13. AĞIr ceza mahkemesi ( tmk 10. Maddesi İle yetkiLİ ) duruşma tutanağI



Yüklə 1 Mb.
səhifə4/9
tarix03.05.2018
ölçüsü1 Mb.
#49939
1   2   3   4   5   6   7   8   9
Duruşmaya kısa bir ara verildi.

Duruşmaya kaldığı yerden devam olundu.

Mahkeme Başkanı: “Son soruyu, Ergün Poyraz’ın sorduğu son soruyu tekrar etmek istiyorum.”

Tanık Semih Genç: “Evet.”

Mahkeme Başkanı: “Duyuyorsunuz değil mi?”

Tanık Semih Genç: “Evet.”

Mahkeme Başkanı: “Şimdi bu dediniz ki işte bir kişiden bahsettiniz, işte MİT’le olan irtibatı olduğunu bana Mete anlatmıştı diye. Bu türde insanlar var mıydı örgüt içerisinde?”

Tanık Semih Genç: “Anlamadım bir daha rica etsem.”

Mahkeme Başkanı: “Şimdi Mete isimli arkadaşınızdan bahsettiniz.”

Tanık Semih Genç: “Evet.”

Mahkeme Başkanı: “Biz beraber.”

Tanık Semih Genç: “Evet.”

Mahkeme Başkanı: “Ben onun üstüydüm, o benim işte yardımcımdı dediniz. Sohbetleriniz içerisinde de bir mafya da içerisinde bulunan bir kişiden bahsettiniz, bunun MİT’le, yani sol olan bir mafya.”

Tanık Semih Genç: “Hı.”

Mahkeme Başkanı: “MİT’le irtibatı var diye söylerdi dediniz.”

Tanık Semih Genç: “Şeyi o şeyden bahsettim, Dündar Kılıç diye.”

Mahkeme Başkanı: “He Dündar Kılıç ismi aklıma gelmedi.”

Tanık Semih Genç: “(bir iki kelime anlaşılamadı) Dündar Kılıç’la o Kürt İdris’le aynı masada oturuyorlar, konuşuyorlar o zaman. Tabi şimdi düşünüyorum yani o zaman daha sonra çıkan ilişikler içinde bakıyorum. İşte Dündar Kılıç’ın içinde MİT’le çalışmış ya da.”

Mahkeme Başkanı: “Sonradan görüyorsunuz bunu ya da Mete mi söylüyor bunu?”

Tanık Semih Genç: “Hayır hayır ben sonradan görüyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Hah tamam şimdi oldu.”

Tanık Semih Genç: “Mete Dündar Kılıç’la, Kürt İdris’le beraber oturduklarını, yemek yediklerini, işte ondan sonra bunları anlatıyor. Bende sonradan tabi bu olayları bir bütün olarak değerlendiriyorum, düşünüyorum diyorum ki yani sonradan çıkan yazılar, dokümanlar var. O zaman işte şey Tarık Ümit gibi böyle çeşitli insanlar var, Dündar Kılıç’ın yanında çalışıyormuş, ondan sonra şey de bu gayrimeşru denilen, ondan sonra bazıları yeraltı der, bazıları mafya der. Bu kesimlerin içinde hep bugün de ortaya çıkmıştır, hani bir sürüsü içeride operasyon olmuş, hepsi muhakkak polisten, askerden yardım almış, destek almış, zaten Türkiye’de o olmadan kimse adım atamaz.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Tanık Semih Genç: “Şimdi bu bağlantıları var, bu bağlantılar içinde olan adamlar, yanındaki insanlar böyleyse sen oturduğun zaman buradan muhakkak bir bilgi alıyorlardır diye düşünüyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Evet, Mehmet Zekeriya Öztürk’ün sorularına geçiyoruz, bir kısmını cevaplamış olabilirsiniz ama yine de şöyle bir bütünlük arz etmesi açısından tekrar olmadan sorulara cevap verirseniz memnun oluruz. Şimdi bu, şimdi bu diyor ki 1988, 1989 yıllarında ilişki kurduğunu söylediği Necmi Suna isimli şahıstan bahsederek devrimci düşünce nedeniyle değil başka bir amaçla bulunduğunu fark ettiğinizi belirtiyorsunuz. Önceki beyanlarınızda ise Ergenekon adıyla Gladio derin devlet örgütlenmesini bildiğini, burada 90’lı yıllarda üst düzey örgüt tartışmaları dile getirdiğinizi belirtmişsiniz. Böyle bir şey var mı, bu konuyu tekrar ederseniz.”

Tanık Semih Genç: “Onu anlayamadım, nasıl (bir iki kelime anlaşılamadı)?”

Mahkeme Başkanı: “Şimdi bu 1990’lı yıllarda üst düzey örgüt tartışmaları içerisinde Ergenekon adıyla veya Gladio veya derin devlet adıyla bir örgütlenmeden bahsedildi mi? Üst düzey örgüt tartışmaları.”

Tanık Semih Genç: “Eskiden beri, eskiden beri örgüt tartışmalarında da, bütün dokümanlarımızda da bir şeyin özellikle zaten şeyin Mahir Çayan’dan bu yana Devrimci Sol’un, DHKP-C’nin oturduğu temel görüş, ondan sonra Türkiye’de normal bir hükümet düzeni olmadığını, derin devlet yapılanması olduğunu, esas olarak Hakim o olduğunu, Kontra Gerilla denen örgütlenmenin esas devletin temel örgütlenmesi olduğunu şu parlamenterle, parlamento şudur budur vesaire hükümetten hepsinin görüntü olduğunu zaten hep düşünce olarak.”

Mahkeme Başkanı: “İsmi Ergenekon muydu bunun?”

Tanık Semih Genç: “Hayır, hayır Kontra Gerilla.”

Mahkeme Başkanı: “Bu Ergenekon, ne zaman çıktı Ergenekon?”

Tanık Semih Genç: “Yani biz Ergenekon olaylarını, sohbetlerini daha sonradan yani 90.”

Mahkeme Başkanı: “Yani netice olarak bu soruşturma başladıktan önce mi sonra mı?”

Tanık Semih Genç: “Hemen önce işte o şeyin yazılarından, çeşitli dergilerde, gazetelerde yazılar şeyin.”

Mahkeme Başkanı: “Yani bu yazıları okuyan örgüt yöneticileri oturup aa bak bunun örgüt ismi Ergenekon’muş mu dediler?”

Tanık Semih Genç: “Kesin bir şey değil, mesela o Celal Kazı Dağlı mıydı şeylen.”

Mahkeme Başkanı: “Kazdağlı.”

Tanık Semih Genç: “He onun bir kitabı vardı, ilk orada okumuştuk, ondan sonra sohbet et… oradaki tartışmadan hani böyle bir örgütlenme olduğunu, hatta böyle bir örgütlenmenin işte bu bizim Kontra Gerilla, Ergenekon dediğimiz örgütlenmenin adının bu olduğunu söylüyor, diye söyledik. Ama kesin bir teşhis koymadık, çünkü daha öncede de Talat Turan’ın çeşitli kitapları vardı, ondan sonra burada ise daha çok yani seferberlik tetkik kurulu yazı özel harp dairesi ondan sonra Kontra Gerilla olarak hep adlandırıyorduk biz buraya.”

Mahkeme Başkanı: “Evet, bu Necmi Suna’nın ilk başta dediniz ki devrimci düşüncesi olan bir kişi bize yardımcı oldu gibi düşündünüz. O günkü şartlarda, sonradan da bunun işte bu derin yapılanmanın içinde olacağını fark etme şeklinde bir söyleminiz oldu. Yani bu söylemi ne zaman tekrar edersek ne zaman başladı bu söyleminiz, yani biz bunu bizim arkadaşımız, bizim örgüttaşımız, bizim fikirdaşımız gibi düşünüyorduk ama bu farklıymış söylemi ne zaman oldu?”

Tanık Semih Genç: “Benim kendi düşüncem bu.”

Mahkeme Başkanı: “Kendi kendine.”

Tanık Semih Genç: “Örgütün öyle nasıl düşündüğünü hala bilmiyorum, ama benim ilk düşüncem o Hüseyin Koç diye Dev Genç içinde çalışan öğrencinin bize tavsiyesiyle aldık.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam orasını anladık da bu sonradan bunu dediniz ya.”

