13. AĞIr ceza mahkemesi



Yüklə 0,69 Mb.
səhifə6/10
tarix30.12.2018
ölçüsü0,69 Mb.
#88438
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10

Sanık Ferit İlsever : “ tabi şöyle yani ben ona sayın İlhan Selçuk’un çok dikkat ettiğini biliyorum. Orada kimse %49 dan fazla hisse sahibi olamaz onu da söyleyim bizde de öyle “

Cumhuriyet savcısı Nihat Taşkın :” siz henüz sosyalist parti genel başkanı iken “

Sanık Ferit İlsever : “ sayın savcım burada soracağını başka soru yok mu şu Enka tesisleri falan filan yani şeyleri iddia ediyorsunuz da oradan lütfen bir şeyinizi fikrinizi öğrenmek istiyorum yani burada yüreğimizi açtığınız için ve kafamızın berrak olması bakımından. Yani şu Ferit İlsever ulusal şeyle Gürbüz Çapana baskı yapmış ifadelerini değiştirmiş bunları bana sormayacak mısınız? İddianamede sayfalarca geçiyor bu, koskoca belediye başkanı Gürbüz Çapanı ben alıyorum baskı yapıyorum ifadesini değiştirtiyorum onun adına açıklama yapıyorum. Bütün basına gönderiyorum bunları bana sormayacak mısınız? Bunlar benim terör örgüt üyeliğime dahil suçlama nedenleri 2454. sayfada işte görüldüğü gibi Ferit İlsever de terör örgüt üyesidir diyorsunuz bunlardan çıkarıp. “

Cumhuriyet savcısı Nihat Taşkın :” peki isterseniz sorarız ama zaten savunmanızda bunu siz kendiniz açıkladınız kendinize göre, “

Sanık Ferit İlsever : “ sayın savcım bana şunu baba diyorsunuz babanın kağıdı diyorsunuz ulusal kanalda bulunmuş boş kağıtları soruyorsunuz da imzasız isimsiz bilmem neyi soruyorsunuz da burada bu kadar büyük iddialarla taşıdığınız şeyi sormuyorsunuz. Bakın bir şey çıkartacaksak ben bunları ciddiye alıyorum onun için geldim buraya, buradan bir şey çıkartacaksınız. Bir terör örgütü terör örgütü bağlantısı bilmem nesi bunları deşelim gelin bunları deşelim. Kusura bakmayın yani ben bunları beklerdim yani. Çünkü buralarda gördüğüm az çok ciddi şey bu Cumhuriyet meselesidir çünkü buralarda gördüğüm şey Cumhuriyet meselesidir. Cumhuriyetle ilgili Gürbüz Çapanla ilgili iddialarınızdır biraz ciddi gördüğüm şeyler burada şey bekliyordum ben sizden “

Cumhuriyet savcısı Nihat Taşkın :” iddianamede bu şekilde bir suçlama var siz dün savunmanızda anlattınız. Ancak tekrar sormamı istiyorsanız bunu sorayım, radikal gazetesinde “

Sanık Ferit İlsever : “ hayır istediğimden değil efendim ben sizin şeyinizden “

Cumhuriyet savcısı Nihat Taşkın :” bu sorular şundan kaynaklanıyor elinizdeki bekle sanık Hikmet Çiçek’e ait bir dijital medyadan çıkmış orda yazılan şeyler yine aramalarda çıkan ulusal medya isimli dokümanlar var Tuncay Güneyin mülakatında bu şeyin de geçtiği de söz konusu Tuncay Güneyin Veli Küçük siz Ümit Ülgen Gürbüz Çapan arasındaki 2001 yılında geçen bu konuşmayı nerden bildiğini de size soracaktım yeri gelmişken sorayım bunlardan kaynaklanıyor durduk yere bu türlü bir ithamda yapılmıyor. “

