Duruşmaya 15 dakika ara verildi,
Duruşmaya kaldığı yerden devam olundu
Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel : “ sayın başkanım teşekkür ediyorum sorularım bu kadar. “
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın : “ sorularıma başlamadan önce şunu açıklamak isterim bir televizyon kanalı gazete kurulması veya bir gazeteye destek olunması elbette ki ticari bir girişimdir ancak bir örgütün dokümanda yazılı olan ulusal medya oluşturulması bu kapsamda bir televizyon kurulması kararı üzerine bu konuda yapılan faaliyetler elbette ki örgüt faaliyeti çerçevesinde sorgulanabilir ve irdelenebilir. Nitekim terör örgütlerinin gazete televizyon gibi yayın organlarına da sahip oldukları yeni bir şey değildir. bunun gibi tek başına bir suç oluşturmayan fiiller bir örgüt faaliyeti çerçevesi içerisinde gerçekleştirilirse örgüt amacı doğrultusunda elbette ki, irdelenebilir ve sorgulanabilir lütfen sorularımı bu yönden değerlendirin. Size biraz önce verdim diğer sanıklardan hikmet Çiçek’e ait flaş bellek içinde İlhan Selçuk Ferit Görüşmesi adlı bir belge var, belgenin adı bu belgenin başlığı ise F’nin İS ile görüşmesi. Bu belgede Cumhuriyet televizyonu kurulması konusunda bir görüş not haline getirilmiş. Bu notta ilhan Selçuk’un kurulması düşünülen televizyonun yukarı ile ilişkilerini kendisinin sağlayacağı ve görüşme hakkında F’nin notu adlı yan başlığında da ilk kez bu kadar net devleti gördüm asker ile ilişkisini defalarca vurguladı gibi açıklanması zor cümleler yer alıyor. Örneğin televizyonun yukarıyla ilişkilerinin sağlanması ilhan Selçuk ile net olarak devletin hissedilmesi ilhan Selçuk’un askeriyeyle ilişkisini defalarca vurgulamasını nasıl izah edilecektir. Siz böyle bir görüşme olmadığını notun size ait olmadığını esasen bu belgenin de her hangi bir yerden çıkmadığını polis yada savcının koyduğunu savundunuz söylediniz oysa belgenin bulunduğu flaş belleğin sahibi Hikmet Çiçek bunu reddetmedi duruşmada kendisine sorduk kendisi de sözü edilen yer işçi partisi genel merkezidir. Bu görüşme metni işçi partisi genel merkezinde benim flaş belleğimde bulunmuştur. Partimin genel başkan yardımcısı ve aynı zamanda ulusal kanal genel yayın yönetmeni olan Ferit İlsever ulusal kanal televizyonu ile yaptığı bir görüşmenin bilgilerini genel merkeze aktarmış bir not halinde aktarmış ben de flaş belleğime almışım yoksa bu görüşmede bulunmuş değilim şeklinde devam etti. Zaten Doğu Perinçek de defalarca işçi partisine yönelik aramalarda elde edilen 4 adet CD dışındaki tüm belgeleri kabul ettiğini bir itirazları olmadığını defalarca söyledi. Şimdi bu görüşme içeriğine dair bir takım sorularım olacak. Belgeye göre ulusal kanalın kurulmasından sonraki bir tarihte Doğu Perinçek’in de Haymana cezaevinde olduğu bir tarihte olduğu anlaşılıyor bu görüşmenin, siz İlhan Selçuk ile bu şekilde bir görüşme yaptınız mı? Yaptıysanız hangi tarihte görüştünüz? Görüşme talebi kimden geldi veya görüşmeyi kim talep etti? Nerede görüştünüz? Görüşme tarihinde Doğu Perinçek buradan anlaşıldığı gibi haymana cezaevinde miydi lütfen cevaplar mısınız?
Sanık Ferit İlsever : “ önce hemen şunu düzelteyim. Ben bu sözü bana verdiniz az önce. Sözü edilen belgeyi ne emniyette ne savcılıkta sordular. Bu bana sorulmadı böyle bir soru. Bana sorulan soruların arasında yok böyle bir şey. Ben burada 3 gündür savunmamı okurken bu flaş belleğin yeniden çözülmesini istedim. Dedim ki şimdi tekrar ediyorum, bu Hikmet Çiçek’te çıktığını söylediğiniz bu belgeden ben iddianamede haberdar oldum. İddianamede gördüm.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın : “ ancak o değil, iddianame tarihine kadar onlarca yani incelenmesi tamamlanmayan şeyler sonradan dava dosyası kapsamına girdi. Halen de şifreli olduğu için çözülemeyen belgeler var “
Sanık Ferit İlsever : “ olabilir savcım ben zaten ona size bir suçlama yapmıyorum. Ben şunu söylüyorum objektif olarak yaşadığım süreci anlatıyorum. İddianamede ben bundan haberdar oldum sayın başkanım ve savunmamda da böyle bir cisim varsa diye anlatıyorum yani hikmet Çiçek’te çıkmış, çıkmış diyorsa çıkmış ben böyle bir belge çıkmadı bizden böyle bir belge çıkmadı hiçbir yerde böyle bir şey demedim. Siz şimdi onu söylüyorsunuz da ben böyle bir belge çıkmadı diye hiçbir yer de söylemedim ben hiçbir yerde söylemedim. Çünkü benim bu belgeden haberim yok. Böyle bir flaş bellekten haberim yok. İddianameden haberdar oldum iddianamede okudum ve okuduktan sonra baktım bazı yerleri sayın ilhan Selçuk’la ben Doğu Perinçek haymana cezaevinde tutukluyken tutuklu değilken çıktınsan sonra yatmadan önce girmeden önce defalarca konuştum. Dışarıda İlhan Selçuk benim 40 yıllık dostum ağabeyim gazeteci, oda gazeteci ben de gazeteci, her türlü konuyu giderim Cumhuriyet gazetesinde otururum konuşurum kendisiyle defalarca konuştum. Bu arada Türkiye’yi konuşuruz Türkiye’ye çözüm nedir onları konuşuruz, medyayı konuşuruz, medyada acaba neler olabilir bunları her şeyi konuşuruz. Ama biz bir şeyi konuşmayız sayın başkan, belki burada söylediğiniz şeylerin de daha bunun tamamını okumadım az önce verdiniz bana okuyacağım iddianameye aldığınız kadarıyla biliyorum iddianameye aldığınız kadar ki bölümden hepsi doğrudur konuştuklarımızın onlarda hiçbir şey yok zaten bir tane yalan var. Bakın yalan diyorum ona, nerden biliyor diyeceksiniz adım gibi biliyorum. İlhan Selçuk diyor ki bana ulusal kanalı bize verin yukarıyla ilişki bakımından benim önderliğimde olacak. Bakın ne ilhan Selçuk bana böyle bir şey söylemiştir. Ne ben böyle bir şey duydum ne böyle bir kayıt tuttum. Tuttuk yada ne de ilhan Selçuk böyle bir şey söyler, söylemiştir i bırakın söyler. Söylemez, İlhan Selçuk böyle bir insan değil siz tanımıyorsunuz. İlhan Selçuk kalkıp yukarıyla ilişki bakımından benim önderliğimde C logosuyla Cumhuriyet yani logosuyla olacak onun için bana verin. Yukarıdan bana talimat geldi böyle yapın. Hayır bu olmaz işte bunu kimseye inandıramazsınız birazcık yaklaşın şeye gazete dünyasına basın dünyasına biraz İlhan Selçuk’u tanıyanlarla konuşun yanında bulundum biraz İlhan Selçuk böyle bir laf etmez. Ve zaten etmemiştir. Benim zaten itirazım bu sayın savcım. Çünkü niye bunu bakın şimdi ben böyle bir belge çıkmadı yoktur yanlıştır demedim. Ama adım gibi biliyorum ki şayet böyle bir belge varsa sayın başkanım çıktıysa diyelim ki, Hikmet Çiçek’in şeyinden bu yukarıyla ilişki bakımından lafı buraya monte edilmiştir. Onun için rica ediyorum hatta yalvarıyorum şu belge tekrar çözülsün bunu adım gibi biliyorum. Bana böyle bir şey söylemedi ve söylemez zaten İlhan Selçuk. Böyle bir şey söylemez. Ya benim ağabeyim niye yukarıyla ilişki bakımından desin, ver şu Cumhuriyeti derse ben ona veririm. Ya da vermem oturur konuşuruz şöyle veririm böyle veririm bilmem ne derim veririm. Niye yukarıyı bana söylesin. Yukarı kim? Diyeceksiniz ki yukarıdan Ergenekon terör örgütünden yağmur gibi talimatlar yağıyor onu demek için oraya koyuyorlar. Birileri koyuyor bunu ben bunu anlamam bu provokasyon. O zaman bu belge provokasyon belgesi iddia ediyorum lütfen dediğim gibi çözülsün ve gerçekleri öğrenelim. Şayet böyle bir belge varsa. Hala onu söylüyorum ben bunu görmüş duymuş falan değilim. Şimdi efendim bakın “
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın : “ madem buraya kadar geldi o belgenin içeriğine ben kısaca size özetleyim orda ilhan Selçuk’un birkaç kez sizi arayıp görüşme talep ettiğinden sorunun ellerinde cihaz olduğunu ancak lisansı olmadığını sizde ise lisans olduğunu “
Sanık Ferit İlsever : “ bunlar hep konuşuldu aramızda böyle şeyler yani, “
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın : “ yani o belgenin içeriği bu ancak 28 şubat döneminde sizin böyle bir teklif yaptığınız halde karşı taraftan olumlu bir cevap almadığınızı şu anki durumda ise Cumhuriyetin Cumhuriyetle aydınlık grubunun belli başlı bir takım politikalarda tezat fikirlerde olduklarını gerekirse elinizdeki televizyonu Cumhuriyete bir miktar piyasa fiyatının altında satabileceğinizi sizin ağzınızdan orda söylediğiniz yazılıyor ve en sonunda da F’nin notu şeklinde ilhan Selçuk ile görüşmenizde edindiğiniz kanaati sizin yazdığınızı iddia ediliyor. Konu o“
Sanık Ferit İlsever : “ şimdi sayın savcım bunlar şurada bana özetlediğiniz kadarıyla büyük ölçüde doğrudur. Çünkü benim İlhan Selçuk’la burada ben samimiyetle anlatıyorum ifademde de savunmamda da yaptım bunu tekrar anlatacağım bu süreci anlatacağım. Olayın aydınlanması bakımından buna çok önem veriyorum. Çünkü ben gördüm iddianamede benimle ilgili tek ciddi suçlama bu, onun dışındakiler hepsi sayın savcımızın burada özetlediği gibi babayla bilmem kim görüşmüş ne diyorsun falan gibi ama Ergenekon, siz lafa öyle başladınız Ergenekon terör örgütü bir talimat vermiş bir karar almış ulusal medya grubu kurmaya başlamış ve ben de İlhan Selçuk’la çeşitli görüşmelerde İlhan Selçuk’un dışındaki görüşmelerde bunun için soyunmuşum değil mi yaklaşık iddianamenin yaklaşımı budur yani yaklaşık olarak şey budur siz böyle bir iddia ile girişiyorsunuz. “
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın : “ böyle bir örgüt belgesi var. Böyle olduğu iddia ediliyor ulusal medya 2001 şeklinde incelediyseniz biliyorsunuz. Buradaki iddialar orada aynısıyla yazılı incelediyseniz biliyorsunuz buradaki iddialar orda aynısıyla yazılı “
Sanık Ferit İlsever : “ yok incelemedim ben iddianamede gördüm. İddianamede gördüm aynısı değil alakası yok doğru değil bunlar bakın doğru değil. Tuncay Güney haham bir takım şeyler uydurmuş bir ulusal medya gurubu kurulacakmış bunu da Ergenekon terör örgütü kararlaştırmış. Ve ondan sonra da bir takım faaliyetler olmuş bunlar olmuş şunlar. Ben size bu faaliyetleri anlatacağım olay çırılçıplak yarım saat sonra yarım saat içinde bütün açıklığıyla ortaya çıkacak. Efendim işin gerçeği şöyle sayın başkanım, benim İlhan Selçuk’la bir tane ilişkim oldu. Yani çok defalarca görüştük bilmem ne ama bir tane ilişkimiz oldu. Amaçlı yani ilişkimiz oldu oda şudur acaba biz ulusal kanalın olanaklarıyla işte siz de söylüyorsunuz lisansı yok yayın olanakları yasal bazı olanaklarıyla Cumhuriyet gazetesinin olanakları tarihi birikimini kadro birikimini birleştirerek bir Cumhuriyet televizyonu yapabilir miyiz? Bir televizyon yapabilir miyiz? Ulusal medya grubu falan palavra, yok