Tanık Semih Genç: “Evet ondan sonra, ondan sonra ben daha sonra.”

Mahkeme Başkanı: “Sonra he, sonranın tarihi.”

Tanık Semih Genç: “Bu şeyler örgütün merkezi, Belçika’da yakalanan merkezi operasyondaki belgeleri, o Ergenekon belgeleri.”

Mahkeme Başkanı: “O belgeleri siz gördünüz mü, okudunuz mu?”

Tanık Semih Genç: “Okudum.”

Mahkeme Başkanı: “Değerlendirdiniz mi?”

Tanık Semih Genç: “Okudum.”

Mahkeme Başkanı: “Neler içeriyor, genel olarak mesela bu Türkiye’nin son 20 yılına, 30 yılına ait olan belgelerden hatırınızda kalan, önemli gördüğünüz.”

Tanık Semih Genç: “Ya şu, bu son 90’dan sonraki süreçte daha çok şeyler.”

Mahkeme Başkanı: “Mesela, mesela bir Gazi olayları, bir Sabancı cinayeti.”

Tanık Semih Genç: “Şeyde şey var, bunlarla ilgili benim de adım geçtiği için çeşitli yerlerde ifademe başvuruldu polis tarafından, çünkü o dokümanlar Belçika’dan herhalde Türkiye’ye verilmiş.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Tanık Semih Genç: “Çok çeşitli kişilerle ilgili değerlendirmeler var ya da benim örgüte yolladığım değerlendirmeler var.”

Mahkeme Başkanı: “Mesela bu değerlendirmelerin içerisinde şu anda bizim huzurda yargıladığımız duruşma salonunda olan veya olmayan dosya sanıklarından veya onların çalıştığı işyerleri olabilir, siyasi parti olabilir, dergi olabilir. Onlar hakkında herhangi bir bilgi, belge var mıydı?”

Tanık Semih Genç: “Yani hepsini okumadığım için bilmiyorum ama ben daha çok benim bildiğim ya da benim çevremde, altımda çalışmış insanlarla ilgili şeylere baktım, onlarla ilgili ifade verdim çünkü onun için genel bütününe şey yapmadım, dokümanların.”

Mahkeme Başkanı: “Yani belgeleri size polis mi okutturdu?”

Tanık Semih Genç: “Polis benim, rapor yazmışım çeşitli insanlarla ilgili.”

Mahkeme Başkanı: “Yoksa bunu yani normal siz devrimci, devrimci düşünceniz olduğu zaman da oturup da.”

Tanık Semih Genç: “Hayır, hayır ben polis.”

Mahkeme Başkanı: “Yönetici olunca mı okudunuz?”

Tanık Semih Genç: “Hayır, hayır sonradan, sonradan bunlar şey yapılmış Türkiye’ye Belçika polisi tarafından gönderilmiş ve polis de benim de bunun içinde raporlarım var, yazılarım var, değerlendirmelerim var bölgeler olarak çalıştığım.”

Mahkeme Başkanı: “Bu konuda ne diyorsunuz diyor?”

Tanık Semih Genç: “He onlarla ilgili, o bölümleri okudum, hepsini okumadım.”

Mahkeme Başkanı: “Yani sizinle ilgili bölümleri, hepsi değil de.”

Tanık Semih Genç: “Evet benim ve benim altımda, yanımda çalışan insanlarla ilgili hepsini değil.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam, bu Ergenekon terör örgütü şemasını hiç gördünüz mü?”

Tanık Semih Genç: “Hayır görmedim.”

Salonda söz almadan konuşanlar oldu: “Gösterelim.”

Mahkeme Başkanı: “Bir size göstersek bu konuda bir değerlendirme yapabilir misiniz, ben size göndersem?”

Tanık Semih Genç: “Olur ama bilmediğim için.”

Salonda söz almadan konuşanlar oldu anlaşılamadı.

Mahkeme Başkanı: “Pardon yanlış kelime kullandım doğru.”

Tanık Semih Genç: “İddia edilen.”

Mahkeme Başkanı: “Yok bu Mehmet Zekeriya Öztürk kendisi hazırlatmış veya.”

Tanık Semih Genç: “He.”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk söz almadan konuştu: “Davanın (bir iki kelime anlaşılamadı) klasörleri içerisinde (bir iki kelime anlaşılamadı) DHKP-C’de var.”

Mahkeme Başkanı: “Şu ben size de göstereyim bakmak isterseniz, bir Doğu Bey’e ver, Doğu Bey bir görsün en azından, hani şey en azından ne gönderdiğimiz görünsün diye.”

Sanık Doğu Perinçek: “Hayır hayır biliyoruz zaten, ben esas gizlenen şema zannettim.”

Mahkeme Başkanı: “Yok yok yok onu, tamam şöyle yapalım kameraya yakın gösterebiliyor muyuz onu? En azından şey görünmesi açısından böyle Hasan bir yardımcı ol, şunu kameraya, şu kameraya doğru göster, şöyle yanaştırarak göster. Şöyle yanına git böyle havada pankart tutar gibi tut, he. Bak Ergenekon Terör Örgütü.”

Salonda söz almadan konuşanlar oldu anlaşılamadı.

Mahkeme Başkanı: “Göstereceğim yani ben sizin görmeniz açısından, şimdi bir Doğu Bey’e gösterdik size göstermedik biz de görmek istiyoruz. Tamam, kendisine vermem evet, şu an kendisine bir içeri ver. Evet, bir incelesin evet. Bir tane daha var mı örnek? Mehmet Zekeriya Bey bir örnek daha var mı elinizde, biz de buradan bakalım, içeriye aslını gönderdik, o belgenin bir örneği var mı sizde? Biz de oradan kopya çekelim. Yok diyor dosyadaki şemayı renkli fotokopi çektirmiş gibi algıladım ben. Dosyadaki, dosyada mevcut olan.”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Sayın Başkanım (bir iki kelime anlaşılamadı).”

Mahkeme Başkanı: “Tamam varsa dedim, tamam verildi içeriye tamam, katip arkadaşa söyle de bakınca, bakıyorsunuz değil mi şu anda?”

Tanık Semih Genç: “Evet bakıyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Tanık Semih Genç: “Bakıyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Özellikle altta DHKP-C’den de bahsediyor.”

Tanık Semih Genç: “Evet.”

Mahkeme Başkanı: “Sonra da Mehmet Zekeriya Öztürk Bey’in sorduğu oydu zannediyorum.”

Tanık Semih Genç: “Evet.”

Mahkeme Başkanı: “Sizin örgütte var bunun altında diyor.”

Tanık Semih Genç: “PKK diyor, DHKP-C, Hizbullah.”

Mahkeme Başkanı: “Daha önce bu şemayı görmüş müydünüz?”

Tanık Semih Genç: “Hayır görmedim.”

Mahkeme Başkanı: “Dosya içerisinde veya internetten baktığınızda.”

Tanık Semih Genç: “Yok görmedim, bakmadım, daha çok ben yani bir şeye bakıyordum, DHKP-C’nin ya da sol örgütlerin ondan sonra neleri var, neleri yok, nasıl oluyor, nasıl bitiyor ondan sonra.”

Mahkeme Başkanı: “Yani sizin daha önceki içinde bulunduğunuzu söylediğiniz DHKP-C örgütünü taşeron örgüt olarak burada nitelendirmişler.”

Tanık Semih Genç: “Evet.”

Mahkeme Başkanı: “Yani böyle bir söylem var.”

Tanık Semih Genç: “Evet.”

Mahkeme Başkanı: “Bu konudaki bilgileriniz.”

Tanık Semih Genç: “İşte ben sadece.”

Mahkeme Başkanı: “Listeye göre baktığınızda farklılaştı mı veya?”

Tanık Semih Genç: “Yok yani listeyle ilgili fazla yani genel olarak bir yorum yapamayacağım ben sadece yaşadığım olaylardan, bulunduğum ilişkilerden, benim ilişkide bulunduğum insanların bulunduğu ilişkiler, bağlantılar, eylemler bunların ondan sonra nelere yol açtığını, neler yaptığını şey yaptım, ortaya koydum. Yani onun için böyle bir yapıdan şey böyle bir örgütlenmeden haberim yok yani. Sadece böyle bir şema olduğunu basından duyuyordum ama şey ilk sefer gördüm burada yani PKK, DHKP-C, Hizbullah olduğunu. Hizbullah’ın ondan sonra Ergenekon mu veya neyle ilgili, neyle bağlantısının olduğunu bilmiyorum ama örgütteyken de şimdi, şimdi de Hizbullah’ın Velioğlu kanadının ondan sonra diğer kanattan şey yapılıp izole edilip o kanadı küçültülüp bu kanadı güçlendirip, büyütülüp PKK’lıya, PKK’ya karşı kullanıldığını biliyorum. Bilmekten öte de bizzat beraber PKK’dan itirafçı olmuş insanlarla beraber yattım, bunlar onlarca da devlet adına da eyleme katılmışlar, bunların da orada neler oldu, neler bittiği konusunda aşağı yukarı fikir sahibi oldum, yani o konuda şeyim, düşüncem zaten öyleydi örgüt sırasında da, sonradan da değişmedi aynı.”

Mahkeme Başkanı: “Evet, bu Necmi Suna isimli şahıstan bahsettiniz.”

Tanık Semih Genç: “Evet.”

Mahkeme Başkanı: “Sabahleyin, öğleden sonra da kısmen değindiniz. Şimdi biz.”

Tanık Semih Genç: “Bu Muzaffer Hepçiler’de var, Yakup bilmem ne var, bir kişi daha var üç dört kişi bunlar.”

Mahkeme Başkanı: “Bunun dışında tanıdığınız var mı? Bu Necmi Suna grubu diyelim artık biz.”

Tanık Semih Genç: “Yok, yok sadece gördüğüm var işte bu Erdek’te gördüğüm var, ama birebir şey yaptığım, daha sonra ilişkilerimiz devam ettiği diye bir şey yok. Sadece Necmi Suna vasıtasıyla o şeyden dolayı, olaydan dolayı gördüm.”

Mahkeme Başkanı: “Evet şöyle bir soru var deniyor ki DHKP-C gibi bir örgütün arşiv, kayıt ve dokümanları ile ciddiyeti ve geleneği açıkça belliyken tespit ettikleri tarih olarak 90’lı yılların ortaları olarak işaret edilen Ergenekon Derin Devlet Gladio yapılanması neden örgütün üst düzey tespitine rağmen kayıtlarınıza yazılı olarak geçmemiştir. Böyle bir tespitiniz olmuş muydu?”

Tanık Semih Genç: “Bizim öyle bir tespitimiz var, kayıtlarımız da var, yani ifade farklılığı, şimdi daha çok.”

Mahkeme Başkanı: “Nedir farklılığı?”

Tanık Semih Genç: “Daha çok Gladio ve Ergenekon diyorlar, biz ise eskiden beri hep Kontra Gerilla diyorduk.”

Mahkeme Başkanı: “Yani sizdeki kayıtlar Kontra Gerilla yazıyor.”

Tanık Semih Genç: “Evet, evet.”

Mahkeme Başkanı: “Yani Ergenekon kelimesi.”

Tanık Semih Genç: “Ergenekon veya Gladio demiyorduk, biz derin devleti Kontra Gerilla olarak şey yapıyorduk.”

Mahkeme Başkanı: “Evet, yani bu Ergenekon söylemini de bu okuduğunuz Kazdağlı’nın kitabından sonra.”

Tanık Semih Genç: “Evet, evet.”

Mahkeme Başkanı: “Evet, bir diğer soru da.”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk söz almadan konuştu anlaşılamadı.

Mahkeme Başkanı: "Anlaşılmış evet, bu soruyu sormayalım dedi denildi. Doğu Bey bir sorumuz var demiştik, ara kararımız gereğince size söz hakkı veriyorum, buyurun, buyurun, buyurun.”

Sanık Doğu Perinçek söz istedi verildi: “Efendim tanığa soruyoruz DHKP-C’nin siyasetlerinde İşçi Partisi ve Doğu Perinçek dost örgüt müydü yoksa düşman örgüt müydü DHKP-C’ye göre?”

Mahkeme Başkanı: “Yani.”

Sanık Doğu Perinçek: “DHKP-C.”

Tanık Semih Genç: “Anladım.”

Mahkeme Başkanı: “İşçi Partisi mi diyelim, Aydınlık.”

Sanık Doğu Perinçek: “İşçi Partisini ve Doğu Perinçek’i ve Aydınlık’ı dost olarak mı görüyordu düşman olarak mı?”

Tanık Semih Genç: “Dost görmüyordu, düşman derken de yani devletin ya da diyelim ki polisi vesairesi şeklinde değil ama dost görmüyordu. Şeyi de yoktu yani, hiçbir dostluğu da yoktu, geçmişten bu yana da hep bir sürü kavgamız, silahlı sopalı vesaire kavgamız olmuştur yani hiç öyle bir yakınlığımız olmadı.”

Sanık Doğu Perinçek: “Olmadı.”

Mahkeme Başkanı: “Yani bu kavganın sebebi görüş farklılığı mı?”

Tanık Semih Genç: “Görüş farklılığı, evet görüş farklılığı.”

Sanık Doğu Perinçek: “DHKP-C’nin bu bahsettiğiniz silahlı, sopalı uygulamaları Aydınlıkçılara karşı olmuş mudur?”

Tanık Semih Genç: “Aydınlıkçıların da DHKP-C, Dev Sol’a karşı olmuştur. Dev Sol’un da Aydınlıkçılara karşı olmuştur.”

Mahkeme Başkanı: “Karşılıklıdır yani.”

Sanık Doğu Perinçek: “Evet, hiç DHKP-C’nin İşçi Partisine herhangi bir şekilde bir yardımı, dostluğu, işbirliği böyle bir.”

Tanık Semih Genç: “Olmaz.”

Sanık Doğu Perinçek: “Bilginiz var mı?”

Mahkeme Başkanı: “Olmazmış.”

Tanık Semih Genç: “Olmaz.”

Sanık Doğu Perinçek: “Bedri Yağan’ı kim öldürttü?”

Tanık Semih Genç: “Bedri Yağan’ı kim öldürttüğünü onu bilemiyorum ama bildiğim kadarıyla Bedri Yağan çok açık ilişkiler içinde İstanbul’a eylem yapmaya geldi, öldürüldü.”

Mahkeme Başkanı: “Kim adına eylem yapıyor?”

Tanık Semih Genç: “Tabi ki baştan beri de polis.”

Mahkeme Başkanı: “Eylemi kim adına yapacakmış?”

Tanık Semih Genç: “Hangi eylemi?”

Mahkeme Başkanı: “Hani eylem.”

Tanık Semih Genç: “Dev Sol adına.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam.”

Tanık Semih Genç: “O zaman Dev Sol olarak kendilerini görüyorlardı, kendileri biz esas Dev Sol diyorlardı, ondan sonra zaten devamlı.”

Mahkeme Başkanı: “Öldüren kim?”

Tanık Semih Genç: “O zaman şeyde neydi İstanbul Terörle Mücadelede artık veya özel harekat timleri operasyon yapıp, istihbaratı yapıp öldürdüler.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Tanık Semih Genç: “Onlarda zaten eylem yapmaya gelmişlerdi buraya, ondan sonra artık hangi nedenden dolayı devlet onların tasfiye edilmesini istedi ki ortadan kaldırdılar.”

Mahkeme Başkanı: “Evet kal…”

Sanık Doğu Perinçek: “Peki Bedri Yağan’ların öldürülmesine DHKP-C’den iştirak edenler veya yardımcı olanlar oldu mu?”

Mahkeme Başkanı: “Destek olanlar.”

Sanık Doğu Perinçek: “Bu konuda bir bilginiz var mı?”

Tanık Semih Genç: “Bir bilgim yok ama.”

Sanık Doğu Perinçek: “Peki.”

Tanık Semih Genç: “Olmadı da, olmaz da eğer zaten DHKP-C kendisi görseydi o zaman DHKP-C değildik biz de, DHKP-C kendisi görseydi zaten onlar da aynı şeyi yaparlardı, çünkü hakkında ölüm kararı çıkmıştı.”

Sanık Doğu Perinçek: “Evet, Sol içi şiddet uygulanmasında sizce yani hayatınızda bu tür tecrübeler, bilgiler, bulgulara rastladınız mı? O derin devlet dediğiniz veya Gladio denen örgütün Sol içi şiddette birbirini vurma, kırmada bir rolü olmuş mudur?”

Tanık Semih Genç: “Gladio denen.”

Mahkeme Başkanı: “Gladio ilgisiyle diyorsunuz değil mi?”

Tanık Semih Genç: “Gladio Kontra, olmuştur tabi.”

Sanık Doğu Perinçek: “Veyahut da sizin Kontra, olmuştur.”

Tanık Semih Genç: “Ama benim tabi ki ben onu ayrı değerlendiriyorum şahsi görüşüm.”

Sanık Doğu Perinçek: “Evet.”

Tanık Semih Genç: “Ben 1900, örgüt de o zaman öyle değerlendiriyordu, 1945’ten son… şey 50’den sonraki süreçte 1990’lara kadar tamamen Amerikancı bir Gladio yapılanması olduğunu, yani Gladio denen yapılanması olduğunu, 90’dan sonraki süreçte ise Amerika’nın ve Türkiye’nin değişime, Amerika’nın talepleri doğrultusunda değişime evrilince, bazı güçleri de tasfiye etmek isteyince, bunlara direnen güçleri de tasfiye etmek isteyince geçmişte o yapının içinde olmuş veya olmamış kişilerin politika ayrılığından dolayı ayrı bir kendi yapılarını kurmaları ve bu gidişatı tersine çevirmeleri için çaba göstermeleri olarak görüyorum.”

Sanık Doğu Perinçek: “Evet demin ifadenizde bu Kontra Gerilla’ya alet olan bazı sol örgütlerin adını saydınız, tutanaklara daha net olarak geçmesi bakımından bunu tekrar edebilir miyiz?”

Tanık Semih Genç: “Hangisi?”

Mahkeme Başkanı: “Hangileri.”

Sanık Doğu Perinçek: “Yani Kontra Gerilla’nın aleti.”

Mahkeme Başkanı: “Olanlar.”

Sanık Doğu Perinçek: “Olan bazı sol örgütlerden bahsettiniz, hatta isimlerini de saydınız.”

Tanık Semih Genç: “Evet.”

Sanık Doğu Perinçek: “Bunu bir kere daha sayabilir miyiz?”

Tanık Semih Genç: “Tabi ben kendi düşüncem olarak şeyin Kontra Gerilla’nın, şeyin derin devletin özellikle işte bu saydığım olaylarda benim yaşadığım, bizzat yaşadığım olaylarda.”

Sanık Doğu Perinçek: “Evet, evet, evet.”

Tanık Semih Genç: “Ondan sonra bu 90, 92 dönemindeki suikastları, Sabancı olayı.”

Sanık Doğu Perinçek: “Evet.”

Tanık Semih Genç: “Hatta şimdiki.”

Mahkeme Başkanı: “Ya DHKP-C alet olmuş mu?”

Tanık Semih Genç: “Polis, polis olayları anlatıyorum, polis olayları bir özellikle bizim alet olduğumuzu, manipüle edildiğimizi.”

Sanık Doğu Perinçek: “Evet.”

Tanık Semih Genç: “En azından öyle olduğumuzu, TİKKO’nun, MLKP’nin aynı şekilde manipüle edildiğini, kullanıldığını şey yapıyorum, düşünüyorum yani.”

Sanık Doğu Perinçek: “Evet peki yani siz üç örgütten bahsediyorsunuz.”

Tanık Semih Genç: “Fazla da olabilir.”

Sanık Doğu Perinçek: “Evet.”

Tanık Semih Genç: “Ama şimdi eskiden birçok siz de biliyorsunuz birçok sol örgüt vardı.”

Mahkeme Başkanı: “Tabi görgüye dayalı bilginiz yoksa.”

Tanık Semih Genç: “Birçoğu geri çekildi.”

Sanık Doğu Perinçek: “Evet.”

Tanık Semih Genç: “Daha çok şu anda gündemdeki olanları ifade ediyorum.”

Sanık Doğu Perinçek: “Evet, peki sizin bu tecrübeleriniz içinde tamamen somut bulgulara, bilgilere dayanarak hiç Kontra Gerilla’ya İşçi Partisinin Aydınlık’ı veya Doğu Perinçek’in manipüle edildiği, alet edildiği şeklinde bir eylem, bir bilgi, bulgunuz var mı?”

Mahkeme Başkanı: “Öyle bir bilgi geldi mi?”

Sanık Doğu Perinçek: “Yani şu olayda, şu olayda demin üç örgüt saydınız, DHKP-C, TİKKO ve MLKP dediniz, aynı bu örgütler gibi İşçi Partisi, Doğu Perinçek veya Aydınlıkçıların bu bahsettiğiniz Kontra Gerilla örgütü tarafından manipüle edildiği, yönlendirildiği şeklinde hiçbir bulguya, bilgiye, eyleme rastladınız mı?”

Tanık Semih Genç: “Geçmişte ilk önce şeyi söyleyeyim, hani TİKKO, MLKP ve DHKP-C’yi neden söylüyorum? DHKP-C’yi anlattım, TİKKO’yu özellikle dağda kalmıştım, dağda kaldığım süreçte artık iyicene TİKKO tarafından da tescillenmiş örgütün genel sekreterliğini yapan Laz Nihat diye bir şahsın, örgütün genel sekreteri daha sonra MKP içinde de var. Biraz, bizzat örgütün şey yaparak, (bir iki kelime anlaşılamadı) tasfiye ederek Tokat’ta bizzat kendisi öldürerek örgütün genel sekreteri oluyor. Artık polisle mi, MİT’le mi, derin devletle mi ilişkileri olduğunu açığa çıktı, buradan.”

Mahkeme Başkanı: “Bu TİKKO ile ilgili olan örneğiniz değil mi?”

Tanık Semih Genç: “Evet, 40, 50 ki… 40 kişiye yakın da şey yaptılar, öldürdüler, daha sonra şu anda da hala sekreterliğini yapan Kemal Kutan’ın da öyle şaibeler içinde olduğunu bahse… şey konuşulur dağda. Aynı şekilde MLKP’nin de öyle, bunları bildiğim için anlattım.”

Mahkeme Başkanı: “MLKP ile ilgili bilginiz nedir?”

Tanık Semih Genç: “Yani o, o dönemde de şeyin de MLKP içinde özellikle merkez komite düzeyinde bir kısmını Doğu Bey’de tanır, şey, şeyden dolayı eski halkın yolu DHB kökenli bunlar bir kısmı aydınlıkçı olmuşlardı. Ziya Ulusoy var mesela, İbrahim Çiçek var, örgütün merkez komitesi üyesi olup da bir insan 5 sefer toplantı dokümanlarla birlikte 8 senede 5 sefer girip çıkıyorsa tabi ki ister istemez insan bir düşünceye varacak.”

Mahkeme Başkanı: “He siz girip çıkmasından dolayı böyle düşünüyorsunuz.”

Tanık Semih Genç: “Girip çıkması değil, bende girip çıktım, girdiğim zaman en az bir on sene, sekiz sene hep böyle yattım, firar etmediğim müddetçe.”

Mahkeme Başkanı: “Yani onlar çok az girdiler, kaldılar.”

Tanık Semih Genç: “Yani şimdi bir sürü dokümanlarla yakalanıp çıkarsan ondan sonra bir sürü farklı farklı eylemler içinde bulunabilirsen, işte o gazi olaylarından filan bahsedildi geçmişte. Bu ilişkiler içinde olması ister istemez ona yol açtı, şeye gelirsem de Aydınlık’la ilgiliyse.”

Mahkeme Başkanı: "Hım evet bizzat soruyla ilgili.”

Tanık Semih Genç: “Ben bizzat tanık olmadım ama 80 döneminde tanık olduğum olay kendimin o zaman, yani bunu o zaman da yanlış görmüştüm, şimdi de yanlış görüyordum. Ondan sonra özellikle sahte sol adına yapılmış, bizleri de özellikle kahvelerimizi vesairesinin adreslerini, isimlerini ideolojik olarak karşı olduklarından dolayı bunu yapmalarını tasvip etmedim.”


Yüklə 1 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin