“(Ey Peygamber!)İnsanlar sana Son Saat(Kıyamet) hakkında soruyorlar.
De ki:”Onun bilgisi sadece Allah Katındadır.Sana (bildirilecek olsa,onu O’ndan başka)kim bildirebilir ki!Son Saat belki yakındır,(belki de uzak!)”
Ahzab(106);Âyet:63
Âyet,“Sen nerde,onun(Kıyamet’in)vaktini bilmek nerde?”(Naziat/48:43)âyeti ışığında değerlendirilmelidir.
Son günlerde Kıyamet’in kopuş saatini verenlerin kulakları çınlasın! * “Şüphe yok ki Allah,inkârcıları rahmetinden mahrum etmiş ve onlar için çılgın
bir ateş hazırlamıştır.”
“Onlar orada ebediyen kalacaklar,ne bir dost ne de bir yardımcı bulacaklar.”
“Ateşe yüzlerinin ters çevrildiği o gün;”Ah keşke Allah’a itaat etseydik,Rasul’e
itaat etseydik!”diyecekler.”
“Yine (onlar):”Rabbimiz!”diyecekler,”Fakat biz ileri gelenlerimize,büyüklerimize
uyduk,sonuçta onlar da bizi yol(un)dan saptırdı.”
“Rabbimiz!Ne olur onlara kat be kat azap ver ve onları rahmetinden tamamen
dışla!”
Ahzab(106);Âyet:64,65,66,67 Allah’a,Peygamber’e değil de,onların dışındaki beşeri güçlere itaat eden(ler)in,
onların peşi sıra gidenlerin,bunun sonucuna katlanmayı göze almaları gerekir. * “Ey iman edenler!Musa’ya eziyet eden(İsrailoğulları)gibi olmayın!(Peygambe-
rinize eziyet etmeyin!)Hatırlayın ki Allah,onların itham ettikleri şeylerden onu(Musa’yı)temize
çıkardı;(Hz.Peygamber’i de çıkarır.)Ve o Allah Katında zaten hatırlı biriydi.”(Hz.Peygamber de
öyledir.)
“Siz ey iman edenler!Allah’a karşı sorumlu davranın ve sözü(nüzü)dosdoğru ve
yerli yerinde söyleyin!”
“(O zaman)O da sizin işlerinizi yoluna koyar ve günahlarınızı bağışlar.Zira her
kim Allah’a ve Rasul’üne uyarsa(itaat ederse),iyi bilsin ki o nihai ve büyük kurtuluşa ermiştir.”
Ahzab(106);Âyet:69,70,71 İşte işlerimizin yoluna girmesi,günahlarımızın bağışlanması ve nihai ve büyük kurtuluşa ermemizin tek yolu.Allah’ın ve O’nun Elçisi’ne uymak,itaat etmek,sözü dosdoğru ve yerli yerinde söylemek,özü sözü bir olmak..
Kur’an’a göre söz söyleme sanatının vazgeçilmezleri şunlardır:1)-Bu âyette
olduğu gibi her zaman hakkı ve doğruyu söylemek.Hakkın zıddı bâtıl,doğrunun zıddı yalandır.
2)-Münasip bir şekilde ve uygun bir üslûpla söylemek.(Nisâ:104/5,8)3)-Konuşulan konu hakkın-
da doyurucu,detaylı,eksik ve gedik bırakmadan konuşmak.(Nisâ:104/63)4)-Yumuşak,ikna edici
bir üslûpla konuşmak.(Tâhâ:44/44)
Hiç de zor olmayan,ama bazılarına çok güç gelen bir davranış/yaşama şekli.Özgür irademizle seçme hakkımız her zaman saklıdır.
***
179 “Sen ey Peygamber!(Ve siz ey mü’minler!)Kadınlarınızı boşamak(istediğinizde) (boşamak zorunda kaldığınızda)onları bekleme(iddet) sürelerini gözeterek boşayın ve iddeti
sayın!Allah’a karşı sorumlu olduğunuzu bilin.(…olan sorumluluğunuzu unutmayın!)
Onları(içinde yaşadıkları)evlerinden çıkarmayınız ve onlar da çıkmasınlar.Tabi
ki ayan açık bir ahlâksızlık yapmaları hali müstesna.(Böyle bir davranışta bulunurlarsa çıkara- bilirsiniz ya da boşadığınız takdirde fuhşa sürüklenme tehlikeleri varsa boşamaktan vazgeçin!)
Bunlar Allah’ın çizdiği sınırlardır.Ve kim Allah’ın çizdiği sınırları aşarsa,o kend- ne zulmetmiş(haksızlık etmiş)olur.(Ve)sen bilemezsin(ey insan),belki de Allah bu(bekleyişin)
Talâk(107);Âyet:1 Bu âyette hitap tekil olduğu halde,ardından gelen cümleler çoğul olduğundan,
hitap Hz.Peygamber(AS)’in şahsında tüm mü’minlere şamil olmaktadır.
(Bu konuda daha geniş ve tamamlayıcı bilgi edinmek isteyenler için sûrenin
sonraki âyetlerine ve tefsirine bakılabilir.(Bkz.Talâk(107),Âyet:2,3,4,6,7) * “İmdi,Rablerinin ve O’nun elçilerinin emrini dinlemeyen nice topluluklar gelip geçmiştir.Sonunda Biz hepsiyle pek çetin bir biçimde hesaplaşmış,inanılmaz bir azaba çarptır- mışızdır.”
“Nihayet,yaptıklarının vebalini tatmışlar,işledikleri şeyler sonucunda yıkıma
uğramışlardır.”
“(Dahası)Allah onlar için(âhirette)çetin bir azap hazırlamıştır.
Şu halde ey akletme yeteneğini kâmil mânada kullanan(aklı selim sahibi kul)lar!
Allah’a karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun!(Ey bu vahye)iman edenler;siz de!...Zira Allah size uyarıcı bir mesaj indirmiş,”
“İman eden ve ıslah edici iyiliklerde bulunanları(küfrün)karanlıklarından(imanın) aydınlığına çıkarmak için Allah’ın apaçık âyetlerini okuyan bir elçi göndermiştir.
Her kim Allah’a inanır ve ıslah edici iyilikler yaparsa,içinde ebedi kalmak üzere (Allah)onu zemininden ırmaklar çağlayan cennetlere koyar.Böylece Allah ona tarifsiz güzellikte bir rızık vermiş olur.”
Talâk(107);Âyet:8,9,10,11
Her şeylerini borçlu oldukları Rablerinin ve O’nun mesajını(buyruklarını) insanlara tebliğ eden(ulaştıran)elçilerinin emrini dinlemeyen nice toplulukların akıbetlerinin ne olduğu malümken,Allah’ın apaçık âyetlerini(buyruklarını ve yasaklarını)okuyan bir elçi
(veya elçiler) de gönderildiği halde,Allah’a karşı sorumluluk bilincini halâ kuşanmayanlar için
ateş azabı takdir edilmesi karşısında,Allah’a inanan ve ıslah edici iyilikler yapan aklı selim
Fakat eğer hastaysanız,ya da yolcuysanız,yahut doğal ihtiyacınızı gidermişseniz veya kadınlarla
birlikte olmuşsanız ve su da bulamıyorsanız,o zaman temiz bir toprağa yönelerek onunla yüzle-
rinizi ve kollarınızı meshedin.Allah sizi zora sokmak istemez;fakat sizi pırıl,pırıl yapmak venimet-
lerinin tamamını size bahşetmek ister ki, şükredenlerden olasınız.”
“Ve hatırlayın Allah’ın size olan nimetini ve “İşittik ve itaat ettik!”dediğinizzaman
Allah’a karşı kendinizi bağladığınız taahhüdü.Allah’a karşı da sorumluluğunuzun bilincinde
olun!Kuşku yok ki Allah kalplerin içini bilir.”
Maide(108);Âyet:1,2,3,4,5,6,7 181 “Siz ey iman edenler!Allah için,hakkı ayağa kaldırarak adâletin timsali olun
ve birilerine olan nefretiniz sizi adâletten sapmaya sevk etmesin!Adil olun,bu Allah’ın koruması
altına girmenin en kestirme(en emin)yoludur.Artık Allah’a karşı sorumluluğunuzun bilin-
cinde olun!Şüphe yok ki Allah,bütün yaptıklarınızdan(yaptığınız her şeyden)haberdardır.
Allah,inanan ve ıslah edici iyi işler yapanlara günahlarının affedileceğini ve
muhteşem bir ödüle kavuşacaklarını vaad etmiştir.”
“İnkâra saplanan ve mesajlarımızı yalanlayanlara gelince,işte onlardır cehen-
nemlik olanlar.”
“Siz ey iman edenler!Hatırlayın Allah’ın üzerinizdeki nimetini!Hani size bir
toplum el uzatmaya kalkışmıştı da,sizi onların elinden kurtarmıştı!Şu halde Allah’a karşı
sorumluluğunuzun bilincinde olun!Ve mü’minler artık yalnızca Allah’a güvensinler.”
Maide(108);Âyet:8,9,10,11 “Siz ey iman edenler!Allah’a karşı saygılı olun ve (hayırlı eylemler üretme
yolunu seçerek)O’na yaklaşma çabası içinde bulunun ve O’nun yolunda tüm gayretinizi harca-
yın ki,kurtuluşa erebilesiniz.”
Maide(108);Âyet:35 “Siz ey iman edenler!Elbette Allah ellerinizin ve silâhlarınızın menziline giren
avı yasaklayarak,aşkın olan Zâtından korkanları seçip ayırmak için sizi sınayacak.Kim bundan
sonra haddi aşarsa,işte onu acıklı bir azap bekler.”
“Siz ey iman edenler!Hac için ihrama girdiğinizde av hayvanı öldürmeyin!Sizden
kim kasıtlı olarak onu öldürürse,âdil iki kişinin takdiriyle öldürdüğüne eş değerdeki hayvanı
kurban edilmek üzere Kâbe’ye getirerek öldürdüğüne denk bir bedel öder.Ya da yoksullarıdoyur-
mak veya ona denk olacak kadar oruç tutmak suretiyle günahının kefaretini öder.Ve(böylece)
yaptığı işin vebalini hisseder.Allah geçmişi silmiştir,fakat kim yeniden(bir günah)işlerse,Allah
ona yaptığının acısını tattırır.Zira Allah şerefin kaynağıdır,kimsenin yaptığını yanına kâr
bırakmayandır.”
“Sularda yapılan her tür avlanma ve onunla beslenme sizin için helâldir.Bu,
sizin de,yolcuların da yararınadır.Fakat,ihramlı olduğunuz sürece kara avı size yasaklanmış-
tır.Şu halde,topyekün Huzuruna varacağınız Allah’a karşı sorumluluğunuzun bilincine varın!”
Maide(108);Âyet:94,95,96 “Allah,Beytu’l Haram olan Kâbe’yi bütün insanlık için bir kıyam (sembolü)
kıldı.Ve haram(hürmetli)ay ile boyunları bağlı ve bağsız kurbanlıkları da(sembol kıldı).Bu,
Allah’ın göklerde ve yerde olan her şeyden haberdar olduğunu ve Allah’ın her şeyin bilgisine
vakıf olduğunu bilesiniz diyedir.”
Maide(108);Âyet:97 Yukarıdaki pasajlar,her ne kadar doğrudan Hz.Peygamber(AS)’in hayatıyla
doğrudan bağlantılı gibi görünmüyorsa da,vahyin inşa etmekte olduğu ideal İslâm toplumu-
nun oluşmasında birinci derecede rol oynayan baş mimar olduğu göz önünde bulundurulduğu
takdirde,bu toplumun sosyal,ekonomik,dini yapısını belirleyici prensipleri(emir ve yasakları)
içeren âyetlerin çalışmanın bütünlüğü içinde yer almasının uygun ve yerinde olacağı mülâhaza
edilmiştir.
(Daha detaylı/kapsamlı bilgiye ulaşmak isteyenler,çalışmanın sonunda belirtilen
ya da Kur’an’la ilgili başka kaynaklara baş vurabilirler.) *
182
“Ey önceki vahyin mensupları(olan Yahudiler)!Kitaptan gizlediğiniz
birçok hakikati size açıklamak ve (zaten bilinen)bir kısmından da geçmek üzere Elçimiz
gelmiştir.Artık size Allah’tan bir ışık ve net bir mesaj ulaşmıştır.”
“Onunla Allah,Kendi rızasını gözetenleri ebedi kurtuluş yollarına ulaştırır;
Rahmetiyle(izniyle)onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır ve dosdoğru bir yola yönlendirir.”
“Allah Meryem oğlu Mesih’tir”diyenler kesinlikle küfre sapmışlardır.De ki:
“Eğer Meryem oğlu Mesih’i ve onun annesini ve yeryüzünde yaşayan herkesi helâk etmek
isteseydi kim Allah’a engel olabilirdi?Zira göklerin,yerin ve onlar arasındakilerin otoritesi dilediğini yaratan Allah’a aittir.Ve Allah’ın gücü her şeye yeter!”
“Hıristiyanlar ve Yahudiler :”Bizler Allah’ın çocukları ve can dostlarıyız!” dediler. De ki:”Öyleyse neden günahlarınız yüzünden(O) sizi cezalandırıyor?Aksine siz O’nun yarattığı insanlardan sadece bir kısmısınız.(O’nun yasaları sizin için de geçerlidir,birayrı-
calığınız yoktur.)O,müstahak olanın bağışlanmasını diler,(cezayı)dileyeni de cezalandırmayı diler.Zira göklerde,yerde ve her ikisi arasındaki şeylerin tümü üzerinde Hükümranlık Allah’a aittir ve dönüş O’nadır.”
“Ey önceki vahyin takipçileri!Peygambersiz geçen uzun bir fetretin(peygamberle-
rin arasının kesildiği bir dönemin)ardından:”Bize asla ne müjdecilerden biri geldi,ne de uyarı-
cılardan biri!”dersiniz diye,uyaran ve müjdeleyen Elçimiz(hakikati)açıklamak üzere işte size de
geldi.Zira Allah’ın gücü her şeye yeter.”
Maide(108);Âyet:15,16,17,18,19 Hz.Peygamber(AS)’in kişiliğinin ve mesajının evrenselliği,içinde bulunduğu
toplumun her inançtan olan kesimlerine,önceki vahyin takipçileri olan ancak peygambersiz
geçen uzunca bir fetret devri geçiren-fetret ehli olan-Yahudiler’e ve Hırıstiyanlara da gönderil-
miş olmasından anlaşılmaktadır.
*
“(Ey Nebi!)Onlara(müşriklere/münkirlere)Âdem’in iki oğlunun kıssasını gerçek
bir amaca matuf(ve ibret alınacak bir olay)olarak anlat!Hanisi ikisi de birer kurban sunmuşlar-
dı ve birinden kabul edildiği halde diğerinden kabul edilmemişti!”
(Öteki)cevap vermişti:”Allah,yalnızca sorumlu davrananların(muttakilerin)
kurbanını kabul eder.”(Bkz:Hac;36)
“Beni öldürmek için el kaldırsan bile,ben seni öldürmek için elimi(bile) oynatma-
yacağım!Çünkü ben Âlemlerin Rabbi Allah’tan korkarım!”
“Dilerim hem benim günahımı,hem de(beni öldürmenden dolayı)kazandığın gü-
nahı yüklenir,böylece cehennemin yolunu tutarsın.Zaten zalimlerin cezası da budur.”
“Fakat diğerinin benlik dâvâsı,onu kardeşini öldürmeye sevk etti.Sonunda onu
öldürdü,böylece kaybedenlerden oldu.”
“Bunun üzerine Allah,kardeşinin cesedini nasıl örteceğini(gömeceğini)göstersin
diye toprağı eşeleyen bir karga gönderdi.”Eyvah,yazıklar olsun bana!”dedi.”Ben şu karganın
yaptığını yapamayacak,kardeşinin cesedini örtemeyecek(gömemeyecek)kadar aciz biri miyim?”
En sonunda pişman olmuştu.”
“Bundan dolayı Biz İsraioğullarına(ve cümle insanlara)şöyle vahyetmiştik;Kim
cinayet suçu işlememiş veya yeryüzünde fesat çıkarmamış bir kişiyi öldürürse,bütün insanlığı
öldürmüş gibi olur.Dahası kim de bir hayat kurtarırsa,bütün insanlığı kurtarmış gibi olur.
Elçilerimiz onlara,hakikatin tüm delilleriyle gelmişlerdi,fakat daha sonra onla-
rın çoğu yeryüzünde her tür taşkınlığı sergilemekten çekinmediler.”
Maide(108);Âyet:27,28,29,30,31,32 183
İnsanlığın ilk cinayeti olarak bilinen bu olayın sebebi hased ve kıskançlıktır.
Bunun ne kadar tehlikeli olduğu,insanı ne hale düşürdüğü çarpıcı ilâhi bir üslûpla ibret alınması kastıyla gözler önüne serilmekte ,ardından gelen âyetlerde ölümsüz,olağanüstü evrensel bir ilke ortaya konmaktadır;”Cinayet suçu işlememiş ya da yeryüzünde fesat(fitne)
çıkarmamış(terör estirmemiş)birini öldürmek bütün insanlığı öldürmek,bir hayat kurtarmak
da bütün insanlığı kurtarmak gibidir.”Bu,İslâm’ın bütün zamanlarda/mekânlarda cümle
insanlığın değişmez bir değerler manzumesi –ve insana verilen değerin ne kadar büyük-olduğu-
nun ifadesidir,göstergesidir.
* “Ey Peygamber!Yürekten iman etmedikleri halde ağızlarıyla;”İman ettik!”diyen
kimseler arasından inkârda birbiriyle yarışanlar seni üzmesin!Yahudileşenler(Müslümanken sapıklaşanlar)arasından yalanı can kulağıyla dinleyen ve sana başvurmak yerine,başka insanla-