2 nolu alt komisyon tutanaklari iÇİndekiler



Yüklə 2,59 Mb.
səhifə22/37
tarix07.01.2019
ölçüsü2,59 Mb.
#90806
1   ...   18   19   20   21   22   23   24   25   ...   37

22.02.2012 Tarihli Toplantı




  • Açılma Saati: 13.40

  • ---0---

  • MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Değerli arkadaşlar, hoş geldiniz.

  • Şimdi, bizim, Anayasa Uzlaşma Komisyonumuzun üç alt komisyonu oluşturuldu, daha fazla kurum dinleyebilmemiz için bunların her biri ayrı ayrı dinliyor ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarını ve sendikaları bizim Alt Komisyonumuz, 2 No.lu Alt Komisyon dinliyor.

  • Bugün dört toplantımız var. Türk Diş Hekimleri Birliği olarak sizi dinleyeceğiz şimdi.

  • Ben AK PARTİ’den Mustafa Şentop, İstanbul Milletvekili.

  • Tunca Toskay Bey, Milliyetçi Hareket Partisi Antalya Milletvekili.

  • Cumhuriyet Halk Partisinden Süheyl Batum bulunacaktı fakat Anayasa Mahkemesine gitmişlerdi, gelecek ama gecikecek, “Beklemeyin.” dedi, tabii, size de programa da bir haksızlık olur, sarkar.

  • Barış ve Demokrasi Partisinden Ayla Akat Ata.

  • Size kırk dakikalık toplam bir süre düşünüyoruz. Sonuna doğru bizim bakiyi açmak üzere sorularımız olabilir çünkü prensip olarak müzakere yapmıyoruz, tartışma yok, eleştiri yok bizim tarafımızdan ama bazı hususların açılması için sorular sorabiliyoruz. O bakımdan sunumuzdan sonra bize bir kısa süre bırakacak şekilde ayarlama yaparsanız memnun olurum.

  • Buyurun.

  • TÜRK DİŞ HEKİMLERİ BİRLİĞİ BAŞKAN VEKİLİ K. TÜMAY İMRE – Evet, teşekkür ederiz.

  • Öncelikle böyle bir görüşme isteğinde bulunmanız, yazılı olarak da istemeniz daha öncesinde, tabii ki kitle örgütlerinden bu tür görüş almanızın çok önemli olduğunu düşünüyoruz, anayasa yapım sürecinin usulü açısından önemli olduğunu düşünüyoruz biz de. Aslında Anayasa’nın belki de geçmişi 1960’lardan beri işte “Anayasa bol geldi.”, “Bu Anayasa Türkiye’ye dar geldi.” tartışmaları hep devam eden bir süreç, belki de yapılış yöntemi nedeniyle bu tartışmalar süregeldi bugüne kadar, içeriğinden de farklı olarak, ayrı olarak yapılış yöntemi nedeniyle de böyle geldi.

  • Bugünkü Anayasa yapım süreci, yeni bir anayasa yapım süreci dileriz ve umuyoruz ki bu ilk defa olarak gerçekten toplumun tüm kesimlerini kucaklayacak bir düzeyde gerçekleştirilir ve sonuna kadar da böyle gider. Aksi takdirde şunu biliyoruz ki yapım sürecine katılmayanlar onun hayata geçmesinde de kendilerini onun içinde hissetmiyorlar, ona ait hissetmiyorlar ve bu da başka sıkıntılara neden oluyor ve sürekli bir tartışmaya, belki de hatta daha arkasından çatışmaya neden oluyor toplumsal anlamda. Bizim uzmanlık olarak tabii ki çok içinde olduğumuz bir konu değil açıkçası yani bir meslek örgütü olarak bizim uzmanlık alanımıza giren bir konu değil ama bizim de durduğumuz yerden, özellikle toplumun sağlık hakkıyla ilgili tabii ki anayasada olmasını öngördüğümüz öncelikli olarak tabii ki şeffaf, insan haklarına saygılı, demokratik bir anayasa, yani bunları yazılı olarak da getirdik size, bırakacağız da çok kısa bir metin olarak ama özellikle sağlık hakkı konusunda Türkiye’de hak talebinin olmaması ve vatandaşlık üzerinden herkesin bu hakka sahip olması gerektiğini düşünüyoruz. Ben şimdi burada çok uzatmıyorum artık sunumu çünkü yazılı olarak da size bırakacağız düşüncelerimizi. Açıkçası sunumumuzu daha fazla konuşma olarak çok uzun bir şey yapmayı düşünmüyoruz ama sizin sorarak yöneltmek istediğiniz şeyler varsa o şekilde biraz daha açabiliriz.

  • TÜRK DİŞ HEKİMLERİ BİRLİĞİ MERKEZ YÖNETİM KURULU ÜYESİ NEŞE DURSUN – Buraya kadar gelmişken ve böyle bir ortamda ben de temennilerimi iletmek istiyorum.

  • Gerçekten meslektaşımın da belirttiği gibi anayasa hazırlığı çok temel bir yasa, çok özel bir branş. Bunda, hukukçuların bile tam hâkim olması beklenilemeyen bir konuda görüş bildirmek bir diş hekimi olarak çok da harcımız değil ama bir meslek örgütü yöneticisi ve bu ülkenin bir vatandaşı olarak tabii ki temennilerimiz var, özlemlerimiz var. Yaşımız itibarıyla Anayasa çalışmalarına çok oy kullandık, kimisini hiç benimsemeden kullandık ve şöyle bir şeyi görüyoruz ki önümüzde, bugün neredeyse yargılama sürecine gelmiş bir Anayasa’nın hüküm sürdüğü bir ülkede yönetildik yıllarca ve burada birçok parti bu süreyi kullandı iktidarda, Mecliste, muhalefette. Bunları özellikle iktidarda olanlara sorsak “Nasıl yönettiniz?” diye hepsi mutlaka bir şekilde kendilerini başarılı bulacaktır, talepleri oydu çünkü. O zaman aslında “12 Eylül Anayasası” dediğimiz yasayı da çok da fazla yermemek gerekiyor eğer başarılılar ise. Yani burada benim kısaca demek istediğim şey şu: Orası bir metin, önemli olan bu metni yorumlayacak olan Meclisi, Hükûmeti, yetkilileri… Biz diş hekimleri olarak anayasa konusunda çok fazla söz söyleyemeyiz ama bizim söylemek istediğimiz bir erk var, meslek yasalarımız ama maalesef biz diş hekimleri olarak bu dönemde Meclisi birkaç kere ziyaret ettik ve değişik partiler, parti gruplarıyla bu konudaki telaşlarımızı, sakıncalarımızı, çekincelerimizi paylaştık ama yeteri kadar maalesef yapılan yasalar bizim istediğimiz boyutta gelişmedi. Dolayısıyla bizim burada tabii ki bir vatandaş olarak işte gerek düşünce özgürlüğü açısından gerek meslek örgütlerinin temsili, onların yapılanması açısından, Meclisin oluşumu, yani, biz, bir kere metnimizde bunu göreceksiniz, şu andaki Meclis yapılanması hakkında çok büyük çekincelerimiz var. Bütün bunlar bir vatandaş olarak bizi üzmekte ve ben yani böyle bir ortamda sizlerle bunu paylaşabilmek istedim yani her vatandaş böyle bir ortamı bu ülkede bulamıyor, bulsa da bunun sonuçlarını farklı farklı yaşıyor. O yüzden yani böyle bir ortamda bulunmak bizi mutlu ediyor, sizler tarafından dinlenilmek, sizlerle uzlaşı temelinde bir şeyleri çözüyor olacağımızı en azından umut ediyor olabilmek bile bizi mutlu ediyor. Bu kadar.

  • MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Çok teşekkür ediyorum.

  • Metni, varsa eğer, dağıtabilirseniz memnun oluruz.

  • TÜRK DİŞ HEKİMLERİ BİRLİĞİ BAŞKAN VEKİLİ K. TÜMAY İMRE – Buyurun.

  • MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Bizim görüş, soru, değerlendirmemiz?

  • Ayla Hanım, buyurun.

  • AYLA AKAT ATA (Batman) – Ben çok teşekkür ediyorum. Yazılı bir metin hazırlamışsınız, üç komisyon ayrı ayrı çalışıyor ama bir konunun altını çizmek gerekiyor, “Diş hekimleri Anayasa konusunda bir şey söyleyemez.” diye bir şey yok, sonuçta bu ülkenin anayasasını yapıyoruz ve zaten sorun belki herkesin bir toplumsal sözleşme olarak, ana toplumsal sözleşme, kendisini bu sözleşmenin içerisinde görememesi. “Birileri yapar, biz de yaşarız.” anlayışını değiştirmek gerekiyor. Bizim yapacağımız, hepimizin, hep beraber, tüm kimliklerle, tüm meslek gruplarıyla, tüm dinler ve inançlarla ortak yapacağımız bir süreç, ortak bir çalışma süreci olacak. Yaptığınız yazılı çalışmayı muhtemelen ilgili komisyonumuzda Sırrı Bey var, o inceleyecektir. Bizler, Mayıs ve Haziran ayı itibarıyla bize sunmuş olduğunuz bu değerli bilgiler çerçevesinde oturup yazım sürecine başlayacağız. Sunduğunuz her bilginin çok önemli olduğunu bilmenizi isterim. Öyle diş hekimleri hani Anayasa konusunda çok da bir şey söylemeleri gerekmeyen meslek grubu değil, herkes bir şeyler söylemeli, herkesin mutlaka bir sesi, sözü olmalı burada. Amacımız buydu zaten, hâlâ kendimizi komisyon olarak bazen eleştiriye tabi tutabiliyoruz “Katılım konusunda yeterli mekanizmaları oluşturabildik mi, bunları açık tutabildik mi?” diye.

  • Ben tekrar teşekkür ediyorum sizlere sunduğunuz düşünceler için.

  • TÜRK DİŞ HEKİMLERİ BİRLİĞİ BAŞKAN VEKİLİ K. TÜMAY İMRE – Aslında, tabii şu konuda aynen benzer düşünüyorum: Anayasa bir hukuksal belge olmaktan çok, aslında siyasi belge yani bir ülkenin ana siyasi belgesi. Ne kadar çok insanın ve toplum kesiminin bu konuda kendisini, kendi düşüncelerini ve kendisini orada bulabilirse, bu gerçekten toplumun daha yukarıya çıkabilmesi için çok önemli bir belge çünkü yasalar ona şekillenecek, anayasaya göre şekillenecek. Benim bunu söylememin tek sebebi şuydu: Bizim size hazırladığımız metin bir hukuksal metin değil, sadece olmasını arzu ettiğimiz satır başlarını yazdığımız bir metin yani bunu bir hukuksal metne çevirme ihtiyacı açıkçası çok hissetmedik, siyaseten ve mesleğimizle ilgili ve mesleğimiz dışında olmasını düşündüğümüz vatandaş olarak satır başlarını yazdık. O yüzden yani uzmanlık alanımız değil, yoksa tabii ki öyleyiz.

  • Bir kaygımızı orada da dile getirdik, ben burada sözlü olarak da dile getireyim. Evet, katılımcı ve şeffaf bir şekilde olması bizim için çok önemli ama özellikle, mesela bizim mesleğimizle ilgili birtakım değişiklikler yapılırken, özellikle meslek kanunumuzda değişiklik yapılırken biz de çoğu zaman Meclisten geçen bu değişiklikleri Meclisten geçtikten sonra öğreniyoruz. Öğrenmek tabii ki yani ama bunun bize önce danışılması… O yüzden bu sürecin ne kadar demokratik işleyeceğiyle ilgili kesinlikle destekliyoruz böyle olmasını ama kaygımızı da dile getirmeden geçemeyeceğiz.

  • Biz bir meslek örgütü olarak sadece meslektaşlarımız açısından değil, halkın sağlık hakkı açısından da sorumlu olduğumuzu, görevli olduğumuzu düşünüyoruz ve bu tür değişikliklerin en azından bizlerle ilk önce paylaşılması, fikrimizin alınmasının, tabii ki sorumlu olan yetkiyi de kullanacaktır bu konuda bir iddiamız yok, ama bir görüş alınmasının çok zor olmayacağını düşünüyoruz. Meclis tarafından zaman zaman alınıyor ama zaman zaman özellikle bizim meslek örgütü yasamızla ilgili bir değişiklik yapılırken tamamen el altından haberlerle haberimiz oluyor yani yöntemlerle haberimiz oluyor. Bu, bizim için tabii ki beklediğimiz bir durum değil.

  • Teşekkür ederiz gene de.

  • TUNCA TOSKAY (Antalya) – Biz teşekkür ediyoruz, buraya kadar geldiniz ve yazılı doküman verdiniz.

  • Genelde meslek kuruluşlarımız buraya geldiği zaman görüşlerini iki bölümde ifade ediyorlar. Bir tanesi, Türkiye’de bir vatandaş olarak, yeni bir anayasa yapılıyor, toplumsal sözleşme niteliğinde bir anayasa yapıldığı zaman hangi konularda hassasiyet gösteriyorlar; anayasada yer alması gereken, çıkmaması gereken, çıkması gereken genel anlamda görüşlerini ifade ediyorlar genellikle.

  • İki, tabii ki bir de mensubu oldukları, temsil ettikleri meslek için önemli gördükleri hususları da ikinci bölüm olarak bize sunuyorlar. Biz bundan çok mutlu oluyoruz. Bir yandan da çok ciddi bir program yapıldı, sizlerden gelmiş olan bütün bu görüşler teknik heyet tarafından alınıyor, tasnif ediliyor, bizim koyduğumuz sistematiğin neresiyle ilgiliyse “Türk Diş Hekimleri -sizin başlığınız altında- şunu söylüyorlar vesaire…” Bir de, orada kısaltılmış olanın dışında ana metne de bizim giriş imkânımızı da bize sağlıyorlar yani bu bakımdan siz müsterih olun yani tahmin ediyorum bu katılım konusunda Türkiye'nin genel şartları itibarıyla yapılabilecek hemen hemen her şeyi yapma gayreti içinde oluyor bu komisyon. Ayrıca Odalar Birliğinin şemsiyesi altında bir “Anayasa Platformu “ gibi bir platform oluşturuldu, o Türkiye'nin muhtelif yerlerinde toplantı da yapıyor, vatandaşlar da çağrılıyor, yerel sivil toplum örgütleri, meslek örgütleri de çağrılıyor, bir kanaatin oluşması ortaya çıkıyor. Tahmin ediyorum ki burada da siz de katkıda bulunuyorsunuz, hep beraber inşallah güzel bir sonuca birlikte varırız ama sonuçtan evvel böyle bir şeyi yapmaya teşebbüs etmenin, bunu bir noktaya getirmenin de ben ciddi bir aşama olduğunu düşünüyorum yani demokratik rejimimiz açısından ciddi bir aşama olduğunu düşünüyorum ve sizlerin bu konudaki katkılarına da çok teşekkür ediyorum, sağ olun.

  • TÜRK DİŞ HEKİMLERİ BİRLİĞİ BAŞKAN VEKİLİ K. TÜMAY İMRE – Biz teşekkür ederiz.

  • TÜRK DİŞ HEKİMLERİ BİRLİĞİ MERKEZ YÖNETİM KURULU ÜYESİ NEŞE DURSUN – Ben size… Şöyle: Biz hekimiz ve olaya hep hekim bakışıyla yaklaşırız ama bize oldukça doğruyu gösteren bir yöntemdir bu. Çünkü insan hayatı gerçekten çok önemli bir mevzu ve insanın mutlu olmadığı, kendini özgür hissetmediği bir ortamda, belki de hatta daha da genişleterek doğanın diyelim, dünya için iyi çözümler üretilemeyecektir. Bir kere her şeyden önce bir vatandaş olarak biz buradayız ve sonra onlar bizim oylarımıza sunuluyor, ne kadar kavranılarak o oylamaların yapıldığı tartışma konusu olsa da insanlar daha sonra o oylamada hissetmediklerini günlük yaşamlarında hissedebiliyorlar. Bence en önemlisi o oylamada alınan sonuçlar değil, günlük yaşantıda insanlarımızın bunu hissettiklerinde bu ülke vatandaşı olmaktan, bu ülkede yaşamaktan ne kadar mutlu olup olmadıklarıdır. Tabii ki oradaki eşitlik, orada insanların düşünce özgürlüğü vazgeçilmezlerimizdir ama bu kırk dakikalık bir görüşmeye sığdırılabilecek bir ortam değildir. Biz bugüne kadar bunu zaten tüm toplumsal olaylara bakış açımızla, basın duyurularımızla sürekli deklare ediyoruz. Dolayısıyla buradaki komisyonun bence göz önüne alması gereken şey, Türkiye’de bugüne kadar bu meslek örgütlerinin, bu kitle örgütlerinin taleplerinin tümü göz önünde bulundurulmalıdır. Bir hekim olarak, hani siz dişle ilgili bir yasayı belki çok iyi ifade edemeyebilirsiniz ama dişiniz ağrıdığında o yasa sizi çok ilgilendirecektir, dolayısıyla burada biz bu konunun uzmanı olan meslek örgütü olarak bu anayasa ne kadar iyi yapılırsa yapılsın daha sonra yasalar, yönetmelikler noktasına döküldüğünde bu işin uzmanlarından görüş alınmadan yapılan çalışmalar en iyi anayasayı bile kadük bırakacaktır, hiçbir işlevi olmayacaktır. Bu yüzden dilerim bugünden sonra sağlık yasaları yapılırken de böyle davetler alır ve böyle dinleyiciler buluruz.

  • MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Teşekkür ediyorum.

  • Şimdi, arkadaşlarımız tabii söylediler, aslında siz de ifade ettiniz, anayasa metinleri diğer metinler gibi teknik metinler değil, “Hukuki mi?”, “Siyasi mi?” dersek belki ağırlıklı olarak siyasi belgelerdir anayasa metinleri. Zaten biz de bir hukuki metinle yani “Şu madde şöyle olsun, bu madde böyle olsun.” diye gelen tekliflerden ziyade, bir ilke olarak, prensip olarak gelecek önerilere daha sıcak bakıyoruz çünkü o teknik düzenlemelerin, bir prensibin belki on farklı şekilde teknik olarak düzenlenmesi mümkündür, aslolan içeride ifade edilen prensiptir. Bu bakımdan sadece anayasa hukukçularını, sadece hukukçuları değil, Türkiye’de yaşayan herkesi ilgilendiriyor ve yine sizin ifade ettiğiniz gibi sadece çalışmamız burada bildirilen görüşlerle ortaya çıkmayacak, Türkiye'nin tabii hem 82 Anayasası döneminde hem daha önceki dönemlerde çok geniş bir birikimi var. Bunun bir kısmı resmî metinlerde var ama 82 Anayasası’nın değiştirilmesi için Türkiye’de çeşitli zamanlarda çalışmalar yapılmış, bununla ilgili kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının, sivil toplum kuruluşlarının çalışmaları var, bütün bunları ayrıca zaten biz değerlendiriyoruz ama ilave olarak bu süreçte başka görüşler olabilir mi, gelebilir mi diye de yine çeşitli sivil toplum kuruluşlarını, kamu kurumlarını, meslek kuruluşlarını ve sendikaları dinliyoruz. Bu bakımdan bunun çok büyük bir faydasının olduğunu da bilmenizi isterim. Teknik heyetimiz var, gelen bütün görüşler analiz ediliyor, bunlar üzerinde ayrıca çalışmalar da zaten devam ediyor. İnşallah hep beraber sizin de teşvikinizle, ümidinizle, bu bize destek olur, yeni anayasayı 2012 sonuna kadar bitiririz.

  • Çok teşekkür ediyoruz.

  • Buyurun.

  • TUNCA TOSKAY (Antalya) – Yani bilemiyorum siz nasıl yaklaşırsınız ama şimdi mesela siz sağlık genel şemsiyesi içinde bir meslek örgütüsünüz ve bir branşsınız yani diş hekimleriyle ilgili Anayasa’da teknik olarak bir maddenin olması kolay değil ama siz sağlık sektörünün önemli bir parçası olarak Anayasa’nın sağlığa nasıl yaklaşması gerektiği konusunda somut bazı şeyler önerebilirsiniz. Ha bu kabul edilir, edilmez, vesaire, onu bilmiyorum, okumadığım için yani ama siz bu işin uzmanı olarak, sağlık sektörünün önemli bir parçası olarak Anayasa’da genel ilke anlamında Anayasa’nın insan sağlığına, genel anlamda sağlık sektörüne nasıl yaklaşması gerektiği hakkında şeyler söyleyebilirsiniz ki bu bizim için çok önemli ama diğer taraftan da Türkiye'nin bütün meseleleri hakkındaki görüşleriniz bizim için son derece önemli. Siz tabii geliyorsunuz yönetim olarak, söyleyeyim, yalnız dişçilikten bahsetmiyorsunuz herhâlde, bu “Türkiye nasıl kurtulur?” muhabbeti her yerde oluyor değil mi?

  • TÜRK DİŞ HEKİMLERİ BİRLİĞİ BAŞKAN VEKİLİ K. TÜMAY İMRE – Tabii, tabii, mutlaka.

  • TUNCA TOSKAY (Devamla) – Onun için yani bunu sistemli olarak yalnız muhabbet aşamasını da geçen, kaygı duyuyorsunuz, endişe duyuyorsunuz, “Şu böyle olsa daha iyi oluyor.” diyorsunuz, bizim bunların hepsine ihtiyacımız var, sizin söylediğiniz toplumu kavrayacak bir dokümanı ortaya çıkarmak bakımından çok faydalı olduğunu düşünüyoruz.

  • TÜRK DİŞ HEKİMLERİ BİRLİĞİ BAŞKAN VEKİLİ K. TÜMAY İMRE – Şimdi, evet, tabii ki biz de muhakkak yani sadece diş hekimliğiyle ilgilenmiyoruz yani ister istemez, çünkü her şey birbirine çok bağlı yani sağlık hakkının da başka şeylerle bağlı olduğu çok açık, ülkedeki genel demokrasi zeminiyle her şey çok bağlı zaten. Evet, bizim sağlıkla ilgili yapılacak anayasada diş hekimliği hizmetleri ya da diş hekimleriyle ilgili bir şeyin yer almayacağı çok açık.

  • TUNCA TOSKAY (Antalya) – Teknik olarak mümkün değil.

  • TÜRK DİŞ HEKİMLERİ BİRLİĞİ BAŞKAN VEKİLİ K. TÜMAY İMRE – Evet, teknik olarak olmayacaktır, öyle bir beklentimiz yok tabii ki ama burada iki tane şey var. Bir: Toplumun, insanların, her vatandaşın bir sağlık hakkı bir bütün olarak ama bu sağlık hakkından bahsederken özellikle bu 5510 sayılı Yasa’yla birlikte çünkü belki 5510 sanki sadece bir finansman modeliymiş gibi durmakla birlikte ama bu finansmanın sonuçta toplumun sağlığına nasıl yansıyacağını detaylandıran çok şey hep birlikte karşımıza çıkıyor, bir yasa. Mesela bizim şu andaki Anayasa’mızda da evet “Sosyal devlet vatandaşların sağlık ihtiyaçlarını karşılar.” diyor ama öbür taraftan yasayla bunlar çok budanabiliyor. Evet, şunun da farkındayız, eldeki ekonomik olanaklarla bazı şeyler mümkün yani ülkenizdeki öncelikleri, işte siyaseten öncelikleri belirlemek. “Sosyal devletiz” diyorsak, eğitim, sağlık gibi alanların önceliğinin daha farklı olması gerektiğini düşünüyoruz ki buradan da diş hekimleri de kendi içinde daha sonra yasada veya yönetmeliklerde o genelinin içinde kendi ifadesini bulacaktır muhakkak.

  • Bir başka, mesela, bizim için önemli olan nokta: Bizler şu anki var olan Anayasa’nın 135’inci maddesine göre kurulmuş meslek örgütleriyiz, bütün meslek örgütleri öyle zaten. Bağımsızız ama bağımsızlığımız ya da “bağımsızlığımız” demeyeyim, özerk yapımız, meslek örgütünün özerk yapısı belki de sağlık alanındaki meslek örgütleri bu anlamda diğer meslek örgütlerinden farklı bir yere geldi en son çıkan yasayla. Dünyanın her yerinde tüm meslekler için, meslektaşlar için disiplin, etik ilkeler meslek örgütünün en önemli fonksiyon alanlarından bir tanesidir ama bugün sağlık meslek örgütleri açısından bu artık Sağlık Bakanlığının uhdesinde olan bir konu olur. Bu, şimdi mesleki özerkliği, meslek örgütünün özerkliğini çok ciddi zedeleyen bir konu. Bu, anayasada yer almaz, biz de farkındayız ama bunun bir şekilde ifadesinin bulunması… Çünkü mesela Mühendisler Odasıyla, mühendislerle ilgili böyle bir şey yok, baroyla ilgili böyle bir şey yok ama sağlık meslek örgütleri, özellikle Tabipler Birliği ve Türk Diş Hekimleri Birliğiyle ilgili son değişiklik artık bu şu noktaya geldi: Disiplin cezasını da meslektaşlara Sağlık Bakanlığı yapacak, etik değerleri belirleme yetkisi Sağlık Bakanlığında. Bu, genel uygulama açısından demokratik, şeffaf katılımcılık, daha fazla yetkiyi paylaşmak, tabana yaymak ilkesiyle tamamen taban tabana zıtlık yaratan bir durum oldu ve bizi de açıkçası çok şaşırttı ve bu değişiklik de çıktıktan sonra haberimiz olan değişikliklerden biriydi, hiç görüşümüz de alınmadı yani.

  • TÜRK DİŞ HEKİMLERİ BİRLİĞİ MERKEZ YÖNETİM KURULU ÜYESİ NEŞE DURSUN – Tunca Bey, ben size bu süreçte yaşadığımız çok önemli sorunlarımızı isterseniz kısaca ifade edeyim, “Bunun hukuksal ifadesinin çözümü anayasada neler olabilir”i siz değerlendirin.

  • Birincisi, yani gerçekten koruyucu hekimlik çok önemli bir kavram ve diş hekimliği hastalıkları için bizler “Önlenebilir hastalıklar grubu” diye niteliyoruz. Dolayısıyla bugün biliyorsunuz ülkemizde açılan ağız-diş sağlığı merkezlerinde neredeyse implant yapılıyor, bugün Avrupa’da yapılmıyor bu ama bunun yanı sıra hâlâ daha bir çocuğa dişi korumak için kaç kere flor uygulanması gerektiği tartışma konusu ve bunun bir kısmının ödemeleri yapılmıyor, başka başlıklar altında ifade edilerek, kanunsuz yollarla bu hastaneler tarafından alınma durumuna geliyor. Birincisi bu, koruyucu hekimliğe öncelik tanınmalı.

  • İkincisi, bugün “özelden hizmet alımı” gibi bir kavram var diğer tıp branşlarında ama diş hekimlerinde bu yapılmıyor. Biz uzun zamandır bu konuda bir çalışma yapıyoruz ve bunun için biz yaptığımız projemizde de özellikle tedavi edici, koruyucu hekimlikleri öne çıkartan bir proje sunduk ve dedik ki, bunun için biz göreve hazırız, bu bütün diş hekimlerinden alınmalı çünkü hem yaygın hem yani daha vakit alıcı tedaviler çünkü diş hekiminin bire bir müdahalesi gerekiyor, takibi gerekiyor. Yani bugün her ailenin belki göz doktoru yoktur ama her ailenin bir diş hekimi vardır ve yedisinden yetmişine hizmet veren bir meslek grubuyuz. Bu yüzden bu mesleğin takibi için diş hekimlerinin bire bir takibi çok önemli dedik ama maalesef bugün “Bütçe yok, bütçemizde buna yeterli yer yok, şu yok, bu yok.” gibi şeylerle bize cevap veriliyor. O zaman ne yapılacak? Demek ki sağlık, eğitim gibi konular bir ülkenin refah seviyesi için vazgeçilmez bulgular, bunlar anayasa güvencesi altına daha ciddi boyutlarda ele alınacak ve burada denilecek ki burada sadece şunlarla, bunlarla değil, o ülkenin tüm olanaklarıyla, tüm bu konudaki yatırımlarıyla hepsi öncelikli olarak bu gerçekleştirilecek çünkü bunun gerçekleştirilmesi hem hekimlerin işlevsel kılınması açısından, hekimlerin işlevsel kılınması bu halkın sağlıklı yaşaması demek. Bu, anayasayla daha ciddi boyutlarda şey altına alınmalı.

  • Bir üçüncüsü, biz, aynı zamanda bugün bu süreçte biliyorsunuz bir Tam Gün Yasası yaşandı, hiçbir zaman Tam Gün Yasası’na karşı çıkmadık yani siz bir milletvekili olarak nasıl ki bütün varınızı, yoğunuzu bu Meclise aktardığınızda daha faydalı olabilecekseniz, ben de A’sından Z’sine tek bir kurumda çalışarak oraya katkı sunduğumda daha iyi bir hekim olacağımdır ama herhangi birtakım özel şeyler nedeniyle hekimlere bir muayenehane açma hakkı tanınmıştı kamuda ve hiçbir geçiş aşaması tanınmadan “Hepsi kapatılacak.” dedi. Yani bu mümkün mü? Adamın iki sene emekliliği doluyor, belki ondan sonra sırf muayenehanesinde çalışacak. Onca yıl ona yatırım yapmış, ona göre hayat düzeni kurmuş, ona göre çocuğunu okula yazdırmış yani siz kazanılmış bir hakkı “Ben yasa çıkartırım ve bununla da geri alırım.” diyorsunuz. Bu ne demek? Bu diktatörlük demek.

  • Bakın, “Tam Gün Yasası’na karşı değilim.” diye başladım sözüme ama çalışan bir insanın hakkının gasbedilmesine tabii ki karşıyım. Yani burada mutsuz olan bir hekim hastasına mutlu bir hayat sunamayacaktır. O zaman işte birtakım insanların sağlığı söz konusu olunca o yasalar çiğnenecektir ama vatandaş A olduğunda kimse umursamayacaktır. Dolayısıyla ben burada çalışan bir insan olarak bunu talep ediyorum.

  • Yani bakın, bize, meslek örgütlerine insanlar şey diye bakıyor olabilirler, işte “Öyle konuşuyorlar, zaten hep kafa şişirirler, zaten bu meslek örgütlerinin yöneticileri de işte belli adamlar.” falan diye bakabilirler ama bu onları mutlu etmez; beni de mutlu etmez onu da mutlu etmez. Çünkü bizler yani mesleğimiz kadar bu mesleğin yasalarının uygulanabilirliği konusunda da başka meslektaşlarımızdan çok daha fazla vakit harcıyoruz. Dolayısıyla ben sizin değerinizi bilmezsem, bana tanınan şu hakkı kullanmayı beceremezsem, nasıl kaybedersem, toplum adına kaybedersek, siz de bu bakışı yıkmadığınız sürece hep birlikte kaybediyoruz. Dolayısıyla yani bugün bir meslek örgütüne yetki vermek, onun gücünü artırmak hiç kimsenin yönetim gücünü bölmeyecektir. Bu konuda da yaşamış olduğumuz şeyler var. Bizim, kısa bir süre önce işte sahte diş hekimleriyle ilgili bir çalışmamız vardı, işte bu süre içerisinde onun tekrar cezasının düşürülmesi gibi süreçler yaşadık. Ondan sonra, muayenehaneler için uygunluk belgesi düzenlenmesi, standart getirilmesi konusunda çalışmalarımız vardı, o standarttan şimdi birtakım insanlar sadece hani taksi plakası gibi satışa çıkarmayı anlıyorlar. Hayır, değil, o, standardın denetlenmesi anlamına gelmeli. Tabii ki yani dolayısıyla burada bir bakış açısı temel yasanın, çalışanı, vatandaşı örgütleyen, onun hakkını koruyan yapısı, işte dediğim gibi yasa ve yönetmeliklerle de işlevsel kılınmazsa ne yaparsak yapalım çok fazla bir yol alamayacağız.

    Yüklə 2,59 Mb.

    Dostları ilə paylaş:
  • 1   ...   18   19   20   21   22   23   24   25   ...   37




    Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
    rəhbərliyinə müraciət

    gir | qeydiyyatdan keç
        Ana səhifə


    yükləyin