14. bahar sempozyumu türkiye psikiyatri derneği yıllık toplantısı


Neden Ruhsal Hastalıklar Epidemiyolojisi



Yüklə 0,75 Mb.
səhifə3/40
tarix18.12.2018
ölçüsü0,75 Mb.
#86269
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   40

Neden Ruhsal Hastalıklar Epidemiyolojisi


Oturum Başkanı : Mustafa Sercan

Panelist : Bülent Kadri Gültekin

•  Epidemiyoloji hem klinik hem de toplum tıp bilimlerinde hastalıkları/ sağlık sorunlarını saptamaya çalışan bir bilimdir. Epidemiyolojinin psikiyatriye katkısını 4 ana başlıkta değerlendirebiliriz:

1. Yöntembilim olarak epidemiyoloji (Yapılan araştırmalar epidemiyolojik prensipler dahilinde yapıldığı ölçüde güvenilir, tarafsız, gerçeğe yakın sonuçlar verebilmektedir)

2.   Psikiyatriye bütünsel yaklaşım biçimi olarak

3.   Biyopsikososyal yaklaşım biçimi olarak

4.   Koruyucu psikiyatrideki rolüyle epidemiyoloji

 

-Ruh sağlığı hizmet ve uygulamasının her aşamasına (tanı, tedavi, önleme, izlem vb.) epidemiyoloji çok büyük katkılar yapmaktadır



•     Hastalıkların nedenlerini saptamak

•     Yaygınlık ve zaman içerisinde gösterdiği değişimi göstermek

•     Toplumsal boyutunu vurgulamak

•     Risk etmenlerinin ve risk gruplarının saptanması

•     Tanısal araçların geliştirilmesi (Tanıya özgü geçerli, güvenilir, standardize yapılandırılmış ölçekler geliştirme)

•     Hizmetlerin değerlendirilmesi

•     Ruhsal hastalıkların klinik tablosunun, seyrinin değerlendirilmesi

•     Psikiyatrik bozuklukların toplumsal ve kültürel boyutlarının değerlendirilmesi ve ülke profillerinin oluşturulması

•     Tedavi yöntemleri ve etkinliklerini değerlendirilmesi

•     Toplumun ruhsal sorunlarına yönelik koruyucu ve tedavi edici yöntemlerden en etkili, en pratik ve en ekonomik olanların saptanması.

•     Ülkelerin ruh sağlığı politikalarının oluşturulması

Epidemiyoloji tüm tıbbi branşların temeli olmakla beraber, tanı ve tedaviye yanıt değerlendirmelerinde “altın standartlara” sahip olmayan; psikiyatri için olmazsa olmaz bir bilimdir.



EPİDEMİYOLOJİ PANEL-2

Ruhsal Hastalıklar Epidemiyolojisi: Gereksinim, Eksikler, Hedefler

Türkiye'de Psikiyatrik Epidemiyoloji: Geleceğe Dönük Hedefler


Oturum Başkanı : Mustafa Sercan

Panelist : Numan Konuk

Ruh sağlığı hizmetleri klinik temelden toplum temelli hale dönüşmektedir. Bu durumun sadece halk sağlığı perspektifi ya da hümaniter bakış ile değil ülkemizdeki ve dünyadaki ekonomik ve sosyal dönüşüm ile de yakından münasebeti bulunduğu doğrudur. Ancak bu noktada Michael Shepherd’in psikiyatrik epidemiyoloji mi yoksa epidemiyolojik psikiyatri mi sorusu önem kazanmaktadır. Epidemiyolojik psikiyatri bakışı “psikopatolojinin” nedenselliği sorunsalını aydınlatmada hem önemli bir araç hem de vazgeçilmez bir metottur. Başta psikiyatri eğitimi müfredatı olmak üzere üniversiteler ve sağlık politikaları yapıcı merkezler nezdinde şimdiden girişimde bulunmanın önemi açıktır.



Kaynaklar

Shepherd M. Psychiatric Epidemiology and Epidemiological Psychiatry AJPH March 1985, Vol. 75, No. 3 p: 75-6

Konuk N. Epidemiyolojiden Kliniğe Giden Yol, 17. Anadolu Psikiyatri Günleri Bildiri Özetleri Kitabı Zonguldak  s:10 2008.

EPİDEMİYOLOJİ PANEL-3

Türkiye’de Psikiyatrik Hastalıklar Epidemiyolojisi

Türkiye’de İntihar İle İlgili İstatistiki Veriler


Oturum Başkanı : Can Cimilli

Panelist : Çınar Yenilmez

İntihar olgusu üzerinde en fazla tartışılan konulardan biri olup, biyolojik, dinsel, siyasal, toplumsal, psikolojik, sosyolojik, ekonomik ve kültürel faktörlerin etkisinde olan psıko-sosyal bir olaydır. Stres yaratan yaşam koşullarına karşı tepki veren normal kişilerden, ağır ruhsal rahatsızlıkları olan hastalara kadar geniş bir kitlede görülebilmektedir. İntihar edenlerin cinsiyet, yaş, çalışma durumu gibi demografik özelliklen ile intihar yöntemi gibi intiharla ilgili özellikler değişik toplumlarda farklılık gösterebildiği gibi aynı ülke içinde değişik bölgelerde de farklılık gösterebilir.

Bir çalışmada; Türkiye’de 1990-2003 yılları arasındaki tamamlanmış 24917 intihar olgusunun % 61.1’i erkek, % 38.9’u kadındır. 15-24 yaş grubu diğer yaş gruplarına göre intiharların en fazla olduğu yaş grubudur. 15 yaş altı ve 15-24 yaş gruplarında kadın intihar oranı diğer yaş gruplarına göre erkeklerden daha fazladır. Eğitim düzeyi arttıkça kadınlarda intihar azalırken erkeklerde artmaktadır. Erkeklerde ticari başarısızlık ve ekonomik problemler, kadınlarda ise psikiyatrik hastalık en önemli intihar nedeni olarak saptanmıştır.

Yine 2003 yılında tamamlanmış 2305 intihar olgusunun bölgesel İstatiklerinin kullanıldığı bir çalışmada İntihar oranları, 24 yaş altında Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yüksek iken, 25-64 yaş grubunda ise sırasıyla Marmara, Ege, İç Anadolu, Akdeniz ve Karadeniz bölgelerinde yüksektir. İntihar oranları, kadınlarda Doğu Anadolu bölgesinde yüksek iken, diğer bölgelerde erkeklerde daha yüksek olarak saptandı. 24 yaş altı grubunda kadın intihar oranı erkeklere göre daha yüksek iken 25-64 ve 65+ yaş gruplarında erkeklerde intihar oranı daha yüksektir. Ası ile intihar, Ege bölgesi (kimyevi madde) dışında tüm bölgelerde en yüksek intihar etme metodu olarak kullanılmaktadır. Erkeklerde Ası ve ateşli silah kullanarak intihar etme daha yüksek iken, kadınlarda Kimyevi madde kullanarak intihar etme oranı daha yüksektir.

İntihar dünyada önemli bir halk sağlığı ve sosyal sorun olarak görülmektedir. Psikososyal risk faktörlerinin belirlenmesi ve bölgesel demografik intihar ile ilgili verilerin belirlenmesi intiharları önlemek ve azaltmak için yapılacak planlamalara yol gösterebilecektir.

EPİDEMİYOLOJİ PANEL-4

Ruhsal Travma ve Afet Epidemiyolojisi

Afet Ruh Sağlığı Araştırmaları: Konu, Yöntem ve Bulguları
Açısından Bir Gözden Geçirme


Oturum Başkanı : Tamer Aker

Panelist : Banu Yılmaz

Afetler, insanlık tarihi boyunca bireylerin ve toplumların yaşamını etkileyen en önemli olaylardandır. Her afetin sonuçları, türüne, büyüklüğüne, yayılımına, ortaya çıktığı bölgeye, etkilediği toplumun kültürüne ve başka pek çok özelliğe göre çeşitlenir. Bazı sonuçlar ise her afette ortaktır ve bu ortak sonuçlardan biri de psikososyal sonuçlardır. Afetlerin etkilerine ilişkin olarak yapılan araştırmalar, psikososyal etkilerin, afete maruz kalan tüm toplumlarda yaygın olarak görüldüğünü ortaya koymaktadır.

Tüm dünyadaki yaygınlığı ve çok sayıdaki insanı etkileme potansiyeline karşın, afetlerin psikososyal etkilerini incelemeye yönelik sistematik değerlendirmelerin ise çok eskilere dayanmadığı söylenebilir. Ülkemizde de, ruh sağlığı alanının afetler konusundaki çalışmaları daha önceki yıllara göre biraz daha yoğun olarak 1990’ların başında başlamış olmakla birlikte, bu konudaki daha sistemli ve örgütlü çalışmalar Marmara Depremi’yle birlikte olmuştur. Konuyla ilgili dünyada ve ülkemizde yapılan çalışmaların pek çoğu, belli bir afetin, bu afete maruz kalan topluluk üzerindeki etkilerini incelemeye yönelik olarak tasarlandığından, bu araştırmaların sonuçlarının genellenebilirliği sınırlıdır. Bu araştırmaları belli açılardan gözden geçiren sistematik değerlendirmeler ya da meta-analizler ise, farklı afetlerin etkilerine ilişkin genel sonuçlara ulaşmada önemli rol oynayacaktır.

Bu çalışmada, Türkiye’de afet ruh sağlığı alanında Marmara depreminden bu yana yetişkin örneklemleri üzerinde yapılan çalışmalar konuları, yöntemleri ve sonuçları bağlamında gözden geçirilerek, psikososyal planlamalar ve klinik müdahaleler açısından doğurguları ve yeni araştırmalarda ele alınması önerilen sorular bütüncül olarak aktarılmaya çalışılacaktır.



EPİDEMİYOLOJİ PANEL-4

Ruhsal Travma ve Afet Epidemiyolojisi

Yüklə 0,75 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   40




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin