13. AĞIr ceza mahkemesi ( tmk 10 maddesi İle yetkiLİ ) duruşma tutanağI



Yüklə 0,75 Mb.
səhifə4/7
tarix28.08.2018
ölçüsü0,75 Mb.
#75274
1   2   3   4   5   6   7
Duruşmaya kısa bir ara verildi.

Duruşmaya kaldığı yerden devam olundu.

Sanık Veli Küçük yeniden huzura alındı.

Tanık Hüseyin Oğuz eski kimliği ve yemini tahtında yeniden huzura alındı.

Doğrudan soru sorma işlemine devam olundu.

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Mahmut Yıldırım’ı sormuştum biraz önceki oturumda, Yeşil kod adlı, bu kişinin Kontra Gerilla elemanı olduğu yönünde bilginiz var mı?”

Mahkeme Başkanı: “Mikrofona konuşun verelim bir dakika.”

Tanık Hüseyin Oğuz: “Onun sadece Sayın Savcım iyi bir tetikçi olduğunu biliyorum, ama o şekildeki soru içerisinde bilemiyorum yani, JİTEM’de iyi bir tetikçi, daha sonra da MİT’in kanadında tetikçi olduğunu biliyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu kişinin Şemdin Sakık’la bir irtibatı olup olmadığı konusunda bir bilginiz var mı?”

Tanık Hüseyin Oğuz: “Onu şöyle açayım, Zahit Engin diye bir Elazığ Karakoçan bölük komutanıyken daha sonra JİTEM’de çalışan 93 yılındaki bu 33 erin şehit olayından önce Bingöl Genç Hadin Arı olayı var. Kamuoyunda pek üzerinde durulmadı o çok önemli bence bir olay. Çünkü Hadin Arı.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kimdir bu?”

Tanık Hüseyin Oğuz: “Bingöl Genç MHP İlçe Başkanı, bir tezgahla bir köye çekiliyor, pusuda özellikle arabadan indirilip öldürülüyor. Bu esnada da Mahmut Yıldırım bu 33 erden 1 gün önce olan bir hadise, önemli diye ben onu anlatıyorum. Çünkü o yıllarda Mahmut Yıldırım kendisine telefon ediyor, diyor ki Zahit Engin’e şeyden ötürü, parmaksız Zeki Şemdin Sakık’tan için, bölgede dolaşıyor. Ne yapmamız gerekir şeklinde onunla konuşuyor, ama Zahit Engin ile tanıştığını biliyorum, çünkü JİTEM’de çalışıyordu. Daha sonra kendisi bu olayı biliyor, yani 33 er olayını.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Zahit Engin mi biliyor?”

Tanık Hüseyin Oğuz: “Zahit Engin’le konuşuyor kendisi, bu istihbarat birimlerinde var ve 33 erin perde arkasında o yıllarda alay komutanım halen sağ, İstanbul’da yaşıyor. Yaşar Ercan’da da dosyalar var, bu sadece Can Dündar’ın programına çıkmıştı o evrakları açıklamıştı. Yani olayın perde arkasını açıklamıştı, orada da ben hep Yeşil muamması diyorum. Perde arkasında Yeşil’in olduğunu hep konuşuluyordu.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani o 33 er şehit edilirken arkada izliyordu şeklinde bir beyanınız olmuş.”

Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Onun için sordum.”

Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet, bir gün öncesi zaten olaylar başlıyor. O Hadin.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yeşil o bölgede yani o sırada.”

Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet, Bingöl bölgesinde zaten o gün Yeşil, Bingöl kiminle Doğru Yol İl Başkanıydı, daha sonra Ak Parti’den milletvekili oldu. Fevzi Berdibek’in yanında olduğunu duymuştum. Ve onunla ilişkili olduğunu biliyorum, yani şey.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani 33 er şehit edilirken o bölgede miymiş?”

Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet o Bingöl.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani yakın bir yerde miymiş?”

Tanık Hüseyin Oğuz: “Genç bölgesinde.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Genç bölgesinde.”

Tanık Hüseyin Oğuz: “Zaten orası Sayın Savcım yakın Lice, Genç o yolda şehit edilen o 33 erimiz yakın zaten, Genç’in.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”

Tanık Hüseyin Oğuz: “Bir tek karakolu var yolun üzerinde, ben bölgeyi bilerek konuşuyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Anladım. Veli Küçük ile Mahmut Yıldırım’ın ilişkisi olduğu yönünde somut bir bilginiz var mı?”

Tanık Hüseyin Oğuz: “JİTEM’de çalıştı uzun müddet Mahmut Yıldırım, Veli Küçük’te JİTEM’de komutanlık yaptı. JİTEM’de çalışıp da Mahmut Yıldırım’ı tanımayan hiçbir kimse olmaz ki. Ben bile JİTEM’de çalışmamama rağmen Mahmut Yıldırım’ın JİTEM’in bünyesinde çalıştığını biliyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yeşil’in sınırdaki uyuşturucu trafiğini kontrol ettiği yönünde bir bilginiz var mı?”

Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Nedir o konuda ne biliyorsunuz?”

Tanık Hüseyin Oğuz: “Şimdi JİTEM’de çalışmış daha sonra da rahatsızlıktan dolayı yani şöyle rahatsızlıktan dolayı Sayın Savcım onların o kirli ilişkilerini pis ilişkilerini tanık olan Tamer Nevşehirli 87 mezunu Yiğit diye bir astsubay kardeşimiz Malatya’dayken benim yanıma gelmişti. Hatta basında da çok resmi çıkan bir dürüst bir astsubay kardeşimiz ayağında da halen mermi var. Gümrükte kaçakçılık olaylarını ilk el koyanlardan bir tanesi o sürekli olarak JİTEM’in kaçakçılık yaptığını anlatıyordu bana bilmiyorum emekli mi oldu meslekte mi Tamer Yiğit diye 87’li Nevşehirli bir astsubay o da anlatıyordu.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Siz ondan duydunuz?”

Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet bana söylemişti benim yanımda çalışmıştı çünkü.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yine sizin Takvim Gazetesine vermiş olduğunuz bir mülakatta şöyle deniliyor sizin hakkınızda Yeşil 10, 12 yıl önce şu anda Ergenekon tutuklusu olan Veli Küçük ile buluştu Küçük ve Yeşil birlikte Çeçenistan’a gitti amaçları isyancı Çeçenleri bulup Türkiye’ye getirtmek ve olay çıkartmaktı. Derin bir yapılanma tarafından konulan Yeşil Susurluk’un artıklarıyla hala görüşüyor. Mesut Yılmaz’a düzenlenen saldırı planını da Yeşil yapmıştı. Yeşil’in Oğlu Murat Yıldırım ise 10 ay önce yanıma geldi babam itirafçı olmak istiyor yardım et dediği ancak bir daha kendisini görmedim Mevlüt Yüksel tarafından yapılmış bir haber bu Takvim Gazetesine siz mi bu mülhakatı verdiniz?”

Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet o şimdi.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bunlar doğru mudur?”

Tanık Hüseyin Oğuz: “Ben sadece Murat’la ilgili konuyu söylemiştim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Diğer Çeçenistan konusundan bahsediyor.”

Tanık Hüseyin Oğuz: “Yo ondan bilgi sahibi değilim yani o kendi eklemiş olabilir ama Murat’la da az önce arz ettiğim gibi devrede insanlar vardı ben görüşmek istemedim kendisiyle çünkü Ankara’da da görüşsem Ankara’da Mahmut Yıldırım’ın irtibatlı olduğu Aytekin Özen olduğunu biliyorum ve eski JİTEM’de çalışmış olan General Zinner kod Alaettin Kanat’ın da orada olduğunu biliyordum o yıllarda ilişkili olduklarını çünkü Cem Ersever’in yaşamış olduğu bir tuzağı yaşamak istemiyordum bu nedenle kabul etmedim Sayın Savcım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Anladım. Sizin yine ifadeniz sırasında sabahleyin Albay Dursun Ali Kıvrak’tan bahsettiniz.”

Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kimdir bu şahıs siz kendisiyle görüştünüz mü?”

Tanık Hüseyin Oğuz: “Hayır görüşmedim ismen biliyorum tanıyorum kendisini.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Nereden tanıyorsunuz?”

Tanık Hüseyin Oğuz: “Jandarma Teşkilatı küçük dedim ya efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Jandarma.”

Tanık Hüseyin Oğuz: “Ben onu okuldan tanıyorum bizim Jandarma Astsubay okulunda biz öğrenciyken orada öğretmendi o oradan biliyorum bizim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu kişinin Uğur Mumcu’yla diyalogu nedir, bu konuda ne biliyorsunuz?”

Tanık Hüseyin Oğuz: “Efendim Sayın Savcım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Durmuş Ali Kıvrak’la Uğur Mumcu arasında herhangi bir diyalog olup olmadığı konusunda bilginiz var mı?”

Tanık Hüseyin Oğuz: “O istihbarat birimlerinde çok konuşuluyordu yalnız Durmuş Ali Kıvrak hiç konuşmadı bunun haricinde bizim meşhur JİTEM’in kaçırdığı kendi personelimizin eşleri de var onu hiç yani söylemek dahi istemiyorum aslına bakarsanız. O Durmuş Ali Kıvrak da bu korktuğunu biliyorum yani konuşma o nedenle konuşmadığını biliyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani hangi konuda bilgi sahibi de konuşmuyor yani siz ne biliyorsunuz bu kişiyle ilgili?”

Tanık Hüseyin Oğuz: “Rahmetli Uğur Mumcu’yla Eşref Bitlis’in görüştüğünü tanık olduğunu duymuştum ben çünkü.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kimden duydunuz?”

Tanık Hüseyin Oğuz: “O zamanki karargahta gittiğimde bu Yüksekova Çetesinden sonra ben karargaha çağrılmıştım 96’da ismini vermek istemiyorum yalnız bir albayımız vardı onun eşini de kaçırmıştı JİTEM. O zamanlar 24”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Nerede görev yapıyordu?”

Tanık Hüseyin Oğuz: “Genel Komutanlıkta görev yapıyordu çok muhterem bir insandı kendiside eşinin JİTEM’ciler tarafından kaçırılıp kendisini mağdur ettiklerini söylemişti ben söylemeyim izin verirseniz onu yani kimse de yüklenmesin çünkü çok önemli, çok sevdiğim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani bir JİTEM’de en fazla başındaki adam albay sizin bahsettiğiniz komutanın rütbesi neydi?”

Tanık Hüseyin Oğuz: “Albaylıktan emekli oldu bahsettiğim insan.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “O da albay, emekli olduktan sonra mı eşini kaçırdılar, görevdeyken mi?”

Tanık Hüseyin Oğuz: “Hayır görevdeyken.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kaç yılıydı tam yılını (bir kelime anlaşılmadı).”

Tanık Hüseyin Oğuz: “Binbaşıydı ben görüştüğümde o yıllarda 96’da binbaşıydı.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Binbaşıydı Genel Komutanlıkta görev yaptığını sırada.”

Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet Genel Komutanlıkta görüştüm.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ankara’dan mı kaçırıldı eşi?”

Tanık Hüseyin Oğuz: “Onu bilemiyorum tam detayını bilemiyorum kaçır…”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ne için anlattı bunu?”

Tanık Hüseyin Oğuz: “Bana şundan anlattı ben Susurluk Komisyonundan sonra Yeşil’i ilk açıkladığımda.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”

Tanık Hüseyin Oğuz: “Kendisi de astsubay kısmında yemek yemedim zaten kendisi subay kısmına almıştı, Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Daire Başkanlığından 24 numaralı klasörü çekip Yeşil’in orada Ahmet Demir olarak kayıtlı olduğunu ilk gösteren kişiydi. Ve oradaki İş Bankasına gelen İstanbul’dan gelen para makbuzlarını göstermişti ama kim gönderdi bilemiyorum o basında çıkmıştı yalnız o para makbuzları Ahmet Demir üzerine gelen makbuzlar.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yine ifadeniz sırasında şöyle bir beyanda bulundunuz JİTEM’in örtülü ödeneğinden bar ve pavyonlara gidilip eğlenildiği konusunda bilgi sahibiyim dediniz.”

Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet Diyarbakır’da yapılan sistem.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu konuda somut bilginiz nedir, hangi yıllarda ne şekilde gördünüz?”

Tanık Hüseyin Oğuz: “Şimdi 90’lı yıllarda JİTEM’in önüne geçilemiyordu Sayın Savcım özellikle 92, 93, 94, 95 o yıllarda onların direkt Jandarma Genel Komutanlığından ödenekleri vardı. İl jandarmadaki istihbarat şubelerinin belirli bir standardı vardı bölge komutanlığından sadece ödenek ayrılıyordu. Ama onlarda öyle değildi sonsuz bir harcamaları vardı o nedenle onu söylemiştim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani böyle eğlenirken gördünüz mü onları yani?”

Tanık Hüseyin Oğuz: “Yo ben beraber olmadım ama söylenenlere istinaden söylüyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Duyduklarınızı söylüyorsunuz. JİTEM içerisinde yıldız timi, bıçak timi vesaire gibi timlerden bilginiz var mı?”

Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet daha son… ben JİTEM’i olarak biliyordum ama bu timleri de duyduğum zaman bunlar nasıl timler diye hiç araştırma ihtiyacını duymadım çünkü infaz timi olarak duymuştum ben onları mesela bıçak tim, Mardin Bölgesinde, Hançer timi de Şırnak bölgesinde söylüyorlardı bunlar yasadışı adam kaçırıp öldürdüklerini JİTEM’in bünyesinde bir tim olduğunu duymuştum ama şimdi faaliyetteler mi bilmiyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yine sizin beyanlarınız arasında 1992 yılında Amerikalı.”

Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bir ayağı topal emekli bir albay siyah bir çanta dolusu C4 ile geldi.”

Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bunu 13 kilo olarak beyan ettiniz.”

Tanık Hüseyin Oğuz: “13 kilo olarak söylüyorum evet. 12 değil, 14 değil.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu konuda yani Aytekin Özen’le Yeşil’e verdiği şeklinde.”

Tanık Hüseyin Oğuz: “Cem Ersever.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Cem Ersever’e mi verildi bu?”

Tanık Hüseyin Oğuz: “Cem Ersever’le beraber yanlış.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Mustafa Özer olayında denendi diyorsunuz.”

Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet ilk eylem orada yapıldı zaten.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu kimdir yani Amerikalı olan topal olan.”

Tanık Hüseyin Oğuz: “Kuzey Irak’tan geldiğini ben.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Emekli subay.”

Tanık Hüseyin Oğuz: “Kuzey Irak’tan geldiğini bir ajan olarak yaptığım araştırmada öğrendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “İsmini öğrenebildiniz mi?”

Tanık Hüseyin Oğuz: “İsmini öğrenemedim Sayın Savcım ama.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ne şekilde gelmiş yani sınırdan ne şekilde (bir kelime anlaşılmadı).”

Tanık Hüseyin Oğuz: “7. Kolordu Komutanlığına geliyor ve.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”

Tanık Hüseyin Oğuz: “7. Kolordu Komutanlığında kendilerine verildiğini bunu bilmeyen bilmiyorum ama JİTEM’de çalışanların hepsi bilir C4 olayı da zaten oradan kaynaklanıyor JİTEM bünyesinde özellikle.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “İlk defa o mu getiriyor 13 kilo C4’ü o mu getiriyor?”

Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet zaten Aytekin Özen de tahrip uzmanı olduğu için sıkıntı çekmiyor onun arabaya yerleştirip patlatmasına.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım sorularım bu kadar.”

Yeniden yapılan tanık yoklamasında tanık Mesut Sezer’in hazır olduğu başka tanığın bulunmadığı.

Tanık Mesut Sezer’in Mersin iline dönmesi gerektiğinden bahsederek ifadesinin alınmasını talep ettiği bu hususta yazılı dilekçe verdiği anlaşıldı.

Mahkeme Başkanı: "Size bazı fotoğraflar göstereceğiz bakar mısınız? Buyurun oturun monitöre gelecek zaten.”

Tanık Hüseyin Oğuz: “Levent Ersöz.”

Mahkeme Başkanı: “Mikrofona konuşur musunuz?”

Tanık Hüseyin Oğuz: “Bu Levent Ersöz.”

Mahkeme Başkanı: “Evet şu anda ekranda gördüğünüz sanık Levent Ersöz.”

Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”

Mahkeme Başkanı: “Tanır mısınız kendisini?”

Tanık Hüseyin Oğuz: “Ben kendisini duymuştum bunun yerine Hami Çakır General olacaktı nasıl general olduğunu bilmiyorum Hami Çakır mümtazen terfi eden bir 75’li Türk Silahlı Kuvvetlerinin Jandarma Subayıydı en son bölge komutanlığı yaptı Siirt’ten emekli oldu onun yerine Levent Ersöz General oldu.”

Mahkeme Başkanı: “Hakkında başka bilginiz var mı?”

Tanık Hüseyin Oğuz: “Yok başka bilgim yok.”

Mahkeme Başkanı: “Herhangi bir lakabı var mı Levent Ersöz’ün?”

Tanık Hüseyin Oğuz: “Sarı Levent olarak duyuyorduk biz.”

Mahkeme Başkanı: “Evet kimden duydunuz?”

Tanık Hüseyin Oğuz: “Teşkilat içerisinde Sarı Levent olarak söyleniyordu.”

Mahkeme Başkanı: “Peki.”

Tanık Hüseyin Oğuz: “Tanıyorum zaten Veli Küçük.”

Mahkeme Başkanı: “Evet söyleyin.”

Tanık Hüseyin Oğuz: “Veli Küçük.”

Mahkeme Başkanı: “Evet ismi şu anda ekranda gördüğünüz Veli Küçük.”

Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet Veli Küçük tanıyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Peki.”

Tanık Hüseyin Oğuz: “Arif Doğan’ı çok iyi tanıyorum zaten yayında da karşılaşmıştık evet.”

Mahkeme Başkanı: “Yani şu anda ekranda görünen sanık Arif Doğan tanıdığınızı söylüyorsunuz.”

Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet tanıyorum. Tanımıyorum bu şahsı.”

Mahkeme Başkanı: “Ekranda gördüğünüz sanık Hasan Atilla Uğur idi.”

Tanık Hüseyin Oğuz: “Yok tanımıyorum, tanımıyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Tanımadığınızı söylüyorsunuz evet.”

Tanık Hüseyin Oğuz: “Bunu ben basından tanıyorum çatışmalara girmiş bir üsteğmen olarak duydum sadece basından ama.”

Mahkeme Başkanı: “Evet ekranda gördüğünüz sanık Serdar Öztürk.”

Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet bilemiyorum yalnız.”

Mahkeme Başkanı: “Basından tanıdığınızı söylüyorsunuz.”

Tanık Hüseyin Oğuz: “Dursun Çiçek’i tanıyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Tanık Hüseyin Oğuz: “Ama emrinde çalışmadım bilmiyorum basından tanıyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Evet ekranda gördüğünüz sanık.”

Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet, evet.”

Mahkeme Başkanı: “Basından tanıdığınızı söylüyorsunuz.”

Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet tanımıyorum bu şahsı.”

Mahkeme Başkanı: “Evet ekranda gördüğünüz sanık Hayrettin Ertekin tanımadığınızı söylüyorsunuz bu şahsı.”

Tanık Hüseyin Oğuz: “Yok tanımıyorum hiç tanımıyorum bu şahsıda hiç görmedim.”

Mahkeme Başkanı: “Evet bu sanık bu şahısta Abdülmuttalip Tonçer.”

Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Tanımadığınızı söylüyorsunuz.”

Tanık Hüseyin Oğuz: “İbrahim Şahin’i tanıyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Evet nereden tanıyorsunuz?”

Tanık Hüseyin Oğuz: “İbrahim Şahin’i ben önceden tanıyorum Susurluk sürecinde bana sorulan bir soru vardı İbrahim Şahin diye sordular ben dedim ki o zamanki zaten Susurluk tutanaklarında da var İbrahim Şahin ufak dedim daha yukarı bakın demiştim. Yani İbrahim Şahin’in üstündekileri sorgulanması gerekiyor demiştim.”

Mahkeme Başkanı: “Evet ekranda gördüğünüz sanık İbrahim Şahin.”

Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”

Mahkeme Başkanı: “Tanıdığınızı söylüyorsunuz.”

Tanık Hüseyin Oğuz: “Tanıyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Bir yüz yüze görüşmüş, telefonla görüşmüşlüğünüz var mı?”

Tanık Hüseyin Oğuz: “Hayır, hayır hiç beraber bir operasyona da katılmış değilim tanımıyorum öyle. Bunu tanımıyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Evet ekranda gördüğünüz sanık Mehmet Fikri Karadağ tanımadığınızı söylüyorsunuz.”

Tanık Hüseyin Oğuz: “Yok tanımıyorum o da tanımaz beni. Bunu da hiç tanımıyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Evet ekranda gördüğünüz sanık Mustafa Levent Göktaş tanımadığınızı söylüyorsunuz.”

Tanık Hüseyin Oğuz: “Yok tanımıyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Evet. Veli Bey buyurun.”

Sanık Veli Küçük söz istedi verildi: “Sayın Başkanım avukatım gerekli soruları soracak ancak ben bir konuya çok burada maddi gerçeğin ortaya çıkması lazım.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam bizim amacımız o zaten buyurun.”

Sanık Veli Küçük: “Bir sabahtan beri bir konunun üzerine düşüldü bakın ben Jandarma İstihbarat Gruplar Komutanı olarak Jandarma Genel Komutanlığı emrinde görev yaptım ve bütün Türkiye’deki Jandarmada İstihbarat Birimleri bir süre bana bağlıydı Edirne’den Hakkari’ye kadar. Ben Jandarma İstihbarat Gruplar Komutanıydım İstanbul’da, Ankara’da Mersin’de, Adana’da, Van’da, Diyarbakır’da, Ağrı’da neredeyse gruplar bana bağlıydı.”

Mahkeme Başkanı: “Evet görevi yeriniz Ankara’da mıydı?”

Sanık Veli Küçük: “Görev yerim Ankara merkezdi.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Sanık Veli Küçük: “Ama bütün Türkiye’den sorumluydum. Ayrıca o gruplara da o grup komutanlıklarına da bağlı timler vardı. Grupların başında binbaşılar, yarbaylar vardı, benim Ankara’daki karargahımda yarbay vardı, yardımcım, binbaşılar vardı. Onların astsubayları vardı, uzman çavuşları vardı yuva başları istihbarat elemanları. Şimdi Savcı Bey dedi ki, çok ilginçtir dedi, bu dedi Ergenekon dedi 99’da yazılan bak dedi bir kitap var dedi o kitap da dedi bu Ergenekon JİTEM’den başlamış dedi, o kitabı yazanı da Savcı biliyor Ümit Oğuztan, onu sormadı o bıraktı. Şey Tuncay Güney için de zaten ne yaptığını bilmiyoruz ama ona getirdi.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Sanık Veli Küçük: “Yani bu JİTEM dediğimiz Jandarma İstihbarat Ergenekon’un kurucusudur demek istedi o ayrı konu, o ayrıca hukuki konudan gideceğiz onun üzerine. Şimdi şöyle bir teklifim var bakın JİTEM şu anda sanki JİTEM diye bir şey yok, Jandarma İstihbarat Gruplar Komutanı olarak ben o sizin isimlerini saydığınız kişilerin hepsi benim emrimdeydi onlar dahil, yaptıkları bir hata, bir kusur bir günah varsa hesabını ben vereceğim.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam. Hangi tarihler arasında görev yapmıştınız.”

Sanık Veli Küçük: “Ben bunu.”

Mahkeme Başkanı: “O gruplar komutanlığı?”

Sanık Veli Küçük: “Jandarma Genel Komutanlığına İstihbarat Gruplar Komutanı olarak Veli Küçük ne zaman görev yaptı diye resmen de sorulup gelebilir bende avukatımda söyleyebilir.”

Mahkeme Başkanı: “Buyurun.”

Sanık Veli Küçük: “Ama resmi belge olsun elinizde sorumlusu ben olacağım. Ancak.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam siz hangi tarihler arasında görev yaptığınızı söyleyebilir misiniz?”

Sanık Veli Küçük: “Efenim 91… Zeynep.”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük söz almadan konuştu: “90, 91.”

Sanık Veli Küçük: “90, 91 bir buçuk sene civarında.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam.”

Sanık Veli Küçük: “Ama bakın Sayın Başkanım bu ordu bu asker bu jandarma sizinde Savcının da benimde hepimizin.”

Mahkeme Başkanı: “(bir kelime anlaşılmadı) hepimizin ordusu.”

Sanık Veli Küçük: “Hepimizin.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam (bir kelime anlaşılmadı).”

Sanık Veli Küçük: “Şimdi bu milli orduyu gayri resmi bir kuruluşmuş gibi.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam.”

Sanık Veli Küçük: “İstirham ediyorum hesabını ben vereceğim.”

Mahkeme Başkanı: “Anlaşıldı.”

Sanık Veli Küçük: “Ama JİTEM demesinler, Jandarma bu.”

Mahkeme Başkanı: “Anlaşıldı tamam sorunuz sorunuz var mı?”

Sanık Veli Küçük: “Teşekkür ederim, yok.”

Mahkeme Başkanı: “Yok.”

Sanık Veli Küçük: “Ona soracak bir şeyim yok avukatım sorar.”

Mahkeme Başkanı: “Peki. Bazı sanıkların yazılı soruları var. Onlardan size okumak istiyorum. Sanık Ulaş Özel’in yazılı sorusu var soru dilekçesi var. Bir sorusu şöyle; belirttiğiniz üzere sizde Jandarma İstihbaratta çalıştığınızı ve ayriyeten de birde JİTEM’in olduğunu belirttiniz. İl Jandarma Komutanlıklarındaki Jandarma İstihbarat mı, JİTEM midir İl Jandarma Komutanlıklarındaki Jandarma İstihbarat mıdır, JİTEM midir diye soruyor?”

Tanık Hüseyin Oğuz: “JİTEM değildir, istihbarat şube müdürlüğü emrinde sorgu kısım amirliği yaptım özellikle de basıyorum ancak 84 yılında araştırma sorgulama kursu gördüğümde kriminal narkotik ve istihbarat kursu gördüm o şekilde yanıt veriyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Evet. Sanık Ulaş Özel’in diğer bir sorusu cezaevlerinden alınan itirafçılar alaydaki Jandarma İstihbarat Komutanlığında mı kalırlar ve çalışırlar yoksa JİTEM’de mi çalışırlar diye bir sorusu var.”

Tanık Hüseyin Oğuz: “Ben Malatya İl Jandarma Alay Komutanlığında iken Zeynep Arıkan isim veriyorum ve bunun gibi 4 tane Yılmaz Bukar da itirafçı olmuştu, Seyda Arı’da itirafçı olmuştu bunları ben bizzat Savcının emriyle cezaevinden aldığımda doğru vali yardımcısının yanına gitmiştim Sayın Başkanım ve bunların üzerlerinde kimlikleri yoktu oturmuş olduğum jandarma lojmanını ikametgah gösterdim ve valilik o zamanlar sosyal yardımlaşma dayanışma vakfından kimliklerini çıkartıp ailelerine teslim edip Zeynep Arıkan’ı Albara soyadında Ankara Hasköy Sağlık Ocağında görevli yapan senetle teslim ettim Malatya Atatürk Stadının karşısında petrolün orada. Yılmaz Bukar’ı da annesi gelmişti Silvanlıydı bu genç diğer kişiyi de ben kendim giderim demişti biz il jandarma komutanlığında görev yaparken prosedür bu şekilde hukuk çerçevesinde işliyordu ancak JİTEM’de çalışmış olanlar bu şekilde değildi onlar aldıktan sonra tekrar eline silah verip kendilerinin bünyelerine katıyorlardı.”

Mahkeme Başkanı: “Evet sanık Ulaş Özel’in diğer bir sorusu size göstermek istediğim evraka bakarak JİTEM mi yoksa Jandarma İstihbarat mı olduğuna bakıp söyler misiniz size gösteriyorum Ulaş Özel’in verdiği belgeler.”

Salonda söz almadan konuşanlar oldu, anlaşılmadı.

Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet doğrudur Yılmaz Bukar’ı ben kurtardım.”

Salonda söz almadan konuşanlar oldu, anlaşılmadı.

Mahkeme Başkanı: “Evet karışmayalım efendim. O gördüğünüz belgeler Jandarma İstihbarat mı yoksa JİTEM mi?”


Yüklə 0,75 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin