13. AĞIr ceza mahkemesi ( tmk 10 maddesi İle yetkiLİ ) duruşma tutanağI



Yüklə 457,72 Kb.
səhifə2/5
tarix07.01.2019
ölçüsü457,72 Kb.
#91755
1   2   3   4   5

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hı.”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Orada Yalçın Tanfer’e söyledi, işte sohbet ettik Yalçın Tanfer dedi tamam dedi biz bu işi halledeceğiz kim geliyorsa üstüne ben gidip onlarla konuşacağım bir daha gelmeyecekler dedi.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Veli Küçük size ne dedi, net olarak ne dedi? Ben işte onları ararım gerekli şeyi yaparım vesaire.”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Veli Paşam.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ne dedi yani.”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Sohbet olarak dedi ki burası Türkiye dedi böyle dedi gayri meşrular çakallar çukallar dedi nasıl dedi bir işadamını rahatsız edebilir dedi. Aynı bu kelimeleri kullandı bana.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hı, hı evet.”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Yalçın Bey’e dedi ki Yalçın Bey dedi yani sohbeti hatırlamaya çalışıyorum ben bu konuda dedi yardımcı ol Yalçın Bey’de tamam dedi.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani Yalçın Tanfer’e talimat verdi öyle mi?”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Evet efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sen bu konuda yardımcı ol dedi.”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Evet efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Benim şimdi kafama takılan bir konu yani bu olaylar İstanbul’da gerçekleşiyor. İstanbul’da siz birtakım çıkar amaçlı suç örgütleri tarafından tehdit ediliyorsunuz, sıkıntı yaşıyorsunuz.”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Evet efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Burada sizin yapmanız gereken İstanbul’daki işte Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğüne dilekçe vermek veya Savcılığa dilekçe vermek yerine niye Giresun’a gidip de Veli Küçük’ten yardım istediniz?”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Efendim biz verdik, ben Tekirdağ’da ben mahkemeye de müracaat ettim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Tekirdağ’da değil bu İstanbul’da olan bir olay anlattığınız.”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Zaten İstanbul’da ben hiçbir yere gidemiyorum efendim Hasan Özdemir benim evimi bastırtıyor ben bir 3 ayda 3 tane ev değiştiriyorum evden geliyorlar alıyorlar beni emniyete götürüyorlar.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Suçum ne benim diyorum bir şeyler soruyorlar bilmem psikolojik.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani emniyet müdürüyle aranız iyi olmadığı için mi Veli Küçük’e gittiniz?”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Evet efendim Hasan Özdemir.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Anladım.”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Emniyet Müdürü zaten bu işin başında yani ben emniyete gidip şikayetçi olamıyorum, hiçbir şey yapamıyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Siz iki defa görüştüğünüzü söylüyorsunuz bizzat Harbiye Orduevinde ve Giresun’da ama Veli Küçük ben o şahsı tanımıyorum diyor sizinle ilgili buna ne diyorsunuz?”

Tanık Turğut Büyükdağ: “2 sefer görüştük efendim hayır tanımıyorum diyemez efendim öyle bir şey yok.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani tanıyabilecek kadar beraber oldunuz yani.”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Efendim orada kaldık biz bir gece.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kaç gün kaldınız?”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Bir gece kaldık.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Giresun’da.”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Evet.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Nerede misafir ettiler sizi?”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Askeriyede efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Neresinde askeriyenin?”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Ordunun içerisinde yani jandarma kom…”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Askerlerin yanında mı yattınız, misafirhanede?”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Orada lojman vardı efendim askeriye.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Lojmanda yattınız.”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Evet efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yalçın Tanfer’le Veli Küçük’ün arası nasıldı?”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Samimiydiler efendim yani o bana diyor ki; 17 yıldır biz beraber çalışıyoruz Yalçın Tanfer.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Tuncay Güney’le münasebetleri nasıldı, yani Tuncay Güney bir gazeteci olarak mı gidiyordu yani.”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Yok bir baba olarak gidiyordu onun yanına yani bir baba.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Baba oğul gibimiydi arası?”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Evet öyle ilişkileri vardı evet.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Çok yakın ilişkileri vardı diyorsunuz.”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Evet efendim evet.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Anladım. Bu Strateji adı altında bir basın grubuna girmeye çalışıyorsunuz. Öncelikle bir gazete çıkarılmak isteniyor, doğru mudur?”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Efendim daha evvelden bizim yayın grubumuz vardı bu.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Neydi yayın grubu?”

Tanık Turğut Büyükdağ: “TGS yayın grubu vardı.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “TGS yayın grubu. Ne zaman kurdunuz bu TGS yayın grubunu?”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Efendim 93’te filan 93 yılında 1993‘te.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “93’te kurdunuz.”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Evet bu faaliyet.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Herhangi bir yayın yaptı mı 93 yılında?”

Tanık Turğut Büyükdağ: “O sırada işte bir televizyon alacaktık biz yani 17 fabrika fabrikamız vardı bir televizyon alıp bir kampanyayla beraber gazeteyle daire dağıtacaktık yani inşaat sektörüne giriyorduk.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hı, hı.”

Tanık Turğut Büyükdağ: “O amaçla girdik sonradan orası kapandı yani bu olaylar.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Televizyon kuramadınız, gazete çıkaramadınız.”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Evet dergi de çıkaramadık.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Dergide çıkaramadınız.”

Tanık Turğut Büyükdağ: “İş yıkıldı.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ümit Oğuztan’la, Tuncay Güney’le nasıl başladı irtibat, bu (bir kelime anlaşılmadı).”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Sonra Ümit Oğuztan, Ümit Oğuztan o zaman bizim yanımızdaydı Ümit Oğuztan bana geldi dedi ki, bir dergi.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “O süreçte yanınızda mıydı Ümit Oğuztan?”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Tabi tabi yanımızda.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ne yapıyordu orada?”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Genel yayın yönetmeni hiç yani o zaman çıkmıyordu gazete dedi ki bir şey iş kapandı dedi bir yer tutalım dedi.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Hani siz dedi paralarınız bitti dedi biz dedi reklamdan dedi yani dergiye alınan reklamdan para kazandınız dedi şeyiniz olur dedi.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani gazete projesiyle işe başlandı ancak gazete çıkmadı.”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Çıkmadı.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Daha sonra Ümit Oğuztan size dergi çıkaralım dedi.”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Evet bizim bütün iş yıkıldı .”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “2 katlı, 4 katlı bina alındı bu Manukyan’ın binası o size mi aitti?”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Hayır efendim kiralıktı.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Nasıl oldu nasıl oldu o bina?”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Hangisi efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Strateji Dergisinin çıkarıldığı bina kime aitti?”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Orası kiralıktı efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kimden kiralandı?”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Adnan Şenses’ten kiralıktı daha sonra Nişantaşı’nda bir yere gittik orada Ümit Oğuztan kiraladı yeri, kirasını ben ödedim orada çıkartıyorduk Nişantaşı’nda.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Nişantaşı’nda çıkartıyordu.”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Evet.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Binanın kime ait olduğunu biliyor musunuz?”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Yok mülk sahibi vardı zaten alt kattı tek kattı komple bina değildi.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “3, 4 katlı olan bina vardı tam.”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Hayır öyle bir bina yoktu efendim tek kat.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Tek kat bir binada çıkarmaya başladınız.”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Tek kat bir bina efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “O binanın tefrişatı malzemelerini siz mi koydunuz?”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Evet efendim yer Macintoshları her şey.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Tamamen siz koydunuz.”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Evet efendim evet.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ümit Oğuztan genel yayın yönetmeniydi.”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Maaşla çalışıyordu efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Tuncay Güney’i o mu getirdi sizin yanınıza nasıl oldu?”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Evet efendim o getirdi.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ne zaman getirdi 93’te siz kendisiyle tanıştınız?”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Tuncay Güney’i sene 95, 96 diyebilirim efendim 96 yılında getirdi Tuncay Güney’i bize dergiyi çıkartırken getirdi yani dergiyi.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “96’da dergi çıkmaya başlamış mıydı?”

Tanık Turğut Büyükdağ: “98’de dergi çıktı efendim. 96’da tanıştık biz.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Tanıştınız.”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Tanıştık.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Çalışmaya başladı mı yanınızda?”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Evet. Yok, Tuncay Güney çalışmıyordu o zaman dergiyi çıkarken başladı Tuncay Güney çalışmaya.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Dergi 98’de mi başladı ilk sayısı?”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Evet 98’de başladı efendim ilk sayı 98’de.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “İlk sayı.”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Yani bütün fabrikaları kaybetmiştim işi kaybetmiştim dergiyi satıp parayı kazanacağız diye ikna ettiler beni, ben o şekilde dergiyi çıkarttım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Anladım. Cumhuriyet Gazetesinde sizin aleyhinizde bir haber yapıldığı ve bundan dolayı da gözaltına alındığınızı söylediniz.”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Evet efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu tarih olarak tam hatırlıyor musunuz?”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Tarih olarak efendim tam şeye denk geliyor biz Malkara’da gittik ihtiyatı tedbir yediemin kararı aldık.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Saat 4:00’de saat 4:00’de biz o gece kaldık şeyde yani sabah erken 9:00’da mahkemeye geleceğiz otele gittik o gece kaldık. Hiçbir şey olmadı. Ertesi gün sabahleyin Cumhuriyet Gazetesinde manşet sabahleyin saat 9:00, 10:00’da.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani sizin bu ticari ilişkinizle aldığınız mahkeme kararıyla bağlantılı olarak mı çıktığını düşünüyorsunuz?”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Evet efendim evet net o kesin çünkü ben.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Net diyorsunuz.”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Manşet çıktı yani.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Hiç alakam olmayan bir davanın manşet çıkması ve emniyet ondan dolayı geldi beni aldı. Bu arada da şey iptal edildi.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Tam tarih söyleyebilir misiniz tarih olarak veya gazetenin nüshası sizde var mı?”

Tanık Turğut Büyükdağ: “96 yıllarında efendim 96 sonlarına doğru evet.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “96 yılının sonuna doğru.”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Evet, ben getirdim efendim gazeteyi buraya. Yani Savcılığa getirdim gazeteyi çıkarttım getirdim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Tamam. Bu haberden sonra gözaltında kalıyorsunuz Tuncay Güney sizi gözaltından kurtarıyor doğru mudur?”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Evet efendim doğru.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “96’da.”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Evet efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “O daha Strateji Dergisi çıkmıyor ama siz Tuncay Güney’i tanıyorsunuz o yıllarda?”

Tanık Turğut Büyükdağ: “O tarihlerde işte girmiş tanıyorum. Niye tanıyorum? Çünkü Ümit Oğuztan beni tanıştırdı Tuncay Güney’le daha işe girmemiş bana yardımcı oluyor, yani arattırıyor benim başıma olaylar geliyor.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Anladım daha Veli Küçük’le görüşmediniz o tarihlerde yüz yüze görüşmeniz yok.”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Hayır hayır görüşmedik efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sizi gıyaben belki tanıyor, tanımıyor.”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Evet gıyaben efendim, evet efendim gıyaben.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Tuncay Güney sizin yanınızda mı telefon açtı?”

Tanık Turğut Büyükdağ: “2 sefer ankesörlü telefondan benim yanımda telefon açtı konuştu ve sürekli.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Karşıdakinin ne dediğini duyabildiniz mi siz yakınlığı.”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Sürekli konuşuyordu efendim yani sürekli konuşuyordu bir seferlik değil.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani Veli Küçük olduğunu nereden biliyorsunuz karşıda konuşan veya.”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Veli Paşam diyordu konuş, konuşuyordu. Veli Paşam diyordu konuşuyordu benim yanımda.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ha konuşurken Veli Paşam diye mi hitap ediyordu karşıdaki şahsa?”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Evet evet efendim konuşuyordu sürekli.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Anladım. Cumhuriyet Gazetesinde hissesi olan Gürbüz Çapan var aynı zamanda hemşeriniz?”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Evet efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kendisini tanıyor musunuz?”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Tanıyorum evet efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Var mı bir ilişkiniz onunla aranızda geçen bir diyalog oldu mu?”

Tanık Turğut Büyükdağ: “İşte o zaman Cumhuriyet Gazetesine çıktığında ben onu aradım dedim ki, biri o onun sahibi olduğunu söylediler dedim ki niye böyle bir şey yaptınız yani bizi gazeteye dedim bastı yalan bir haber olarak birde manşetten dedim o kadar başka bir şey yok.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sizi tehdit etmesi vesaire oldu mu hiç?”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Etti evet, etti efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ne zaman?”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Yani şöyle o Gürcan Dağdaş vardı o zaman Gürcan Dağdaş onla biz problem yaşıyorduk beni çağırdı bana dedi ki seni vuracaklar dedi, gel dedi bir konuşalım dedi. Gittim ben şeye Esenyurt’a, ziyaret ettim çıktık. Bana dedi ki kardeşim dedi senin dedi kafana sıkarlar dedi. Yani istediğin paraysa dedi al gitti dedi, yani senin dedi kafana sıkarlar dedi yani bu işleri bırak dedi. Gitme dedi bu işlerin peşinden dedi. Dedim ben kim sıkacaksa gelsin sıksın dedim Başkanım dedim. Ben dedim yani evim belli, adresim belli dedim ben niye kafama sıkacaklar ben ne yaptım ben kime, kime ne yaptım ben, ben hakkımı arıyorum. Ben kimsenin hakkını yemedim ki gelsin benim kafama sıksınlar o son görüşmeydi ondan sonra bir daha görüşmedik zaten efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kaç yılıydı o?”

Tanık Turğut Büyükdağ: “O da 97 olması lazım efendim 97.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “97 yılında.”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Evet 97 olması lazım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Semih Tufan Gülaltay’la ilgili beyanınız var Gürcan Dağdaş haraç istedi onun adına dediniz.”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Semih Günaltay.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Onun ismini mi verdi Gürcan Dağdaş ne şekilde oldu?”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Şimdi Semih Gülaltay’ı ben tanımıyorum bir sefer görüşmüştük yıllar evvel.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Anladım hı, hı.”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Gürcan Dağdaş bakan olduktan sonra bana dedi ki senin problemlerin var dedi bunları dedi ben çözeyim dedi. Ne problemim var dedim, dedi ki; işte Semih Bey’e borcun varmış, dedim ben Semih Bey’le hiçbir ticaret yapmadım ki ona borcum olsun dedim. Sen dedi vuracaklar dedi ben araya gireyim dedi fazla bir şey istemiyor dedi 25 milyon dolar istiyor diyor istiyor dedi. 25 milyon doları ver dedi yani bundan kurtar yakanı yoksa seni vuracaklar dedi bende kavga ettim kendisiyle bakan beyin dedim ki yani sen dedim bir bakan olmuşsun hem arkadaşımsın kalkmış bana böyle bir şey teklif ediyorsun ayıptır dedim. Hani bu konuyu kapat dedim öyle onla da münakaşa ettik ilişkimiz kesildi 25 milyon dolar bakan istedi benden efendim”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Anladım.”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Bakan olarak istedi benden 25 milyon.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Osman Yıldırım’la tanışmadığınızı söylüyorsunuz.”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Tanışmıyoruz evet efendim. Yani belki.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “(bir kelime anlaşılmadı).”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Belki bilmiyorum bizim belki çünkü biz doğruları söylüyoruz burada bir Bahattin Aras vardı bizim galerici filan belki orada görmüş olabilirim çünkü gazetede gördüm ben resmini.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet nerede görmüş olabilirim dediniz.”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Bahattin Aras’ın galerisi var efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Galeride.”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Galeride Bahçeli…”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Araba kiralama yeri vesaire mi?”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Evet evet ben oraya araba için gitmiştim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hı, hı.”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Gidip geliyordum oraya hemşerimiz olduğu için belki orada görmüş olabilirim diye ben tahmin ediyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani yüzünü öyle hatırlıyorsunuz öyle mi fotoğrafından?”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Ha öyle onun dışında hiçbir ilişkimiz yok efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Duruşmada şu anda yok galiba. Evet, yine Stratejiye dönüyorum Strateji ismini kim koydu yani Strateji?”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Ümit Oğuztan koydu efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ümit Oğuztan koydu.”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Evet.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Strateji Grubu diye bir grup var mıydı?”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Hayır efendim. Yani.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Böyle bir çalışma.”

Tanık Turğut Büyükdağ: “TGS grup vardı bizim zaten bütün işlerimiz battı bir tek dergi kalmıştı o da battı zaten.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Şöyle Strateji Araştırma Grubu Enstitüsü diye herhangi bir.”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Bizimle alakası yok efendim onun, bizimle hiçbir alakası yok.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ümit Oğuztan’ın bağlantısı var mıydı?”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Onu bilmiyorum ama benimle hiçbir bağlantısı yok.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet, yine ifadeniz içerisinde burada Tuncay Güney Genelkurmaydan haberleri getirirdi Ümit Oğuztan’da Stratejide bunları yayınlardı şeklinde bir beyanınız oldu?”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Evet, evet, evet efendim evet.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “O konuda açıklama yapar mısınız kimden alırdı Genelkurmay dediğiniz kim yani orada bağlantıları kimlerdi, ne şekilde alırdı?”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Bu konuda, şimdi efendim ben bağlantılarını bilmiyorum ama dosya geliyordu böyle haberler dosya geliyordu böyle haberler hepsi gizli gizli gizli diye yazıyordu (bir kelime anlaşılmadı).”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Üzerinde gizli yazan belgeler mi getiriyordu Tuncay Güney?”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Evet belgeler getiriyordu ben dedim belgesiz bir şey basamazsınız zaten 3. sayıdan sonra ben şeye gidemedim dergiye gidemedim efendim. Yani 2. sayı, 3. sayıdan sonra gidemedim ben dergiye.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani yaptıkları yayınlardan dolayı sıkıntı yaşadınız.”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Yalnız yayınlar değil, aramam çıktı benim yani hem dediler geliyorlar buradan resmi olarak arıyorlar sizi.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Hem mafya geliyor sen buraya gelme hayatı tehliken var dediler. Ben dergiye de gitmemeye başladım ondan sonra kafalarına göre basmaya başladılar dergiyi.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet. Yani Genelkurmay dediğiniz belli bir şahıs belli bir şey var mı?”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Yok efendim hayır, hayır.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kişi olarak somut olarak bildiğiniz bir şey var mı?”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Hayır efendim haber müdürü Tuncay ben görüyordum kargo geliyordu açıyordu evrakları.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kargodan mı geliyordu evraklar?”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Kargodan geliyordu kendisi getiriyordu bazen.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kendisi getiriyordu.”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Gizli evrak diye açıyordu ondan sonra haberleri yazıp yayınlıyorlardı efendim belgeleriyle beraber.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet Murat Oğuz bir teğmenden bahsediliyor 1. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılandıkları dosyada bu teğmeni tanıyor musunuz?”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Hayır tanımıyorum efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Murat Oğuz.”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Tanımıyorum efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sizde orada sanık olarak yer almışsınız Süleyman Gürleyen ismi geçiyor.”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Onu tanıyorum efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Nereden tanıyorsunuz Süleyman Gürleyen’i?”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Süleyman Gürleyen deri fabrikaları vardı Gedikpaşa’da fabrikatör sanayici bir arkadaştı yani çok uzun yıllardan beri kendisini tanıyordum ben.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Önceden tanıyorsunuz.”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Evet efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Tuncay Güney’le bağlantısı konusunda bilginiz var mı?”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Hayır hayır efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ümit Oğuztan’la.”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Tuncay Güney’i o benim yanımda tanıdı efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ümit Bağbek ismi geçiyor emniyet müdürü olduğu söyleniyor.”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Evet Süleyman Gürleyen tanıştırdı beni kendisiyle.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “O zaman görevde miydi tanıştırdığında?”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Evet Bakırköy Emni…”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Nerede nerede görevliydi?”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Bakırköy Emniyet Müdürüydü efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bakırköy’de Emniyet Müdürüydü.”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Evet.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ne olarak tanıştırdı sizi, niçin götürdü yanına?”

Tanık Turğut Büyükdağ: “İşadamı olarak tanıştırdı yani fabrikatör.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “İşadamı olarak tanıştınız.”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Evet.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sonra aranızda herhangi bir şey oldu mu?”

Tanık Turğut Büyükdağ: “Sonra sohbet oldu arkadaşlık oldu 6 ay, 1 sene filan ondan sonra bu şeyden Osman Kavala’nın bankasıyla alakalı bir problem doğdu bu problemden kaynaklanan bir olay oluştu dediler burayı Sedat Peker almış, buraya ortak olmuş gelip işte hesabını görsünler alacağı varsa alacak, borcu varsa ödeyecek dediler. Bende borcumuz yoktu zaten o belliydi. Ümit Bağbek dedi ben tanıyorum dedi yani ben dedi sizi dedi şey yapayım ya bir husumet yaşamayın dedi uzlaştırayım dedi. Dedim tamamda şimdi bu buraya almış ama alacak borç yani borçlu olsa verecek mi dedim. Evet, verecek dedi. Yani alacaklıysa alacaklı, borçluysa borçlu biz şeye gittik Hayt Otele gittik orada bir yer ayırttırdım ben Hayt Otele Sedat Bey’in kendisi gelmediler. Hacı diye bir arkadaş vardı yanında o geldi orada işte Salih diye bir arkadaş vardı oydu emniyet müdürüydü, Süleyman Gürleyen’di birde bankacı vardı, birde kalabalık bir grup vardı orada. Bunların ortamına gittim ben yani ben zannediyordum oturup hesap kitap görecektik orada öyle olmadı. Orada vereceksin dediler bu parayı bende orada 14 tane daire verdim o tarihte kendilerine birde 6 milyar ama çok paraydı şimdi o zaman dolar 20 bin liraydı yani parayı da nakit verdim ve öylece hesabı kapattık efendim.”


Yüklə 457,72 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin