19 Mart 2017 Bilinçle Birleşim Programı Simon Parkes Reportaj : JayPee, Kurt Ruhu Radyo Programı



Yüklə 166,82 Kb.
səhifə2/4
tarix26.07.2018
ölçüsü166,82 Kb.
#58649
1   2   3   4

JP : Yani söylediklerini oluşturan bu gruplarıdır.

SP : Evet.

JP : Söylediğiniz, Mogdalılar altında Cathar’lar ve benzerleri, Şövalyeler ve benzerleri var, o halde bize hiyerarşinin kısa bir listesini... bu buraya girer, şu oraya gider gibi verebilirmisiniz?

SP : Neden?

JP : Mogdalılara bakdığımızda, bu şekilde veya şu şekilde Hazarlara da bakmış oluruz.

SP : Doğru. Peki, bir kulübe katılırsan tam anlamıyla ne olur. Bu tür kulübe katılmaya davet edildiğinizde bu ya kan bağından dolayı, ya dininizden dolayı, ya servetinizden dolayı veya babanızdan dolayı olur, fakat gerçekten en üst noktadaysanız ne olur, her zaman gruplar arası dengeyi korurlar. En üst düzeydeki tüm güçlü insanları A grubuna koyarsanız, sonuçta A grubu en güçlü grup olur ve B grubuna dahil olan birinin A grubunu kontrol etme yetkisi olmaz. O zaman yapacakları, farklı seviyelerdeki insanları değişik gruplara dağıtıp hiç bir grubu denetlenemez derece güçlü bir duruma getirmemek. Açıkçası aileler değişik gruplara girerek, içinde olduğunuz grupta büyük babanınızın, büyük büyük babanızın v.s, v.s. izinden gidebilecekler vede herkes aynı kan bağı içinde kalabilecek. Biraz Yale Üniversitesine ya da Harvard üniversitesine benziyor. Harvard’taysanız, muhtemelen babanız ve büyük babanız da Harvard'a gitti demektir, bir tür kabilecilik. Gerçekten kontrolü ele geçiren insanlar belirli bir grubun çok fazla güçlenmesine izin vermezler. Durum sadece gruplar ile ilgili değil; kişilerle ilgili. Sözgelişi, diyelim A'dan Z'ye kadar olan grupların sahibi olabilirsiniz, Z grubu en düşük, A grubu da en yüksek seviyede olsun. inanılmaz derecede güçlü birisini Z grubuna yerleştirip, böylelikle Z grubunu en üst noktaya çıkarabilirsiniz, bu grup beş ya da on yıl sürecek bir hükümranlık sahibi olabilir. Sonra değiştirilerek yerine grup G veya grup L getirilebilinir. Bu şekilde bölüp fethedersin. Buna rağmen, iktidar aileleri her zaman iktidar aileleri olacak kalacak ve elit tabaka olacaklar. Mafya günlerinde, 3. Boyut’ta görüp göreceğimizin hepsi bu olacak. İster Şikago'da olsun, ister İtalya veya Roma'da olsun, Mafyada, birkaç yıllığına kendi gruplarının iktidarda kalması için savaşan, bizleri yöneten yönetici aileler vardır. Ancak benim “yeni para” olarak adlandırdığım, Rönesans dönemindeki, İtalya’ya, Floransa’ya, vb. geri döndüğümüzde bugün gördüğümüz iktidar mücadelelerinin çoğunun doğum yerlerinin buraları olduğunu görürüz. Ve bu grupları harekete geçiren ve canlı tutan merkez ise Vatikan’dır. Tamam mı.

JP : Dolayısı ile, Vatikan her iki tarafı kontrol ediyor. Konseydeler ve temsilcileri var, gibi bir şey mi?

SP : Vatikan onları kontrol etmiyor, Vatikanın yaptığı onlara kendi başlarına hareket edebilecekleri bir alan vermek, ancak durum kontroldan çıkarsa işe karışıyorlar. Vatikan, genelde bu ailelerin kendi şovlarını yapmasına pek karışmaz, ancak kararları etkileyen bazı şeyler vardır. Grupların kendi başlarına karar vermeleri ancak belirli parametreler içinde olur, sadece bu alanlar içinde kararlar alabilirler, herhangi bir taşma olması halinde Vatikan, hadlerini aştığını veya daha fazla şeyler yapmaları gerektiğini söyleyerek müdahale eder. Vatikan rahatını bozup onları sık sık çağırmaz. Vatikan’ın yaptığı budur aslında. İnsanları çağırarak, herkesin önünde çok ileri gittiklerini söylemek. Yaptıklarınızdan hoşlanmıyorum, yaptığınızı durdurmak zorundasınız demek. Ancak bu pek sık olmamakta.

JP : Tamam, şimdi..., yani... sadece kartları düzeltmeye çalışıyorum..., böylece ikisi de Tanrı tarafından seçildiğine inanıyorlar ve sadece birbirlerinden fazla hoşlanmıyorlar. Anladık. Rakip gruplar gibi, gerçekten de öyle değil mi?

SP : Bakın, Enki ve Enlil'e geri döndüğümüzde, kelimeleri tam anlamlarını ifade etmeden kullanıyorum, her ikisi de iki ayrı Tanrı olarak kendilerini iki ayrı gruba sundular, çünkü her iki kardeş de buradaydı ve sonra biliyorsun Enki'nin çocukları vardı. Kendi imparatorluklarını yaratmak için harekete geçtiler. Biliyorsun Dünya gezegenini terk edemediklerinden dolayı burada imparatorluklar kurmaya çalıştılar. Gerçekten bahis oynadılar. Hangi grubun güçlü olabileceğini veya hangi grupla çalışmaya izin verildiğini görmek istediler. Biliyorsunuz ki, Güçlülük oyununu oynuyorsunuz, hepsi bundan ibaret. Hepsi bu kadar. Bu sadece insanları manipüle etmekten ibaret, yapılan çok özel bir şey değil. Bu, aynı eski oyunun farklı Hediye kağıdına sarılmış halidir.

JP : Oyun hiç sonlanmayacak mı? Demek istediğim, tamam çocuklar, başka bir gezegen bulup gider misiniz, bizi yalnız bırakıp manipüle etmeyi durdurun, biz oldukça ilginç bir Varlık’ız, gelişip evrimleşmemiz için bizi rahat bırakın diyebilecekmiyiz.



SP : Hayır söylemek istediğini anladım. Sonlanacak, bu durum sadece insanlığın büyük bir bölümünün artık köle olarak itilip kakılmasını reddetmesi ile son bulacak. İnsanların büyük bir kısmı statükoyu kabul edip, şu anda olduklarından çok daha gelişmiş bir Varlık olduklarına inanmadıkça ve Pazartesi sabahı işe gidip neredeyse kendini öldüresiye çalışmayı durdurmadıkça, bir yıl çalışıp para biriktirdikten sonra, eğer şanslı iseler bir ay tatil hakkına razı olup, bu durumu her yıl tekrarlamayı, boş zamanlarında oturup televizyon seyretmeyi durdurmayıp, gazetelerde okudukları herşeye inanmaya devam ettikleri sürece, hayır bizler değişip evrimleşmeyeceğiz, öyle değil mi. Fakat insanların büyük bir oranı gerçekten durumumdan “bıktım usandım” derse; Bu dalavereyi görüyorum ve gerçekten hoşnutsuzluğumu ve öfkemi göstereceğim dedikleri zaman değişeceğiz. Ve bu da gerçekleşiyor. Hatırlıyorsan, insan rezonansı konusunda bunu konuşmuştuk. Dünya'nın rezonansı 6.34'ten neredeyse 30'lara fırladı. Bu, oldukça çok insanın zihin-yalanları kontrolünün ötesinde olduğu anlamına geliyor. Elit tabakanın çıkardığı çocukça yalanları yuttuğumuz günler geride kaldı. Şimdi bizleri aldatacak gerçekten zekice yalanlar bulmaları için oldukça çok çalışmalılar. Halkın yüzde 10'unu bile ikna etmek için gerçekten çok çalışmak zorundalar. Dolayısıyla insanların üzerindeki kontrolün büyük bir kısmını kaybettiler. İşte bu yüzden chemtrail'lar atılıyor; Bu yüzden tekrar bilinen korku yaratma rutinine geri dönecekler. Biliyorsun insanları yönlendirmek istediğimiz yola yönlendiremiyorsak onları manipüle edemeyiz. Bu aptal, budala elit tabaka kararını “ne yapacağımızı biliyoruz, onları zehirlemeye çalışacağız, ya da onları aplaştıracağız veya onları çok fazla korkutup, onları istediğimiz şeyleri kabul edecek duruma getireceğiz” yönünde vermiştir, seçtiği yol budur. Elit tabaka, böylelikle kendi kendilerini yenilgiye uğratıyor, çünkü bu insanlar kendilerini özgür kılma şansına sahipti ve eğer bu şansı kendi çıkarları yönünde kullanabilselerdi, aynı zamanda herkese kendilerinin de insan olduklarını gösterme fırsatını elde edebileceklerdi. Ancak, tekrar aynı eski rutine geri döndüklerini kanıtlardan görmekteyim. Bunun bence hiç bir sakıncası yok, vidayı biraz daha sıkmamız gerekecek ve halk "evet efendim", "hayır efendim", üç torba dolusu ‘efendim’leri zikrettikleri günleri geride bırakarak ayaklanıp meydan okuyarak kıçlarına tekmeyi vurduğu an değişim başlayacak! Artık o günler uzakta kaldı. İnsanlar gerçeği istiyor. İnsanlar sorular soruyor. İnsanlar yalanlardan yorgun düşmüş durumdalar. Bu durumda olan insanların sayısı her geçen gün artıyor, evet halen uykuda olan bir sürü insan var, ancak uyananların büyük oranı şu an elit tabakanın daha belirgin yöntemler kullandığını biliyor, farkındalık daha fazla insanı uyandıracak ve Büyük Britanya’da söylediğimiz gibi, gerçeği gizleyemezsin (Türkçedeki yakın anlamı; yalancının mumu yatsıya kadar yanar). Gelecekten gerçekten umutluyum. Fakat, erdemlilik örneği olmayı seçmek yerine, eski rutinlerine geri dönmeye karar veren bu elit kesime çok üzülüyorum. Şüphesiz bunu mutlaka ödeyecekler.

JP : Yani, hala bu soru üzerinde duruyorum, çünkü paralel olan çok sayıda sorular var ve cevapları da herkes bilmek istiyor. Yahudi halkı ve Aryan halkı arasındaki fark ne.

SP : Pekala, evet, bunu sormuştun.

JP : Fark nedir? . . Biz bu gezegene indiklerinden beri rekabet içinde olan iki koloniden mi bahsediyoruz? Demek istediğim, bu kepazelik değil mi?

SP : Burada gördüğümüz, gruplardan biri geleneksel çizgide, egemen durumda görünen, Aryan olan grup. Bu soy, birçok yönüyle Orion'la oldukça güçlü bağları olan bir imparatorluk kuran Uzaylı’lardır. Orion imparatorluğu ile bağlantıları vardır ve ayrıca Aldebaran grubuyla bağlantıları vardır ve. . .

JP : Tekrar o sinir bozucu Aldebaranlar.

SP : Evet, tabii ki Adolf Hitlerin de bildiği grup, sadece kanalize ederek değil, sadece Vril Cemiyeti ve diğerleri aracılığıyla değil, kendi kişisel deneyimleriyle bildiği grup. Bu gerçekten herkes tarafından bilinmeyen, fakat şahsen. . . Adolf Hitler şahsen Reptilleri (Sürüngenleri) gördü. Biliyormusun bundan hiç bahsetmiyoruz. Hitler şahsen onları gördü. Ayrıca Kutsal Mızrak’a dokunmaktan dolayı şeytani bir işkal altındaydı. Bu yüzden Hitler Avusturya'yı istila etti, çünkü Avusturya'da sandığı Mızrak’ı almak istedi. Pek çok kişi Mızrak'ın Avusturya müzesinde olduğunu söylüyordu, hayır bu doğru değildi, ana katedralde, asıl ana kilisenin tavanda asılıydı. Ve Hitler bunu görmüştü vede o Mızrak’ı çok istiyordu, fakat Mızrak lanetli idi; Mızrak başka bir varlık’a aitti. Fakat Avusturya'ya gittiğinde, SS'nin öncü ekipleri, Mızrak’ı alıp Adolf Hitler’e getirdi. Hitler Orion İmparatorluğuna bağlıydı; Aldebaran grubuyla bağlantılıydı. Şeytani Varlık tarafından işkal edilmiş durumdaydı ve saflık olarak gördüğü Aryan (Ari) ırkını taklit etmek istedi, çünkü bu ırkı derin tarihi olan saf soy olarak gördü ve bunlar tamamen beyaz veya beyaz tenli Varlıklardı. Yahudi ırkı bunların tam tersi olarak görünüyordu ona, Yahudi ırkı kötü ırk olarak göründü, çünkü sadece Yahudi ırkı ve Aryan ırkı, gezegenin bir kısmını yöneten otoriteye ve güce karşı rekabet edebilirdi, aslında Yahudi halkının çoğu başarılı bankacıydı, çünkü Avrupada Yahudilerin iş yerleri açmasını engelleyen pek çok kanun çıkmıştı. Bu şimdi anlaşıldı, ancak borç para vermelerini engelleyen bir kanun yoktu. Bu yüzden Yahudi halkı borç para vermeye başladı, çünkü izin verilmedi. . . Birçok ülkede Yahudilerin iş açamıyacağını söyleyen kanun vardı. Bu saçmalık! Bu yüzden borç para veriyorlardı, çünkü başka şey yapmalarına izin verilmedi, elbette ödünç para veren Yahudiler kötü isim yaptı. Yahudi ırkı doğrudan Aryan ırkıyla direk bağlantısı olmamasına rağmen, enerji bakımından, ancak iki ırktan biri, ya Yahudi ırkı ya da Aryan ırkı başarı olarak adledilebilirdi. Büyüleyici bir konudur.

JP : Oh, evet, evet. Bitirmeme izin verin. Hala çok açık değil, bu yüzden açıyı biraz daha daraltmak istiyorum. Tamam, Aryanlar, pekala, biliyormusun fonetiklerini de dinledim, anlamaya çalıştığım, Aryanlar Aldebaran'dan gelirler, fakat uzun boylu ve sarışınlar, öyle değil mi?

SP : Evet, Nordik’ler (iskandinav) ile karıştırılmamalı.

JP : Nordik’ler, tamam tamam.

SP : Nordik’ler ile karıştırılmamalıdır. Bu ayrı.

JP : Pekala, tamam. Öyleyse Aldebaran'dan gelen Aldebaranlar var ve çok soluk tenli, uzun boylu ve sarışınlar, ancak Yahudi insanlar genellikle koyu tenli olup koyu renkli saçlılardır, değil mi?

SP : Doğru. Aldebaranlar, bir Aldebaranlıya bakacak olsaydınız, gördüğünüzün erkek mi ya da bir kadın mı olduğunu anlayamazsiniz. Bir Aldebaran'ın yüzüne baktığınızda, hem kadınsı hem de erkesi özellikler görürsünüz. Çoğunun cinsiyeti, ne erkektir nede kadındır. Bunu anlamak oldukça önemlidir. Onların cildi çok beyazdır. Hasta olan birinin cildi gibi soluk beyaz olan bir cilde sahipler. Nordik'lilerin cildindeki beyazlık gibi değildir onların beyazı. Sarışın saçları var. Çok ince, ipeksi ve tüy gibidir saçları. Yüz hatları kesin ve anlamlı değildir. Yüzlerini tanımlamak oldukça zor. Kare değildir; ince ama, elf yüzü gibi değil. Dar üniforma kıyafetler giyme eğilimindeler ve genellikle elbisenin üzerinde, Hitler'in bir kısmını kopyaladığı SS alfabesine ait Yılan ya da eğik çizgi işaretleri vardır, ayrıca portal teknolojisinde, Dünya gezegenine ışınlanma işlemi iki eğik çizgi gerektirir . Bu yüzden, SS korumasının üniforması için Hitler, iki SS eğik çizgiyi kopyaladı, çünkü bu bir portal üzerinden varış anlamına geliyordu. Evet, Aldebaranlar ne erkek, ne de kadınlar; Boyları, uzun değil. İskandinavların boyları genellikle 1.80 ile 2.00 metre arasında, Aldebaranların ise 1.70 ile 1.95 arasındadır.

JP : Pekala, bunlar Aldebaran ve Nordikler, tamam. Ve aynı zamanda. . . Pekala, Yahudiler nereden geliyor? Yahudi ırkı nerede, Enlil tarafından mı yaratıldı? Bu yüzden mi seçilmişler? Koyu renkli oldukları biliniyor, yapılan anlaşma ne, aslında biliyorsunuz, Sephardics ve Ashkenazis gibi birkaç Yahudi ırkı var, yoksa Ashkenazis Hazarlılar ve ya gerçek Yahudiler Ashkenazi grubunda mı yanlızca?

SP : Bekle, gerçek Yahudi nedir?

JP : Ha, evet.

SP : İsrail'in on iki kabilesi var, bilmeniz gerekenin hepsi bu. oh, birisi önünüze mükemmel eski figürleri getirdiğinde, üç, altı, dokuz, on iki. Bu bir düzenleme. Üç, altı, dokuz, on iki şeklinde olan her şey; Altı ve oniki Sürüngen/Orion/kontrol sisteminin sayılarıdır. Eğer gezegendeki yerli bir grup insanı alırsanız ve o insanlara "siz özelsiniz; kendinizi kabilelere bölmeniz gerekir; kendi kabilenizin dışından gelin ya da damat almamanız gerekir; çünkü ırkınızın saf lığı bozulur; eğer koyunları bana kurban ederseniz, bunu veya şunu öldürürseniz ve adaklarınızı yakarsınız...., ben sizi koruyacağım. "

Kızıldeniz'in ortadan ayrıldığına inanırmıyım. Kesinlikle inanırım çünkü Uzaylıların teknolojisi kolaylıkla bunu yapabilir. Biliyormusunuz, Musa'nın Firavun olduğunu unutma eylimindeyiz; O bir Firavun oğluydu. Soy buradan geliyor. Anlaşıldığı gibi, Yahudi soyunun geldiği yer burasıdır. Şimdi sorun doğrultusunda seni eski tarihe geri götürüyorum. Yahudiler nereden geliyor? Musa bir Yahudi miydi. Bu insanların çoğu Mısırlıydı. Aile üyelerinin her biri tam bir Firavun olabilecek kapsiteye ve herhangi sebebten dolayı birbirleri ile kavga edebilen bir yapıya sahiptiler. Dolayısıyla geri dönerseniz, Mısır ırkının liderleri Annunaki'ydi. Bu, onların astlarının hepsinin vede tüm nesneleri bir uzay gemisinden geldikleri anlamına gelmez. Çoğunluğu, büyük bir çoğunluğu, Süper intellektin komutası ve kontrolü altına alınan, sıradan yerli halklardı ve kurallar ve düzenlemeler verilerek kendi kendine yeten bir ünüte haline getirildiler. Ve sonra insanlara kendilerine inanmayı aşılarsanız ve onları herkesden daha iyi olduklarına inandırırsanız, onlara koruma sağlarsanız, bütün bunların sonucunda Yahudiler korunan ırk oldu. Seçilmiş bir ırktır, seçilmiş olmalarının sebebi Sürüngen tanrılarının benim için kurban vermeye devam ettiğiniz sürece herhangi bir mücadeleyi kaybetmemenizi sağlayacağım, fakat kurban etmeyi bırakırsanız, desteğimi durduracağım demelerinden kaynaklanmakta.

1942 yılına kadar hiçbir değişiklik olmadığını biliyorsun Adolf Hitler her savaşı kazanmıştı, Britanya muhaberesini kazanamamıştı ama kaybetmemişti de, öyle değil mi . Beraberlikti. Petrolü oradan buradan aldığı sürece her muhabereyi kazanıyordu, Standard Petrol’dü aldığı. Ve 1942'de Hitler, bundan bıktım artık deyip, Stalingrad’a girip Rusya’nın bu bölümünü istila edeceğim, Rusya'daki en zengin petrol yataklarını alacağım ve artık Petrol’ü sağdan soldan almaya ihtiyaç göstermeyeceğim dedi. Ve bunu yapmaya başladığı anda, Dünya Dışından gelen tüm yardımlar kesildi. Yardımlar ortadan kayboldu ve hemen hemen her savaşı kazanır durumdan her savaşı kaybeder duruma düştü. Sözleşme yapan kişilerin başına gelen budur, sözleşme kurallarına bağlı kalmayınca özel koruma ortadan kalkar. Yahudilerin yaptığı savaşları düşünüyorsanız, 1967'de Altı Gün Savaşı'nı ve 1974'de Yom Kippur Savaşı'nı hatırlıyorsunuz. İsrailliler yaptıkları birçok savaşlardan sonra savaşı ancak kazandılar. Özellikle Mossad aracılığıyla, bugüne kadar hala devam eden, çok hoş olmayan belirli bir Dünya-Dışı Varlıkla bağlantıları vardı. Hoş değil ama Hitler'le iletişim kuran da aynı Varlıktı. Ne çılgınlıktır bu. Yahudi devleti, Hitler'le çalışan aynı Dünya dışı Varlık’ıyla bağlantıda. Bu Gezegen dışı Varlık, kontrol edebileceğini düşündüğü herhangi bir ulusla çalışabilmekte. Biliyormusun, insanlık bu kadar çok şey çevirenlere açıkça dönüp "bakın, bize tavsiyelerde bulunmanıza aldırmıyoruz" deyip, “bu gezegende ve bu Evrende bizden çok daha uzun süredir yaşıyorsunuz, bu yüzden sizden tavsiyeler alacağız, ancak bizi manipüle etmeye çalışmayın” demeli. Bizi kontrol etmeye çalışmayın. Kendi kaderimizi kendimiz belirleyeceğiz. İnsan ırkı, biraz önce bunu söyledin JayPee, bir halk olarak, bir gezegen olarak dönüp" tavsiyenizi memnuniyetle karşılıyoruz, fakat ne yapacağımıza biz karar vereceğiz, sonra kim olduğumuzu kontrol eden yine biz olacağız". Farklı ülkelerin birbirleriyle kavga etmesi dışında, ki buda böl ve fethet politikası. Devam edelim mi?

JP : Harika, teşekkürler Simon. Umarım herkes tarafından anlaşılmıştır. Şimdi bir göz atalım. Pek çok kişi son derce uzun soru yazıyor, ancak anlamanız gereken şey, gerçekten odaklanmış soru sormak çok daha pratik. Oldukça iyi bir soru var, çünkü her şeyi yazmak yerine bir başlık altına koymuş. Cin’leri çekebilir misin, David'den gelen bir soru. İnsanlarla internet üzerinden bağlantı kurarak Cin`lerin etkisi altında kalabilir veya negatif Varlıklar eklenti olarak size nufuz edebilir mi?

SP : Bu gerçekten çok ilginç bir soru.

JP : Değil mi?

SP : Hayır, ama şu anda oynanan oyunların bazılarından şeytani Varlıkları çekerek etkisi altında kalabilirsiniz. Piyasada olan oyunların portallari var ve Portaller yolu ile bazı activetelerin olduğununa inanıyorum. Yani kelimenin tam anlamıyla, Cin’ler, hayır. Cin’ler çoğunlukla ouija panolarını kullanarak insanlara saldırır (ruh çağırma tepsisi, tahtası, levhası, masası..). Ouija tahtası bir portaldır. Ouija fikiri hiçbir zaman insanlardan gelmedi. Fikir insanlara verildi; İnsanlar da onu yaptılar ve onu en iyi tarifi; caddede yürüyorsunuz. Kaldırım var ve hoş bir pencere, dükkan penceresi ve içinde güzel kekler görüyorsunuz. Oh, kekleri severim, kapıyı açıp içeri girersiniz. Ouija panosu dükkan penceresidir ve ouija panosuna dokunduğunuzda veya yakınlaştığınızda veya aktifleştirdiğinizde, Portalı sizin açtığınızı düşünürler. Kapıyı açtığınızdan sizinle bir sözleşme yaptıklarına inanırlar, dükkana girdiğinize inanıyorlar. Şimdi İngiltere'de, Londra'da siyah taksiler var; Amerika'da sarı renkli taksileriniz var ve hepsinin sıraya giridiği taksi durağı var, Cinlerde de durum aynı, onlarda Ouija panosunu biri aktif hale getirene kadar sırada beklemekteler. Sıradaki ilk Cin doğrudan doğruya gelir ve ouija panosunun etrafındaki en psişik özelliğe sahip olan kişiye, genellikle onu harekete geçiren kişiye, kendini iliştirir, her zaman böyle olmasa da, genellikle insanlarda olan ve benim temizlediğim Şeytani işkaller ve Cin işkalleri, Ouija panasunun kullanımı sonucu oluşan işkallerdir. Bazen bunlar, aktif olmadan önce yirmi ya da otuz yıl sessizce bünyenizde kalırlar. Dengesiz Bukalemun’lardır ve enerjinizi kopyalarlar. Eğer onları söküp atamazsanız, aktif hale geçerek, yaşamınızı tam anlamı ile ızdıraba dönüştürürler. Öyleyse hayır, Cinler değil, evet, özellikle son on sekiz aydan beri uygulanan bu programlardan bazıları, potansiyel şeytani enerji taşımaktalar. İyi bir soru, teşekkürler.

JP : Çok ilginç ve çok yararlı, pekiala interneti, Skype ve benzeri şeyleri kullanırken, şeytanlardan ve Cinlerden uzak durmak için ne yapmalı? Farklı bir bağlantı mı kullanmalı? Kişisel olarak bağlanıyorsun değil mi?

SP : Skype üzerinden olmaz. İnterneti kullanarak muhtemelen, yapay bir zeka olan Archonic saldırılara maruz kalırsınız. Yapay zeka olduklarından saldırının gerçekleştiği yer burasıdır. Dijital teknolojiyi kullanıyorlar. İşte bu yüzden, bu gezegende dijital teknolojiye sahibiz, hayatımızı kolaylaştırmak için değil, bazı şeylerin gezegende dolaşımını sağlamak ve bizleri izlemek için. Dolayısıyla kötü ruhlar Skype ile bulaşmazlar, ancak Skype aracılığıyla Arckonik saldırılara uğrarsınız; Archon saldırıları her hangi bir elektronik alet yolu ile olabilir. Fakat kötü ruhların daha çok ihtiyaçları olan.., bunu gerçekten insan diline nasıl aktarabileceğimi düşünüyorum. Bir eve ihtiyaçları var. Bir eve ihtiyaçları var. Alaaddin’in Cin’i içinde yaşamak için bir lambaya ihtiyaç gösterdiği gibi yaşayacakları bir yere ihtiyaçları var. Yani bir telefon için bir uygulama oluşturursan, bir şeyler yaratırsın. . . Pokemon demiyorum, benim 80'lerde bildiğim bir oyun, ancak canavarları veya kötü yaratıkları çizebilecek bir zemin olaması gerekir ve bu oyunun bir parçasıydı. Zemin canlının enerjisini barındırabilen bir yapı oluşturur, çünkü aslında bir canavar olarak söz edeceğimiz şeylere biçim verip şekillendirmiş olunuyor, böylece bu tür kötü enerji internete yüklenene kadar geçici olarak, burada veya şurada bir ev bulabilir. Dolayısı ile ikamet etmek, tıpkı “Kader’in Ruhu” hakkında yaptığım konuşmadaki kötü ruh işkali gibi. Bu, Saint Longinus'un İsa'yı mızrakladığı söylenen mızrak, böyle bir tarihi var, dolayısıyla kötü ruh, tarihten de görüldüğü gibi mızrağa nufuz edebilir. Eh, bir şey yaratırsınız kötü ruh ona nufuz eder, sonra yarattığınız şey yolculuğa çıkarılarak gönderilebilir. Bu yüzden, benim gibi birisi için oldukça zor bir oyun, çünkü kötü ruhların kökünü kazıyıp temizlemek için oldukça zorlanıyorum ve şimdi, djital teknolojinin ortaya çıkışı ile bu şeyler gerçekten neredeyse heryerde ortaya çıkmakta, bu yüzden oldukça uğraştırıcı bir iş.

JP : Evet, mükemmel. Savaş Gemilerinin Dünyası adlı bir oyun var. Uzun zaman önce orkestra günlerimde tanıştığım bir adam bana gençken ruhunu şeytana sattığını söyledi. Şaka mı yapıyordu bilmiyorum ama şimdi Savaş Gemilerinin Dünyası adlı oyunun bağımlısı, hatta kendisi vede eşi her akşam bilgisayarlarında yan yana oturup Savaş Gemilerinin Dünyasını oynuyorlar.

SP : Doğru.

JP : Öyle mi, bu onların anlaşması, biliyorsun, negatif enerjileri üretiyor.

SP : Tabii bunun sağlıklı olmadığını söyleyebilirim. Küçük bir yürüyüş yapmak ve kuşların şarkı söylemesini duymak veya güneşin batışını izlemek daha güzel olurdu, böylelikle daha da güçlenebileceklerini düşünüyorum, Dışarı çıkıp biraz egzersiz yapmadan bir ekranın önünde oturmak sağlığınız için iyi değil. Bu programlarla ilgili yeterli bilgiye sahip olmadığım için bu konuyla hakkında konuşmayacağım. Geçen sene çok gözde olan bir program vardı, cep telefonunuzla dışarı çıkarak, telefonunuzu gördüğünüz diğer şeyler üzerine tutarak, oralarda Yaratık veya Varlık’ın olup olmadığının görüyorsunuz ve onları topluyorsunuz. Bu gibi şeyler benim ilgi alanımda, bu yüzden bunun belirli bir program olduğunu söyleyemem, çünkü pek hoş olmayan diye tanımladığım şeyleri barındırma potansiyeli olduğunu düşünüyorum. Bakın, modern bir dünyada yaşıyoruz, bilgisayar kullanıyoruz, telefonlar kullanıyoruz ama hayatlarımızı da dengelememiz gerekiyor, daha fazla dışarı çıkmamız gerekiyor. Bir şeyler oturup ekranlara yüzümüzü yapıştırmamızı istiyor ve içimizdeki insanlığımızı azaltmamızı istiyor. İnsanlara, insanlığınızı kutlayarak hayatınızı dengelemeniz gerektiğini kesinlikle söylemeye kararlıyım.

Dışarı çıkın ve doğayla bağlantı kurun; bunu yapabileceğimizi biliyorsunuz. Dışarı çıkın ağaçları, nehirleri ve denizi görün ve gerçek organik yaşamın ne olduğunu hatırlayın. Biliyorsunuz, evet, bu baktığınız süper yüksek çözünürlüklü ekranlar istenilen herhangi ortamın gerçek bir kopyasını üretebilir, tanrı aşkına, sadece bir kopya bu. Bu bir kopyadan ibaret. Dışarı çıkıp gerçeğini görmek yerine niye kopyası ile yetinelim ki? Tembellikle mi suçlayalım kendimizi. Bir gün çok ama çok özel bir arkadaşım, parmağı ile işaret ederek, orada çok küçük bir park var her gün 10 dakikanı ayırıp o parkta yürüyüş yap dedi bana. Bu kişi kesinlikle çok haklı, ama hepimiz inanılmaz derecede yoğun bir hayat sürüyoruz. Hepimiz bunu yapmayı çok istiyoruz. Bir şeyi gerçekten yapmak isterseniz, genellikle onu yapabilirsiniz. Sadece insanlara, Kaynak'la bağınız olduğunu kutlayın diyorum. Sen gerçek yaşayan bir insansın. Elektronik dünya içine kayıp düşme, benim korkum bu. Sürüngen ırklar değil, Archonlardır bunu isteyen; Kan’dan, et’ten ve kemik’ten oluşan yapıyı bir robota dönüştürmeyi arzu eden yapay zekadır onlar. Karşımızda olan gerçek düşmandır onlar.


Yüklə 166,82 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin