13. AĞIr ceza mahkemesi ( cmk 250 maddesi İle yetkiLİ )



Yüklə 472,31 Kb.
səhifə7/9
tarix26.08.2018
ölçüsü472,31 Kb.
#74942
1   2   3   4   5   6   7   8   9

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”ancak ben bunu yeni yani size şu an ki”



Sanık Doğu Perinçek :”tamam o an için bir delil getirin sayın savcım, bizim bugün illegal bir yapılanma, bakın tek bir delil getirin, bir illegal yapılanmamız arkada illegal bir merkezimiz veya illegal bir programımız olduğunu gösteren bir tane delil, emare bir şey getirin, yok, böyle bir şey yok olmayan delillerle biz burada sorguya çekiliyoruz, delil getirin, yok “

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”fabrikatör isimli dokümanda sizin ve grubunuzun ayrıntılı bir tahlili yapılıyor, sizde kısmen bunu savunmanızda anlattınız, mao zeydung siyaseti yöntemleri yerine, Kemalist yöntemler sergilemeye özel bir çaba saffettiniz ki, sergilenen bu siyasi yöntemin, dünyanın hiçbir ülkesinde eşine rastlanılmamış bir sol hareket örneği ortaya koymaktadır. Yöntemlerinizin uzun yürüyüşü olarak tanımlandığı, uzun vadeye yayılmış, belirlenen hedeflerin örtülü stratejik planlamaları olarak özetlenebileceği, sizin mit ve genelkurmay dahil olmak üzere, çok gizli belgeleri de temin edebildiğiniz, kişilere yönelik ciddi bir arşiv bulundurduğunuz, genellikle skandal içerikli provokasyonlara yönelik faaliyetler içersinde bitimsiz bir kaynak olduğu, uyguladığınız siyasi çizgi ile geniş halk kitleleri ile rejimin kurulması için antipatik olduğunuz, bu antipatinin sempatiyi değilse bile, hoşgörüye dönüşebilmesinin sağlanması için uygun görülen yöntemin Kemalizme sahip çıkmak olarak saptandığı, kaynak yaratılması girişimlerinizin tümüyle gizli olduğu, siyasi partiler içinde yer alan hiçbir üye partinin kaynaklarını bilemediği, Çin ve federal Almanya gibi ülkeler ile ticari ilişkiler içinde olan şirketlerden pek çok gelir elde ettiğiniz anlatılmaktadır. Bu iddianamede, özellikle yazılı örgüt dokümanlarına dayanılarak, kendi yapılanmasını derin devlet olarak tanımlayan Ergenekon un PKK, DHKP/C ve Hizbullah ile bağlantı kurduğu iddia edilmiştir. Sizde benzer şekilde PKK nın MİT tarafından kurulduğunu iddia ettiniz. Ergenekon un hakkınızda, araştırma ve tahlil yaptığı, bunu örgüt raporu şeklinde hazırlayarak üst kademelerine takdim ettiği, sizin de bu savunmanızda belirttiğiniz şekilde, örgüt raporunu düzenleyenlerin sizin fikirlerinize eleştiri getirdiği anlaşılmaktadır. Ancak sonuçta, Ergenekon üst yönetiminin sizin özellikle bir dönemden sonra gündeme getirdiğiniz kızıl elma yada ulusalcılık görüşlerinizden ve alt yapınızdan, ayrıca yine fabrikatör isimli örgüt belgesinde yazılı olduğu gibi kamu oyunu yönlendirme, daha açık deyişle yanlış yönlendirme konusundaki becerinizden yararlanma düşüncesinde bulunduğu iddia edilmektedir. Sorularım, bu çerçevede olacaktır. Tuncay Güney in ev aramasında, size hitaben yazılmış bir mektup vardır, dayanışma prensipleri gereği, size iletilen üç ana konu üzerinde yoğunlaşılarak işbirliği sağlanmak istenmiştir. Size hitaben yazılmış mektup, gazete, finans ancak ne yazık ki, bu üç konuda da isteksiz kalınmış, karşılıklı dayanışma prensiplerine aykırı bir tutum sergilenmiştir. Bilindiği üzere, karşılıklı dayanışma prensiplerine dayalı ilişkilerde, motivatör uygulamalar ile manipülatör politikalar arasında özde ve sonuçta kontrast sonuçlar doğar. Önderi Mustafa Kemal Atatürk. Tarih sahnesinde görülen en kararlı motivatör idi. Onun bu özelliği karşısında, manipülatör politika uygulayıcıların elde edebildikleri tek şey ise, yalnızca yenilgi olmuştur, 19 Mayıs 2000. Tüm örgüt dokümanlarında olduğu gibi, saygılarımızla hitabı ile bitiyor. Yazımın şekli ve tarzı da aynı. aynı tarihli o dönem zannediyorum, siz de belirttiniz, Ethem Sancak a gönderilmiş bir mektup var, ondan da bağış mahiyetinde zannediyorum, USİAD kapsamında para talep ediliyor. Bu size ulaştı mı. herhangi bir şekilde?”

Sanık Doğu Perinçek :” evet, şimdi fabrikatör diye bir metin var, fabrikatör denen metinde Ergenekon metni imiş bu, Doğu Perinçek ajan, Doğu Perinçek şu, onu size arz ettim. Peki efendim, bu metni yazan Ergenekon’muş ama Doğu Perinçek’in de bu özelikte, bir örgüt olur mu? Doğu Perinçek, örgütün lideri, yani bu mantık ile suçlanamayacak tek bir adam yoktur. O fabrikatör metninden tek bir şey çıkar. Ergenekon örgütünden, yetmiş milyon insan arasında suçlanamayacak bir adam varsa, Doğu Perinçek tir. Çünkü Ergenekon örgütü, Doğu Perinçek e her türlü düşmanlığını kusuyor. Herkes suçlanabilir, Doğu Perinçek, o fabrikatör e dayanarak suçlanamaz. Hele hele örgütün lideri olacak. Hele hele Doğu Perinçek gibi bir devrimci, böyle soytarılığa ve böyle bir alçaklığa boyun eğecek. Kendisine ajan diyen bilmem ne diyen ondan sonra en alçakça suçlamaları yapan adamlarla oturacak, benim, ben kimlerle beraberim. Nusret Senem, Bedri Gültekin, Ferit İlsever, Adnan Akfırat bunlara baksınlar, bir de o metindeki alçaklığa baksınlar. Ben kırk yıldır, elli yıldır devrimciliği kimlerle beraber yapıyorum. Benim dostlarım kimlerdir, böyle alçaklarla, benim beraber olmam mümkün mü? Efendim, şeyler geçiyor, aradan heyeti etkilemek için, Mao falan, Mao büyük bir devrimcidir. Eğer bunu istiyorsa savcılar, ben bunu söyleyim. Mao büyük bir devrimcidir. Mao yu anlayamayan, Atatürk ü anlayamaz. Atatürk ü anlamayan, Mao yu anlamaz. Buralarda milliyetçilik olmaz. 20. yüzyılın tarihi var. İşte Çinliler Atatürk ü getirip kitabın kapağına bastığı için vurdular, gidiyorlar. Bizim ülkemizde de, Mao Lenin gibi büyük devrimcilerin yaptıkları işler anlaşılmadıkları ve buraya taassupla yaklaşıldığı için Türkiye bataklıkta çırpınıp duruyor. Mao yu anlamayan, Atatürk ü anlamaz. Ve de bunlar, hepsi birbirini anladı. Lenin ve Stalin, Atatürk ü hep övdü. Atatürk, Lenin ve Stalin e büyük bir değer verdi. Mao dedi ki, Çin in Kemalizmi nerde, Çin in kemali nerde. Mao Atatürk ü, Atatürk ten şöyle bahsetti; 1930 larda, Çin in kemali nerde. İşte onun kurduğu şeyde Atatürk, tarih kitaplarında okutuluyor. Bunlar kendi ülkelerinde, kendi topraklarında kendi halklarının özelliklerine dayanarak, kendi milletlerinin başına geçmiş, birbirine benzer işleri yapmış adamlar. Biri biraz şöyledir, biri biraz böyledir falan, ama en sonunda birbirine benzeyen adamlardın. Onun için bunlara sığınmayalım ve buralarda Doğu Perinçek boyun eğmez. Hiç kimse bana oy vermeyeceğini bilsem, gene ben bu hakikatleri söylerim. Ben bunlardan vazgeçmem. Bu fabrikatörü kim yazmış, Mehmet Eymür, onu da ispatladık. Mehmet Eymür ün CIA, MOSSAD ajanı olarak Doğu Perinçek e yönelttiği suçlama, o zaman Mehmet Eymür bu Ergenekon örgütünün içinde, yazarı. E nasıl Mehmet Eymür ve Doğu Perinçek birbirine o bana düşman da, ben ona düşman değilim. Böyle karşı cepheli olan insanlar, aynı örgüt içersine atılabiliyor. Bunun bir izahı olması lazım. Burada benim en çok tepki duyduğum, üzüldüğüm nokta, Doğu Perinçek Kemalizme sahip çıkarak, peki Kemalizme sahip çıkanlar o yirmi beş cildi yazsalardı. Hayatlarında Kemalizme bir emek vermemiş, araştırmamış, incelememiş, üretmemiş insanların, hepsi Atatürkçü, buna hayatını vermiş, Atatürk ün bütün eserlerini, kırk yıl ömrünü vermiş, arkadaşlarını seferber etmiş, babasını, benim babam son on iki yılını, o Atatürk ün bütün eserlerini, eski Türkçe den yeni Türkçe ye çevirerek yaşadı. Oğlum, Moskova ya gitti, bilmem deliklerden Atatürk ün belgelerini buldu. Eşim şule Perinçek, o Atatürk, bütün eserlerin başına geçti. işçi partisini çıkarın, hiç abartmadan söylüyorum, işçi partisi tabi çıkmaz çünkü oda Türkiye’nin bir gerçeği, işçi partisi olmasın Türkiye de Atatürkçülük bu gün yığıntı haline gelmişti. Bütün devrimci özünü kaybetmişti. Bir betonlardan, demirlerden ibaret bir yığıntı haline gelmişti. işçi partisi Türk milletine, 70 lerde, 80 lerde, 90 larda Atatürk ün devrimci özünü, bilgilerini, eserlerini çıkarttı. Türk ordusunun neşriyatına bakın. Türk ordusunun neşriyatında, Atatürk ün Türk ordusuna ölümsüz hitabesi 1937 de hayırlı olsun diye bitiyordu, kutlu olsunu bile Türk ordusu hayırlı olsun yapmıştı. Atatürk ün bütün eserlerinin üstünü örtmüşlerdi. Makaslamışlardı, sansürlemişlerdi. Hepsini işçi partisi çıkarttı ortaya. Şimdi bunu yapan işçi partisi, Atatürkçülüğü sahte olarak yapıyor, Atatürk ü öldürenler, batıranlar da Atatürkçü oluyor. Hiç kimse bizimle Atatürkçülük konusunda laf edemez. Yaptıklarımız ortada. İşimiz ortada, benim altı ciltlik Kemalist devrim dizim var, hadi o Atatürkçülerden bir tanesi, onun üçte biri kadar hacim olarak değil, birikim içerik olarak bir şey yazsalardı. Bir şey ortaya koysalardı. Hayatını ortaya koyan bir parti var bu uğurda yaptıkları ortada, pratiği ortada. Bunu nefretle reddediyorum, bu alçakça suçlamayı, yani o fabrikatör deki. Sayın savcı, onu aktarıyor, sayın savcıya, bir şey demiyorum da, o fabrikatör ün o alçakça suçlamasını burada nefretle reddediyorum. Ondan sonra, siz bana bir mektup okuyorsunuz, o mektup bana gelmedi. Ama ben de dava dosyasına arkadaşlarım çıkartmış, getirmişler o mektup bana gelmedi, ama o mektupta ne var, siz oraları yumuşak ve duyulmayacak şekilde okudunuz, o mektupta diyor ki, bana gelmedi. Kimse bana öyle bir mektup getirmez. Suratına vurur gönderirim, ben onu. Bak bana alman polisi getiriyor, mektubu yere atıyorum, çiğniyorum diyorum, Berlin de. Bana o mektubu getiren adamın suratına o mektubu çarparım. Hiç kimse cesaret edip bana o mektubu getiremez. O mektupta ne diyor, sizden şunları istedik, finans istedik, şu istedik, bu istedik, aykırı bizi reddettiniz, sizin geleceğinizde yenilgiden başka bir şey yoktur. O mektup bana meydan okuyor. Kim yazdı ise korkmuş, bana o mektubu getirememiş, bana kimse öyle bir mektup getiremez. O mektup, sizin iddialarınız çürütüyor. O mektup ta, Doğu Perinçek in Ergenekon olduğu gözükmüyor ki, o mektupta tam tersine kimse o namussuzlar, o alçaklar, Doğu Perinçek in onlara boyun eğmediği, onları reddettiği çıkıyor, ama öyle şeyler de ben bilmiyorum. Bütün Ergenekon belgeleri Doğu Perinçek düşmanı. Fabrikatörü, mektupları, 2001 şeyi, Cumhuriyet gazetesi yazısı, diğer yazılar bütün Ergenekon belgeleri, Kürt meselesi diğer mesele, ulusal gençlik meselesi, bütün Ergenekon belgeleri Doğu Perinçek ile uğraşıyor. Demek ki Doğu Perinçek o Ergenekon denen ahlaksızlara boyun eğmemiş, bu çıkmıyor mu ortaya? Boyun eğer mi, boyun eğmesi mümkün mü? Size boyun eğiyor muyum ki, onlara boyun eğeyim. Size boyun eğdim mi ben. Bunlara boyun eğer miyim ben. Ethem Sancak, onu da bilemem, yani Ethem sancak a öyle bir mektup yazıldı mı falan. Ethem Sancak bir aralık kendisini tehdit ettiklerini falan söyledi. Ben de ona def et dedim. kim tehdit ediyorsa, kesinlikle beş kuruş bilmem, bilmem ne para verme, ben kim olduğunu bilmiyorum bunlar mı, başkaları mı, ama bana, Ethem sancak, İstanbul da Kadıköy acıbadem de buluştuk ve dedi ki, ya beni tehdit ediyorlar, benden para istiyorlar falan, bende dedim ki, Benim arkamda işçi partisi var. Defolun de ve kov, kim tehdit ediyorsa. Ama Ethem Sancak onlara para verdi mi, bilmem, onları bilmiyorum. Bende o mektubu dava dosyasından avukatlarım getirdi gördüm. Ben kimseye boyun eğmem. Ergenekon, neyi getirirseniz getirin, emperyalizm e boyun eğmemişim, Amerika ya boyun eğmemişim. Paçavra, bilmem ne, Gladyo ya mı boyun eğeceğim, onlara da boyun eğmemişim. Yıllarca, hapislerinde yatmışım, falan filan. Boyun eğmem ben. Yanlış bunlar. “

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”bu içerikte iki mektup daha var, siz bu mektupların zannediyorum, diğerlerinin de size ulaşmadığını söyleyeceksiniz, ancak ben içeriği konusunda yani içersinde bahsedilen olaylar konusunda sizden bilgi isteyeceğim. Sayın Doğu Perinçek grubumuza bağlı öncü gençlik teşkilatına provokasyona yönelik sızma ve tertip girişimlerinin açığa çıkartılmış olması ve konunun başbakanlığa bildirilmesi, dikkat ve kararlılığımızın en belirgin örnekleri arasında yer almış ve pozitif bir gelişme olarak değerlendirmeye alınmıştır. Provokatör Gökçe Fırat Çulhaoğlu ile çekimine kapılan bazı gençler tarafından oluşturulan grubun faaliyetleri özel bir dikkatle izlenmektedir. Adı geçen kişi ve oluşturulan grubun İstanbul üniversitesi Atatürkçü düşünce kulüpleri, CHP İstanbul teşkilatı ve Yekte Güngör özden gibi çevrelerle sürdürdükleri ilişkiler ve yönelmeyi amaçladıkları girişimler, oldukça dikkat çekicidir ve negatif sonuçlara ulaşacaktır. İç ve dış istihbarat gruplarının çalışmaları ile oluşturulan naylon ve taşeron grupların süreç içinde düzenlenen çeşitli operasyonlar sonucu çökmesi üzerine başlatılan yeni girişimler göstermektedir ki, çeşitli alanlarda, yeni naylon ve taşeron gruplar oluşturulmak istenmektedir. Doğallık kazanan bu ve benzer çabalar bilindiği gibi, NATO ya bağlı tüm ülkelerde gözlenmiş, belirlenerek deşifre olmuşlar ve dünya literatüründe oldukça geniş bir biçimde yer alarak insanlığın bilgisine mal olmuşlardır. 21. yüzyılın ilk on beş yılında yukarıdaki faaliyetler her türlü örtüden yararlanılarak çok yoğun biçimde sürdürülecektir. Bu kaçınılmaz gelişmelere karşın, her zaman olduğundan daha büyük ve özenli bir dikkat gösterilmesi gereklidir. 21. yüzyıl yeni NATO konseptinin gereği olarak, gelişecek olan girişimlerde, birbirinden farklı yöntemler kullanılacağının peşinen bilinmesi ve yeni direniş yöntemleri geliştirilmesi gereğinin kaçınılmazlığının da bilincine varılması zorunluluktur. 21. yüzyıl, yeni NATO konseptine uygun olarak üretilen etnik, ayrılıkçı, bölücü ve sınırdaş ülkelerle ilişkilerin gerginleştirilmesi doğrultusunda, yeni senaryo çalışmaları sürdürülmektedir. Bu doğrultudaki girişimlere yönelik karşı direniş çalışmaları sürdürülmektedir. Bu çalışmalara katkıda bulunmanızı bekleriz. MTV başbakanlığa gönderdiğiniz bilgilerin kayıtdışı kalmasına çaba göstermektedir. Not olarak da Çin ve kuzey Kore seyahatiniz ulusal TV ve seçim kampanyanız hakkında tarafımıza bilgi verilmesini rica ederiz, saygılarımızla, 13 kasım 2000. klasör 164 sayfa 185 de burda bahsedilen Gökçe Fırat Çulhaoğlu sizde savunmanızda belirttiniz, belirtilen somut bir konu var. Bu konu içeriği hakkında bilgi sahibi misiniz? “

Sanık Doğu Perinçek:” evet şimdi ben böyle bir mektup almadım, ama mektubun içeriğinin gazete bilgilerinden yazıldığını çıkartıyorum. Nedir, o zaman biz bu Gökçe Fırat Çulhaoğullarının ve yanındaki iki üç kişinin işçi partisi içine sızdırıldığını tespit ettik ve bunların kışkırtıcı olduklarını gördük ki Daha sonraki pratikleri bunları ispatladı. Ordu görevi falan diye çıkan çocuklardır. Ve o zaman ben başbakan Ecevit e bir dosya yaptım. Ve MİT i şikayet ettim. Dedim ki, böyle partilerin içersine adam yolluyorsunuz, yolluyorlar. Gençleri yanlış zehirliyorlar, kışkırtıcı eylemlere sürüklemek istiyorlar. Biz bunları bulduk, yaptıkları işler de şunlardır, şunlardır, şunlardır. Bir dosya halinde Ecevit e gönderdim. Telefon ile de birkaç kez konuştum. Kendiside çok çok teşekkür etti, hatta MİT’de bize yazı geldi o zaman teşekkür eden, ondan sonra bunu kamuoyuna da, basına da verdim bu dosyayı, yani herkesin bilmesi bakımından bunların ilerde yapacağı işler açısından, hatta sayın Alemdaroğlu’na da, bunlardan birisi asistan olarak üniversiteye alındığı zaman, o uyarı mektubunu yazdım. Şu mektup, bütün onları bilen gazetelerden takip eden, ondan sonra insanların yazabileceği o bilgilere dayanarak bir mektup fakat bu bana ne posta ile geldi ne başka bir şekilde geldi, altında MTV’mi yazıyordu sayın savcım, o MTV’nin ne olduğunu yani hangi neyi ifade ediyor, hangi harfleri isimlerin baş harfleridir onu bilemem, ama içindekilerin bir çoğu doğrudur, fakat daha sonrası görüyorsunuz tipik bir istihbaratçı üslubu tipik, tipik acemi bir istihbaratçı üslubudur. Bunun suçla da bir ilgisi ve ben kurabilmiş değilim.

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”aslında bunu izah etmeye çalıştım, yani fabrikatör isimli dokümanda, size ağır eleştireler getirildiğini, ancak buna karşın belli amaçlarla sizinle ilişki kurulduğunu, bu dokümanın “

Sanık Doğu Perinçek :”nerden biliyorsunuz, sayın savcım benim “

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”resmi iddia bu olduğu için bu, lütfen sorularıma cevap verin “

Sanık Doğu Perinçek :”hayır efendim, doğruda, bana benim cevap verebilmem için bakın sizinle ilişki kurulduğunu deniyor, benim buna cevap vermem için bana maddi bir olay söylemem lazım, şimdi sizinle ilişki kuruldu, kurulmadı dediğim zaman, zaman gazetesi de yazıyor. Doğu Perinçek cevap veremedi, ama siz şunu diyeceksiniz, iddia makamı olarak, sizle 14 Mayıs 2000 tarihinde bilmem nerde şöyle bir ilişki kuruldu, falanca adamla görüştünüz, falanca olay oldu şimdi bunları söylemediğiniz zaman biz bir kelime ile reddetmek durumuna düşüyoruz, onun için bizde mahkemeyi bu konu da berraklaştırmak amacıyla, somut olaylara, fiillere dayanan iddialar getirmesini istiyoruz veyahut ta iddiadan vazgeçilmesini istiyoruz, çünkü ilişki kuruldu deniyor, bir ilişki yok, Tuncay Güney in 128 sayfa, mülakatı var. 128 sayfanın içinde de bir ilişki yok. şöyle bir şey yok, Doğu Perinçek le Veli Küçük oturmuş, konuşmuş, Doğu Perinçek le kemal Alemdaroğlu, ilhan Selçuk oturmuşlar, bir örgüt yapmışlar, bir ilişki kurmuşlar. İrtibat kurmuşlar yani dostlar arasındaki konuşmalar, görüşmeler dışında ki, Veli Küçük ile o da yok. Tuncay Güney ile hiçbir ilişki yok.”

Mahkeme Başkanı :” savcı bey, nedir soru, görüşülmüş mü diyorsunuz.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” iddianamede bu şekilde iddia ediliyor,”

Mahkeme Başkanı :”ne ile görüşülmüş, onu da izah edin, kim tarafından görüşülmüş,”

Sanık Doğu Perinçek :”bir maddi olay gösterilirse, konuları aydınlatırız sayın savcım, bir maddi olay gösterin, şurda, şu saatte.”

Mahkeme Başkanı :”hangi şartlarda, nasıl görüşülmüş, onu izah edin, ondan sonra cevap verecek size. Vereceğini söylüyor.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: ”bunu mu açıklayayım, sayın başkanım.”

Mahkeme Başkanı:” bilmiyorum artık, yani bu şekilde mi görüşülmüş demeyin, o zaman, görüşülmüş mü, görüşüldüğü iddia olunuyor, diye. “

Cumhuriyet savcısı Nihat Taşkın:” sayın başkan, bu aramada çıkan mektup kendisine hitaben yazılmış mektubu da izah ediyorum.”

Mahkeme Başkanı:”efendim mektubu izah edebilirsiniz gayet tabi, mektubu izah edebilir siniz.”

Sanık Doğu Perinçek:” Sayın başkanım, bakın mektup, ben de oturayım, geçeyim daktilonun başına. yüz tane mektup yazayım, dava dosyasına koyayım, ne mektupta mühür var, ne imza var. ne verildiğine dair en ufak bir şey var. ben de bu mektupları doldururum, doldururum Mehmet ali Pekgüzel, Nihat bey ve Zekeriya öz ü de sanık yerine yazarım, onlara da otuz tane mektup doldururum, götürürüm, çuvala koyarım bu şekilde olmaz ki. Bulunan adam da Tuncay Güney. Yani bir ilişki yok, bir görüşme yok. bir toplantı yok, bir anlaşma yok. bu mektup, bir şey ifade etmez ki, o mektubun bana verildiğine dair en ufak bir belge yok, bilgi yok, verilse ne çıkar. Mektubun içerikleri.”

Mahkeme Başkanı: “ savcı bey, bahsettiğiniz mektup nerede verildi, nerede bulundu, onu izah edin, ona göre açıklama yapın. Nerede bulundu ise, onu açıklayalım. Verildiği diye, verilmiş densen, o zaman falan kişi tarafından verildi diye de onu pekiştirelim lütfen. ha bir yerde bulundu ise, onu da bildirin.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” başta söyledim zaten, Ümit Oğuztan da yapılan aramada çıktığını, “

Mahkeme Başkanı :”bulunmuş, ha bulunmuş, onun arşivinden mi bulunmuş, Ümit Oğuztan ın arşivinden mi bulunan bir belge diye bahsedelim, o zaman lütfen.”

Sanık Doğu Perinçek :”efendim, Sayın başkanım, Ümit Oğuztan da diyor ki benim arşivimde bunlar bulunmadı.”

Mahkeme Başkanı :” efendim, bulunduğu iddia olunan, bulunduğu iddia olunmuş.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: ”aynı şekilde yine ek klasörlerde, 164, 183, 184. sayfalarda benzer bir mektup var. Bu mektupta size ulaşmadığına göre size okumanın bir anlamı yok. Bu mektup ta da şubat tarihli fabrikatör dokümanından yaklaşık bir ay sonra kaleme alındığı kendi üzerinde yazıyor. Kısmen benzer ifadelerle ancak işçi partisinin Türk siyasi hayatında yaşamını devam ettirmesi gerekliliğinden söz ediliyor. sonunda da, Perinçek ve aydınlık grubu ile USİAD ın dayanışma prensipleri çerçevesinde gerçekleştirmeleri beklenen bağış ve yardımlar için başvuruda bulunabilecekleri makam belirlenmiş ve bu vesile ile kendilerine bildirimde bildirilmesi uygun görülmüştür. Bilgilerinize şeklinde.”

Sanık Doğu Perinçek :” efendim, ben böyle bir mektup almadım. Ben, bizim zaten canımızı dişimize takmışız, partimizi yaşatmaya çalışıyoruz. Maddi kaynaklar yaratmak istiyoruz yani bu gerçeğe de uygun değil. Kimse bizden haraç para alması mümkün değil. Biz her yerden para toplamaya çalışıyoruz. Bir de Ergenekon örgütü hani, bilmem devletin içinde idi, kasaları vardı, keseleri vardı, burda işçi partisinden para dilenen.”

Mahkeme Başkanı :” konu anlaşıldı, buyrun savcı bey.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”devletin yeniden yapılanması üzerine doküman siz bunu açıkladınız, başkanlık kurulu kararı diye, partinizde böyle bir organ var mıdır. Başkanlık kurulu. “

Sanık Doğu Perinçek :”var efendim, 2007 kongresine kadar, bizim merkezi yürütme kurulumuzun adı, başkanlık kurulu idi. 2007 kongresinde, adını merkezi yürütme kurulu olarak diğer partilerle aynı olsun diye değiştirdik.“

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”ele geçen dokümanlarda sizin gösterdiğiniz gibi üzerinde başkanlık kurulu kararı yazmıyor, sadece şu şekilde kapak tasarımı. Sizin gösterdiğiniz Aslı Aydın Taşbaş a çektiğiniz faks ve üzerinde başkanlık kurulu kararı size faks çekilmiştir. Şeklinde. Siz onu şey yaptınız, savunmanızda belirttiniz, ancak bizim size söylediğimiz doküman şu, devletin yeniden yapılanması üzerine ve içersinde hiç de işçi partisinin ismi geçmiyor. Sadece bu konuda devletin yeniden yapılandırılması üzerine görüşler ileri sürülmüş, Kuddusi Okkır’dan ele geçen ve kendisinin de yazdığını kabul ettiği, devletin yeniden yapılanması üzerine master tezi nin çalışması isimli dokümanda da bu dokümandan uzun alıntılar yapılmış, aynısı ile paragraflar şeklinde. Bu sizin gerçekten başkanlık kurulu çalışmanız mıdır? “

Sanık Doğu Perinçek :”şimdi efendim, iki devleti yeniden yapılanması diye bizden iki kapak farkı olan metin var, birinde, başkanlık kurulu kararı diyor, birinde denmiyor, sebebi şudur. Karar tasarısı iken, bu dağıtılmış, üyelerimiz, bizim bir buçuk yıllık bir tartışma süreçlerimiz vardır. Bir metni kabul edeceğimiz zaman önemine göre, programsa bir yıl bir buçuk yıl tartışırız. Program değilse diyelim, on gün on beş gün yollarız, kurul üyelerine, tartışırlar, gelirler, otururlar. Gerekli değişiklikleri yaparlar ve karara dönüştürürler. Karara dönüşünce de, başkanlık kurulu kararı derler. Bu iki metinde, aramalarda bulunmuştur. Yani biz dava dosyasına koymadık. Başkanlık kurulu kararı diyen metin de vardır, üstünde başkanlık kurulu kararı ibaresi olmayan metin de vardır ve ikisi de aramalarda bulunmuştur. Yalnız Aslı Aydın Taşbaş’a gönderilmiş değil, diğer aramalarda da bulunmuştur. Ve bunların içinde, karşılaştırdığımız zaman hemen hemen hiçbir fark yoktur. Ben ikisini de getireyim, önümüzdeki celsede, karşılıklı okuyalım. Sayın savcılar da karşılıklı okusunlar, iki, üç tane cümle, başkanlık kurulundaki tartışmada tasarıya eklenmiştir. Ama, anlamlı olan yani ordu içinde ordu kurulamaz. Devlet içinde devlet kurulmaz. Genelkurmay Başkanlığı Türk Silahlı Kuvvetleri içersinde Gladyo vesaire falan örgütlenmeler vahimdir yanlıştır. Amerikan kaynaklıdır gibi bizim davamızı ilgilendiren bütün bölümler her iki metinde de aynen vardır. Bir, iki cümle, başkanlık kurulunda, belli arkadaşlar önermişler, şunu da ekleyelim, bunu da ekleyelim gibi onu da toplasanız dört beş cümleyi geçmez. Onu da arz etmeye hazırım, yani bu iki metin aynıdır. Kuddusi Okkır ın metnine bakmadım. Bundan yararlanmış olabilir. Neden olabilir, çünkü biz devletin yeniden yapılanmasını internet sitemize koyuyoruz. Basına vermişiz, yayınlamışız, çoğaltmışız, elden ele dolaşmış, Tuncay Güney in de alıp götürüp kendi arşivine koyduğu ve sağa sola, belki de verdiği, onu bilmiyoruz. Mümkün olabilir, ama bu iki metin birbirinin aynıdır. Birisi tasarı dönemidir. Diğeri karara bağlandıktan sonraki dönemdir, onu da yarın ki celse de getirip arz edeceğim. İki metin birbirinin aynıdır. “

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Ergenekon ile ilgili MİT raporu, hangi müsteşar tarafından hazırlanmıştır. Siz yayınlarınızda bağlı olan ilişkide olduğunuz, yayın grubunda bu kişi ile ilgili yayın yaptınız mı?”

Sanık Doğu Perinçek :”Ergenekon iki MİT raporu var sayın başkanım, birisi, 1987 deki MİT Raporu, Mehmet Eymür, Erkan Gürvit, Kenan evrenin damadı, Hiram Abas grubu tarafından hazırlanmıştır. Ama, bunu MİT resmi bir belge değildir. Bana verilmiş bir bilgidir şeklinde açıklıyor, etüttür şeklinde açıkladı. İkincisi de, 1996 yılında ki rapordur, onu da dava dosyasında var, gine MİT in yolladığı açıklama, Mehmet Eymür kendisi diyor ki ben bunu MİT e rapor olarak verdim diyor. yani bizzat Mehmet Eymür bu raporu da hazırladığını söylüyor. Ama biz bu belgeleri, MİT içindeki süreci, karar makamları falan bunları bilmediğimiz için hangi müsteşar hazırlamış, ama dönemlerini söylersek, 1987 yılında MİT müsteşarı Hayri Ündüldü, 1996 yılında da, MİT müsteşarı sönmez Köksal dı. Ama her ikisinde de, MİT in kaşesi vesaire yok.“


Yüklə 472,31 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin