17 aralik 2010 cuma


http://www.cumhuriyet.com.tr/?hn=304612



Yüklə 499,34 Kb.
səhifə4/6
tarix01.08.2018
ölçüsü499,34 Kb.
#64964
1   2   3   4   5   6

http://www.cumhuriyet.com.tr/?hn=304612
SUYUN TiCARiLESTiRiLMESiNE HAYIR PLATFORMU

www.sthp.org

*

 



 

4. Bolum - Enerji Sorunlari ve Alternatif Enerji HABERLERi

 

 
3. ULUSAL ENERJi VERiMLiLiGi



FORUMU VE FUARI / 12-13 OCAK 2012 / iSTANBUL

3.Ulusal Enerji Verimliligi Forumu ve Fuari 31.Enerji Verimliligi Haftasi etkinlikleri kapsaminda, 12-13 Ocak 2012 tarihlerinde Istanbul WOW Convention Center’de gerceklestirilecek. Fuar enerji verimliligi konusunda calisan farkli sektorlerden kurumlari bir araya getirirken, forumun Illerde Enerji Verimliligi, Enerji ve Cevre Teknolojileri ve Aydinlatma ve LED Teknolojileri gibi konulara odaklanmasi bekleniyor.

Ayrintili Bilgi Icin…

http://www.uevf.com.tr/uevf/
YESiL CAG/GREENAGE

26-27 NiSAN 2012 - MSGSU

www.greenage2012.blogspot.com

Sayin ilgili,

Mimar Sinan Guzel Sanatlar Universitesi Mimarlik Fakultesi tarafindan 26-27 Nisan 2012 tarihlerinde duzenlenecek olan Ikinci “YESIL CAG/GREENAGE” Uluslararasi Sempozyumu duyurmaktan buyuk mutluluk duymaktayim.

Ekolojik bilincin toplumun tum kesimlerinde yayginlastirilmasini amaclayan bu uluslararasi sempozyum, tum dunyadan katilimcilarin bulusmasina ve farkli olceklerde yesil cozumlerin tartisilmasina olanak saglayacaktir. Sempozyum ile ilgili detayli bilgiler asagidaki web adresinde yer almaktadir.

Bu bilimsel platforma sizleri davet etmekten memnunluk duyar, katilimizi beklerim.

Saygilarimla,

Prof. Dr. Guzin KONUK

Mimarlik Fakultesi Dekani

Mimar Sinan Guzel Sanatlar Universitesi

Meclis-i Mebusan Cad. No:24

Findikli, 34427

Istanbul-Turkiye

Tel: +90 212 2521600 / 240

Fax: +90 212 2517567

e-mail: greenage2012@gmail.com

web: www.greenage2012.blogspot.com



BiLDiRi CAGRISI

IRENEC 2012 ULUSLARARASI %100 YENiLENEBiLiR ENERJi KONFERANS VE SERGiSi

28-30 HAZiRAN 2012 - ISTANBUL

http://www.irenec2012.com/icerik.php?id=46

"Bildiri Cagrisi"

IRENEC 2012

2. ULUSLARARASI %100 YENILENEBILIR ENERJI

KONFERANSI VE SERGISI

28-30 HAZIRAN 2012

Turkan Saylan Kultur Merkezi

Maltepe/Istanbul-Turkiye

Bildirilerin Gonderimi:

Ozet son teslim tarihi ( Ingilizce ve 250 kelimeyi gecmeyecek) : 11 Aralik 2011

Ozetler icin son onay tarihi : 01 Ocak 2012

Tam metinler icin son teslim tarihi (Ingilizce ve 5 sayfayi gecmeyecek) : 14 Ocak 2012

Tam metinler icin son onay tarihi : 15 Mart 2012

Daha fazla bilgi ve kayit icin lutfen www.irenec2012.com ve www.eurosolar.org.tr web sayfalarimizi ziyaret ediniz.

IRENEC 2012 Konferansinda sizi de aramizda gormekten cok memnun olacagiz.

Prof. Dr. Tanay Sidki Uyar

Konferans Baskani ve

EUROSOLAR Turkiye Baskani



tanaysuyar@gmail.com
ENERJi RAPORLARI

ARSiVi

http://www.yesilekonomi.com/yayinlar/rapor
RUZGAR ENERJiSi KLUBU

REK

www.ruzgarenerjisikulubu.com
AVRUPA YENiLENEBiLiR ENERJiLER BiRLiGi

EUROSOLAR

www.eurosolar.org.tr

*

 



 

5. Bolum - Kuresel Tukenis ve Cokus HABERLERi

 

 
BiRiNCi SINIF TARIM ALANINA



5 TERMiK SANTRAL

Hatay'in Erzin ilcesindeki iki koyde, yargi sureci devam etmesine ragmen 3 bin donumluk birinci sinif tarim alanina 5 termik santral kurulmasi icin ilk adim atildi.Erzin Cevre ve Tarihi Varliklarini Koruma Dernege Baskani Necdet Sokmen konu yargida gorusulurken insaat ruhsatinin verildigine ve santiye calismalarinin surdugune dikkat cekti.

Birinci sinif tarim alanina 5 santral

Hatay'in Erzin ilcesindeki iki koyde, yargi sureci devam etmesine ragmen 3 bin donumluk birinci sinif tarim alanina 5 termik santral kurulmasi icin ilk adim atildi.

Akin Bodur

Iskenderun- Termik santrallarin yapimi icin Erzin Belediyesi’nden ruhsat alan sirket, 750 donumluk alanda hafriyat ve duzeltme calismalarini baslatti. Termik santrallardan biri Yesiltepe koyu, dordu Asagi Burnaz koyunde kurulacak. Yoreye kurulacak termik santrallarin sadece kentin ya da Iskenderun Korfezi’nin sorunu olmadigini, cikan atik ve gazlarin bolgeyi hatta sinir otesini olumsuz etkileyecegini ifade eden Erzin Cevre ve Tarihi Varliklarini Koruma Dernege Baskani Necdet Sokmen de konu yargida gorusulurken insaat ruhsatinin verildigine ve santiye calismalarinin surdugune dikkat cekti.

Erzin Cevre Koruma Dernegi Baskani Cemal Ertac ve Erzin Termik Santral Karsiti Cevre Platformu donem sozcusu Mustafa Vural da duruma tepki gostererek santrallerin yapilacagi alanlarin tarim arazisi oldugunu ve bunun doga katliami olacagini soylediler.

http://www.cumhuriyet.com.tr/?hn=304340
FMO NUKLEER ENERJI RAPORU

2011

Fizik Muhendisleri Odasi tarafindan hazirlanan ” FMO NUKLEER ENERJI RAPORU 2011″ yayimlandi. Turkiye’de enerji ihtiyacinin bir kismini yaptiracagi nukleer santrallerle karsilamasi dusunulen bir donemde Fizik Muhendisleri Odasi olarak Hacettepe Universitesi Nukleer Enerji Muhendisligi ogretim elemanlari ve Yuksek Lisans ogrencileri tarafindan hazirlanan rapor ile nukleer enerji ve nukleer santraller konusunda bilgi veriliyor.

Raporun Tamamina Ulasmak Icin…

http://www.fmo.org.tr/haberler/duyuru-30/
2011 YILININ

IKLiM FELAKETLERi

http://fotoanaliz.hurriyet.com.tr/galeridetay.aspx?cid=52815&rid=4369&p=5

Puyehue-Cordon Caulle Yanardagi’nin etkileri, Kenya-Somali sinirinda yasanan kuraklik, Tayland ve Cin’de yasanan sellerden, ABD’de Irene Kasirgasi’na, 2011 yilinin iklim felaketlerinin carpici fotograflarini gormek icin tiklayiniz…


AFET YONETiMi

BEKLENiLMEYENi BEKLEMEK, EN KOTUSUNU YONETMEK

Prof Dr. Mikdat KADIOGLU



- PDF KiTAP - (Bilgisayariniza indirebilirsiniz)

http://turkafet.org/upload/dosyalar/Afet_Yonetimi._KADIOGLU_M..pdf
ACiL VE AFET TIBBI DERNEGi

WEB SAYFASI

http://turkafet.org
SUREKLi GUNCELLENEN

DUNYA AFET HARiTASI (KARMA HARiTA):

http://hisz.rsoe.hu/alertmap/index2.php
GENEL SAYFA:

http://visz.rsoe.hu/alertmap/index.php?lang=eng
DUNYA SALGINLARINI iZLEME SiSTEMi HARiTASI

http://www.idemc.org/index.php

*

 



 

6. Bolum - Bilim/Sanat ve ArGe HABERLERi

 

 
MADENCILIKTE CEVRE YONETIMI SEMINERI



TMMOB MADEN MUHENDISLERI ODASI

Odamizca, 12-13 Ocak 2012 tarihleri arasinda Afyonkarahisar‘da Madencilikte Cevre Yonetimi Semineri duzenlenecektir. Seminerde, mevzuattaki degisIkliklerin ve teknolojik gelismelerin sektor calisanlariyla paylasilmasi amaclanmistir.

Mevzuat, CED Kavrami, Cevre Yaklasimlari ve Madencilik, Madencilik Faaliyetlerinin Alici Ortamlar Uzerindeki Potansiyel Etkileri ve Tedbirler, Madencilikte Su Yonetimi, Cevresel Risk Yonetimi, Atik Yonetimi, Artiklarin Degerlendirilmesi, Mermer Isletmeciligi ve Cevre iliskisi, Tasocak isletmeciligi ve Cevre iliskisi, Dogaya Yeniden Kazandirma, Madencilik ve Cevre Iliskilerinin Ekonomik Boyutu gibi konularin islenecegi seminere katilim ucreti 350 TL + KDV‘dir. (2 gece konaklama, oglen ve aksam yemekleri, seminer kitap ve dokumanlari dahil). Refakatci bedeli ise 250 TL + KDV‘dir.

Seminer kayitlari devam etmektedir. Kayit islemlerinin tamamlanabilmesi icin basvuru formunun doldurularak banka dekontu ile birlikte Odamiza fakslanmasi gerekmektedir.

Basvuru formuna buradan ulasabilirsiniz.

Katilim Ucretinin Yatirilacagi Hesap No:

Turkiye Is Bankasi

Mesrutiyet Cad Kizilay-Ankara

TR610006400000142130945301

*Detayli bilgi icin;



http://www.maden.org.tr/genel/bizden_detay.php?kod=7105&tipi=2&sube=0

maden@maden.org.tr

TMMOB MADEN MUHENDISLERI ODASI

KIZILAY SELANIK CADDESI YESIM APT. NO:19/4 06650 CANKAYA - ANKARA

TEL: +90 312 4251080 Faks:312 4175290


EKOLOJiK ANAYASA

KiTAPCILARDA

http://dunyamirasi.com.tr/?p=1996

Ekolojik Anayasa Girisimi'nin Subat ayindan bugune kadar surdurdugu calismalarin sonucunda Ekolojik Anayasa kitabi yayimlandi. Yeni Insan Yayinevi tarafindan yayimlanan Ekolojik Anayasa kitabi icin yazarlar amaclarini ‘Insanin her seyin olcusu oldugu anlayisinin bir sonucu olarak gelinen bu noktada bir itirazimizi ortaya koymak uzere yola koyulduk. Insanin yegane hak oznesi oldugu geleneksel hukuk anlayisini sorgulamaya basladik. Biz, Yesiller olarak, gezegenimizde gelecekteki yasami tehdit eder bir noktaya gelen ekolojik yikim ortaminda doganin da bir hak oznesi olarak taninip taninmayacagi sorusunun sadece bir etik veya hukuk meselesi olarak degil, bir var olus sorunu olarak da kendini dayattigini goruyoruz. Bunu her ortamda dile getiriyoruz.’ seklinde ozetliyorlar.

Ekolojik Anayasa, Mahmut Boynudelik’in editorlugunde, Yuksel Selek – Omer Madra – Burcu Akyuz – Ayse Bilge Dicleli – Aysen Candas – Yucel Sayman – Mehmet Horus – Ayhan Bilgen – Yakup Okumusoglu – Levent Korkut – Serkan Koybasi’nin katkilariyla hazirlandi.
ERKEN CUMHURiYET DONEMiNDEKi

ALMANCA KONUSAN MiMARLAR

Modernizm “projesi”

Yirminci yuzyilin yirmili ve otuzlu yillarinda Turkiye’deki siyasi, toplumsal ve kulturel tartismalara; modern, uluslararasi ornekleri model alan ama yine de Turklere ozgu bir kimlik arayisi hakimdi. Yeni yonetimin hedefi, ulkenin gelismis uluslar arasinda layik oldugu yere kavusmasiydi. ( http://www.goethe.de/ins/tr/ank/prj/urs/arc/trindex.htm# ) Fakat ulusun gerceklestirecegi dev atilim, mevcut kaynaklarla tezat icindeydi. Her alanda bilgi ve beceri eksIkligi vardi. Ozellikle de ic politikayla ilgili nedenlerden oturu, Osmanli Imparatorlugu’nun kadrolarindan olabildigince feragat edilmek isteniyordu. Dolayisiyla, yeni baskent Ankara’da yepyeni bir devlet altyapisi kuruldu. Ankara’yi baskent yapma karari askeri, stratejik ve ideolojik dusuncelere dayaniyordu. Osmanli Imparatorlugu’nun baskenti Istanbul hem Osmanli'nin yonetim ve idari yapisini hem de savastan yenik cikan imparatorluga kendi kosullarini dayatmak isteyen Itilaf Devletleri’nin guc politikasini ve ekonomik cikarlarini simgeliyordu Bu nedenle, baskentin Bogaz’daki metropolden ulkenin ic kesimlerindeki kucuk tasra sehrine tasinmasi, eski ekonomik bagimlilik iliskilerine kesin bir bicimde son verildigi kadar ulkenin bati sinirindan geri cekilerek yeni ulusun bagrina donuldugu anlamina da geliyordu.

Ankara’nin baskent ilan edilmesi ozellikle de mimarlik icin buyuk firsatlar demekti; zira ulkenin baskentinin, tarih yuklu imparatorluk sehrinden, o donemde nufusu en fazla 30.000 olan onemsiz bir tasra kasabasina tasinmasi tum devlet altyapisinin yeni bastan kurulmasi anlamina geliyordu. Hukumet binalari ve idari binalarin yani sira universiteler, ilkogretim okullari, liseler, hastaneler, ulasim ve sanayi icin yapilarin da insa edilmesi gerekiyordu; fakat Cumhuriyet’in kuruldugu 1923 yilinda, yeni bir ulusun yaratilmasi icin gereken bilgi ve teknoloji cok kisitliydi. Bu nedenle atilimlar mecburen evreler halinde gerceklestirildi:

•1922 ila 1926 yillari arasindaki ilk evrede yeni ulus devletin temel organlari ve yapisi kuruldu ve gerceklestirilecek olan reformlarin kapsami ve sureci tanimlandi. Bu evrede Kemalist yonetim baska secenegi olmadigindan, Osmanli doneminde egitim gormus uzmanlarin –muhendisler, mimarlar, bilim adamlari ve ogretmenler– bilgi ve becerisine basvurdu.

•Asagi yukari 1927 yilindan otuzlu yillarin sonuna dek suren ikinci evrede yurtdisindan yabanci uzmanlar getirtildi. Onlara cifte rol bicilmisti: Bir yandan Kemalist projenin somut olarak uygulamasindan, ozellikle de devlet idaresi, agir sanayi, ulasim ve tasimacilik, ayrica medya ve iletisim icin gereken altyapinin kurulmasindan sorumlu olacaklardi; bir yandan da “modern” fikirler dogrultusunda yetistirilen ilk idari uzmanlarin egitimini ustleneceklerdi.

•Nihayet ucuncu evrede, yeni ilkeler ve ideolojiler dogrultusunda yetistirilen Turk uzmanlar ulusun insasi projesinin tamamlanmasi icin dumenin basina gececeklerdi.

Modernizm projesinde mimarligin rolu

Turkiye’de yirmili ve otuzlu yillarin modern mimarisi, Bati Avrupa’nin modern mimarisinden oncelikle tarihi, sonra da yapi programiyla ayrilir. Bati Avrupa’da modernizm Birinci Dunya Savasi’ndan onceki donemin burjuva toplumunun bircok acidan antiteziydi gerci; ama ayni zamanda da yirminci yuzyilin kulturel ve toplumsal tarihinin olusumunda –Ronesans’tan Aydinlanma’ya, sanayilesmeden demokratik milliyetcilige ve Milletler Cemiyeti’nin uluslararasiligina degin– tutarli bir gelisim izleyen bir surecti. Buna karsin, Turkiye’deki modernizm, devlet tarafindan uygulanan, yani tepeden inme bir toplumsal yenilenme programiydi ve kokenleri ulkenin kulturune dayanmiyor, bu kulture empoze ediliyordu. Turkiye; Birinci Dunya Savasi’nin, Osmanli Devleti’nin cokmesinin ve bagimsizlik savaslarinin ardindan ekonomik olarak cok zayif dusmus, kendi icindeki iktidar mucadelelerinden yipranmisti. Yeni hukumet elbette onceligi savasta harap olmus sehirlerin yeniden insa edilmesine, teknik altyapinin olusturulmasina veriyordu; dolayisiyla, once Bati Anadolu’nun savas kurbani sehirlerinin onarilmasi, baskentin kurulmasi, kara ve demir yollarinin insa edilmesi gerekiyordu.

http://www.goethe.de/ins/tr/ank/prj/urs/arc/trindex.htm#

Turk hukumetinin, siyasi vizyon baglaminda, mimariyle ilgili belli istemleri vardi. Yeni mimari ilerlemeci ve dinamik bir etki yaratmali, ayrica islevsel olmaliydi. Yeni kabul edilen Latince harfler ve Avrupai kilik kiyafet gibi mimari de toplumun ilerlemesinin ve teknolojik olanaklara kavusmasinin simgesiydi. Fakat toplumsal kimlik ve kulturel ozgunluk konulari, dil devriminde ve kilik kiyafet devriminde pek tartisilmamis olsa da mimaride en basindan beri tartisildi. 1927 civarina kadar baskin bicim dili “Birinci Ulusal Mimarlik Akimi” denen uslup oldu. Beaux-Arts gelenegine dayanan, Osmanli’ya ozgu motif ve yapi unsurlarinin kullanilmasiyla “oryantallesmis” olan bu bicim dili, daha onceki mimari usluptan, yani gec ondokuzuncu yuzyilin asiri derece suslu uslubundan cok daha sadeydi.

Cumhuriyet’in ilan ettigi hedef, Bati'nin maddi kulturu ve teknolojik basarilarina ayak uydurulmasiydi. Okullar, universiteler, fabrikalar ve hastaneler gibi yeni mimari projelerin cogu icin ne Osmanli’ya ozgu Birinci Ulusal Mimarlik Akiminda ne de vernakuler mimaride uygun ornekler vardi. Bu nedenle, mecburen yabanci uzmanlara basvurulmasi gerekiyordu. 1927 tarihli Tesvik-i Sanayi Kanunu’na gore sanayi tesisleri icin yurtdisindan teknik personel getirtilebildigi gibi; planci, muhendis ve mimarlar da gorevlendirilebiliyordu. Yabanci uzmanlarin gorevlendirilmesinin yani sira, universitelerdeki cok parlak ogrenciler uzmanlik egitimi icin yurtdisina, tercihen Almanya’ya gonderildi. Ayrica, mimarlik egitimlerinin tamamini yurtdisinda almis Turk mimarlar da vardi.

Turkiye’de 1924 -1942 yillari arasinda Almanya, Avusturya, Fransa ve Isvicre’den gelen toplam 40 mimar ve sehir plancisi calisiyordu. Bu mimarlar ve sehir plancilari arasinda Paul Bonatz, Ernst Egli, Martin Elsässer, Franz Hillinger, Clemens Holzmeister, Hermann Jansen, Theodor Jost, Wilhelm Schutte, Margarete Schutte-Lihotzky, Carl C. Lorcher, Robert Oerley, Hans Poelzig, Henri Prost, Ernst Reuter, Bruno Taut, Robert Vorhoelzer ve Martin Wagner gibi isimler de vardi.

Turkiye’deki Almanca konusan mimarlar

Birinci Dunya Savasi sona erince Avrupa’da pek cok ulkede –Almanya, Avusturya, Italya ve bu ulkelerin dogusunda, Balkanlar ile Baltik Denizi arasindaki hemen hemen tum ulkelerde– eski devlet bicimleri ortadan kaldirildi ve genellikle de cumhuriyetci-demokratik yeni devletler kuruldu; fakat bu toplum sistemlerinin hepsi son derece kirilgan bir yapidaydi. Yeni demokrasiler kabul gormus bir gelenekten guc alamiyorlardi, dolayisiyla soz konusu ulkelerdeki siyasi iktidar yapisi kolayca sarsilabilirdi. Yeni devletlerin istikrarsizligi ve kirilganligi yirmili yillardaki ekonomik krizle daha da artti. Almanya’da nasyonal sosyalistlerin iktidara gelmesiyle ulkedeki ve komsu ulkelerdeki siyasi iklim daha da sertlest Donemin siyasi, ekonomik ve mesleki sIkintilari, ozellikle Almanya basta olmak uzere Avusturya ve baska ulkelerde de son derece nitelikli uzmanlarin ekonomik ve siyasi olarak katlanilabilir kosullarda is bulmak umidiyle akin akin baska ulkelere goc etmesine yol acti.



http://www.goethe.de/ins/tr/ank/prj/urs/arc/trindex.htm#

Fakat siyasi ve ekonomik nedenlerle surgune gidilebilecek ulkeler kisitliydi. Avrupa disinda ABD, Guney Amerika ulkeleri ve ozellikle de Yahudi gocmenlere cazip gelen Filistin disinda bir de Turkiye vardi. Turkiye’ye gelen yabanci uzmanlar genelde iki kategoriye ayrilabilir. Birinci kategoridekiler icin Turkiye’de calismak her seyden once profesyonel acidan onemli bir firsatti: Mimarlik alaninda oncelikle Ernst Egli ve Clemens Holzmeister bu grupta yer alir. Ikinci kategorideki kisiler, yurtlarini siyasi nedenlerden oturu terk edenlerdi: Bunlar arasinda Martin Wagner, Bruno Taut, Margarethe Schutte-Lihotzky ve sehircilik uzmani Ernst Reuter gibi onemli isimler vardi.

Surgun yeri arayanlarin cogu icin Turkiye’deki durum kendi yurtlarindakinden daha iyi olsa da kosullar herkes icin ayni degildi. Gercekten de yabanci uzmanlar arasinda da iki sinifli bir toplum hukum suruyordu. Ayricalikli kisilerden biri Ernst Egli’ydi; bunun bir nedeni de Egli’nin ulkeye cok erken gelmis ve mukemmel bir bicimde uyum saglamis olmasiydi. Diger nedeni ise, Ataturk’le cok iyi bir iliskisinin olmasiydi. Ataturk ona daha en basindan beri yakinlik gostermis, destegini ve tesvikini eksIk etmemisti. Clemens Holzmeister de ayricalikli kisilerdendi; bu ayricaligini, siyasi sistemde Cumhuriyet’in garantoru olarak onemli bir rol oynayan ordu icin erken bir tarihte buyuk insaat projeleri gerceklestirmesine, daha sonra Devlet Mahallesi’nde onemli binalar, ozellikle de yeni Turkiye Buyuk Millet Meclisi binasini insa etmesine de borcluydu. Baska yabanci mimarlar, ozellikle de sol goruslu olanlar bu kadar sansli degildi. Turkiye’deki genel siyasi havayla, otuzlu yillarin ortasindan itibaren milliyetci fasist unsurlarin giderek ivme kazanmasiyla da ilgiliydi bu.

Ankara’da Holzmeister, Taut ve Egli

Clemens Holzmeister, Bruno Taut ve ozellikle de Ernst Egli, gerek islerinin kapsami gerekse de niteligi acisindan otuzlu yillarin Turkiye'sinde bir standart olusturan yabanci mimarlardi.

Avusturyali mimar Clemens Holzmeister (1886-1983) Ankara’da Kizilay’da kurulan yeni Devlet Mahallesi’nde kendine ozgu modernist anitsal uslubu dogrultusunda onemli binalar yaratti. Holzmeister’e gore bu binalar “yeni Turkiye’deki duzenli iktidarin gorunur simgeleri” olacakti. Onceleri Holzmeister surekli Turkiye’de ikamet etmiyordu. Projeleri uzerinde kismen Turkiye’de, ulkeye kisa ya da uzun sureligine geldiginde, ama genellikle de sanatci atolyelerini yonettigi Dusseldorf ve Viyana’da calisiyordu. Holzmeister Turkiye’de calistigi ilk donemde, yani 1928-1935 yillari arasinda Savunma Bakanligi, baska bakanlik binalari, Turkiye Merkez Bankasi ve devlete bagli Emlak Bankasi binalarinin yani sira Ataturk icin de bir binayi (Ankara’daki konut) hayata gecirdi. Holzmeister ancak Viyana Akademisindeki gorevine son verilmesiyle baslayan ikinci calisma evresinde Turkiye’de yasamaya basladi. Ardindan baska binalara, ozellikle de Turkiye Buyuk Millet Meclisi binasina imza atti.

Bruno Taut (1880-1938) bir Alman mimar ve sehir plancisiydi. Taut o zamanlar avangard bir mimar olarak taniniyordu. 1936’da Almanya’dan kactiktan sonra Japonya’ya gitmis, fakat orada mimarlik yapmasina izin verilmeyince Martin Wagner araciligiyla Turkiye’ye gelmisti. Ne var ki burada mimari vizyonlarini gerceklestirmek icin cok az zamani kalmisti, ayrica eserleri eski tasarimlarinin radikalliginden cok sey kaybetmisti. Taut Istanbul’daki Guzel Sanatlar Akademisinin Egli’den sonraki dekani oldu ve Milli Egitim Bakanligi Insaat Bolumunun sefi olarak gorev yapti. Taut Turkiye’ye geldikten sadece iki yil sonra Aralik 1938’de Istanbul’da vefat etti. O kisa sure icinde bile, Turkiye’deki modern mimari tartismalarina hem teoride hem de pratikte onemli katkilarda bulundu. Ankara’daki Dil, Tarih ve Cografya Fakultesi ve Ataturk Lisesinin yani sira Ankara, Izmir ve baska kentlerdeki cesitli okul binalari da onun tasarimidir.

Ernst Arnold Egli (1893-1974) Isvicreli bir muhendisin oglu olarak Viyana’da dunyaya geldi. Ataturk tarafindan Turkiye’ye getirtilen ilk “uzman-mimar”lardan biri olan Egli, ayni zamanda da Turkiye’de en uzun sure kalan kisiydi: 1927’den 1940 yilina kadar Turkiye’de yasadi. Ernst Egli dogrudan hukumetin daveti uzerine, Milli Egitim Bakanligi’nda, kendisinden once Holzmeister’e teklif edilmis olan sef mimarlik gorevini ustlenmek uzere ulkeye geldi. Turkiye’ye geldikten kisa sure sonra, o zamanlar Turkiye’deki tek mimarlik okulu olan Istanbul Guzel Sanatlar Akademisinin yonetimi ve reformuyla da gorevlendirildi. Egli kamuoyunun baskisi nedeniyle 1936’da her iki gorevinden de ayrildi. Turkiye’de dort yil daha kalan Egli, bu sure icinde pek fazla proje gerceklestiremedi. Ulkede bulundugu toplam 13 yilda yaklasIk 50 projeye

imzasini atti. Egli’nin Ankara’daki en onemli binalari Konservatuar, Sayistay, Ismet Pasa Kiz Enstitusu, Kiz Lisesidir; ayrica Ziraat Fakultesi icin de cesitli binalar yapmistir. Istanbul Universitesi Botanik Enstitusu binasini da tasarlayan ve insa eden Egli, Ankara ve Istanbul’da cesitli modern konutlarin yani sira Isvicre ve Irak elcilik binalarini hayata gecirdi. 1936’dan itibaren Egli daha ziyade sehircilige yoneldi. Cesitli sehirler icin yaklasIk 10 imar plani uzerinde calistiktan sonra 1940’da Turkiye’den ayrildi. Egli 1953-1955 yillari arasinda, bu kez BM’nin gorevlendirdigi bir sehir plancisi olarak tekrar Turkiye’de bulundu.

Isvicreli bir baba ile Cek bir annenin oglu olarak Avusturya’da buyuyen Egli’nin farkli kulturler arasinda gidip gelmek, bu kulturlerle iliski kurmak kaninda vardi. Hic taninmamis bir mimarken Turkiye’ye cagrildiginda sadece otuz dort yasinda olan Egli’nin Turkiye’deki rolu bir elcininkini andiriyordu; fakat o bir ulkeyi degil yeni, uluslararasi bir kulturu, modernizmin kulturunu temsil ediyordu. Egli’nin bir mimar olarak ustlendigi gorev, devletin isleyisi icin gerekli mimari altyapiyi kurmanin cok otesindeydi. Egli ve diger yabanci mimarlardan gerceklestirdikleri islerle manevi degerleri de iletmeleri bekleniyordu. Devleti binalari araciligiyla modern, ileri ve medeni olarak sunmalari, devlete Bati'nin damgasini vurdugu yeni bir kimlik vermeleri, boylece Kemalist kavramin gucunu hem iceriye hem disariya gostermeleri isteniyordu.

Gorev oncelikle teknik, islevsel bir gorevdi ama son derece siyasi bir yonu de vardi, ayrica Egli buna bir de “ulusal kimlik” unsurunu katti. Cagdas kultur ile klasIk kulturun, yerellik ile uluslararasiligin sentezi, Egli’nin Viyana’da ogrenim gordugu donemden beri kafasini kurcalayan bir meseleydi. Egli Orta Avrupa kent ve konut tipolojilerinin dogrudan devralinmasina razi degildi; cunku bunlarin ulkenin ne dogasina, ne de kulturu ve yasam tarzina uygun oldugunu dusunuyordu. Milli Egitim Bakanligindaki gorevi kapsaminda konut meselesiyle yogun olarak ilgilenmekle yukumlu olmadigi halde, erken bir tarihten itibaren vernakuler Turk mimarisini arastirmaya adadi kendini. Turk evinin tipolojisini incelemeyi bu kadar onemsemesinin bir nedeni de tasarimlari icin elzem olan yerel ve kulturel etki faktorleri hakkinda bilgi edinmek istemesiydi. Ayrica, 1930-36 yillari arasinda dekanlik yaptigi Istanbul Guzel Sanatlar Akademisinde Sedad Hakki Eldem’le birlikte “Milli Mimarlik Semineri”ni olusturdu.

Dolayisiyla, Ernst Egli’nin Cumhuriyet’in Turk mimarisine katkilari cok yonludur: Milli Egitim Bakanligi’nin sef mimari sifatiyla, otuzlu yillarin basinda adeta birer prototip olan binalar gerceklestirmis; o donemde ulkenin tek mimarlik okulunun dekani sifatiyla da ulkede egitim goren ilk mimar kusagina damgasini vurmus; ayni zamanda da –Milli Mimarlik Semineri’yle– bagimsiz bir Turk modernizminin temelini atmistir.

“Oteki Modernizm” olarak periferideki modernizm

Erken Cumhuriyet Doneminde asagi yukari 1927-1935 yillarini kapsayan Turk modernizmi oncelikle bir “mozaik” olarak gorulmelidir. Ortak bir kulturel arka plani paylasan yabanci mimarlarin benzer bir bicim diline sahip, ama kendi aralarinda pek uyumlu olmayan cesitli eserlerinin tek tek parcalar halinde bir araya geldiginde son derece nitelikli ve ifade yuklu bir mimari tablo olusturdugu bir mozaiktir bu. Bunun gerceklesebilmesinin bir nedeni de bir “ulus insa etme” surecindeki ortak goreve duyulan inanc ve Ataturk’un vizyon sahibi ve motive edici kisiligidir.

Fakat bu pragmatik-anitsal Turk modernizminin yabancilar tarafindan bicimlendirilmesi, yeni kusak Turk mimarlarin –bagimsiz bir “Turk” mimarisi konusunda acik ve net bir fikirleri olmasa da– bu projeye karsi tepkisinin giderek artmasina neden oldu. Gercekten de Erken Cumhuriyet Donemi modernizmi buyuk oranda “ithal modernizm”di, zira devlet idaresinin altyapisinin kurulmasina yonelik prestijli ve buyuk isler adeta yabancilarin tekelindeydi. Yabanci mimarlarin elinden cikma kamu binalariyla kiyaslandiginda, Turk mimarlarin gerceklestirdigi onemli binalarin sayisi cok azdi.

Mimarlar, plancilar ve ogretim gorevlileri olarak emek veren Almanca konusan mimarlar Turk modernizmini onemli olcude destekleyerek yeni bir mimarlik geleneginin kurulmasina katkida bulundular. Yabanci mimarlarin katkisi olmasaydi modern Turkiye’nin mimarisinin nasil olacagi konusunda en fazla birtakim spekulasyonlarda bulunulabilirdi. Turkiye’de yirmili ve otuzlu yillardaki modern mimari toplumsal projeyi yansitmakla kalmadi, bu projenin bicim kazanmasina da katkida bulundu. Modernizme duyulan hayranlik ve ozguvenli bir ulusa daha iyi bir gelecek hazirlamaya duyulan inanc; modern mimarlik tarihinin dikkate deger bir unsuru haline gelen yeni, bagimsiz bir mimarinin yaratilmasini sagladi.

Yuk. Mim. Dr. Oya Atalay Franck

Ceviren: Zehra Aksu Yilmazer

Goethe-Institut Ankara

*

 



 

7. Bolum – Eger varsa, damardan iyilik-guzellik HABERLERi

 

 


Yüklə 499,34 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin