13. AĞIr ceza mahkemesi

Sanık Muzaffer Tekin Müdafii Av. Selin Deviren Tahtabiçen söz istedi verildi:"Bende meslektaşlarımın beyanlarına aynen katılıyorum gerçi yeteri kadar güzellikte açıkladılar ama bende birkaç hususu eklemek istiyorum. Bende kendime göre şu bir yılın fotoğrafını çıkarmıştım bende bunları tekrar tekrar biz burada söyleyeceğiz.”

Mahkeme Başkanı:" Efendim maddi gerçeği aydınlatacak her türlü şeye faydalı olur yargılama açısından.”

Sanık Muzaffer Tekin Müdafii Av. Selin Deviren Tahtabiçen:”Tabi ki. Bunları neden biz bir kere değil 10 kere değil 100 kere söylemek zorundayız burada Osman Yıldırım’ın beyanları burada çürütüldükçe Osman Yıldırım bunların çürütüldüğünü görmüyor bunların yalanlarını görmüyor her geldiğinde Ataşehir toplantısından bahsediyor her geldiğinde Muzaffer Tekin verdi bombaları diyor Veli Küçük verdi diyor bu insanlar. Düşünün, Osman Yıldırım beyanlarıyla bu iki dava birleşti Yargıtay’da Danıştay dosyası Osman Yıldırım’ın beyanlarıyla bozuldu. Osman Yıldırım’ın daha o zaman 3 tane 4 tane tanık ifadesi vardı ve hepside birbiriyle çelişkiliydi daha o tanık olarak verdiği ifadelerinde bile bir tutarlılık yoktu onun, o zaman 20 Nisanda bozulmuştu Yargıtay’da o günü hatırlıyorum yani bozulması bir ihtimal yüzde 10 yüzde 5 diye bir konuşma yapmıştım. Avukatız bir dosyayı biliyoruz bu kadar çelişkili beyanda bulunan bir adama beyanını istinaden bu yüzyılın cinayeti bu menfur olay buradaki insanların üstüne yıkılır mı. Tamam Yargıtay dedi buradaki Danıştay davasıyla İstanbul’daki dava arasında bir bağlantı olabilir. Çünkü Osman Yıldırım denen adamın böyle böyle ifadeleri var. Dava buraya geldi Osman Yıldırım geldi Alparslan Arslan geldi, arkadaşlarımın da dediği gibi bir yıldır bunları dinliyoruz. Bir yıldır ne dinliyoruz biz hepimiz biliyoruz ne dinlediğimizi de bende bunları biraz madde madde çıkardım ilk önce Alparslan Arslan’ın çapraz sorgusu yapıldı burada. Alparslan Arslan mahkemenizdeki savunmasında çapraz sorgusunda 116. celsede çapraz sorgusunda dedi ki; Cumhuriyet gazetesine atılan bombaları Osman Yıldırım’a Ataşehir’de verdim. O gece Recep Özkan'ın Ataşehir’deki evine gitmiştim ben tabi böyle net cevaplar vermedi. Toplayınca 116. celsede bunlar çıkıyor Recep Özkan'ın Ataşehir’deki evine gitmiştim dedi. Osman Yıldırım’da Ataşehir’e geldi Orhan Kadı’yı Osman Yıldırım’ı almak için gönderdim. Alparslan Arslan’ın dediklerinin özeti. Recep Özkan'ın evinde o gece Orhan Kadı ben ve Recep Özkan'dan başka kimse yoktu dedi. Osman Yıldırım Ataşehir’de Recep Özkan'ın evinin önüne geldi ama yukarı çıkmadı ben aşağı indim bombaları Recep Özkan'ın evinin önünde Osman Yıldırım’a verdiğini beyan etti. Ve burada bombaları kimden aldın diye sorduğumuzda Süleyman Esen’den aldım dedi. Üsküdar’da oturduğum evde hatta Üsküdar’da oturduğum eve Süleyman Esen geldi bana Üsküdar’daki evimde teslim etti dedi. Savcıların sorusu üzerine bağlantı var mı diye soruldu Muzaffer Tekin ve Veli Küçük’ün bu işle bağlantısı alakası var mı diye soruldu yani Ataşehir’de toplantı olduğumu dedi savcılar, Alparslan Arslan dedi ki bu işin ne Muzaffer Tekin’le ne Veli Küçük’le hiçbir alakası yok. Muzaffer Tekin’le Veli Küçük bu davanın dinamiği. ki bu haftaki tanık sorgularında daha önce Alparslan Arslan’la Osman Yıldırım’ın çapraz sorgularında da gördük. Ya Muzaffer Tekin’le bir bağ kurmaya çalışılıyor sözde bağ kurulmaya çalışılıyor ya da Veli Küçük’le yaratılmaya çalışılıyor diyeceğim. Alparslan Arslan Osman Yıldırım’a bombaları Ataşehir’de gece yarısı verdim dedi. Osman Yıldırım da çapraz sorgusunda gece yarısına doğru aldım demişti. Zaten Osman’la da Alparslan Arslan’ın beyanları sadece burada örtüştü gece yarısına doğru aldım emniyet raporunda dendiği gibi gündüz değil. Baz kayıtlarına, gelen baz kayıtlarına baktık artık ezberledik. 4 Mayıs gecesi saat 11 sularında Osman Yıldırım, Orhan Kadı, Alparslan Arslan arasındaki buluşma, eve getirme, alma konusundaki haberleşme ağı çok açıkça görülüyor Avukat Zeynep Hanımda bunu açıkladı. Bu kişiler 23:20’den 23:56’ya kadar toplam 36 dakikada üçü arasında 8 görüşme olmuş. Şimdi Osman Yıldırım’ın beyanlarına geliyorum Osman Yıldırım buradaki çapraz sorgusunda zaten tanık beyanlarına hiç girmiyorum işin içinden çıkamıyoruz burada da çıkamıyoruz çapraz sorgusundaki beyanlarında da çıkamıyoruz da gene bir özet yaptım kendime göre. Osman Yıldırım burada ne dedi zaten tek dediği istikrarlı bir şekilde dediği tek hatırladığı Osman Yıldırım’ın işi Veli Küçük bombayı Muzaffer Tekin verdi. Gerçi bunu da çok iyi hatırlamıyor bazen bombayı Veli Küçük vermiş oluyor bazen işi Muzaffer Tekin vermiş oluyor tek iyi hatırladığı Muzaffer Tekin ve Veli Küçük ismi Osman Yıldırım sadece bunu ezberlemiş. Zaten diğer soruların hiçbirisini ya hatırlayamadı ya cevap vermek istemedi. Osman Yıldırım Ataşehir’de Recep Özkan'ın evinde yapılan toplantıda bombalar 10-15 kişinin huzurunda verildi dedi. Zaten demekle de kaldı ne toplantının yerine ne tarihini ne de bu toplantıya katılanları kendisi dahi netleştiremezken suç ortağı Alparslan Arslan dahi bu toplantının yapıldığını kabul etmedi. Biz zaten kabul etmiyoruz buradaki sanıklar müvekkillerimizin böyle bir toplantıya katıldığın kabul etmiyoruz zaten böyle bir toplantı olmadı da Alparslan Arslan da kabul etmedi. Gelen baz istasyon kayıtlarına da baktık, geçen sene daha açıklamıştık onu, 2009 yılının mayıs ayında açıklamıştım ben ilk defa. O tarihten yani Osman Yıldırım 30 Nisan 1 Mayıs gibi o tarihler arasında dönüyor. Burada 1 Mayısta karar kılmıştı ve baz istasyonlarına bakıldı, 1 mayısta Osman Yıldırım dahi o evde olduğunu iddia ettiği kişilerin hiçbirisi Ataşehir’de değil. Bu da çıktı ama Osman Yıldırım’a ben bu soruyu sorduğumda benim oraya gittiğim yok mu diyor o gelen kayıtlarda yani resmi kayıtlar yalan söylüyor ama Osman Yıldırım yalan söylemiyor o kadarda emin öyle bir inatta ediyor yani. Yalan söylüyor çıkıyor yalanı gene utanmada arlanmadan üstüne üstüne gidiyor buradaki insanlarda tabi ki sinirleniyor. Yalnız Osman Yıldırım’ın iddiaları çapraz sorgusunda zaten çürütüldü buradaki sanıkları biraz önce dediğim gibi buradaki sanıkları bırakın suç ortağı Alparslan Arslan ve diğer sanıklar tarafından dahi yalanlanmaktayken gelen baz istasyonları kayıtları da Osman Yıldırım’ı doğrulamazken bu seferde Osman Yıldırım’ın imdadına emniyet raporu yetişti. Tam zamanında emniyet meğerse bir sene önce kendine göre meğerse gitmiş kendine göre bir keşif yapmış bizim dosyamıza da 8 ay sonra yolladı bu keşif çalışma raporunu Mehmet Zekeriya Öztürk’te biraz önce bahsetti. Burada yapılan keşifte Recep Özkan'a ait Osman Yıldırım’ın iddia ettiği Ataşehir’deki eve gidilmiş orası bulunmuş bu yapılan keşif çalışma raporu tamamen Osman Yıldırım’ın beyanlarına uydurulmaya çalışılmış nasıl uydurulmaya çalışılmış evin sahibi bulunamamış, bulunamadığından konuşulamamış güya. Çünkü bulunsa Recep Özkan diyecek benim evimde toplantı olmadı diyecek ben ne Muzaffer Tekin’i ne Veli Küçük’ü tanıyorum diyecek. Osman Yıldırım yalan söylüyor diyecek neden bulsunlar ki Recep Özkan'ı onlar Ataşehir’de oturmayın bir komşuyu buluyorlar belki kadının varlığı bile belli değil yüzde 20 yüzde 40 tanıyacak Veli Küçük’ü de bu davayı bağlantı belki sokuştururuz diyorlar. Çünkü bu davanın mutlaka Danıştay’ın mutlaka buraya bağlanması lazım Danıştay buraya bağlanacak onlara göre ama olmuyor işte, olmuyor. Olmayan şeyi kimse yaratmaya çalışmasın olmayacakta. Burada daha örgütün varlığı kanıtlanamadı hangi eylemeni kanıtlamaya çalışıyoruz ki. Neyse emniyet raporunda ev sahibini bulamadılar Recep Özkan'ın yalancı Recep Özkan'ın deyimiyle yalancı komşularını buldular ki bugünde gördük komşusu bile değilmiş Ataşehir’de oturmuyormuş ama o kadar bir yüzdeye bir bağlantıya muhtaçlar ki yüzde 20 yüzde 30 yüzde 1 rastlantıya bile razılar ya bu adamlar hiç geçmedi mi Ataşehir’den bu Muzaffer Tekin Veli Küçük geçmedi birisi Ataşehir’den baz istasyonu versin veya tanıyan birisi çıksın ama yok işte ama biliyorum oldurmak için her çareye gene başvurulacak. Ama bu hafta yine gördüm bu yapıştırma bu monteleme olmayacak olmayacak Osman Yıldırım Orhan Kadı’yı tanımadığını söyledi. Daha önce sözde Ataşehir toplantısının yapıldığı Recep Özkan'ın evinde Orhan Kadı da var dedi 10-15 kişi var diyordu ya Orhan Kadı da orada diyor ama bir yandan da Orhan Kadı’yı tanımıyorum diyor. Osman Yıldırım kendi kendini yalanlıyordu kendi beyanlarıyla. Alparslan beni Migros’un önünden almayı birisini yolladı diyordu Osman Yıldırım. Bu Orhan Kadı değildi Rasim Görüm’dü demişti daha önce şimdi tanımıyor niye tanımıyor. Çünkü siz Rasim Görüm’ü tahliye ettiniz o zinciri kopardınız siz Rasim Görüm’ü siz koruması olarak Muzaffer Tekin’in koruması diyemezsiniz. Rasim Görüm tahliye oldu. Rasim Görüm aldı beni diyordu o bitti. Orhan Kadı bu hafta tanık beyanında dedi; Osman Yıldırım’ı o gece Alparslan Arslan’ın isteği üzerine Ataşehir Migros’un önünden aldığı Osman Yıldırım Recep Özkan'ın evine geldik Osman Yıldırım yukarı çıkmadı Alparslan Arslan indi dedi bu haftaki beyanında. Orhan Kadı bir de dedi ki; Osman Yıldırım’ın iddiasının aksine ne Muzaffer Tekin ne de Veli Küçük buraya geldi Ataşehir’e geldi böyle bir toplantı yapılmadı dedi. Bence Osman Yıldırım da bu şahısları tanımıyordur dedi. Gelen baz istasyon kayıtları da Orhan Kadı’yı doğruluyor zaten Alparslan Arslan, Orhan Kadı şimdilik diğer tanıklara da geleceğim baz istasyon kayıtları Osman Yıldırım’ın beyanlarının doğru olmadığını kanıtlıyor, bağ olmadığını kanıtlıyor. Recep Özkan'ın ifadesine gelelim Recep Özkan'a gelince o da ifadesinde sözde toplantının yapıldığı iddia edilen evin sahibi hani komşuları olmayan komşuları yüzde ile teşhis etti buradaki sanıkları. Recep Özkan'da burada dedi benim evimde böyle bir toplantı olmadı dedi. Komşularının yalan beyanlarına rağmen Muzaffer Tekin ve diğer sanıkları ilk defa burada gördüm dedi, etti Orhan Kadı, Alparslan Arslan, Recep Özkan, baz istasyonu kayıtları delil Osman Yıldırım diyor ya deliller ortada realite var bilmem ne öyle boş realite deliller değil bunlar. Açık maçık tanık beyanı ve resmi raporlar delil bunlar maddi delil 2 davanın birleşmesinin maddi delili Osman Yıldırım’ın beyanları gibi değil bunlar. O gece, bu tanıkların burada dinlenen tanıkların hepsi Osman Yıldırım’ın beyanlarının doğru olmadığını teyit etti ifadeleriyle en son Teoman Ekşioğlu geldi zaten o toplantıda adı geçmiyordu ama böyle bir şey olsaydı duyardım dedi ki nitekim Alparslan Arslan’a cin çıkarma seansını duyan adam bunu da duyar herhalde diye düşünüyorum. Şimdi Osman Yıldırım’ın benim müvekkilimle ilgili bir iddiası daha var. Teoman Ekşioğlu ki Avukat Ahmet Ahmet Doğan’la beni ziyaretime geldi Muzaffer Tekin’in selamını getirdi Muzaffer Tekin’in selamını getirdi bana dini içerikli savunma yap dediğini söyledi. Teoman Ekşioğlu’na ilk önce burada müvekkilim sordu siz dedi Osman Yıldırım’ı ziyarete gittiğinizde gittiniz mi dedi Teoman Ekşioğlu hatırlamıyorum dedi gitmedim. Daha sonra bende soracaktım o soruyu Osman Yıldırım’a geldi, gel beni ziyaret geldiniz mi dedi biz şuan zaten bilmiyoruz çünkü gelen cezaevi ziyaretleri 2007 yılına kadar 2006 yılı nedense 8 aydır gelmedi bir türlü buraya 2006 yılında kim bu şahısları ziyaret etmiş, Ankara’ya kim girmiş kim çıkmış, bilmiyoruz biz 2007 yılıyla hareket ediyoruz gene benim müvekkilim yalan söylemiyor iftira da atmıyor. Orhan kadı olabilir dedi, Osman Yıldırım’ın sorusuna ziyaret etmiş olabilir ama dedi içeriye girmedim dedi Ahmet Doğan içeri girmiştir dedi ben kapıda durdum dedi.”

Sanık Muzaffer Tekin söz almadan konuştu, anlaşılamadı.

Sanık Muzaffer Tekin müdafii Av. Selin Deviren Tahtabiçen:”Teoman Ekşioğlu pardon, bir yanlışımı düzelti Başkanım.”

Mahkeme Başkanı:" Muzaffer Bey düzeltmek istedi.”

Sanık Muzaffer Tekin Müdafii Av. Selin Deviren Tahtabiçen:”Teoman Ekşioğlu Osman Yıldırım’a bu cevabı verdi. Muzaffer Tekin’le ee bana ben sizinle bu tür bir konuşmayı yapmadım Muzaffer Tekin’in selamını getirmedim dedi. Bu soruyu bende sordum çünkü biz bu kadar soruyoruz ya bu kadar teyit alıyoruz ya o yandaş medyada öyle çıkmıyor Teoman Ekşioğlu Osman Yıldırım’ı ziyaret etmiş diye çıkıyor neden biliyor musunuz? Çünkü Muzaffer Tekin’in selamını getirdiğini Osman Yıldırım burada söyledi ve o yandaş basın yazdı. bunu da yazacak sadece onu yazıyor Osman Yıldırım’ın Alparslan Arslan’ın tarikat bağlantısını yazmıyor. Tekin İrşioğlu’nun hala ziyaret edip etmediğini bilmiyorum gelsin cezaevi ziyaretlerine bakarız. Ziyaret etse de ne olacak Muzaffer Tekin’i Danıştay saldırısı sonrası görüştünüz mü dedik görüşmedim dedi getirin baz istasyon kayıtlarını bakalım görüşmüşler mi görüşmemişler mi getirin bakalım Muzaffer Tekin siye böyle bir talimat verdi mi diye ben sordum git Osman Yıldırım’a benim selamımı söyle dedi mi diye sordum. Hayır dedi böyle zaten Osman Muzaffer Tekin’le bin hiç Danıştay saldırısından sonra görüşmedim dedi. Osman Yıldırım’la da zaten kapıda durdum içeri dahi girmedim dedi birde son bir iddia vardı Ahmet Doğan ile ilgili ya Osman Yıldırım’ın avukatı bu iddiayı attı ya da basından duydum Ahmet Doğan’ın bürosuyla Muzaffer Tekin’in bürosu yan yanaymış Ahmet Doğan’ın yanında Teoman Ekşioğlu çalışıyormuş buradan belki Muzaffer Tekin’e bir bağlantı yakalarlar diye bu yandaş medya da yazıyor burada iddia edildi mi bilmiyorum Ahmet Doğan Adana barosunu bağlı bir avukat. Adana’da bürosu Muzaffer Tekin’in işyeriyle Ahmet Doğan’ın işyeri yan yana değil bu da yalan bu bağlantı da yok. tama Muzaffer Tekin’le Osman Yıldırım’ın bütün beyanlarının doğru olmadığı söyledim söylemekle kalmadım tanık beyanları var baz istasyon kayıtları var maddi delildir bunlar hayali laf değil boş laf değil. Bu bağlarda kalmayınca hiçbir bağ kalmıyor diyoruz demi. Ama bu seferde bir Doğuş Faktoring'i ortaya atıyorlar belki Doğuş Faktoring’te Alparslan Arslan ile Muzaffer Tekin görüşmüştür burada benim müvekkilimde bende burada belki yüz kere bin kere söyledik. Söylemekle da kalmadık mahkeme kararı var elimizde Muzaffer Tekin’in imzasını kullanmışlar sahte imza kullanmışlar mahkeme kararı dosyada Muzaffer Tekin Doğuş Faktoring'e gitmedi. Bir yönetim kurulu toplantısına katılmadı dosyadadır o resmi karar Osman Yıldırım’ın beyanında benzemez Muzaffer Tekin’in beyanı mahkeme kararıyla sabittir. Doğuş Faktoring bağıyla kimse bağlamaya çalışmasın Doğuş Faktoring bağı falan yok Teoman Ekşioğlu da Doğuş Faktoring’e gidiyormuş o zaman bir Allah’ın kulu Alparslan’la Muzaffer Tekin’i Doğuş Faktoring'te görmemiş. Muzaffer Tekin’i Doğuş Faktoring’te görmemiş bunu kullanarak kimse bu bağı da yaratmaya çalışmasın bu da boş. Resmi mahkeme kararı dosyada isteyen bakar. Birde şu var Alparslan Arslan’ın avukatı çıkarın vekaleti Muzaffer Tekin’in Alparslan Arslan’a verdiği vekaleti çıkarın görelim Alparslan Arslan Muzaffer Tekin’in avukatı mıymış değilmiş. Çok asparagas haberlerden dedikodulardan yalan beyanlardan bahsettik bir de gerçek beyanlardan bahsedelim bu hafta dinlediğimiz tanıklardan bahsedelim. Bunların ifadeleri bu hafta dinlenen tanıkların ifadeleri birbiriyle tutarlı birbirini teyit ediyor. Çelişkili değil ha birde buradaki sanıklar her üçü de her üçüne de sorduk üçünün de ortak beyanı Alparslan Arslan’ın Muzaffer Tekin’le dolaştığını ve Muzaffer Tekin’den etkilendiğine şahit olduğuz mu diye sorduk onların cevabı hayırdı. Muzaffer Tekin’le dolaştığını Muzaffer Tekin’den etkilendiğine şahit olmamışlar ama Salih Kurter’den etkilendiğine şahit olmuşlar. Salih Kurter'e gittikten sonra dini hassasiyetlerinin arttığına şahit olmuşlar. Salih Kurter’in evinden çıkmadığına Salih Kurter’in evinde ona muska verildiğine, büyü yapıldığına, cin çıkarıldığına, şahit olmuşlar. Şimdi dün Teoman Ekşioğlu’na iddia makamı bir soru sordu dedi ki; siz dedi Alparslan Arslan’ı tanıyorsunuz dedi Alparslan Arslan dedi sizce dedi ülkücü camiada diyorsunuz dedi fazla dini duyguları yoğunda değil dedi son 5-6 ayda Salih Kurter’in evine gitmeye başladı dedi gitmeye başladı dedi ama Salih Kurter'in evine Alparslan Arslan 2005 yılı Mart ayından beri gidiyor ki daha önce bir beyanı var 2001 yılında ilk defa Salih Kurter’i görmüş buna Fikri Cora şahit Alparslan Arslan’ın beyanı var Fikri Cora da gelecek buraya. Salih Kurter tabi kabul etmiyor, ama Salih Kurter’in kabul etmediği bir sürü şey Teoman Ekşioğlu kabul etti 86 yaşındaki adamı çok hırpaladılar diye internette çıktı ama 86 yaşındaki adam dini hassasiyeti olan adam Ramazan günü yalan söylemekten çekinmedi burada. Her neyse konuma dönüyorum Salih Kurter' in evine, savcının sorusuna geliyorum. Dedi Alparslan Arslan son zamanlarda dedi Salih Kurter' in evine gitmeye başlamış bu Alparslan Arslan’ın dedi daha önceki bunda 1-2 yıl önceki bağlantılarını göz önüne alırsak Muzaffer Tekin ve diğer kişilerle az çokta olsa bi bağlantısı var az çokta bağlantı dediği 2004 yılında en son 2005 yılında olan 3 tane görüşmeyi geçmeyen toplam kaç saniyeydi Muzaffer Bey?”

Sanık Muzaffer Tekin söz almadan konuştu:”2004 yılında 16 defa, 17 defa beni aramış. (4-5 kelime anlaşılamadı)”

Sanık Muzaffer Tekin müdafii Av. Selin Deviren Tahtabiçen:”Ben saniye ben hatırlayamadım için soruyorum efendim mikrofon alabilir mi Muzaffer Tekin tama olarak hatırlayamıyorum.”

Mahkeme Başkanı:" Muzaffer Tekin söz isteyin mikrofona konuşun, verin bir mikrofon.”

Sanık Muzaffer Tekin:” Sayın Başkanım 2004 yılının 3. ayından 12. ayına kadar 2 ayda bir bayramlarda olmak üzere toplam 17 defa aramış birinde açılmamış benim telefonum 16 defa toplam saniyelerini mahkemeye arz ettim. Ben 2004 yılında.”

Sanık Muzaffer Tekin Müdafii Av. Selin Deviren Tahtabiçen:”kaç saniye Muzaffer Bey onu da söyler misiniz?”

Sanık Muzaffer Tekin:”Toplam bütün görüşmelerimizin 9 dakika filan yani 2 senede olun bu.”

Sanık Muzaffer Tekin Müdafii Av. Selin Deviren Tahtabiçen:”Geçmez, evet ama siz 9 dakikada talimatlar bile vermişsiniz.”

Sanık Muzaffer Tekin:”2005’te ben 3 defa geriye dönmüşüm nezaket, 2005’te Alparslan Arslan 9 defa aramış ben hiç geriye dönmemişim, 2006’da hiç aramamış o beni ben hiç aramamışım. Menfur Danıştay saldırısından geriye dönüp 2005 yılının 11. ayının 10’unda olması lazım yani geriye dönüp 6,5 veya 7 ay önce bir defa aramış o bir telefon bütün basında son günlerde 40-50 defa görüştü diye çıktı ve şu telefon irtibatıyla ben Alparslan Arslan’la çok yoğun ilişkide olduğum ve dosyada işte buraya kadar hadiseler geldi. ama maalesef görüyorsunuz 1400, 2400 bunların hiç biri kaale alınmıyor.

Sanık Muzaffer Tekin Müdafii Av. Selin Deviren Tahtabiçen:”Teşekkür ederim Muzaffer Bey şimdi konumuz gene.”

Mahkeme Başkanı:" Buyurun.”

Sanık Muzaffer Tekin:” Son sözüm başkanım avukat kimliğiyle de son dakikaya kadar görüşebilirdim şuna da inanabilirsiniz keşke görüşseydim o olayı yapmazdı. Şimdi hani benim adım ne diyor ya Alparslan benim adım burada Hoca diyor ki; ya buna bir şey olmuş mukayyet olun öyle değil bunlar aralarından cihada gönderiyorlar o Allah’ın askeri onu teyit ettirmek istiyor Allah’ın askeri bu hadise.”

Mahkeme Başkanı:" Buyurun.”

Sanık Muzaffer Tekin Müdafii Av. Selin Deviren Tahtabiçen:”Teşekkür ederim konu gene dağıldı benim demek istediğim soruyu bir türlü anlatamadım savcı Nihat Taşkın dün Teoman Ekşioğlu’na bir yorum sordu biz itiraz ettik. Ne sordu dedi ki; Alparslan Arslan dedi son 5-6 aydır Salih Kurter' in evine gitmeye başlamış dedi işte bu kişilerle sonradan samimi olmuş dedi siz ne düşünüyorsunuz dedi burada bazı sanıklarla önceki yıllardaki olan bağlantıları da düşünüldüğünde bir hedef saptırması olabilir mi diye sormuştu biz itiraz etmiştik. Çünkü yorum dayalı bir soru Teoman Ekşioğlu’nun cevap vermemesi gerekir, yoruma dayalı beyanda bulunamaz tanık gördüğünü söylemek zorundadır maddiyatı söylemek zorundadır hayaliyi değil. Sizde teşekkür ederim gereğinde müdahale ettiniz ben onu söyleyeyim size hedef saptırma olabilir mi olamaz mı? 5-6 Salih Kurter’in söyledim son 5-6 ayda Salih Kurter' e gitmemiş bir yıl ve öncesi de var. Hedef saptırmış olsa Muzaffer Tekin’le hiç 2006 yılında görüşmesi yok. Bombayı attıktan sonra Muzaffer Tekin’e haber vermesi gerekmez mi o 15 dakikada hani 16:20’de bomba atılıyor ya o 16:35’ e kadar 15 dakikada Muzaffer Tekin, Veli Küçük’ün aranması gerekmez mi Alparslan Arslan tarafından ama Alparslan Arslan Muzaffer Tekin ile Veli Küçük’ü aramıyor bombayı atıyor kaçarken, kaçarken hem de durup bir yere saklanırken değil kaçarken daha yolda koştururken Salih Kurter' i arıyor Hamza Öztürk arıyor Süleyman Esen’i arıyor hedef saptırması olsa, olsa da Muzaffer Tekin’le Veli Küçük’ü arardı haber vermek için Salih Kurterleri niye arıyor hadi onu da bırakalım bir insan hedef saptırmak için dün Teoman Ekşioğlu anlattı, kendini o hale koyar mı Küçük Salih Orhan Kadı’nın evinde büyü yapmış Alparslan Arslan’a kendinden geçmiş insan aklından zoru olması lazım hedef saptırmak için ben bunların içine gireceğim büyü de yaptıracağım cin de çıkartacağım. Hedef saptırma falan yok başkanım, hedef doğru adres hedef bu adres değil hedef orası hedef orada eğer Danıştay bağlantısını çözeceğim diyorsanız Zeynep Küçük’ün de dediği gibi o bağlantıları araştırın. Baz istasyonlarını araştırın buradakilerle buradaki sanıklarla sözde bağ yaratma çalışmayın bir iddia çıkar birisi de onu tanıyorum bunu tanıyorum şunu tanıyorum tanır ya insan insanı tanır suç mu Teoman Ekşioğlu Muzaffer Tekin’i tanımış suç mu? Veli Küçük’ü tanısaydı suç mu ki tanımıyor. Şimdi basında da tanıdı diye çıkar tanımıyormuş suç mu burada insanların birbirini tanıması suç oldu. Neden zorlama var birleştirilecek bu davalar ama birleşmeyecek işte yok bağ yok bu dava Danıştay’ın burada işi yok. Ben bugün talepte bulunmayacağım yalnız bir şey bir talebim olacak daha önce talepte bulunduk ama son zamanda gündemde çıkan kitap olsun gazete haberleri olsun benim müvekkilim ilk önce bu operasyon benim müvekkilimle başladı Muzaffer Tekin’le kimse demesin bana 2005 yılında 2006 yılında Muzaffer Tekin dinlenmiyordu bal gibi de dinleniyordu 2002 yılında o Ergenekon şemasında ismi vardı, Muzaffer Tekin’in. Muzaffer Tekin en az 2001 yılından beri dinleniyor bunu biliyorum onlar çıkmıyor görüşme içerikleri çıkmıyor. Çünkü çıksa o Muzaffer Tekin’le o Alparslan Arslan’ın 9 dakikalık görüşmesinde hiçbir konunun konuşulmadığı çıkacak ama çıkmıyor çıkmasın doğru elbet çıkacak ben o kayıtların araştırılmasını istemiyorum Muzaffer Tekin’in 2002, 2003, 2004 bilmiyorum 2002 yılından beri dinlenip dinlenmediğinin ki yüzde 1000 dinlendiğini biliyorum o kayıtların bu mahkemeye getirilmesini istiyorum. Gerçek er geç ortaya çıkacak başkanım istediğim kadar kimse saklama çalışmasın o kayıtlar var biliyoruz ve kayıtların buraya getirilmesini istiyoruz teşekkür ederim.”

Sanık Mehmet Demirtaş Müdafii Av. Yusuf Çolak:” Sayın Başkanım, ben çok sık huzura gelen bir kişi değilim. Danıştay saldırısından sonra zannediyorum hiç gelmedim bugün dinleyince de bir kere arada geldimdi bugün dinleyince de dehşete düşüyorum. Biz sözde Ergenekon örgütünün davası için buraya gelmiştik bugün bakıyorum çok değişik bir safhaya girmiş Allah size de yardım etsin cinler, periler, hocalar, vesaireler bu davanın içerisinde var. Biz daha önceki konuşmalarımızda bir Tuncay Güney vardı, bir Ali Yiğit Şevki Yiğit vardı birde bu demin gördüğüm ilk defa gördüğüm Osman Yıldırım isimli kişi üzerine kurulmuş bir iddianame silsilesinden bir dava ortaya çıkmıştır. Hemen öncelikle onu söylemek isteyeyim bu Osman Yıldırım benim müvekkilim hakkında az evvel bir şeyler söyledi şöyle dedi; öncelikle onu düzeltmek istiyorum Şevki Yiğit ve Ali Yiğit’ten bahsederek sanki bunlar Cumhuriyet Gazetesi ve Cumhuriyet Gazetesinde ve dosyadaki herhangi bir yerde bulunmayan Cumhuriyet Gazetesine atılan bombalardan bahisle yanarız şeklinde bir ifade söylemiş gibi ben anladım yanlış anladıysam lütfen düzeltin bunu sanki Şevki Yiğit Ali Yiğit söylemişçesine bir af-ı cürümde bulundu, böyle bir şey ne dosyada var, ne de bir daha önceki safhada böyle bir şey olmadı. Şimdi biz Ergenekon sözde Ergenekon uğraşırken 2 tane deli gelmiş buraya. Bir tane orada vardı bir tanede burada benim müvekkilim Ergenekon denilen davada bir kişiyi tanıyor beni şimdi bakıyorum bizim burada ne işimiz var diye bir Oktay Yıldırım’ı tanıyor askerde komutanı. Şimdi biz müteaddit defalar tabi hukuk normlarıyla bağlıyız müteaddit defalar tahliye talebinde bulunuyoruz bize hep şunu söylüyorlar. Delil durumu, suçun mahiyeti vesaire vesaire klasik şeyler zaten ilk önce onları da vermiyorlardı da bir sitemde bulunduk Sayın Başkana bizi bi adam yerine koyun. Çünkü biz müvekkillerimiz ve ailesine bir şeyler söylemez zorundayız diye şimdi lütfen cevap veriyorlar. Şimdi benim vekilim ilk tutuklanan kişi, 12.06.2007 tarihinde tutuklandı biz sesimizi çıkarmadık adalete güvendik dedik ki bir gün doğru çıkacak bizim bu işlerle bir alakamız olmadığını ortaya koyacağız sayın savcılar bir takım şeylerde bulundular buraya insanlar geldi iddialarını sundular bir o iddialara karşı sanki suçsuzluğumuz ispat etmek mükellefi bizdeymişçesine savunmalarda bulunduk. Kaldı ki bizim tanıklarımız vesaireler de dinlenmedi geçen 3,5 sene zarfında biz ne yapıyoruz onu anlamakta zorlanıyorum inanın artık. Ben en son, 28.06.2010 tarihinde bir dilekçe verdim müvekkilimin tahliyesini istedim makul sürenin geçtiğinden vesaireden bahsederek bir talepte bulundum. Sayın mahkeme başkanın muhalefet oyuyla benim talebimi reddetti. Ben baktım benim müvekkilim ne yapmış hangi eylemi yapmış ne olmuşta bu 4 sene burada tutuklu kalmış. Şimdi devlet dağdaki eşkıyaya af çıkarmaya çalışıyor insan öldürmüş vesaire yapmış insanlara af çıkarmaya çalışıyor benim müvekkilim sıradan bir insan Türkiye Cumhuriyetinin Anayasal nizamını yıkamaz o bahsedilen eylemlerin hiçbirini yapamaz kaldı ki buradaki insanlarında yapacağına ben inanmıyorum işte avukat var birkaç tane işadamı var, 2-3 tane emekli asker var bunlar mı yıkacak Türkiye Cumhuriyetini koskoca ben sevmem onları da PKK senelerdir dağda bağırda insanları öldürüyor askerleri öldürüyor Türkiye Cumhuriyeti dimdik ayakta bunların kurduğu örgütün yıkacağı devlete yazıklar olsun. Ben şunu söylemek istiyorum Sayın Başkanım. Benim müvekkilim sıradan bir insan aile reisi dilekçemde de belirttim inanın şuradaki şeyleri dinleyince gülüyorum benim müvekkilimin tahliye olmasını istiyorum teşekkür ediyorum.”

Sanık Sevgi Erenerol Müdafii Av. Vural Ergül:” Sayın Başkan, öncelikle bir hususun açıklığa kavuşmasını talep ediyorum. Bugün savunmaya ve sanıklara gösterdiğiniz bu aşırı tahammülsüzlüğün özel bir sebebi var mıdır acaba?”