13. AĞIr ceza mahkemesi



Yüklə 0,89 Mb.
səhifə10/13
tarix10.08.2018
ölçüsü0,89 Mb.
#68634
1   ...   5   6   7   8   9   10   11   12   13

Mahkeme başkanı “Sizinle ilgili olan konuları anlatın yani lütfen savunma”

Sanık Hayrettin Ertekin” Benimle ilgili derken bu kişinin anlattığını hepimiz dinledik”

Mahkeme Başkanı” olsun dinledik te”

Sanık Hayrettin Ertekin “ Ama doğru değil sayın başkanım “

Mahkeme Başkanı “Efendim doğru olmayabilir onun takdiri size ait değil”

Sanık Hayrettin Ertekin “ Bilmek istemiyor musunuz doğruyu sayın mahkeme”

Mahkeme Başkanı "efendim doğruyu biliyor mahkeme neyin doğru olduğunu biliyor sizden öğrenecek değil doğruyu lütfen”

Sanık Hayrettin Ertekin “sayın başkanım ben bildiklerimi söylemekle mükellefim”

Mahkeme Başkanı " adamı suçluyorsunuz suçluyorsunuz kendi hakkınızda konuşun adam Büyükada da bilmem şunu yaptı bunu yaptı onlar bizim mahkememizin dışında olan şeyler lütfen ”

Sanık Hayrettin Ertekin “efendim silahla beni yaralamaya geldi diyor da”

Mahkeme Başkanı " Efendim suçlandığı konularla biz burada yargılama yapıyoruz suçlandığı konular adadaki evi tutmuş, almış, satmış o bizim dışımızda olan şeyler lütfen “

Sanık Hayrettin Ertekin” Efendim bu”

Mahkeme Başkanı " kendinizle ilgili konuşur musunuz lütfen kendi konumunuzu anlatacak bir beyanınız varsa alayım onları”



Sanık Hayrettin Ertekin “ Benim beyanımı anlatayım o zaman sayın başkanım bunları madem mahkeme bu konulara değer vermiyor ben anlatayım benim 21. Aydır tutukluyum 21 aydır sebepsiz yere, suçsuz yere, günahsız yere kamu vicdanı artık yaralanmıştır. Mahkemedeki sayın hakimlerin sizlerin artık bu konuyu değerlendirmesini talep ediyorum çünkü hiçbir suçum yok. Örgüt üyeliyle suçlanıyorum 85. kişiye sordum 85 kişiden beni tanıyan yok, beni bilen yok, görüşmüşlüğüm yok, kimseyle irtibatım yok sayın mahkemenize verdiğim dilekçe itirazımla ilgili tahliye talebimdeki itirazımla ilgili 14. Ağır Ceza Mahkemesine gitmiş orada bir karar vermişler tabi okumadan karar vermişler belki ordaki bir mahkemenin bir üyesi okumuş veya sayın başkan okumuş diğer üyeler dokunmamışlar kapağın üzerine hemen kıvırıp yazıyı yazmış göndermişler ama okusalardı benim hiçbir irtibatımın örgüt veya herhangi bir kişi, herhangi bir eylemim, herhangi bir faaliyetim, herhangi bir olayla ilgim en ufak bir telefon konuşmalarımda bir kişiye suçlayacak bir küfür edecek bir kelimem yok sadece ve sadece avukatıma şu suç mudur? abi iyi akşamlar en iyi Kürt ölü Kürt’tür lafıydı yani bunu sorar mısınız? Suç mudur diye yeni çıkan 301. maddeye girer mi diye sorduğum kelimeyi bana suç diye karşıma getirmişler ki ben Kürt halkını bilen, kültürlerini, tarihlini bilen koruyan onlarla ilgili her türlü müspet düşünen kardeşlik duygusu içinde düşünen ve onların işveren, onları yanına alan, onları çalıştıran, onlarla bir kardeş olduğumuzu bilen bir insan onların ölümünü veya bir şeyini düşünebilir miyim? Ben orada kim olursa olsun hiçbir insanın ölümünü düşünmem, hiçbir insanın bu ölüm kelimesi beni rahatsız eder sayın başkanım beni o konuyla ilgili yargılanmış, bana ait olmayan bir silah getirmiş ruhsatlı silahım konmuş efendim başkasına ait olan silahı kimse sahibi gelsin diyor avukatım gelen kişiyi de tutukluyorlar niye sen bu silah silah onun ben silah alacak olsam benim kuyumcu fabrikam var silah taşıma ruhsatına haizim, ruhsatlı silahım var ben niye illegal silah alayım gideyim 500-600 veya 1 milyon lira verip niçin alayım benim zaten istesem akşama kadar 100 kişi geliyor efendim ben baş komiserim silah satacağım alırsanız çok memnun olurum çok iyi silahtır efendim ben silah sevmiyorum almıyorum diye gönderiyorum istesem Makine kimyaya bir vekalet verip avukatımı gönderip silah istediğim silahı satın alabilirim. Glokta satıyorlar dı glok silahta satıyorlar 2500 dolar mı neydi alabilirim ruhsatlı ruhsatını da almaya haizim taşımaya haizim bir sabıkam yok ben bundan suçlanıyorum ve dışarıda 205 sanık var şuan bunlardan 92 kişi tutuklu şuan 27 kişi sayın mahkemeniz tahliye etti bunların içinden tam 47 kişi 47 kişi en ağırlaştırılmış 301, 302 maddeleriyle ağırlaştırılmış müebbet hapis cezayla yargılandırıyor ama içlerinde sadece 3 kişi tutuklu 3 kişi onun dışındakiler hepsi serbest ellerini kollarını ha tutuklansınlar istemiyorum ama vicdanlarınıza nasıl sığıyor, nasıl bir örgüt üyesi diye beni tutabiliyorsanız onlar en ağır müebbet hapisle, ağırlaştırılmış müebbet hapisle yargılanırken 500 yıl 600 yıllık bana verseniz örgüt üyesi olsam diye sayın başkanım 5 yıl ceza vereceksiniz bunun infaz kanuna göre yatarını ben zaten yatmışım 9 ay kalmış bugün ben ona göre dışarıda olmam lazım benim işlerim, güçlerim ben bir işadamıyım ben sokakta gezen böyle sıradan bir insan değil ben bu memlekete istihdam kazandırıyorum. Ben bu memlekete ben yurt dışından para getiriyorum ben bu memlekete hizmet ediyorum, ben bu insanları çalıştırıyorum ve şuan hiçbir faydası yok benim burda olmamın sayın başkanım ben bu konuda yüce mahkemenin tekrar hakkaniyet, vicdan, hukukuna göre yeniden değerlendirmenizi istiyorum belki sizlerde rahatsız oluyorsunuzdur ama belki bizim burada kalmamızı isteyenler vardır inanın ben hükümete veya herhangi bir yere karşı olan biri değilim ben bu hükümet ve şuan ki mevcut Ak parti iktidarının yaptığı çalışmaları son derece destekliyorum, tasvip ediyorum, Amerikancı değilim başkalarının söylediği gibi ama destekliyorum ama bilinmediğini, bilinmeyen şeyleri açıklamadığı için gizem yarattığı içinde eleştiriyorum ama halkla paylaşmadıkları için paylaşamadıkları için bir takım riskler aldıklarını da biliyorum onların Bakanlar kurulunun birçoğuyla irtibatım vardır ben buraya gelmeden önce telefon tapelerime lütfen bakın hepsiyle görüşüp randevularla konuşan insanım onlarla fikir alış verişinde bulunan insanım benim burda olmamın onlarında yüreklerinin yandığını biliyorum kimse rahatsız olmaz benim dışarı çıkmamdan ben medyayı bıraktım, televizyonu bıraktım, gazeteyi bıraktım, köşe yazarlığı da yapmayacağım inanın inanın hiçbir şey yapmayacam evin kapısına girerken zile bile basmayacağım anahtarımla açacağım başkası rahatsız olmasın diye ama benim burada olmamın hangi gerekçesi var onu öğrenmek istiyorum yani ben şimdi burada bir kaosa düştüm ama hiçbir kimseye izahta bulunamıyorum niçin tutuklu olduğumu, niçin her türlü açıklamayı size yaptım bütün savunmalarımda hepsini tek tek yazılarımda sabah çıkıyorum bilgisayarın başına akşama kadar yazıyorum bütün kafamdaki, beynimdeki her şeyi yazıyorum bütün kitaplardaki hukuki terimlerin hepsini ortaya getiriyorum mahkemenizin incelemesi için burada inanın 4 kere söz almışım sayın başkanım bir savunma yapmışım ondan sonra 4 kere söz almışım diğerlerini bir bilgisayar için görüşmüşü ikisi sağlığımla ilgili görüşmüşüm üçünde de yemek ve ekmekle ilgili onların hepsi temin edildi hepsi Allah razı olsun devletten en iyisini yapıyor şuan en ufak söylenecek bir şey yok cezaevi şartları mükemmel birde buraya çay makinesi almamıza müsaade ederseniz mesele kalmayacak ama sayın başkanım bizimde insan olduğumuz, ailemizin olduğunu ve çocuklarımızın olduğunu, bizi bekleyen insanların buradaki birçok insanın perişan olduğunu ve yüce makamınıza sığındığımızı, sizlerden hukuk ve adalet adına şefkat dilediğimizi lütfen bunları kabul edin ve dosyalarımızı yeniden inceleyin ben biliyorum sizlerin yüreklerinde de bu davanın, dosyanın bir yer bulmadığını ama bu yeri lütfen bizleri de insan olarak görerek bunu cevap vermenizi talep ediyorum saygılar sunuyorum”

Mahkeme Başkanı " Alacağınızı tamamladınız mı?”



Sanık Hayrettin Ertekin” Sağ olun başkanım hepsini tamamladım”

Sanık Muzaffer Tekin söz istedi verildi; Sayın başkanım herhalde yarın beyanları almayacaksınız diye yarın için hazırlık yapmıştım bugün arz edeceğim özelliklede bu beyanımı sayın iddia makamının dikkatlice dinlemesini arz ediyorum sayın başkanım değerli üyeler 13 Haziran 1878’de Almanya’nın başbakanı prens Bismark’ın açılışı yapacağı Berlin’in konferansına Avrupalı devletler büyük önem vermektedirler Avrupa devletlerin yetkilileri günler öncesinden gelip Berlin otellerini doldurmuşlardır. İngiltere başbakanı ve dısrave ve dış işleri bakanı lord Solist Bori’le katılır Fransa, İtalya, Avusturya,Rusya başbakanları ve dış işleri bakanları ile yerlerini alır özellikle Ruslar başbakan Gorçokof’un başkanlığında kurt politikacılarla boy gösterirler konferansın başlama günü ve saati bellidir bütün Avrupa Osmanlı devletinin nasıl bir heyetle konferansa katılacağını merakla beklemektedir Almanya başbakanı Bismark Osmanlı devletinin konferansa katılacak heyeti bildirmemesinden ötürü Osmanlı devletinin Almanya büyük elçisi Sadullah Paşa’yı sıkıştırmaktadır. Konferansın açılmasına çok az bir zaman kalmıştır Berlin’de Sadullah paşa telaş içindedir paşa durumu telgrafla istanbul’ a bildirir aldığı cevap özet olarak şudur. Heyet İstanbul ‘an yola çıkacaktır onlar gelene kadar sen elçilikte oluşturacağın bir heyet ile konferansa katıl. Hassas ruhlu büyük bir vatansever ve edebiyatçı olan Sadullah paşa bu vurdum duymazlık karşısında kahrolmaktadır fazla düşünmeden hemen kararını vererek tek başına konferansa katılır. Bu konferansın ilk günlerinde koskoca cihan imparatorluğunu sadece bir elçi temsil etmektedir aradan günler geçer ve Osmanlı heyeti Berlin’e gelir öyle bir heyet ki heyeti oluşturan 2’ kişidir biri Rum asıllı nafiye nazırı Alexander Karatodori paşa diğeri ise Alman Hırvat dönmesi Karl Petroit diğer takma adı Mehmet Ali paşa’dır. Osmanlı delegesi olarak Alexsander karatodori paşa’nın adı okununca toplantıyı izleyen Avrupalılardan büyük bir kahkaha tufanı kopar osmanlı’nın içine düştüğü bu durum Alman mizah dergileri günlerce alay ederler alman basını alaycı bir merakla sorar. Osmanlı niçin yunan başbakanını delege olarak Berlin’e göndermedi vatan topraklarının bütünlüğünü konuşulduğu böylesine önemli bir toplantıya Osmanlı devletini temsilen gönderilen zatlar için tek söylenecek söz maluma ilan gerekmez. Yıkılacak bir bina gibi her yanından çatlayan Osmanlı devleti ayestefonos malum Yeşilköy ve Berlin anlaşmalarıyla iyice çatırdamaya başlar 1878. Berlin büyük elçimiz Sadullah paşa çok üzgün ve perişandır vatan bütünlüğünün tartışıldığı bu kadar önemli bir konferansta Osmanlı devletinin göndermiş olduğu heyetin içler acısı durumu Sadullah paşa’yı çökertmiştir. Geniş ufuklu, ince ruhlu, imanlı ve aydın bir insan olan Sadullah paşa bu özelliğinden dolayı elçilik görevi bahanesi ile özellikle yurt dışında tutulduğu bilmektedir. Sadullah paşa o kadar vatansever ve onurlu bir insandır ki bu gafletin acısına, utancına, daha fazla dayanamaz ve sonunda intihar eder. Süleyman Askeri Bey 1. dünya savaşında kanal harekatında birliği ile çok üstün İngiliz kuvvetlerine taarruz eder, başarılı olamayınca intihar eder. Yarbay Reşat, kurtuluş savaşında söz verdiği saatte hedefteki tepeyi ele geçiremeyince intihar eder, intiharından yarım saat sonra tepe ele geçirilecektir. 100. Yıl Üniversitesinin sekreteri hapishanede kendini asarak hayatına son verir. Bakanlık yaptığı dönemde Sayın Hikmet Ulubay başına kurşun sıkarak intihar eder. Lakin “Allah istemeyince yaprak kıpırdamaz imiş”. Hayatta kalır. İnsan hayatı bazen çelik halat kadar kuvvetli bazen de pamuk ipliği kadar zayıftır, Osmanlı-Rus savaşını başlatan Sadullah paşa değildir. Yenilginin mimarı da o değildi. Kanal harekatında Osmanlı ordularını cepheye süren komutan Askeri bey’de değildi Çiğil tepenin ele geçirilmesinde meydana gelen gecikmenin bireysel sorumlusu da Yarbay Reşat değildi, Van 100.Yıl üniversitesi rektör sekreteri merhumun ve sayın Hikmet Ulubay’ın intihar nedenleri de suçlu oldukları için değildi, onurlu insanların en önemli yaşam felsefesi önce şeref, sonra hayattır. Sadece ve sadece hayatın hele hele şerefsiz bir hayatın onlar için hiçbir anlamı yoktur. Bunun içindir ki belli değerlerinden vazgeçirilmeye zorlandıklarında onlarda en önemli değerleri olan hayatlarından vazgeçerler. O karar anlık değildir, zira anlık bir karar cinnet tezahürüdür. Bence bu da bir zayıflıktır, benim anlatmak istediğim ise çok farklıdır onun içindir ki onurlu insanların davranışlarını onursuz olanlar anlayamazlar. siz hiçbir örgüt liderinin canına kast ettiğini gördünüz mü, duydunuz mu? 10. binlerce insanın hayatına mal olan kanlı örgütün eli kanlı liderinin yakalandığında canının ne kadar tatlı olduğunu bütün dünya ibretle izledi. Bir başkasının hayatına kastedenler tavuk gibi boğazlayanların hiç güzel canlarına kıydıklarına şahit oldunuz mu? bırakın canlarına kıymayı, tatlı canlarını kurtarmak için itirafçı, iftiracı olarak masum insanlara kara çalmaya çalışmışlardır. Bahsettiğim değerlere ve düşünce yapısına sahip olmayanların hangi meslek sahibi olur ise olsunlar karşı saftakileri anlamaları hele hele onlar gibi davranmaları mümkün değildir. sayın başkanım, değerli üyeler, iddianame savcıları tanık ve gizli tanığın birikim, deneyim, pedagojik formasyonundan, istifade etmek için intihar olayım ile ilgili kendisine soru tevcih etmişler, hattı zatımda sorulara hazırlayanlar cevapları hazırlayanlar da kendileridir, amaç toplumda insanlara küçük düşürmek , onları karalamak. O da bu soruya yanıt vermiş. Şöyle ki, Muzaffer Tekin bu intihar girişimi Tekin’in tamamı ile emniyet teşkilatını ve yargıyı etkilemeye kendisini masum göstermek için yaptığı bir hakarettir olayda adı geçtikten sonra bu olayın kendisini yaptırdığının anlaşıldığı ve bu olayın üzerine kalacağı endişesi içerisinde kendisini masum göstermek için ve bu işten sıyrılmak için yaptığı bir olaydır. Sayın heyet, ilk defa kendi adıma bir şey telaffuz edeceğim beni mazur görün yaptığı işin arkasında durmayan kahpedir. Şerefsizdir, alçaktır. Başkasına iftira atan ona teşne tutan kahpedir, şerefsizdir, alçaktır. Bu soru iddia makamının aciz ifadesidir, ayrıca da tertibin en büyük parçalarından olduğu delilidir. Muzaffer Tekin’i bu menfur saldırı ile ilgili hukuken kimse irtibatlandıramamıştır, irtibatlandıramazda vicdanen de hiç mümkün değildir. Olayın gerçek azmettiricisi komplo heyeti ilk gün ilk saatlerde medya destekli siyasi tertiplerine başlamışlar fakat başaramamışlardır bu gün devam ettirmek için uyguladıkları yöntem ve kullandıkları malzemeler ise içler acısıdır, insanlık vasfını yitirmiş, meslek ahlakı olmayan, gözü dönmüş bir güruhun o dönem şahsıma kurduğu tertibi ilk andan itibaren bir çuval hadisesi olarak yorumladım. özelikle asker kimliğimin devamlı gündeme getirilmesi üzerine, bu çuvalı ne başıma , ne aileme ,ne onurlu çevreme ne de geçmişte ait olduğum kurumuma geçirtmeyeceğim dedim, ne sorgudan, ne silahtan ne de düşmanın mert olanından hiç korkmadım. şu anda beni yargılayanlarında dahi bana verecekleri hesapları var. Zira inanmadıkları bir kurguyu ısrarla devam ettiriyorlar. Ama benim kimseye verecek bir hesabım yok. Korktuğum şey namertlikti, kahpelikti, onursuzluktu işte bunları defetmek için öyle davrandım. Bugün hayatta olduğum için şükrediyorum. çünkü tertipçiler zorla suç ve suçlu yaratabilmekte öylesine ısrarcı ki bu konu da ne bir kural, nede bir sınır tanımıyorlar. 3 senedir her türlü delil dedikleri uyduruk tezlerini çürütmeme rağmen hala saldırıyorlar. Bu gün hayatta olmasa idim kim bilir doğuran tanıkları ile ne tür suçları üzerime yamamaya çalışacaklardı. Değerli başkanım, değerli üyeler yaklaşık 3 yıldır hayatım didik didik edildi. İstihbarat, emniyet, yargı koordineli olarak bu konuda iş birliği içinde oldular. Ama bu iş birliği gerçek suçluları bulmak için değil, onları atlamak adına oldu her türlü iftiraya maruz kaldım ama yine de hukuken bir suç isnat edemediler, edemezler. Çünkü doku uyuşmazlığı var, bana suç yapışmaz artık trajik komik olaya ağırlığınızı koyun ve son verin. gerçek adalet gerçek suçluları bulunup yargı önüne çıkması ile tesis edilecektir. Yoksa hakkımı helal etmeyeceğim, saygılarımla.”

Sanık Oktay Yıldırım söz istedi, verildi; sayın başkanım, hem bizim bu duruşma sonunda hem de ülkenin genel anlamda geldiği nokta ortada ve bunda herkesin payı var. Bizim 2. iddianame’de duygusal devrimciler olarak adlandırıldığını eleştirdiğimiz teröristler, İran’ın bile sahip çıkmadığı bir terörist cenazesini bir mitinge dönüştürüp bir Türk silahlı kuvvetleri birliği önünde bir gövde gösterisi yapacak hale gelmişlerken İstanbul’da şehitlikte basın açıklaması yasağı getiriliyor. Amerika birleşik devletlerine giden biz daha önce moderatörler tarafından başbakanın itilip kakıldığını, dürtüldüğünü görmüştük ama Amerika birleşik devletlerine giden BOP eş başkanı Tayip Erdoğan oradan neredeyse dayak yedi uzun namlulu silahlarıyla korumalar müdahale etti. Türkiye Cumhuriyeti itildi, kakıldı. o itme kakma Türkiye’ye bizim üzerimizden Türk hukukunu yani cumhuriyetin dayandığı temel direği itme kakma olarak yansıdı televizyonlara çıkıyorlar, diyorlar ki. Millete namlu doğrultan Ergenekoncular ahlaksız adamlar. Sayın başkanım, sizin buna artık tahammül etmemeniz gerekiyor, daha önce burada Türk hukukuna deli gömleği var daha önce avukatı olmadığı halde burada ifadesi alınan bir sürü sanığı dinlediniz önce dinlemem dediniz sonra dinlediniz, şimdi bir avukat gelmedi diye ve bir avukat bir şekilde gelemiyor diye bizim esaretimiz ne kadar sürecek sayın başkan mahkeme çaresiz kalabilir mi? sayın başkan 3. defadır avukat gelmediği için mahkeme bizim o sanıkları burada dinlememizi erteleyip bizim tutukluluk süremizin uzamasına sebep olabilir mi? böyle bir adalet olur mu? Sayın başkanım, yasa herkese emretmiyor mu? Yasa baroya da emretmiyor mu? Bunu siz yazarak yasanın emrettiğini onlara tebliği etmiyor musunuz? Sözde bir örgüt kurulmuş o deli gömleği bu örgüt, sözde örgüt, sayın başkanım bu örgütün bütün liderleri 300’ yılla 10’tane müebbet hapiste yargılanırken dışarıdalar, cephanecilerini saldınız cephaneci diye adlandırılan cephaneci diye onlara iftira edilen insanları saldınız, tetikçi diye suçlanan insanları saldınız, onlar dışarıdalar biz buradayız, bu demek ki. Siz de burada bir örgüt olduğuna inanmıyorsunuz siz bunu ciddiye almıyorsunuz. Çünkü siz bunu ciddiye alsaydınız eğer ortada böyle bir örgüt var ise bu örgütün bütün icra organlarının dışarıda olması sizin bunu ciddiye almadığınızı gösterir. Ve biz ciddiyetsiz kurgulanmış örgütün artık kurbanı mı diyeyim, esiri mi diyeyim buradayız, adlı tıp kurumuna bir belge, bir cd gönderdiniz sayın başkanım, aylar oldu adli tıp kurumu önce dedi ki bunu bana usulüne uygun gönderin geri gönderdi size. siz onu tekrar usulüne uygun gönderdiniz . Üzerinden aylar geçti hala cd’den bir haber yok. Efendim Kaf dağından kar mı getirecekler bize? biz onlardan çok fazla bir şey istemedik ki. biz adlı tıp kurumundan bir tane cd’nin içerisindeki sesleri çözüp göndermesini istedik. Türkiye her gün binlerce insanın Telefonu’nun dinlendiği o dinlemelerin çözümlendiği o çözümlemelerin internete verildiği bir ülke, mahkememizde bile her gün bir ses kaydı bir sürü ayrıştırılarak tapi yapılıyor çözümleniyor ama koskoca adlı tıp her ne hikmetse aylardın beri bu işle başa çıkamamış o halde bu geciktirmenin başka bir anlamı mı? Var. Bundan başka bir mana mı, çıkartım çünkü, bu cd’nin genel durumu tersine çevirme yönünde çok önemli bir mihenk taşı olduğunu hepimiz biliyoruz. Bırakın tutukluluk hallerinin devamını orda bir itiraf var çünkü bu saatten sonra da ben bu cd ile başa çıkamıyorum derlerse ben buna şaşırmayacağım sayın başkanım, bu dava özellikle sonuçlandırılamaz bir hale getirilmiş 100’binlerce sayfa hazırlanmış ne hikmetse buna öbür kurumlar da eşlik ediyorlar kendilerine gönderilen cd’leri aylarca bekleterek veya işte yazışmalara aylarca süren uzatan cevaplar vererek bir şekilde buna eşlik ediyorlar. bir deli gömleği giydirilmiş Türk hukukuna ve biz burada neyin esiri olduğumuzu bilmiyoruz. Sabahtan beri bir beyin kontrolüdür konuşuyoruz çok affedersiniz orasını, burasını kontrol edemeyen adamların bir başka insanın beynini kontrol edebildiği faraziyesi üzerinden buradan bir örgüt kurmaya bir şeyler işaretlemeye çalışıyoruz. Sayın başkanım akıl firar eder kafatasından, akıl firar eder. Avukatsız savunma dahi almayan heyetiniz ve hatta 2 sanığa 1 tek avukatı aradaki çıkar çatışmasından mütevellit reva görmeyen heyetiniz başka bir mahkeme tarafından hüküm verilmiş ve bunlar mahkemede dinlenmesi son derece önemli olan hayati önem taşıyan bir sanığı sorgusunu dahi almaksızın salıverdiniz oysa sizin daha evvelki aylarda sorgusunu almamış olmanız tutukluluğun uzamasına bir karini olarak göstermiş olduğunuz bir şeydi . O sanık serbest bırakıldıktan sonra burada hiç kimse tutulamaz sayın başkan. ve tam 2,5 yıl oldu çok kolay sayın başkanım bunu 2,5 yıl. Benim 3,5 yaşına geldi çocuğum dışarıda sayın başkanım, benim savunmamı aldınız ek savunmamı aldınız avukatsız aldınız. Avukatsız da veririm hala hiçbir şeye de ihtiyaç duymuyorum, şu ana kadar iddia makamının ileri sürüp de benim onu karşı kanıt haline getirmediğim bir tek şey yok iddia yok ortada. hiç birinden anlamazlarsa duymazlarsa diye ortaya tertibin itiraf edildiği cd kaydını video kaydını koyduk. Yüksek heyetiniz Genelkurmay başkanlığından talepte bulundular bu güne kadar ele geçirilmiş mühimmatın zimmet silsilesini sordular efendim hangi numaraları sordunuz siz?. Neye göre karar verdiniz o numaralara? her tutanakta birbirinden farklı yazıyor numaralar sayın başkanım. nasıl hükmettiniz? Birinci tutanak, ikinci tutanak yalanlıyor, ikinci tutanak üçünü tutanağı yalanlıyor. sayın başkanım, sayın heyet, ben kendimle ilgili delillerin incelenmesini talep ediyorum. Baro buraya bir avukat gönderemiyor diye beni lütfen daha fazla burada tutmayınız, benim delillerimi inceleyiniz, benim tanıklarımı dinleyiniz ve bu esarete lütfen bir son veriniz çok teşekkür ederim.”

Sanık Mehmet Demirtaş söz istedi verildi” : Efendim huzurunuza geleli 1 yıl içeri gireli de 28’ay oldu, 2 kişiyi tanıyordum 1’si tahliye oldu şimdi 1 kişiyi tanıyorum 28 ay yattım Hasbel Kader burada 10 kişiyi tanıyan insanlar var bunu mukayese edersek o zaman 280 ay yatması gerekecek 10 kişiyi tanıyan insanların. adımı ananda yok 1 yıl geçti adımı anan yok bir hafta geriye gidip peydahlanmış gizli bir tanık’tan başka baktılar ki olacak gibi değil bu adam süs gibi duruyor bari birini ismini söylesin o da ismimi söyleyip kaçtı akıl hastanesi ne gitti yani benim burada durmamı gerektirecek ne var? Bunu bir öğrenebilsek yine oturmaya devam edecez efendim ben söz aldığımda önümü ilikliyorum suç lisanı etmeyeyim diye bütün konuşmalarımı not kağıtlarına yazıp buradan okuyorum. Küfredenler cd’de, hukuk tanımayanlar o cd’ de, cd yollara düştü gelmiyor, ben bir şey demiyorum, ama ben gerekçemi istiyorum 28 ay oldu. yani ben buradan şunu mu ? Çıkarmalıyım sen ceza aldın ben ceza aldıysam o zaman cezamı söyleyin. kararımı verin ben 1 kişiyi tanıyorum 1 kişiyi tanımanın bedeli 28 ay benim kararımı verin ben gideyim ben birilerini fuzuli dinliyorum ben kimseyi tanımıyorum kimsede beni tanımıyor burada olan insanlar de burda tanımaktan mutluluk duyduğum bu ayrı bir şey, ama tanımıyorum irtibatım yok, telefon kaydım yok, bilmem neyim yok olsa da zaten suç değil, ama gerekçem yok oturuyorum. bundan sonra kaç kişi gelecek oda belli değil arkası açık gidiyor e şimdi bu duruşmalar biz 86 kişiydik, ilk dava 1 yıl sürdü 108 kişi 2. dava 2 yıl daha sürerse benim 2.5 yıldır yatıyorum 2 yıl daha sürerse 4.5 yıl efendim ben sinek öldürmedim bir yerde polis adama arkadan ateş ediyor, ölüyor adam yani ceset var adam 2 yıl hapis alıyor. ben 28 aydır yatıyorum bide çağırınca gelmişim yani şey mi yapmak lazım gelmemek mi lazım? devlet gel deyince gelmemek mi lazım? ben geldim efendim koşa koşa geldim 15 dakikada geldim 28 aydır çıkamıyorum durum budur fazla bir şey söylemiyecem, teşekkür ederim.”



Sanık Emin Gürses söz istedi verildi” sayın başkanım, benim için ve hatırladığım kadar Sevgi hanım için askeri birimlere, askeri birimlerde konferans verip vermediğimi sormak için bir karar almıştınız 4-5 ay önce anladığım kadarıyla savcılar harp akademilerine ders verdiğim için buradan bir suç üretmişler. yani bu harp akademilerine ders veriyorsa herhalde suçludur diye düşünmüşler iddianame’de hukuki bölüme koymuşlar. bir defa anlattım ama tekrar söylemek gerekiyor herhalde harp akademilerinin içeriye elini kolunu sallayarak giremez kimse. harp akademileri Sakarya üniversitesine yazı yazdı, Sakarya üniversitesi bana yazı yazdı, konuyu bildirdi o konuda bir çalışmam var mı diye sordu 3 ay sürdü benim harp akademilerine ders vermeye gitmem, yani bu yazışma. Ama herhalde yani sizin heyetiniz de herhalde akademik sistem nasıl işliyor haberiniz yok. Sizinde haberiniz yok. Şimdi ben bir demeç veriyorum Hrant Dink iyi bir insandı diyorum: savcılar diyor ki dezenformasyon yapıyorsun, ne yapayım ben şimdi ? yani ben size nasıl anlatayım Atatürk dedi ki diyorum, savcılar diyor ki halkı silahlanmaya teşvik ediyor. Atatürk’ün sözünü size getirdim burada, savunmamda söyledim buyurun dedim tamim bu tamimi de size okudum şimdi ben ne yapayım yani ben size ben adalet beklemiyorum yani burada adalet falan beklemiyorum neden beklemiyorum. Çünkü adalet yazısı arkanızda görmüyorsunuz. Hasan Hüseyin beyefendiye de söyledim bunu ben bana kızdı görüyoruz dedi. Ümit Sayın hasta olduğu için götürdüler onu tehdit etti savcı. 35 sene içerden çıkamazsın dedi kendisine bana geldi dedi ki . Ben 35 sene çıkamayacakmışım ben o kadar dayanamam o kadar ömrüm yok yani hasta çocuk bunu tehdit ediyor bir de diyor ki bu Emin Gürses çok şey biliyor diyor. Televizyonda anlatıyordu da bana niye anlatmıyor. Ben de gizli olmaz ben size söylüyorum ben söveceğim adamı televizyonda söverim. her şeyimi televizyonda söyledim şimdi hukuki değerlendirmenin içine bir profesör arkadaşım beni ziyarete gelecek ceza hukuk profesörü utandım diyor, hukuki değerlendirmenin içine vatan gazetesindeki 2.5 günlük röportajı olduğu gibi koymuşlar hukuki değerlendirmeye koymuşlar şimdi öğrencilerime bunu göstermiş çocuklar da anlayamamışlar yani röportajı hukuki değerlendirmeye terör örgütünün hukuki değerlendirmesine röportaj konur mu? yani röportaj dan 1 – 2 kelime alırsınız koyarsınız ama 7 sayfa röportaj tekrar bakın isterseniz 7 sayfa röportaj bir terör örgütü suçlamasında iddianame ye konur mu? Bu konu da o röportaj dan sonra bazı savcı arkadaşlar benden bilgi istediler nedir bu diye? Ben durumu kendilerine anlattım Hrant Dink’in öldürülmesinin arkasında Kafkasya meselesi var. bu sıradan basit bir olay değildir. ama dezenformasyon dediniz buna şimdi ben ne yapabilirim, cenaze namazındaki cenaze namazını suç unsuru olarak dosyaya koymuşlar iddianame ye koymuş kardeşimin cenaze namazını. Ben 12 Eylül de işkence gördüm ama böyle bir işkence görmedim yani cenaze namazının cenaze namazında suç unsuru aranmasını ben bir 12 eylül yargılamalarına katıldım 12 eylülde 13 gün işkence gördüm ameliyat oldum ondan sonra fakat böyle bir iddianame, utanıyorum o iddianame’yi okurken yahu kardeşim vefat etmiş genç 36 altı yaşında oraya gelen gidenin bu iddianame’nin ne işi var. niye geldiler diye Zekeriya bana soruyor bana özel bir düşmanlığı olabilir birinin Trabzon emniyet müdürü iken Hrant Dink’in öldürüleceği halde engellemeyen bana düşmanlığı olabilir. Hrant Dink’in öldürüleceği emniyetin bildiğini Sayın Şener kitabında yazdı 36 sene ile 35 sene ile yargılanıyor biliniyor Trabzon emniyet müdürü Hrant Dink’in öldürüleceğini biliyordu.11.5 ay evvelden biliyordu ben bunu televizyona söyledim emniyet birimlerine söyledim vali’ye söyledim Hranta haber gönderdik gitti vilayete Hrantı vilayetten kovdular biliyor musunuz sayın başkan? kovdular vilayetten göz göre göre öldürülmesine göz yumdular ama onlar terfi aldı şimdi bana diyorlar ki bunları nasıl biliyorsun sen anlatamıyorum herhalde ben uluslar arası güncel sorunlar dersler veriyorum. sayın başkanım dış politika analizi dersi anlatıyorum ve bütün öğrencilerim bunları bilir çöhrekani’nin İran’da ne yapmak istediğini bilir Veli paşayı Amerika kullanamadığı için kara listeye koyduğunu herkes bilir dış politika analizleri dersin de san servis aktividiyiz diye gavurca ders anlatırız yıkıcı faaliyetlerdir diye gavurca anlatırız bu dersi gavur öğrenciler de gelir bütün öğrencilerim bunları bilir 19 yaşında ama sayın savcılar bilmiyor ama sayın başkanım siz de mi bilmiyorsunuz? Bunları ben anlattım benim öğrencilerim bunları bilir yıkıcı faaliyetler Türkiye’nin etrafındaki, içindeki istihbarat faaliyetleri yıkıcı faaliyetler Hrant Dink’in öldürüldüğü zaman bizim o haftaki dersimiz yıkıcı faaliyetlerde yabancı istihbarat birimlerinin suikast girişimleridir yani biz bu ders konusudur, bu ders konusudur şimdi sayın iddia makamı diyor ki çok şey biliyor bu sayın başkan dersi ben anlatamadım herhalde benim mesleğimi ben 2 tane terör kitabı yazdım İngiltere’de terör konusunda kitap yazdığım için ülkeden atıldım ama herhalde heyetiniz de anlamadı bunları benim ne iş yaptığımı heyetiniz herhalde anlamadı ben üniversitede akademisyenim araştırma konularım Ortadoğu, Kafkasya, uluslar arası terör ben ne yapayım şimdi nasıl anlatayım derdimi Köksal Şengül bütün çocuklarından bilenler diyor ki bunları çok iyi o zaman Zekeriya mı beni burada tutuyor? ama herkes diyor ki Köksal Şengül’e sökmez bu iş Hasan Hüseyin beye dedim ki ben isminize sahip çıkın zulme ortak olmayın zulme ortak olmayın ben merak ediyorum acaba sizin elinizde başka bir belge mi var? deyin Emin Gürses sen çok gizli bir iş yaptın ben emniyette ifade verirken öğrencilerim vardı orda baş komiser emniyet amiri dedim çocuklar benim bilmediğim bir şey mi var? Bağlam yayınlarına girerim ulusal kanala program var oraya giderim Üsküdar’a Ofluların bunların bir kahvesi var oraya giderim Sakarya üniversitesine giderim, gittiğim başka bir yer mi var bir türlü seni tanımam bir türlü bulamadım meğer sevginin oraya köfte yemeye gidiyormuşum ben köfteye dayanamam şimdi başka bir bunları öğrendim burada bizim ceza hukukçu arkadaşlar dediler ki bir akademisyenin bunları yapması zaten suçtur akademik çalışmada ben size YÖK kanununu okudum YÖK kanunu diyor ki. Akademisyen araştırma yapacak, araştırmalarını öğrencilere ve halka anlatacak şimdi ben bunları yapmış mıyım? Konferanslarım var kitaplarım var vesaire ben şimdi acaba başka bir şey daha varda siz bana söylemiyorsunuz çok ağır bir iş yapmışım. deyin ki Emin Gürses ya sen çok önemli bir iş yaptın yoksa inanacağım ki Zekeriya burayı kontrol ediyor. Öyle olur adam diyor ki Ümit Sayına o emin hocaya söyle diyor. Onu ben çok daha süründürecem, Ümit Sayın geldiği zaman sorun çağırın sorun, ama şimdi o zaman bana deyin ki sen başka bir şey yaptın ben ne yaptığımı bileyim sabah akşam bunu düşünüyorum ben ne yaptım diye teşekkür ederim.”

Sanık Muhammet Yüce söz istedi verildi” Sayın başkanım 21 aydır tutukluyum benden daha ağır maddelerle yargılanan insanlar tahliye oldu ben daha buradayım sizden adalet istiyorum size güveniyorum, bir tek size güveniyorum zaten adalet istiyorum sayın başkanım. Ben diğer üyenize güvenmiyorum, açıkça söylüyorum güvenmiyorum, ben onlara bir tek size güveniyorum sizden adalet istiyorum, 21 ay oldu yeter çünkü ben ajan olmadım iftiracı olmadığım için tahliye edilmiyorum neden, iddia makamı suç isnadında bulunamaz dediği halde ben tahliye edilmiyorum bir silahı olan tetikçi olan bir kimse kişiler tahliye edildi. Ben neden tahliye edilmiyorum sayın başkanım. Son celse de durumumu izah ettim eşimin durumunu lütfen bunları göz önünde bulundurarak tahliyeme karar vermenizi arz ediyorum sayın başkanım. Size güveniyorum.”


Yüklə 0,89 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   5   6   7   8   9   10   11   12   13




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin