Tarihteki Türk eğitim sistemleri bilinen ilk Türk Toplumları ile başlar
Türkler çok büyük bir alana yayılmışlar ve gittikleri yerlerde çok önemli devletler kurmuşlardır.
Hun, Göktürk, Uygur, Karahanlı, Selçuklu, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti
Türkler Müslüman Olmadan Önce:
Türkler Müslüman Olmadan Önce:
Türklerin 10. yüzyılda Müslüman olmalarından önce tarih sahnesine çıkmış en önemli devletleri; Hunlar, Göktürkler ve Uygurlardır.
Yaşama biçimlerinin etkisiyle, töreyle alp insan tipi bilge insan tipi, köklü bir bilim sevgisi, cesur, çocuk sevgisi vb. bunları sayabiliriz.
Uygurlar yerleşik hayat benimsenmiştir ve bu eğitime farklı yansımalara neden olmuştur. Özellikle Maniheizm’i benimsemişler ve savaşçı özelliklerini kaybetmişlerdir.
14 harfi soğd alfabesini kullanmışlardır. Basım tekniğini bulmuşlardır. Bu sayede kitapları daha kolay çoğalttıkları için okuryazar oranı arttı. Uygurların bilgi ve kültür düzeylerinin artması sonunda kâtiplik bürokratlık danışmanlık tercümanlık yapmışlardır.
Türkler Müslüman Olduktan Sonra:
Türkler Müslüman Olduktan Sonra:
Türkler kitle halinde 10. Yüzyılın ilk yarısında Karahanlılar devletinde kendi istekleri ile Müslüman olmuşlardır.
Türklerin tek Tanrı düşüncesi, savaşçı, yoksulları doyurma, kurban törenleri, bilim sevgisi gibi gelenekleri; İslamiyet’in Tanrı anlayışı, cihat zekat, sadakat, kurban, bilim anlayışı ve uygulamalarıyla benzerlikler gösterdiği için bu dini benimsemeleri zor olmadı.
Türklerin İslamiyet’i benimsemeleri eğitime yeni özellikler kazandırmıştır.
Türklerin İslamiyet’i benimsemeleri eğitime yeni özellikler kazandırmıştır.
-İlk kez medrese denen planlı düzenli güçlü bir örgün eğitim – öğretim kurumu olan bir okul ortaya çıkmıştır.
-Eski değerler ve töre değişme yoluna girmiştir.
-Gazi ve veli insan tipleri ortaya çıkmıştır.
-Arapça ve Farsça aydınların dili üzerinde giderek artan bir etkide bulunmuş ve bilim dili Arapça olmuş.
KARAHANLI
KARAHANLI
1.Müslüman olmaları ve yerleşik olmaları eğitime olumlu yansıma yapmıştır.
2.Devlet adamları eğitimi desteklemiştir.
3.Medreseler kurulması eğitim için büyük atılım olmuş ve ülkenin her bir yanına yayılması da ayrıca önemlidir.
4.Farabi, İbn-i Sina gibi düşünürler bu zamanda yetişmiştir.
5.Eğitim bilimine ilişkin ilk açıklama başta Farabi olmak üzere bu dönemde görebilmekteyiz.
Farabi’nin eğitim görüşleri
Farabi’nin eğitim görüşleri
-Eğitimin amacı, mutluğu bulmak ve bireyi topluma yaralı hale getirmek olmalıdır.
-Farabi eğitimciyi üçe ayırmıştır bunlar;
Aile reisi, aile fertlerinin; öğretmen, çocuk ve gençlerin devlet başkanları, milletinin eğitimcisidir.
-Öğretim ve eğitimi ayırır: “Öğretim, milletler ve şehirlerde nazari (kurumsal) erdemler var etme demektir. “Eğitim ise, milletlerde ahlaki erdemleri ve iş sanatlarını var etme yöntemidir.
Sina, eğitimin doğumla başlaması gerektiğini savunur. Çocuğa babası iyi bir ad koymalı her gün yıkamalı üşütülmemeli annesi tarafından günde iki üç kez emzirilmelidir. Ya da iyi bir süt ana tutulmalıdır. Çocuk sütten kesildikten sonra kötü huylar edinmeden eğitilmeye başlanmalıdır.
Çocuk iyi arkadaşlarla oynamalı onun tutarlı davranışları desteklenmeli ona fazla baskı yapılmamalıdır. Yaptığı hatalar uygun bir biçimde düzeltilmeli düzeltilemiyorsa o zaman dayak atılmalıdır.
-Eğitim kadın erkek herkes içindir.
-İbni Sina eğitim ve öğretimde araç-gereç kullanılmasının öğretimin başlı başına bir konu olarak kabul etmektedir.
-Hangi sınıf ve statü olursa olsun her çocuk eğitilmelidir.
-Çocuklara meslek eğitimi verilmelidir.
-Öğretmen çocuğu tanımalı onun yeteneklerini bilmeli ve ona göre davranmalıdır.
-Çocuklar okullarda akran ve arkadaşlarıyla birlikte eğitilmelidir.
Çocuğun zevk ve ilgileri genel ve mesleki eğitimde göz önünde tutulmalıdır.
-Oyun çocuğun normal bir faaliyetidir.
-Eğitim ve öğretimde deneye gözleme nedeni araştırmaya önem verilmelidir.
-Çocuk üzerinde baskılar olursa olumsuzluklara yol açacaktır.
SELÇUKLU DÖNEMİ
SELÇUKLU DÖNEMİ
İlk Selçuklu medresesi Tuğrul Bey (l040- 1063) tarafından 1046 yılında Nişabur'da kurulmuştur.
Başlıca Selçuklu medreseleri Nizamülmülk (1063-1092) tarafından kurulmuştur.
Nizamülmülk'ün kurmuş olduğu bu devlet teşkilatı, kendisinden sonra gelen İslâm-Türk devletleri için bir örnek olmuştur.
Ayrıca kurduğu medreselerde güçlü bir din eğitiminin yanında, İslâm hukuku anlayışına uygun eğitilmiş güvenilir ve yetenekli yöneticileri yetiştirmektir.
NİZAMÜLMÜLK MEDRESELERİNİN BAŞLICA AMAÇLARI
NİZAMÜLMÜLK MEDRESELERİNİN BAŞLICA AMAÇLARI
1) Din adamı yetiştirmek,
2) Yoksul ve yetenekli öğrencileri okutup topluma kazandırmak,
3) İmparatorluğun yönetimi için memur yetiştirmek ve devlet adamlarını eğitmektir.
4) Bilginleri bir görev ve maaşla medreselere bağlayıp denetim altında tutmaktır.
Nizamiye medreseleri, "eğitimde şans ve fırsat eşitliği" gerçekleştirmeye çalışmıştır. Devlet, medreseleri "yatılı ve burslu" bir eğitim kuruluşu haline getirmekle öğretimde imkân ve fırsat eşitliğini sağlama çalışmalarına girişmiş oluyordu.
Ayrıca “öğrenci statüsü”nde bazı yenilikler getirmiştir. Bu yeniliklerle, medrese öğrencilerinin büyük bir kısmının yatılı olması ve medrese vakfından burs alabilmeleri sağlanmıştır
Bir dönemin bilim merkezi olarak toplumu aydınlatan Nizamiye Medreseleri Osmanlı, medreselerine de örnek olmuştur.
OSMANLI DÖNEMİ
OSMANLI DÖNEMİ
1. Medreseler çok yaygın ve güçlü örgün eğitim kurumları haline gelmiş, toplumu derinden etkilemiş.
2. Azınlıkların çocuklarını yetiştirmekte Enderun adında örgün eğitim kurumları kurulmuştur.
3. İlköğretim 19.yy kadar basit düzeyde kalmıştır.
4. Osmanlılar son dönemine kadar ilkokul üstünde sadece erkekler okumuştur.
5. Eğitim-öğretimin temel amacı dinidir ve nakilci,
ezbercidir.
OSMANLI DÖNEMİ
OSMANLI DÖNEMİ
6. Tanzimata kadar ücretsiz, ancak vakıf geliri olmayan okullarda az bir ücret talep edilerek eğitim faaliyetleri yürütülmüştür. .
7. Azınlık ve yabancılara eğitim hakkı tanınmıştır.
8. Yaygın eğitim din adamları, ahlakçılar, edipler tarafından yapılmıştır.
9. Eğitimde yenileşme 1776’ta askeri okullar ile başlanmıştır.
10. Medreseler, 1776’tan sonra askeri okullarda kısmen, sivil okullarda geniş ölçüde etkisini sürdürmüştür.
• Toplumun yüzde onu bile okur-yazar olmadığı için dönemin siyasal, ekonomik, hukuki, kültürel değişimini kitlelere benimsetilmesi ve kökleşmelerinde eğitimin rolü çok iyi bilindiğinden eğitime önem verilmiştir.
• 1924’te çıkartılan Tevhid-i Tedrisat (Öğretim birliği) kanunu ile tüm okulların Maarif vekaletine bağlanmasıyla medreseler kapatılmıştır.
• Tarih ve dil konularında milli bir amaca yönelmeye başlanmakla beraber bu hedef doğrultusunda 1 Kasım 1928’de Latin harfleri kabul edilmiştir.
• köy için eğitim ve öğretmen konusunda önemle durulmuştur. • Halk eğitimine, eğitim bilimlerine, eğitim sorunlarına ve milli eğitim politikası gibi pek çok konuda kararlar alınmıştır.
Gelecek nesiller Türkiye’nin bağımsızlığını koruyacak, cumhuriyeti koruyup yükseltecek biçimde yetiştirilmelidir.
Eğitim milli, bilime dayalı ve laik olmalıdır.
Eğitim işe yarar, üretici ve hayatta başarılı olacak insanlar yetiştirmelidir.
Eğitim çocuğa hürriyet vererek, yeni nesillere de fazilet, fedakarlık, düzen, disiplin, kendine ve milletimizin geleceğine güven duygularını geliştirmelidir.
Eğitim toplumu cehaletten kurtarmalı, onun bilgi ve ahlak düzeyini yükseltmeli, kabiliyetlerini ortaya çıkarıp geliştirmelidir.