böyle bir şey yani ne demek ulusal medya gurubu ondan sonra televizyonlar olacak gazeteler olacak yok bilmem neler olacak bir kocamam bir ulusal medya grubu diye bir şey kurulacak. Böyle bir yukarıdan talimat gelmiş ve zaten şey de diyor ki, İlhan Selçuk’ta yukarıyla bağlantı benim üzerimden benimle olacak diyor. Onunla sokuşturulmuş oraya ve bizim Cumhuriyet televizyonu kurma çabamız zavallı aylarca yıllarca uğraşmışız yapabilir miyiz şöyle mi yapsak böyle mi yapsak olmuş Ergenekon terör örgütünün işte kopan yer sayın savcım, Tuncay Güneyin anlatımından sizin hopladığınız zıpladığınız geldiğiniz yer burası bu yanlış. Tuncay Güney burada yalan söylüyor inanmayın buna ben size gerçeği anlatıyorum. Şimdi bakın gerçek olduğunu da ispatlayacağım. “
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın : “ bu incelemediğiniz için o zaman size hatırlatayım Tuncay Güneyin beyanı değil, daha sonra hatta işçi partisine yönelik aramalarda da çıkan ulusal medya 2001 isimli örgüt dokümanı olduğu iddia edilen belgede yazıyor bu iddialar. “
Sanık Ferit İlsever : “ doğru efendim fakat bende şunu söylüyorum savcım zaten bu sözünü ettiğiniz belgelerin hepsi 2001 yılında Tuncay Güney ve Mehmet Eymür tarafından imal edilmiş. Bunlar artık ortaya çıktı kanıtlandı. Yani mülakatı da öyle mülakatında zaten bunlar var Tuncay Güneyin mülakatında da var. O belgelerde aynı şeye hizmet ediyor. 2001 yılında Mehmet Eymür’le Tuncay Güney bunları imal etmişler 2008 yılında bizim operasyonda bunlar çıktı karşımıza, olay bu, şimdi bakın ben size işin doğrusunu anlatacağım ve kanıtlayacağım bunun böyle olduğunu. Şimdi şu ulusal medya grubu, şimdi bir koldan sayın başkanım deniyor ki, işte iddianamede sayın savcımızda şüpheli şekilde soruyor bunu diyor ki, yukarının talimatı gelmiş ilhan Selçuk’a ulusal medya grubu kuracaksınız diye ve o da beni çağırmış bu görüşmeler başlamış. Öte yandan iddianame diyor ki, İlhan Selçuk Cumhuriyet gazetesini ele geçirecekti hatta geçirdi ve bir medya merkezi haline getirdi. İddianameden okudum burda yani İlhan Selçuk Cumhuriyeti ele geçirecekti geçirdi ele geçirdi ve bir medya merkezi oluşturdu. Nasıl ele geçirdi? Köşe yazarıyken imtiyaz sahibi oldu. Bunları ben iddianameden alıyorum. Tuncay Güneyin mülakatı falan filan oralardan alıp koyuyorsunuz iddianameye, şimdi o zaman ulusal medya merkezi oluşturdu İlhan Selçuk ondan sonra çağırıyor beni ve verin bakalım ulusal kanalı, bana vereceksin diyor yukarının talimatı diyor hatta. Yukardan gelen talimatları Ferit İlsever ve Doğu Perinçek’e iletti diyor iddia name bunları söylüyor. İlhan Selçuk’un görevi buydu diyor. Ben de onu iddia ediyorum ki bu bütünüyle yalan. Öyle ulusal medya bilmem ne falan filan değil. Biz oturmuşuz demin de söylediğim gibi bugün hala da benim hedefimdir. Sanıyorum ilhan abi de fırsat bulsa sağlığı düzelir inşallah tekrar aramıza gelir ilk fırsatta biz bu Cumhuriyet televizyonunu yapacağız. Ortak bir televizyonda yapacağız ilk fırsatta yapacağız. Olanaklarımız el vermediği için paramız pulumuz gücümüz yetmediği için buna imkan bulamadık ve bunu yaparken Cumhuriyeti bir merkez medyanın merkez üssü yaparken Doğu Perinçek’i ekarte ederek yapıyordu, iddianamenin sözleri bakın, Doğu Perinçek’i verin bana diyecek biz ona vereceğiz Doğu Perinçek ekarte olacak alacak şeyi ve bildiği gibi yapacak. Ulusal kanalı bir ulusal medya kuruluşunun Cumhuriyetin yanına ekleyecek ve ulusal medya kuruluşu yapacak. Bu bir süreç bu şekilde anlatılıyor bu hikaye. Baştan sona yalan İlhan ağabeyi küçük düşürüyor yanlış bir pozisyonda gösteriyor ondan sonra yukarılara bir yerlere bağlıymış oralardan emir alırmış zavallı bir halde gösteriyor. Hayatı boyunca İlhan Selçuk hiç kimseden talimat almamıştır hiçbir örgüte girmemiştir. Her şeyini biliyorum yani bu kadar ayrıntısını biliyorum. Buraya kadar biliyorum hiçbir örgüte girmemiştir hiçbir yerden talimat almamıştır. İnandığı bildiği doğrular neyse onun mücadelesini vermiştir. Bana İlhan Selçuk’un beni ikna etmesi için yukarıyla mukarıyla falan diye birileriyle beni korkutmasına ikna etmesine gerek yok biz çocuk muyuz, 40 senedir bir birimizi tanıyoruz. Şimdi birinci söyleyeceğim bu. İkincisi, bu ulusal medya grubu iddianamede şöyle kuruluyor şu şekilde kuruluyor; sayın Veli Küçük gelmiş bana daha doğrusu Gürbüz Çapan demiş ki, radikal gazetesinde bu yer almış gerçekten gazetede bu tür çarpıtma yalan haber yer aldı. Veli Küçük’ün Ferit İlsever’in önderliğinde Kemal Özdenle beraber bu toplantıda Gürbüz Çapana atfen söyleniyor sayın başkanım bu toplantıda yani Enka tesislerinde yapılan toplantıda yemekte üçü Veli Küçük Ferit İlsever ve Kemal Özden Gürbüz Çapanda bulunan Cumhuriyet hisselerini alarak yani Cumhuriyeti alarak satın alacaklardı üstlerine alacaklardı ve ulusal kanalla birleştirerek ulusal medya gurubu kuracaklardı hem iddianamede olan hem de Ogünlerde radikal gazetesi yeni şafak bütün yandaş medyada manşet olan haber buydu ve bu Gürbüz Çapana dayandırılıyordu şimdi ikinci bakın Veli Küçük bu örgütün yöneticisi diye gösteriliyor İlhan Selçuk bu örgütün yöneticisi diye gösteriliyor Ergenekon talimatı bunların bir de yukarısı varmış yukarıdan gelen talimat ilhan Selçuk’a böyle gelmiş Veli Küçüğe böyle gelmiş biraz sonra anlatacağım biraz sonra Doğu Perinçek’e de gelmiş iddianameye göre ulusal medya gurubu kurun talimatı onu da anlatacağım ikincisi budur ve biz oturmuşuz orda konuşmuşuz ama ondan sonrası yok bir takım projeler yapılmış Mete bey yayın bölümünün başına gelecekmiş Ümit Ülgen Ekonomi bölümünün başına gelecekmiş bir takım projeler yapılmış ondan sonra ne olmuş ulusal medya gurubu kurulmuş mu kurulmamış mı niye kurulmuş niye kurulmamış meçhul soru işareti ondan sonrası meçhul. Buraya kadar tamam her şey var. Şimdi o zaman değerli başkanım bir tane şey soruyorum. Cumhuriyet gazetesini satın almak ve buradan ulusal kanalla birleştirerek ulusal medya gurubunu kurmak. Sayın Veli Küçük’e verilmiş talimat. İlhan Selçuk ifadesinde diyor ki, emniyette verdiği ifadesinde savcılıktaki ifadesinde Cumhuriyet gazetesini kimse alamaz diyor satın alamaz diyor Cumhuriyet gazetesi vakfa ait Cumhuriyet vakfına ait Cumhuriyet gazetesi Cumhuriyet vakfının yayın organı sayın savcım. Alınmaz satılmaz 80 yıldır böyle. Atatürk zamanında kuruldu kurulurken de böyle kuruldu. Yani kimsede alıp satmasın diye bunu işte bu tür de dedikoduların da önünü kapatmak için de bu tür girişimler varsa sabotajlar varsa Cumhuriyeti baltalama girişimleri varsa önünü kapatmak için satılma imkanı ortadan kalkmış kimse alıp satamaz. Peki ne var? Cumhuriyet gazetesi bir yeni gün AŞ diye bir anonim şirket kurmuş aynı bizim gibi bizde yaptık bunu ulusal kanal olarak bizim ulusal kanal da alınıp satılamaz kimse alıp satamaz. İlhan Selçuk alacakmış benden olmaz böyle şey kimse alıp satamaz. Çünkü halk televizyonu o da halk gazetesi Cumhuriyet gazetesi. Böyle olduğu için ve kimse alıp satmasın diye ellere düşmesin diye, buraları lütfen sabah gazetesi değil Atv değil, yandaş medya bilmem nereden kredi alacak ta çalık ondan sonra gelecek Cumhuriyet gazetesini satın alacak. Sabancı 5 milyon 3 milyon dolar ne vermiş gibi şeyler yazıyorsunuz iddianamede olmaz. 3 milyon dolar 5 milyon dolar bunlar bize sökmez. Alınıp satılmaz. Ama bir tane gerçek var yeni gün anonim şirketi diye bir yan kuruluş kurmuş Cumhuriyet gazetesi o Yeni Gün AŞ’nin hisselerini satarak Cumhuriyet gazetesine şey sağlıyor. İşte Cumhuriyet okurları falan var ya cumok diye bildiğimiz insanlardan bir destek sağlıyor gazeteye destek sağlıyor ve çok da iyi bunu biz de yapıyoruz. Bir yan şirketimiz var anonim şirket ve bunlarla ulusal kanala ulusal gönüllüler buluyoruz. Ortaklar buluyoruz küçük küçük ha, bunlardan bir tanesi gürbüz çapan olmuş ben %10 diye biliyordum %20 dediniz iddianamede falan öyle geçiyor. Yeni Gün AŞ’nin hisselerinden %10’mu %20’mi almış sayın İlhan Selçuk ifadesinde Yeni Gün AŞ’deki hissesi %10’dur diyor Gürbüz Çapan Şimdi yalanın büyüğü burada sayın başkanım biz Enka tesislerinde oturmuşuz Cumhuriyet gazetesini Gürbüzden alıyormuşuz. Bir de iddianame yazıyor diyor ki, her halde yine Tuncay Güneye dayanıyor gürbüz Çapan önce Cumhuriyet gazetesinin hisselerinin %40’nı aldı Cumhuriyet gazetesinin ondan sonra %60’ını aldı tamamının sahibi oldu. İnsaf, insaf Gürbüz Çapan’ı Cumhuriyet gazetesinin sahibi yaptılar. Bizim karşımıza oturttular şeyde Enka tesislerinde satıyor bize %100 hissesini Cumhuriyetin. Baştan sona yalan Gürbüz Çapan’ın hissesi %100 değil %10 veya 20 yanlış söylemeyim şimdi kendi ifadesine 20 İlhan Selçuk’un ifadesi %10 ve Cumhuriyetin değil Yeni Gün AŞ’nin hisseleri, Yeni Gün AŞ’nin hisselerinin %100’ü alsa Gürbüz Çapan Cumhuriyeti yine satamaz. Yeni Gün AŞ’nin hisselerini satar o kadar. İlhan Selçuk açıklıyor iddianamede de var, emniyet ve savcılık ifadesinde bırakın diyor Gürbüz Çapana gelinceye kadar sabancılar Koçlar ortak diyor Yeni Gün AŞ’ye, Yeni Gün AŞ’nin hisselerini öncelikle onlar alıyor. Büyük sermaye yani işte Cumhuriyete destek olsun falan diye, Gürbüze gelinceye kadar Gürbüz bize Cumhuriyeti satıyor aman Allah’ım. Sayın başkanım baştan sona yalan içinde çırpınıyoruz, ikinci bir nokta yani Gürbüz Çapan bize Cumhuriyeti falan satamaz ne müsaittir durumu ne mülkiyeti vardır ne hakkı vardır ne hukuku vardır. Hiçbir şeyi yoktur hiçbir şeyi yoktur. O toplantının bir anlamı işte orada bulunma nedeni de onlar. Bir tane anlamı da şudur demin burada arz ettiğim gibi Kemal Özdenin başlatmış olduğu Cumhuriyet gazetesine destek olalım. Nasıl destek olacağız? Yeni Gün AŞ’nin hisseleri birileri alacak biz değil de biz zaten alamayız onu hadi diyelim ki, belki Veli beye diyecek ki çevrende varsa hisse alacak insanlar konuş getir satalım. Bilmem Ümit Ülgen alırsa çevresinde varsa getirsin şey yapsın Gürbüz beyi ikna edersek %10 daha alsın %20 değil 30 olsun belki bunu sağlamak amacıyla bunu yapsın bize de düşen görev demin söylediğim gibi bu hizmeti kamuoyuna duyurmak. Şimdi efendim Gürbüz Çapanın bunu satması falan mümkün değil bizim de almamız mümkün değil, bir defa toplantının bu kısmı ulusal medya grubu kurmak hikayesinin bir bölümü bitti. Orda kimse Cumhuriyeti satın alamaz. Kimse bize satamaz ayrıca bir şey daha söyleyim Sayın İlhan Selçuk yine ifadesinde burada iddianamede var sayfa numarasını şimdi bilmiyorum yine iddianamede soruluyor kendisine öyle Enka tesislerinde falan bizim Cumhuriyet satılmaz diyor kimse de satamaz kimse de satın alamaz diyor. Söylüyor o Enka da ki yemekle ilgili de soruluyor kendisine bunu böyle yapmışlar sizden almışlar diye, kimse bunu yapamaz diyor. Yapamayız sayın başkanım. Şimdi ikincisi yine iddianameye bakıyoruz bu ulusal medya grubunun başında olacak olan sayın Veli Küçük bir başka yerde geçiyor diyor ki ya bu ulusal medyayı kurmak için Cumhuriyetle şeyi birleştirelim evlendirelim ulusal kanalı evlendirelim iddianameden okuyorum iddianamede var bunları evlendirelim birleştirelim fakat ulusal kanal da bir operasyon yapalım yeniden yapılandıralım ulusal kanalı bunu sayın Veli Küçük’e atfediyor mal ediyor bu düşünceyi bu sözleri iddianame ve bundan sonra da ulusal medya kuruluşuna gidelim. Yani ulusal kanalı yeniden yapılandırmak ne? Ferit İlsever’i oradan tasfiye etmek. Hatta diyor ki Veli Küçük öyle yazılıyor şeyde diyor ki, biz en iyisi ulusal kanalla şeyi evlendirmekten vazgeçelim Cumhuriyeti, Cumhuriyeti kanal 6 ile birleştirelim evlendirelim. O zaman diyor ulusal kanalla bileştirirsek ulusal kanalda Cumhuriyetle birleşme propagandasından yararlanır diyor güya yani bunları ben iddianameden okuyorum. Sizin iddianameden okuyorum. Düşüne biliyor musunuz sayın başkan Veli Küçük Bey ulusal kanal da operasyon yapacak beni tasfiye edecek yeniden yapılandıracak burayı ben de bunu biliyorum oturuyorum Veli Küçük beyle beraber Cumhuriyet gazetesini satın alacağım Gürbüz Çapandan düşüne biliyor musunuz düşüne biliyor musunuz demin de ben burada söylediğim gibi daha ilk gün demişim ki Tuncay Güneyin ifadesine göre ben siz tanıyorum. Hepinizin ne mal olduğunu biliyorum demişim çözmüşüm sizi ayrıca. Ha, bu koşullarda sayın başkanım akıl mantık burada duruyor inanın duruyor yani okudukça şaşkına dönüyorum hangisine bakayım nereye bakayım nereye bakayım hepsi bir biriyle çelişen tutarsız hiçbir biriyle bağlantısı olmayan kopuk kopuk ve bir biriyle birleştirdiğiniz zaman da hakikaten bizi zavallı bir noktaya sürükleyecek şeyler beynimize zamanımıza vaktimize her şeyimize yazık hakikaten yazık yani başka bir şey daha söyleyeceğim şimdi efendim ya bir kere şunu düşünmek lazım en azından bu iddiayı ortaya atarken ben ulusal medya gurubun içinde yer alsam sayın Veli Küçükle sayın Gürbüz Çapanla sayın ümit Ülgen’le sayın Kemal Özdenle beraber mi yaparım bu işi lütfen yani şey deseniz çok bol sermayeli paralı insanlar büyük şey sahibi insanlar deseniz hadi belki diyeceğim ki belki aklımdan böyle bir şey geçti mi diye düşüneceğim. Yada deseniz ki basınla az çok ilgileri var belki ondan düşünmüştür onu da düşüneceğim. Ya, lütfen Gürbüz Çapan benim bu basın masın ulusal medya gurubu düşüneceksem en son düşüneceğim isim. Ne alakası var gürbüz çapanın, yani Gürbüz Çapanın %10 hissesini %20 hissesini biz Enka tesislerinde alsaydık ne olacaktık yani, nasıl ulusal medya kuracaktık sayın savcı var mı böyle bir şey mümkün mü? Yapmayın, şimdi böyle mi kurarım ulusal medyayı kuracak olsam. Hani düşünün ya, belki deseniz bir iddia etseniz sabancı girecekti devreye 5 milyar 10 milyar dolar verecekti zaten orda diyorsunuz ama bu amaçta söylemiyorsunuz. Bunu böyle söyleseniz belki acaba aklımdan geçti mi sabancıyla bunu yapmak diye düşüneyim. Çünkü en sonunda büyük bir para miktarıdır belki bununla hani Cumhuriyete bir teklif yapılabilir olacağı yok da, olmayacağını ben çocuk değilim Cumhuriyet gazetesinin satılmayacağını ben de biliyorum sayın başkanım bunu hepimiz biliyoruz bizim basın dünyasında herkes bilir ki bütün gazeteler alınır satılır hürriyet bile en son alınır satılır ama Cumhuriyete yaklaşamazsınız yapamazsınız bunu isterseniz bunu özellikle araştırmanızı rica ediyorum heyetinizden tabi ilhan Selçuk’ta iyileşecek gelecek buraya ifade verecek niçin alınıp satılamadığını bunun mümkün olmadığını ayrıntılı şekilde burada anlatacak boşuna konuşuyoruz Cumhuriyeti alacaklardı şöyle alacaklardı böyle alacaklardı bilmem ne diyeceklerdi aylar boyu, sayın Veli Küçük açıklıyor benim ne maaşım ne bilmem neyim ben maaşıyla geçinen bir insanım ne Cumhuriyet gazetesi ya, yapmayın ya, böyle mi alınır Cumhuriyet gazetesi, şimdi bir 3. olay sayın başkanım ya zaten Kemal Özden’in işleri berbat durumda zor götürüyor işlerini, oturmuş adam cağız Cumhuriyetin hisselerini Yeni Gün hisselerini satayım Cumhuriyeti 3 kuruş 5kuruş olanak sağlayım. Bütün çabamız bundan ibaret. Şimdi açıyoruz iddianameyi ama diyor bir taraftan da iddianameden yine özetliyorum size Doğu Perinçek, Ferit İlsever, Gürbüz Çapan İlhan Selçuk bir lokantada buluştular yemek yediler amaç Cumhuriyetler ulusal kanalı evlendirmekti birleştirmekti. Bunu Doğu Perinçek’in ifadesinden alıyorlar. Demin arz ettiğim gibi burada bir şey için Cumhuriyet televizyonu kurabilir miyiz araştırması için daha sene 98-99 o yıllarda yani 98 yıllarında yapabilir miyiz diye araştırdık onu, onu anlatılıyor ve iddianame şimdi bunu alıyor buradan diyor amaç Cumhuriyet gazetesini ele geçirmekti. Doğu Perinçek bu birliği Cumhuriyetle ulusal kanal ortaklığı sağlayacaktı. Sağlanacaktı bur ortaklık bu ortaklık sağlandıktan sonra Doğu Perinçek İlhan Selçuk’u ekarte edecekti. Bir kenara itecekti ve Cumhuriyet gazetesini ele geçirecekti. Böylece buradan da bir ulusal medya gurubu kurulacaktı. Bakın efendim, şu ulusal medya gurubu yalanı 3 yöneticiye 3 ayrı yerden Ergenekon terör örgütünün sözüm ona bu yalan örgütünün tepesinden giriyor. Düşünebiliyor musunuz 3 ayrı pratik yürütülüyor. Böyle bir ulusal medya gurubu olabilir mi? Doğu Perinçek onu ekarte etmeye çalışıyor onun ayağını kaydırmaya çalışıyor. O Ferit İlsever’i ekarte etmeye çalışıyor. Doğu Perinçek ayağını kaydırmaya çalışıyor ulusal kanalı ele geçirmeye çalışıyor. Öbürü hepsini birleştirip ulusal kanalı yeniden yapılandırmaya çalışıyor. Sayın başkanım benim burada okurken inanın aklım durdu kafam bundan daha fazla çalışmıyor bunları gördükten sonra hakikaten yazık diyorum. Size de yazık bana da yazık savcılarımıza da yazık. Bir tane, onun için dedim burada iddianame bir deli adeta çıkmış şizofren 1999 tarihinde bir şey yazmış 2000 tarihinde başka bir hikaye yazmış 2001 tarihinde başka bir masal yazmış hepsi bir biriyle çelişmeli hepsi yalanla dolu iç içe ve biz bunları çözmeye çalışıyoruz. Ulusal medya gurubu palavrası tam bir yalandır büyük bir palavradır. Ne bir Ergenekon terör örgütü ne Ergenekon terör örgütünün kararı ne bu kararın verildiği demin sözünü ettim İlhan Selçuklar Doğu Perinçekler Veli Küçükler ne de bunun pratiği söz konusu değildir. baştan sona yalandır. Bir tane gerçek vardır. Hadi iki tane deyim bunlardan bir tanesi deminde söylediğim gibi Cumhuriyet televizyonuyla ulusal kanalın olanaklarını birleştirerek bir Cumhuriyet televizyonu yapma düşüncesidir çabasıdır uğraştık didindik muvaffak olamadık mali güçlüklerimiz dolayısıyla zorluklarımız dolayısıyla yani biz bir taraftan ulusal kanalı götüreceğiz bir taraftan arkadaşlarımız Cumhuriyet gazetesini götürecek bir taraftan da buradan yeni bir televizyon Cumhuriyet televizyonu olanaklarımızı birleştirerek inşa edeceğiz bunu başaramadık ikinci gerçekte bu şeylerden anlıyorum ki iddianamede geçen alıntılardan anlıyorum ki ulusal kanala bir operasyon düşünülmüş o zaman kim düşündüyse bunu ona da biz izin vermedik, söyleyeceklerim bunlar efendim.”
Cumhuriyet savcısı Nihat Taşkın :” sizde ulusal kanalda aynı sistemi uyguladığınızı söylediniz. Cumhuriyet gazetesi ismini kullanma hakkı Yeni Gün AŞ’ye ait ise kiralandığı belirtiliyor bu şirketin hakim hissesini ele geçiren kişinin gazete üzerinde etkili olamayacağını söyleyebilir misiniz?
Dostları ilə paylaş: |