Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Hayır şimdi sizin Veli Küçük’ün adamları tarafından öldürüldüğü yönünde demin beyanlarınız oldu.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Doğrudur gelenler oldu diyorum.”
Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Hangi tarihte?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “2009 tarihinden önce. Şimdi siz farklı soracaksınız değil mi?”
Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Şimdi.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “2000 tarihinde öldürüldü benim köpeklerim bakın Zeynep Hanım.”
Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Kaç.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “2000 tarihinde bir, bir parti köpeklerim öldürüldü ben bulunduğum yerde tek başına yaşayan bir insanım. Ben hiçbir zaman sizin sorduğunuz gibi hayatta hep alın teriyle mücadele ettim kimseye de şer atmıyorum ve bakın bir şey söyleyeyim size babanızı ilk sefer ben Susurluk’ta ben ifade ettim kamuoyunda herkes Veli Küçük dediği zaman korkuyordu.”
Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Şimdi.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Göndermedim desin babanız kabul, köyüme de gitmedim desin gene kabul.”
Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Hüseyin Bey.”
Mahkeme Başkanı: “Hüseyin Bey soru şu; Veli Küçük’ün öldürdüğünü iddia ediyorsunuz köpeklerinizi işte.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”
Mahkeme Başkanı: “Hayvanlarınızı bunu nereden çıkarıyorsunuz somut bilginiz var mı?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Şimdi bana başka kanaldan geleceğini zannetmiyorum Sayın Başkanım ben çünkü ilk sefer Veli Küçük’ü Susurluk Komisyonunda ifade etmiştim. Gidip bir başka köyden veya bir emekli albayla benim işim olmadı Veli Küçük orada beni hedef olarak gördüğünü.”
Mahkeme Başkanı: “Yani ondan şüpheleniyorsunuz.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Ondan şüpheleniyorum yanı.”
Mahkeme Başkanı: “Tamam buyurun Avukat Hanım.”
Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Yani siz Veli Küçük’ten şüpheleniyor musunuz?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet doğrudur şüpheleniyorum Zeynep Hanım.”
Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Tamam.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Çünkü benim köyüme gitti o nedenle şüpheleniyorum.”
Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Bakın Veli Küçük sizin köyünüze hangi tarihte gitti?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “2005 tarihinde gitti siz farklı söyleyin.”
Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Veli Küçük’ün köpekleriniz aman sizin köpekleriniz ne zaman öldürüldü?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Benim köpeklerim mi 2002 tarihinde öldürüldü. E ne olacak şimdi ben bunu bilerek onu söyledim benim köpeklerim diyorum bir sefer öldürülmedi Zeynep Hanım.”
Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Tamam yani Veli Küçük sürekli tim gönderip sizin köpeklerinizi öldürttü?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Hayır benim köpek, bir sefer köpeğim öldürülmedi benim. Benim 7 tane de köpeğim vardı, 5 tane de köpeğim vardı parti parti öldürüldü en son kangal köpeklerim vardı onlar da öldürüldü ben damım büyük olduğu için korumam da olmadığından köpeklerim vardı.”
Mahkeme Başkanı: “Avukat Hanım aynı konuya takılıp kalmayalım.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Aynı konuyu soruyorsunuz bana yani müteakip zamanlarda köpeklerim öldürüldü e öldürülmeseydi keşke.”
Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Öldürülmeseydi keşke.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “E Veli Küçük’ü ben söylemeseydim o zamanlar.”
Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Efendim sizin Veli Küçük ismini zikretmenizle damınızda öldürülen köpekler zehirlenen atınızla akalalı somut siz bize kalkmışsınız burada.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”
Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Bu 2 olay arasında bir bağlantı olduğu konusunda şüphem var diyorsunuz tarih konusunda şey vermiyorsunuz bakın bir beyanınızı okuyorum İzmir MHP il başkanlarından Murat Yıldırgan benim köpeklerimi zehirledi atımı kesti. Burada söylediniz.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”
Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “E bu kim, bu ne yaptı, bu kim nedir bu bu Murat Yıldırgan nereden çıktı?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Murat Yıldırgan MHP il teşkilat tarafından (bir kelime anlaşılmadı).”
Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “O da mı sizin köpeklerinizi zehirledi atınızı zehirledi?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet doğru söylüyorum.”
Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Tamam.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Bir sefer değil Zeynep Hanım.”
Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Tamam.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Bakın ben anlatmıyorum size herhalde yani sizin satın alarak bir tane affederseniz köpek alıp beslemiyorsunuz benim bulunduğum yer benim yalnız başına yaşayan bir insanım bir sefer benim köpeklerim saldarya balığıyla zehirlendiği zaman sıralıydı 3 tane. Daha sonradan tekrar yavru aldım ben bu işi 10 yaptım çobancılığı en sonunda da Sivas Kangal’dan köpek getirdim onlarda yok oldu gitti. Yani bir sefer olsa tamam diyeceksiniz ki, şu tarihte öldürüldü Veli Küçük’ten mi, hayır efendim ben onu demek istemiyorum ben diyorum ki, Veli Küçük ismini zikretmemiş olsaydım Susurluk Komisyonunda bunlar benim başıma gelmeyecekti siz aksini savunun.”
Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Köpekleriniz öldürülmeyecekti, atınız zehirlenmeyecekti.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”
Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Tamam. Sorularım bu kadar efendim teşekkür ederim.”
Mahkeme Başkanı: “Tamam Avukat arkadaşlardan başka sorusu olan yok. Hakim Bey buyurun.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Buyurun efendim. Yok, cevap verebilirim buyurun.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Bir konu netleşmesi bakımından Veli Küçük’e sorum var siz sanığın iddia ettiği gibi onun köyü bahsetti ya köyüne gittiniz mi?”
Sanık Veli Küçük söz istedi verildi: “Sayın Üye anlayamadım bir daha tekrar eder misiniz?”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Bir köyden bahsetti İpsala’daki köyden siz öyle bir köye gittiniz mi avlanmak için?”
Sanık Veli Küçük: “İpsala’ya mı?”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Evet.”
Sanık Veli Küçük: “Şimdi ben Edirne Alay Komutanlığı yaptım Edirne Alay Komutanlığım benim 83–87 seneleri arasıdır.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Susurluk’taki ifadesi.”
Sanık Veli Küçük: “4 sene 4 sene alay.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Sonra.”
Sanık Veli Küçük: “Susurluk 96’da oldu Susurluk ben 83’te binbaşıydım Edirne Alay Komutanı oldum 87’de Van Alay Komutanlığına tayin oldum şeydeyken o arkadaşın ben tam bilmiyorum konuyu söylemek istediğini de rahmetli Vecdi Çapa, Efendim Avcı arkadaşlarım Cem Boyner falan bir sürü İstanbul’dan arkadaşlarım vardı gelirdi bazen Istranca’ya ava çıkardık çulluk avına birkaç kerede Karpuzlu Köyüne onu söyledi Hudut’ta Karpuzlu Köyü o köye gittim ancak ben orada Mehmet Çakmak, Mehmet Çakmak diye bir tanıdığımız vardı benim değil Atay Karacan’ın tanıdığıydı rahmetli Atay’ın Atay Karacan’ın tanıdığıydı. Atay Karacan’ın da şeyi mühreleri yani o ördekleri orada onun evinde dururdu orada birkaç kere kaldık birde Enez’de gölün kenarında Vecdi Çapan’ın rahmetli benim dostum orada bir evi vardı kulübe kendi yapmıştı av kulübesi orada bir iki kere kaldım ben Edirne Alay Komutanıydım bu söylediğim 83–84 seneleridir.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Bu şahsın köyü olarak dediğiniz Karpuzlu Köyü.”
Sanık Veli Küçük: “Nasıl?”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Şahsın Köyü olarak söylediğiniz Karpuzlu Köyüne şahsın ifade verdiği Hüseyin Oğuz’un ifade verdiği 18.02.1997 tarihinden sonra gittiniz mi?”
Sanık Veli Küçük: “Hayır, hayır, hayır, hayır 97’de, 96’da ben 96-97’de Giresun Bölge Komutanıydım oradan Çanakkale’ye atandım ama Çanakkale’den oraya gitmedim hiç ondan sonra Bilecik Tugay Komutanı oldum 2000 senesinde de Bilecik’ten emekli oldum.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Emekli olduktan sonra 2005 olarak somutlaştırdı oraya gittiniz mi?”
Sanık Veli Küçük: “Hayır, hayır emekli olduktan sonra ava gittim.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Evet.”
Sanık Veli Küçük: “Ancak doğuya ve güneydoğu Sıvaya, Sivas’a Ağrı’ya bilmem oraya Van’a, Hakkari’ye o bölgeye ava gittim geldim Urfa’ya.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Karpuzlu’ya gitmediniz.”
Sanık Veli Küçük: “Efendim.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Karpuzlu’ya gitmediniz?”
Sanık Veli Küçük: “Hayır, hayır, hayır.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Benim köyüm karpuzlu değil Sayın Hakimim Koyuntepe Köyü Karpuzlunun karşısında hatırlamayabilir hatırlatmak istiyorum.”
Sanık Veli Küçük: “Efendim Karpuzlu köyüne Koyuntepe’ye gitmedim ben o bölgede alay komutanıydım bölgeyi iyi bilen birisiyim.”
Mahkeme Başkanı: “Evet tanık biraz önce diyor ki benim dayımla konuşmuş işte 50 lira para ver… böyle bir.”
Sanık Veli Küçük: “Efendim.”
Mahkeme Başkanı: “Dayısını tanıyor musunuz böyle bir para verme söz konusu mu?”
Sanık Veli Küçük: “Şimdi, şimdi Sayın Başkanım ava gidersiniz. Avda bir siz değilsinizdir gruplar gelir her taraftan ördek avına gelirler orada merhaba dediğimiz birçok insanlar vardır. Zaten oranın halkı da bu avcıları bekler niye traktörle taşır, motoru vardır teknesi vardır tekneyle götürür güme kurar güme yaparlar mühre taşır, mühre koyar yani o bölgenin insanının belirli bir dönem o av sezonunda geçim kaynağıdır bu. Ha merhaba demişimdir belki bilemiyorum ki.”
Mahkeme Başkanı: “Tamam.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Bu Mehmet Çakmak dediğiniz kişi.”
Sanık Veli Küçük: “Rahmetli olmuş onu o gün öğrendim Mehmet Çakmak diye bir adamın Karpuzlu Köyündendi onun evinde rahmetli Vecdi Çapa’yla Vecdi Çapa tanıyormuş orada bir iki kere kaldım onu biliyorum gece avda.”
Mahkeme Başkanı: “Hangi, hangi tarihte kaldınız?”
Sanık Veli Küçük: “84 veya 85, 84 olabilir.”
Mahkeme Başkanı: “Tamam.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “İkinci olarak bu Duran Erşahin olayıyla alakalı olarak bu herhangi bir soruşturma geçirdiniz mi?”
Sanık Veli Küçük: “Hayır hayır.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Sizin hakkınızda bir askeri soruşturma.”
Sanık Veli Küçük: “Hayır.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Adli soruşturma yapıldı mı?”
Sanık Veli Küçük: “Hayır benim genel komutanlıktan avukatım sordu genel komutanlıktan benim geçirdiğim tüm soruşturmalar takdirler soruşturmalar mahkeme tahkibatları hepsi liste halinde geldi. Benim tahkibatım yalnızca 80 öncesinde ben İskenderun Jandarma Komutanıyken Soğuk Oluk Otelcilerinin yaptığı şikayetlerden başka hakkımda en ufak bir şikayet veya en ufak bir tahkikat geçirmedim. Dosyada var benim geçirdiğim tahkikatlar tamamı.”
Mahkeme Başkanı: "Teşekkürler, buyurun.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Siz 97 yılında Susurluk komisyonuna ifade verdiniz.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet efendim.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Bu ifadenizle belli isimlerle alakalı beyanlarda bulundunuz onlara isnat mahiyetinde beyanlarda bulundunuz. İfadenizde belli isimlere isnatta bulundunuz bu kişilerden Veli Küçük dahil sizin hakkınızda herhangi bir şekilde hukuki takibat yapan oldu mu? Susurluk komisyonundaki ifadelerinizden dolayı?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Hayır efendim. Veli Küçük’te dahil hiç kimse takibat yapmadı. Sadece Hamdi Poyraz tazminat davası açmıştı o da sabah da arz etmiştim bu konuyu başka hiçbir şey olmadı.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Sizin Yüksekova çetesi olarak kamuoyunda bilinen çeteyle alakalı beyanlarınız söz konusu. Bu çetedeki bazı şahısların avukatlığını üstlenen dosyamız sanıkları var. Serdar Öztürk eski asker.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Daha sonra avukat olmuş. Serdar Öztürk yine Fuat Turgut var.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Fuat Turgut’u duyuyorum tehdit almıştım ondan. Uzun saçlı olduğunu biliyorum ondan tehdit almıştım.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Ne diye tehdit aldınız ondan?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Ondan bir canlı yayında herhalde bir yayında konuşmuştu. Hani benim o Yüksekova zanlılarıyla ilgili yalan beyanda bulunduğumu kendisinin ileriki süreçte zor kullanacağı o şekilde bir söylemlerde bulunmuştu. Ben de tedirgin olmuştum. Şimdi neden yalan söyleyeyim. Çünkü benim avukatım bir tarafa bakıyordu Yaşar Altürk’tü benim avukatım da. Daha sonra.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Bu dava nerede görüldü bu dava Yüksekova çetesiyle ilgili?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Dava dava 4 Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesinde görüldü.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Yani.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Diyarbakır’da.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Diyarbakır’da.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Diyarbakır’da görüldü ama sanıklar firar firardayken emekli olanlar oldu. Bir tek Kahraman Bilgiç yattı o da çıktı şu anda hepsi dışarıda.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Mehmet Yetüt.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet üsteğmendi o zamanlar.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Piyade üsteğmen yüzbaşı daha sonra. Serdar Öztürk Mehmet Yetüt’ün avukatı.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Fuat Turgut’ta bir başkasının avukatı. Dava sırasında bu kişilerle muhatap oldunuz mu dava sırasında?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Hayır efendim olmadım çünkü olma şansım da yoktu. Ben o çeteden sonra kendimi korumak mecburiyetinde kalmıştım. Çünkü sürgün yiyordum. Bir tek yanımda Yaşar Altürk Avukat vardı.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Tarihi ne zamandı bu Yüksekova çetesiyle alakalı?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “20 Eylül 96 tarihinde kamuoyuna yansımıştı.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Dava ne zaman bitti hatırlayabiliyor musunuz?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Valla bilemiyorum onu Sayın Hakim Bey. Çünkü uzun bir süre oldu zaman aşımından daha sonra düştüğünü biliyorum. Öyle bir süreç geçmişti.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Bu Irak sınırında kaçakçılık yapılmasıyla ilgili bir konu mu bu?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet orada Esendere diye bir belde var Şemdinli’nin Şemdinli Esendere Şemdinli Yüksekova Yeni Köprü Van Başkale Van o güzergah bir kanatta Hakkari Çukurca Beytüşşebap kanadıydı kaçakçılık olayı.”
Mahkeme Başkanı: “Evet.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Öyle bir olaydı ama ufak bir kaçakçılık hani biz zamanlar meşhur Katır Reşo vardı. Öyle değildi yani artık tır kaçakçılığına dönmüştü o bölgede araçlar cinslerine göre ayrılmıştı öyle bir kaçakçılık olayıydı.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Aydınlık Dergisinde orduya Haziran darbesi başlıklı bir haber var 1 Nisan 2001 tarihli bu haberde isim vermeden Tuncay Güney’in change araba dolayısıyla İstanbul Organize Suçlar Şube Müdürlüğünde yapılan sorgusu referans gösterilerek işaret edilerek buna Türk ordusuna belli bir operasyon yapıldığından bahsediyor. Tuncay Güney’in hakkında isim de zikredilmiyor herhangi bir olumsuz ifade de yok. Şöyle bir beyan var ifade var yazı içeriğinde Washington Post işaret veriyor İstanbul Organize Suçlar Müdürlüğü uyguluyor. ABD’nin Haziran planı yürürlüğe konmasıyla orduya karşı yıpratma kampanyası propaganda zemininden eylem zemine taşındı. İşaret açıkça 23 Şubat 2001’de Washington Post’tan ve bir hafta önceki New York Times’tan verildi. CIA, CIA düğmesiyle hareket eden bu gazetelerde Türk komutanlarının Irak sınırında kaçakçılık yaptığı yazıları yayınlandı. Türk Genelkurmay bu haberleri önemseyerek açıklama yolladı ve bu gazeteleri iftiracı ilan etti. İlgilileri burada olduğu için bunu önce ilgililerine soralım. Burada Türk komutanlarının Irak sınırındaki kaçakçılık haberi Yüksekova çetesiyle mi ilgilidir yoksa başka bir konu mudur hatırlayabildiniz mi? Siz Erhan Öksel’e siz de şey yapabilirsiniz.”
Salonda söz almadan konuşanlar oldu: “Valla tam hatırlayamadım ama.”
Sanık Doğu Perinçek söz almadan konuştu: “Mikrofon verilirse.”
Sanık Doğu Perinçek söz istedi verildi: “Efendim ben o tarihte Aydınlık Dergisinin genel yayın yönetmeni ve bu haberlerden sorumlu bir insan değilim yani o konuda bir bilgim yok ama bu haberler daha sonra savunmam sırasında araştırdım o New York Times ve Washington Post’a baktım. Hakikaten son derece anlamlı yani.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Buradaki kastedilen Yüksekova çetesi midir? Türk ordusunu sınırda Kuzey Irak sınırında kaçakçılık yaptığı.”
Sanık Doğu Perinçek: “Onu bilemiyorum ama onu o zaman genel yayın yönetmeni Serhan Bolluk mudur onu araştıralım o ona soralım.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Evet.”
Sanık Doğu Perinçek: “Evet, ama bu haberler yalnız savunmamda benim geçiyor bu bilgiler bu Washington Post ve New York Times’da hakikaten.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Şimdi Aydınlık Dergisi olduğu için siz akla geliyorsunuz önce doğal olarak.”
Sanık Doğu Perinçek: “Tabi doğru haklısınız efendim.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Evet.”
Sanık Doğu Perinçek: “Ben bazılarını da bilirim yani ama bunu bu şekilde bilmiyorum. Yüksekova çetesi olduğunu bilmiyorum.”
Mahkeme Başkanı: “Mikrofonu alalım.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Tamam. Doğan Erbaş’tan bahsettiniz.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Doğan Erbaş Malatya’da staj.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Malatya Doğanşehir Çığlık Köyü nüfusuna kayıtlı staj gören bir avukattı efendim.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Staj yaptı daha sonra meslek icra etti mi orada avukatlık mesleğini de yaptı mı?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Ben oradayken staj görüyordu ben doksanı.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Bu PKK’lıların davalarıyla alakalı neleri vardı bildiğiniz?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Hasan Doğan PKK’lı itirafçıların değil de örgüt yanlılarının davasına giriyordu o da onun yanında staj görüyordu onunla beraber duruşmalara giriyordu o şekilde biliyorum ben Doğan Erbaş’ı.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Eruh ve Şemdinli baskınlarına katılan.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “PKK’lılar daha sonra itirafçı yapılarak.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet JİTEM’de görev aldılar diyorum evet.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “JİTEM’e dahil edildi görev verildi diyorsunuz.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet maalesef üzücü.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “E bu Eruh ve Şemdinli baskınlarından kastınızı kısaca somutlaştırır mısınız?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “1984 yılında terör örgütü PKK’nın en büyük kanlı bir eyleminden bahsetmek istiyorum o yıllarda hiç beklenmedik güvenlik güçlerinin veya Türkiye Cumhuriyetinin hiç beklenmediği eylemlerden bahsediyorum Sayın Hakim Bey. O yıllarda o eylemlere katılan PKK militanları daha sonra itirafçı olup JİTEM’de görev aldılar onu demek istiyorum.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Evet. Aytekin Özen dediniz.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Bu kişiyle bizzat görüştünüz mü bir arada çalıştınız mı?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Sadece kendisinin tanıyorum 77 yılında İzmir Foça’da komando kursundayken Tahrip uzmanı öğretmenimizdi.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Aytekin Özen’in Vatansever Kuvvetler Güç Birliği ile herhangi bir ilgisine dair bir bilginiz var mı?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Yok duymadım, duymadım Hakim Bey.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Dosyamızın bu tüm sanıklar için de bir açıklama mahiyetinde.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Dosyamızın yargılama konusu doğrudan JİTEM değil.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Ancak dolaylı olarak Ergenekon isimli örgüt belgesi olduğu iddia edilen belgede JİTEM deneyiminin bir kazanım olduğundan bahsedilmesi itibariyle biz mahkeme olarak bu yönde sanıklara ve tanıklara sorular tevcih ediyoruz.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Hurşit Tolon’un da bu yönde beyanı oldu sanıkların bilgilenmesi açısından bu hususu ayrıntılı okunmasının gerektiğini düşünüyorum o yüzden 1, 2 ayrıntılı bilgi aktaracağım. Arif Doğan'ın Çavuşbaşı denilen yerdeki kiraladığı depoda bulunduğu iddia edilen çuvallarda belli belgeler var. 7 nolu çuvalda Ahmet Cem Ersever imzalı J nokta Binbaşı JİTEM 2 brlk imzası bulunan başlığı jandarma 2. jandarma istihbarat ve terörle mücadele birlik komutanlığı Silopi istihbarat: 5631–1–90/27 konu haber elamanı Adli Pusat’ın nakdi tazminatı inha dosyasının gönderildiği burada ayrıntılı bir yazı var. Arkasında işte dizi pusulası var. Yine Kurmay Albay Kurmay Başkanı Kurtulmuş Öğün bunu Veli Küçük tanıyabilir. Kurtulmuş Öğün, Kurtulmuş Öğün imzalı 22 Haziran 1991 tarihli Jandarma Asayiş Komutanlığı Diyarbakır antetli kağıt ile Jandarma Genel Komutanlığı Ankara’ya hitaben yazılan yazıda 1990 Mayıs ayında PKK terör örgütü tarafından kaçırılarak sorgulanan ve akıbeti bilinmeyen JİTEM haber elamanından JİTEM grup komutanı Jandarma Yarbay Arif Doğan’ın ve diğer JİTEM personelinin kimliklerinin örgütün eline geçtiği. Jandarma Yarbay Arif Doğan'ın hedef şahıslar arasında bulunduğu ilgili yazı ile bildirilmiştir. İstihbarat: 3500–31–91/9500 konu J. YB. Arif Doğan. 22 Haziran 1991. Yine 14 Haziran 1991 tarihli numarası ve konusu belli Ahmet Cem Ersever imzalı jandarma istihbarat grup komutanı başlıklı içeriğinde PKK terör örgütünün 91 yılındaki eylem ve faaliyetleri dahilinde Osman Olsun adlı JİTEM haber elamanında bahsedildiği yine Arif Doğan da el yazısı ile ve de daktilo yazısı ile ele geçirilen Veli Küçük’ün de söz alarak ifade ettiği personel listesinin bulunduğu Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele Grup Komutanlığına atanan subaylar başlıklı muhtelif subay astsubay isim listesinin bulunduğu el yazısı ile de bunların tekrar edildiği bu sanıkların gündeme getirdiği doğal olarak gündeme getirdiği bir konu Mahkememizin de sanıkların bilgilenmesi açısından okuduğu belgeler. Yani bunlar Arif Doğan'da çıktığı iddia olunan birçok JİTEM ibaresinin geçtiği tarih ve konusu belli belgeler.”
Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon ve Mehmet İlker Başbuğ müdafi Av. İlkay Sezer söz almadan konuştu: “Müvekkilimiz ne söyledi söyler (bir kelime anlaşılamadı) efendim.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Hurşit Tolon bu konuda celse arasında izahatta bulununca ben de bu konunun izahı sadedinde kendisine aktarma da yaptım yani böyle bir belge var dosyada. Ahmet Cem Ersever’in Alaettin Kanat ve Mahmut Yıldırım tarafından öldürüldüğünü beyan ettiniz. Bu bilginizi somut olarak neye dayandırıyorsunuz?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Çünkü Alaettin Kanat itirafçı olduktan sonra JİTEM’de merkez JİTEM’de istihdam ediliyordu. Yeşil’de JİTEM’in en etkin elemanlarından bir tanesiydi gidip geliyordu ve Yeşil o olaydan sonra biliyorum ben kendisinin Ankara Emniyetince gözaltına alındığını ve orada kemiklerinin kırıldığını biliyorum 2 tane kemiğinin kırıldığını Sayın Hakim Bey ben birde Yeşil’le ilgili İsveç’ten bir mektup gelmişti onu size arz ettim mi bilemiyorum. Muş Cumhuriyet Başsavcılığına hitaben bir mektup gelmişti. Mehmet Yazıcıoğlu’nun akrabalarından bir tanesi göndermişti ve orada Mahmut Yıldırım’dan bahsediyordu. Muş’ta öldürülen kişilerle ilgili bir ihbar mektubuydu. Bunu niçin anlatıyorum? Mahmut Yıldırım bir müddet Ankara'da tedavi görüyor daha sonra da Elazığ’a gittiğinde bu Mehmet Yazıcıoğlu’nun, Mehmet Yazıcıoğlu’nun değil Muş’taki öldürülen 5 kişinin yakınları tarafından saldırıya uğruyor Elazığ merkezinde çünkü Elazığ merkezinde de evi, evi vardı ve o ihbar mektubunda da çok net olarak kendisinin Mahmut Yıldırım’dan bahsediyordu. Mahmut Yıldırım’ın da aynen beyanı şöyle. Diyor ki bu ben Tunceli’de operasyonda düştüm o şekilde yaralandım.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Mahmut Yıldırım’ın bir çelişkisinden hareketle mi Cem Ersever’in ölümüne karıştığını.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet, evet, evet ve Mahmut Yıldırım Cem Ersever’in ölümünden sonra Diyarbakır JİTEM Grup Komutanlığına gidip gittiğini de duymuştum. O nedenle söylüyorum.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Cem Ersever’in silahı var dosyamıza da yansıyan.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Arif Doğan'da çıktığı.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Aramalarda Arif Doğan’da çıktığı iddia ediliyor. Cem Ersever’e ait bir silah.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet efendim.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Bu konuda herhangi bir bilginiz var mı sizin? Yani Cem Ersever’in silahının Arif Doğan'da çıkmasıyla ilgili olarak.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Yok ondan bilgim yok yalnız ben kendisinin mahkemeye de tuzak çekilip Genelkurmay Askeri Mahkemesinde onu o şekilde tuzak kurulup gözaltına alındığını biliyorum ve sabahta arz ettiğim gibi o zamanlar Alay Komutanı Yardımcısı Ali Öz albaylıktan emekli oldu mu bilmiyorum. En son Hrant Dink olayında Trabzon Alay Komutanıydı. Birde H. Kenan Yılmaz’dan bahsetmiştim. O da istihbarat şube müdürüydü. Çünkü Kenan Yılmaz’ı da Ali Öz’ü de çok iyi tanıyorum eğer ki onlar bir Türk Silahlı Kuvvetlerinin Jandarma Astsubayı itirafçılar tarafından öldürüldü biz bunun peşine düşüp çıkartalım demiş olsaydılar sabahta arz ettiğim gibi Sayın Mahkemenize çok şeyler aydınlanır diye değerlendiriyorum.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Evet Ali Öz ve Kenan Yılmaz’ın Ankara'da olmalarına Yeşil’in Ankara Emniyetinde sorgulanmasına rağmen bu olayın aydınlatılmamasından dolayı Cem Ersever’in bu kişiler tarafından öldürüldüğünü düşünüyorsunuz değil mi?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Düşünüyorum bunu da zaten siz Sayın Veli Küçük’e de sorsanız.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Yani.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “O da aynı şeyi diyebilir yani çünkü Jandarma Genel Komutanlığında çalışan ve emekli olanlar Cem Ersever az kurnaz bir insan değil kolay böyle faka basacak bir insan da değil ancak onu yakınları kanalıyla tuzağa düşürttürülür. Ama Yeşil’le de arası iyiydi son bu Neval Boz hadisesinde bir müddet arası soğumuştu. Neval Boz’la Cem Ersever dost ilişkisine başlayınca zaten Yeşil’in de ben çok yerde söylüyorum ahlak mefhumu zayıf olan bir kişilik o neden de araları açılmıştı. Bir de en son Soner Yalçın’ın yapmış olduğu açıklamalarda Cem Ersever daha büyük açıklamalar yapacak diye tabi yok olması gerekiyordu öyle de oldu.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Yusuf Geyik diye birinden bahsettiniz.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet Çerkez.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Kişi kimdir ne?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Çerkez Ethem kod birde Bazo kodu kullanır. Türkiye Halkın Kurtuluş Partisinden Tunceli bölgesinde itirafçı bir şahıs bu.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Tuncelili mi bu şahıs?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Tuncelili.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Tunceli bölgesinde.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Nazimiyeli olduğunu ben biliyorum yanlış da bilebilirim. Çerkez Ethem bir başka kodu da Bazo Yusuf Geyik.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Bunun Rıdvan Özden cinayetinde mi?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Rıdvan Özden değil Kazım Çillioğlu.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Kazım Çillioğlu cinayetinde.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet, evet Yeşil’le beraber olduğunu söylüyorum. Zaten o kanıtlandı çok şeyde.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Evet Özcan Tozlu bu kişiyi tanır mısınız?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Yok tanımıyorum.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Bu da jandarma subayı Özcan Tozlu.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Yok tanımıyorum.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Beyanında Yusuf Geyik’i Veli Küçük’ün güvenlik şirketine gittiğinde Veli Küçük’ün odasına girişte Yusuf Geyik’le karşılaştığını söyledi siz bizzat Yusuf Geyik’i gördünüz mü?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Hayır görmedim ama ben bölgede çok faili meçhuller olduğu için duyuyordum.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Evet.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Çünkü eski bir itirafçı o Hakim Bey. Yani 1, 2 senelik itirafçı değil.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “JİTEM’de mi çalıştı bu şahısta daha sonra.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet JİTEM’de uzun müddet faili meçhullerde tetiği olan bir insan.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Duran Fırat’ın.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Sizi tehdit ettiğinden bahsettiniz bunun nedeni nedir?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Sizi neden tehdit etti?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Duran Fırat ve Mehmet Emin Yurdakul’la beraber çalıştı… o karacı bir astsubay Balıkesirli hatta İsmail diye bir devresi vardı onun Elazığ Merkez Karakolunda otururken Karakol Komutanı da Ali Selder orada otururken bu kendisi dedi. Sen dedi yani Korkut Eken’den de bahsetmişti o onları tanıdığın söyledi sen bizim ekibimizi deşifre ediyorsun bunun faturasını ağır ödersin demişti bana. Oysaki ben araştırdım orada Hazar Gölünde askeriyenin tatil köyü olduğunu onun da oradaki mazotu sattığından dolayı soruşturma geçirdiğini oradaki devrem olan Ali Selder astsubay söylemişti. Ben bir daha da kendisiyle zaten muhatap olmadım.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Tudan Fırat’la Mehmet Eymür arasında herhangi ilişki olduğuna dair bilginiz var mı?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Bilgim yok tahmin ediyorum.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Cemalettin Ümit bu kişi.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet görüştüm kendisiyle en son 2011’de en son görüştüm.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Tarık Ümit’in amcası.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Amcası evet.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Bir doktor bu kişinin de dosyamıza yansıyan ifadesi var.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Ben onunla Hakim Bey ilk önce 28 Şubat 97 Show TV Siyaset Meydanında karşılaşmıştım. Daha sonra işte 2011 yılında Ekim ayıydı hatırladığım kadarıyla (bir kelime anlaşılamadı) Sabah Gazetesinde buluştuk kendisi daha doğrusu A Haber’de Bir Sormak Lazım Programına çıkmadan önce görüşmüştüm kendisiyle.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Cemalettin Ümit’te.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Yaşlı bir insan.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Bu Ege Bölgesindeki tespit ettiğiniz Eyüp Tuncay’la alakalı.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Olduğunu söylediğiniz bir dosya var ondan bahsettiniz mi?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Bahsettim hatta ona kendisine o gazeteci bayanı da bulmasını söyledim ondan sonra o bana şunu sordu o Ahmet Başçavuş’u nasıl bulabilirim diye sordu. Ben dedim valla Cemalettin Amca bilemiyorum askeri şubelerden eskiden bulunuyordu ama çok yardımcı olmuştu oğlum demişti. O olmasaydı biz bir 3, 4 gün nezarette kalırdık onun beyanı tabi nezarette kaldığını söylemişti o zamanlar bana. O tedirgin olduğunu da söylüyordu korktuğunu da söylüyordu. Bilmiyorum nasıl ifade verdiğini ben bunu konuşurken Mevlüt diye bir gazeteci vardı yanımda konuşurken programa girmeden önce konuşmuştuk.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Yani o konuda herhangi bir bilgisi var mıymış yani Ege Bölgesinde?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Yok bilgisi yokmuş o hatta kendisi Mehmet Eymür arabasını getirdiğini söylemişti. Daha sonra bu olayı Mehmet Ağar’a kadar ulaştığını söylemişti. Ama netice itibariyle Tarık Ümit’in kızıyla kendisinin nezarette kaldığını ve bir tek o Ahmet Astsubaydan bahsediyordu o biraz uğraştı ama çocuk bir şey çözüm bulamadı demişti. Öylece kaldı demişti o şekilde bilgi sahibiydi.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Tarık Ümit’in kızı ile Celalettin Ümit’in.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “1 gün nezarette kaldıkları doğru yani.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Bunu kendi söylüyor bilmiyorum kaldı mı?”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Kendi beyanı da var.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Bilmiyorum kalıp kalmadıklarını.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Bunlar nerede ne şekilde nezarette kalmışlar?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Onu Veli Küçük’ün talimatı talimatıyla nezarette kaldığını söylemişti bana ama nerede kaldıklarını bilmiyorum.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Evet.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Öyle söylemişti artık bilemiyorum doğru yanlış.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Veli Küçük’e de bu konuyu soralım. Bu Tarık Ümit’in, Tarık Ümit’in, Tarık Ümit’in yeğeniyle birlikte, Celalettin Ümit’in Tarık Ümit’in kızıyla birlikte 1 günlük bir nezarette kalma durumları var sizin bu konu hakkında bilginiz var mı?”
Sanık Veli Küçük söz istedi verildi: “Sayın bu konu daha önce de gündeme geldi hatta basında da çıktı ve Cemalettin neydi ha Cemalettin Ümit bunu 1, 2 yerde de telaffuz etti ben bunu hatırlayamadım. Şimdi şöyle söyleyeyim. Ben Kocaeli Alay Komutanıyım çevrem de oldukça geniş. Telefon edenler gelenler gidenler askerliğimi işte oğlumun askerliğini bilmem ne yaptır diye telefon edenler bile olur. Böyle bir telefon geldi mi ben ettim hatırlamıyorum ama eğer etseydim böyle bir şey olsaydı bu bir cinayet veyahut da kayıp olayı mutlaka hatırlardım ben hatırlamıyorum. Bu bir benzetme gibi sonra bu döndü dolaştı efendim Tarık Ümit’in tam faili ortaya çıkacakken Ahmet diye astsubay bunu Veli Küçük yanına aldı diye çıktı Giresun Bölge Komutanıyken bu böyle yani saçma sapan şeyler yapıldı. Efendim Tarık Ümit ne olduysa araştırma yapıldı sorgulama yapıldı. Bu sorgulama araştırma her şey bir tarafa bırakıldı iş Veli Küçük’e döndü yok böyle bir şey.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Sizin herhangi bir şekilde Tarık Ümit’in amcası Celalettin Ümit’in gözaltına alınması.”
Sanık Veli Küçük: “Hayır görmedim ben (birkaç kelime anlaşılamadı).”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Gözaltına bir saniye.”
Sanık Veli Küçük: “Evet.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Gözaltına alınması yönünde veya gözaltından çıkarılması yönünde alınmaması veya.”
Sanık Veli Küçük: “Alınmaması yönünde hayır hayır.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Gözaltından bırakılması yönünde bir talimatınız oldu mu?”
Sanık Veli Küçük: “Benim böyle bir talimatım olmadığı gibi böyle bir talimat verme yetkim de yok zaten bunun dışında eğer böyle bir şey olsaydı hani ufak tefek telefonlar hatırlanmayabilir ama bunu hatırlardım böyle bir şey yok.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Yani Celalettin Ümit’le alakalı sizin herhangi bir hatırladığınız husus yok.”
Sanık Veli Küçük: “Ben Celalettin Ümit’i bu olaylardan sonra duydum ismini dahi yok böyle bir şey.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Anladım.”
Sanık Veli Küçük: “Varsa telefonum ettimse telefon kayıtlarda vardır.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Evet.”
Sanık Veli Küçük: “O kayıtlardan çıkar.”
Mahkeme Başkanı: “Evet buyurun.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Bu Erdoğan Ömer Emelce mi?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Emelce.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Kimdir bu kişi?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “76 mezunu jandarma astsubayı Kocaeli İl Jandarma Komutanlığından benim Malatya’da olduğum yıllarda görevli bir astsubaydı Veli Küçük’ün emrindeydi.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Veli Küçük hakkında olumsuz anlamda size bir şey söyledi mi bu kişi?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Hayır, hayır söylemedi yalnız Veli Küçük’te burada dinliyor zaten o Doğan Erşahin hadisesi kaçırılmasında ben astsubay olduğu için bir de okuldan tanıdığım için kendisiyle o paramı mevzuunu konuşmuştum kendisiyle. Konuştum yani Doğan Erşahin’le Celal Ateş’in oğlu Mehmet Ateş’in kaçırılması olayında. O da bozulmuştu yani ben okuldan tanıdığımda Adanalı kendisini namuslu dürüst bir astsubaydı yani o da ben o söylediğime çok kötü bozulmuştu.”
Mahkeme Başkanı: “Birkaç sorum olacak. Emrah Özdemir’i tanır mısınız?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Kim efendim?”
Mahkeme Başkanı: “Emrah Özdemir.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Hayır tanımıyorum.”
Mahkeme Başkanı: “Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesinde Emrah Özdemir’in 21 Şubat 2012 tarihinde vermiş olduğu bir ifade var.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”
Mahkeme Başkanı: “Siz Bıçak Timinden bahsettiniz o ifadesinde Emrah Özdemir Bıçak Timinden bahsediyor. Yine Albay Çillioğlu’nun öldürülmesi olayıyla ilgili olarak bildiklerimi anlatmak istiyorum. Bu albayımızı Bıçak Timi olarak tabir edilen tim tarafından infaz edilmiştir.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “(bir kelime anlaşılamadı).”
Mahkeme Başkanı: “Bu tim Hasan Atilla Uğur isimli komutanın timiymiş. Yine Mahmut Yıldırım bu olayda rol almış. Bu olayla ilgili konuşmalarda yine Hayrettin Ertekin’e ait ofiste konuşuldu. Bu sırada ben Adil Timurtaş ve Hayrettin abi vardı. Diğer.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Ben orada bir düzeltme yapabilir miyim efendim.”
Mahkeme Başkanı: “Buyurun.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “O Kazım Çillioğlu değil Rıdvan Özden olayı Kazım Çillioğlu Tuncel’de o bence bir yol alacak ifade değil. Bıçak Timi sadece orada doğrudur bende duymuştum. Ama Kazım Çillioğlu Tunceli Alay Komutanı Rıdvan Özden Mardin Alay Komutanı. Rıdvan Özden Mardin’de öldürüldü. Yanlış.”
Mahkeme Başkanı: “Bıçak Timi nerede görev yapıyordu. (bir kelime anlaşılamadı).”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Bıçak Timi Mardin’de görevli.”
Mahkeme Başkanı: “Mardin’de onun dışında başka bir bölgede görev yapmıyor muydu?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Yok ben duymadım.”
Mahkeme Başkanı: “Evet.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Mardin sorumluluk alanı Bıçak Timinin Mardin’di.”
Mahkeme Başkanı: “Evet. Yine Emrah Özdemir aynı duruşmadaki ifadesinde şöyle bir beyanda bulunmuş. Adil Timurtaş Fethi Çetin, Ali Ozanson demiş ama.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Ozansoy.”
Mahkeme Başkanı: “Ozansoy, Hüseyin Tilki.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”
Mahkeme Başkanı: “Abdülkadir Aygan, Hogir kod adlı itirafçı ve Mete kod adlı İbrahim Babat, Hasan Atilla Uğur isimli komutanın Bıçak ismi ismi verilen timinde yer almaktaymış ve birçok infazı gerçekleştirmişler. Eruh, İdil ve Diyarbakır ile Mardin’de bombalama ve adam kaçırma eylemlerini yapmışlar diye bir beyanı var ne diyorsunuz?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Ben onların bir kısmının Diyarbakır’da olduğunu biliyorum ben hiçbir zaman için kimseyi zan altında kalmasını istemiyorum Sayın Başkanım. Mete kod İbrahim Babat Suriyeli bir teröristtir o ben hiç duymadım Mardin bölgesinde görev yaptığını. Diğerleri de Diyarbakır JİTEM’de görev yaptıklarını biliyorum ama Bıçak Timinde görev yaptıklarını sorarsanız.”
Mahkeme Başkanı: “Peki Bıçak Timinde kimlerin görev yaptığını biliyor musunuz isim isim verebilir misiniz?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Bıçak Timi isim isim veremem yalnız sadece bir kısmının korucu olduğunu duymuştum Bıçak Timinde. Yani halen korucu olanları da olduğunu biliyorum.”
Mahkeme Başkanı: “Yani Emrah Özdemir’in beyanına göre Adil Timurtaş, Fethi Çetin, Ali Ozansoy.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”
Mahkeme Başkanı: “Hüseyin Tilki Abdülkadir Aygan Hogir kod adlı bir itirafçı, Mete kod adlı İbrahim Babat bu Bıçak Timindeymiş ve komutanları da Hasan Atilla Uğur’muş öyle iddia ediyor.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Hayır Abdülkadir Abdülkadir Aygan hiç belki Mardin’de değil de Mardin timinde görev yapmadığını biliyorum Diyarbakır JİTEM’de görev yaptığı yine en sonunda Burdur’a tayin olduğunu bile bildiğim kadarıyla ama bu saydıklarınız zaten JİTEM’de en güçlü itirafçılar Eruh baskınına katılanlar. Bunları artık bilmeyen yok Sayın Başkanım. Bir de şu var basında bunlar çok çıktı bunlar ezberlerdi yani. Yeni deşifre olmuş bir şey değil onlar bizi yanlış yola götür diye değerlendiriyorum.”
Mahkeme Başkanı: “Evet Recep Tiril tanır mısınız?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Duydum ismini şöyle duydum Eruh baskınına katılanlardan diye biliyorum. Daha sonra JİTEM’e nasıl geldiğini onun detayını bilmiyorum tabi.”
Mahkeme Başkanı: “Evet. Abdülhakim Güven tanır mısınız?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Duydum onu da o şeyli Diyarbakır’ın bir ilçesinden Çınar, Çınar ilçesinden olabilir.”
Mahkeme Başkanı: “Evet. Kamil Erol’u tanır mısınız?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Kim?”
Mahkeme Başkanı: “Kamil Erol.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Yok bilmiyorum.”
Mahkeme Başkanı: “Bu kişilerin Cem Ersever’in yanında olanlar olarak iddia ediliyor.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Ya Cem Ersever böyle herkesle gitmezdi yani Cem Ersever akıllı bir insandır rastgele itirafçıları yanına alıp giden bir insan değildi. Çünkü hem o coğrafyayı bilen bir insan hem de ideolojik açıdan dolu dolu bir insan en fazla Aygan’ı aldıysa almıştır yanına. Yoksa yanında Şaban Astsubay var birde Tokatlı bir tane en çok sevdiği Er Erol vardı onun.”
Mahkeme Başkanı: “Evet. Menderes Güçlü’yü tanır mısınız?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Hayır tanımıyorum.”
Mahkeme Başkanı: “Teoman Barutçu’yu tanır mısınız?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Duydum tanımıyorum.”
Mahkeme Başkanı: “Ne şekilde duydunuz?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “İtirafçı olarak duydum ben onu. Yanlış da hatırla… duydum yalnız onu ben.”
Mahkeme Başkanı: “Evet. Şimdi gizli tanık Kısaç’ın beyanı var bu konuda. Yeşil kod Mahmut Yıldırım orada görev yapmaktaydı Albay Teoman Barutçu’ya bağlıydı diyor.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Yok ben Teoman Barutçu’yu sadece duydum. Yani itirafçı mı değil mi bilmiyorum ben sadece duydum diyorum yani. JİTEM'in ana hatlarının çok iyi tanıdıklarım dürüst olanlar da var. Mesela Nurettin Atay’ı çok seviyorum dürüst bir insan hiçbir pisliğe katılmamış bir Türk Silahlı Kuvvetlerinin subayıdır. JİTEM’de kalmıştır ama tertemiz oradan binbaşılıktan emekli olmuştur.”
Mahkeme Başkanı: “Peki Mahmut Yıldırım kime bağlıydı?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Mahmut Yıldırım Cem Ersever’le çok ilişkiliydi benim bildiğim yani Cem Ersever’den sonra Arif Doğan'la ilişkili olduğunu biliyorum ama daha sonra da tabi nasıl MİT’in kanalına geçtiğini onu bilemiyorum. O da zannedersem olağanüstü hal bölgesinde MİT ona Land Rover almıştı bir tane beyaz bir Land Rover meşhur. Herkes JİTEM Torosları diyordu ama Land Rover’dan hiç kimse bahsetmiyordu o bölgede.”
Mahkeme Başkanı: “Evet Veli Küçük’ün Veli Küçük’ün sizi tehdit ettiğini söylüyorsunuz. Herhangi bir şikayette bulundunuz mu soruşturma (bir kelime anlaşılamadı).”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Yok bulunmadım yine de Mahkemenizin huzurunda söylüyorum bulunmam çünkü ben ondan şunu beklerdim eğer ben bir yanlış yaptıysam Türk Silahlı Kuvvetlerinin aynı teşkilatının insanıyız bana her türlü ulaşabilirdi. Ben Veli Küçük’le hiçbir işim yok ki ben sadece JİTEM’in yine de söylüyorum grup komutanını kendi beyan etti.”
Mahkeme Başkanı: “Evet.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Ve Kocaeli’ndeki olan ilişkimizi söylüyorum.”
Mahkeme Başkanı: “Evet.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Ben demiyorum ki Veli Küçük şu adamı öldürdü öyle bir şeyde de bulunmadım zaten. Ben sadece zoruma giden şu benim gariban bir yaşlı bir dayımın yanına değil de köyüme değil de bana diyebilirdi benden büyük evladım da diyebilirdi oğlum da diyebilirdi. Bir telefon açabilirdi oradaki jandarmayı bulabilirdi benim nasıl köyüme gittiyse bana o şekilde ulaşabilirdi. Ulaşanlar oldu jandarma teşkilatından Mustafa Bıyık mesela General Mustafa Bıyık ulaştı. Bana dedi ki teşkilat yara alıyor pek fazla konuşma dedi öyle bir şeyde bulunmuştu. Veli Küçük Paşamız da bulunabilirdi ben onu demek istiyorum yani ben söyledim orada onu yine söylüyorum Veli Küçük jandarma teşkilatında JİTEM dediğiniz zaman Veli Küçük aklınıza gelmesi lazım onu biliyorum.”
Mahkeme Başkanı: “Evet size bazı, anladım bazı fotoğraflar göstereceğiz bakar mısınız?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”
Mahkeme Başkanı: “Tanıyor musunuz ekrandaki.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Onu basından tanıyorum.”
Mahkeme Başkanı: “Mikrofona konuşun.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Basından tanıyorum Tuncay Güney olarak biliyorum.”
Mahkeme Başkanı: “Evet ekranda gördüğünüz tanık.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet basından tanıyorum.”
Mahkeme Başkanı: “Tuncay Güney.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Yo tanımıyorum.”
Mahkeme Başkanı: “Ekranda gördüğünüz sanık Ümit Oğuztan.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Yok.”
Mahkeme Başkanı: “Bu Susurluk komisyonunda da bir ifade veren bir kişi.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Yok tanımıyorum. Ha bunu Sami Hoştan olarak biliyorum şuradan biliyorum Susurluk kazasından sonra ismi çok geçmişti.”
Mahkeme Başkanı: “Evet ekranda gördüğünüz sanık Sami Hoştan.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet, evet tanıyorum.”
Mahkeme Başkanı: “Herhangi bir görüşmüşlüğünüz telefonla (bir kelime anlaşılamadı) görüşmüşlüğünüz yok mu?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Hayır yok, yok, yok, yok hayır yok. Hayır yok.”
Mahkeme Başkanı: “Evet.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Bunu tanıyorum Peker olabilir soyadı ama tam ismini hatırlamıyorum.”
Mahkeme Başkanı: “Evet.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Tam hatırlamıyorum Peker olarak soyadlarından ben.”
Mahkeme Başkanı: “Ekranda gördüğünüz şahıs Sanık Sedat Peker.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet ismini hatırlayamadım.”
Mahkeme Başkanı: “Telefonda veya yüz yüze görüşmüşlüğünüz yok sadece.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Hayır hayır yok görüşmedim efendim benim işim olmaz o adamlarla.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Bir sorum daha var. Bu Susurluk komisyonunda verdiğiniz ifadeleri okudunuz değil mi?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Size ait bu ifadeler.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet 105 sayfa konuşmuştum.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Evet o ifadeler size ait değil mi?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet bana ait.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Mahkemede teyit ediyorsunuz bunu.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “İsmail Şemey böyle birini tanıyor musunuz?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Hayır.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “İsmail Şemey.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Yok tanımıyorum.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Bu Durmuş Ali Kıvrak’tan bahsedildi.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Siz komisyonda Uğur Mumcu cinayetinden bahsederken.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Şöyle bir ifadede bulunuyorsunuz. Uğur Mumcu’nun C4 plastik patlayıcısıyla öldürüldüğünü bunun iz bırakmadığını Malatya’da Tekin Coşkun denilen kişinin evinde C4 bulunduğunu bu kişinin poliste gözaltına alındığını. Kendisini Uğur Tonik adında İstanbul'da oturan yaşlı bir adamın kurtardığını bu adamla da Tekin Coşkun’la birlikte Büyük Otelde görüştüğünü. Tekin Coşkun’un Uğur Mumcu’un aleyhine konuştuğunu onun öldürmüş olabileceğini, Tekin Coşkun’un Alaettin Çakıcı’nın çok yakın arkadaşı olduğunu çek senet işiyle uğraştığını bu nedenle başka şehirlerde de adamının olabileceğini kendisinin evine gelerek görüştüğünü 3613045 çağrı numarası ve.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “0542 2310290.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Numaralı cep telefonu bulunduğu bu kişinin Abdullah Çatlı’yı da tanıdığını.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Beyan etmişsiniz.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Etmiştim ve o Susurluk ifademden sonra ben Ankara Adliyesinde tekrardan ifade Uğur Mumcu Komisyonunda da ifade vermiştim. Tekrardan Ankara Adliyesine ifade verdiğimde Tekin Coşkuner oraya gelmişti ve orada Aydın Öztürk aslında doğruları söyleyecekti daha başka Mustafa Bayraktar vardı Mustafa’yı ben hep gizlemiştim astsubayı çünkü ileriki süreçte böyle zorluklarla karşılaşacağımı bildiğim için hep gizlemiştim kalsın demiştim belki dedim bu kişiler doğru söyler. Çünkü başka şansım da yoktu oraya geldiklerinde onlar avukatıyla gelmişlerdi oysaki ben tek başımaydım. Oradaki Cumhuriyet Savcısı neredeyse beni tutuklama talebiyle mahkemeye gönderecekti çünkü şunu söylemişti biliyordun da bu zamana kadar niçin soruşturma yapmadın sorusuyla karşılaşmıştım Ankara Adliyesinde. Ben de zorlanmıştım bu sorusuna karşılık ben sadece yeni yeni konuşmak mecburiyetinde kaldım artık Sayın Savcım demiştim o yıllarda bu tür şeylerin üzerine gitmek konuşmak bile zordu zaten. Öyle bir süreçti Tekin arandığı zaman Uğur Mumcu olayında Battal Gazi’de oturan bir insan gerçekten onu polis kaçırıyor ve İstanbul evine geliyor. O Doğan Erşahin’de zaten Tekin’in çok samimi arkadaşı. Doğan Erşahin kaçtığı zaman da Battal Gazi’de bir vatandaşı öldürüyor ve Tekin’in kontrolünde. Tekin’de bahsettiğiniz gibi oradaki Uğur Tonik bizzat ben Malatya’da karşılaştım kendisiyle. Sabah da arz ettiğim gibi Kartal Demirağ soruşturmasını Kemal Yavuz’un soruşturmasını yapan Türkiye Cumhuriyetinin Cumhuriyet Başsavcısı olduğunu daha sonra öğrenmiştim. Önceleri Tekin onu bana yanıma getirdiğinde il jandarma komutanlığına reis olarak hitap etmişti. Bu bizim reisimiz demişti. Reis de Ülkücü camiada kullanılan bir tabir.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Kim onu getiren oraya?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Tekin getirmişti Uğur Tonik’i yanı.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Tekin Coşkun’u.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Tekin Coşkuner Uğur Tonik’i yanıma getirmişti benim.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Evet.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Hani konuyu açmamışlardı ne için diye o da Mustafa’nın vasıtasıyla gelmişlerdi Bayraktar’ın. Ben görevden gelince gazinoda kendileriyle karşılaştığımda bu bizim reis demişti. Demin de söylediğim gibi Reis Ülkücü camiada üstün kademede bir insan olarak saygı duyan.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Abdullah Çatlı’yla bu kişinin tanıştığına.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet o bahsediyordu.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Tekin Coşkun mu diyor?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Tekin bahsediyordu şimdi gelince reis deyince olaylardan oradan bahsediyordu. Öyle konuşmalar olmuştu yanımızda.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Sizin bu ifadenize paralel bir beyan Doğu Perinçek’te çıkan dijital belgelerden birinde var.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Uğur Mumcu’yu Çatlı Yeşil Ergenekon yasallık dışılığı öldürtmüş. C4 patlayıcı patlatıcı düzeneğini mıknatıslı otomobile yapıştırmışlar. Öte yandan da civa tüplü dengeli kontak sistemini mıknatısla yapıştırmışlar. Bundan sonra akım tellerini birbirine bağlayıp gitmişler. Sizin buradaki ifade edilen hususlarla alakalı bir bilginiz var mı?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Yok benim yok.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Yani bu ayrıntıya vakıf.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Çok ayrıntıya girmiş çok güzel bir ayrıntı o.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Evet.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Çünkü C4 ben de ekleyebilirim infilak ettiği zaman pek leke bırakacak bir patlayıcı değil Sayın Hakim Bey. O çok detayına girmiş olayın. Hakim Bey özür dilerim böbrek rahatsızlığım var çok sıkıştım çok sıkıştım böbrek rahatsızlığım var.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Tabi tabi. Çıkmayalım isterseniz bir tane kaldı.”
Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük söz almadan konuştu: “Efendim aradan istifade bir şey söyleyebilir miyim? Efendim İsmail Sağır’ın ailesi annesinin rahatsızlığı nedeniyle.”
Mahkeme Başkanı: “Biz gerekli izini verdik. Gerekli izini verdik.”
Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Yalnız şöyle bir durum var biz (birkaç kelime anlaşılamadı) Bunu bir yandan da öyle şeyler oluyor ki örgüt bağlantısı gibi değerlendirilmesini biz istemiyoruz. Bu sadece.”
Mahkeme Başkanı: “(birkaç kelime anlaşılamadı)”
Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Hesabına yatıracağız hesabından çekiliyormuş (bir kelime anlaşılamadı). Yani o şekilde ben şimdi buradan herkesin huzurunda beyan ediyorum öyle bir parayı yatıracağız hesabına.”
Mahkeme Başkanı: "(Birkaç kelime anlaşılamadı).”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Teşekkür ederim Sayın Başkanım.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Bu Madımak olayında bir JİTEM, sivil JİTEM mensubundan bahsettiniz kimdir bu kişi?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Şaban Bayram var JİTEM’de çalışmış onunla.”
Sanık Mustafa Levent Göktaş söz almadan konuştu: “(Bir kelime anlaşılamadı) ne olmuş?”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Bir dakika ya bir dakika.”
Mahkeme Başkanı: “Efendim kim müdahale etti kim bir şey söyledi biri. Efendim lütfen yani müdahale etmeyelim.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Müdahale değildi Başkanım. O sırada orada mı görevliymiş bu Şaban Bayram dediğiniz?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Orada görevliydi efendim.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Siz Malatya’daydınız o sırada.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Ben Malatya İl Jandarmadaydım aynı olayı biz Malatya’da alay komutanımızın sayesinde Yaşar Ercan’ın sayesinde yaşatmadık. Çünkü o olay olmadan önce komşu illere de bilgi veriliyordu. Ya şurada şu saatte panel yapılacak ya da bir toplantı yapılacak bizim bilgimiz vardı ben mesela orada görevli iken o toplantının yapılacağından haberim vardı benim. Bizim de o komşu yerlerde Alevi Köylerimiz vardı onlara da bildiri atmışlardı. Yani bildirinin içeriğini hatırlamıyorum tamam mı? Küçük tırıt diyoruz biz el ilanları gibi onlardan atılmıştı.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Bu Tarık Ümit’in Mehmet Eymür’le irtibatı konusunda bilginiz nedir?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Tarık Ümit MİT’in istihbarat elemanı.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Pardon Cemalettin Ümit’in? (bir kelime anlaşılamadı).”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Cemalettin Ümit Tarık Ümit’in amcası.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Amcası.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Öz amcası.”
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Mehmet Eymür’le ne tür bir irtibatı var?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “O Mehmet Eymür’e sorduğunu söylediğini bana onun söylemleriyle ben, ben konuştuktan sonra kendisi daha sonra öğrenmiş MİT elemanı olduğunu önceden bilmiyormuş Cemalettin Ümit Tarık Ümit’in MİT elemanı olduğunu öğrenince Mehmet Eymür’e soruyor.”
Mahkeme Başkanı: “Buyurun Savcı Bey.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Bir sorum olacak size. Tanıklığınızın ağırlıklı konusunu JİTEM konusundaki anlatımlar oluşturdu. Oysa biraz önce siz de dinlediniz bu birimin en çok izafi edildiği kişi komutanlığını yaptığını komutanlıklarından birisi olduğu söylenen Veli Küçük aslında böyle bir birimin hiç var olmadığını söz konusu olanın jandarmanın resmi istihbarat kurumu olduğunu gruplar komutanlığı olduğunu söyledi. Oysa siz gün boyu JİTEM, JİTEM eylemlerinden faili meçhul cinayetlerden bahsettiniz. Genelkurmay Başkanlığı mahkemenin yazılarına bu konuda cevaplar verdi ve en son verdiği cevap ise tam da ifade edilen şekliyle değil öz olarak söylüyorum. JİTEM isimli bir birimin geçmişte Jandarma Genel Komutanlığı bünyesinde deneme mahiyetinde kurulduğu ve faaliyette bulunduğu şeklindeydi. Şimdi JİTEM’in hiç olmadığı bahsediliyor. Biraz öne Sayın Üye Hakim bazı belge içeriklerini söyledi. Ben görsel olarak bu kısa sürede birkaç tane PDF olarak çoğaltılmış bunlar ve Word belgelerine yapıştırdım bazı kısımlarını size gösterip yıllarca teşkilatta çalıştığınız için bunların mahiyetlerini size sormak istiyorum.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet efendim.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Bunlar Arif Doğan'ın bunların kiraladığı bir depoda ele geçirildi birçoğu da.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Daktilo yazısı olarak basılı şekilde bulundu.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Arif Doğan burada sanık olarak dinlendi bu belgeleri kabul etti. O dönemde yapılan neredeyse tüm yazışmalardan.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Nedense bir örneğini almış çoğaltmış fotokopi çekmiş kendisine çuvallar dolusu saklamış. JİTEM’i de kabul etti. Mahiyeti konusunda değişik açıklamaları olsa da JİTEM’in varlığını kabul etti. Bunlardan birisi Veli Küçük kabul etmiyor Arif Doğan'sa kabul ediyor. Böyle bir çelişki de var. Şimdi görevli arkadaş size ekrana yansıtsın.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Ama bunların hani benim evet.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “(bir kelime anlaşılamadı).”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Mesela şöyle Arif Doğan'da çıkan.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “(bir kelime anlaşılamadı) görüyorum yok görüyorum.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Yazıyı yaz…”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Görüyorum Sayın Savcım.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Yazı kısmını evet.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Bu Jandarma Genel Komutanlığının amblemi değil şu andaki bu farklı bir amblem Sayın Savcım.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Şimdi yazıda şöyle belki uzak olduğu için okuyamıyorsunuz.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Okuyorum.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “6. Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele Birlik Komutanlığına ait kısa brifing deniyor.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Hiç böyle birlik olmadı benim bildiğim kadarıyla sadece İstihbarat Grup Komutanlığı oldu farklı bir şey bu. Böyle bir birlik olmadı Sayın Savcım.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Tamam.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Böyle bir amblem de jandarmanın yok.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Sıradaki.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Benim çalıştığım süre içerisinde bu farklı bir oluşum.”
Mahkeme Başkanı: “Savcı Bey okur musunuz?”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Devamına da bakalım.”
Mahkeme Başkanı: “Diyarbakır üstekini bir okuyalım.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Sayın Başkanım şu açıklamayı da yapayım bunlar 30’ar 40’ar.”
Mahkeme Başkanı: “Diyarbakır 4. Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele Birlik Komutanlığı başlıklı bir.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Birlik komutanlığı.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Evet. Bunlar 30’ar 40’ar sayfalık dijital.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “PDF dosyaları ben sadece şu kısa sürede 1, 2 sayfalarını alabildim. Sonuna imza kısmına da gelelim.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Mesela burada bir isim var.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Hasan Gökmen hiç duymadım ben.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Jandarma Binbaşı.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Ben duymadım. 4. Jandarma İstihbarat Terörle Mücadele Birlik.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “4. Jandarma İstihbarat.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Birlik oluşmadığı için.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Birlik.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Bu farklı bir oluşum bunu ben çözemedim. Bu çok farklı bir oluşum.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Ama bu.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Bizde sadece İstihbarat Grup Komutanlığıydı Sayın Savcım.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Bunun kısaltılmışı JİTEM oluyor yani Jandarma İstihbarat Terörle Mücadele.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Hayır ama birlik diyor birlik, birlik büyük bir askerlikte kuvvettir. Birlik diyor o çok farklı bir şey.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Evet.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Birde o bir daha başa gelebilir misiniz jandarmanın logosu var orada.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Peki oradaki açıklamalardan biraz.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “İlk baştaki logo jandarmanın logosu değil burada bakın karşımızda bir üsteğmenimiz de var o da ona da sorabilirsiniz. Ben öyle bir logo görmedim. Bu farklı bir şey. Yani o logo farklı birde birlik sözcüğü farklı bir oluşumu burada bence meydana getiriyor.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Peki devam edelim. 1. Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele Birlik Komutanlığı brifing dosyası yavaş yavaş kaydıralım okunmuyor.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet okuyorum ben.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Evet orada şeyi de var el yazısıyla bir sayı da verilmiş.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet, evet.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Gizli.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet gizli.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Mesela yazıdan da biraz okuyayım size. Bölge sorumluluğu esası zedelenmemeli.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Okuyorum ben.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Herkes bu son imzasını olduğu için bu bölümü aldım.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet Aytekin Özden işte bahsediyorum.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “İmzası da var jandarma.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “İstihkam önyüzbaşı.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “İstihbarat Ön Ö. Yüzbaşı.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Ö Yüzbaşı bizde geçiyor kısaltılmış.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “1. Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele Birlik Komutan Vekili.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Ve Terörle Mücadele Birlik Komutan Vekili evet.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Böyle bir isim var mı?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Var Aytekin Özden’i ben zaten söylüyorum. Yani bu jandarma istihkam ora da kendi istikam önyüzbaşı diyor. Jandarma neftesinde bir subay değil.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Kimin emrinde çalıştı?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Jandarma Genel Komutanlığının emrinde inşaat emlak işleriyle ilgilenmesi gerek. Normalde karakol yapılacaksa onun görevi o ama Jandarma İstihbarat Birliğinde jandarmanın istihbarat ünitelerinde görev yapması gerekmez.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Oradaki is kısaltması istihbarat değil mi?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Burada İstihbarat ve Terörle Mücadele Birlik Komutan vekili diyor.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Evet. Yani şunu da hatırlatayım bu sadece bir tane.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet Sayın Savcım.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Belki yüz tane bu şekilde Aytekin Özen.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Anladım, anladım.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Yani konu belgelerin konusu da Jandarma İstihbaratına ilişkin.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet. Ama ben çalıştığım yıllarda ve şu andaki süreçte de Jandarma İstihbarat Birlik Komutanlığı diye bir oluşum yoktu.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Peki devam edelim.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Yani İstihbarat Grup Komutanlığı vardı İstihbarat Tim Komutanlıkları vardı ama Birlik onların üstünde.”
Salonda söz almadan konuşalar oldu anlaşılamadı.
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “3. Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele Birlik Komutanlığı dosyadan bakıp öğrenebilirsiniz oradan.”
Mahkeme Başkanı: “Müdahale etmeyin. Orada yazıyor efendim olanı olanı görüyoruz efendim 1989 diye bir ibare var.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet 1989 12 Nisan 1989.”
Mahkeme Başkanı: “Evet 12 Nisan 1989 yazıyor.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”
Salonda söz almadan konuşanlar oldu anlaşılamadı.
Mahkeme Başkanı: “Efendim lütfen belgeler gösteriliyor tanığın bilgisi soruluyor müdahale etmeyin lütfen.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Evet burada.”
Mahkeme Başkanı: “Evet o yazıyı okutalım.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”
Mahkeme Başkanı: “Bir üste, üste geçelim üstte ne yazıyordu?”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Bunlar 2, 3 senedir dosya içerisinde olan belgeler yeni şeyler değil.”
Mahkeme Başkanı: "Evet 3. Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele Birlik Komutanlığı.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Birlik Komutanlığı diyor hiç böyle bir birlik ben hiç hiç duymadım.”
Mahkeme Başkanı: "Başlıklı bir dosya.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Bu farklı bir oluşum. Yani kendi kafalarına göre bir oluşum yapmışlar bunlar neye hizmet ederlerse.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Evet bakın burada bu belgenin diğer.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet 3. Jandarma İstihbarat Terörle Mücadele Birlik Komutanlığı diyor.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Komutanlığı teşkilatı.”
Mahkeme Başkanı: "Teşkilat.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet jandarma teşkilatında böyle ben çalıştığım sürede hiç karşılaşmadım. Yani JİTEM’in oluşumu da böyle değil.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Burada bir.”
Mahkeme Başkanı: “Birlik yazıyor istihbarat timi.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”
Mahkeme Başkanı: “Özel İstihbarat.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Evet bir sonrakine geçelim. Şimdi burada JİTEM Birlik Komutanlığının fiilen katıldığı operatif istihbarat faaliyetleri kapağı yapılmış.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Ve bunun altında işte bu faaliyetlerin anlatıldığı bölümler var gizli ibareli bir belge sona gelelim. Hüseyin Kara.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “He onu duydum ben. İsmen duydum.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “İmzası da var orada Jandarma Kıdemli Binbaşı olsa gerek JİTEM.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Bakın burada kısaltılmış da diye.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “JİTEM 1 Birlik Komutanı yazıyor Sayın Savcım.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Evet JİTEM 1 Birlik Komutanı. Evet, bir sonrakine, Hüseyin Kara kimin emrindeydi?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “O istih… Onun JİTEM’de çalıştığını biliyorum ama kimin emrinde olduğunu bilmiyorum.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Bakın burada yine bir çalışma dosyasının kapağı 2. Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele Birlik Komutanlığının verdiği mesaj ve duyumları şeklinde.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Sona gelelim. Evet, burada biraz büyütebilirsin imza kısmını görünsün.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Ben bakabilirim (bir kelime anlaşılamadı).”
Mahkeme Başkanı: “Yakından bakın.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Bakarım Ahmet Cem Ersever doğru şimdi ben buna.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “İmzasıyla.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet emekli olmadan önce zaten Cem Ersever’in düşüncelerinden bir tanesiydi şimdi belgesini görmüş oldum ben yani istihbarat grubunun üzerinde istihbarata yönelik tabur seviyesinde birlikler oluşturulacağı söyleniyordu demek ki bu belge yani.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Sadece bu değil size izah ettik yani.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Yani çuvallar dolusu olduğunu söyledim.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet ben.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Evet bir sonrakine geçelim biraz hızlı hızlı olsun.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Bakın Diyarbakır 4. Jandarma.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “İstihbarat ve Terörle Mücadele Birlik Komutanlığı.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Ama bu oluşum Sayın Savcım hiç şey görmedi olumlu bir şey görmedi jandarma teşkilatı. Bunu istihbaratta çalışanlar duymuştu böyle bir oluşum olacağını yani Cem Ersever’in bünyesinde olacağı bu şekilde lanse ediliyordu.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Bizim iddia makamı olarak bundan anladığımız sizin JİTEM diye bahsettiğiniz şeyin belgeleri bunlar zaten.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Yok bu JİTEM.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “kısaltılmışı da aynı şekilde jandarma istihba...”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Ama JİTEM’den daha bence üst bir üst yapı. JİTEM’de birlik diye bir şey yok bizde Sayın Savcım.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Yok JİTEM, JİTEM timleri yani tim komutanlıkları.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Filan artık biraz önce teşkilat şeması da vardı onun altında belki timler oluşturulmuştur vesaire ama bu JİTEM’e dair.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Resmi yazılar olduğunu düşünüyoruz.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Evet bir sonrakine geçelim. Bakın burada sadece imzasını şey yaptım ben kopyaladım.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet, evet Ersever.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Cem Ersever.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Jandarma Binbaşı 2. İstihbarat Terörle Mücadele Birlik Komutanı.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet, evet.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Bir sonrakine geçelim.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Aytekin Özen.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Aytekin Özen.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet. Hurşit İnceoğlu duymadım hiç.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “JİTEM olarak burada.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet JİTEM 4 birlik komutanı diyor.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Evet 4 birlik komutanı.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Bakın burada deminki şeyin biraz daha büyüğü var teşkilat şemasının.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Bu 30, 40 sayfalık bir belge içerisindeki öngörülen kuruluş şeması deniyor JİTEM’in.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Burada isimler yok sadece.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Şematik var.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Şematik olarak.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Bir sonrakine geçelim. Bakın burada daha değişik bir belge gizli ibareli.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Jandarma Genel Komutanlığı Jandarma Asayiş Komutanlığı Diyarbakır.”
Mahkeme Başkanı: “17 Ocak 1990 tarihi.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “90.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Kitapta şu şekilde Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Grup Komutanlığına diyor.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Grup Komutanlığına yani böyle bir birim biliyor musunuz siz?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Yani Diyarbakır’da Grup Komutanlığı vardı.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Ama Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele Grup Komutanlığına.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Şimdi Sayın Savcım merkez Ankara’ydı İstihbarat Grup Komutanlığı Diyarbakır’da vardı.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Evet.”
Salonda söz almadan konuşanlar oldu anlaşılmadı.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “İstihbarat Terörle Grup Komutanlığı yok JİTEM olarak ben biliyorum. Yani burada İstihbarat ve Terörle Mücadele Grup Komutanlığı.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Normalde bu açılımın kısaltması JİTEM.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet JİTEM evet.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Grup Komutanlığı.”
Mahkeme Başkanı: “Belgenin altına bakalım bir imza falan var mıymış? Yok.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Bu Asayiş Bölge Komutanlığı tarafından.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “JİTEM Grup Komutanlığına yazılmış bir yazı.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”
Mahkeme Başkanı: “Konu olarak da değerlendirme çizelgesinin gönderildiği.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Evet. Ya bu da.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”
Mahkeme Başkanı: “Diye belirtilmiş.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Bir denetleme raporunun sanki gönderildiği mahiyetinde bir.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Değerlendirme çizelgesinde ye aldığı haberler var. Ye ödüllendiği personeller vardır o şekilde bir çizelge olması lazım.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Zaten bu şekilde bölge komutanlarının JİTEM görevlilerine verdiği takdirnameler de o çuvallar arasında yer alıyor.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Yani evet, evet.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Evet bir sonrakine geçelim. Burada bir yazı var aynı şekilde.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Ben buradan silik çıkıyor okuyamıyorum.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “1986 tarihinden itibaren isimleri geçen şahıslar görevlendirilmiştir. Görevlendirme belgesi bu ama Sayın Komutanım demiş Jandarma Genel Komutanlığı Karargahına gönderilen bir yazı.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Evet orada gizli faaliyetler denen bir bölüm var.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet, evet Sayın Savcım.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “O giriş kısmı ilk okuduğunuz kısmı giriş kısmı arada başka şeyler var ben.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Ben okuyorum onları.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Evet. Jandarma Genel Komutanlığı karargahında ve alt birimlerinde şimdiye kadar aktif olarak faaliyet yürüten bir istihbarat ünitesinin yokluğu ve buna duyulan ihtiyaçtan dolayı başlangıçta bölgeyi iyi tanıyan istihbarat faaliyetlerinde başarılı olan bölgede başarılı hizmetler yapan Binbaşı Doğan. Bu kim olabilir?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Arif Doğan.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Binbaşı rütbesinde bahsediyor.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Binbaşı Kara.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Hüseyin Kara o.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Binbaşı Ersever.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Cem Ersever.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Yüzbaşı Aytekin Özen.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Ve Yüzbaşı Ali Yıldız bu kimdir tanır mısınız?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Sadece duydum Sayın Savcım onu ben.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Nerede görevliydi?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “JİTEM’de görevliydi.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Olmak üzere Aralık 1986 tarihinden itibaren görevlendirilmiştir.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Gizli faaliyetler bu arada başka şeyler var onu söylemiştim.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Örgüt içerisinde faaliyet yürüten kadrolu militanlarla temas etmenin ve onu kazanmanın zorluğuna mukabil örgüte girmeye temayülü.”
Salonda söz almadan konuşanlar oldu anlaşılamadı.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Temayülü ve müsait olan askeri firar ve adi suçtan aranan kişilerle temasa geçilerek talimatlandırılmış örgütün kadrosuna sokma çalışmaları yapılmıştır. PKK terör örgütüne sızmaya yönelik bir istihbarat faaliyeti rapor ediliyor.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Örgütün geri bölgesindeki kamplarında vurabilmek maksadıyla PKK terör örgütünün ideolojisiyle ters düşen örgütlerle görüşme yapılmış ve bir örgütle de üst seviyeye kadar ulaşılmıştır. Böyle bir faaliyet rapor edilmiş.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Evet Sayın Savcım.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “PKK’nın ideolojisine ters bir örgütle görüşme yapılarak üst seviyeye kadar ulaşıldığı bu ne olabilir buradan bir anlam çıkarabilir.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Bunu bu Kontra Hizbullah dedikleri Hizbullah terör örgütünün oluşumunun başlangıcından bahsediyor Sayın Savcım. Şimdi ben bütün örgütleri aşağı yukarı görev yaptığımdan dolayı tanıyorum yani PKK terör örgütüyle içli dışlı olan sol örgütler var Kürt solu var. Yani milliyetçi düşünceye sahip olan ya da Radikal dinci bir örgüt PKK terör örgütüyle o yıllarda birlikteliği yoktu. Ama bu söylem şunu kastediyor şunu anlıyorum ben ve ifade etmeye çalışacağım. Terör örgütüne karşı JİTEM içerisinde de Batman bölgesinde Hizbullah denen bir örgütü yarattık biz bunun öncülüğünü de Arif Doğan çekmişti.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Sizin bu konuda bilginiz var mı tanıklığınız var mı?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Hayır Tanıklığım yok. Yalnız sadece çalışırken sabah da söylediğim gibi konferans istihbaratlardan geldiğinde altığımız bilgiler doğrultusunda biz bunu öğreniyorduk ki o yıllarda da PKK terör örgütüne karşı yeni bir örgüt oluştuğunun söylemleri vardı. Oradan biliyorum ben meslekteyken vardı yani. O da Hizbullah terör örgütü diye. Bunun da en faal kişisi de Arif Doğan olduğunu biliyorum.”
Mahkeme Başkanı: “Evet bir soru sormak istiyorum. Adil Pusat diye birini tanıyor musunuz?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Hayır Sayın Başkanım.”
Mahkeme Başkanı: “Evet onun bir öldürülme olayı var. Tanımıyorsunuz.”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Yok tanımıyorum Sayın Başkanım.”
Mahkeme Başkanı: “Evet şimdiye kadar söylemediğiniz de söylemeyip de söylemek istediğiniz ilave etmek… bir husus var mıdır?”
Tanık Hüseyin Oğuz: “Yok Sayın Başkanım ben kimseye de bir şer istemiyorum burada bütün insanlara saygılıyım. Muhakkak bunların hepsi çok değerli insanlardır. Ben şu andaki yapmış olduğunuz bu oturumda bütün buradaki arkamda tanıyayım tanımayayım herkese çok teşekkür ediyorum. Siz yüce Mahkemenize de başarılar diliyorum. Saygılarımı sunuyorum efendim.”
Mahkeme Başkanı: “Evet teşekkürler.”
Tanık Hüseyin Oğuz’un bu şekilde tamamlandı.
Mahkeme Başkanı: "Buyurun çıkabilirsiniz.”
Saatin 17:52 olduğu görüldü.
Oturuma bugüne mahsus olmak üzere son verildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tanıklar Mesut Sezer, Salih Kurt ve Mehmet Avlar’ın bir dahaki duruşmalarda beyanının alınması için hazır edilmeleri için gerekli işlemlerin yapılmasına.
Oturuma 17 Ağustos 2012 saat 09:30’da kaldığı yerden devam edilmek üzere ara verilmesine oybirliğiyle karar verildi.16.08.2012
BAŞKAN 28298 ÜYE 37266 ÜYE 39995 KATİP 146848
Dostları ilə paylaş: |