Sanık Ferit İlsever : “ tamam bak çok güzel bir soru sayın savcım teşekkür ederim. Diyorum gelip gidiyor bizim oraya orada olan biten şeylerden zaten bütün Tuncay Güneyin mülakatı anlattıkları ve ona dayanan iddianame bir takım olgular bazı gerçek ve gerçeğe yakın bilgilerin bilgilerden türemiş türetilmiş üretilmiş terör örgütü heyulası palavrası, bütün zaten iddianame bu, bütün Tuncay Güney anlatımları bu oraya gidip geliyor. Orda muhabirlerle konuşuyor, duymayacak mı sayın Veli Küçükle bağlantısı olduğunu söylüyor. O çevrelerden duymayacak mı haber almayacak mı bunu yani ayrıca şunu siz şunu söyleseniz bakın anlattığı şeylerin hepsi doğru deseniz bana benim karşıma böyle çıksanız ben bunu da sorgularım doğru mu değil mi diye sorgularım ama ne var bir toplantıda dört tane isim olduğunu duymuş onun üzerine bir örgüt inşa etmiş. Etmişiniz Mehmet Eymür etmiş bunu biliyorum ben bunu, Mehmet Eymür etmiş ve sizin önünüze koymuş inanmayın buna böyle bir şey doğru değil. Ama tabi onu duyacak adam bir ayağı bizim orda geliyor gidiyor duyumlarla ilgili böyle bir bilgiyi ona kim verir lütfen Ferit İlsever çözmüş, çözdüğü adama ne diye gidecekte ben oturdum Enka tesislerinde Veli beyle oturdum Veli beyi de çözmüşüm ayrıca iddianıza göre iddia şeye göre Tuncay Güneyin iddiasına göre onu da çözmüşüm ne diye oturacağım anlatacağım ben oturacağız da terörün bütün yukarısından gelen şeyi kardeşim kararı hem de gizli kararı yukarılardan gelen kararı oturduk konuştuk ve ulusal medya kurmak kararı aldık ya, lütfen biraz akıl yani böyle şey olur mu duyumlardan birleştirilmiş icat edilmiş bir şey yani ve yalan doğru değil o toplantıyı almış nerde sapıyor bakın 4 tane ismin orda olmasından değil onlar doğru söylüyorum ben de söylüyorum ben gittim katıldım diyorum olayın saptığı yer şurası o toplantının amacı ulusal medya bilmem ne falan değil o toplantının amacı Cumhuriyete nasıl destek oluruz toplantısı, ondan sonrası yalan işte “

Cumhuriyet savcısı Nihat Taşkın :” peki siz biraz önce Mehmet Zekeriya Öztürk’ten bahsettiniz kendisinin bir süre kanala gelip gittikten sonra şüpheli hareketler gördüğünüzü ve kendisini uzaklaştırdığınızı söylediniz. Tuncay Güneyi de çözdüğünüzü kendisi size söylüyor. Size bunu soracağım. Kendisini çözdünüz mü ne olarak kendisini anladınız bunun Mehmet Adnan Akfırat’a da sorduk kendisi kendine göre bir cevap verdi size de aynı soruyu yöneltiyorum. “

Sanık Ferit İlsever : “ teşekkür ederim ben onu söyleyen kendisi, ilk gittiğimizde iddianameden öğreniyorum onu da bilmiyorum ben buradan okuyorum. İlk gittiğimizde Ferit İlsever Adanan Akfırat falan oturduk konuştuk öğrendik anladık ki Ferit İlsever bizi çözmüştü. Sayın Veli Küçüğü de çözmüştü. Ta bilmem yüzbaşılığından beri çözmüştü. Yani bir istihbarat örgütüyle karşı karşıya olduğunu Ferit İlsever istihbarat örgütüyle karşı karşıya olduğunu anlamıştı. Kendisi söyletiyor bunu ben bundan sonrasının yorumunu size bırakıyorum ama burada yorumladığınız gibi değil. Ama benim açımdan olay şu bir gazeteci bir devrimci bir insanı çözerse nasıl çözer? Nasıl çözer”

Cumhuriyet savcısı Nihat Taşkın :” buradan size sorulan şu sorulan soru şu, yani istihbarat kurumlarının elinde oyuncak olan bir profil çizdiğini Mehmet Adnan Akfırat söyledi “

Sanık Ferit İlsever : “ tamam güzel “

Cumhuriyet savcısı Nihat Taşkın :” ama buna rağmen derhal ilişkiyi kesmeyip “

Sanık Ferit İlsever : “ kesilmez sayın savcım kesilmez “

Cumhuriyet savcısı Nihat Taşkın :” yani kurumunuza sürekli gelip gitmesine izin verdiğinizi yani belli şekilde bilgi alış verişinde bulunduğunuzu Mehmet Zekeriya Öztürk örneğinde olduğu gibi eğer bu şekilde bir şüpheniz varsa derhal uzaklaştırmış olmanız gerekmez miydi? Bundan şu anlaşılıyor sizin kendisinin Veli Küçük tarafından sizin yayın kuruluşuna gönderildiğini anladığını ve bu yüzden bu şekilde devam ettiğini şeklinde de yorumlana bilir ve bu şekilde iddianame kabulü de bu şekilde “

Sanık Ferit İlsever : “ sayın savcım bakın yani, bu o kadar yanlış ki bu yorumlar bu dışarıdan böyle bir şeyleri ölçebilme tartabilme, anlıyorum ben sizin niyetinizi yani bir tabiî ki bir acaba şöyle mi acabalarla hareket ediyorsunuz çok da iyi yapıyorsunuz ben ona bir şey söylemiyorum. Prensip olarak doğru fakat burası bir gazete bir yayın organı hiçbir yayın organı ayağına gelmiş ben size bilgi getireceğim bilgi taşıyorum diyen bir insanı istihbaratçı olmasa bile her hangi bir insanı buyurun kapı şuradadır diye kovmaz. Tam tersine gel kardeşim şuraya ne anlatıyorsun bütün gazeteler bunu böyle yapar. Yani bütün gazeteciler de gazeteciyse gerçek gazeteciyse böyle yapar. Burası İstanbul Cumhuriyet savcılığı değil, burası emniyet bilmem ne teşkilatı değil, burası her hangi bir holding değil, her hangi bir kamu kurumu değil ne diye kovacağım adımı? Tam tersine adam size 10 tane bilgi getiriyor çiziyoruz şöyle bir 10 tane bilginin 7 tanesi yalan yanlış saptırma şaşırtma 3 tanesi doğru doğruya yakın yada araştırıyoruz bunu keşfediyoruz ve bizim bilgilerimizle onun bilgilerini kontrol ederek doğrulatarak yanlışlatarak vs bilgilerimizi güçlendiriyoruz. Bilgi hazinemizi güçlendiriyoruz. İnanın bütün basın böyle çalışır. Basının görevi budur zaten. Basının en önemli işi budur en önemli yaptığı iş budur. Zaten onun için de Zekeriya Öztürk bakın gelmiş buyurun kapı mı denmiş kendisine? Yani bu Zekeriya Öztürk’e buyur kapı çık dışarı mı denmiş kovulmuş mu?”

Cumhuriyet savcısı Nihat Taşkın :” sizin beyanlarınızdan size soruyorum o şekilde geçiyor

Sanık Ferit İlsever : “ işte yani denmediği belli ben burada anlattım size bizim her hangi bir kadromuz değil aynı şey gibi Tuncay Güney gibi, bizim kadrolu elemanımız değil maaşlı elemanımız değil o değil bu değil bir şey değil. Ama bilgisiyle bir takım tecrübesi şunla bunla yararlanabilir miyiz acaba bunun bir yararı olur mu bizim yayınlarımıza kanala kuruma bir yararı olur mu bütün mesele bu. Nasıl ki Tuncay Güney, Tuncay Güney’de uzaklaştırıldı yani ölünceye kadar buradan çıkıncaya kadar 24 saat yanımızda falan değil ki, ben size anlattım. Şeyden sonra ben onu kovdum geldi 98-99 işte Doğu Perinçek içerde o provokasyon o tertipten sonra kovdum. Ama bazı adamlar var kapıdan kovarsın bacadan girer. Belli ölçülerde girer yani zarar verme ve zarar vermesi başka bir şey zarar vermesi başka bir şey muhasebe kayıtlarını gösteririz tabi, o başka bir şey yararlanmak başka bir şey. Kimse zarar veremez zararlı olmaya başladığı anda kendisi söylüyor zaten beni kimse yüzüme bakmıyordu bilmem ne yapmıyordu falan filan diye yani orda bir dakika duracak şeyi kalmamıştı zaten hali takati kalmamıştı kendi ifadesinde söylüyor. “

Mahkeme Başkanı :” tamam oturduğunuz yerde değil lütfen dinleyin dinleyin ondan sonra cevap vereceksiniz cevap hakkınız var tabi. Dinleyin ama tamam efendim hayır hakaret etmez siz meraklanmayın siz meraklanmayın buyurun oturun efendim buyurun oturun”

Sanık Ferit İlsever : “ bizde hakaret yok sayın başkan ben öyle bir şey bilmem hakaret yok bizde. “

Cumhuriyet savcısı Nihat Taşkın :” Gürbüz Çapanla ilgili siz kendiniz açıklamalarda bulundunuz ancak bu soruyu yöneltilmesini siz istediniz için soruyorum radikal gazetesinde bu şekilde bir haber çıkınca kendisiyle bir telefon görüşmeniz var ve kendisine kızgın bir tavırla radikale bu şekle beyanat vermediğini yanlış yazıldığını bu konuda bir açıklama yapmasını istiyorsunuz birinci olarak bir gazetede çıkan bu şekilde bir haber neden aşırı şekilde tepkinizi çekti? Bu konuda ilk açıklama veya düzeltme yapması gereken kişi Gürbüz Çapanın kendisi değil midir? Siz neden kendisini zorladınız bunu açıklar mısınız? “



Sanık Ferit İlsever : “ siz sayın savcım benim yerime kendinizi koyun bakalım ben gerçek durumu yaşadığımız süreci burada size anlattım. Bir tane toplantı yapılıyor Cumhuriyete destek amacıyla ondan sonra radikal gazetesinde yeni şafakta zaman gazetesinde şurada burada haydi bakalım Tuncay Güneyin dediği gibi ulusal medya gurubu kuruluyor. Bunun için bir araya gelmişler Cumhuriyeti burada satın alacaklar diye haber çıkıyor. Ve bizim operasyondan bir hafta önce 13-14 mart bir hafta tam bir hafta önce belli ki Ferit İlsever’i almak için servis yapılıyor. İstanbul Cumhuriyet savcılığından mı terörle mücadele şubesinden mi yapılıyor servis yapılıyor gazetelere. Bütün operasyon hep böyle bir operasyon önce bir operasyon ortamı hazırlanır, Ferit İlsever şöyle Doğu Perinçek böyle İlhan Selçuk arkasından da operasyon o gelir. O operasyonu yapmak için kamuoyu yaratılıyor. Ben de ne yapacağım ne yapacağım efendim, ne diyorum ben Gürbüz Çapana baskı yapmışım ya, insaf edin onun için sorun diyorum size baskı yapmışım. Burada ben savunmamda okudum 5 kere 6 kere okudum Gürbüz gerçeği söyle hakikat neyse onu söyle diyorum ben. Bak gazetede senin adın yalan yanlış gazetelerde şey çıkıyor haberler çıkıyor tertip haberleri çıkıyor, kontur gerilla tertip yapıyor diyorum okuyorsunuz onları siz, o bana 15 kere 13 kere pardon düzeltiyorum burada saydım 13 kere ben böyle bir şey söylemedim diyor. Ben de diyorum ki senin adına Gürbüz Çapan böyle böyle dedi diye gazetelerde haber çıkıyor bunu düzelt diyorum. Ne diyeceğim nasıl ben Ferit İlsever’im nasıl seyredeceğim ben bunu bu yalanı ve bakın savcım ben ona lafını değiştir sözünü değiştir demiyorum. Bir tane var mı benim konuşmamda konuşmalarım elinizin altında sadece gerçeği söylüyorum. Gürbüz gerçeği söyle gerçek neyse onu söyle, bak senin adına bir şeyler çıkıyor bunlar yalandır evet yalandır ben öyle bir şey söylemedim diyor. Tamam mı efendim ben de ona diyorum ki o zaman açıklama yap düzelt bunları Gürbüz diyorum. Siz şimdi yazıyorsunuz iddianamede Ferit İlsever baskı yaptı. İsyan ediyorum ben ya, ne yapayım? Ne yapayım sayın savcım? 4-5 tane gazetede bir tanesi yeni şafakta manşetten böyle böyle böyle çıkıyor. Veli Küçük tekrar ediyorum, Ferit İlsever bilmem ne bir araya geldiler ulusal medya gurubu kuruyorlardı Gürbüz Çapana baskı yaptılar hisselerini elinden aldılar Cumhuriyeti aldılar ve medya gurubu kuruyor. Ne diyeceğim ben buna yani İlhan Selçuk’la benim aramı açıyorsun Cumhuriyetle beni kötü yapıyorsun diyorum kontur gerillanın tertibine alet oluyorsun diyorum bak bir psikolojik savaş yapılıyor buna alet oluyorsun diyorum. Ben bir tek şey söylüyorum gerçeği söyle dönüyorum dolaşıyorum ona gerçeği söyle diyorum. Ve sizde bunu kalkıp diyorsunuz ki yazıyorsunuz baskı yaparak Gürbüz Çapana ifadelerini değiştirdi. Bakın değiştirdi de kalsa orda da kalsa iyi hadi oda subjektif yorum diyeceğim onu da kabul edeceğim, bir de onun adına şey yazdı düzeltme metni yazdı ve basına servis yaptı diyorsunuz. İnsaf insaf ya, sizin yazdığınız iddianamede bizim iddianamede yer alan telefon konuşmalarımızda Gürbüz bana diyor ki en sonunda tamam diyor düzelteceğim diyor Gürbüz senden rica ediyorum bu açıklamayı bana da gönder diyorum. Peki göndereceğim diyor. Bu sizin iddianamede yer alıyor. Bunu göre göre hem bunu yazıyorsunuz hem de Ferit İlsever onun adına yazdı ve basına servis yaptı işte terör örgütünün üyeliği diyorsunuz buna hatta oraya bağlıyorsunuz bunu. Terör örgütü adına propaganda yaptığını bilmem nesini kanıtlar diyorsunuz onun için sorun diyorum sayın savcım çıksın bunlar ortaya, nasıl böyle bir şey yapıyorsunuz? Sayın başkanım onun için rica ediyorum tekrar söylüyorum bu nasıl oldu bilmiyorum ben bunun hukuki yolunu yöntemini bilmiyorum ama bunun düzeltilmesini istiyorum. bu kadar artık bu bir yalan yani, iddianameye dayanarak söylüyorum. Bakın yanlıştır diyorum şudur diyorum budur diyorum kabul etmiyorum ama burada söylüyorum altını çiziyorum yalandır bu iddianamenin bu kısmı yalandır yalandır. Ferit İlsever’in Gürbüz Çapana baskı yaptığı ifadesini değiştirdiği onun adına açıklama yazdığı ve basına servis yaptığı, değiştirin bunu tarihe bıraktığınız iddianame bunlar düzeltelim bunları lütfen bilmiyorum yolu yöntemi nasıl olur ama, düzeltelim. “

Cumhuriyet savcısı Nihat Taşkın :” siz huzurda savunmanızda kontra gerilla konusunda yaptığınız konferansın verdiğiniz hatta kitabınızın açıklamasını yaptınız burada şöyle diyorsunuz gelinen noktada kontra gerilla vardır yoktur tartışması bitmiştir. Türkiye’de CİA’ya bağlı terör örgütü kontra gerillanın varlığı ve merkezinin genelkurmaya bağlı özel harp dairesi olduğu bir gerçektir. Bugün yapılması gereken suikast sabotaj, katliam ve darbelerin üzerindeki örtüyü kaldırarak sorumluların cezalandırılmasını sağlamaktır. İşte sosyalist parti bunun mücadelesini vermektedir. Partimiz nereye saklanmış olursa olsun rütbeleri ve konumları ne olursa olsun sorumluları isim isim ortaya çıkarıp yargılanmaları için çaba harcayacaktır diyorsunuz. Ve kontra gerilla olarak nitelendirdiğiniz çoğu Türk Silahlı Kuvvetlerinin mensubu general rütbesindeki kişileri tek tek sayıyorsunuz. Bu konferans metni dosya içerisinde tamamıyla mevcut, bu sözlerin sahibi sizsiniz savunmanızda da benzer şeyleri ama biraz daha genişleterek anlattınız. Burada bahsettiğiniz kontra gerilla örgütüyle şu anda yargılandığınız Ergenekon arasında bir bağ olup olmadığını açıklar mısınız? “



Sanık Ferit İlsever : “ ben burada açıkladığımı epey zannediyorum özellikle savunmamda ama bir tekrar müsaade ederseniz kısaca şey yapayım. Savunmamda ayrıntılı belgeleriyle ortaya koyduğum kontur gerilla kitabını yazdım ben bunun üç cilt, ama bugün değil 1979 da yazdım ilk cildini ondan sonra 12 eylül geldi. Belgeleri topladığım halde 12 eylül döneminde yazma fırsatı bulamadım. Son dönemde tekrar üç cilt olarak yazıyorum. Yani bu konuda Türkiye’de hiç burada alçak gönüllü olmaya gerek yok. bu konuyu en iyi bilenlerden biriyim. Çünkü ben bununla kontur gerillayla 1972 yılında Göztepe’deki Ziverbey köşkünde tanıştım. Yani oraya gittiğimde Mehmet Eymürler tarafından götürüldüğümüzde o zaman yargılandığım davadan burası kontur gerilla karargahıdır diye başlayan ve anayasa baba yasa Allah kitap hiçbir şey yoktur hadi bakalım diye başlayan söylevlerle karşılaştık. Ve o Ziverbey köşkünde şeydir usulüdür sadece ben değil oraya o zaman giren o tarihte giren herkese aynı nutuk çekilmiştir. Biz o tarihlerde tanıdık ve o zamandan beri 1972 yılından beri bu örgütün ben peşindeyim onlar benim peşimde. İşin gerçeği bu Türkiye’de Türkiye’nin bağımsızlığını yok eden Türkiye’nin huzurunu birliğini yok eden Kemalist devrimi ortadan kaldıran bu örgüttür. Örgütün yakasına yapıştım 40 senedir neredeyse 40 seneye yakın süredir bununla mücadele ediyorum. Şimdi burada da belirttiğim gibi ifademde belirttiğim gibi ne yazık ki Türkiye 1952 yılında Türkiye NATO’ya girdikten sonra bu bela başımıza geldi. Bu bela 1948 de yok 47 de yok 45 de yok Atatürk döneminde yok kontur gerilla belası, ne zaman ki ABD bize NATO’yu dayattı ikili anlaşmaları dayattı ve işte sözüm ona NATO konsepti gereği NATO’nun bir kavramı gereği ilerden savunma kavramı gereği biz Sovyetler birliğinden kaynaklanan tehdide sözüm ona tehdide karşı bir ön cephe olarak burada Türkiye sathında Toroslardan çizilen bir çizgi şeyinde mücadele edecektik NATO stratejisi gereği mademki bu mesele kondu o günden beri bu olay başımıza bela oldu. Aslında şimdi biz onu daha sonra önce bunu hakikaten Türkiye’de herkes bütün o gün görev yapan subaylarımızda alt kademe üst kademe kamuoyu da herkes de şöyle bildi. Hakikaten Sovyetler birliği Türkiye’yi tehdit ediyor ona karşı savunma hattı oluşturuluyor ve onun içinde biz batıdan destek almışız gibi bir havayla sunuldu bu. Ama maalesef ne yazık anlaşıldı çok kısa bir zaman sonra belgeleriyle ortaya çıkmaya başladı ki, ya bu NATO konseptinin esası Sovyetler birliğinden gelen tehdit falan değil, tabi o da var Sovyetler birliğine karşı bir baraj hat oluşturmakta var fakat görmeye 1950 yıllarının sonunda belgelerini görmeye başladık ki, Allah Allah Sovyetler birliğinin aynı zamanda dolaylı tehditlerine karşı Türkiye’de öze harp dairesi kurulmalıymış. Neymiş bu dolaylı tehdit burada okudum Amerikanın hoşuna gitmeyen hükümetler Amerika’yla çelişmeli hükümetler, solcu sosyalist vs. hükümet ihtimalleri ve solcu akımlar. Bunlara karşı aynı zamanda bir özel harp örgütlenmesi olmalıymış. Dolaylı tehditmiş Sovyetler birliğinden kaynaklanan dolaylı bir tehditmiş solculuk sosyalizm yani mesele böyle konuyor. Efendim bu tarihten sonra ne yazık ki Türkiye’nin işte Sovyetler birliğine karşı mücadele amacıyla dış tehditlere karşı mücadele amacıyla kurulmuş özel harp dairesi içine bu kafa yuvalandı. Bu kafa bu beyin yuvalandı. Bu ekip beyinden kaynaklanan ekip aynı zamanda yuvalandı. Ve buraya yuvalandı niçin? Çünkü mesele şöyle konuyor, Sovyetler birliği Türkiye’ye saldırdığı zaman saldıracak olursa şayet Sovyet ordularına karşı bizim Türk ordusuyla tek başına cevap vermemiz mümkün değil Anadolu sathında bir gerilla savaşı yürütmemiz lazım gerilla savaşıyla bunu karşılamamız lazım ama içerden bir içerden Türkiye’nin içinden işte diyorlar dolaylı Sovyetler birliğinin dolaylı gücü solcu sosyalist akımlar bir mücadele başladıkları zaman onları da kontur gerilla savaşıyla ezmek lazım, dolayısıyla “

Cumhuriyet savcısı Nihat Taşkın :” bu örgüte diğer Avrupa devletlerinde olduğu gibi bir isim konulmuş mudur?”

Sanık Ferit İlsever : “ işte bana şeyde Ziverbey köşkünde kontur gerillanın elindesin dediler. Burası kontur gerillanın karargahı böyle dediler. Zaten kontur gerilla adı oradan kaldı Ziverbey köşkünden kaldı. Bu şekilde kaldı. Türkiye’deki resmi adı seferberlik tetkik kuruludur onun içine yuvalanmıştır ama 12 mart döneminde pervasız bir şekilde adlarını kontur gerilla olarak ilan ettiler. Onun içinde Türkiye tarihine ve Türkiye milletinin zihnine beynine bu olay kontur gerilla diye yerleşti. “

Cumhuriyet savcısı Nihat Taşkın :” siz önceki ifadelerinizde Ergenekon’u basından duyduğunuz kadarıyla bildiğinizi söylüyorsunuz ancak şöyle bir gerçek de var 5 ocak 97 tarihinde yazar emekli deniz subayı Erol Mütercimler aydınlık dergisine bir röportaj vererek Ergenekon’u anlatıyor. Gayet geniş bir şekilde de anlatıyor ve bunu siz derginizde yayınlıyorsunuz 97 tarihinde bundan haberdar olmanız gerekir. Siz o tarihte aydınlık dergisinde bir bağlantınız var mıydı bundan haberiniz olmadı mı? ilk olarak da burada çıktı en azından dosya kapsamında böyle anlaşılıyor. “

Sanık Ferit İlsever : “ tabi çok doğru aydınlık dergisinin ben genel yayın yönetmeniydim. O toplantıyı düzenleyen benim Erol Mütercimleri falan oraya getiren benim “

Cumhuriyet savcısı Nihat Taşkın :” toplantıdan önce 5 ocak 97’de toplantı daha sonra haziran ayında susurluk konferansı”

Sanık Ferit İlsever : “ susurluk konferansı şeklinde bizim dergimizin üst katında düzenlendi orda bende konuşmacıydım. Erol Mütercimlerde geldi ve Ergenekon diye bir örgüt 12 mart döneminde kuruldu dedi. Adı Ergenekon’du bir kontur gerilla örgütü kuruldu adı Ergenekon’du dedi. Onun dışında Erol Mütercimlerin bunu söylemesi dışında hiçbir yerde başka Ergenekon diye her hangi bir şey geçmemiştir bir tek Erol Mütercimler onu orda söylemiştir. 12 mart döneminde kurulan kontur gerillanın adıdır bu diye orda bir konuşma yaptı. Biz de onu çok ilginç bir konu olarak bulduğumuz için aydınlık dergisinde yayınladık. Fakat sayın savcım”

Cumhuriyet savcısı Nihat Taşkın :” burada bir kronoloji hatası var. 5 ocak 97 tarihinde ilk olarak sizin derginizde yayınlanıyor bundan sonra yani haziran yani 5-6 ay sonra susurluk konferansında arada 40 dakika programına çıkıyor aynı şekilde bunu konuşuyor ama ilk olarak sizin derginizde yayınlanıyor. Susurluk konferansı bu tarihten 6 ay sonrasına denk geliyor. “

Sanık Ferit İlsever : “ bir dakika 5 ocak 1997 de aydınlıkta “

Cumhuriyet savcısı Nihat Taşkın :” evet aydınlık dergisinde röportaj yayınlanıyor “

Sanık Ferit İlsever : “ kimin röportajı bu efendim? “

Cumhuriyet savcısı Nihat Taşkın :” Erol Mütercimlerin “

Sanık Ferit İlsever : “ tamam aynı şahıs yani bunu 5 ocak 1997 de aydınlığa ben onu şimdi hatırlamıyorum olabilir doğrudur siz görmüşsünüz 5 ocak 1997 de aydınlığa röportajda söylüyor ayrıca haziran temmuzda diyorsunuz geliyor şeyde söylüyor susurluk konferansında söylüyor değil mi öyle anlıyorum. “

Cumhuriyet savcısı Nihat Taşkın :” evet “

Sanık Ferit İlsever : “ tamam doğrudur varda aydınlıkta varsa böyle bir şey doğrudur. Ama söyleyen aynı şahıs tespit etmiş Erol Mütercimler bunu hem dergimize röportaj olarak söylüyor hem de susurluk konferansına açıklıyor. “

Cumhuriyet savcısı Nihat Taşkın :” burada kitabın sanık Doğu Perinçek bu konferansın basılı halini mahkemeye ibraz etti. Orda Erol Mütercimler Ergenekon örgütünü kendisine göre şahitlerden duyduğuna göre anlatıyor ve bunlardan birisi de Memduh Ünlütürk sizin biraz önce Ziverbey köşkü olarak bahsettiğiniz yerde başındaki kişi bu şekilde siz bir bağlantı kurmadınız mı? “

Sanık Ferit İlsever : “ nasıl bir bağlantı yani ne bağlantısı?”

Cumhuriyet savcısı Nihat Taşkın :” kontra gerilla ile Ergenekon arasında aynı konferansta sizin de bir sunumunuz var. Çünkü şu şekilde Erol Mütercimler kendisine Memduh Ünlütürk’ün Ergenekon örgütünü taksiratıyla anlattığını belirterek uzun uzun anlatıyor. Daha sonra emekli deniz kuvvetleri komutanı Kemal Kayacan’ında bunları doğruladığını söylüyor. Bunlar kitapta yazılan kendisinin de kabul ettiği şeyler sizde muhakkak orda şahit oldunuz en azından Memduh Ünlütürk’ü tanıyorsunuz. Ziverbey köşkünde kontra gerilla olarak tanıdığınız kişinin orda Ergenekon kendisini Ergenekon örgütünden olarak tanımlayan kişi olduğunu o an için bağlantısını kuramadınız mı?

Sanık Ferit İlsever : “ şimdi efendim bakın, hayır önce şunu söyleyim Erol Mütercimlerin Ergenekon terör örgütü adını almıştı tamam bu örgüt kontur gerilla demesinin benim için değeri %50 doğru %50 yanlıştır. Erol Mütercimler her şeyi söyler. Sizde tanıyorsunuz kamuoyu da tanıyor herkes tanıyor. Ne kadar doğru ne kadar yanlış ben onu bilmem. Ama ilginçtir önemlidir söylediği şeyler Ergenekon diye bir Ergenekon diye bir isim almışlardı bunu bana Memduh Ünlütürk söylemiştir diyen kim olursa olsun dünyanın isterse en yalancı adamı olsun güvenilmez adamı olsun ben bunu haber yaparım. Nitekim aydınlık yapmıştır. Böyle bir şey haber yapılmaz mı gazeteci olup da ben bunu öğrendim diyor Memduh Ünlütürk’le oturdum konuştum bana anlattı diyor. Örgütün adı Ergenekon muş diyor. Bunu haber yaparım bunu haber yapmak başka bir şey o zaman kontur gerillanın Ergenekon adıyla çalışıp çalışmadığına inanmak başka bir şey. Ama ben size daha önemlisini söyleyeceğim. Bunu da bırakalım bir tarafa hadi diyelim ki inandım buna yani inansam ne olacak Erol Mütercimler bakın Erol mütercimlerden başka bu 1970’li yıllar sizin Ergenekon adını verdiğiniz 2007’ye kadar yada 2001’de mi Ergenekon diyorsunuz. O tarihe kadar bir tane kontur gerillaya kontur gerilla örgütlenmesine Ergenekon diyen daha ikinci bir şahıs Türkiye’de yok. bir tek Erol Mütercimler var onun için o olay o zaman Ergenekon adını taşıyor muydu hala benim için bir soru işaretidir ben onu bilmem. Onu çağırırsınız burada Erol Mütercimlerle konuşursunuz. Şimdi ben esas onun üzerinde durmayacağım benim ifadelerimde geçen orda burada her yerde söylediğim Ergenekon adını 2001 de var mıydı sayın savcım Ergenekon ismi o soruşturma sırasında?


Yüklə 0,69 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin