Tanık Hüseyin Oğuz: “Bu belgeler Jandarma JİTEM değil bu belgeler sadece o bölgede görev yapan tabur komutanının değerlendirmesidir. Bu değerlendirmeden sonra şahıs itirafçı olur kanaat evrakıdır ama burada bir eksik şu var değerlendirme ve fezleke yok Sayın Başkanım.”
Sanık Ulaş Özel söz almadan konuştu: “Fezleke bende var (bir kelime anlaşılmadı).”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Hayır ben incelediğim evraka göre konuşuyorum.”
Mahkeme Başkanı: “Evet.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Değerlendirme ve fezlekede der ki bu terör örgütünden kaçan artık nasıl hitap ederse kişinin şu gün şu tarihinde samimi beyanı yer göstermesiyle örgütten kaçtığı teslim olduğu, devlete sığındığı pişmanlık veya itirafçılık yasasından yararlanabilir netice ve kanaatine vardık. Fezlekeyi hazırlayan ilgili kişi imzalar. Bunu ilgili Cumhuriyet Savcılığına sunar. Burada sadece fezleke yok. Bu JİTEM evrakı değil.”
Salonda söz almadan konuşanlar oldu, anlaşılmadı.
Mahkeme Başkanı: "Bir dakika efendim tanığa gösterilen belgelerin Tunceli Jandarma Hozat Komando Tabur Komutanlığınca verilmiş 30 Kasım 1999 tarihli itirafçı değerlendirmesi başlıklı yazı olduğu.
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet. Bunu mahkemeler kabul etmez efendim.”
Mahkeme Başkanı: “Evet 3419 sayılı kanundan faydalanmak isteyenleri itiraflarını değerlendirme formu.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”
Mahkeme Başkanı: “Olduğu belgeleri gösterme tutanağı olduğu.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”
Mahkeme Başkanı: “Anlaşıldı. Diğer bir sorusu sanık Ulaş Özel’in Tunceli’de görev yaptınız mı?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Tunceli’de görev yapmadım ancak Tunceli’ye 2 sefer gittim en son 1995 yılında Tunceli’ye gittim. DHKP-C operasyonunda DHKP-C’nin iç hesaplaşmasında Sinan Kukul kod, Seydi Arı’nın 65 sayfa aldığım ifadesinde yer göstermesine gittiğimde Tunceli Hozat Taşkirak Mezrasının Tavuk Köyü arasındaki bir sıcak temasa da o yıllarda tanık oldum 2 tane de örgüt için infazın bizzat soruşturmasını yapmış bir insanım.”
Mahkeme Başkanı: “Evet. Bu sorunun devamı şu şekilde Mahkeme Başkanı sorduğunda en son Elazığ’da görev yaptığınızı belirttiniz Tunceli’de ne amaçla ve görevle kamera kayıtlarına verdiğinizi açıklar mısınız?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Malatya İl Jandarma Komutanlığında iken teslim olan pişmanlık yasasından faydalanan Seydi Arı’nın yer göstermesi ve kendisinin gerçekten pişmanlıktan yararlanabilmesi için vereceği bilgileri bizzat kendim görmem lazım çünkü fezlekeyi ben hazırlıyordum. Elazığ’a da en son Yüksekova çetesinden sonra sürgün olarak geldim.”
Mahkeme Başkanı: “Evet. Diğer bir sorusu sanık Ulaş Özel’in Elazığ’da istihbaratta çalıştığınızı belirttiniz. Elazığ’daki il jandarma komutanlığındaki bodrum kattaki yer jandarma istihbarata mı ait yoksa JİTEM’e mi ait açıklar mısınız?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Onu açıklayayım biliyorum çünkü ben Elazığ’da istihbaratta çalışmadım en son il merkez jandarma bölük komutanlığı harekat eğitim şube astsubaylığından emekli oldum. JİTEM orada değil, alt kattaki sadece il jandarma komutanlığının sorgu odası olduğunu biliyorum JİTEM ayrı bir binada.”
Mahkeme Başkanı: “Evet.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Yol üzerinde bir binada, yerini de biliyorum.”
Sanık Ulaş Özel söz almadan konuştu anlaşılmadı.
Mahkeme Başkanı: “Evet şuna da bakar mısınız?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”
Mahkeme Başkanı: “Bu jandarma istihbarata mı yoksa JİTEM’e ait bir belge midir?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet şimdi Sayın Başkanım biz çalışırken şu andaki prosedürü eleştirdiğini tahmin ediyorum bu tür bir kardeşimiz diyorum artık ben insanları hiç dışlamıyorum gelir teslim olur ya da güvenlik güçlerine yardımcı olacak olursa bulunduğumuz yerde MİT varsa yazı yazıyoruz emniyetten de kendileri hakkında bilgi topluyoruz ve bunları biz bir dosyada biriktiriyoruz. Netice itibariyle kendi kanaatimizi operasyonel faaliyetlerde vermiş olduğu bilgilere göre yapıyoruz burada emniyet sadece bir yazı yazmış kendisi hakkında bu JİTEM’le ilgili bir şey yok bence.”
Mahkeme Başkanı: “Evet bir diğer başka bir belge var onu da bakar mısınız?”
Sanık Ulaş Özel söz almadan konuştu anlaşılmadı.
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet bu il jandarma komutanlığının istihbarat çalışmasında bir bilgi. Bu.”
Mahkeme Başkanı: “Kimin tarafından yazıldığını hangi tarihte yazıldığını okur musunuz?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Zaten istihbarat şubeden çıkmış ben zaten o başlığına bakmadan 23 Ekim 99 tarihinde çıkmış muhtemelen bu kardeşimizin örgüte katılmadan önceki bilgilerini kapsadığını bu tür şeyleri bizde yapıyorduk. Yani şahsın örgüte katılmadan önce ufak basit dahi olsa sempatizan mı, dirican mı yani dağa çıkınca militan olarak değerlendiriyoruz o tür eylemleri var mı yok mu diye kayıtlara bakıyoruz zannediyorum bir istihbarat çalışması neticesinde bu kardeşimizin bilgileri bu kağıda dökülmüş.”
Sanık Ulaş Özel söz almadan konuştu anlaşılmadı.
Mahkeme Başkanı: “Evet alalım.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Bakayım efendim. Evet, bu kardeşimiz hakkında güzel bilgi yazmışlar ben bence Sayın Başkanım bu kardeşimizin itirafçı konumuna düşmüş ben bu belgeye göre olmuş olsam kanaatimi yazardım. Derdim ki devletin yanında bir insan o şekilde değerlendiriyorum çünkü diyor ki, burada çok önemli bir cümle örgütü ve faaliyetleri hakkında bilgi vermek suretiyle örgütün faaliyetlerini ortaya çıkarmıştır. Bu zaten biz çalışanlar için yeterli demek ki diyorum bu il jandarma komutanlığındaki istihbarat birimi bu kardeşimizin vermiş olduğu bilgileri yeterli gördü o yasa kapsamında da faydalanması için böyle bir yazı yaptığını ben değerlendiriyorum. Ben olsam fezlekede derdim ki, bu samimi.”
Mahkeme Başkanı: “Evet.”
Sanık Ulaş Özel söz almadan konuştu: “JİTEM’e ait değil.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Hayır.”
Mahkeme Başkanı: “Size gösterilen.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “İl jandarma komutanlığının operasyonlar neticesinde bu kardeşimizle ilgili yazmış olduğu bir değerlendirme yazısı.”
Mahkeme Başkanı: “Evet Tunceli İl Emniyet Müdürlüğünün 25.10.1999 tarihli.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”
Mahkeme Başkanı: “Ulaş Özel’le ilgili.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet o da bilgi yazmış.”
Mahkeme Başkanı: “Yazısı var bu da JİTEM’e ait (birkaç kelime anlaşılamadı) bir belge değil diyorsunuz.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Takip safahatını bilgi evet efendim.”
Mahkeme Başkanı: “Sanık Ulaş Özel’in diğer dilekçesinde başka soruları var onları soruyorum.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”
Mahkeme Başkanı: “Doktor Baran Kod PKK yöneticisiyle görüştüğünüzü belirttiniz?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”
Mahkeme Başkanı: “Ne zaman ve hangi tarihte nerede görüştünüz, şunu hatırlatmak istiyorum sizin aleyhinize olabilecek sizin ceza soruşturmasına ve kovuşturmasına uğratacak ve yakınlarınızı uğratacak sorulara cevap vermekten çekinebilirsiniz.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Yok ben veririm yani Sayın Savcım ben ülkeyi çok seviyorum neden.”
Mahkeme Başkanı: “Tamam.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Doktor Baran’ın şeyi baldızı Ayten Öztürk. Ayten Öztürk de Yeşil tarafından kaçırılıp 92 yılında Pazar nahiyesinde infaz edilen bir kişi Yeşil’in ilk eylemlerini anlatırken ben bunu anlatmıştım bunu da bu şu anda Almanya’da onu da yine bir kardeşimin vasıtasıyla görüşüyor kendisi. Ben onun vasıtasıyla Kandil’den 30 sayfa evrak aldım onu ilgili bulunduğum yerdeki Emniyet Müdürlüklerine gönderdim hatta o evrakta İçişleri Bakanlığına gitti.”
Mahkeme Başkanı: “Evet diğer bir sorusu Doktor Baran Kod 1993 yılında intihar ederek öldüğünden haberiniz var mı diye soruyor.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Hayır yaşadığını biliyorum.”
Mahkeme Başkanı: “Sağ mı hala yoksa geçmiş yıllarda öldü mü?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Ben sağ olduğunu biliyorum yani yanılmışta olabilirim çünkü onun kayınpederiyle bizzat telefonla görüştüm.”
Sanık Ulaş Özel söz almadan konuştu anlaşılmadı.
Mahkeme Başkanı: “Bir dakika.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Ama ben kayınpederiyle görüştüğümü söylüyorum yanılmış olabilirimde. Çünkü Hıdır Öztürk’le görüştüm ben bunun içinde insan hakları alt komisyonu beni ifadeye çağırdı Sayın Başkanım. Ben de gittim kendilerine Doğu, Güneydoğu’daki bu tür faili meçhul olayların olmaması ve akan kanın durması için bana sorular yönelttiler bende o konuda kendilerine bilgi verdim.”
Mahkeme Başkanı: “Evet JİTEM’in okuduğunuz şemasında Tunceli Komutanlığı yoktu, Tunceli’de JİTEM yok muydu açıklar mısınız?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Tunceli’de JİTEM vardı. Yani şemasını ben söylüyorum.”
Mahkeme Başkanı: “Evet. Sanık Ulaş Özel’in diğer bir sorusu var.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Ama bölge komutanlığı nezdindeydi belki il jandarma bünyesinde değil orada bölgede var Tunceli’de bölgede var.”
Mahkeme Başkanı: “Evet. Diğer bir soru şöyle; itirafçılara silah veriliyor muydu ne tür silahlar veriliyordu?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet JİTEM’de itirafçılara silah veriliyordu JİTEM’de kullanılan bütün silahlar veriliyordu.”
Mahkeme Başkanı: “Ne tür silahlar bunlar?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Tabanca, operasyona götürürlerse M16’lar bu tür silahlar veriliyordu.”
Mahkeme Başkanı: “Evet.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Ama ben çalıştığım sürede itirafçı konumunda olanlara deminde arz ettiğim gibi Sayın Başkanım ailelerine teslim ettim.”
Mahkeme Başkanı: “Evet.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Ben onların eline tekrar silah verip tetik çekmesini o şansı vermedim.”
Mahkeme Başkanı: “Evet. Sanık Ulaş Özel’in diğer bir sorusu bir itirafçı JİTEM’ci olmak için mi devlete bilgi veriyor yoksa devlet olduğu yasal olduğunu düşündüğü için mi bilgi veriyor açıklar mısınız diyor?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “JİTEM’ci olmak için bilgi vermediğine ben tanığım Sayın Savcım yani itirafçılar genelde dağa çıktıkları zaman o yasadışı örgütün gerçek yüzünü gördüklerinde çoğu anlayıp kaçıyor ve geliyor tabi bu çok önemli çok güzel bir soru yazmış kardeşimiz. Orada önemli olan teslim olduklarında o güvenlik güçlerinin onlara yaklaşımları haliyle kırsal jandarma bölgesinde yani jandarmaya teslim olunca JİTEM’e teslim olmuyor Jandarma Genel Komutanlığının en küçük birimi karakoldur, o karakola teslim olduğu zaman zaten onun için bir kurtuluştur. Şimdi belki kafasını karıştırmıştır öyle bir soru sormuştur ama sivil olarak karşılaştığı kişiler herkes JİTEM değil. Ben de sivil çalıştım il jandarma komutanlığının bünyesinde sorgu kısım amiriydim ama Jandarma Teşkilat Görev Yönergesinin 44. maddesine göre sivil çalışıyordum o görevden alındığım zaman bir daha sivil şansım yoktu, o yönetmenliğe göre sadece sivil çalışıyorduk biz.”
Mahkeme Başkanı: “Evet. Sanık Ulaş Özel’in diğer bir sorusu cezaevinden itirafçıları kim alır, nasıl alır, hangi şartlarda alır?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet cezaevinde cezaevi Cumhuriyet Savcısının bilgisi olmadan kesinlikle itirafçıları kimse alamaz. Cezaevi karakol komutanı veya bölük komutanının o yetkisi yoktur. Ancak o bölgedeki komuta kademesi Cumhuriyet Savcılığına yazı yazması gerekir yazı yazmadan alınan yapılan işlemler yasadışıdır. Yazı karşılığında alınanlar ya yer göstermeye gidecektir unuttuğu bir şey vardır ya da tahliye olmuştur ailesine teslim edilecektir iki şıkkın haricinde cezaevinden insan alınması yasadışı bir oluşumun içerisinde faaliyet yürütmesi demektir.”
Mahkeme Başkanı: “Evet bunun cevabını verdiniz ama bir aynısı daha var Savcı ve hakim izni olmadan bir itirafçı cezaevinden alınabilir mi?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Mümkün değil az öncede arz etmiştim zaten cezaevi.”
Mahkeme Başkanı: “Yani hakim kararı geriyor mu?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Hayır efendim hakim kararı gerekmiyor. Sadece Cumhuriyet Savcısının soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Cezaevi Savcılığına yazı yazması lazım. Diyelim ki şimdi kardeşimiz Hozat bölgesinde bir eyleme katıldı oradan Mazgirt Bölgesinde yer gösterecekse Hozat Cumhuriyet Savcısı soruşturmaya başlamıştır Mazgirt Cumhuriyet Savcılığına da yazı yazmak mecburiyetinde yer gittiğinde çünkü orayla ilgili bir bilgi verecek. Ama burada taa ki, hazırlık soruşturması bitene kadar kişi Cumhuriyet Savcılığının nezaretinde ve o zabıtanın gözetiminde soruşturma devam eder hakim burada ne zaman devreye girer şahıs bütün bilgilerini anlatıp pişmanlık yasasından faydalanacağı zaman hakim mahkeme karar verir hakim o zaman devreye girer. Diğer süreçlerde hakimin hiç görev yoktur.”
Mahkeme Başkanı: “Evet diğer bir soru sorgu kısım amirliği yaptığınızı belirttiniz ifade alırken itirafçılardan yararlandınız mı diye soruyor Ulaş Özel?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Tabi ki yararlandık şöyle yararlandım itirafçılar samimi beyanda bulunanlar ben itirafçıları farklı boyutlarda ayırıyorum. Bir, gerçeği görüp devlete sığınanlar bahsedeceğim itirafçılar onlar. İkincisi örgütün tekrardan kendi saflarına dönme düşüncesiyle itirafçı yapıp güvenlik güçlerinin taktik ve stratejisini öğrenmek için gönderdiği itirafçılar. Dördüncüsü de diğer bir madde de uluslararası boyutta görev alan örgüt içerisindeki itirafçılar var bunlar tabi yabancı uyruklu da olabilir ama ben ilk söylediğim samimi itirafçılardan bahsediyorum.”
Mahkeme Başkanı: “Evet diğer bir soru itirafçıların operasyonlar haricinde sorguda seminerlerde ve eğitimlerde kullanıldığından haberiniz var mı diye soruyor.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Kullanılmaması lazım bu yasadışı bir şey onları fazla deşifre etmemek lazım eğer ki, aileye kazandıracaksak onların o yasa süreci bittikten sonra en yakın ailesine teslim edilmesi daha doğrudur diye değerlendiriyorum.”
Mahkeme Başkanı: “Evet. Sanık Erkan Önsel’in sorusu var. Mahmut Yıldırım Yeşil Kod Mahmut Yıldırım o hangi ortak suçları işledi Mehmet Eymür Heyete anlatır mısınız diye soruyor?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Mehmet Eymür’ün ortak suç işlediğini ifade etmedim ben. Ama sadece şu var; Mehmet Eymür onu rahmetli Cem Ersever olayından sonra polis gözaltına aldığında onu emniyetten alan bir kişi olarak Sayın Başkanım biliyorum ben ve o emniyet sorgusunda da onun iki kemiği kırık olduğunu biliyorum ama sağ mı sol mu bilmiyorum tabi. Önemli olan o eğer ki ben o ifade bir kanaldan ulaşmış olsaydım çok olayın çözüleceğine inanıyorum.”
Mahkeme Başkanı: “Evet sanık Hüseyin Yanç’ın sorusu var soruları var. Bir sorusu şöyle; doğuda kaldığı dönemlerde bazı itirafçıların yasadışı işlerde kullandığı söylüyor bunların isimleri nelerdir tanıkları kimlerdir mahkemeye isimleri verebilir misiniz diyor.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Aygan var, Adil Timurtaş hepsini saymama gerek var mı burada listede var bir sürü var Sayın Başkanım çünkü onlar yeni yeni gün yüzüne çıkıyor Diyarbakır’da başlayan bir davada kimisi Hamit Yıldırım gibi gerçek kimliğiyle kimisi kod adıyla ortaya çıkıyor.”
Mahkeme Başkanı: “Evet.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Kullanıldı yalnız.”
Mahkeme Başkanı: “Peki diğer bir soru doğuda faili meçhulleri kim tarafından yapıldı PKK terör örgütünün de faili meçhulleri var mıdır ben değiştirerek soruyorum tanıdığınızı isim olarak verebilir misiniz diye soruyor.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Tabi ki şimdi kamuoyunda hep doğu güneydoğudaki bütün faili meçhuller devlete daha doğrusu JİTEM yaptı diyorlar ben bunu kabul etmiyorum her şeyde de söylüyorum varsa 750, 800 kişi JİTEM’vari yapılanmadan diğerleri de tabi ki kan davasından faili meçhuller hiç konuşulmuyor. Örgüt içi hesaplaşmalar hiç konuşulmuyor. Bu saydığım olasılıkların dışında da faili meçhuller hiç konuşulmuyor çok farklı faili meçhuller grafiği çizilir doğu güneydoğuda.”
Mahkeme Başkanı: “Bazı kişileri tanıyor musunuz diye sormuş Hüseyin Yanç isimlerini söylüyorum bunlardan tanıdıklarınız varsa söylerseniz Yaşar Karagöz, Mustafa Bıyık, Osman Eker, Seyfullah Saldık.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Mustafa Bıyık’ı tanıyorum iyi tanıyorum ben sorguda hocamdı hatta kendisi emekli olmamam için bana çok ısrar etmişti çokta saydığım bir insan Mustafa diğerlerini hiçbirin tanımıyorum.”
Sanık Hüseyin Yanç söz almadan konuştu anlaşılmadı.
Mahkeme Başkanı: “Müdahale etmeyin efendim.”
Sanık Hüseyin Yanç söz almadan konuştu anlaşılmadı.
Mahkeme Başkanı: “Burada tanığın bilgisini ölçüyoruz sizin bildiğinizi değil, ne biliyorsa onu anlamaya çalışıyoruz lütfen. Osman Eker, Seyfullah Saldık, Namık Dursun, Mehmet Güler, Oğuz Türksoy, Uğur Ertek, Orhan Kılıç, İbrahim Açıkmeşe, Hulusi Akar.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “İbrahim Açıkmeşe’yi biliyorum tanıyorum.”
Mahkeme Başkanı: “Nereden tanıyorsunuz?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Jandarma Teşkilatından tanıyorum İbrahim Açıkmeşe’yi.”
Mahkeme Başkanı: “Evet. Hulusi Akar, Hayali Bilgin ve Hayati Bilgin.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Yok bilmiyorum.”
Mahkeme Başkanı: “Tamam. Selim Çürükkaya kimdir?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Selim Çürükkaya’da Doktor Baran Kod Tunceli bölgesinde PKK’nın sorumlusu olarak biliyorum ben onu kayınpederiyle dahi görüştüm demin az önce söylemiştim arz etmiştim size.”
Mahkeme Başkanı: “Evet. Diğer soruların bir kısmı sorulmuş bir kısmının da ilgisi yok o nedenle sormuyorum. Sanıklardan sorusu olan yok. Avukat arkadaşlardan, buyurun Avukat Hanım.”
Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük söz istedi verildi: “Hüseyin Bey.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Dinliyorum efendim.”
Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Gizli Tanık 15 olarak verdiğiniz beyanınızda şey söylüyorsunuz Doğan Erşahin olayıyla ilgili Veli Küçük hakkındaki beyanlarınız Doğan Erşahin olayıyla ilgili ve onla ilgili olarak Veli Küçük’le bir kez telefonla görüştüğünüzü söylüyorsunuz Doğan Erşahin’in firarıyla ilgili olarak. Veli Küçük’le bunun haricinde başka bir irtibatınız tanışıklığınız görüşmeniz oldu mu?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Cevap verebilir miyim Sayın Başkanım.”
Mahkeme Başkanı: “Buyurun.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Şimdi ben Veli Küçük’le Doğan Erşahin olayında birden fazla telefonla görüştüm ama ben Veli Küçük’ün emrinde çalışmadım. Çalışmadığım için görüşme şansım da yok, sadece teşkilat küçük olduğu için kendisinin de deminde beyanında doğru olduğu gibi istihbarat grup komutanı olduğunu bilen bir insanım başka türlü ben ona bir şey söylemedim. Hatta o Doğan Erşahin olayında kendisi kızdı haklıydı belki askeri sıralamada. Bir albay bende bir kısım amiriyim Malatya’da Doğan Erşahin firar etmiş bende Erdoğan Emelce diye astsubay vardı bilmiyorum sağ mı ölü mü şimdi. Kendisini açtım tanıyorum kendisini okuldan Adanalı 76 mezunu bir astsubay abi dedim haliyle ya dedim böyle böyle bir olay var adamları kaçırmışınız birde para alındığı söyleniyor faturayı da bizim üzerimize yıkıyorsunuz böyle bir şey olur mu dedim ben kendisine. O şekilde bir şey konu geçmişti.”
Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Veli Küçük’le hangi konuda konuştunuz orada peki Veli Küçük size ne dedi?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Veli Küçük bana ne dedi? Güzel bir soru. Ben Veli Küçük’e fazla soru sormadım kendisi bana dedi ki, e sizin bölgeler dolaşıyor adamlar firar etmiş, kim adamlar dediğim zaman kendisine bilmiyor musun kardeşim dedi. Mesaj gelmedi komutanım dedim aynen söylediğimi söylüyorum, bir gün sonra faks mesajı geldi Sayın Avukatım bir gün sonra faks mesajı gelince takibe çıktığımızda Doğan Erşahin’in kayınbiraderi Aydın Güzel’in 14’lü tabancasını yakaladım ben tesadüfen yakaladım trafik kazası da daha sorunuz varsa alayım.”
Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Var sorularım. Şimdi Doğan Erşahin firar ediyor bunun üzerine Kocaeli Bölgesinde firar ettiği için doğru mu?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Doğru Kandıra’dan yalnız ben Kocaeli demiyorum Kandıra İlçesinden.”
Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Ha.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Sevk sırasında jandarmanın elinden firar eden Mehmet Ateş’le Doğan Erşahin’den bahsediyorum tamamlamak istiyorum.”
Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Tamam. Şimdi mesela oradaki astsubayla konuşmuşsunuz para aldığınız söyleniyor demişsiniz doğru mu?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Doğrudur.”
Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Kim almış parayı?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Oradaki jandarma görevlilerine para verildiğini Erdoğan Emelce Astsubaya ben kendim söyledim bunu.”
Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Tamam nereden?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Bunu söyleyende Aydın Öztürk yanımdaydı telefonla konuşurken Aydın Öztürk sağ.”
Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Öztürk kimdir?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Aydın Öztürk Celal Ateş’in düşmanı. Aynı zamanda da Doğan Erşahin’in düşmanı uyuşturucu kaçakçılığından da şu anda alıp veremedikleri büyük olaylar olduğunu biliyorum.”
Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Doğan Erşahin’in hasmı Aydın Öztürk.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”
Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Sizin yanınızda.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”
Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Oradaki jandarmanın.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”
Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Bu kaçak kaçırılma olayı nedeniyle para aldığını size söylüyor, siz de bunu Kocaeli’ndeki astsubaya söylüyorsunuz doğru mu anlamışım?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Tamamlayım biraz eksik anlamışsınız. Pütürge Karakol Komutanı Mustafa Bayraktar halen sağ. Pütürge Jandarma Komutanı Nefer Er Astsubaylıktan subay olma onlar da benim yanımdaydılar ve alaya geldiklerinde bu konu bire bir Aydın Öztürk’le ben konuşmadım Mustafa Bayraktar ve Nefer Er huzurunda hep beraber konuştuğumuzda ben Erdoğan Emelce’ye telefon ettim.”
Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Hı, hı.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Kocaeli İl Jandarma Komutanlığı santralinden kendisiyle görüştüm dedim ki böyle böyle bir şey var konuştuğum zamanda bu bahsettiğim kişiler de yanımdaydı bu tür şeylere bizi alet etmeyin o şekilde bir konuşmamız olmuştu.”
Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Tamam. Bu para kimin tarafından alınmış kime verilmiş.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Onu ben bilemem efendim.”
Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Bu (bir kelime anlaşılmadı).”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Onu oranın ilgili jandarma alay komutanı soruşturmasını yapacak kendi personeli eğer rüşvet aldıysa o askerler tutuklanması için Cumhuriyet Savcılığından dosyayı yapacak gönderecek siz hukuku bilen bir insansınız bunu sormanıza gerek yok.”
Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Bana fırça atıyor efendim.”
Mahkeme Başkanı: “Efendim öyle cevap veriyor buyurun başka soru sorun tamam.”
Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Soracağım yani Aydın Öztürk’ün beyanıyla böyle bir paranın alınıp verildiği konusunu ondan öğrendiniz ama bu paranın kimin tarafından alındığı, kimin tarafından istendiği kimler arasında paylaşıldığı böyle bir paranın alınıp alınmadığı konusunda sizin kendi bilginiz ve görgünüze dayalı bir şahadetiniz var mı?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Görgüm olmam mümkün değil çünkü ben orada değildim.”
Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Ve bu beyanı veren de Doğan Erşahin’in hasmı size bunu söyleyen.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Doğan Erşahin’in hasmının haricinde Zeynep Hanım dinler misiniz Erdoğan Emelce’yle konuştum diyorum ben. Karşı tarafta muhatap olduğum bir kişi var o da bozuldu. Böyle bir şey varsa dedi çok ayıp bende araştıracağım dedi araştırmayı yapacak Kocaeli İl Jandarma Komutanlığındaki kimse o zamanlar albayı o araştıracak mahiyetinde böyle bir söylem var. Bu konuyu ben o zamanki alay komutanına da arz ettim dedim ki komutanım böyle böyle bir konu var ben kendimi kirletmek istemiyorum açın siz oranın alay komutanı kimse konuyu kendisiyle görüşün dedim.”
Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Tamam sizin o zaman buradaki beyanınızda bu para 8 milyar para aldı Veli Küçük.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “8 milyar değil o zamanınki söylenen 800 lira evet.”
Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “800 milyon evet. Veli Küçük Paşanın 800 milyon para aldığı diyorsunuz.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Veli Küçük Paşanın demiyorum eksik anlıyorsunuz o zaman 800 lira karşılığında kaçırıldı ifade ediyorum ben.”
Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Yani böyle bir paranın Veli Küçük tarafından alınıp alınmadığı konusunda bir yok mu bilginiz?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “E Zeynep Hanım onu diyebilir miyim Veli Küçük alay komutanı kaçıran adamlar Veli Küçük değil ki, Veli Küçük’ün alay komutanlığı sırasında kaçırılan 2 tane şahıstan bahsediyorum, Veli Küçük o görevi orada alay komutanı soruşturmak mecburiyetinde değil mi?”
Dostları ilə paylaş: |