2 nolu alt komisyon tutanaklari iÇİndekiler



Yüklə 2,59 Mb.
səhifə34/37
tarix07.01.2019
ölçüsü2,59 Mb.
#90806
1   ...   29   30   31   32   33   34   35   36   37

  • SADAKAT PLATFORMU TEMSİLCİSİ TURGAY ETÇİBAŞI - Onlar teknik şey yani ilk üç maddeyi sırala deseniz ben sıralayamam şu an yani.

  • RIZA TÜRMEN (İzmir) - Şimdi bir tanesini söylediniz değiştirilmesine yönelik "Devletin adı değişsin." dediniz mesela, o ilk üç maddenin içine giriyor.

  • Mesela başkentin değişmesini istiyor musunuz? Bayrağın değişmesini istiyor musunuz?

  • SADAKAT PLATFORMU TEMSİLCİSİ GAZANFER ÜVEZ - Rıza Bey, şu değiştirilsin değil. Burada "değiştirilemez" diye kimse kısıtlanmasın, hedef burada bu, yoksa illa ki şu şu değiştirilsin, şu şu değiştirilmesin diye bizim bir önyargımız yok yani kimseyi rahatsız edecek bir şey kalmasın ortada. Toplumsal bir barış sağlansın. Bu toplumda hep birlikte yaşıyorsak herkesin taleplerini dile getireceği bir imkân sağlansın.

  • SADAKAT PLATFORMU TEMSİLCİSİ TURGAY ETÇİBAŞI - Şu olabilir mi? İlk üç madde diyelim, altında dördüncü madde olarak "Bunlar değiştirilemez." denmesin, değiştiren değiştirsin, gücü yeten değiştirsin, çoğunluğu elde eden.

  • RIZA TÜRMEN (İzmir) - Bir de bu çok hukukluluk sistemini... Belki biliyorsunuz, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Refah Partisi davasında çok hukukluluğun demokrasiyle bağdaşmadığını söyledi. Bunu söylerken de dayandığı temel görüş, bir kere devletin eşit hizmet verme yükümlüğü vardır bütün vatandaşlarına, çok hukukluluk olunca o zaman, vatandaşlar arasında bu eşitliğe aykırı bir durum doğacaktır bir kere der, birkaç şey söyler de bir tanesi, en önemli argümanı da budur. Yani çok hukukluluk tabii devletin bütün vatandaşlarının kanunlar önünde eşit olması gibi çok temel bir ilkeye aykırı düşmesi bakımından...

  • SADAKAT PLATFORMU TEMSİLCİSİ BAYRAM YILMAZ - Sayın Vekilim, tabii bunlar öznel değerlendirmeler yani bir akademisyenin ifadesi ya da bilimselliği tartışılabilir ama ülkemizin hukuk sisteminin suç ve ceza arasındaki orantısal ilişkisi toplumun beklentileriyle çok örtüşmeyebiliyor. Örneğin, benim ailem normal emekçi bir ailedir yani işine gücüne bakar, bu ülkenin komünist olması da şeriatçı olması da hiç fark etmez yani babam keseriyle inşaatta ustalığına devam eder. Ama mesela bir tecavüz suçuna ne ceza verelim dendiği zaman, değil idam ettirmek, benzetmeyi ifade etmekte de git gel yapıyorum da daha ağır bir cezanın verilmesini ister. Burara böyle bir sıkıntı var yani bu toplumun kadim değerleriyle verilen cezalar arasında makas çok açık yani bu çok açıklık belki böyle bir talebin altını dolduruyor. İnsanlar...

  • RIZA TÜRMEN (İzmir) - Ama çok hukukluluk deyince biraz daha farklı bir şey...

  • SADAKAT PLATFORMU TEMSİLCİSİ BAYRAM YILMAZ - Bu şeyle alakalı, insanların taleplerini bu manada karşılayamayabiliyor yani bir ortalama tutturulamamış belki bugüne kadar, İnfaz Yasası'ndaki boşluklar, af olayının çok sık gündeme gelmiş olması gibi şeyler.

  • RIZA TÜRMEN (İzmir) - Benim çok hukukluluktan... Aynı şeyi mi konuşuyoruz? SADAKAT PLATFORMU TEMSİLCİSİ TURGAY ETBÇİBAŞI - Bir Musevi ile bir Müslüman evleniyor, boşanıyor. Çocukları ne olacak?

  • RIZA TÜRMEN (İzmir) - Çok hukukluktan anladığım cemaatlerin kendi hukuklarının

  • olması.

  • SADAKAT PLATFORMU TEMSİLCİSİ BAYRAM YILMAZ - Medeni hukuk alanında özellikle.

  • SADAKAT PLATFORMU TEMSİLCİSİ GAZANFER ÜVEZ - Cemaat değil de halkın, topluluğun yani...

  • RIZA TÜRMEN (İzmir) - Hangi topluluğun?

  • SADAKAT PLATFORMU TEMSİLCİSİ GAZANGER ÜVEZ - Türkiye'de yaşayan topluluğun. Buradaki onların hukuk...

  • SADAKAT PLATFORMU TEMSİLCİSİ SERDAR ASLAN - Farklı inanç kesimlerinin özellikle altının çizilmesi lazım.

  • RIZA TÜRMEN (İzmir) - Farklı inanç kesimlerinin farklı hukuklara sahip olması, bundan konuşuyoruz. O zaten problem yaratıyor hukuk sistemi bakımından...

  • SADAKAT PLATFORMU TEMSİLCİSİ SERDAR ARSLAN - Böyle bir probleme eğer Kanada seviyesine ulaşabileceksek biz razıyız.

  • TUNCA TOSKAY (Antalya) - Kanada'nın siyasi ve sosyal tarihi çok farklı. Orada bir Fransız kökenliler var, Anglosakson kökenliler var, devleti beraber kurmuşlar, iki büyük grup. O, çok farklı bir olay yani orada o var, burada bu olsun diye... Siz değiştirilemez hükümler diyorsunuz ya, ben o zaman örnek vereyim Alman Anayasası'nda da birçok anayasada da değiştirilmez hükümler var, çok demokratik ülkeler. Onu savunuyorum anlamında söylemiyorum, örnek aldığımız zaman başka örnekleri de getirmek mümkün.

  • SADAKAT PLATFORMU TEMSİLCİSİ SERDAR ASLAN - Atalarımız zaten bunun uygulanabilirliğini ülkemizde yüz yıllar boyunca ispat etmişler, biz böyle bir geleneğin...

  • TUNCA TOSKAY (Antalya) - Bunu biraz daha fazla ispat etmeye kalktığımız zaman, 1876 ile 1918 arasında koca imparatorluğu da kaybettik.

  • SADAKAT PLATFORMU TEMSİLCİSİ SERDAR ASLAN - Bunun altında çeşitli sebepleri var, bunu sadece bir nedene yani çok hukukluluğa bağlayacak olursak yanlış yapmış oluruz. Sefahatimiz, Lale Devrimiz, bir sürü olaylar var. Ben Bursa-İnegöllüyüm. Bursa-İnegöl'de bir tane saray yoktur, Bursa'da ve İnegöl'de ama İstanbul'a geldiğimizde saraylardan geçilmez. Bosna'ya gittiğinizde saray göremezsiniz ama... Bunda aranması gerekir yani çok hukuklulukta arayacaksak biz bu şeyleri yanlışlık olmuş olabilir.

  • RIZA TÜRMEN (İzmir) - Çok hukuklulukta somut olarak ifade etmek gerekirse, şöyle durumlar ortaya çıkacak: Mesela miras hukuku bakımından bugünkü hukuku uygulayan kadın ve erkek eşit miras hakkına sahip olacaklar; hâlbuki, başka bir hukuk, İslam hukukunu uygularsanız kadınların miras hakkı zayıflayacak.

  • SADAKAT PLATFORMU TEMSİLCİSİ TURGAY ETÇİBAŞI - Tamam, seçme özgürlüğümüz olsun.

  • RIZA TÜRMEN (İzmir) - Ama insan hakları açısından baktığınız zaman, bir yerde kadın daha fazla miras hakkına sahip olacak, başka bir yerde, başka bir inanca sahip olduğu için daha az miras hakkı... Bu tabii, eşitlik ilkesiyle bağdaşmıyor.

  • SADAKAT PLATFORMU TEMSİLCİSİ GAZANFER ÜVEZ - Burada devlet bunu sağlayacak yani ben kabul ettiğim hukuk sistemine göre yargılanmayı talep edeceğim, benim bağlayıcı hukukum o olacak, sizin talep ettiğiniz hukuku ise bu devlet büyük devlet ya o sağlayacak. Mesela, bizim 1 'inci maddemizde şöyle bir şey var, onu kabartarak yazdık, diyoruz ki: "Devlet belli bir görüş doğrultusunda toplumu değiştirip dönüştüren bir araç değil; aksine, ırklar, dinler, ideolojiler, değerler ve inançlar karşısında eşit yakınlıkta..." Eşit uzaklıkta, eşit mesafede tabirini kullanmadık. "Eşit yakınlıkta..." Yani devlet kucaklayıcı olacak, halkını... Mesafe koymayacak yani, şuna, buna demeyecek. Devletin şeyi bu, bunu çözecek, uygulamaya getirecek, ben de burada huzurlu bir şekilde hayat süreceğim, herkes huzurlu hayat sürecek. Yani, bizim daha önceki yasalarımız, İtalya'dan ticaret hukukunu almışız mafya bizde üremiş, İsviçre'den aile hukukunu almışız, şu anda ailelerimiz onların aileleri gibi çatırdama noktasına gelmiş. Biz, kendi özümüzden, geçmişe, tarihin derinliklerine uzanan bir topluluğuz biz ve bizim çok malzememiz var, çok dokümanımız var, çok tecrübemiz de var. Biz halka sunulmasını bu manada önemsiyoruz. Buradan çıkabilecek şeyler yani Hocamızın dediği gibi, çok böyle akademik tabirler kullanmayabiliriz ama talepler bu çerçevede yapılırsa halkın biraz daha değerleri katılmış olur ve onlar daha huzurlu, daha iyi anlamış olacağını düşünüyoruz.

  • SADAKAT PLATFORMU TEMSİLCİSİ TURGAY ETÇİBAŞI - Eskiden bir hastalığımız vardı vatandaş olarak, devleti kurtarma gibi bir hastalığımız vardı. Bu hastalığın etkileri, ikincil, üçüncül etkileri üzerimizde hâlen de vardır bizim.

  • RIZA TÜRMEN (İzmir) - Devleti değil insanları kurtarmaya çalışıyoruz.

  • SADAKAT PLATFORMU TEMSİLCİSİ TURGAY ETÇİBAŞI - Biz şu an o hastalıktan kurtulduğumuzu hissederek şöyle diyoruz: Devleti kurtarmak bizim işimiz değil. Devlet yaklaşık 1 trilyon dolara hükmediyor senelik. Biz bir şey isteriz. Mesela, çok hukukluluk, devlet yapamıyor, beni ilgilendirmez, yapsın veya ne bileyim, gücü yetmiyormuş yani nasıl olacağını o düşünsün. Eğitim hakkı engellenmemeli veya vatandaşlık... Burada en zor ne var? Yargıda adalet mesela. Sağlayacak. Yirmi yılda sonuç öyle... Ben paramı ödüyor muyum? Ödüyorum. Vergimi ödüyorum. Ödemezsem kapıma icra geliyor mu? Geliyor. Devleti savunmak, korumak bana düşmüyor artık, savunmuyorum da, yapsın. Bunu istiyoruz. Yani, burada kusura bakmayın, karşımızda siz, devlet diye başka bir şey var onu konuşuyoruz.

  • SADAKAT PLATFORMU TEMSİLCİSİ SERDAR ASLAN - Yargıyla ilgili bir şeyi ilave edip ben de bitireyim mi? Sakarya'da yaşanan bir örnek olduğu için 1990-91 sürecinde.

  • Yaklaşık 24 kişi cuma namazını kılmadıkları için şeriat devletini kurmak üzerine tutuklandılar, otuz- otuz beş seneyle yargılandılar...

  • RIZA TÜRMEN (İzmir) - Kılmadıkları için...

  • SADAKAT PLATFORMU TEMSİLCİSİ SERDAR ASLAN - Kılmadıkları için ve bunu şeriata...

  • RIZA TÜRMEN (İzmir) - Namaz kılmayarak nasıl şeriat devletini kuruyorsun?

  • SADAKAT PLATFORMU TEMSİLCİSİ SERDAR ASLAN - İşte...

  • Sebeplerle ilgili. Sakarya'da yaşanmış bir olaydır bu, ironik bir olaydır ve üç ay, dört aylık bir mahkeme sürecinden sonra bu insanların bir kısmı beraat ettiler, bir kısmının mahkemeleri çok daha uzun sürdü, bazıları ceza da aldılar yani böyle ironik durumlarla da karşılaştık. Dolayısıyla, biz bunları önceliyoruz, buraya gelme sebebimiz, artık bunları bir daha yaşamamak, çocuklarımıza miras bırakmamak, çocuklarımızın artık Avrupa'daki, Amerika'daki veya başka gelişmiş ülkelerden çok daha ileri seviyelerde işler yapabileceklerine inanıyoruz, yeni anayasanın da bu çerçevede olmasını istiyoruz açıkçası.

  • Çocuklarımıza bir suçlu muamelesi gibi âdeta bir anayasayı bırakmak istemiyoruz, benim burada olma sebebim çocuklarım ve çocuklarımız için. Teşekkür ederim.

  • TUNCA TOSKAY (Antalya) - Önce teşekkür ediyoruz buraya gelip açık yüreklilikle düşüncelerinizi bizimle paylaştığınız için. Tabii, Sayın Hocamın da toplantıyı açarken ifade ettiği gibi, bizim buradaki sizin görüşlerinizi eleştirmek, değerlendirmek gibi bir fonksiyonumuz yok ancak burada bizim yaptığımız şey bazı bizim açımızdan müphem olan, biraz daha açıklanmasında anlamamız bakımından faydalı olan şeyler var ise onları sizden rica ediyoruz.

  • Ben o cümleden olarak, Sayın Türmen'in sorduğu ülke ismiyle ilgili bir soru soracaktım ama o soruldu.

  • Ben bu vesayetle ilgili, biraz vesayeti açmak istiyorum. Bu vesayette genel olarak asker ve sivil bürokrasinin vesayetinden hep şikâyet ediyoruz yani bizim yaşadığımız siyasi süreci dikkate alırsak bizler de o konuda ciddi maliyetler ödemiş olan bir camiadan geliyoruz. Bunları kabul etmemiz mümkün değil, askerî ve siyasi bürokrasinin vesayetini çünkü öbür taraftan, şu komisyonda bulunan hemen hemen herkes, ben şeyimi aşmayayım ama özgürlükçü, eşitlikçi, hukuka dayalı tam demokratik bir anayasa konusunda hemen hemen hiçbirimizin bir ihtilafı yok. Bunları yaptığımız zaman, zaten Anayasa'nın temel prensipleri itibarıyla bunları vazettiğimiz zaman bu vesayet problemi de kendiliğinden hemen hemen ortadan kalkacak ancak vesayet dediğimiz zaman, ben açmak istiyorum. Mesela bir örgüt, silahlı bir şekilde bir ülkede isteklerini empoze etmeye kalktığı zaman, bu vesayet denemesi midir değil midir size göre? Birinci madde bu.

  • İkincisi, bir sivil toplum örgütü çok ciddi şekilde örgütlenerek devletin üstünde büyük bir hâkimiyet kurar ise bu da bir vesayet çeşidi midir değil midir?

  • Üçüncüsü, birtakım küresel güçler dediğimiz büyük devletler bizim kategorimizde olan devletleri şekillendirmeye kalkarlarsa, birtakım şeyleri empoze ederlerse, anayasanız şöyle olsun, hukuk sisteminiz böyle olsun, siyasi yapınız şöyle olsun dedikleri zaman bunu da bir vesayet olarak kabul ediyor musunuz etmiyor musunuz?

  • Benim sorularım bunlar.

  • SADAKAT PLATFORMU TEMSİLCİSİ BAYRAM YILMAZ - Ben cevap vermek istiyorum da.

  • Vesayet dediğimiz şeyin korku duygusunu üretmesiyle bir ilgisi var yani bir topluluğa kim daha çok korku üretiyorsa onun vesayeti çok daha baskındır. Örneğin, ülkemizin güneydoğusuyla ilgili bir vesayetten bahsediyorsak orada devletin vesayetinden daha çok başka şeylerin vesayetini konuşabiliriz, birçok yerde.

  • Bu korkuyu bir cemaat üretiyorsa, örneğin bir akademik kariyer yapmak konusunda önünü de açabilir ya da önünü de açamayacak engelleyici bir muktedirliğe sahipse bu da bunu üretebilir.

  • Örneğin, uluslararası bazı meselelere değindiğiniz zaman sizin siyasi hayatınızla ilgili bir kısıtlama, bir daralma ya da bir tenzilirütbe olayı olacaksa bu da bir vesayete sebep olabilir. Biz devletimizin işte bu vesayetleri ortadan kaldırabilmesini, dağınıklığa sahip olmamasını, odaklanmasını istiyoruz yani mesela süt örneğine tekrar döneyim, eğer devlet sütle ilgili bir politika ürettiği zaman bu bir zihin emeği gerektirir, bu bir mekân gerektirir, bu bir bütçe gerektirir ve bu vesayeti ortadan kaldırabilecek argümanlar ya da alanlara odaklanıp oralarda politikalar üretmek yerine bu konuda daralabiliriz, hantallaşabiliriz. Bu konuda devletin işlevsel olması ki, bu işlevsellik örneğin askerî vesayetten bahsediyorsak çok kalabalık bir orduya sahip olmak toplum üzerinde vesayet oluşturabilir ama bir örgüt üzerinde oluşturmayabilir ama son derece işlevsel, teknik donanımı yüksek, kabiliyetleri gelişmiş daha az sayıda şey yaptığınız zaman, bu ne olur; amaca matuf olarak bir sonuç üretir. Buradaki kurgu ya da organizasyonun hedeflerle de ilgili olduğunu düşünüyorum yani vesayetin her türlüsüne bu manada... Şeyin bile, biz burada da ifade ettik ama son cümle olsun, belki bir daha fırsatım olmayabilir, ben kendini İslam'a göre tanımlamaya çalışan bir insan olarak bir insanın dinsiz olma hakkını sonuna kadar savunuyorum. Allah bile insana kendini inkâr etme hakkını vermiş; ki, Allah'ın vermiş olduğu özgürlüğü devlet vatandaşına vermiyor, koca karısına vermiyor, öğretmen öğrencisine vermiyor.

  • TUNCA TOSKAY (Antalya) - O özgürlüklerle ilgili...

  • SADAKAT PLATFORMU TEMSİLCİSİ BAYRAM YILMAZ - Yani bu manada, baskı dediğiniz şeye...

  • SADAKAT PLATFORMU TEMSİLCİSİ TURGAY ETÇİBAŞI - Bir cümle eklemek istiyorum bu vesayetle alakalı.

  • Şimdi, biz dört beş yılda bir seçime gidiyoruz, oy kullanıyoruz. Bizim mantığımızda şöyle bir mantık oluşuyor, şu ana kadar öyleydi, diyelim A partisine oy veriyoruz ve onu iktidar yaptık ve başarısız oldu. Şu şekilde düşünmeye başlıyoruz: Tabii olur kardeşim, yönettirmediler ki, Ahmet karıştı, Mehmet karıştı, ötekisi köstek oldu, berikisi iteledi.

  • Biz istiyoruz ki, artık biz de biraz pragmatik olmaya başladık yani iktidardaysan kardeşim hesabını ver, sağa sola topu atma. Yok oynatmadılar, oynayacaksın yani bunun için ne gerekiyorsa... Tüm vesayetlerden bir arın, tamam, şimdi yaptıklarının faili sensin. Başanlıysan al sana oy, değilsen... Şeye de karşıyım ben, adam sülalece takılmış bir partinin peşine, niye takılmış? Ayrılamıyor çünkü hiçbir zaman başarısız görmüyor ki. Sürekli, hep vesayet vesayet. Şunları ayırdıktan sonra yiğit meydana çıkacak yani böyle düşünüyoruz.

  • SADAKAT PLATFORMU TEMSİLCİSİ SERDAR ASLAN - Sizin saydığınız tüm unsurların hepsinin vesayet olduğunu kabul ediyorum, arkadaşlarımızın da... Hatta şöyle bir ifadeyi de ekledik, sonradan ilave oldu bu şeyin içine "Aynı şekilde siyasetin de yargı üzerinde oluşturabileceği vesayete imkân verilmemelidir. Yani, biz, şu anki uygulamalardan birtakım sıkıntıları da hissettik. Belki bunu açık bir yüreklilikle söyleyebiliyoruz yani sizlerin adına aslında bunu da söylemiş olalım, bu sıkıntıları da hissediyoruz. Bunun bir adalet mekanizması çerçevesinde olması gerektiğini, daha önce mazlum olanların şimdi zalim pozisyonuna geçmemeleri gerektiğini düşünüyoruz. "Zalim de olsa mazlum da olsa kardeşine yardım et." ilkesini Peygamberimizden alıyoruz. Dolayısıyla, bunun hep uygulanmasından yanayız, hiçbir zaman bir şekilde fire verilmesi, bir şekilde zedelenmesini asla kabul etmiyoruz kim adına olursa olsun.

  • Bir de Hazreti Ali'nin bu anlamda ciddi bir uygulaması vardır. Hazreti Ali, kendisi devlet otoritesi olmasına rağmen, kendisine karşı ayaklananlara, belki silahlı örgüt olarak da kabul edebileceğimiz kişilere bile o günkü beytülmalden imkân tanımıştır, para verilmesini sağlamıştır yani bugün biz bunları göstermiyoruz. "Mescitlerimize girip namaz kılabilirler." demiştir. Biz mescitlerimizden belki uzak tutmaya çalışıyoruz bu tür düşünen insanları yani bundan bin dört yüzyıl önce bunu gösterebilecek bir Hazreti Ali, herkesin ortak noktasıdır bu ülkenin, onun için bu örneği verdim. Her türlü vesayete nasıl karşı çıkılacağını belki Hazreti Ali'nin şahsında da görmüş olabiliriz diye paylaşmak istedim.

  • Teşekkürler.

  • SADAKAT PLATFORMU TEMSİLCİSİ BAYRAM YILMAZ - Ama yine de devletin bir toplumda en güçlü yapı olması gerekir yani devletten daha güçlü en fazla birey olabilir. MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) - Teşekkür ederiz.

  • SADAKAT PLATFORMU TEMSİLCİSİ GAZANFER ÜVEZ - Usul olarak bir şey sorabilir miyim: Bu Anayasa Uzlaşma Komisyonunun çalışma şekli yani sizin ifade ettiğiniz bir şey vardı "İstatistiki hareket edecek." Biz bunu Adapazan'nda 2.500 tane dağıttık, daha dağıtacağız. Buradan size bir talep gelse, İnternet ortamında bir tıklansa, işte 10 bin tane olsa, bu bir değer kabul edilecek mi? Yani dikkate alınacak mı veyahut da bin kişiden geldi. Böyle bir uygulama yansıttınız. Bu ne kadar adil olacak? Komisyonun çalışma şeklini de bilemiyorum yani her fikir gerçekten yerini bulacak mı yoksa bunu 100 kişi paylaşmış bunu değere almayalım, çok da uzatmayalım mı yapılacak? Merak ediyorum.

  • MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) - Böyle çok kesin, milimetrik ölçülerle bir değer atfetme imkânımız yok tabii, tüm görüşlerin hepsi geliyor, buraya giriyor, sisteme giriyor. Bunların her birini ayrı ayrı değerlendireceğiz ama istatistiki şey söylemek yanlış olur. Sadece istatistik değerlere bakmayacağız. Çok maniple edilebilecek bir şey o. Bütün görüşler tabii değerlendirilecek. O da dâhil, o ağırlık da dikkate alınarak değerlendirilecek. Değerlendiriliyor zaten.

  • SADAKAT PLATFORMU TEMSİLCİSİ TURGAY ETÇİBAŞI - Son olarak bir şey sormak istiyorum: Burada ileri geri çok açıklıkla konuştuk. Biz devlete her zaman değmiyoruz.

  • MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) - Biz sorulara cevap vermiyoruz ama biz soruyoruz

  • sadece.

  • SADAKAT PLATFORMU TEMSİLCİSİ TURGAY ETÇİBAŞI - Başımıza bir şey gelmez, değil mi?

  • Sizden duymak istiyoruz.

  • RIZA TÜRMEN (İzmir) - Bunu sormakta haklısınız ama.

  • TUNCA TOSKAY (Antalya) - Gelmeyeceğini zaten biliyorsunuz ama...

  • SADAKAT PLATFORMU TEMSİLCİSİ SERDAR ASLAN - Yok, biz 28 Şubatla ilgili bu konuda rahatız, o yüzden rahat hareket ediyoruz.

  • SADAKAT PLATFORMU TEMSİLCİSİ BAYRAM YILMAZ - Biz sizin için dua ediyoruz yani çok zorlu bir süreç. İnşallah, sonuçlandırabilirsiniz yani bununla ilgili olarak cidden öngörebildiğimiz kadarıyla çok ciddi çatışma potansiyeli olan noktalar var.

  • Başarılar dileriz.

  • TUNCA TOSKAY (Antalya) - Bu konuyla ilgili size bir şey söylemek istiyorum, o da şu: Bir anayasa yapmak Türkiye gibi yani bu coğrafyada oturan, bu özellikleri sayılan, bu tarihi, bu müktesebatı olan bir toplum için çok zor bir iş yani bunu hiç kimse hafife almasın. Oturmuşlar orada 12 kişi, oturuyorlar, şunu yapıyorlar filan değil, burada 12 kişinin yaptığı işin çok geniş bir arka planı var, İngilizce tabirle back round'u var. Bu kolay bir iş değil ama size bir tek şey söylüyorum, buradan, inşallah, bizim niyetimiz iyi, bir şey çıkarma gayreti içindeyiz bütün siyasi partiler olarak. Çıkar mı? Çıkarsa hep beraber çok mutlu oluruz. Biraz evvel sizlerin de söylediği gibi, buradan çıkan bir ürün Türkiye'nin yüzde 100'ünü tatmin eder mi derseniz, teorik olarak bu mümkün değil.

  • İki, buradan bir şey çıkmayabilir de ama şu çok önemli, burada hep beraber bir tecrübe kazanıyoruz. Şimdiye kadar hiç yapılmamış bir şeyi deniyoruz, bir araya geliyoruz, bir anayasayı nasıl yaparız, nasıl uzlaşırız diye bir şeyleri zorluyoruz, sizin bu sürece katılımınızı sağlamaya gayret ediyoruz. Bu, daha evvel denenmiş bir şey değil. En son 12 Eylül 2010 tarihinde yaptığımız Anayasa değişikliğinde böyle bir süreç olmadı ama bu sefer başka bir şey deniyoruz. Bundan da bir tecrübe kazanıyoruz. Bu bizim birikimimize bir şeyler katıyor yani bunu katiyen bir şey çıkmayacak vesaire, bir nafile gayret olarak ben kişisel olarak değerlendirmiyorum. Bu, Türk siyasi hayatında, Türk siyasetinde bir birikimdir, bir tecrübedir, bir şeyleri öğrenme konusunda bize büyük katkısı olan bir süreci yaşadığımız kanaatindeyim. Şey olmayalım, iyimser olalım. İnşallah, dediğimiz gibi, güzel bir şey çıkar, çıkmasa bile, sonuca varamasak bile yine bir şeyler kazandığımızın bilincinde olmamız gerekir diye düşünüyorum.

  • Teşekkür ediyorum.

  • RIZA TÜRMEN (İzmir) - Bir şey söyleyelim: Bu istatistiki bir egzersiz değil yani siz bunu 100 bin kişiye tıklatsanız değeri yine aynı, bir kişinin söylediği sözlerin de değeri var, 100 bin kişinin söylediği sözlerin de değeri var. Onun için, bizim için değerlidir sizin söyledikleriniz yani boşuna 100 bin kişiyi tıklatmayın.

  • MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) - Teşekkür ediyoruz.

  • Kapanma Saati: 15.00



  • İKİNCİ OTURUM

  • Açılma Saati: 15.05



  • MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) - Evet, değerli arkadaşlar, hoş geldiniz.

  • İstanbul Düşünce Enstitüsü adına Mustafa Şatıroğlu Bey hoş geldiniz, Hayrettin Şanlı Bey hoş geldiniz, Suat Gün Bey hoş geldiniz.

  • Şimdi biz görüş topluyoruz, ayrılan süremiz kırk dakika civarında bir süre. Bunun mümkün olursa son on dakikasını soru-cevap şeklinde sürdürmek istiyoruz. Tabii bu sorularımız sizin görüşlerinizi tartışmak şeklinde değil, daha çok bazı konuları açıkî'ğa kavuşturmak için sorular. Biz tartışmaları daha sonra kendi aramızda zaten yapacağız taslak metni oluştururken.

  • Ben Mustafa Şentop AK PARTİ İstanbul Milletvekili, Rıza Türmen Bey Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Milletvekili, Tunca Toskay Bey Milliyetçi Hareket Partisi Antalya Milletvekili. Barış ve Demokrasi Partisinden arkadaşımız gelecek ama biraz gecikti zannediyorum, Sırrı Süreyya Önder.

  • Buyurun.

  • İSTANBUL DÜŞÜNCE ENSTİTÜSÜ BAŞKANI MUSTAFA ŞATIROĞLU -Enstitümüz, Türkiye Ekonomik ve Kültürel Dayanışma Vakfının İstanbul şubesinin kurduğu bir enstitü ve enstitümüzün kuruluş amacı Türkiye'nin önemli meselelerine yönelik görüş ve düşünceleri araştırarak, derleyerek, toparlayarak kamuoyumuza sunmak ve tabii ki başta milletimizin en yüce kurumu olan Sayın Büyük Millet Meclisine ve onun değerli mensupları olarak sizlere takdim etmek ve bu konuda üzerimize düşen vatandaşlık görevini ifa etmek amacıyla kuruldu.

  • Ben inşaat yüksek mühendisiyim. Geçmişte muhtelif siyasi çalışmalarım var, çeşitli sivil toplum kuruluşlarında çalışmalarım var ama tabii ki şu süreç içerisinde Türkiye için en önemli konunun anayasa konusu olduğunu düşünüyoruz ve bu konuya "Hem bir vatandaş olarak hem bir sivil toplum kuruluşu olarak ne şekilde katkıda bulunabiliriz?" diye yaptığımız çalışmaları size arz etmeye geldik.

  • Arkadaşlar da kendilerini tanıtsınlar mı, sonra mı görüşmeye geçelim. Nasıl dersiniz Sayın Başkanım?

  • MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) - Fark etmez.

  • Konuşmak istediklerinde takdirde tanıtırlar.

  • İSTANBUL DÜŞÜNCE ENSTİTÜSÜ BAŞKANI MUSTAFA ŞATIROĞLU - Sayın Başkan, değerli hocalarım 2012 yılı Türkiye Cumhuriyeti tarihinde değil, beş bin yıllık Türk tarihinde son derece önemli bir yıl. Neden önemli bir yıl? Çünkü Türk milleti, biz millet olarak ilk defa bir sivil toplum anayasası olarak, sivil bir anayasa olarak bir gayretin içerisindeyiz, bir çalışmanın içerisindeyiz. Bu çalışmanın bilinci ve şuuru içerisinde olmak gerektiğini düşünüyoruz, bütün toplumun fertleri ve katmanları olarak. Bu konuda biz yaptığımız çalışmanın ciddiyetini zatıalinize arz etmek üzere 12 Nisanda Marmara Üniversitesi Sivil Toplum Kuruluşları Merkeziyle birlikte yaptığımız anayasa çalışmasının hazırlıklarını geniş bir katılımla, muhtelif sivil toplum katmanlarının katılımlarıyla birlikte 12 Nisanda Marmara Üniversitesi Rektörlük binasında, eksi rektörlük binasında güzel bir sempozyum tertip ederek kamuoyuna ve basına da açıkladık. Bu yaptığımız sempozyumda Marmara Üniversitesinin başta Değerli Rektörü ve sivil toplum konseyinin kuruluşuna mensup değişik ihtisas sahibi akademisyen arkadaşlarımız ve aynı zamanda Türkiye gençlik temsilcilerinden bir kısım katılımcılar, bir kısım sivil toplum konseyinden, kuruluşlarından gene katılımcılarla birlikte bu anayasa sempozyumunu tertip ettik. Gerçekten o sempozyumla beraber hem de Üniversitenin de desteğiyle, katılımıyla çalışmamızı kamuoyuna açıkladık. Ama tabii ki bunun asıl açıklanması gereken muhatap, mevcit tabii ki sizlersiniz. Randevu talebimiz üzerine sizlerin bize teveccüh göstererek bizi kabul ettiğinizden dolayı öncelikle teşekkürlerimi arz etmek istiyorum.

    Yüklə 2,59 Mb.

    Dostları ilə paylaş:
  • 1   ...   29   30   31   32   33   34   35   36   37




    Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
    rəhbərliyinə müraciət

    gir | qeydiyyatdan keç
        Ana səhifə


    yükləyin