17 aralik 2010 cuma


ZENGiNLiK, YOKSULLUK VE OZEL MULKiYETE DAiR -2-



Yüklə 499,34 Kb.
səhifə3/6
tarix01.08.2018
ölçüsü499,34 Kb.
#64964
1   2   3   4   5   6

ZENGiNLiK, YOKSULLUK VE OZEL MULKiYETE DAiR -2-

OZEL MULKiYETi NEDEN LAGVETMEK GEREKiYOR? - Fikret BASKAYA

http://www.ozguruniversite.org/index.php?option=com_content&view=article&id=1046:zenginlik-yoksulluk-ve-oezel-muelkiyete-dair-ii&catid=12:guenluek&Itemid=8

Zenginlik, yoksulluk ve ozel mulkiyete dair II

Ozel Mulkiyeti neden lagvetmek gerekiyor?

Fikret Baskaya

"Bir yoksul ac ise, bunun nedeni, zenginin zevk ve sefa icinde yasamasidir. Nerede bir bolluk gorsem, onun yani basinda mutlaka cignenmis bir hak gormusumdur.” * - Hz. Ali

Mulkiyet gasptir, zorla, siddet ve hileyle topluluga [kamuya, socium‘a, herkese] ait olana ozel sahislar tarafindan el konulan zenginliktir. Ancak siddete dayanilarak korunabilir ve cogaltilabilir. Devlet savasin ‘sosyallesmesi’ sonucu olusmus bir aygittir. Devletle birlikte hukuk sistemi de ortaya cikmistir. Mulkiyet, hukuk sistemi tarafindan mesrulastirilir ve korunur ama hukukun varligi zoru ve siddeti dislamaz. Gecerli hukuk sistemi, verili durumdan hareket eder ve statukoyu korur. Hicbir zaman temeldeki asil haksizligi sorun etmez. Gecerli esitsiz, adaletsiz iliskiler butununu korumayi ve surdurmeyi amaclar. Aslinda ozel mulkiyetin kural oldugu bir toplumda hukuk adalete karsidir. Gercek durum boyledir ama retorik farklidir. Dogal ve sosyal zenginligin kucuk bir azinligin elinde toplandigi, genis kesimlerin, acliga, caresizlige, sefalate terkeldigi bir toplumda, hangi adaletten soz edilebilir? Siz kentlerin merkezinde yukselen adalet saraylarinin varligina aldanmayin. Oralarda adalet tecelli etmez, etmesi mumkun degildir. Kaldi ki, saray ve adalet kelimelerinin yan yana getirilmesi tuhaf degil mi? Insanin, sarayda adaletin isi ne diyesi geliyor... Zira hukuk sisteminin misyonu ve varlik nedeni, verili esitsiz, dolayisiyla haksiz, durumu surdurmektir. Bu yuzden ozel mulkiyet etikle bagdasmaz, bu ikisi uzlasmaz celiski iceren [antagonique] kelimelerdir. Zira, etik esitligi varsayar, mulkiyet ise esitsizlige dayanir, esitsizligi derinlestirir ve surekliligini saglar. Durum boyle olsa da simdilerde “hukuk devletinden”, “hukukun ustunlugunden” cok soz ediliyor. Gecerli hukuk sistemi kimin tarafindan olusturulmustur, ne amacla olusturulmustur, neyin koruyucusudur? sorusunu soran var mi?

Bu kepaze durum ‘seylerin normal hali sayiliyor. Sizin hukuk sisteminiz mulk sahibi siniflar ve adamlari tarfindan gecerli haksiz ve adaletsiz durumu surdurmek, ayricaliklilarin servetini ve iktidarini guvence altina alip- korumak uzere olusturulmus degil midir? Kanunlari kimlerin nasil yaptigi malum degil mi? Kanunlari yapanlarla cekleri imzalayanlar ayni kisiler degil mi? 5 “is bitirici” kapitalistin serveti 15 milyon insanin gelirinden daha fazla oldugu bir rejimde, 950 dolar milyarderinin servetinin degerinin 2,8 milyar insanin gelirinden daha buyuk oldugu bir dunyada “hukuk” nasil ustun olacak? Bu vesileyle su “hukuk devleti” soylemini de teshir etmek gerekir. Zira, devletin mutlaka kendine gore bir hukuku vardir veya hukuku olmayan bir devlet olamaz... Hukuk devleti soylemi bir pazarlama unsuru olarak is goruyor... “ Oyle bir devlet ki, hukuku var, hukuka dayaniyor” denmek isteniyor... Devenin tuyu var, sekerin tadi var demenin ne alemi var... Onemli olan “kimin hukukuna dayandigi”, “kimin hukukunun ustunlugu” degil midir?

Toplumun siniflara bolunup, ozel mulkiyetin sahneye cikmasiyla celisIk bir surec basladi. Birinin zenginlesmesi baskalarinin yoksullasmasi, uretmek ve yasamak icin gerekli araclardan mahrum olmasiyla sonuclanir oldu. Ilerleyen donemde her teknik ilerleme, emek verimliligindeki her artis, ezilen siniflarin durumunun kotulesmesiyle sonuclandi. Lewis H. Morgan 1877’de yayinlanan unlu eseri Ancient Society’da bu celiskiyi soyle ifade etmisti: “Uygarligin dogusundan beri, servet artisi o kadar buyuk, servet bicimleri o kadar cesitli, uygulamasi o kadar genis ve mulk sahipleri yararina yonetemi o kadar becerikli oldu ki, bu servet, halk karsisinda gemlenmesi olanaksiz bir guc haline geldi. Insan akli kendi yarattigi karsisinda caresiz ve saskin oylece duruyor”1. Kapitalizmin sanayi devrimi asamasindan sonra bu surec tarihte gorulmemis boyutlara ulasti, 1980 sonrasinda neoliberal kuresellesmeyle birlikte iyice cigirindan cikti... Eger bu kor gidis vakitlice durdurulamaz ise, aracin istikameti daha gec olmadan degistirilemez ise, gezegende yasamin tehlikeye girmesi kacinilmaz gorunuyor. Zira dunyanin zenginleri gezegende yasami bitirmek uzereler... Gercek durum oyle olsa da, insanlara gosterilen resim baska. Butun bunlarin ilerleme, kalkinma askiyla yapildigi soyleniyor... Ilerde islerin duzelecegi soyleniyor. Oyle bir “ileri” ki bir turlu gelmiyor, gelmesi de mumkun degil... Ufukta bir cizgi gibi hep uzaklara kaciyor... Insanlara daha cok ekonomik buyumeyle tum sorunlarin cozulecegi soyleniyor... Oysa tum kotuluklerin gerisinde bize vazgecilmez olarak sunulan buyume yatiyor. Aslinda ilac diye sunulan hastaligin nedeni...

Baska hic bir gerekce dikkate alinmasa bile, sadece etik nedenler, ozel mulkiyetin lagvedilmesini hakli cikarmak icin yeterlidir. Bir yanlis anlamaya yer vermemek icin iki hatirlatma uygun olabilir. Birincisi, genellikle ozel mulkiyetten soz edildiginde bir insanin ve ailesinin yasami icin gerekli mutevazi araclar kastedilmiyor. Mulkiyetten baskalarinin emegini somurmeye, baskalarinin emeginin urunune el koymaya imkan veren uretim araclarina sahip olmak anlasilmalidir; Ikincisi, ozel mulkiyetin lagvedilmesi bir hamlede gerceklesek bir sey degil, bir surec olarak anlasilmalidir.

Ozel mulkiyetten kurtulmalidir, ozel mulkiyet lagvedilmelidir, ozel mulkiyet insan toplumlarinin yasamindan cikarilmalidir dediginizde, hemen ozel mulkiyet lehinde bir dizi gerekce siralaniyor ve deniyor ki, “ozel mulkiyetin olmamasi demek komunizm demektir, komunizmin ne yaptigi malum, ustelik basarisiz da oldu...” Bununla komunist partiler tarafindan yonetilen Sovyetler Birligi ve ayni bloka dahil diger ulkelerin deneyleri hatirlatiliyor. Oysa, soz konusu rejimler kavramin bilinen anlaminda komunist degillerdi. Zaten komunist olsalardi cokmezlerdi. Bu rejimlerin yoneticileri ve hasimlari bunlara komunist dediler diye gercekten oyle olmalari mi gerekiyordu? Baslangicta soz konusu rejimler komunist bir perspektife sahip olsalar da, hizla baslangictaki amaca, komunist toplum idealine yabancilastilar ve tuhaf otokrasilere donustuler. Sosyalizm/ komunizm perspektifinin uzagina savruldular. Bu ilk deneylerin basarisiz olmasi, neden komunist toplum projesinin “imkansizliginin” gerekcesi sayilsin ki? Insanlik tarihinin buyuk bolumunde insanlar ozel mulkiyet diye bir sey tanimadilar. Ortak uretip, paylastilar, ortak tukettiler. Iliskilerini belirleyen rekabet, kiskanclik, baskasi aleyhine zenginlesme sapkinligi, catisma degil, dayanisma, yardimlasma, isbirligi ve paylasma kulturuydu. Bu tur “kabile komunizmi” yuzbinlerce yil devam etti. Simdilerde bile ozel mulkiyeti reddeden “mikro topluluklar” pekala varliklarini surdurebiliyorlar... Kaldi ki, bu gune kadar gercek bir komunizm deneyinin yasanmamis olmasi, bundan sonra da yasanmayacagi anlamina gelmez.

Bir baska gerekce, ozel mulkiyetin “bireysel ozerklik ve ozgurluk” icin gerekli oldugu iddiasidir. Aslinda bu iddianin hic bir inandiriciligi yoktur. Asil ozel mulkiyete dayali kapitalist sistemde [mulk sahibi sinifin mensuplari haric] bireyin ekonomik ozerkligi yoktur. Zaten sistem her ileri asamada insanlari mulksuzlestiriyor, proleterlestiriyor. Bilindigi gibi kapitalist dinamik mulksuzlestirerek sermaye biriktirmeye dayaniyor. Bunun anlami, her ileri asamada insanlarin daha cogunun yasam araclarindan mahrum olmasi, uretim ve yasam araclarina yabancilasmasidir... Ekonomik planda ozerk olmayan bir birey, politik planda kendini gerceklestirebilir, ozgur olabilir mi? Simdilerde ozellestirmeler pupa-yelken yol aliyor... Bu kepazeligi bir de buyuk bir basari, matah bir sey olarak sunuyorlar... Her sey ozellestirilip, bir avuc kapitalistin ozel mulkune donusturuldugu bir toplum ne demeye gelir? Aslinda sorun sanildigi kadar karmasIk degil, siz bir seye sahip oldugunuzda, baskalarinin ona sahip olmasini engellemis oluyorsunuz... Her seyin ozel mulkiyet konusu oldugu, bir toplulugun tum servetinin ve kaynaklarinin kucuk bir mulk sahibi sinifin elinde toplandigi kosullarda, hangi hukuktan, hangi adeletten, hangi demokrasiden soz edilebilir?

Bir baska gerekce de, ozel mulkiyetin olmadigi kosullarda insanlarin calisma motivasyonu olmayacagi ve kamu mallarina ozenle ve sorumlu davranmayacagi, korumayacagi gerekcesidir... Bu tur safsatalar gecerli “ozel mulkiyet kulturunun” uydurmalaridir. Bu gun gecerli kulturun verili ve degismez oldugu anlayisinin urunudur. Tembellik, caliskanlik ve uretkenlige dair burjuva on yargilarinin urunudur. Bir kapitalist hesabina calisan bunu bir motivasyonla mi, yoksa zorunluluktan mi yapiyor. Kendi iradesinin de ise karistigi ortak mulkiyet kosullarinda insanlar neden calismak istemesinler? Insanin ‘normal hali‘ tembellik degil, calisma, uretme, yaratma gudusudur... Aslinda tembelik insanin normal hali degildir. Sinifli toplumda mulksuzlerin hakli kacisinin bir ifadesidir. Emeginin urunu baskalari tarafindan gasbedilen bir insanin isini heves ve motivasyonla yapmasi mumkun mudur? Calisma kolelik kosullarinda mi, yoksa ozgurluk ortaminda mi daha etkili ve yaratici olur?

Son bir safsata da “mulkiyet ihtiyacinin insan dogasinin bir geregi” oldugudur. Sizin insan dogasi dediginiz nedir ki? Ebed muddet gecerli bir insan dogasi mi var? Eger oyleyse insanlar yuzbinlerce yil ozel mulkiyet olmadan nasil yasadilar? Bir insanin davranisini belirleyen, ait oldugun toplumun kulturu, “dunya gorusu” ve yasam anlayisidir. Bu gun gecerli kultur ve “dunya gorusu” de, ozel mulk sahipleri kapitalistlerin ve bir butun olarak egemen konumdaki burjuva azinligin kulturu ve “dunya gorusudur”. Eger kendinizi, sizi somurenlerin, asagilayanlarin, kolelestirenlerin aynasinda gorurseniz, elbette bu tur sacma iddialari onemsersiniz... Her seye ragmen bir “insan dogasindan” soz edilecekse, her halde onun hakim karakterini belirleyen egoizm, bencillik, kiskanclik, mal hirsi, mulkiyet tutkusu, baskalari aleyhine zenginlesme arzusu degil, adalet, esitlik, ozgurluk istegi ve dayanisma duygusudur... Gecmis nesillerden bu gunun insanina kalan mirastir...

Bir seyin gecerli olmasi, kabul gormesi demek, onun hakliliginin, gerekliliginin garantisi degildir. Bir zamanlar kolelik ‘olagan” bir sey sayilirdi. Simdilerde bir insanlik sucu sayiliyor. Gerci koleligin geride kalan “klasIk versiyonu” lanetleniyor ama onun bu gun gecirli olan “modern versiyonu” [ucretli kolelik] olagan bir sey sayiliyor... Bir gun gelecek “ucretli kolelik” sistemi de bir insanlik sucu sayilacak ve tarihe mal olacak. Dolayisiyla cok uzak olmayan bir gelecekte ozel mulkiyet meselesi tartisma gundemine girecektir. Elbette bunu soylemek insanlik bu musibetten bu gunden yarina, aksamdan sabaha kurtulacak demek degildir... Lakin insanligin gelecegini kurtarmak, ozel mulkiyete dayali kapitalist barbarliktan kurtulmaya endekslenmis durumdadir. Ozel mulkiyet adalete karsidir, esitlige karsidir, etige karsidir, demokrasiye karsidir, dayanismayi dislar, ekolojik kotulukleri derinlestirir... Butun bunlar ozel mulkiyeti lagvetmek ve bunu da vakitlice yapmak icin yeterli degil mi?

Son bir sey: Simdilerde toplumda yasami cekilmez kilan ozel mulkiyet belasindan kurtulmak, bir suru gereksiz kurum ve zararli harcamadan da kurtulmak anlamina gelecektir. Ozel mulkiyetin olmadigi dogal ve sosyal zenginligin “ortakca sahiplenildigi” gelecegin komunist toplumunda, orduya, polise, savciya, yargica, avukata, tapu memuruna, icra memuruna, devasa “adalet saraylarina”, mapusanelere, “ozel guvenlikciye, vb... ihtiyac kalmayacaktir...

Seylerin seyrini degistirmek onlari anlamakla mumkun. Lakin simdilerde “bilim” ve “bilimsellik” soylemi ideolojik koleligi ve gonullu kullugu besleyip buyutmenin hizmetinde. Bilim fetisizminin tahribati cok buyuk. Ne yapiliyorsa “bilimin, bilimselligin” geregi olarak yapildigi soyleniyor. Simdilerde “bilim” kendi misyonuna ve varlik nedenine yabancilasmis durumda. Artik kulliyen egemenligin bilimi haline gelmis durumda. Yegane amaci ve varlik nedeni kari buyutmek [ somuruyu buyutmek olarak okuyunuz] olan bir bilim olabilir mi? Teknik bilim neye, kime hizmet ediyor saniyorsunuz? Sosyal bilim de mal satmanin ve insanlari aliklastirip, soru soramaz hale getirmenin hizmetinde degil mi? Eger oyleyse bilimi yuceltmenin ne alemi var? Bu yaziyi Berthold Brecht’in Mezbahalarin Kutsal Johannasi adli siirinden aldigimiz dizelerle bitirelim:

Bir sonuca gitmeyen bilgiyi,

Bilmek mi saniyorsunuz?

Bu dunyayi gercekten degistirmiyorsa!

Dunya buna muhtac.

Korkusuz ayrilirken bu dunyadan hizla;

Bir diyecegim var:

Dunyadan yalniz iyi bir insan olarak

Ayrilmayin, yetmez...

Ardinizda iyi bir dunya birakmaya bakin!2

Kardelen, 28 Aralik 2011



www.ozguruniversite.org
BiANET

HABERLER BULTENi

www.bianet.org

Van


Vanlilara Kosulsuz Ucretsiz Saglik!

Van'daki depremzedelere ucretsiz ilac dagitimi uygulamasinin kalkmasina karsi SES ve TTB, "Van'da hayat gulluk gulistanlik degil, hicbir kosula bakilmaksizin herkese ucretsiz saglik hizmeti verilmeli" diyor.



http://bianet.org/bianet/toplum/135166-vanlilara-kosulsuz-ucretsiz-saglik?from=bulten

Ankara


"Anayasa Asil Simdi Basliyor"

Anayasa Uzlasma Komisyonu'nun CHP'li uyesi Turmen, "asil calismalarin bundan sonra basladigini ve Anayasa'nin herkesin gorusunu yansitmasini istediklerini" soyledi.



http://bianet.org/bianet/ifade-ozgurlugu/135174-anayasa-asil-simdi-basliyor?from=bulten

Istanbul


Istanbul Universitesi'nde 23 Gozalti

Istanbul Universitesi Beyazit Kampusu’nde sabah saatlerinde cikan olaylarda 30’a yakin ogrenci gozaltina alindi. Gozaltina alinanlarin arasinda Hayat TV haber merkezi Editoru Cem Simsek de var.



http://bianet.org/bianet/diger/135162-istanbul-universitesinde-23-gozalti?from=bulten

Istanbul


Uludere Protestosunda Gozaltina Alinanlar Serbest

Uludere'de 35 kisinin oldurulmesi uzerine Istanbul'da duzenlenen protesto gosterisinde gozaltina alinan, aralarinda Inan Suver'in de bulundugu 32 kisi serbest birakildi.



http://bianet.org/bianet/insan-haklari/135173-uludere-protestosunda-gozaltina-alinanlar-serbest?from=bulten

Ankara


Bu Kantinde Boykot Var!

ODTU Insaat Muhendisligi bolumu ogrencileri 14 Aralik'tan beri kantin boykotundalar. "Boykot sadece yememe hali degil bir tavirdir" diyorlar.



http://bianet.org/bianet/genclik/135150-bu-kantinde-boykot-var?from=bulten

Istanbul


FIKRET ILKIZ'DEN

Ben Bir Ayrik Otuyum

Terorle mucadele edildigine gore, "tere otlari" ile "maydanozlar" konusacak sadece. Yazarlar ve gazeteciler, bu faciayi yazarsa, sairler genc olumlere agitlar dizerse, ressamlar bombalanan hayatlarin resmini yaparsa, onlar ayrikotlaridirlar. Zararli ve zehirdirler!



http://bianet.org/bianet/ifade-ozgurlugu/135146-ben-bir-ayrik-otuyum?from=bulten

sirnak


SIRNAK/ULUDERE

29'u Encu, 35 Koylu...

Uludere'deki hava saldirisinda hayatlarini kaybedenlerin yakinlari, gecimlerini saglamak icin hepsinin zaman zaman siniri gecip mazot almaya gittigini anlatti; kimi dersane parasi, kimi protez bacak kimi de telefonuna kontor almak icin o gece sinirdaydi...



http://bianet.org/bianet/insan-haklari/135168-29u-encu-35-koylu?from=bulten

Istanbul


FARUK ARHAN'DAN

13 Soruda Uludere Katliami

Heronlar koyluleri neden PKK'li sanamaz, GSM sinyaline ne oldu, askerlerin geri cekilmesi ve bombalama emri... 2'si Genelkurmay tarafindan cevap bekleyen 13 soru.



http://bianet.org/bianet/siyaset/135160-13-soruda-uludere-katliami?from=bulten

Tekirdag - Istanbul

NECDET OZTURK'TEN YENI YIL MEKTUBU

"Uf Oldum / Ufledim Biraz Gecti"

Hepinizin bildigi uzere silahli bir orgutle, devletin silahli gucleri arasina sIkistirilan birinin nasil posasinin cikarilabileceginin canli ornegiyim. Yasanana hak hukuk yoksunluklari hic yenilir yutulur degil, insanin boylesi bir zulmu akli hafizasi ne alir ne de kabul edebilir.



http://bianet.org/bianet/toplum/135156-uf-oldum-ufledim-biraz-gecti?from=bulten

Istanbul


3. Kopru Ihalesine Karsi Eylem

Istanbul Bogazi'na yapilacak ucuncu kopru icin acilacak ihaleye karsi "Kopru Yerine Yasam Platformu" tarafindan yapilan cagrida, ihale gunu Ankara'da eylem cagrisi yapildi



http://bianet.org/bianet/cevre/135169-3-kopru-ihalesine-karsi-eylem?from=bulten

Ankara


Yesil Kart Sistemi Degisiyor

Genel Saglik Sigortasi sistemi ile yesil kart sahibi olabilmek icin gelir testi araciligiyla, aylik gelirin 279 liranin altinda olmasi gerek. 9 milyon yesil kartlinin yaklasIk yarisinin bu hakki kaybedecegi tahmin ediliyor.



http://bianet.org/bianet/toplum/135172-yesil-kart-sistemi-degisiyor?from=bulten

Istanbul


AYRIMCILIGA KARSI GOKKUSAGI KOALISYONU

Bakan Sahin Ozur Dilesin, Istifa Etsin

Ayrimciliga Karsi Gokkusagi Koalisyonu, escinselligi "namussuzluk, ahlaksizlik ve gayriinsani durum" olarak tanimlasfi Icisleri Bakani Sahin'i istifaya davet etti.



http://bianet.org/bianet/toplumsal-cinsiyet/135165-bakan-sahin-ozur-dilesin-istifa-etsin?from=bulten

Istanbul


Ayse Berktay'dan Mektup Var

Bizim tutuklugumuz Turkiye'nin demokratiklesmesi ve Kurt sorununun cozumu yonunde demokratik ve bariscil bir yol bulunmasi icin sarf ettigimiz cabalar yuzunden ve Parlamento'ya 36 milletvekili gonderen yasal bir siyasi parti olan BDP'nin uyesi oldugumuz icindir.



http://bianet.org/bianet/diger/134899-ayse-berktaydan-mektup-var?from=bulten

Ankara


Tazminat Yok "Kamu Yarari" Var

Eti Gumus'un Cevre Muhendisler Odasi'na, Kutahya'da siyanurlu atik havuzundaki sizinti hakkindaki aciklamalari nedeniyle actigi 30 bin liralik manevi tazminat davasi reddedildi.



http://bianet.org/bianet/toplum/135163-tazminat-yok-kamu-yarari-var?from=bulten

Istanbul


AHMET ERGENC YAZDI

Turkiye'nin Lanetlileri

Turkiye gecmis katliamlarla "yuzlesmeye" calisirken, vahsetin gecmiste kalmadigini suratimiza vurdu o F-16'lar. Bu sefer vahset gokten yagdi - oyle bir yagdi ki kimse inkar edemedi; o kadar ciplak bir vahset ki hicbir soylem politikasi bunun uzerini ortemedi.



http://bianet.org/bianet/insan-haklari/135161-turkiyenin-lanetlileri?from=bulten

Istanbul


Otobuse Molotof Atildi

Istanbul Maltepe'de icinde yolcularin bulundugu bir otobuse molotof kokteyli atildi. Saldirida can kaybi yasanmadi; saldirganlar henuz yakalanamadi.



http://bianet.org/bianet/diger/135155-otobuse-molotof-atildi?from=bulten

Ankara


CHP'LI KALELI'DEN KANUN TEKLIFI

Istismara Para Degil Hapis Cezasi

CHP vekili Sena Kaleli, TBMM'ye cocuklari cinsel yonden istismar edenlere verilen cezalarin para cezasina cevrilmemesini ve zamanasami disinda tutulmasini ongoren bir kanun teklifi sundu.



http://bianet.org/bianet/insan-haklari/135170-istismara-para-degil-hapis-cezasi?from=bulten

Istanbul


EFE KEREM SOZERI'NIN YORUMU

Uludere'nin Hesabini Vermek Zorundasiniz!

Basbakan Erdogan, sivil Kurt siyasetini imkansizlastiran Icisleri Bakani Sahin, Savunma Bakani Yilmaz, Genelkurmay Baskani Ozel ve Hava Kuvvetleri Komutani Erten 35 olumden sorumludur.



http://bianet.org/bianet/diger/135149-uluderenin-hesabini-vermek-zorundasiniz?from=bulten

Istanbul


FILIZ GAZI YAZDI

Venezia Bittiginde Metris Tasinacak!

Viaport Venezia Evleri Gazi Osman Pasa'da, Venedik sehrinin maketi olarak projeye gecirilecek. Kotu tesaduf ki (!) Metris Cezaevi'nin gorus alani ile bu evlerin kurulacagi arazi neredeyse karsi karsiya.



http://bianet.org/bianet/siyaset/135148-venezia-bittiginde-metris-tasinacak?from=bulten

Ankara


Ilker Basbug'a Andic Sorusturmasi

Eski Genelkurmay Baskani emekli Orgeneral Ilker Basbug'a "internet andici" hakkinda sorusturma baslatildi.



http://bianet.org/bianet/diger/135171-ilker-basbuga-andic-sorusturmasi?from=bulten

Kirikkale



Askeri Depoda Patlama

Kirikkale'de askeri muhimmat deposunda meydana gelen patlamada dort kisi yasamini yitirdi, Genelkurmay olayla ilgili sorusturma baslatildigini acikladi.



http://bianet.org/bianet/diger/135154-askeri-depoda-patlama?from=bulten
ADALAR POSTASI - 2633

ADALAR POSTASI aslinda hic kimse, ayni zamanda siz, herkes, hepimiz!

Gercekte 1 Nisan 2005'ten beri sanal alemde bir haberlesme agi sadece...

adalar.postasi@gmail.com - http://adalar-postasi.blogspot.com

http://adalar-postasi-guncel.blogspot.com

https://www.facebook.com/adalar.postasi

http://twitter.com/ADALARPOSTASI

ADALAR POSTASI-2633 (3.1.2012):

gecmise donelim mi bir sureligine?...

http://adalar-postasi-guncel.blogspot.com/2012/01/3-2633.html

1- Baki Cokneseli: "Gecmise donelim mi bir sureligine?..."

2- Ismail Baysal: "2012 Yilbasi kutlamasi..."

3- Ugo Antonio Corintio: "En samimi hislerimle..."

4- Mehmet Gozgucu: "Yeni yiliniz 2012 icin sizlere en icten dileklerimi iletirken..."

5- Irden Yazici: ""2012 saglikli ve baris icinde gecsin..."

6- Irini Noti: "Butun arkadaslarimin yeni yilini kutlarim..."

7- Stathis Arvanitis: "Tum ADALAR POSTASI uyeleri ve butun Buyukadali yakin arkadaslarima..."

8- Avedis Hilkat: "Sevgili ADALAR POSTASI'nda seyreden dostlarimin, yeni yilini kutlar..."

9- Recep Yarligan: "Tum dunyanin, ulkemin, akrabalarimin ve degerli arkadaslarimin yeni yilini kutlar..."

10- Mustafa Farsakoglu: "Degerli Adalilar, Adalilar'in ve Adalar'i ziyarete gelenlerin yerel ve ortak gereksinimlerini karsilamak, Adalar'in sorunlarina cozum uretip buradaki yasam kalitesini yukseltmek ve Adalar'i her bakimdan ornek bir yer haline getirmek amaciyla 2 yili askin suredir calisiyoruz..."

11- Sukru Abanoz: "Adalar Belediyesi Ocak ayi Meclis toplantisi cikan tartismalar nedeniyle yarida kaldi..."

12- Sami Solmaz: "Adalilar..."

13- Adalar Belediyesi, 31 Aralik 2011 tarihinden itibaren dogada %100 cozunebilen poset, kese kagidi, bez, file torba kullaniminin tesvik edilmesi ve plastik poset kullanilmasinin yasaklanmasi karari aldi...

14- Mursel Polat: " Adalar Kultur Dernegimizin, fasil esliginde duzenledigi yemege, esiniz, dostlarinizla birlikte bekliyoruz..."

15- Behcet Kurtic: "1965 yili Heybeliada Deniz Harp Okulu’nun mendiregi icine denizde ahsaptan yapilmis havuzda Israil'le ikili yuzme musabakalari yapiyoruz. Buyuk devlet adamimiz rahmetli Ismet Inonu’de..."

16- Ali Bozoglu: "Akay Isletmesi'nden Sehir Hatlari Isletmesi'ne..."

17- Ilkim Erkan Karaca: "Noel Baba ile Nicholas Sarkozy..."

ADALAR POSTASI'nin 2633. sayisinda

http://adalar-postasi-guncel.blogspot.com/2012/01/3-2633.html

*

 



 

3. Bolum - Suyun Gundemi HABERLERi

 

 
RAMSAR ALANLARININ



SAYISI ARTIRILMALI

WWF-Turkiye (Dogal Hayati Koruma Vakfi) Genel Muduru Tolga Bastak,Turkiye'de son 50 yilda yaklasIk 1 milyon 300 bin hektar sulak alanin kurutma, doldurma ve su sistemine yapilan mudahaleler nedeniyle ekolojik ve ekonomik ozelligini yitirdigini acikladi. Bastak, ''Sulak alanlarimizi tehdit eden baslica etkenler plansiz su altyapi projeleridir. Bunlar arasinda hidroelektrik santralleri, barajlar ve havzalararasi su transferi projeleri sayilabilir. Geleneksel yuzey sulama yontemlerinin halen yaygin olmasi, modern sulama yontemlerinin kullanildigi alanlarda bile bitkiye ihtiyacinin otesinde asiri su verilmesi, evsel, endustriyel ve tarimsal kirlilik, yasak avcilik ve balikcilik, otoyollar ve madencilik gibi diger yatirimlarda sulak alan ekosistemlerinin goz ardi edilmesi gibi konular sulak alanlari olumsuz etkilemektedir.'' dedi ve Turkiye’de Ramsar alanlarinin sayisinin artirilmasi gerektigini ifade etti.

Sulak alanlar tehlike altinda

Turkiye'de son 50 yil icinde yaklasIk 1 milyon 300 bin hektardan fazla sulak alanin kurutma, doldurma ve su sistemine yapilan mudahaleler nedeniyle ekolojik ve ekonomik ozelligini yitirdigi bildirildi. –AA-

Mugla- WWF-Turkiye (Dogal Hayati Koruma Dernegi) Genel Muduru Tolga Bastak, goller, nehirler, batakliklar, turbaliklar, taskin duzlukleri, tuzlalar, deniz cayiri yataklari, gelgit aninda alti metreden derin olmayan deniz kiyisi alanlari gibi kiyi sulak alanlari, atik su aritim golcukleri ve rezervuarlarin sulak alan tanimi icine girdigini soyledi.

Tolga Bastak, dunyadaki hayvan turlerinin yuzde 12'sini bunyesinde barindiran sulak alanlarin, biyolojik uretimin en yuksek oldugu ekosistemler arasinda yer aldigini kaydetti. Turkiye'de uluslararasi oneme sahip 135 sulak alan bulunduguna isaret eden Bastak, ''Uluabat, Tuz ve Egirdir golleri gibi alanlari icinde bulunduran soz konusu sulak alanlarin cogu onemli kus ve bitki alani, dogal sit alani, ozel cevre koruma alani gibi statulere sahip olmalarina ragmen, bu alanlardan sadece 13'u Ramsar Sozlesmesi ile uluslararasi koruma statusune sahiptir'' diye konustu.

Gediz, Goksu, Kizilirmak deltalari, Kizoren Obrugu, Burdur, Kus, Kuyucuk, Seyfe, Uluabat golleri, Meke Maari, Akyatan, Sultansazligi ve Yumurtalik lagunlerinin Turkiye'deki Ramsar alanlari oldugunu belirten Bastak, bu alanlarin, nesli tehlike altinda olan deniz kaplumbagasi, saz kedisi, su samuru, Akdeniz foku, biyikli sumru, pasbas patka, tepeli pelikan gibi surungen, memeli ve kus turlerine ev sahipligi yaptigini bildirdi.

'Ramsar alanlarinin sayisi artirilmali'

Turkiye'de son 50 yilda yaklasIk 1 milyon 300 bin hektar sulak alanin kurutma, doldurma ve su sistemine yapilan mudahaleler nedeniyle ekolojik ve ekonomik ozelligini yitirdigine dikkati ceken Bastak, sunlari kaydetti: ''Sulak alanlarimizi tehdit eden baslica etkenler plansiz su altyapi projeleridir. Bunlar arasinda hidroelektrik santralleri, barajlar ve havzalararasi su transferi projeleri sayilabilir. Geleneksel yuzey sulama yontemlerinin halen yaygin olmasi, modern sulama yontemlerinin kullanildigi alanlarda bile bitkiye ihtiyacinin otesinde asiri su verilmesi, evsel, endustriyel ve tarimsal kirlilik, yasak avcilik ve balikcilik, otoyollar ve madencilik gibi diger yatirimlarda sulak alan ekosistemlerinin goz ardi edilmesi gibi konular sulak alanlari olumsuz etkilemektedir.''

Turkiye'de uluslararasi oneme sahip sulak alanlarin kayda deger bir bolumunun Ramsar Sozlesmesi'yle ortaya konulan kriterleri karsiladigini ifade eden Bastak, sulak alanlarin korunmasi ve surdurulebilir kullanimi icin atilmasi gereken adimlardan birinin Turkiye'deki Ramsar alanlarinin sayisinin artirilmasi ve uluslararasi duzeyde korunan alanlarin yayginlastirilmasi oldugunu soyledi.

Tuzla Sulak Alani

Bodrum Habitat Kozasi kurucusu Cuneyt Karaloglu ise kus gozlemcisi Brian Stoneman'in Tuzla Sulak Alani'nda sIk sIk kus gozlemleri yaptigini belirterek, ''Bu sayimlara gore Tuzla Sulak Alani'nda 23 Aralik 2006'da bin 307 flamingo ve 63 turde 6 bin 567 kus vardi. 29 Aralik 2007'de yapilan gozlemde de bin 347 flamingo, 69 turde 8 bin 425 kus vardi. Alanda aralik ayinda yaklasIk 350 flamingo saydik. Bu rakama bakildigi zaman bugun icin Tuzla Sulak Alani'nda kus sayisinda cok ciddi azalma goruyoruz'' dedi.

Sulak alandaki kus turu ve sayisinin azalmasinin cesitli nedenleri olabilecegine isaret eden Karaloglu, ''Bu konuda insan faktorunun yarattigi baskilar etkili olabilir. Yapilasma, kimyasal kirlilik, bolgedeki su rejimindeki degisIklikler, mevsimler, kuresel isinma gibi faktorleri de sayabiliriz'' diye konustu.

Ayrintili Bilgi Icin...



Yüklə 499,34 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin