Görüyorum ki olayın esasından konu kaydı, diğer dosya sanıklarıyla alakalı nerdeyse tanıklık denebilecek pozisyonlara sokulmaya başlandı yani ben bir an önce olayın esasına girilmesini talep ediyorum efendim. Yani sondan niye başlıyoruz onu anlayamadım baştan başlayıp sona doğru gitsek daha doğru olacak gibime geliyor.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam. Buyurun.”

Salonda söz almadan konuşanlar oldu.

Mahkeme Başkanı: “Birazdan söz vereceğim biraz sabredin. İtirazınız kabul edilmedi Avukat Bey. Buyurun Savcı Bey devam edin.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet baştan okumasam şimdi bu nerden çıktı, bu şahıs kim diyecek onun için bunların tamamını okuma ihtiyacı hissettim. Etrafına toplamış olduğu ve tetikçiliği üstlenen kişiler Maltepe Küçükyalı’da ülkü ocaklarına girip çıkan, bir şekilde ilişiğini kesen, sokakta gayri meşru işlerle uğraşan kişilerden oluşur. Benim bildiğim kadarıyla bunları organizasyonunu Küçükyalı çevresinde bulunan Hacı Fikret lakaplı, Fikret Aydın yapar. Bu şahsı tanıyor musunuz?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Tanıyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Fikret Aydın kimdir?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Bildiğim kadarıyla Fikret Aydın’ın eşinin abisi yani pardon Fikret Aydın’ın eşinin abisinin eşinin kardeşi Sedat Beyin eşi Beyza yenge yani akrabalıkları var.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sedat Peker’in akrabası olduğundan dolayı mı bu şahsı tanıyorsunuz?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Uzaktan akraba, evet.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sizin bir samimiyetiniz var mı?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Yani benden yaş olarak yine büyük Fikret abi gördüğüm zaman Fikret abi, Fikret Bey dediğim bir insan.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sedat Peker’in siyasi açıdan organizelerini yapan her yerel seçimde Maltepe’de bağımsız aday olan Rize’nin Pazar ilçesinde olan Mehmet Konan’dır. Böyle bir şahsı tanıyor musunuz?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Mehmet Konan’ı tanımıyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sedat Peker’in özellikle sosyete camiasında kendisini temsilen kardeşim dediği şu an Tekirdağ F tipinde bulunan Boğaç Kaan Murathan evet.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Ben Tekirdağ F tipinde yatmadım efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Özellikle sosyete camiasında kendisini temsilen kardeşim dediği diyor. Böyle hitap eder mi size Sedat Peker?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Efendim az önce okudunuz oğlum diyor, kardeşim diyor yani yakınlığı teşkil edecek şeyler söylüyor ama ben Tekirdağ F tipinde yatmadım ki, yani (1, 2 kelime anlaşılmadı).”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bir ara şoförlüğünü yapan Yener Keskin.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Kimin şoförlüğü?”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yener Keskin.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Yener…”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sedat Peker’in şoförlüğünü yaptı mı?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Hayır.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Veya sizin şoförlüğünüzü yaptı mı?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Hayır Yener Keskin üniversite mezunu bir arkadaşımız.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yine şu anda şoförü olan Cengiz Cansız. Bu şahsı tanıyor musunuz Cengiz Cansız?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Tanıyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kimdir?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Sedat Beyin arabasını kullanıyordu.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sedat Peker’in şoförü müdür?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Yani arabasını kullanıyordu tabi.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Arabasını kullanır parantez içinde her gün Kandıra Cezaevi önünde beklemektedir getir, götür işlerini yapar. Şu anda halen finans kollarından biri olan ve kumarhane işleten Metecan Kurt’tur bu şahsı tanıyor musunuz?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Çocukluk arkadaşım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Metecan Kurt.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Babası Namık Kemal Kurt’tur, Sivaslıdırlar, Beykoz Devlet Hastanesinin Başhekim Yardımcısıydı, sonradan başhekim oldu. 2000 işte hala yani benim samimi çocukluk arkadaşım Göztepe’de Huzur sokakta otururlar. Ben Selami Parkında koşuyorum ya efendim hemen o Göztepe Huzur sokakta Selami Çeşme Parkının yanı yani orda spor yaptığımız sem...(1 kelime anlaşılmadı)

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sedat Peker’le irtibatı ne bu şahsın Metecan Kurt?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Tanışırlar.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sadece tanışırlar, finans koludur diyor filan yani ciddi bir iddia var burada. Finans kollarından biridir.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Yok Mete kimseye, Mete öyle para ver… eli sıkıdır.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kumarhane işletir mi?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Efendim ben cezaevindeyim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu şahıs kumarhane işletir miydi yani sizin tanıdığınızda?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Kumara meraklı olduğunu biliyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Meraklıdır.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Yani bütün parasını gidip kumarda kaybettiğini biliyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Başka tanıdığınız kumarhaneci var mı?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Benim mi?”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sami Hoştan var tanıyor musunuz?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Burada tanıdım geçen şeye gelmişti.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Nerede tanıdınız?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Burada burada şey gel….”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sami Hoştan’ı.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Evet pasaportundan şeyin kaldırılması için gelmişti ya o zaman gördüm.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Anladım. Yaşar Öz’ü tanıyor musunuz?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Hayır tanımıyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Tanımıyorsunuz. Sedat Peker kendisi bile ne kadar serveti olduğunu bilmemektedir. Kendisinin Bağdat caddesinde kafe ve bar olarak işlettiği Bifor, Mitpoint ve Marmaris büfe. Mal varlığını biliyor musunuz Sedat Peker’in bu bahsettiği Bağdat caddesinde?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Bifor’u biliyorum, Mitpoint’i biliyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bifor, Mitpoint, Marmaris büfe.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Marmaris büfeyi biliyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bunlar Sedat Peker’e mi ait veya hissesi var mı?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Yok bunların kendi sahipleri var. Yani bütün Bağdat caddesindeki hani en güzel mekânlar vardır ya böyle hani insanlar gelir oralardan bahsetmiş yani bilenen mekânlar bunlar.”

Mahkeme Başkanı: “Yani Sedat Peker’le bir ilgisi var mı o dediğiniz yerlerin?”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani Sedat Peker’le bir bağlantısı var mı?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Yok yok keşke olsa da biz ücret ödemeseydik.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Romanya’da kereste fabrikası vardır diyor.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Hiç bilmiyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Romanya’daki fabrikadan haberiniz yok mu?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Ben Romanya’ya.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Veya Bulgaristan olabilir mi?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Ben beraber o dönemde.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bulgaristan’da var mı kereste fabrikası?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “İşte ben o gittiği dönemlerde gitmedim Romanya’da, Bulgaristan’da yoktum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yoktunuz da orda iş yaptığını biliyor musunuz Sedat Peker’in Romanya’da veya Bulgaristan’da?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Efendim ben spor hocalığı yapıyorum ve içecek işi yapıyorum kereste işiyle ilgim olsaydı hani bilgim veya satabileceğim veya ilgilenebileceğim öğrenirdim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “İşçilere satarsınız içeceklerden.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Yok efendim almıyor kimse.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ayrıca Şile’de ve Anadolu Hisarında villa ve çiftlikleri, Bağdat caddesinde 10’dan fazla evi vardır. Bu konuda bilginiz var mı Şile’de ve Anadolu Hisarında villa ve çiftlikleri, Bağdat caddesinde 10’dan fazla evi vardır diyor.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Allah bereket versin efendim bizden o zaman gizlemiş burada evinin olduğunu bana hiç söylemedi veya hiç duymadım da.”

Mahkeme Başkanı: “Yok yani.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Yok ben bilmiyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani Şile’deki, Anadolu Hisarındaki villalarını biliyorsunuz.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “O işte Anadolu Hisarında dediğiniz yer benim Beykoz’da dediğim yer.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Beykoz dediğiniz yer.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Sizin Şile’de söylediğiniz evde var olduğunu biliyorum ama zannedersem satılmış olduğunu duydum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani Şile’deki o gözaltına alındığı zannedersem villa.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “O sonradan satılmış herhalde bilmiyorum yani bir tane ailesinin kal…”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ayrıca yine Şaşkın Bakkalda Mehmet Kurt’un bildiği bir adet evi vardır. Şaşkın Bakkalda bir evi varmış biliyor musunuz bu konuyu?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Bilmiyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Savcı Bey bir itiraz var. Buyurun.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Buyurun.”

Sanık Sedat Peker müdafii Av. Yusuf Utku Tekayak söz istedi verildi: “Sayın Savcımın elinde bir mektup var herhalde biraz önce…”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “İfade var, resmi ifade dosya içerisinde.”

Sanık Sedat Peker müdafii Av. Yusuf Utku Tekayak: “İfade var efendim tamam. İfade içeriğini Boğaç Kaan Murathan üzerinden teyit ettirilmeye çalışılıyor birincisi.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yok kendisine bir soru soracağım.”

Sanık Sedat Peker müdafii Av. Yusuf Utku Tekayak: “Müvekkilim burada bu sorular müvekkilime direk olarak sorulabilir. 2. husus o mektupta yazan ifadeler ve kişilerle ilgili İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi 2001/289, 2007/9 karar sayılı dosyayla yargılama yapıldı ve müvekkilim halen o dosyadan dolayı hükümlü olarak bulunmaktadır. Bu hususların hepsi içerisinde mevcut. Bu konularda bu kişilerle ilgili sorularda soruldu, yargılamada yapıldı. Şimdi bu hususlar Boğaç Kaan Murathan üzerinden teyit ettirilmeye çalışılmasına itiraz ediyorum. Eğer bu ifade sahibi veya resmi beyan sahibi buradaysa çağırın gelsin burada ifadelerini doğrulasın maddi delille delillendirsin, varsayımlara dayalı olarak konuşmasın.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam itirazınız kabul edilmedi Avukat Bey. Saten Sedat Peker Bey birazdan beyanda bulunacak. Buyurun Savcı Bey.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Biraz öncede Başkanım soruyu sormadan açıkladım 16 Eylül 2008 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığımıza ifade veren kendiside cezaevinde yatan bir şahıs Serhat İnce isimli şahıs. Bu şahsın Boğaç Kaan’la ilgili de ifadeleri var ancak evveliyatını okumadığımız zaman bu nerden çıktı diyeceği için baştan okuyorum ki bu şahısta nerden geldi demesin. Şimdi burada bazı ifadeler var yani ben bizzat diyor kendisinden burs aldım, tanıyorum Boğaç Kaan’ı tanıyorum diyor.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Ama.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bunları da açıklıyor yani doğru veya yanlış.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Benim Tekirdağ Cezaevinde yattığımı söylüyor efendim (1 kelime anlaşılmadı).”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Tanık beyanı bu resmi savcılıkta verilen bir ifade.”

Mahkeme Başkanı: “Siz cevaplandırın işte.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Mehmet Kurt’un bildiği bir adet evi vardır diyor. Bu evi adamlarından sadece Mehmet Kurt bilir, Mehmet Kurt Adapazarılı olup cezaevinden yeni çıktı kendisi Fenerbahçe’de ismini şu anda hatırlayamadığım ancak gitsem rahatlıkla gösterebileceğim Fenerbahçeli gençlerin ve zengin kabadayı geçinen gençlerin toplandığı mekânın sahibidir. Tanıdınız mı Mehmet Kurt?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Mehmet Kurt’u tanıyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kimdir bu şahıs Fenerbahçe…”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Mehmet Kurt inşaatlar yapan Adapazarılı bir arkadaşımız yani arkadaşımız derken (1 kelime anlaşılmadı).”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sizin mi arkadaşınız, Sedat Peker’in mi arkadaşı?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Sedat Beyinde arkadaşı yaşı benden büyük ama inşaatlar yapar ama evi bilir mi, bilmez mi bilmiyorum ki Mehmet Kurt.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Siz bu şahsı tanıyorsunuz Sedat Peker’le bağlantılı. Tanıdığı bir insan diyorsunuz Mehmet Kurt.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Bağlantılı olarak değil de Kelebek operasyonunda yargılanmış.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yargılandı mı hı anladım.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Evet.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kendiside sık sık oraya takılır Sedat Peker’in en yakın adamlarından biride Elif Karlı’nın eşi Samsunlu Cengiz Karlı’dır. Bu şahsı tanıyor musunuz?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Elif Karlı’yı tanıyorum medyadan falan.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Cengiz Karlı.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Birkaç kere gördüm ama öyle.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Eşi, Sedat Peker’le tanışır mı?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Bilmiyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet. Tolga Peker’in asıl soyadı başkadır. Tolga Peker diye bir şahsı tanıyor musunuz?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Duydum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Duydunuz, görmediniz tanımıyorsunuz.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Yok.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Peker soyadını sonradan Sedat Peker vasıtasıyla almıştır. Önceden araları çok iyiydi ancak daha sonra 95, 96 yıllarında Tolga Peker, Sedat Peker’in yakınlarından birisinin eşi veya sevgilisiyle ilişkiye girdiğini, kızın asıl sevgilisinin cezaevinde olan kardeşleri Sedat Peker’e söylüyorlar. Sedat Peker’de o benim kardeşimdir soy ismini taşıyor cezasını da ben veririm dedikten sonra Tolga Peker önce kurşunlanıyor daha sonra arabası yakılarak öldürülüyor. Bu olayı bizzat Sedat Peker’in yakınında olan Ali Şahin Gürman ve Çene Mert lakaplı ve soy ismini hatırlayamadığım Mert isimli halen Yalova’da ikamet eden ticaret ile uğraşan kişiyle Erzincan nüfusuna kayıtlı Maltepe’de oturan Tayfun Pırıtı cinayeti bizzat çok iyi bilen kişilerdir. Buradaki olayla ilgili bir bilginiz var mı?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Ben Sedat Beyi tanıdığım tarih.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Tolga Peker ve o burada geçen Ali Şahin Gürman, Çene Mert, Tayfun Pırıtı.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Yok benim Sedat Beyin tanıdığım tarih bahsettiğiniz kişinin hani rahmetli oluşundan çok sonra zannedersem çünkü ben öyle hiç görmedim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu olayı duydunuz mu bu şekilde bir şahsın öldürülüp işte arabasının yanmış şekilde arabası yakılarak öldürüldüğü şekilde bir itham var.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Yani öldüğünü biliyorum ama ne şekilde öldüğünü bilmiyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Burada ismi geçiyor Ali Şahin Gürman, Çene Mert, Tayfun Pırıtı bu şahısları tanıyor musunuz?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Çene Mert diye birini tanıyordum Bağdat caddesinde yani orda…”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Soy ismi nedir?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Soyadını bilmiyorum lakabı Çene Mert’ti.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Lakabı Çene Mert.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Lakap evet.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sedat Peker’le tanışır mı?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Tanışmaz herhalde ya.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Tanışmaz.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Yani bilmiyorum ki o (1, 2 kelime anlaşılmadı).”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ali Şahin Gürman.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Şahin.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sabah sorduğumuz kişilerden biriydi.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “İşte Kelebek operasyonunda ismi geçen sorduğunuz kişiler.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kelebekte geçen evet. Tayfun Pırıtı.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Ama onu tanımıyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Tanımıyorsunuz. Ali Şahin Gürman’ın bizzat cinayeti işleyen kişilerden biri olduğunu hatırlıyorum, bu olaydan sonra Sedat Peker’in adamlarından bir bölümü Tolga’yı sevenler olarak Sedat’ın yanından ayrılmışlardır. Tolga Peker’de İhsan Tavukçuoğlu cinayetinin faillidir. Böyle bir şey duydunuz mu?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Yok duymadım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “İhsan Tavukçuoğlu adında bir adam tanıyor musunuz?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Tanımıyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sedat Peker’e 1995, 96 yıllarına kadar Caz Sedat, Boksör Sedat lakabıyla hitap edilirdi. Siz o yılları hatırlamıyorsunuz 95, 96.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Ben Trabzon’dan geldim ya efendim lise 2’ye.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet o yıllarda Adapazarı’nda 6. filo olarak bilinen büyük bir suç örgütü lideri Ferda Seven’in oğlu Serdar Seven ile tanıştığı zaman bugünkü Sedat Peker ismine bu kişilerin sayesinde ulaşmıştır. Sedat Peker’in en son cezaevine girmeden önceki amacı İstanbul Beşiktaş Kuruçeşme’deki Reina isimli gece kulübü, Tunceli nüfusuna kayıtlı aslı kömür tüccarı olan Mehmet Koçarslan ve işletmecisi Elazığ’ı nüfusuna kayıtlı Ali Ünal isimli kişilerden bu gece kulübünü almaktı. Böyle bir girişim oldu mu?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Olmadı.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sedat Peker’in Reina isimli işyerini almaya çalışıyordu diyor.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Olmadı.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hatta Sedat Peker’in bazı dosyalarında bu kişiler müştekidir. Bu adliyede davaları görülmüş ve sonuçlanmıştır. Bende bu olayların içindeydim. Yani Serhat İnce’yi tanımıyorsunuz öyle mi hala gerçek ismi Serhat İnce bu ifadeyi veren şahıs.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Hangi olayların içinde?”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu olayların içindeydim diyor.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Hangi olayların?”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Reina’daki olaylarla ilgili.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Efendim Reina’da benim hani yargılandığım bir konu oldu ama hani şu şekilde oldu kapıda güvenlikçilerle sorun çıktı birbirimizle kavga ettik sonra polis bizi aldı.”

Mahkeme Başkanı: “Hangi yıl olmuştu?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “2003 veya işte o civar.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani orda Serhat İnce diye bir arkadaşınız yok muydu?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Yani ben Yaşar diye bir arkadaşım vardı.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yaşar soy ismi?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Aktaş.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Aktaş.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Başka Yener olması lazım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yener Keskin.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Evet. Benim hatırladığım bunlar.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Serhat İnce diye bir şahıs yoktu öyle mi?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Yani hatırlayamıyorum ki Serhat (1 kelime anlaşılmadı).”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani bizzat içindeydim diyor yani belki tanıklık yapan.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Belki karşı tarafta.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kişi ifadelerini…”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Belki bizim kavga ettiğimiz insanlar olabilir ben onları nerden tanıyayım?”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kavga ettiğiniz değil sizin yanınızda olan şahıslar.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Benim yanımda.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Yargılanmış mı benim dosya var yargılan…”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “İşin içindeydim diyor.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Ama benim dosyam var.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Anladım.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Bizi karakola aldılar, bunlar zabıt tuttular.”

Mahkeme Başkanı: “Buyurun Avukat Bey.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan müdafii Av. Burak Bekiroğlu söz istedi verildi: “Efendim biraz önce bahsedilen dosyada sadece müvekkil ifadesi alınmıştı o dosyada yargılanmıyor kendisi ama herhalde aklında o şekilde kalmış olabilir.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Evet ben öyle oldu ama orda yargılanan kim varsa var efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Yani eğer bakarız varsa çok eski.”

Mahkeme Başkanı: “Hangi mahkemede o dava?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Bizi şeyde efendim Sultanahmet adliyesinde.”

Mahkeme Başkanı: “Ağır cezada mı?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Yok yok normal gittik savcıdan takipsizlik aldık. Yani bana takipsizlik verdiler orda kavga edenlerden bir tanesi şişeyle mi vurmuş birine. Birinin bir yeri kesilmiş onu da yargıladılar ama bizi kapıdan almadılar sorun çıkardılar itiş kakış oldu, kavga ettik o kadar.”

Mahkeme Başkanı: “Yani ondan dolayı çıktı tamam.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani yaralayan kişiyi siz tanımıyor muydunuz yani?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Tanıyorum, tanıyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kim?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Ama orda içerdeki insanlar var, dışarıdaki insanlar var sadece biz değiliz yani orda.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Anladım.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Orda karıştı yani efendim ortalık.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Şimdi burada açıklamalarda getirmiş. Bende bu olayların içindeydim hatta gece kulübünün kapısında badigartlardan birisinin yüzünü keserek yaralamıştık.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “İşte dedim ya efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Olayı anlatıyor. Benim ile birlikte bu olayda Sinan Gündoğdu, Sinan Gündoğdu.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Vallahi hatırlamıyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Tanıyor musunuz Sinan’ı? Tanımıyorsunuz Sinan Gündoğdu.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Hatırlayamıyorum ama dosyaya bakalım varsa vardır ne bileyim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Boğaç Kaan Murathan ve bir de kahveci Yaşar lakaplı.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “İşte Yaşar dediğim arkadaş yargılandı.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Badigartın suratını kesen bu çocuktur Erzurumlu şahısta vardı.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Evet, evet.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Erzurumlu mu Yaşar?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Evet evet ismi.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani burada söylediği isimler Boğaç Kaan sizsiniz, kahveci Yaşar diyor bir de Sinan Gündoğdu diyor.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Yaşar benim, Yaşar benim çocukluk arkadaşım rahmetli oldu Yaşar zaten.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Allah rahmet eylesin ben cezaevindeyken, buradayken oldu.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Siz hatırlayamadığınız bu tanığı hala hatırlayamadınız öyle mi?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Hayır ben Yaşar’ı hatırlıyorum yani kavga esnasında.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sinan Gündoğdu’yu.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Orda ki kavgada yani çocuğun yüzünde kesilme oldu kamera kayıtlarında belli zaten efendim. Yani biz kamera kayıtlarına göre yargılandık yani ne silah var, ne bıçak var orda o şişeyi o bardakta içil… olan herhangi bir şeyle olan sıcağı sıcağını bizi aldılar karakola getirdiler.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam Savcı Bey isimleri soruyor zaten sadece size.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu olaylar 2004 Haziran ayında meydana geldi.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Doğrudur.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sadece badigartın yüzünü yaralama değil, o gün kapının güvenlik işine bakan Sedat ve Nihat Yücetürk kardeşler ile kapıda duran badigartlarla kavga ettik. Sedat ve Nihat Yücetürk kardeşlerle kapıda duran badigartlarla kavga ettik diyor. Sizle berabermiş bu Serhat İnce.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Sedat ve Nihat benim arkadaşım biz onlarla kavga etmedik iç güvenlikle kavga ettik bunlar dış güvenlik.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet. Bu olaydan sonra.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Yani Karslı o arkadaşlar. Onlar benim arkadaşım hala görüştüğüm arkadaşlarım. Yani orda ki mesele iç güvenliğin yapmış olduğu bu problemden dolayı ufak bir problemin büyümesiyle olan bir konuydu.”




Yüklə 0,75 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin