5.ETKİNLİK
SAYFA 94
Ø Öznel benzetmeler, alışılmış ve alışılmamış bağdaştırmalar yoluyla sanatsal betimlemeler yapılmıştır. Yazar, bu betimlemelerle sanat yapmayı, okuyucuya estetik zevk vermeyi amaçlamıştır.
Ø Okuyucuya bilgi vermek.
Ø “Ege’nin Öfkesi” adlı metin daha sanatsal ve edebîdir. Çünkü metinde sanatsal betimlemeler var.
Ø “Marmara Bölgesi’nin Coğrafi Konumu” adlı metin daha gerçekçidir.
Ø “Marmara Bölgesi’nin Coğrafi Konumu” adlı metin bilgi vermek amacıyla yazılmıştır. Çünkü metinde açıklayıcı betimlemeler yapılmış, verilen bilgiler ise nesnel gerçeklere dayanmaktadır.
Ø “Ege’nin Öfkesi” adlı metindeki betimlemeler; soyut, öznel ve sanatsaldır. “Marmara Bölgesi’nin Coğrafi Konumu” adlı metinde geçen betimlemeler ise somut, nesnel, öğretici, açıklayıcı ve bilimseldir.
Ø “Ege’nin Öfkesi” adlı metin, gerçeği bir fotoğraf gerçekliğiyle vermektedir.
Ø “Marmara Bölgesi’nin Coğrafi Konumu” adlı metin, daha nesnel ve somut özellik taşımaktadır. Çünkü bu metin öğretici bir metindir.
Ø “Marmara Bölgesi’nin Coğrafi Konumu” adlı metinde yazar kişisel görüş ve düşüncelerine yer vermemiştir.
Ø Sanatsal ve açıklayıcı olmak üzere iki tür betimleme vardır:
Sanatsal Betimleme:
Roman, hikâye, hatıra, gezi yazısı, masal, fabl gibi metinlerde kullanılır.
Gözlem gücünden yararlanılır.
Nitelik ve ayrıntı bildiren kelimeler bol bol kullanılır.
İzlenim kazandırmak amacıyla yazılır.
Değişik duyulara seslenen özel ayrıntılar üzerinde durulur.
Ayrıntılar sübjektif olarak verilir.
Amaç sanat yapmaktır.
Ø Açıklayıcı Betimleme:
Makale, deneme, eleştiri, mülakat, fıkra, söyleşi gibi metinlerde kullanılır.
Bilgi vermek amacıyla yazılır.
Genel ayrıntılar üzerinde durulur.
Ayrıntılar objektif olarak verilir.
Amaç sanat yapmak için değil, bir konu hakkında bilgi vermektir.
Değişik duyulara seslenen özel ayrıntılar üzerinde durulmaz.
Betimlenecek varlığa kişisel duygu ve düşünceler katılmaz.
6.ETKİNLİK
Ø Yukarıdaki açıklama ve metin inceleme sorularına verdiğiniz cevaplara göre açıklayıcı ve sanatsal betimlemenin özelliklerini belirleyip bunları verilen kavram haritasına yazınız.
5.etkinliğin son sorusuna verilen cevapta açıklayıcı ve sanatsal betimlemenin özellikleri maddeler halinde verilmiştir.
9.etkinlik
Aşağıdaki paragraflarda betimleme yapılırken hangi duyulardan yararlanıldığını bulunuz. Her duyuyla ilgili cümlenin altını farklı renkte bir kalemle çiziniz. Bulduğunuz cümlelere göre aşağıdaki tabloyu doldurunuz.
* Bayram ziyaretleri sırasında Bağdat Caddesi’nden geçerken Caddebostan civarındaki bir pizzacının vitrininde şu yazıyı gördüm: Free Delivery. Ne demek? Ücretsiz teslim. Birden tepem attı. Be adam dedim, seni doğuran hatun, ninnini İngilizce mi söyledi? Karacaahmet’i geçip Bağlarbaşı’na geliyoruz. Sağda kocaman bir yazı: Academic Hospital. Sözüm ona bir Türk hastanesi! Yabancıların kurduğu Amerikan, Fransız, Alman, İtalyan hastanelerinin adının dahi önce Türkçe sonra kendi dillerinde yazılı olduğu bir ülkede.
v Işıklar çakıyor, hemen ardından, uzaklar gök gürültüleriyle inliyor. Şimşekler yeniden çakıyor, bu kez daha yakından. Yağmur başlıyor, yer gök inliyor. Yankılar çok güçlü, bütün doğa kükrüyor. Geceyle başa çıkabilmek için çare kalmamış gibi. Durmadan şimşekler, gök gürültüleri, sağanak...
*Bir küçük koyun, apartmanların yukarısında otlamakta, ufak bir kır kahvesinin masaları üstünde karıncalar geziniyor. Sinekler kahve fincanının etrafına konuyorlar. Çok uzaklardan bir uçak geçiyor. Kır kahvesinin masalarından birinde oturmuş, kahveci çırağının yarısını dökerek getirdiği orta kahvemi yudumluyorum. Kahvenin asmalarının tırmandığı leylak ağacından yer yer ferahlatıcı, yer yer saçlarımı dağıtan leylak esintileri geliyor, saçlarımı dağıtıyor.
* Sabahtan beri yollar benim arkadaşım. Çocukluğumun yurduna varabilmenin coşkusu sinmiş adımlarıma. Bu yüzden attığım her adım bir sonrakinin habercisi gibi. Ağaç diplerine dökülmüş pür kurularına bastıkça pür örgüsü çıtırdıyor. Çocukluğumun birazı da çıtırtıların içinde... Dağlarda sessiz, yüksek sis bulutları uçuyor hızla. Koyaklar pırıltılı, sular lekesiz, bulutlar anılarımı karıştırıyor.
-
1. Paragraf :Görme , Duyma
-
2. Paragraf :Görme, Duyma
-
3. Paragraf :Görme,Koklama,Tatma,Dokunma
-
4. Paragraf :Görme,Duyma,Dokunma
SAYFA 96
10.etkinlik
Görme ile ilgili ayrıntılar - VAR
Duyma ile ilgili ayrıntılar - VAR
İşitme ile ilgili ayrıntılar - VAR
Koklama ile ilgili ayrıntılar - YOK
Dokunma ile ilgili ayrıntılar - YOK
Hatırda kalmış olayları hatırlama - VAR
Hatırda kalmış varlıkları hatırlama - VAR
Hayal gücünden yararlanma - VAR
“Vurgun Yiyen Mahir Balıkçı” adlı metinde geçen deyim ve ad aktarmalarını gösteriniz.
CEVAP:
- Işıklarla yıkanan tapınak gölgeleri
- Zarif yelkenliler
- Güneş, ışıklarını hiç esirgemeden
- Yaşlı dünya
- Dünyanın yüzü
- Suyun karnı
- Nil'in merhametsiz koynu
Okuduğunuz ve dinlediğiniz betimleme örneklerinde kullanılan deyim ve ad aktarmalarının özelliklerini sınıfça tespit ediniz.
CEVAP:
Ad Aktarması (Mecaz-ı Mürsel):
Bir sözcüğün benzetme amacı güdülmeden başka bir sözcük yerine kullanılmasına ad aktarması (mecaz-ı mürsel) denir.
İç-dış, parça-bütün, neden-sonuç, sanatçı-yapıt, yer-insan, yer-olay gibi ilgiler vardır.
“Dalgalan sen de şafaklar gibi ey nazlı hilâl.” dizesinde parça-bütün ilgisi kurulmuştur; çünkü dalgalanacak olan bayraktır. Hilalse onun parçasıdır. Bu durumda parça verilmiş; ama bütün kastedilmiştir.
“Bereket yağıyor; çiftçinin yüzü gülecek.” cümlesinde neden - sonuç ilgisi kurulmuştur; çünkü yağmur bereketin nedenidir. Sonuç verilmiş; ama neden kastedilmiştir.
“Ayağını çıkarmadan girebilirsin.” cümlesinde verilen ayak(iç), kastedilen ayakkabı(dış)dır.
“Bu olaylara Ankara sessiz kalıyor.” cümlesinde verilen Ankara(yer), kastedilen iktidar(yönetim)dır.
“Orhan Veli’yi okur musun?” cümlesinde verilen Orhan Veli, kastedilen onun eserleridir.
Deyim Aktarması (İstiare):
Bir sözcüğün benzetme amacıyla başka bir sözcük yerine kullanılmasına deyim aktarması (istiare) denir. Deyim aktarması dört yolla gerçekleşir:
1. İnsandan Doğaya Aktarma: İnsana ait bir özellik, insan dışındaki bir varlığa aktarılır, yani kişileştirme yapılır.
Örneğin; “Rüzgârın serin eli yüzümü okşadı.” cümlesindeki “el” ve “okşamak” kavramları aslında insana aittir; oysa bu cümlede rüzgâra aktarılmıştır.
“Tekerlekler yollara bir şeyler anlatıyor.” cümlesindeki “anlatmak” eylemi aslında insana ait bir özelliktir ve bu cümlede tekerleklere aktarılmıştır.
2. Doğadan İnsana Aktarma: Bir doğa varlığına ait özellik, insana aktarılır.
Örneğin; “Bizim çocuk artık olgunlaştı.” cümlesindeki “olgunlaşmak”, aslında meyvelere ait bir özelliktir; oysa bu cümlede insana aktarılmıştır.
“Ali eskisi gibi değil, duruldu.” cümlesindeki “durulmak”, aslında coşkun akan sulara ait bir özelliktir; oysa bu cümlede insana aktarılmıştır.
3. Doğadan Doğaya Aktarma: Bir doğa varlığına ait özelliğin, insan dışında başka bir doğa varlığına aktarılmasıdır.
Örneğin; “Yüce dağların başında, salkım salkım olan bulut.” dizesindeki “salkım”, aslında üzüme ait bir özellikken bu cümlede buluta aktarılmıştır.
“Minik fare kükredi.” cümlesindeki “kükremek”, aslında aslana ait bir özellikken bu cümlede fareye aktarılmıştır.
4. Duyudan Duyuya Aktarma: Beş duyumuzdan birine ait (görme, işitme, tatma, koklama, dokunma) bir kavramın başka bir duyuya aktarılmasıdır.
Örneğin; “Soğuk bakışları hepimizi ürküttü.” cümlesindeki “soğukluk”, aslında dokunma duyusuna ait bir kavramken bu cümlede görme duyusuna aktarılmıştır.
“Tatlı bir ezgi geliyor uzaklardan.” cümlesindeki “tatlı” sıfatı, aslında tatma duyusuna aitken bu cümlede duyma duyusuna aktarılmıştır.
SAYFA 96
11. etkinlik
Gözlem “iç gözle”' ve “dış gözlem” olmak üzere iki şekilde olur. Kişinin kendi duygu, düşünce ve davranışlarını incelemesi iç gözlemdir. Bizim dışımızdaki varlıklara yönelik gözlemlerimiz ise dış gözlem sayılır.
Aşağıdaki tabloyu "Vurgun Yiyen Mahir Balıkçı" ve "Dokuzuncu Hariciye Koğuşu" metinlerinden hareketle doldurunuz.
CEVAP
İç Gözlem : Züleyha, Nil'in, şafağın görülebileceği bu en derin noktasında biraz dinlenmek, güneşi karşılamak istedi.
Züleyha'nın içi acıdı ve içinden, mahir dalgıçlar da vurgun yer demek ki diye geçirdi.
Evimizin bütün ruhu, kederleri ve neşesi orada görünür, her günün hâdiseleri tavana, duvarlara, döşemeye bir leke, bir çizgi, bir buruşuk ve bazen de ancak bizim görebileceğimiz gizli bir işaret ilave eder.
Bu sofa canlıdır; bizimle beraber kımıldar, değişir, bizimle beraber dağılır, toplanır, bizimle beraber uyur uyanır; bu sofa aramızda sanki üçüncü bir simadır ve güldüğü, ağladığı bile olur.
Her zamanki âdetimle alt kat sofada epeyce durarak hareketsiz etrafıma bakındım.
Dış Gözlem : Sabaha karşı, incecik bir mekiğe benzeyen kayığıyla Nil'in üzerinde gezintiye çıkmıştı.Bir yere geldiler ki Züleyha kayıkçıya durmasını işaret ettiYan tarafta hafif ve sağlam bir tekne vardıBalıkçılardan en genç ve tecrübesiz olanı, teknenin kenarına yaklaştı ve Züleyha'ya baktı.Ağzından, burnundan ve kulaklarından kanlar boşanmaktaydı.Eşiklerinde soluk yüzlü, çıplak ayaklı, ürkek ve sessiz ço*cukların. ellerinde ekmek kabuğuyla ve çerden çöpten yapıl*mış oyuncaklarla, ağır ağır. düşünerek ve gülmeden oynadıkları bu evlerin arasında kendi evimi ararım.Bu sofa dört köşedir: Ortada sokak kapısı, iki yanında birer pencere. Pencerenin yanında bir ot minderi. Minderin yanında yemek masası. Masanın yanında iki sandalye.
SAYFA 98
10. etkinlik
Metindeki sıfatları bulunuz.
CEVAP:
Bazı, bir, paslanmaya yüz tutmuş, uzun, eski, güzel, çirkin, neşeli, üzgün, bu, yarı aydınlık, tozlu, her, gülümseyen, uzak, birkaç, her, ayrı, gelen, böyle, sandık sandık, o, heyecan verici, yolunu şaşırmış, muzdarip, loş, tozlu, buruk, kaybolan.
Bulduğunuz sıfatlardan hangileri isimleri; işaret, sayı, belgisizlik veya soru yoluyla belirtmiştir? Belirtme sıfatlarını sınıflandırınız.
CEVAP:
İşaret sıfatı: bu, böyle, o
Sayı sıfatı: …
Belgisiz sıfat: bazı, bir, her, birkaç, her
Soru sıfatı: …
Bu çalışmadan hareketle niteleme sıfatlarıyla belirtme sıfatlarının farkını belirtiniz.
CEVAP:
Niteleme sıfatları, isimleri nitelik yönden belirtir; yani isimlerin rengini, durumunu, biçimini, kısaca nasıllığını gösterir. Belirtme sıfatları ise, isimleri işaret, sayı, belgisizlik veya soru yoluyla belirtir.
13. etkinlik
Şiirden varlıkların rengini, durumunu ve biçimini gösteren kelimeleri bulunuz.
CEVAP:
“Yorgun, beyaz, ölgün, titrek, hırçın, yabancı, bekleyen, kimsesiz, katı, solgun, açılan.”
Bu kelimeler hangi sorunun cevabı olabilir? Niçin?
CEVAP:
Bu kelimeler, niteledikleri isimlere sorulan “nasıl?” sorusunun cevabıdır. Çünkü bu kelimeler; isimlerin rengini, durumunu ve biçimini göstermektedir.
SAYFA 99
14. etkinlik
Metindeki sıfatları yapılarına göre sınıflandırınız.
Basit : O, bir, çirkin, bu, başka, sakar, her, fukara, kuru, viran, ilk
Türemiş : Tahtadan, çinkodan, kurma, dolu, çehresindeki, büyük, olan, akan, ıssız, gelen, yüksek
Birleşik : Çalpara, can sıkıcı, her çeşit, her cins, ferman dinlemez, sırma cepkenli, altı aşınmış, bir çift, yenleri kısalmış, bir tek, dizleri çıkık, oyuna sarf edecek, bir dilim, Arnavut kaldırımlı, boz renkli
SAYFA 100
18. etkinlik
Aşağıdaki tabloyu inceleyin, boşluklara açıklama ve örneklere uygun cümleler yazınız.
CEVAP:
19. etkinlik
20. etkinlik
Metinde geçen "yeni" kelimesinin aldığı ekin kelimeye nasıl bir anlam kattığını belirtiniz.
CEVAP: Pekiştirme anlamı katmıştır.
Bu ekle küçültme eklerini kelimeye kattığı anlam bakımından karşılaştırınız. Sonuçları defterinize yazınız.
CEVAP:
Pekiştirme ekleri (-m, -p, -r, -s), kelimeye “pek, çok, fazla, aşırı” gibi anlamlar katar; küçültme ekleri (-msi, -mtrak, -cik, -ce, -cek) ise, kelimenin anlamında “kısma, daraltma ve küçültme” yaparak, kelimeye “-e yakın” anlamı katar.
21. etkinlik
Tabloyu iki şiirden seçeceğiniz örneklerle doldurunuz.
Küçültme Sıfatları Pekiştirme Sıfatları
Katrecik, incecik, acımsı Yemyeşil, kıpkızıl, sırılsıklam, paramparça, permeperişan
Ölçme ve Değerlendirme
A. Betimleyici anlatım ile ilgili aşağıdaki özellikleri doğru-yanlış (D/Y) olarak değerlendiriniz.
( D) Gözlem yoluyla edineceğimiz birikimler ana düşünceyi geliştirecek canlı, etkili, öznel bilgilerdir.
(D) Gözlemlerle beslenmemiş bir anlatım, ana düşünceyi yansıtamaz. Bu nedenle gözlem, bilgi toplama ve ana düşünceyi geliştirme yollarının kaçınılmaz bir boyutudur. Ancak gözlem “bakma” değil “inceleme”dir. Gözlem yapacak bir kişi, konuya ilişkin ön bilgiye sahip olmalıdır.
(D) İyi bir gözlemle desteklenmiş yazı ürünleri yazarını okuyucu ile buluşturmada önemli bir rol oynar. Bu nedenle şairler, hikayeciler, roman ve oyun yazarları gözleme büyük değer verirler.
(D) Öykü, roman, tiyatro gibi olay ağırlıklı türlerle makale, fıkra gibi düşünce ağırlıklı türlerde gözlemden yararlanılır.
(D) Başarılı bir betimlemede sadece göz değil beş duyunun hepsi kullanılır. Objenin tadı, rengi, kokusu ve uyandırdığı ruh hâli verilir.
(D) Betimleme bilgilendirme amaçlı da kullanılır. Bu gibi betimlemelerde kesinlik vardır ve kişisel görüşlere çok başvurulmaz.
(Y) Heyecan uyandırmayı amaçlayan edebî tasvirlerde nesnel bir tavır benimsenir.
(D) Görünen her şeyin nakledilmesi, okura verilmesi gereksizdir. Bu yüzden genel fikir vermek için seçici davranmalı. Bir korku duygusu verilmek isteniyorsa daha çok kötü duygular anımsatan nesneler ve objelere dikkat çekilmelidir.
(D) Yazar dış dünyadan duyu organlarıyla edindiği intibaları kendi evreninde canlandırır ve dil vasıtasıyla okura sunar. Okuyucu görmediği bu evrenin içine girer ve onunla özdeşleşir, bu evrenin kendine özgü gerçekliğine katılır.
(D) Betimleme gözleme dayanır. Tek başına bir yazı türü değildir. Diğer türlerle birlikte başka anlatım metotlarıyla, daha çok hikâye ile birlikte kullanır.
(D) Gözlem sırasında ayrıntılar belirlenmeli, gerekli notlar alınmalı ve düşünce ile bağ kurularak değerlendirme yapılmalıdır.
(D) Bir futbol maçının gençler üzerindeki etkisine ilişkin yazı hazırlamak isteyen kişi, evinde televizyon seyrederek gözlem yaparsa inandırıcı olamaz. Böyle bir yazı yazılmadan önce birkaç futbol maçına gitmek ve olayları gözlemleyerek notlar almak gerekir.
(D) Gözlem "iç gözlem", "dış gözlem" olmak üzere iki şekilde olur. Kişinin kendi duygu, düşünce ve davranışlarını incelemesi iç gözlemdir. Bizim dışımızdaki varlıklara yönelik gözlemlerimiz ise dış gözlem sayılır.
B. Aşağıdaki soruları cevaplayınız.
v Sıfatlar neden isimlerle birlikte kullanılmaktadır? Örnekler vererek açıklayınız.
CEVAP:
Sıfatlar isimlerden önce gelerek onları renk, durum, hareket, biçim, sayı, işaret ve soru yönlerinden tamamlar; onları niteler veya belirtir. Örneğin; aşağıdaki parçada altı çizili sözcükler, önlerindeki adları nitelemiş ya da belirtmiştir:
“O zaman gördü ki, küçük çocuk, memleketlisi, mini mini yavru ağlıyor... Yanaklarından gözyaşları birbiri arkasına, temiz vagon pencerelerindeki yağmur damlaları nasıl acele acele, sarsıla çarpışa dökülürse öyle, bağrının sarsıntılarıyla yerlerinden oynayarak, vuruşarak içlerinde güneşli mavi gök, pırıl pırıl akıyor.”
v İşaret zamirleriyle işaret sıfatlarını birbirinden nasıl ayırabiliriz? Örnekler veriniz.
CEVAP:
İşaret zamirleri işaret edilen ismin yerine geçerken, işaret sıfatları ismin yerini işaret eder ve isimle beraber kullanılır. Ayrıca işaret sıfatları hiçbir zaman çekim eki almaz:
Bu köy, yıllar önce bir yangın geçirdi.(İşaret sıfatı)
Burası yıllar önce bir yangın geçirdi. (İşaret zamiri)
Çocuklar o ağacı sulamışlar. (İşaret sıfatı)
Çocuklar onu sulamışlar. (İşaret zamiri)
O öyküyü bir solukta okumuştum.(İşaret sıfatı)
O, beğenerek izlediğim bir filmdi: (İşaret zamiri)
C. Aşağıdaki boş bırakılan yerlere uygun sıfatları yazınız.
Kedi zarif ve temiz bir hayvandır. Yalnız irilerini, kabarık tüylülerini demek istemiyorum, en çelimsizinde, sakatında bile bir zariflik vardır. Hele temizlenmesine bayılırım. Hani ön ayaklarından birini şöyle yana sarkıtıp da göğsünü yalaması vardır, baktıkça içim açılır.
Bundan daha orijinal bir şey biliyor musunuz?
D. Aşağıdaki soru sıfatlarını cevaplayıp bu sözcüklerin hangi sıfat türünden olduğunu yazınız.
Hangi kediyi beğendiniz?
- Şu kediyi beğendim. (işaret sıfatı)
Sizin evinizin kaç odası var?
- Bizim evimizin dört odası var. (asıl sayı sıfatı)
Nasıl kitaplardan hoşlanırsınız?
- Sürükleyici kitaplardan hoşlanıyorum. (niteleme sıfatı)
Neredeki okula gidiyormuş?
- Şehrin girişindeki okula gidiyormuş. (işaret sıfatı)
Kardeşin kaçıncı sınıfa gidiyor?
- Kardeşim 5. sınıfa gidiyor. (sıra sayı sıfatı)
Dolaptan kaçar dilim pasta aldınız?
- Dolaptan ikişer dilim pasta aldık. (üleştirme sayı sıfatı)
Ne biçim bir adam bu?
- Saygısız bir adam bu. (niteleme sıfatı)
E. Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerlere uygun sıfatlarla doldurunuz.
Seni akşam eski arkadaşın aradı.
Ertesi gün bütün bunlar başıma geldi.
Yaşlı adamın öldüğü her hâlinden belli oluyordu.
Yanımızdan hızla geçen araba ileride kaza yapmış.
Bir dilim ekmek alıp yemeye başladı.
O çocuğu bir yerden tanıyorum.
F. Aşağıdaki çoktan seçmeli soruları cevaplayınız.
1. Aşağıdakilerden hangisi bir gözlemde algılarımızın dışında kullanacağımız unsurlardan değildir?
A) Hatırda kalmış olayları ifade etmek
B) Hatırda kalmış varlıkları hatırlamak
C) Hayale dayanmak
D) Gördüklerimizin arkasındakini sezmeye çalışmak
E) Duyu organlarımızla elde ettiğimiz bilgilerle anlatımı desteklemek
2. (I) İşte, yine bir kuyu başı göründü. (II) Kafile duruyor, uykuyu çoktan unutmuş herkes. (III) Sadece yarım saatçik dinlenmek istiyorlar. (IV) Hemen oracığa eriyip su kesilmiş kurşun gibi yayılıyorlar. (V) Az sonra vadinin arkasından bir başka muhacir kafilesi görünüyor.
Yukarıdaki cümlelerin hangisinde sıfat kullanılmamıştır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
3. (I) Öyküleme tekniğinde yazarın amacı, okuyucuyu bir olay içinde yaşatmak; betimlemede ise okuyucunun görmediği bir görüntüyü, olayı, yeri okuyucunun kafasında canlandırmaktır. (II) Öykülemede yazar özellikle görme duyusundan yararlanarak okuyucunun hayalinde sözcüklerle âdeta resim yapar; betimlemede ise olay akışı vardır. (III) Betimlemede olaylar birbiri üzerine gelişir ve zaman durmadan geçer. (IV) Öykülemede genellikle haber kipleriyle çekimlenmiş fiiller kullanılır. (V) Öyküleme tekniğinin en önemli iki özelliği; zaman akışı ve bir romandan alınmış izlenimi vermesidir.
Aşağıdakilerden hangisi ruh çözümlemesi olan betimlemenin adıdır?
A) I. ve II. B) II. ve III. C) III. ve IV. D) IV. ve V. E) III. ve V.
4. Ünlü sanayici son yolculuğuna, yaptırdığı o büyük camiden sessizce uğurlandı.
I II III IV V
Numaralanmış sözcüklerden hangisinin türü diğerlerinden farklıdır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
5. Aşağıdakilerden hangisi betimlemenin işlevlerinden değildir?
A) Bilgi vermek, tanıtmak
B) Sanat ve simgesel işleve sahip olmak
C) Gerçeği sadece gözlem yoluyla aktarmak
D) Yaşanmış olayların sahnesini tanıtmak
E) Olayların sahne ve aksesuarını tanıtmak
6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde sıfat kullanılmamıştır?
A) Yalan yanlış şarkılar söylerdin en fazla.
B) Dur, geçme! Dediğimiz en güzel anda gittin.
C) Çiçeği burnunda bir patron olmuşsun.
D) Her akşamki yoluma koyulmuş, gidiyorum.
E) Çekip giderken yine seni düşünüyorum.
7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru anlamı bir sıfatla sağlanmıştır?
A) Hangi insan yapabilir böyle bir saygısızlığı tabiata, tüm canlılara?
B) Ne bileyim, nasıl anlatayım size küçücük bir kuşun kanat çırpmasındaki heyecanı?
C) Herkes benim gibi ağlar mı bulutların çekip gitmesine?
D) Nereden geldi bu yalnızlık hissi yine bana. Yemen'den mi Hint'ten mi?
E) Ne zaman çöller yeşillenir, bilen duyan var mı dünyada?
8. Hangi gazeteye baksam her sayfası reklam... Bunların hatalarını gizlemek için bol bol resim koymalarından bıktım. Bu kötü gazetelerin fiyatı ta nerelere yükseldi.
Bu parçada aşağıdaki sıfat türlerinden hangisi yoktur?
A) Soru sıfatı B) Niteleme sıfatı C) Sayı sıfatı
D) Belgisiz sıfat E) İşaret sıfatı
9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde sıfat kullanılmamıştır?
A) Açıkgöz insanları yönetici yaparlarmış.
B) Kar yağınca ortalık birden bembeyaz oldu.
C) Bir çorak yer oldum, başaksızım ben.
D) Benim de birkaç dakikalık saltanatım olacak.
E) Hüzünlü gönlüm mutlulukla dolacak.
10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ikileme diğerlerinden farklı görevde kullanılmıştır?
A) Eğri büğrü yollardan geçerek geldik bu kasabaya.
B) Bahçesinde kırmızı kırmızı güller yeni açmış gibiydi.
C) Çocuk mini mini elleriyle yazı yazıyordu.
D) Adam ne yapacağını uzun uzun düşündü.
E) Çocukluğunda bile kısa kısa hikâyeler yazardı.
11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde hem belirtme hem niteleme sıfatı kullanılmıştır?
A) Ben bir garip diyara geldim.
B) Kimse bu hâlimi bilmez benim.
C) Güzel, temiz dilim var benim.
D) Bu dilimi şu insanlar bilmez benim.
E) Deli gönlüm asla uslanmaz benim.
12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde adlaşmış sıfat kullanılmıştır?
A) Aç katık istemez, uyku yastık istemezmiş.
B) Çınar ağacının koyu gölgesinde oturuyordu.
C) Bu hafta sonu onlar balık tutmaya gidiyor.
D) Ağaçların sarı yaprakları artık dökülüyor.
E) Anlatılan hikâyeleri herkes zevkle dinliyordu.
C. Coşku ve Heyecana Bağlı (Lirik) Anlatım - Zamir (Adıl)
SAYFA 107 - Hazırlık
Metindeki boşlukları parantez içindeki uygun sözcüklerle doldurup tekrar okuyunuz.
CEVAP:
O gitti bilmem nereye? Galiba Plevne'ye gitti ve gelmedi. Ve bir daha hiç gelmedi.
Ben, bundan yirmi sene evvel, bugün sizin olduğunuz gibi, ey aziz kardeşlerim, bir şehidin yetimi olmuştum. Benimki de sizinkiler gibi hayatını barut dumanına sarmış, gitmişti. Bugünkü siz, yirmi sene evvel bensiniz; ben, sizin hissiyatınızı, bütün ruhunuzu bilirim. Ben o yaranın samimi bir aşinasıyım. O yarayı seviniz; o, sizin ebedî bir nişane-i iftiharınızdır. Söyledim, söyledim, çocukluğumun bütün kalb-i melulünü söyledim. Çünkü herkes size vermek istiyor; ben, sizden olmak, âlâmınıza iştirak etmek suretiyle sizin derdinizin bir kısmını almak istiyorum.
Cenap SAHABETTİN
Dostları ilə paylaş: |