13. AĞIr ceza mahkemesi ( tmk 10. Maddesi İle yetkiLİ ) duruşma tutanağI



Yüklə 1 Mb.
səhifə1/9
tarix03.05.2018
ölçüsü1 Mb.
#49939
  1   2   3   4   5   6   7   8   9



T.C.

İSTANBUL

13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ

( TMK 10. MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI
ESAS NO :2009/191

CELSE NO :199

CELSE TARİHİ :05.07.2012
BAŞKAN :HÜSNÜ ÇALMUK 32346

ÜYE :FATİH MEHMET USLU 40244

ÜYE :NİHAT TOPAL 41981

C. SAVCISI :NİHAT TAŞKIN 36924

C. SAVCISI :MEHMET MURAT DALKUŞ 40266

KATİP :ZAFER HAN 139152

Mahkeme Başkanı Hüsnü Çalmuk ile Üye Hakimler Fatih Mehmet Uslu ve Nihat Topal’dan oluşan mahkeme heyeti tarafından 5 Temmuz 2012 tarihli oturum açıldı.

Tutuklu sanıklardan Muzaffer Şenocak, Hayrettin Ertekin, Sedat Peker, Hasan Atilla Uğur, Durmuş Ali Özoğlu, Mustafa Levent Göktaş, Mehmet Deniz Yıldırım, Serdar Öztürk, Levent Ersöz, Yalçın Küçük, Mehmet Haberal, Hasan Iğsız, Fuat Selvi, Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ, Alparslan Arslan, Osman Yıldırım, Mehmet Otuzbiroğlu, Mehmet Eröz ve Özkan Kurt dışında kalan tutuklu sanıklar hazır.

Bağsız olarak huzurdaki yerlerine alındı.

Tutuksuz sanıklardan gelen yok. Sanık müdafilerinden Sanıklar Doğu Perinçek, Mehmet Bedri Gültekin, Erkan Önsel, Turhan Özlü, Mehmet Deniz Yıldırım, Hikmet Çiçek ve Mehmet Bora Perinçek müdafii Av. Osman Aydın Şahin, Sanıklar Mehmet İlker Başbuğ, Ahmet Hurşit Tolon müdafii Av. İlkay Sezer, Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük geldikleri görülmekle.

Huzurdaki yerlerinde alındı.

Tanık yoklaması yapıldı.

Semih Genç’in gelmiş olduğu, daha önce alınan karar uyarınca gizli tanık odasında görüntüsü değiştirilerek beyanı alınmak üzerine gizli tanık odasına konulduğu bildirildi.

Sanık Mehmet Fikri Karadağ: “Sayın Başkanım ne söylediniz başta.”

Mahkeme Başkanı: “Semih Genç.”

Sanık Mehmet Fikri Karadağ: “Gizli tanık mı?”

Mahkeme Başkanı: “Gizli tanık değil, dedi ki yüzümü vermeyin dedi.”

Sanık Mehmet Fikri Karadağ: “Pardon, pardon ben.”

Mahkeme Başkanı: “Yüzümü vermeyin beni tanırlarsa konuştuğum beyanlar sebebiyle mağdur olurum dedi, sesiyle kendi sesiyle duruşmada dinleyeceğiz.”



GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Daha önceki ara kararlarında da adı geçen Can Dündar, Mahsum Türker, Mücahit Pehlivanlıoğlu, Mustafa Volkan, Mehmet Ali Özaltın’ın duruşmaya tanık olarak dinlenmek üzere çağırılmalarına, hazır edilmeleri için ilgili mercilere yazı yazılmasına karar verildi.

Açıklandı.

Açık yargılamaya devam olundu.

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafii Av. İlker Başbuğ söz almadan konuştu: “Bunların tarihi belli mi Sayın Başkanım?”

Mahkeme Başkanı: “Bunlarla ilgili irtibat kuracak arkadaşlar.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafii Av. İlker Başbuğ: “Eğer tarihleri netleştirilirse efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafii Av. İlker Başbuğ: “Burada huzurda olmayan tutuksuz sanıklar.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafii Av. İlker Başbuğ: “Ve onların müdafileri de var.”

Mahkeme Başkanı: “Onlara talimat vereceğim, arkadaşlar irtibat kuracaklar, çağırma konusunda size de bilgi vereceğiz.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafii Av. İlker Başbuğ: “Evet bize de (bir iki kelime anlaşılamadı).”

Mahkeme Başkanı: “Size de bilgi vereceğiz, tamam, gizli tanık odasında bulunan Semih Genç.”

Tanık Semih Genç: “Evet, evet.”

Mahkeme Başkanı: “Evet sesimi duyuyorsunuz değil mi?”

Tanık Semih Genç: “Evet, evet duyuyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Semih Genç sizin kimlik tespitinizi yapacağız, yemininizi yaptırdıktan sonra olay hakkındaki bilginizi ve görgünüzü soracağız.”

Tanık Semih Genç: “Tamam.”

Mahkeme Başkanı: “Ben mahsurlu gördüğünüz hususlarda dilekçe vermek kaydıyla ben soracağım, o hususları da bana izah ederseniz o konuda sizin dilekçe vermenizi istiyorum.”



TANIK SEMİH GENÇ: “Zeynel Abidin oğlu Zeynep Hüsniye’den doğma, 28.05.1960 doğumlu, Eyüp İslambey nüfusuna kayıtlı, Sofular yokuşu Mektebi sokak no: 2 Eyüp/ İstanbul adresinde ikamet ettiğini beyan eder.”

Mahkeme Başkanı: "Peki. Duruşmada yargılanan sanıklardan tanıdıklarınız var mı?”

Tanık Semih Genç: “Yok tanıdıklarım yok sadece bildiğim bu ifadeyle ilgili.”

Mahkeme Başkanı: "İsmi isim olarak bildikleriniz?”

Tanık Semih Genç: “Yani bu Sedat Peker'le ilgili Romanya da gördüğümden dolayı.”

Mahkeme Başkanı: "Yo siz isim olarak söyleyin sonra beyanınızı alırken açıklama yaparsınız.”

Tanık Semih Genç: “Evet.”

Mahkeme Başkanı: "Sedat Peker var başka?”

Tanık Semih Genç: “Başka yok.”

Mahkeme Başkanı: "Yok. Bu dosyada yargılanan sanıklar arasında herhangi bir akrabalık düşmanlık var mıdır acaba?”

Tanık Semih Genç: “Yok yok öyle bir şey yok.”

Mahkeme Başkanı: "Yoktur. Dava konusu suçlara iştirak etmekten veya suçlar nedeniyle suçluları kayırmaktan ve delilleri yok etmekten dolayı hakkınızda açılmış bir soruşturma var mıdır veya dava açılmış mıdır?”

Tanık Semih Genç: “Yok.”

Mahkeme Başkanı: "Yok diyorsunuz. Size soracak sorulardan sizi ve yakınlarınız ceza soruşturmasına ve kovuşturmasına uğratacak sorulara cevap vermekten çekinebilirsiniz. Bu konuda bize açıklama yapabilirsiniz ben buna cevap vermiyorum diye.”

Tanık Semih Genç: “Tamam.”

Mahkeme Başkanı: "Biz sizi buraya doğruları size doğruları söylemeniz için çağırdık olay hakkındaki maddi gerçeğin ortaya çıkması için beyanda bulunmanızı istiyoruz. Bildiğiniz doğruları eksiksiz olarak söylemenizi istiyoruz. Eğer ki söylemiş olduğunuz beyanlar doğru olmadığının ispatı durumunda hakkınızda yalancı tanıklıktan ve iftira suçlarından dava açılabilir. Bu konuda soruşturma yapılabilir bu hususa dikkat etmenizi istiyorum.”

Tanık Semih Genç: “Tamam.”

Mahkeme Başkanı: "Yemin verdireceğim size.”

Tanık Semih Genç: “(bir kelime anlaşılamadı).”

Mahkeme Başkanı: "Ben söylemiş olduğum yemini aynı şekilde söylemenizi istiyorum.”

Tanık Semih Genç: “Tamam.”

Mahkeme Başkanı: "Ayağa kalkalım. Bildiğimi dosdoğru söyleyeceğime.”

Tanık Semih Genç: “Bildiğimi dosdoğru söyleyeceğime.”

Mahkeme Başkanı: "Namusum ve vicdanım üzerine.”

Tanık Semih Genç: “Namusum ve vicdanım üzerine.”

Mahkeme Başkanı: "Yemin ederim.”

Tanık Semih Genç: “Yemin ederim.”

Mahkeme Başkanı: "Peki. Mahkememizde iddia olunan Ergenekon terör örgütüyle ilgili soruş… dava yürümektedir. Açılmış bir soruşturma üzerine dava açılmıştır. Bu konuda bildiklerinizi bize eksiksiz olarak anlatır mısınız? Ayrıca şunu söylemek istiyorum biz tanıkların yorum yapmasını değil olaylar hakkında bilgi vermesini istiyoruz. Bu sebeple çağırdık yoruma kaçmadan yorum yapmadan beyanda bulunmanızı istiyoruz buyurun.”

Tanık Semih Genç: “Hı. Ben bu konuda 2 konuyla ilgili bu Ergenekon içinde yargılanan Sedat Peker olayıyla ilgili 2 konu var bunlarla ilgili ifade vermiştim onları anlatacağım.”

Mahkeme Başkanı: "Buyurun.”

Tanık Semih Genç: “Birincisi bu şeyin bu davada yargılanan Sedat Peker'in ben DHKP-C örgütünden yargılandım ceza aldım yattım çıktım. Bu anlatacağım olay da 98, 2002 tarihlerinde ben Romanya’da bulundum Romanya’da bulunduğum süre içinde DHKP-C örgütü üzerinde içinde sorumlu düzeyde faaliyet yürütüyordum.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”



Tanık Semih Genç: “Bu şeyde 99 yılında Sedat Peker' in Türkiye’de arandığından dolayı Romanya’ya geldiğini Romanya’da dolaştığını bize örgüt tarafından bildirildi işte şey yapılsın takip edilsin sorulsun bakılsın dendi. Bizde tanıdıklarımıza çevremizde orada bildiğimiz işadamlarına vesaire soru sorma gereği duyduk. Bu şeyde Sedat Peker'de Golden Falcon adında restoranı ve kuyumcu dükkanı olan Cemil adlı şahıslan beraber dolaştığını onun bir tane beyaz Şroki ciple cipinde dolaştığını şeyin Bükreş’in biraz dışında Sınagov denen bir bölge var villalar olan bir bölge. Burada kaldığını ev tutulduğunu öğrendik. Birkaç ama fazla işte villadan çıkmadığını oralarda görüşmeler yaptığını duyduk ondan sonra ama kendisine işte hiç ulaşamadık takip edemedik bulamadık. Ama en son bir işadamından bir bilgi geldi. Şeyin bu Sedat, Sedat Peker adlı şahsın ondan sonra oradaki işadamlarıyla görüştüğünü Türkiye’den de bazı kişilerle gelip görüştüğünü öğrendim. Bununla ilgili Türkiye’den de ondan sonra 2 tane birkaç tane 2 demeyim de tam sayıyı bilmiyorum. Birkaç tane milletvekilinin kendisini Türkiye’ye geri göndermek davlarını hallettirmek için görüşmeler yaptığını hatta öğrendiğim bizim pazarlık yaptığını duyduk. Şeyde Bükreş’te Kaleviktorya diye bir yer var Bükreş’i bilenler bilir Kaleviktorya orada Laved… Labeda diye göl kenarında bir otelde o zaman ANAP milletvekili olan Ülkü Güney’le yanında bir veya iki kişi daha milletvekili varmış onlarla birlikte görüştüklerini konuştuklarını Türkiye’ye geri dönmesiyle ilgili bu Mesut Yılmaz problemiyle ilgili görüşmeler yaptıklarını o top… o sohbete o yemeğe katılan bir işadamı bana söyledi. Bizde gidip Labeda otelde baktık ama o gece kalmışlar ertesi gece şey ertesi gün orayı terk etmişler. Kimse kalmamış. İşadamından öğrendiğim biz bu takipleri yaparken işadamından öğrendiğim işte bu kendi durumuyla ilgili ve Mesut Yılmaz’la ilgili görüşmeler yapıldığını, pazarlıklar yapıldığını yakın zamanda Mesut şeyin Sedat Peker’inde artık Türkiye’de şey Romanya’da kalmayacağını buradan gideceğini yani siz peşinize düşseniz bile bulamayacağını söyledi. Ben neden olduğunu sordum, işte görüştüler, konuştular fazla uzun sürmez gidecek dediler ki, öyle oldu. Bu yaklaşık bir ay mı, bir buçuk ay mı tam zamanını hatırlamıyorum ama bir ayla, iki ay arası bir, bir buçuk ay içinde Sedat Peker Türkiye’ye döndü kendisi döndü, ondan sonra burada kısa bir süre sonrada şey yaptı tahliye oldu. Bu işleri yaparken de aynı zamanda şey olayı oldu, benim bildiğim bu Sedat Peker olayıyla ilgili bu Golden Falcon’un sahibi Cemil denen şahıs Sedat Peker Türkiye’ye gittikten birkaç ay sonra şeyde Romanya’da Bükreş’te PKK’lılar tarafından öldürülmek maksadıyla çapraz ateşe tutuldu, yaralandı ölmedi ama bir gözü kör oldu birde kolu sol kolu muydu, sağ tam hatırlamıyorum sakat kaldı yamuk kaldı. Bunlar bu ekip içinde birlikte faaliyet yürütüyorlardı bu milletvekilleriyle devamlı temas halinde olduğunu bildiğimiz biliyorum bu ifadeye verdim. Bu milletvekilleri içinde bir tane de Tekirdağ milletvekili olduğunu sonradan öğrendim onun ismini şimdiden sonradan öğrendiğim için vermek istemiyorum. Ama şunu bahsedeyim o ismi işadamı bana bilgi veren işadamının kendisi de Tekirdağlı olduğu için bu ismi saklamış ama daha sonradan ben Tekirdağ milletvekilinin de orada olduğunu öğrendim yani iki kişi beraberlermiş bu görüşmeleri yapmışlar, bu pazarlıkları yapmışlar. Benim bu olayla ilgili bildiğim bu. Ayriyeten şeyde yine Romanya’da bulunduğum sırada Fırat kod adında Tuncelili bir şahıs daha vardı bu büyük bir eroin şebekesinin içinde başında olan birisi bu da şeyle bu Golden Falcon’dan Cemil’le ondan sonra bu şeylerle diğer bu gayri meşru işlerle uğraşanlarla birlikte görüşüyor, oturup kalkıyor. Tabi ki, şöyle bir tesadüf oldu bu Fırat denen şahıs Hollanda’da yaşıyor, Türkiye’ye gidip geldiğini biliyorum bir zırhlı bir Mercedes’i var spor. Aynı zamanda da örgütünde Dev Sol’un o zamanki Dev Sol’un Hollanda sorumlusu olan ve Bulgaristan’da silahlarla birlikte yakalanan Şafak Bahşi var bizim Dev Sol’un sorumlu Bulgaristan’da silahlarla birlikte yakalandı silah sorumlusuydu bir kışladan silahları çıkartırken yakalandı. Bunlarla çok samimi görüntü içindeydi bende nereden tanıdığını sordum bana bu şahsı Hollanda’dan tanıdığını işte bu işleri yaptığını ondan sonra büyük destek aldıklarımızı söyledi, ben dedim ki, bu şahıs aynı zamanda şeymiş işte Sedat Peker bu Türkiye’de o zaman Bakırköy’de Star Gazinosu varmış bunun ortağıymış Hasan Erkuş diye bu Star Gazinosunun sahibiyle ortak olduğunu buraya aynı şeyinde Abdullah Çatlı’nın da gidip geldiğini bunlar birlikte iş yaptıklarını, birbirlerinin hepsini tanıdıklarını bizim bunlarla nasıl ilişkimiz olabileceğini sordum. Ben o taraflarını bilmiyorum dedi ama Hollanda’da bize her türlü para, silah maddi destek sağlayan şahıslar bunlar dedi. E tabi bu da bizim örgütün gayri meşru işleri yürüten insanların ondan sonra bu Hasan Erkuş’ların Abdullah Çatlı’ların, Sedat Peker’lerin birbirleriyle bir yerde yurtdışı ülke içinde olmasa bile yurtdışında dolaylı olarak bağlantıları olması beni oldukça şaşırttı. İfadelerimde de bu bağlantıları, bu görüşmeleri benim şahitliğimde olduğunu ifade ettim, bunları anlattım, anlattığım konu bu iki konu. Bu konularla ilgili söyleyeceğim bunlar.”

Mahkeme Başkanı: “Evet beyanınızı tamamladınız mı? Başka söyleyeceğiniz var mı?”

Tanık Semih Genç: “Yok başka söyleyeceğim bu konuyla ilgili yok.”

Mahkeme Başkanı: “Evet, beyanınız tamamlandı değil mi tekrar ediyorum?”

Tanık Semih Genç: “Evet.”

Mahkeme Başkanı: “Peki, dosyada bulunan 2008/209 birleşen dava dosyasının 391. klasör 12 PDF, dizi numarası 322 ve 321. sayfasında bir ifadeniz var. Tarihi 8 Nisan 2008, bu ifadenizi okuyorum.”

Tanık Semih Genç: “Buyurun.”

Mahkeme Başkanı: “Size sormuşlar DHKP-C örgütü içerisinde sorumlu düzeyde faaliyet yürüttüğünüzü beyan ettiniz. Romanya’da bulunduğunuz süre içerisinde Ergenekon Terör Örgütünün üyelerinden herhangi bir tanıdığınız oldu mu? Yakalanan ve tutuklanan şahıslardan tanıdığınız kimse var mı açıklayınız diye sormuşlar. Cevap olarak, evet bir başlangıç bölümü var orayı da okumak istiyorum, olaya etkisi olabileceğini düşündüğüm. Şöyle başlıyor tutanağın başlangıcı.”

Tanığa 2008/209 birleşen dava dosyasının 391. klasör dizi 322–321 sayfalarında yer alan 08.04.2008 tarihli emniyette verdiği bilgi alma tutanağına ait olan ifadesinin dizi 322’deki ifadesi okundu, soruldu.

Tanık Semih Genç: “Yok.”

Tanığa 2008/209 birleşen dava dosyasının 391. klasör dizi 322–321 sayfalarında yer alan 08.04.2008 tarihli emniyette verdiği bilgi alma tutanağına ait olan ifadesinin dizi 321’deki ifadesi okundu, soruldu.

Tanık Semih Genç: “Yok bu orada verdiğim daha ayrıntılı, yani düzgün bir ifade bende manen anlattım, mealen anlatmış oldum, aynen doğrudur, bir ekleyeceğim bir şey yok.”

Mahkeme Başkanı: “Yani içinde ekleme çıkarma veya sizin söylemediğiniz cümleler var mı, kelimeler var mı?”

Tanık Semih Genç: “Yok, yok, yok aynen ben kendim zaten verdiğim ifade bu.”

Mahkeme Başkanı: “Evet, birleşen dava klasörlerinde 2008/209 sayılı birleşen dava dosyası, 416. klasör, 105 PDF dizi numarası 206, 207 ve 208. sayfasında bulunan 07.10.2002 tarihli bir ifade var. İfade altı şöyle imzalanmış Semih Genç, Ethem, Şemsi, Tayfun, Aydın, Sedat Kod, bir, iki, üç, dört, beş tane kod isimden bahsetmiş. Şimdi bu ifadenizde şunlar söyleniyor, ilk başlangıcını atlayarak okuyacağım, bu Marmara bölge sorumlusu olduğunuzdan başlıyorum.”

Tanığa 2008/209 birleşen dava dosyasının 416. klasör dizi 208–206 sayfalarında yer alan 06.10.2002 tarihli emniyette verdiği ifadesinin dizi 208’deki ifadesi ile dizi 207’deki ifadesinin 1. paragrafı okundu, soruldu.

Mahkeme Başkanı: "Bu ifadenizi nerede verdiğinizi söyler misiniz bize?”

Tanık Semih Genç: “Evet, bu ifadem İstanbul Emniyetinde verdim.”

Mahkeme Başkanı: “Hangi olay sebebiyle?”

Tanık Semih Genç: “2002 yılında Romanya’dan Türkiye’ye getirildim.”

Mahkeme Başkanı: “Hı.”

Tanık Semih Genç: “Romanya’dan Türkiye’ye getirildim, Romanya’da Romanya polisi gözaltına aldı beni, oradan Türk polisine teslim etti. Buraya geldim, Romanya buradaki İstanbul emniyetinde o yakalanmamdan dolayı bu ifadeyi ayrıntılı verdim. Bundan bir ay sonra da şeye gittim, Tokat’a gittim.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Tanık Semih Genç: “Tokat’ta da kırsalda faaliyet, sorumlu düzeyde faaliyet yürütüyordum, bir ay sonra da Tokat’ta bu şekilde aynı mealde ifade verdim.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Tanık Semih Genç: “Bu ifadem şeydeki, İstanbul emniyetinde verdiğim ifade.”

Mahkeme Başkanı: “Evet, devam ediyorum.”

Tanığa 2008/209 birleşen dava dosyasının 416. klasör dizi 208–206 sayfalarında yer alan 06.10.2002 tarihli emniyette verdiği ifadesinin dizi 207’deki ifadesinin 2, 3 ve 4. paragrafları ile dizi 206’daki ifadesi okundu, soruldu.

Tanık Semih Genç: “Bu ifadem doğrudur. Bu ifademe ek olarak birkaç şey söylemek istiyorum.”

Mahkeme Başkanı: "Buyurun.”

Tanık Semih Genç: “Başlayabilir miyim?”

Mahkeme Başkanı: "Buyurun.”

Tanık Semih Genç: “Birincisi şeyle ilgili bu davayla ilgili ben kendi ismimle ifade vereceğim dedim. Yani şeyim yüzüm çıkmasın dedim. Ondaki şeyim şuydu. Hem örgütü bırakmamdan dolayı örgütün hedefi olmam. Hem de Almanya’da Faruk Ereren’le ilgili örgütün merkez komitesinde olan Faruk Ereren’le ilgili ifade verdiğim için şey oldu. Bu ifadeyi verdiğimde ertesi gün Hürriyet Gazetesinde resmim çıktı. Yani hiç alakasız bir konuda ondan sonra ben o ifadeyi verdiğimde şu bugün verdiğim vereceğim ifadeyi gündeme getirerek Faruk Ereren’le ilgili ifade veren şahıs Ergenekon davasında Sedat Peker'le ilgili de ifade verecek.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Tanık Semih Genç: “Diye Hürriyet Gazetesinde yayınladılar yanına da cezaevinde çektirdiğim daha doğrusu cezaevinde çekilen resmimi koydular.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Tanık Semih Genç: “Yani bunu kimin koyduğunu bilmiyorum nasıl olduğunu bilmiyorum ama tabi ki resmin kimin çektiğini biliyorum.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Tanık Semih Genç: “Ama bu nasıl Hürriyet Gazetesine ulaştı onu bilmiyorum ondan dolayı böyle bir resmim şeyim çıkmasın diye istemde bulundum.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Tanık Semih Genç: “İkincisi bu cezaevi firarıyla ilgili ben 1990 şey bin dokuz yüz şeye 1982 yılında yakalandım Kasım ayında.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Tanık Semih Genç: “Kasım ayında yakalandım Sağmalcılar cezaevine kondum. Sağmalcılar cezaevine konduğum sırada örgütün içinde darbe oldu. Yani Dursun darbe dediğimiz olay Dursun Karataş’ın tutuklanması olayıydı. Bunu bir biçimde haberim vardı dışarıda ama beni Türkiye’den yurtdışına çağırıyorlardı çağırmalarının nedeni o zaman Aydın kod adını kullanıyordum.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Tanık Semih Genç: “Şeyde hem Dursun Karataş tarafın hem de Bedri Yağan tarafı ondan sonra örgütün geleceğini kararlaştırmak için (bir kelime anlaşılamadı) 4 kişi atıyorlar. Faruk Ereren Gürcan Eranıl ben birde Tayfun Özkök 4 kişi bu örgütün işte komite kurulacak bu örgütün geleceğiyle ilgili karar verecek diye. Beni de yurtdışına çağırdılar tam bu anda yakalandım ben. Cezaevine girdiğimde işte bu olayda şey oldu açığa çıktı yani herkes tarafından bilinir hale geldi. Bu zaman zarfından cezaevinde Dursun Karataş’tan yana tavır alınması gerekir diye şey yaptık faaliyet yürüttük.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”



Tanık Semih Genç: “Üç buçuk ay bir zaman geçti. Üç buçuk ay sonra işte TKPML, TİKKO’dan Ali Güler şimdi birde Halil Gündoğan adlı şahıs var bir yol bulduklarını cezaevine cezaevinden gardiyanların yenilendiğini yeni gardiyanlar geldiğini bunlarla firar edebile… edebileceğimizi hani bunların fazla diğer gardiyanlar tarafından tanınmadığını asker tarafından tanınmadığını gardiyan elbiseleriyle giyilip çıkılabileceğini söyledi. Birde üç buçuk ay geçti 18 Şubat akşamıydı herhalde ya 19 Şubat ya da 18 Şubat akşamıydı. Ben Mete Neze Altınay bu Sivaslı dağda çatışmada öldü ondan sonra birde TİKKO’dan Halil Gündoğan’la birlikte cezaevinde C bloktaydık gardiyan elbiselerini giyip üst kata çıktık üst kattan da tam şeylerin gardiyanların şey değişiminde vardiya değişiminde ondan sonra gardiyan elbiseleriyle ondan sonra şey yaptık firar ettik. Bu firarda da tabi o zaman fazla ilgimi çekmemişti şu yönden çekmemişti yani şaibeli görmemiştim dışarıdan tabi ki yardım edenler oldu. Özellikle avukat görüşlerine geldi gelen avukatların hazırlıkları oldu o zaman görüşmeye gelenler avukat Fethiye Pekşen’len Zerrin Sarı’ydı. Bu Fethiye Peşken sonra işte Dursun Karataş’a karşı hareket eden darbecilerle yer aldı. Zerrin Sarı ise bizim de telkinlerimizle özellikle anlatmalarımızla ondan sonra Dursun Karataş’tan yani bizden tarafa şey yaptı yer aldı. Bunlar işte hemen cezaevinin iki alt sokağına bir araba bir araba ya da arabanın içine de bir tane silah koyup bıraktıklarını söylediler. Ertesi gün şey akşamı biz çıktık arabayı orada bulduk anahtarda üzerinde idi arabayı Mete kullandı Mete Neze Altınay bende silahı aldım. Oradan örgütte şu anda içeride olan Gökhan soyadını hatırlamıyorum onun evine direkt gittik götürdüler bizi ama tabi ki şimdi o firardan sonra ben dağa çıktım. Zerrin Sarı ise o dönem çok daha örgütte yeni olan birisiydi yani örgütte de demeyim avukatlık olarak bile yeni olan eskiden TKP için de çalışmış ondan sonra… TKP’ye sempati duymuş diskoteklere giden çok sıradan birisiydi yıl 90’da 89, 90’da bu avukatların yanına geldi bizimkiler bizle ilişkiye geçti 91’de şey 92’de bu firarda işte biri o işi organize eden kişiydi. O firardan sonra şey ilgimi çekti onun için bu Zerrin Sarı’nın üzerinde duruyorum. Firardan sonra yeniden şey DHKP-C örgütlenme çabaları sürerken bu darbe olayı toparlanması çalışılırken bu Zerrin Sarı çok daha yeni olmasına rağmen Dursun Karataş kendi yanına çağırdı. Ben 1988’de bin dokuz yüz dok… 1998’de pardon 1998, 97, 98’de yurtdışında Brüksel’de Dursun Karataş’la defalarca görüştüm çeşitli konularda tartışmalarımız oldu ben Tokat’ta dağda kırsalda kalmıştım. Orada işte başarılı olduğumuzu benim başarılı olduğumu ifade ederek ondan sonra çünkü 3 kişi gitmiştik Sivas, Tokat, Ordu’da 50, 60 kişilik bir grup olmuştuk ondan sonra ve çeşitli eylemler içinde de olmuştuk. Yurtdışına çağırdı yurtdışında işte bu darbe olayı ve faaliyetlerle ilgili tartışmalarımız oldu. Zerrin Sarı Sarı’nın da bu tartışmaların içinde hep olduğun gördüm şaşırdım. Yani bu kadar yeni birisi Dursun Karataş’ın yanına direkt gelmesi bu tartışmaların içinde olması ve sonradan öğrendim ki Suriye’de yapılan konferansta da 94 yılında örgütün genel komite üyeliğine seçilmiş şu anda da örgütün üst merkez komite üyesi hatta sorumlu olduğu söyleniyor yani sekreteri olduğu söyleniyor konuşuluyor. Çok kısa sürede böyle birisinin yani hiçbir geçmişi olmayan örgütü tanımayan bilmeyen bir kişinin bu organizasyonun içinde olması çok dikkatimi çekti bu şahsın. Bundan dolayı da tartışmalarımız oldu. Bu tartışmalar da zaten hemfikir olamadığımdan dolayı şimdi bazı arkadaşlar demiş orada Avrupa sorumlusu oldu. Şimdi ben zaten örgütün ilk 4 kişisinden biriydim darbe sırası normal olarak öyleydi hani normal olarak öyle bir yorum yapması doğruydu ama bizim bu tartışmalardan dolayı ayrı düşmelerimizden dolayı ben Romanya’ya gittim. Romanya’ya gitme nedenim aslında sorumluluktan öte ya git 5, 6 ay bir düşün tekrar konuşalım ondan sonra seni tekrar Türkiye’ye gönderelim tartışmasıydı yoksa Romanya’ya sorumlu gidecek pozisyonda değildim. Ondan sonra bana önerilen Türkiye sorumluluğuydu ama o tartışmalardan dolayı şey yapamadık hemfikir olmadık hani böyle kişileri çevremizde olmasında ben şaibe görüyordum ondan dolayı bu tartışmadan dolayı orada kaldım Romanya’da daha sonra da işte bu yaşadığım olaylardan sonra da Romanya’dan Türkiye’ye gönderildim. Bu konuyla ilgili anlatacağım bunlar.”

Mahkeme Başkanı: "Evet. Savcı bey sorunuz (bir kelime anlaşılamadı) sanıklardan Sedat Peker rapor almış”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük söz almadan konuştu anlaşılamadı.

Mahkeme Başkanı: “Bende haber gönderdim kendisine haber gönderdim telefon. Dur bir en azından buradaki sorularımızı soralım da. Sedat Peker randevusu hastane randevusu olduğu için gelememiştir diye var. Doğu Bey isminiz geçiyor. Hani ara kararımız doğrultusunda soracağınız bir şey var mı? Sizin (bir kelime anlaşılamadı) sol eski şeyi anlatıyor. Evet, suçlama olmadığı için evet. Yazılı sorularımız var. Alalım tamam. Yazılı soruları (birkaç kelime anlaşılamadı) ben şuradakileri okuyayım. Sanık Bedirhan Şinal’in soruları var yazılı soruları okumak istiyorum. Şimdi Semih Bey Bedirhan Şinal isimli bir sanık tanıyor musunuz dosyamız sanıklarından?”

Tanık Semih Genç: “Yok tanımıyorum.”

Mahkeme Başkanı: "Kamerayla bir gösterme şansımız var mı? Evet, jandarmayla birlikte oturuyor tanımıyorsunuz.”

Tanık Semih Genç: “Evet.”

Mahkeme Başkanı: "Peki şimdi şöyle bir sorusu var size.”

Tanık Semih Genç: “Evet.”

Mahkeme Başkanı: "Sedat Peker'le ilgili beyanınızı soruyor. Diyor ki Romanya’da gördüm demişsiniz örgüt için bilgi topladım diyorsunuz demiş.”

Tanık Semih Genç: “Evet.”

Mahkeme Başkanı: "Siz bu şahsın ne işle uğraştığını biliyor musunuz Romanya’da?”

Tanık Semih Genç: “Romanya’da bu şahıs ilk geldiğinde Romanya’da sadece şeydi Türkiye’den firari olarak gelmişti. Orada işadamlarıyla görüşmeler yapıyordu. Ama esas olarak da iş olarak da Köstence’de bazı kişilerle otel ticari işler yaptığını şey yaptım duymuştum. Ama bu işleri geliştirmesi şeyden sonra oluyor yani oradaki kaçak dönemde kaldıktan sonra kurduğu ilişkilerle Köstence’de otel vesaire işleri bağlantıları olduğunu ticari ilişkileri olduğunu öğrendim ve Türkiye’de cezaevinden çıktıktan sonra da o ilişkilerin sürdürdüğünü öğrendim.”

Mahkeme Başkanı: "Yani bu Romanya’daki işleri yani bu öğrendi dediğiniz hususlar yani legal ticaret şeklinde mi yoksa illegal bir pozisyon var mı?”

Tanık Semih Genç: “Yani şey legal ticari işler ama illegal olarak ne iş yaptığını ne durumda olduğunu bilmiyorum sadece ama bu şeylerle neydi onun adı eroin ticareti döndüren insanlarla devamlı beraber olduklarını görüştürdüklerini onlarla birlikte olduklarını biliyorum onun dışında.”

Mahkeme Başkanı: "Yani birlikte gördünüz mü?”

Tanık Semih Genç: “Kendisini birlikte ben görmedim ama kendi arkadaşım DHKP-C örgütü içinde faaliyet yürüten arkadaşım ondan sonra.”

Mahkeme Başkanı: "İsmini tekrar eder misiniz?”

Tanık Semih Genç: “Şu anda İsmet kod adını kullanan İskender isimli arkadaşın bizzat şeyi de.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Tanık Semih Genç: “Neydi onun adı otel lobisinde görüşmelerde bizzat gördüğünü biliyorum ben göndermiştim.”

Mahkeme Başkanı: "(bir kelime anlaşılamadı).”

Tanık Semih Genç: “Ayriyeten Golden Falcon restoranın sahibi Cemil’in beyaz Şroki arabası içinde yanında birkaç adamıyla birlikte gördü bizzat gördü bana da söyledi.”

Mahkeme Başkanı: "Evet yani bu İsmet, İsmet ismi mi?”

Tanık Semih Genç: “İsmet kod ismi İskender adı.”

Mahkeme Başkanı: "İskender”

Tanık Semih Genç: “Evet.”

Mahkeme Başkanı: "Yani buna biz çağırsak bu konuda bilgi alabilir miyiz kendisinden?”

Tanık Semih Genç: “Bu kendisi Avrupa’da şu anda zaten örgütün Avrupa’da çalışan bir adımıydı.”

Mahkeme Başkanı: "Peki. Yani şu an nerede olduğu konusunda bilgi verme şansınız var mı?”

Tanık Semih Genç: “Yok ben bildiğimde Romanya’da faaliyet gösteriyordu benle birlikte.”

Mahkeme Başkanı: "Tamam. Şimdi diğer bir soru diyor ki örgütten ayrılmış bir gizli tanık Sedat Peker bizim bölgemizde uyuşturucu satıcılığı yapardı. Bizim örgüt arkadaşlarımız kendisini gördükleri yerde falakaya alırlardı diye bir beyan var. Bu Sedat Peker' in yani eski durumunu uyuşturucu satıcı… satıcılığı yapar şeklinde değerlendirmiş.”

Tanık Semih Genç: “Ben o.”

Mahkeme Başkanı: "Sizin de Sedat Peker' in uyuşturucu sat… satışı yatığına ilişkin bilginiz var mı diye sormuş.”

Tanık Semih Genç: “Benim öyle bir bilgim yok sadece o tür hani o işi yapan insanlarla oturup kalktığını görüştüğünü şey yapıyorum biliyorum.”

Mahkeme Başkanı: "Peki. İfadenizde diyorsunuz ki bu Sedat Peker isimli şahıs DHKP-C örgütünün hedefidir diyorsunuz. Sedat Peker uyuşturucu işi yaptığı için mi örgüt hedefi yoksa nedir sebebi açıklar mısınız?”

Tanık Semih Genç: “Sedat Peker’in uyuşturucu işi yaptığı için hedefimiz değildi. Sedat Peker'in örgüt o zaman da ondan sonra derin devletle karanlık ilişkiler içinde olduğunu ondan sonra şeyleri demokrat insanları ilerici insanları Kürt aydınların baskı altına alınması vurulması öldürülmesi olaylarını maddi manevi olarak desteklediğini düşündüğümüzden dolayı örgütün hedefiydi o zaman.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Sanık Bedirhan Şinal söz almadan konuştu: “Başkanım hangi olaylar olduğunu söyleyebilir mi?”

Mahkeme Başkanı: "Olayları söyleme şansınız var mı hangi olaylar olduğunu?”

Tanık Semih Genç: “Yani bire birebir olarak bilmiyorum ben ama örgütümüzün zaten açarsa internet sitesinde dergilerinde hepsi bunlar yazıyordu ama ne olduğunu birebir olarak ben kendim şahsen bilmiyorum. Ama örgütün değerlendirmeleri bunları değerlendirmelerini yaparken örgüt belli kişilerle ilgili ondan sonra Sedat Peker'le ilgili şeyle olsun Ali Yasak’la ilgili olsun bu şahısların ondan sonra şeyin derin devletle JİTEM’le ilişkileri bağlantıları olduğunu onlarla birlikte çalıştığını işte şey yaptıklarını birde şey vardı şu şey Edirnekapı’da oteli vardı.”

Mahkeme Başkanı: "Sesiniz az geliyor biraz mikrofon.”

Tanık Semih Genç: “Edirnekapı’da.”

Mahkeme Başkanı: "Ha.”

Tanık Semih Genç: “Edirnekapı’da oteli vardı şimdi ismini hatırlamıyorum bu kişilerin özellikle öğrenci olayları Beyazıt’ta Marmara Üniversitesinde öğrenci olayları sırasında ondan sonra sivil faşist diye o zaman bizim adlandırdığımız şekilde polisle birlikte veya onla JİTEM’le birlikte devrimcilere demokratlara saldırılarda bulunduklarını biliyorduk ondan dolayı hedef olarak gösteriyorduk.”

Mahkeme Başkanı: “Evet bir son sorusu var o da diyor ki, Sedat Peker herhangi bir uyuşturucu kaçakçısıyla irtibatı var mıdır? Bu arkadaşınız İsmet dediniz bu şahıs mı görüyor uyuşturucu kaçakçılığı irtibatı?”

Tanık Semih Genç: “Şimdi ben kendi gördüğüm o arkadaşla görüyor ben kendi gördüğüm bu Cemil dediğim Golden Falcon’un sahibi hem kuyumcu hem restoranın sahibi Cemil denen şahsa Türkiye’den bu Fırat adındaki şahıs onun dışında yine Hollanda’dan ve Türkiye’den çeşitli eroin ticareti yapan şahısların devamlı gidip geldiğini orada oturup kalktıklarını orayı kullandıklarını biliyorum oraya gelenlerde birebirde de gördüm, sohbet ettiğimde oldu beni bilmeden yani orada.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam.”

Tanık Semih Genç: “Sohbet ettiğim oldu aynı yere Sedat Peker’in de geldiğini onlarla birlikte oturduğunu biliyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Yani bir uyuşturucu alışverişi değil de oturma konuşma şeklinde mi?”

Tanık Semih Genç: “Uyuşturucu kaçakçılarıyla oturma, sohbet etme, konuşma, o mekanda bulunma, onlarla birlikte olmayı biliyorum. Ama birebir bu işi yaptığını bilmiyorum tabi ki.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam.”

Tanık Semih Genç: “Öyle bir şey demiyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Peki. Dosyamız sanığı Kemal Kerinçsiz tanır mısınız?”

Tanık Semih Genç: “Yok tanımıyorum isim duy duydum ismini kamuoyunda ama tanımıyorum.”

Mahkeme Başkanı: “En azından yüzünü görme açısından Kemal Bey Kemal Kerinçsiz. Dosyamız sanığı Kemal Kerinçsiz’in size yazılı soruları var bu konuda bu soruları okumak istiyorum.”

Tanık Semih Genç: “Buyurun.”

Mahkeme Başkanı: “Semih Genç’e sorulmasını istenilen sorular. İddia edilen Ergenekon davasından yargılanan sanıklardan tanıdığınız var mıdır diye soruluyor. Dosyamız sanıklarından yani ismen bildiğiniz veya gördüğünüz veya basından gördüğünüz tanıdığınız var mı?”

Tanık Semih Genç: “Basından isim olarak duymuşluklarım tabi ki var takip ediyorum davayı da ama şahsi olarak tanıdığım, bildiğim kimse yok.”

Mahkeme Başkanı: “Yani bu Sedat Peker mi tanıdığınız tek?”

Tanık Semih Genç: “Sedat Peker’i de yani örgütün bana söylemesinden dolayı Romanya’dan Romanya’ya gelmesinden dolayı Romanya’da bulunmasından dolayı aynı dönemde bulunmamdan dolayı örgütünde takip et emri verdiğinden dolayı biliyorum tam olarak.”

Mahkeme Başkanı: “Yani örgütün takip etmesini istemesinin sebebi nedir, bir daha tekrar eder misiniz?”

Tanık Semih Genç: “İşte bu söylediğim şeyle işte derin devlet, JİTEM o zaman Ergenekon diye bir şey bilmiyordu… derin devlet, JİTEM, polisle işbirliği halinde ondan sonra gayri meşru işler yaptıklarını ve devrimci demokrat insanlara da Kürtlere de saldırıları organize ettiklerini veya yardımcı olduklarını organize edenlere yardımcı olduklarını örgüt düşündüğü için hedef olarak gösteriyordu.”

Mahkeme Başkanı: “O yüzden gözetleme görevi verdi.”

Tanık Semih Genç: “Evet, evet.”

Mahkeme Başkanı: “Peki, şimdi sizin tanıklık yapmanızın yapma şekliniz nasıl yani siz tanık olarak gelip Savcılığa mı başvurdunuz, Savcılık mı çağırdı soru şu şekilde; sizi tanıklık yapmaya sevk eden husus nedir diye sorulmuş, bu konuda ne diyeceksiniz?”

Tanık Semih Genç: “Şeyi tanıklık yapma sebebim bu şeyle ilgili Sedat Peker olayıyla ilgili şeyin benim yazdığım yazılar, çeşitli dokümanlar vesaire şeyde de neydi onun adı örgütün merkezi arşivinde de bulunmuş yani örgütün Belçika’da çıkan merkezi arşivinde Dursun Karataş’ın firar ettiği evde şeyler.”

Mahkeme Başkanı: “Doküman mı?”

Tanık Semih Genç: “Dokümanlar şey yapılmış bulunmuş.”

Mahkeme Başkanı: “Ne yazıyor bu dokümanlarda?”

Tanık Semih Genç: “İşte o dokümanlarda benim bu Romanya’yla ilgili verdiğim raporlar ondan sonra oradaki faaliyetlerimiz çalışmalarımız işte bu Sedat Peker’le ilgili yazdığımız raporlar vesaire oradaki bizim çalışmalarımızla ilgili yazılar dokümanlarda var.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Tanık Semih Genç: “Ondan sonra bu dokümanlardan istinaden bana devamlı soru soruluyordu. Ben fazla üzerinde durmuyordum hani bu işlerden uzak durmaya çalışıyordum mümkün olduğunca. Ama şeyde bu dokümanların artık şeyde de yakalanan bir iki sanıkta da ben söylememe rağmen bahsetmeme rağmen anlatılması ifade edilmesi bir Kemal diye şahıs Bulgaristan’dan getiriliyor, birde yurtdışından şey Ortadoğu’dan bir şahıs getiriliyor adını hatırlamıyorum. Bunlardan ifadede benim bu konularla ilgili adım geçince.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Tanık Semih Genç: “Savcılığa gidip direkt kendim ikide bir şey tarafından emniyet tarafından çağrıldığımı ama gitmek istemediğimi söylediğim Savcılığa bana soracağınız bir şey varsa burada sorun cevap vereyim dedim, bu ifadeleri o şekilde verdim.”

Mahkeme Başkanı: “Yani Savcılar ifadenizi Emniyette mi verilmeni istediler?”

Tanık Semih Genç: “Hayır yani Emniyet Savcılık tarafından çağrılıyor diye evime tebligat gönderiyor.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Tanık Semih Genç: “Ondan sonra bende direkt Savcılığa gittim böyle böyle Emniyet tarafından çağrılıyormuşum dedim.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Tanık Semih Genç: “Ondan sonra ifademi dedim ne sorulması gerekiyorsa bildiklerimi anlatmak istiyorum dedim gittim ifade verdim.”

Mahkeme Başkanı: “İfade verdiğiniz yer?”

Tanık Semih Genç: “Bizzat Savcının huzurunda verdim Savcılıkta.”

Mahkeme Başkanı: “Bizim size okumuş olduğumuz ifadelerde.”

Tanık Semih Genç: “Yani ifademi Aksaray’da TEM Şubesinde verdim yanlış anlaşılmasın ama Savcının huzurunda verdim yani Savcı da oradaydı.”

Mahkeme Başkanı: “Hangi Savcı Bey vardı?”

Tanık Semih Genç: “Orada bulunan Savcı şey Zekeriya Öz’dü.”

Mahkeme Başkanı: “Evet o ifadeye imza atmamış yani Emniyette alırken yanınızda mıydı bu sırada?”

Tanık Semih Genç: “Evet yanımdaydı.”

Mahkeme Başkanı: “Baştan sona mı yoksa hangi (bir kelime anlaşılmadı).”

Tanık Semih Genç: “Baştan sona.”

Mahkeme Başkanı: “Peki. Şöyle bir soru var, ifadenizde DHKP-C örgütünün üst düzey yöneticisi olduğunuzu belirtmişsiniz doğru mu bu ifade?”

Tanık Semih Genç: “Evet.”

Mahkeme Başkanı: “Bu faaliyetlerinizi Türkiye’de hangi tarihe kadar sürdürdünüz diye sormuşlar?”

Tanık Semih Genç: “Ben şimdi 1975, 76 yılından başladım bu faaliyetlere 1980 yılına kadar 81 yılına kadar bu faaliyetlerimi sürdürdüm. 81 yılında yakalandım 88 yılında Metris Cezaevinden tahliye oldum. 88, 89 yıllarında 2 sene İçanadolu Ankara merkezde İçanadolu bölge sorumluluğu yaptım yakalandım. Ankara Cezaevinde yattım. Ankara Cezaevinde 91 Özel yasasından dolayı tahliye oldum tekrar özel örgütsel faaliyetlere Marmara, Ege, Akdeniz bölge üst siyasi sorumlusu ve Akdeniz yani Toroslar ve Ege kır birlikleri siyasi sorumlusu olarak faaliyetlerimi yürüttüm. Bu faaliyetleri yürütürken 90, bu faaliyetleri yürütürken de direkt Dursun Karataş’la şeyim vardı irtibatım vardı.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Tanık Semih Genç: “Kendisi o zaman yurtdışındaydı. 92 faaliyetleri yürütürken 92 Kasım’ında yakalandım. Üç buçuk ay sonra firar ettim Sağmalcılar Cezaevinden.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Tanık Semih Genç: “Bir müddet işte bir ay kadar Türkiye’de kaldım İstanbul’da Sivas’a dağa gittim Sivas’ta kaldım Tokat’ta dağda kaldım orada faaliyetlerde eylemlerde bulundum. Karadeniz kır birlikleri sorumlusuydum o sırada yurtdışına çağrıldım. Dursun Karataş’la Brüksel’de defalarca görüştüm. Bu görüşmelerden sonra işte fikir ayrılıklarımız oldu, problemler oldu sonra Romanya’ya gittim düşünmem için oraya bir git kafanı dinle dendi bir düşün tekrar görüşürüz dendi. Defalarca görüştük ama o sırada işte yakalandım Türkiye’ye getirildim Türkiye’de de bu işleri bıraktığımı söyledim, ayrıntılı ifade verdim ceza aldım müebbet ceza aldım topluma kazandırma yasasından faydalandım.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Tanık Semih Genç: “Yattığımda göz önünde bulunarak geçmişte yattıklarım vardı çünkü sıkıyönetim yaptıklarımdan ceza almamıştım.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Tanık Semih Genç: “Onlar da sayılarak şey yaptım cezamı yattım çıktım.”

Mahkeme Başkanı: “Peki, bu yurtdışına çıkışınız nasıl, yani nasıl çıkıyorsunuz yurtdışına?”

Tanık Semih Genç: “Yurtdışına dağdan indim İstanbul’a geldim İstanbul’da yurtdışından bir şahıs geldi benle bağlantı kurdu ondan sonra onun getirdiği şeylerle sahte pasaportlarla evrakla ondan sonra Edirne sınır kapısından Bulgaristan’a geçtim.”

Mahkeme Başkanı: “Çıkışınız nasıl araçla?”

Tanık Semih Genç: “Normal şeyden Laleli’den şeye bindim şu otobüs firmaları var.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Tanık Semih Genç: “Bulgaristan’a giden Bulgaristan’a giden otobüs firmaları var onlara bindik ondan sonra normal yolcu gibi bilet aldım sahte pasaportla o yurtdışından getirilen sahte yapılan adıma.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Tanık Semih Genç: “Onunla Edirne’den normal çıkış yaptım Sofya’da kaldım biraz.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Tanık Semih Genç: “Sonra Velikotornova diye bir şehir var Bulgaristan’ın daha Romanya’ya yakın orada kaldım oradan da yine aynı pasaportla şeye geçtim Romanya’ya geçtim Romanya’dan Avrupa’ya geçecektim geçemedim, biraz Romanya’da kaldım 2 ay kadar. Bu Romanya’da kaldığım süre zarfında o zaman Romanya’yla hiçbir ilişkim yoktu. Orada Romanya’da faaliyet yürüten şu anda tam adını bilmiyorum ama Yunanistan’da yaşadığını bildiğim iltica edip orada yaşadığını bildiğim Yılmaz Kod adlı şahıs vardı o beni karşıladı Romanya’da Bükreş’te kaldım, Bükreş’te kaldığım süre içinde şey yaptım yine bir şahıs geldi Avrupa’dan.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Tanık Semih Genç: “Ondan sonra bu sefer bir pasaport getirdi, ya Hollanda pasaportuydu kimliğimi değiştir… şey resmim değiştirildi Moldova’ya çıktım, Moldova’dan daha rahat olduğunu söylediler giriş çıkışın Moldova’dan da Almanya Dusseldorf’a geçtim ondan sonra Dusseldorf’da beni örgüt yöneticileri karşıladılar. Almanya’ya geçtim, oradan da Belçika’ya geçip Dursun Karataş’la görüştüm.”

Mahkeme Başkanı: “Evet bu ifadeniz alınırken şöyle bir başlangıç vardı orayı okumuştum size ifadenizde diyorsunuz ki, daha doğrusu sorulan soru içerisinde var. Macaristan’da Mesut Yılmaz’a yumruklaması olayı.”

Tanık Semih Genç: “Hı.”

Mahkeme Başkanı: “Bu olay hakkındaki yani bilginiz var mı Macaristan var mı bu seyahatiniz içerisinde bu Avrupa içerisinde?”

Tanık Semih Genç: “Maca… yok, Macaristan yok.”

Mahkeme Başkanı: “Yani bu niçin Mesut Yılmaz’ın yumruklanması olayını soruyorlar.”

Tanık Semih Genç: “Bu şundan dolayı söylüyorum şimdi Macaristan’dakiler devamlı Romanya’ya gidip gelir yani Macaristan’da şey yoktur neydi onun adı böyle siyasi örgütlenme filan yoktur sol veya PKK’nın. Ama esas olarak Macaristan’da ondan sonra o dönemdeki ifadeyle ülkücü mafya denen veya gayri meşrucular denen ondan sonra ya da derin yapılarla ilişkisi olduğunu düşündüğümüz insanların orada olduğunu ve oradan devamlı Romanya’ya gidip geldiğini biliyorduk.”

Mahkeme Başkanı: “Hı.”

Tanık Semih Genç: “Çünkü bizim Romanya’da da derneğimiz vardı derneğimize ikide bir ondan sonra Yeşil adını arıyorum ya da Yeşil diye gelip telefon açıp tehditlerde bulunuyordu, bulunuyordu Macaristan’dan geliyoruz vesaire diye. Çünkü Romanya’da fazla barınamıyorlardı birazda Romanya devleti de barındırmak istemiyordu bu şahısları bu olayları gerçekleştiren yapanları az çok şeyde Romanya’da Köstence’de, Braşov’da burası dağlık bir bölge kayak mayak yapılan buralarda gezindiğini, dolaştığını buralarda yaşadıklarını ondan sonra bağlantılarımız olan işadamlarından hep öğreniyorduk. Bu Mesut Yılmaz olayını da şeyde Labeda Otelinde işte benim şey yaptığım görüştüğüm işadamı bana bu olayların ondan sonra karşılıklı konuşulduğunu bu konuşmanın içinde kendisinin olma nedenini zaten kendisi de dediğim gibi ifade şimdi ismini vermek istemiyorum olayla hani hiç ilgisi olmayan birisi olduğu için. Tekirdağlı kendisi şeyin o zamanki Tekirdağ ANAP Milletvekili Emin Sülün olacak herhalde o da orada olduğu olduğundan Emin Sülün’le de aynı yörenin çocuğu olduklarından birbirlerini çok eski tanıdıklarından bu konuşmalara birebir şahitti ve bana aktarıyorlardı.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Tanık Semih Genç: “Bundan dolayı şeyleri biliyorum bu olayları biliyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Yani bu yumruklama olayının gerçek mahiyeti veya nedir sebebi?”

Tanık Semih Genç: “O konuda bilgim yok.”

Mahkeme Başkanı: “Peki. Bazı sorular konuşmalar içerisinde cevaplandırıldığı için atladım.”

Salonda söz almadan konuşanlar oldu anlaşılmadı.

Mahkeme Başkanı: “DHKP-C örgütü… haklısınız şu soruyu sorduktan sonra ara vereceğim. DHKP-C örgütünün üst düzey yetkilisi olarak Ergenekon ismini ne zaman duydunuz, ifadeniz Ergenekon ismini diye bir açıklama var orayı okursam önden gitmiş olurum, ne zaman duydunuz?”

Tanık Semih Genç: “Ergenekon ismini daha öncelerde çeşitli kitaplarda vesaire de yazılarda duymuştum. Hani herhalde ilk o şeyde Can Dündar’ın kitabıydı herhalde çeşitli yazılarda kitaplarda olarak duyduk. Ama biz daha çok bugün ifade edilen Ergenekon olayını işte daha çok kontra gerilla ve derin devlet olarak adlandırıyorduk. Ergenekon olarak bahsedilen ismi ben bu operasyonlardan önce çeşitli kitaplarda herhalde en en detaylı şeyde okumuştum Can Dündar’ın Celal Kazdağlı mı öyle birisinin şey öyle bir şahsın bir kitabı var.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Tanık Semih Genç: “İlk oradan şey yapmıştım duymuştum böyle bir örgütlenme faaliyeti geçmişte olduğunu bunun adının da hani bu derin devlet örgütlenmesinin adının bu olduğunu oralardan duymuştuk ama biz daha çok bu adı kullanmıyorduk örgüt faaliyetleri içindeyken değerlendirme içindeyken daha çok derin devlet ve kontra gerilla olarak adlandırıyorduk.”

Mahkeme Başkanı: “Evet. Yani Ergenekon ismini bu dava açılmadan önce.”

Tanık Semih Genç: “Evet duymuştum.”

Mahkeme Başkanı: “Yani bir örgütle terör örgütü olarak yan yana duydunuz mu?”

Tanık Semih Genç: “Evet bu dava başlamadan önce o soruşturmalardan önce duymuştum.”

Mahkeme Başkanı: “Bir daha tekrarlar mısınız orayı tekrar olsun.”

Tanık Semih Genç: “Bu dava başlamadan hani dava mahkemenizde açılmadan.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Tanık Semih Genç: “Önce soruşturmalar sürürken.”

Mahkeme Başkanı: “Soruşturmadan önce diye başlayan.”

Tanık Semih Genç: “İşte soruşturmadan önce de duymuştum.”

Salonda söz almadan konuşanlar oldu anlaşılmadı.

Mahkeme Başkanı: “Nerede?”

Tanık Semih Genç: “İşte bu kendi örgütsel faaliyetlerimiz içinde örgüt içinde ve okuduğumuz kitaplarda dokümanlarda.”

Mahkeme Başkanı: “Örgütsel olarak nedir?”

Tanık Semih Genç: “Yani kendi örgüt içimizde yaptığımız değerlendirmelerde yani.”

Mahkeme Başkanı: “Onu açıklar mısınız?”

Tanık Semih Genç: “Bunlar şu şeylerden neydi onun adı basından kamuoyundan, kitaplardan Ergenekon adında böyle bir hani derin devlet örgütlenmesinin adının Ergenekon olduğunu bundan bahsedildiğini böyle bir örgütlenmeyi anlattığını. Ondan sonra hatta şöyle bir şey söyleyeyim geçmişte işte özellikle bu derin şey kontra gerilla olayını benim bildiğim kadarıyla ayrıntılı şeyden okuyorduk ilk açıklayanlardan bir tanesi Talat Duran’dır. Ondan sonra Talat Duran’dan okuyorduk biz diyorduk ki hani bir kontra gerilla.”

Mahkeme Başkanı: “Yani kontra gerilla eşittir Ergenekon bu şekilde örgüt içerisinde herhangi bir doküman var mı?”

Tanık Semih Genç: “Değerlendirme var tabi. Yani.”

Mahkeme Başkanı: “Ne zaman?”

Tanık Semih Genç: “Bu adı kullanıyorlar dedik yani geçmişte.”

Mahkeme Başkanı: “Tarih olarak tarih olarak söyler misiniz en azından araştırdığımız zaman maddi bir şeye ulaşalım.”

Tanık Semih Genç: “97, 98, 99’da görüşmelerimizde ondan sonra böyle bir değerlendirme yaptığımızı örgüt içinde Avrupa’da biliyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Yani örgüt yani örgüt dokümanlarında bununla ilgili bir belge var mı?”

Tanık Semih Genç: “Benim gördüğüm bildiğim kadarıyla yok.”

Mahkeme Başkanı: “Bunu nasıl çıkartıyorsunuz o zaman?”

Tanık Semih Genç: “Ben kendi örgüt içindeki konuşmalarımızdan, değerlendirmelerimizden çıkartıyorum dedim onu da nereden yorum yapıyoruz aldığımız bilgiler, duyumlardan ama resmi olarak örgüt kontra gerilla eşittir Ergenekon diye bir değerlendirme yapmadı, şimdi yapıyor dergilere bakarsanız.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam biz onu sorduğumuz şey şu, ilk soruşturma başladığı günden önce.”

Tanık Semih Genç: “Evet.”

Mahkeme Başkanı: “Yani o önceki dönemde yani örgüt içerisinde Ergenekon eşittir terör örgütü kontra gerilla bu şekil böyle karşılaştırma eşit olarak.”

Tanık Semih Genç: “Resmi olarak yok.”

Mahkeme Başkanı: “Yok.”

Salonda söz almadan konuşanlar oldu anlaşılmadı.

Mahkeme Başkanı: “Arşiv kayıtlarınızda var mı?”

Tanık Semih Genç: “Dergilerde var şu anda da bakarsanız dergilerde var bunlar.”

Mahkeme Başkanı: “Bu dergiler hangileri?”

Tanık Semih Genç: “Yürüyüş Dergisinde görürsünüz, bu davanın ne için açıldığını.”

Mahkeme Başkanı: “Olaydan sonra yorum yapılabilir.”

Tanık Semih Genç: “Ha olaydan önce yok.”

Mahkeme Başkanı: “Yani olaydan önce olarak, olaydan önce bize lazım.”

Salonda söz almadan konuşanlar oldu anlaşılmadı.

Mahkeme Başkanı: “Ha tabi olaydan sonra yorum yapan çok. Evet.”

Saatin 11:02 olduğu görüldü



Yüklə 1 Mb.

Dostları ilə paylaş:
  1   2   3   4   5   6   7   8   9




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin