13. AĞIr ceza mahkemesi


Duruşmaya kısa bir ara verildi



Yüklə 0,52 Mb.
səhifə3/5
tarix17.11.2018
ölçüsü0,52 Mb.
#83310
1   2   3   4   5

Duruşmaya kısa bir ara verildi.

Duruşmaya kaldığı yerden devam olundu.

Bu sırada tutuksuz sanık Adnan Bulut’un geldiği görüldü huzurdaki yerine alındı.



Sanığa klasör 83 dizi 239’da bulunan 3.3.2009 tarihli savcılık ifadesinin 1. cevabı okundu, soruldu.”

Sanık Neriman Aydın:”Saygıdeğer Başkanım doğrudur eksiğini tamamlamak istiyorum. İfademde arz ettim ancak yazılmadığını gördüm. Ağabeyim Kemal Aydın Beye abi Avrupa devletleriyle yapılan bütün anlaşmalar devletimizin yıkımına ordumuzun kışlaları boşaltılmasına yönelik yapılmaktadır. Türk Silahlı Kuvvetlerinin bu anlaşmaları inceleyecek ilim sahibi mensupları yok mu diye sordum. Ve ilave ettim ben bir yazı yazacağım. Bu konudaki araştırmamı da ekine koyacağım ve Türk Silahlı Kuvvetlerine göndereceğim ne dersin. Bir yurttaş olarak bu bir görevdir kızım dedi. Düşündüklerini yaz araştırmanla birlikte gönder. Orası millete ait bir kurum yurttaş ne düşünüyor bilsinler dedi. Belki tek kişisin ama olsun dedi ağabeyim. Abi Kıvrıkoğlu Paşam emekli oluyor ona mı göndereyim yoksa gelen komutanı mı dedim. Kızım biz millet olarak komutanlara değil kuruma bakarız. Ne zaman istiyorsan araştırmanı gönderebilirsin dedi. Bende bilgi ilim sahibi bir yurttaş olarak Türk tarihinde anlaşmalarla yıkılan tek devlet olan Osmanlının batılı devletlerle ardı ardına yapılan anlaşmalarla nasıl yıkıldığını araştırdığım çalışmamı küçük bir yazı ekinde Türk Silahlı Kuvvetlerine gönderdim. İçerisinde yönetimden uzaklaştırılan Türk milletinin yerine Ermeni, Yahudi, Arap olmak üzere devletin tüm yönetiminin Türk milleti dışındakilere teslimiyle yaşadığımız Osmanlı çöküşünü anlattım. 71 yıldır batılılarla yapılan anlaşmaların Osmanlı dönemindekiyle birebir aynı olduğunu devletimizi Türk dışında her ırka açıp Türk milletine kapıları kapattıklarını. Ordumuzu yeniçeri soytarılığına nasıl dönüştürebileceklerini, dönüştürdüklerini. Ordusu dağıtılan bir devletin asla yaşayamadığını gibi ülkenin mutlak suretle işgal yaşadığını tecrübeyle yaşayan devlet konumuna yeniden düşürülmek istediğimizi ispat eden bir araştırmamı Saygıdeğer Başkanım devletimin bu kurumuna büyük bir memnuniyetle gönderdim. Bu araştırmamda bilgisayarımda yüzlerce yüzlerle ifade edebileceğim sayfalardadır. İçerisinden beni itham edecekleri bir metne dönüştürmeye çalıştıkları çalıştıklarını savcı beylere söyledim ancak bana kin nefret dolu nazarlarla baktılar. Bir kez daha ifade ediyorum. Daha sonra anlaşılmıştır ki Hilmi Özkök’ü sevdikleri için olsa gerek bu araştırmam ile ilgili pek üstüme gelmediler. Ben bir yurttaşım Saygıdeğer Başkanım. Bana bu konuda kimse emir ve talimat veremez dedim. Her zaman deriz milletimiz batılılar gibi örgütlenemiyor diye. Bu ve benzeri söylemler elbette ki eşkıyalığa yakıştırılamayacak yapıştırılamayacak kadar masum yurttaş düşünceleridir Saygıdeğer Başkanım. Avrupa Birliği savcı beylerin ulaşmak istedikleri bir hedef olabilir. Ama ben bu düşüncelerine bir yurttaş olarak katılmadığım için Avrupa Birliği ile ilişkileri bozduğum gibi yanlış ve birazda uçuk bir düşünceye kendilerini kaptırmaları son derece yanlıştır. Makamlarına yakışmamıştır. Arz ediyorum efendim. Türk Silahlı Kuvvetlerine Genelkurmay Başkanlığına gönderdiğim kendisini tanımıyorum tabi ki tanıyacak bir makamın ve unvanın sahibi değilim. Bilge bir insan olarak ilim irfan sahibi bir insan olarak bir araştırmamı gönderdiğim konudur efendim.”

Sanığa klasör 83 dizi 239’da bulunan 3.3.2009 tarihli savcılık ifadesinin 2. cevabı okundu, soruldu.”

Sanık Neriman Aydın:”Evet Saygıdeğer Başkanım bu alıntı nedeniyle yaşadığımı da arz edeyim çünkü bu elektronik postaya istihbarat ajanlarının müdahalesi söz konusudur. Benim hatırladığım bu meslektaşımla hiç edilen ve satışı konuşulan kamu bankaları hakkında yaşadığı endişelerine yönelik iki meslektaş olarak dertleşmemizdir. Asıl devlette bankacılık toplantısına katıldığım gibi söylemler şahsıma ait değildir efendim. İstihbarat müdahaleleridir. Israrla ve hatırlatıyorum ve söylüyorum Saygıdeğer Başkanım. Araştırmalarım arasında kelimelerim tek tek birleştirilerek arşivimde sakladığım iletişim haberleşmelerimize elektronik ortamdaki sohbetlerimizin içerisine alıntılarla derlenen bir alıntıdır. Sonra da bana mevcut devletimi neden istemediğim gibi akıl dışı bir soru sorabilmişlerdir bu konuyla ilgili. Düşünebiliyor musunuz bana mevcut devletimi neden istemediğim gibi akıl bir akıl dışı bir soru sorabilmişlerdir. Bu meslektaşım kapatılan Saygıdeğer Başkanım batılılara kapatılan Emlak bankasından Ziraat bankasına geçen bir memurdur. Gerçekten kendisini tanımıyorum. Bir gün kamu bankalarının satışından bahsedilirken Neriman Hanım sonumuz ne olacak diye dertleşirken yaptığımız elektronik sohbettik. Ancak ifade tutanağına alındığı ve sorulduğu şekliyle değildir efendim arz ediyorum.”

Sanığa klasör 83 dizi 239’da bulunan 3.3.2009 tarihli savcılık ifadesinin 3. cevabı okundu, soruldu.”

Sanık Neriman Aydın:”Evet efendim mektup değildir elektronik posta sohbetidir. Ancak burada da müdahaleyi arz etmek istiyorum. Cevabımın tamamı yazılmamıştır. Bu da bir taktik olsa gerek şimdi anlıyorum onu da. Bu meslektaşımla elektronik ortamda sohbet ederken tüm bu elektronik ortam haberleşmelerinin düşman devletlerce takip edildiğini paylaştığımız söylemler arasından istihbarat taktiği ile çekilen kelimelerden oluşan derlemelerde ilave edilmiştir. Bankacılık mesleğimizden sohbet ettiğimiz içinde görev geçen cümlelerden alıntıları kendi niyetlerine yönelik sorularda kullanmışlardır Saygıdeğer Başkanım. Savcı beylerle bunları söylediğim zaman tartıştığımız bir konu. Kastettikleriyle alakası yoktur efendim tamamen mesleğimize yönelik iki meslektaşın yaptığı iletişim sohbetidir. Bir devletin bankasız kalamayacağı ve yaşayamayacağına dair karşılıklı görüşlerimizdir. Tanımadığım fiziken görmediğim mesleki görevimizi yaparken aralarda yaptığımız sohbetimiz iletişim haberleşmelerimizdir. Ama böyle bir derleme yapmışlar arz ediyorum efendim.”

Sanığa klasör 83 dizi 238’de bulunan 3.3.2009 tarihli savcılık ifadesinin 1. cevabı okundu, soruldu.”

Sanık Neriman Aydın:”Evet efendim yalnız adı geçen paşayla asla ilgisi yoktur. Eksiğini tamamlamak istiyorum ülkemizdeki bir konseri sonrasında tanıştığımız dünyanın üç sesinden biri sevgili Ahmet Ahmedov kandaşım Dağıstanlı bir Türk’tür Saygıdeğer Başkanım. Dünya Rusya devlet sanatçısıdır. Rusya devletinin Türk Rus dostluk elçisidir kendisi. Tanışıklığımızın ardından evimizde yemek yediğimiz bir gün Neriman abla TRT’den sazlı semaver isimli bir program teklifi aldım senden metin yazarlığı ve konuk seçiminde yardım almak istiyorum. Özellikle Sarı Paşa’yı anlatmakta metinlerin hazırlanmasında senden yardımlar istiyorum dedi. Bu ricası üzerine bir ön hazırlık çalışması yaptım. Alınan kısımsa Saygıdeğer Başkanım şahsıma ait özel bir çalışmadır. Gerek yakınlarımdan gerek kamuoyundan tanıdığım birçok düşünür, emekli asker, bilim adamı, düşünce insanının isimlerini yazarak bir ön hazırlık çalışması yaptığım ve sevgili kandaşıma verdiğim bilgisayarımda bulunan bir çalışmadır. Ahmet Ahmedov bu değerli müzisyen ve benim kandaşım işlerinin yoğunluğu nedeniyle Saygıdeğer Başkanım TRT’den aldığı bu sazlı semaver isimli programı teklifini geri çevirmiştir. Bu çalışma da bilgisayarımda benim bu şekilde kalmıştır. Eşkıyalık olamayacak kadar farklı ve müziği ilgilendiren bir konudur efendim arz ediyorum.”

Sanığa klasör 83 dizi 238’de bulunan 3.3.2009 tarihli savcılık ifadesinin 2. cevabı okundu, soruldu.”

Sanık Neriman Aydın:”Evet doğrudur Saygıdeğer Başkanım. Aytekin Gülen isimli aile dostumla elektronik ortamda yaptığım bir sohbettir. Mektup değildir. Ağabeyimle Kütahya’dan uluslar arası bir tasavvuf konferansından dönüyorduk. Ağabeyim Eskişehir’de bulunan dostlarını aradı birlikte yemek yedik sohbet ettik. Bu sohbeti Aytekin Gülen isimli kardeşimle arkadaşımla paylaşıyorum. Toplantı, toplantı, toplantı finansmanı gibi istihbarat ajanlarının yöntemleriyle ayrıca Merdan ismi nedeniyle kin ve nefretle sorgulandığım bir alıntıdır. Defalarca söyledim sorguda ama inanmadılar. Başkalarının adları sanki Merdan olamazmış gibi sanıyorum tutuksuz yargılanan sanık bu davada Merdan Yanardağ kendisini tanımıyorum. Ama ısrarla benim arkadaşım kardeşim Aytekin Gülen Beyin ağabeyi olan Merdan Gülen ısrarla bana bu Merdan Yanardağ mı bu Merdan Yanardağ mı diye soruldu. İfademe bu şekliyle eksiğini tamamlıyorum efendim.”

Sanığa klasör 83 dizi 237’de bulunan 3.3.2009 tarihli savcılık ifadesinin 1. cevabı okundu, soruldu.”

Sanık Neriman Aydın:”Evet efendim yalnız eksikleri var. Sordukları sorular nedeniyle savcılar savcı beylerle tartıştığımız bir alıntı. Metin Beyi tanıyorum. Ailece görüşüyoruz Saygıdeğer Başkanım. İki defa değil pek çok kez görüştük yazardır. Çünkü Ankara’ya geldiğinde evimizde misafir olur. 80 yaşındaki annemde tanıyor kendisini. İkinci konu Türkeli dergisi hakkındadır. Bu bilgileri ağabeyim kendisine iletmek üzere bana vermiştir. Bende severek ilettim. Türkeli dergisinde yazı yazma teklifi aldığını dergiyi çıkaranlar hakkında bilgilenmek istediğini ve ağabeyime iletmemi söylediği bir konu. Sonra kendisi sanıyorum kendisi ağabeyimi aradı. Ve ağabeyim benim üzerimden bilgileri iletti kendisine sonra kendisi de arayıp ağabeyimle konuştu. Ağabeyimde birkaç gün sonra kızım bu notu Metin Aydoğan Beye ilet dediği bir bilgidir efendim. Taner Ünal’ı tanımıyorum çünkü sorular içerisinde var efendim. Türkeli diye bir dergiden de o ana kadar haberdar değilim. İçerisinde geçen Metin Beye yazdığım yazıda Çankaya’da yükselen ateş Çankaya’da bir ateş yanıyor benim yazdığım bir eser adıdır Saygıdeğer Başkanım. Yazar Metin Aydoğan Beyle sürekli paylaştığım edebi bir çalışmadır. Falih Rıfkı Atay’ın Çankaya isimli eserinin yanında böyle bir eseri hep konuştuğumuz Mustafa Kemal’in Çankaya’daki yaşamını konu alan farklı edebi bir çalışmadır. Hazırlıkları bilgisayarımda bulunmaktadır. Eser adı söylemde çalışmada şahsıma aittir. Arz ediyorum efendim.”

Sanığa klasör 83 dizi 237’de bulunan 3.3.2009 tarihli savcılık ifadesinin 2. cevabı okundu, soruldu.”

Sanık Neriman Aydın:”Doğru efendim doğru. Ama başka cevabım o kadar mı kalmış?

Mahkeme Başkanı:" Bu kadar.”

Sanık Neriman Aydın:”Doğru efendim. Bu sohbet öğretmen evinde bir kahve sohbetidir. Toplantı değildir ayrıca bu bilgi bir günlüğüme yazdığım benim notlarımdır bilgisayarda da bulunmamaktadır. Herhangi bir CD’de de değildir. Bunu da düzeltmek istiyorum. Arz ettiğim üzere öğretmen evinde bir kahve sohbetidir. Ağabeyim ile İbrahim Özcan Beyin bir siyasi tartışmaya tutuştukları anlardır. Bende günlüğüme yazdım. Kumanda heyetiyle içinde geçen kastedilen konuşulan bir siyasi parti yönetim konuşmaları ve sohbetleridir tartışmasıdır. 71 yıldır.”

Mahkeme Başkanı:" O bir, o bir sonraki soru onu okuyum onu da okuyum isterseniz.”

Sanık Neriman Aydın:”Sonra mı tamam efendim. Tamam efendim peki.”

Sanığa klasör 83 dizi 237’de bulunan 3.3.2009 tarihli savcılık ifadesinin 3. cevabı okundu, soruldu.”

Sanık Neriman Aydın:”Evet efendim orada bir yanlış anlaşılmayı düzelteyim. Daha doğrusu benim yanlış anladığım bir konuyu düzeltmek istiyorum Saygıdeğer Başkanım. Burada tanıdığım daha sonra burada daha çok tanıdığım İbrahim Özcan Beyin vatansever güçler kuruluşunda görev aldığını tahmin ettiğim şeklinde algıladığım şeyin yanlış olduğunu kendisinden duruşmalar esnasında dinledim bunu düzeltmek istiyorum. Bu sohbet öğretmen evinde bir kahve sohbetidir. Ağabeyim ile İbrahim Özcan Bey bir siyasi tartışmaya tutuşmuşlardır Saygıdeğer Başkanım. Kumanda heyeti ile işte İbrahim Bey dedi bir siyasi parti olsa. Abim şöyle başladı emperyalist devletlerin siyasi partiler üzerinden nasıl milletimizi kontrol ettikleri konusunda bir tartışma yapıyorlardı siyasi bir tartışma yapıyorlardı siyasi bir tartışma. Kumanda heyetiyle kastedilen konuşulan bir siyasi partinin yönetim şeklidir diye günlüğümde yer alıyor. 71 yıldır ülkemizdeki tüm siyasi kuruluşlara düşman devletlerin nasıl sirayet ve etki etkilerini yaptıkları bir tartışma. Ağabeyim Kemal Aydın Bey dedi ki, bu etkiyi polis asker ve istihbarat elemanları aracılığıyla yapıyor düşman. Onun için bir siyasi parti kendi iradesiyle hareket etmek istiyorsa bu tür görevlilere asla kuruluşunda emekli de olsa yer verilmemeli. İbrahim Özcan Beyde hayır abi buna sen engel olamazsın şeklinde uzun siyasi bir tartışmadır Saygıdeğer Başkanım. Bende aklımda kalanları anı olarak günlüğüme yazdım. Ağabeyim ayrıca ülkemizdeki tüm sivil toplum kuruluşlarının emperyalist devletlerin şer yuvaları olduğunu söylemesiyle konu Vatansever Güçler birliğinden açıldı bu seferde. İbrahim Beyde ben ona tüzüğünün hazırlayanları görüyorum tanıyo gördüm tanıyorum gibi Abime dediğini ben hatırlıyorum. İbrahim Beyin bu söylemlerini yanlış hatırladım ve günlüğüme yanlış yazdım Saygıdeğer Başkanım. Çünkü onları burada İbrahim Özcan Bey Neriman öyle yanlış hatırlıyorsun ben aslında şöyle dedim diye düzeltti Saygıdeğer Başkanım. Sorgumda bunların niyetinde nihayetinde günlüğümdeki anılar olduğunu birebir hatırlayamayacağımı söyledim ama yazmadılar Saygıdeğer Başkanım. Tekrar söylüyorum içeriğinde ismi geçen Taner Ünal’ı da tanımadığımı söyledim. Tekrar söylüyorum arz ediyorum.”

Sanığa klasör 83 dizi 236’da bulunan 3.3.2009 tarihli savcılık ifadesinin 1. cevabı okundu, soruldu.”

Sanık Neriman Aydın:”Evet efendim. Bilgisayar notu değildir onlar günlüğüme yazdığım bir anılardır Saygıdeğer Başkanım. Bizi İbrahim Özcan Bey götürmüştür. Konuştuğu şeyler halkın yanında konuşulmayacak kadar devlet sırrı olabilecek konular olduğunu şahsi düşüncem bunu bana kimse söylemedi. Ben devlet adamları halkın yanında nasıl böyle konuşabilirler diye ibretlik bir konu olduğu için duyduğum şeyleri hayret içinde dinlediğim için günlüğüme yazdım ve sonra ağabeyime sordum aramızda konuştuk. Ve malum teşkilatın adamı olduğunu zaten daha sonra öğrendik. Günlüğümdeki anılardır efendim. Devlet sırları devlet adamları tarafından halkın yanında konuşulmayacak kadar önemlidir diye düşünüyorum arz ediyorum.”

Sanığa klasör 83 dizi 236’da bulunan 3.3.2009 tarihli savcılık ifadesinin 2. cevabı okundu, soruldu.”

Sanık Neriman Aydın:”Bilgisayar notları değildir günlüğümdeki notlarımdır Saygıdeğer Başkanım. Sorulan sorularla alakası olmayan bir söylemdir. Ben edebiyatçıyım Saygıdeğer Başkanım. Ne benim ne de ağabeyimin başlattığı bir hareket söz konusu değildir. Ancak Türk milleti böyle bir birliktelik sağlamalıdır diye düşünüyorum. Ancak bu sivil toplum kuruluşları eliyle değil kendi millet ruhundan gelerek yapacağı milletin kendi ruhundan gelerek yapacağı bir aydınlanmadır, kenetlenmedir. Böyle bir aydınlık mücadeledir. Arz ediyorum.”

Sanığa klasör 83 dizi 236’da bulunan 3.3.2009 tarihli savcılık ifadesinin 3. cevabı okundu, soruldu.”

Sanık Neriman Aydın:”Evet efendim doğrudur bilgisayar notları değil günlüğümün, günlüğüme aldığım alıntılardır yazdıklarımdır hatıralardır. Doğrudur ağabeyime ait söylemlerdir. İbrahim Özcan Beyle yaptığı biraz önce arz ettiğim siyasi tartışmadan aklımda kalanları günlüğüme yazdığım notlarım arasından yapılan alıntılar ve sorulan sorulardır. Sorulan sorularla alakası olmadığını söylediğim için yine şiddetli tartışmalar yaşadık savcı beylerle. Milli mücadeleyle alakası olmayan sıradan siyasi bir sohbetten günlüğüme aldıklarımdır efendim. Aldığım insanda kendi öz ağabeyimdir. Bu benim en doğal hakkımdır. Ağabeyimin söylemlerini her zaman defterlerime yazarım anılarıma alırım. İçerisinde milli mücadele geçmemektedir. Milli mücadeleyi nereden çıkardınız milli mücadele hareketini nereden çıkardınız yeni bir yönetimi yeni bir yönetimi darbe ile yönetimi nereden çıkardınız bu ne art niyet dediğim için savcı beyler bana kin ve nefretle baktılar. Bir hayli tartıştığımız bir alıntı Saygıdeğer Başkanım. Arz ettiğim üzere siyasi bir sohbetten aklımda kalanları günlüğüme yazdığım haritalarımdır Saygıdeğer Başkanım. İbrahim Özcan Beyi tanımasam da evimizde bir kez çörek yiyen bir insandır. Yemeğimizi yemiştir. Türk töresinde çörek kesme geleneği vardır. Evinizde çörek kestiğiniz insanla ömür boyu dost olursunuz. Kendisini daha çok burada tanıdım arz ediyorum.”

Sanığa klasör 83 dizi 235’de bulunan 3.3.2009 tarihli savcılık ifadesinin 1. cevabı okundu, soruldu.”

Sanık Neriman Aydın:”Evet Saygıdeğer Başkanım. Mektup değildir elektronik ortam sohbetidir aziz kardeşim Ali Özoğlu Beyle. Televizyon kanallarından program konuğu olma teklifleri gelmiştir. Hem aziz kardeşim Ali Özoğlu Bey hem de ağabeyim Kemal Aydın Beye. Bende kız kardeşleri olarak düşmanlarımızın bilge ve aydın insanlarımıza karşı düşmanlıklarından korktuğum için sizden birer tane daha yok ablası ben hayır diyorum diyerek yaptığımız şahsi düşüncelerimizi paylaştığımız bir sohbettir. Kız kardeşleri olarak buna hakkım olduğunu bunun eşkıyalık olamayacağını söylediğim için yine tartıştığımız bir konu savcı beylerle. Bir katile elli bin kişinin katiline milletimin devşirilen akılları çalınan akılları çalınan evlatları önderim derken Saygıdeğer Başkanım. Sayın savcılar bıraksınlar da ben öz ağabeyime istediğim gibi hitap etme hürriyetim olsun. Benim ağabeyim bilge bir insandır. Ayrıca da elli bin insanın katili de değildir dediğim için yaşadığım kin ve nefreti asla unutmayacağım. Saygıdeğer Başkanım ağabeyim sadece benim önderimdir. Ben onunda ayrıca yurdumuza Mustafa Kemal Atatürk’e Türk milletine Türkiye cumhuriyeti devletine hainlik içinde olmayan tüm gerçek aydınlarımızın da yaşamasını istiyorum ve diliyorum. Onun içinde televizyon programlarına çıkmalarının tehlikeli olabileceğini düşmanlarımızın kendilerini hedef yapacağını düşünüyorum. Bunun en canlı örneğinin de yakın zamanda öldürülen aydınlar olduğunu söylüyorum. İki dost kardeş tamamen kendi özelini konuştukları bir sohbet. Ben ağabeyimi tek kişilik bir dava adamı olarak tanıdığım ve bildiğim için kendisi hakkında sarf ettiğim her zaman sarf edeceğim söylemlerdir. Kişiye özeldir Saygıdeğer Başkanım. Arz ediyorum. Eşkıyalıkla bir alakası dava konusuyla bir alakası bulunmamaktadır. Savcılık makamı müsaade etsin ağabeyime ben önderim demek istiyorum.”

Sanığa klasör 83 dizi 235’de bulunan 3.3.2009 tarihli savcılık ifadesinin 2. cevabı okundu, soruldu.”

Sanık Neriman Aydın:”Cevaplar eksik ve yanlış Saygıdeğer Başkanım. Hayri Bildik Bey Neriman Hanım yakında bir eser çıkaracağız yalnız eser yazarları asker olduğu için jandarma genel komutanlığından izin almamız gerek. Yaz bunu defterine bakalım eseri beğenecek misin? Yorumunu hemen istiyorum dediği eser yazarı olan iki general ismidir Saygıdeğer Başkanım. Ama eser çıkmadı ben öyle biliyorum. İsimlerde defterimde kaldı. Cumhuriyet tarihine ilişkin bir eser müsveddeleri oku diye de bana bakmam için göndermişti. Ancak yayınlamadılar sebebini bilmiyorum. Müsveddelerine bakarken aldığım notlar derlenerek söz konusu metin oluşturulmuştur. Buna ilişkin bilgisayarımdaki bilgilerden şöyle bir derleme yapılmıştır. Bilgilerin Hayri Beye ait olduğunu hatırlıyorum. Onun için bir şey diyemiyorum. Paşanın onayını yada yardımlarını talep edebilmemiz için geçerli bir meselenin olması gerek. Konuyla ilgili bana yönelteceği sorulara olumlu dayanağı olan da ne için olduğunu anlatabilmem için denilen hususlar ilaveler ve müdahalelerdir Saygıdeğer Başkanım. Çünkü hatırlamıyorum. Arz ettiğim üzere çıkaracakları kitaba ilişkin Hayri Beyin söylemleri olarak hatırlıyorum. Kendisini de zan altında bırakmak istemiyorum çünkü hatırlamıyorum.”

Sanık Ali Özoğlu söz istedi verildi:”Efendim bahsedilen kırmızı beyaz dergi projede kalmıştır. Ve çıkartılmamıştır. Bununla ilgili Sayın Haşıloğlu ilk mahkemede beni tutuklamazdan önce bu kırmızı beyaz dergisiyle ilgili soru sormuştur. Benim olmadığını söyledim. Benim yayınevime ait olmadığını söyledim kırmızı beyazın. Ben kırmızı beyaz dergisini daha sona öğrendim. Sanıyorum aydınlık dergisi yada işçi partisi gençlerin çıkarttığını öğrendim. Onun bizimle bir alakası yoktur. Yalnız böyle bir yıllar önce böyle bir proje olmuştur. Onun dışına bir şey daha eklemek istiyorum. Az önce bir televizyona çıkıp çıkmama konusunda uyarısından bahsedildi. Rahmetle andığım Necmi, Necip Hablemitoğlu dostum katledildi. Bizlerinde bu akıbete uğramamamız için böyle bir endişesi var Neriman Hanımın. Çokta haklı. Gerekçeleri de var onları mahkemeyi ilgilendirmediği için şu an açıklamıyorum. Ama daha önce savunmamda söylediğim için söylüyorum bunu Eminönü’nde iskelede silahlı saldırıya uğradım. Bunlar başımıza gelebilecek şeyledir. Nihayetinde Türk aydınlarını katlettiler böyle. Üçüncüsü bu elektronik postalar burada soruluyor ama hiçbiri yasal değil. benim elektronik postamı takip edebilmek için bir izin belgesi yok. Savcılıktan mahkemeden çıkartılmış tutuklandığımda tutuklanmazdan önce emniyette benim internet mail adreslerimi şifreleri soruluyor. Mail adreslerim soruluyor ve öyle ulaşılıyor bunlara. Ben bunlara ait bir izin belgesi görmedim. Telefon dinlemeleri var. Ama elektronik postaları izleme yada onları edinme böyle bir izin belgesi yok. Hepsi yasadışıdır efendim. Teşekkür ederim.”

Sanığa klasör 83 dizi 235’de bulunan 3.3.2009 tarihli savcılık ifadesinin 3. cevabı okundu, soruldu.”

Sanık Neriman Aydın:”Evet Saygıdeğer Başkanım. Savunmamda da ibretlik olarak yüce mahkemeye arz ettiğim hususu bir kez daha ifadem için arz ediyorum. Bana kendi çalışmamı bilgisayarımda bulunan başlığıyla sormamışlardır. Bilgisayarımdaki başlığı Kerkük’tür. Misak-ı Milli şehitleridir. Ancak savcılarımız kendileri için istihbarat ajanlarının hazırladığı hileye aynen uyarak bu çalışmanın içinden bana hatırlatmada bulunmak için tek kelime okumadan üstelik bu tarihi çalışmamı Hitbuttahrir idam listesi olarak buraya yazmadıkları ama iddianameye yazdıkları sorularla imalarla sormuşlardır. Yurttaşa nasıl tuzak kurduklarının bu tuzakları nasıl kuvvetli şiddette suç şüphesi yaptıklarının dosya kapsamı yaptıklarına en canlı delil. Bir gün önce aktardım Saygıdeğer Başkanım. Kerkük, Misak-ı Milli Türkleri şehitlerimize ait yaptığım tarihi çalışmam. İçerisinde Saddam’ın kurşunlarında Saddam’ın zehirleriyle zehirlenerek şehit edilen yüzlerce Misak-ı Milli şehidimize ait tarihi bir çalışmamdır. Ancak ne yazık ki cumhuriyet savcıları tarafından Hizbuttahrir idam listeleri olarak iddianameye alınmıştır. Hakkımda 26 aydır haydut basında aleyhimde cani katil idam listeleri hazırlayan eşkıya olarak lanse edildim, anlatıldım, milletime böyle sunuldum. Bunları yapanları lanetle anıyorum. Lanetliyorum Saygıdeğer Başkanım. İfademin bu şekilde düzeltilmesini rica ediyorum. Arz ediyorum.”

Sanığa klasör 83 dizi 234’de bulunan 3.3.2009 tarihli savcılık ifadesinin 1. cevabı okundu, soruldu.”

Sanık Neriman Aydın:”Kabul etmiyorum Saygıdeğer Başkanım. Bu günlüğümden alınan şahsa özel bilgilerdir. Ağabeyim Ercüment Profesör Doktor Ercüment Ovalı’yı kök hücre Trabzon’da yapacağı kök hücre kongresine davet etmek için Sevgi Hanım ile karşılaştırdığım bir sohbet anıdır. Toplantı değildir buluşmadır. Şu anda tribünde bulunan işadamı olan ve hükümetin bizim yüzümüzden gazabına uğradığı, hükümetin gazabına uğrayan sevgili ağabeyim Mevlüt Aydın Beyin Tandoğan’daki bürosunda Sevgi Hanımı ve ağabeyim Profesör Doktor Ercüment Ovalı’yı tanıştırdığım bir tanışma anıdır. Sevgi Hanım dostlarıyla gelmiştir bu büroya. Tenzile Rüstemhanlı ve diğer dostlarıyla. Burada tanışma gerçekleştikten sonra çay içip sohbet ettikten sonra ağabeyim Profesör Doktor Ercüment Ovalı’yı ağabeyim Mevlüt Aydın Bey havalimanına götürmek üzere ayrıldıktan sonra Ergün Poyraz Beyin çıkacak olan biraz önce gösterdiğim tarikat, cinayet isimli eseri ile ilgili yaptığı konuşmalardır. Bende anılarımda hatıralarımda kamuoyu önündeki bu değerli insanların yaptıkları sohbetler bir gün tarihe intikal eder diye aldığım notlardır. Ergün Poyraz Beyi tanımıyorum tekrar söylüyorum. Karşılaşmadır. Kendisinin Türk Silahlı Kuvvetlerinden yardım alarak kitap yazdığı konusundaki düşünceler benim onun kitaplarını okuduktan sonra bir okuyucu olarak kendime ait şahsıma ait düşüncelerdir. Bu kürsü insanlar hakkında dedikodu yapma kürsüsü ikinci ve üçüncü kişileri zan altında bırakma kürsüsü değildir Saygıdeğer Başkanım, Saygıdeğer Heyet onun için asla hakkında konuşamam. Çünkü onlar benim günlüğümde şahsıma ait özel eşyalarımdır. İfademin bu şekliyle düzeltilmesini arz ediyorum. Özür dilerim Saygıdeğer Başkanım. Bu karşılaşmayı Liva pastanesindeki çay sohbetimizle karıştırmışlardır cumhuriyet savcıları bunu da düzeltelim. Bu ağabeyim Mevlüt Aydın Beyin bürosunda Tandoğan’da her iki insanı büyük bir sevinçle tanıştırdığım andır. Liva pastanesindeki çay sohbetimiz farklıdır efendim.”


Yüklə 0,52 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin