2 nolu yazim komisyonu tutanaklari iÇİndekiler



Yüklə 6,49 Mb.
səhifə17/84
tarix30.04.2018
ölçüsü6,49 Mb.
#49645
növüYazi
1   ...   13   14   15   16   17   18   19   20   ...   84

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Burada, “Dernekte de bu yönde düzeltme yapılacak.” diyelim notta.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Siyasi partide de yapmadık. Bunları çok uzun tartıştık Ahmet Hocam. Siyasi partiye de koymadık aynı bu mantıkla.

DR. DEMİRHAN BURAK ÇELİK – Kuruluş, yönetim ve işleyiş… Hepsini içeriyor zaten.

MEHMET PARSAK – Hocam, ben pratikten çok kısa bir izah yapmak istiyorum izninizle, mutlaka takviye de edeceksiniz onu.

Her yıl sendikalar arasında ortalama 100’ün üzerinde yetki davası açılıyor, gerek memur sendikalarında gerek işçi sendikalarında. Bu da bu işleyişteki demokrasiye aykırı olabilecek muğlak tüzük hükümlerinden kaynaklanıyor. “Bir aykırılık olmadıkça bu, problem olmamalı.” dediğiniz zaman bu sefer yargı kararını veriyor, yetki bir yıllığına kullanılıyor, hüküm anlamsız kalıyor.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – “Kuruluş” tüzüğü de kapsıyor Mehmet Hocam. Bakın, sizin önerinizde “kuruluş” yok yani şunu ifade edeyim…

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Hocam, derneğe de ona göre düzeltme notunu koyalım o zaman.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Ama bir şey söyleyeceğim, “kuruluş, yönetim ve işleyişleri” deyince tüzüğü, kuruluşu, hepsini kapsıyor. Sizde “kuruluş” yok da…

MEHMET PARSAK – Sadece kurarken ki durum o. Tüzüğün sadece kurarken ki fonksiyonu ama o tüzüğün yönetim esnasındaki fonksiyonu da var.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Ama o da zaten işleyişe giriyor Mehmet Hocam.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – İşleyişe giriyor, girer, girer…

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Burak Bey, buyurun.

DR. DEMİRHAN BURAK ÇELİK – Şimdi, Mehmet Bey “CHP önerisinde bu o kadar önemli ki ‘Kendi tüzükleriyle düzenlenir.” diye yazmışlar.” dedi. Aslında burada tabii iki şeyi düşünerek biz onu kaleme almıştık. Birincisi, bildiğiniz gibi, burada sendikal özgürlüklerde herkes zaten “Önceden izin almaksızın kurulur.” demiş. Bir kuruluş serbestisi var. Bir de aslında kendi iç işleyişini, faaliyetlerini serbestçe düzenleme ilkesi var yine sendikal haklarla ilgili olarak. Acaba diyorum o önerideki formüle dönsek yani “aykırı olamaz” diye olumsuzdan kurmak yerine “uygun olarak tüzükleriyle düzenlenir” desek hem tüzüğü kapsadığını ifade etmiş hem şey yapmış olur muyuz?

MEHMET PARSAK – Sayın Başkanım, izniniz olursa bir cümle ona…

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Buyurun.

MEHMET PARSAK – Evet, o derece önemli ki siz böyle bir öneri getirmişsiniz ama tüzükleriyle düzenlenir dediği zaman da kanuna o yönde bir boşluk doğuyor. Siz tüzükleriyle düzenlenir derken bu konudaki kanunu nereye koyacağız?

DR. DEMİRHAN BURAK ÇELİK – Hakkın nasıl kullanılacağına ilişkin sınırlar kanunla belirlenir, düzenlenir diye ilerleyen fıkralarda var.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Değerli arkadaşlar, bu alan korporatif hukuk alanı yani iradelerin birleşmesiyle meydana gelen ve kâr amacı gütmeyen ortaklıklar hukuku. Burada biz bir özgürlükte tüzüğü kurucu unsur olarak öngörmediysek veya norm unsur olarak öngörmediysek öbür kurguda da öngörmememiz lazım. Kuruluş ve işleyiş de zaten tüzüğü kapsıyor. Kaldı ki özel hukuk anlamında yani dernekler hukuku anlamında tüzüklerin sadece anayasaya değil -demokratiklik ilkesi bakımından- yasalara da uygun olması lazım yani Mehmet’ciğim, tüzüğün yasa üstü bir fonksiyonu yok. Tüzük, bizim normlar hiyerarşisinde yasadan sonra gelen bir kategoriyi ifade eder, sözleşmelerin karşılığıdır…

MEHMET PARSAK – Buradaki tüzük onların kendi içtüzüğü ama yani normlar hiyerarşisinde…

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Dâhilî nizamname de olsun, dâhilî nizamname de olsun, şakır şakır iptal ediyor, tabii, dâhilî düzen de olsun… Yani ben özellikle şu anda siyasal parti tüzüklerinin yargısal denetimiyle ilgili tek makalenin yazarıyım, o konuda…

MEHMET PARSAK – Buradaki idari anlamdaki tüzük değil, ben onu söylüyorum yani normlar hiyerarşisindeki…

AHMET İYİMAYA (Ankara) – İç işleyiş ya, kurucu şeyi… Buna rağmen o da şey. Aynen siyasi partilerin tüzükleri de…

MEHMET PARSAK – Yani konuya ilişkin bakanlığın bir yönetmeliği oradaki tüzükten daha evla. Ben onu ifade etmeye çalışıyorum.

PROF. DR. YAVUZ ATAR – Orası öyle tabii.

MEHMET PARSAK – Dolayısıyla o bildiğimiz anlamdaki tüzük değil yani.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Burada eğer diğer bütün partiler “Tüzük de olsun.” diyorsa biz “hayır” demeyiz.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Ama hiç birinde demedik, hep böyle gittik ya.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Efendim, uzlaşma adına “hayır” demeyiz yani uzlaşmayı bloke edecek bir rezerv değil, o anlamda diyorum. CHP de öyle diyorsa, MHP öyle diyor, biz de katılırız, tüzük diye kalsın. Öbürünü de, kadın-erkek eşitliğinin yansıtılmasını da iki partinin isteği olarak paranteze alalım ve diyelim ki: “Sendika ve üst kuruluşlarının tüzükleri, yönetim ve işleyişleri demokrasi esaslarına aykırı olamaz.” Tamam, burada müttefikiz. Parantez içerisine de sizin kadın-erkek eşitliği noktasındaki pozitif ayrımcılık kuralının buraya yansıması gerekir.

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Onu da kırmızıya alalım.

“Cumhuriyet Halk Partisinin ve BDP’nin önerisi” diye birlikte yazabilir miyiz Atilla Bey?

ATİLLA KART (Konya) – Tabii, tabii.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Tabii, tabii, o kadar.

Şimdi sınırlama sebeplerine geldik. Sınırlama sebeplerinde kapatmayla sınırlama sebebini aynı almışsınız Özgür. Onu ayıralım isterseniz, başka kapatma belki…

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Tek bir tane sebep öngördüğümüz için ayırma gereği duymadık.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Neyse ona bakarız, CHP ayırmış onu.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Evet, gördüm.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Şimdi, bu özgürlük sınırlanmalı mı, sınırlanmamalı mı? Sınırlanmalıysa sebepler ne? MHP en geniş tutmuş, biz bir sebep tutmuşuz, Barış ve Demokrasi Partisi bir sebep tutmuş, CHP hiç tutmamış. Atilla’cığım, bu sınırlanmamalı mı?

ATİLLA KART (Konya) – Hocamız açıklayacak.

DR. DEMİRHAN BURAK ÇELİK – Sayın Başkan, çalışma hakkıyla ilgili maddede de benzer bir tartışma yaşamıştık.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Çalıştınız mı? Oraya gelmedik değil mi daha?

DR. DEMİRHAN BURAK ÇELİK – Yok, daha önce sınırlama sebebi olsun mu, olmasın mı diye şey yapmıştık, Yavuz Hocam da vardı.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Öbür şeyde mi konuştunuz?

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Sözleşme ve çalışma serbestisinde, çalışanların hakları değil yani.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Ha, 48’de, girişim özgürlüğü…

MEHMET PARSAK – Buraya da koyduk yanılmıyorsam.

DR. DEMİRHAN BURAK ÇELİK – Oraya en sonunda konuldu da orada da CHP şey öngörmemişti, çalışma hakkıyla ilgili bir şeyler…

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Yok, yok, rezerv koyduk, bir bak.

DR. DEMİRHAN BURAK ÇELİK – CHP rezerv koydu, orada da sınırlama nedeni olmaması gerektiğini savunmuştu ve benzer şeyleri söylemişti. O yüzden şimdi çok uzun şey yapmayacağım, burada oraya referans vereyim diye söylemiştim ama…

MEHMET PARSAK – Kamu düzeninde en azından olması lazım.

DR. DEMİRHAN BURAK ÇELİK – Çok kısa olarak şunu ifade etmek istiyorum: Biz burada böyle çalışma hakkı gibi, sendikal haklar gibi, esas olarak aslında devletin -diğer sosyal haklardan farklı olarak diyeyim sendika hakkı için- bir şey yapmaması, dokunmaması gerektiği alanlarda sınırlama nedeni öngörülmemesi gerektiğini ama bunun sınırsız olsun anlamına da gelmediğini de hemen söyleyeyim.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Nesnel sınır…

DR. DEMİRHAN BURAK ÇELİK – Evet, size referans verecektim şimdi. Siz daha önceki konuşmada hakların nesnel sınırları olduğundan söz ettiniz. Elbette bu hakkın nesnel sınırları var.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Bu, dernekler için kullanılamaz; bu, şirketler için kullanılamaz.

DR. DEMİRHAN BURAK ÇELİK – Bu hakkın nesnel sınırlarının ve… Burada, CHP önerisinde ilerleyen fıkralarda görülecek. Burada -“salt düzenleme clause”u diyeyim, böyle geçiyor öğretide- “salt düzenleme clause”u olarak geçen yani “Buna ilişkin usul ve esaslar kanunla belirlenir.” tarzında bir düzenlemenin yeterli olduğunu düşünüyor CHP ve öneride de bu var zaten. Hani yargı organı hakkın nesnel sınırlarını, diğer anayasal hak ve özgürlükler arasındaki dengelemeyi yaparak burada bir sonuca varacaktır diye düşünüyoruz.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Orada ne dedi CHP, sevgili kardeşim? “Çalışma ve sözleşme hürriyeti…”

KOMİSYON UZMANI ÖZCAN ALTAY – İkinci fıkra önerisi olarak çalışma ve sözleşme özgürlüğünün yine aynı şekilde Burak Bey’in ifade ettiği gibi düzenleme clause’u…

MEHMET PARSAK – Orada “kamu yararı” demiş, burada “kamu düzenliği”

KOMİSYON UZMANI ÖZCAN ALTAY – “Kamu yararı esas alınarak kanun ile sınırlanır…”

AHMET İYİMAYA (Ankara) – CHP ona şey diyor değil mi, öyle mi katıldı?

KOMİSYON UZMANI ÖZCAN ALTAY – Evet, şurada, Başkanım var.

MEHMET PARSAK – Partilerin önerileri teker teker var orada.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – CHP’nin çalışma ve sözleşme özgürlüğünün kullanılmasına ilişkin… Yok, yok, “Kamu yararı esas alınarak kanunla düzenlenir.” Düzenleme o, sınırlama…

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Sınırlama değil, düzenleme…

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Hocayı teyit ediyor.

DR. DEMİRHAN BURAK ÇELİK – Yani CHPönerisinde de şimdi, sanırım, yedinci fıkrada “Sendika kurma ve sendikal faaliyette bulunma hakkının kullanılmasına ilişkin usul ve esaslar kanunla düzenlenir.” biçiminde bir öneri getiriyor yine.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Başkanım, o kadar önemli tartışmaya gerek yok. Barış ve Demokrasi Partisinin bir sınırlama sebebi var. Milliyetçi Hareket Partisinin birden fazla sınırlama sebebi var ki yürürlükteki mevzuatımıza uygun. Bizim tek sınırlama sebebimiz var. Arkadaşlar, bir defa biz aynen 2001 yılında kurucu iktidarın yaptığı reformu bu anayasa yapımında da kullanıyoruz. Yani, biz, torba sınırlama sebeplerini 13’üncü maddede yazıp, “Yasama organına istediğini al torbadan, ne çıkarsa ona göre sınırla.” demiyoruz. Şimdi, her özgürlüğün sınırlama sebebini özel maddesinde yazıyoruz. Ha, bazı özgürlükler sınırlanamaz, doğrudur. Burada, bir parti “Sınırsız olsun.” diyor, saygıdeğerdir. Biz kamu düzeniyle ilgili… Çünkü kamu düzeni kapsıyor. Sizinle farklı, ben kamu düzeninin bütün ihtiyaçları karşıladığını düşünüyorum. Barış ve Demokrasi Partisi, sadece başkalarının özgürlük haklarını… Başkalarının özgürlük hakları ne olabilir burada Abla? Kişi özgürlüğünde kullandığımız kriter, tüzel kişilerde nasıl kullanıyoruz bunu?

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Hemen söyleyeyim bunu, çok da uzun onun için şey yapmayacağız. Biz, bir bütün olarak -diğer vekiller hatırlayacaklardır- maddelerin tamamındaki bu “kamu güveni, kamu düzeni, millî güvenlik, genel ahlak, genel sağlık” var ya, onlara bir bütün olarak itiraz ettiğimiz için bu faslın sonunda da bunu konuşup hani üzerinde uzlaşabileceğimiz kavramlarda belirginleştirdiğimiz ölçüde şey yapacağız. Onun için hepsine aşağı yukarı…

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Anladım, ben sadece şunu merak ediyorum…

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Hayır, burada bunun ne kadar anlamlı, anlamsız tartışmasıyla ilgili değil o.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Anladım. Yok, yok.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Hepsine biz bunu koyduk o yüzden, anlatabiliyor muyum?

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Bir kişinin özgürlükleri öbür kişinin özgürlük alanıyla ve içeriğiyle sınırlı ama tüzel kişilerde öyle çatışma yok, o anlamda diyorum yani.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Evet, burada doğru.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Çünkü ne var? Dernek var, şirket var, vesaire… Anladım.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Evet, ama bu bizim genel sınırlama sebepleriyle ilgili tartışmamız.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Anladım, peki. Biz, Başkanım, “kamu düzeni” diye şey yapıyoruz. Sizin ki de, buradaki tüm şeyler kamu düzenini kapsıyor; “millî güvenlik, kamu düzeni…” ama takdir sizin.

MEHMET PARSAK – Tez olarak var. Daha önceki maddelerde de söylendi.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Tabii, tabii, takdir sizin. Burada o zaman, sınırlamayı Yüksek Kurula bırakalım.

MEHMET PARSAK – Anladım Ağabey, tamam.

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Sayın Vekilim, biz biraz da yaşanmışlıkları dikkate alıyoruz. Yani, bakın, bir şeyi gözden ırak tutmayın: Dünyada şu kadar ülke var. Coğrafyalara bir bakın. Ancak, bizim bulunduğumuz coğrafyada birileri kâğıdı kalemi eline almış, şu kadar yıl sonra sınırları yeniden çiziyor. Bu hakkı kendinde görüyor ve yapıyorlar bunları. Biz böyle bir coğrafyanın üzerimize yüklediği mükellefiyetle hareket etmek istiyoruz. Bu, belki diyebilirsiniz: “Şahsi korkunuz, vesaire…”

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Olur mu canım… Yok, rica ederim. Yahu, anayasa yapıyoruz burada uzlaşma, birçok görüş…

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Ama biz korkuyoruz bu noktada. Yaşanmışlıklar var. Bugüne kadar birçok sendikanın nasıl suç odağı hâline geldiğini yaşamış, görmüş insanlarız. Dolayısıyla, bu konudaki hassasiyetimiz şu ana kadarki toleransımızla bağdaşmayacak ölçüde katıdır. Bunların dikkate alınmasını istiyoruz.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Tamam Ağabey. Ağabey, o zaman şu maddeyi şöyle formüle ederiz Başkanım -son saatlere doğru girdik- “AK PARTİ sınırlama sebebi olarak sadece kamu düzenini, MHP sınırlama sebebi olarak bunları, Barış ve Demokrasi Partisi sınırlama sebebi olarak bunları –o yargıyı, izin verirseniz, aşağı yazalım- CHP ise sınırlamanın yapılamazlığını benimsemektedir. Yüksek Kurul da şey yapsın artık. Aynen, yani birbirimizi ikna etmeye gerek yok.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Evet, aynen.

PROF. DR. YAVUZ ATAR – O zaman, şöyle yapacağız: Parantez içinde yapacağız.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Böyle, parantezli değil, ayrı bir format.

MEHMET PARSAK – Yazmaya da başlamıştı aslında, bizim muradımızı karşılar bir şekilde yazmaya başlamıştı.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Hangisi Hocam?

MEHMET PARSAK – “Sendika hakkı” deyip, yeşil bırakıp onu.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Yok, yok. Sınırlama sebebi olarak AK PARTİ şunu, MHP şunları, Barış ve Demokrasi Partisi şunları, CHP ise bu hakkın sınırlanmamasını görüşmek istiyor.

MEHMET PARSAK – Özcan, istersen sen öyle bir yaz da oraya.

PROF. DR. YAVUZ ATAR – Başkanım, “sendika hakkı” desin, parantez içinde “AK PARTİ kamu düzeni, virgül, MHP üç sebebi” saysın, kapasın, “…sebebiyle veya sebepleriyle sınırlanabilir.”

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Hayır, sınırlanamıyor da onun için ya. Yahu, kategori güzel Hocam.

PROF. DR. YAVUZ ATAR – Parantez içinde “CHP sınırlama sebebi…” Bir önerim olacak.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Hocam, gerek yok bakın.

ATİLLA KART (Konya) - İşin gerekçesini net söyleyecek.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Yok, yok gerekçeye gerek yok Ağabey. Biz de gerekçe yazmıyoruz. Bakın, Sevgili Kardeşim, bakın…

DR. DEMİRHAN BURAK ÇELİK – “Hiç madde formüle etmeyelim.” diyor.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Evet, hiç gerek yok. 3’üncü fıkranın konusu şu: AK PARTİ bu hakkın sınırlama sebebi olarak şunu, MHP sınırlama sebepleri olarak şunları, Barış ve Demokrasi Partisi sınırlama sebebi olarak şunu öngörmektedir. CHP ise bu hakkın sınırlanmamasını öngörmektedir. Bitti, çünkü madde yazmadık. Paranteze yazmak için bir madde yazacağız. Yazamıyor ki.

DR. DEMİRHAN BURAK ÇELİK – “Üst Kurulda tartışılsın.” diyorsunuz.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Tabii, üst şey… Tabii, tabii, bence anlaşırız.

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Evet, Özcan Bey, anladıklarınızı yazın bakalım.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Çünkü maddeyi yazamıyoruz ki, herhangi bir madde çıkmıyor. Her birinin görüşü farklı.

KOMİSYON UZMANI ÖZCAN ALTAY– Notların içine yazıyorum.


AHMET İYİMAYA (Ankara) – Tamam, onu söylediğimiz gibi yaz Ağabey.

3’üncü madde değil mi o kardeşim? 3’üncü maddeyi yukarıya… Notu yazmıyorsun, madde notu… Madde olarak…

KOMİSYON UZMANI ÖZCAN Altay – Maddenin içine mi?

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Başka bir format sevgili kardeşim. Bakın, şu ana kadar ne formatımız vardı? Anlaşılmayan hâllerde parantez içi ama anlaşılan bir olgunun olması lazım orada, iki parti anlaşmadı ki… Şöyle diyelim: “3’te sendika hakkının sınırlanması sebebi olarak AK PARTİ şunu, MHP şunları, ondan sonra Barış ve Demokrasi Partisi şunu öngörmüştür.” Söyledik, madde yok çünkü yazamayız ki. “CHP ise bu konuda bir…” Çünkü madde çıkmadı, madde çıkınca parantez yazacağız, başka bir format.

MEHMET PARSAK - “AK PARTİ kamu düzenini…” geçtikten sonra noktalı virgül koyalım, MHP’nin önerisinden sonra bir tane daha koyalım.

PROF. DR. YAVUZ ATAR – O zaman BDP’nin yedinci fıkranın son cümlesini…

AHMET İYİMAYA (Ankara) – O yargıyı ayrı şey edeceğiz.

PROF. DR. YAVUZ ATAR – …dördüncü fıkra olarak şöyle yazabiliriz.

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Üçüncü fıkrayı tamamen kırmızıya alıyorsun değil mi?

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Tam kırmızı, tabii Ağabey, hepsinin rezervi var, norm yok. Burada Atilla’cığım, normsuzluk ve önerisizlik hâli var veya öneri çoğulculuğunun etkileşime ve senteze dönüşmediği hususi bir hâl var. Onun için, parantez usulünü uygulayamayız.

DR. DEMİRHAN BURAK ÇELİK – Bunu böyle not alsaydık keşke.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Yok ağabey yok ya aynı ama zapta geçti.

ATİLLA KART (Konya) – Kendi bilimsel açıklamasını yaptı bize.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Evet, sağ ol Hocam.

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Şimdi, bundan sonra Cumhuriyet Halk Partisi de… Milliyetçi Hareket Partisinin bir teklifi var. “Hiç kimse bir sendikaya üye olmaya ya da üyelikten ayrılmaya zorlanamaz…”

PROF. DR. YAVUZ ATAR – Başkanım, yok, bir dakika, şey var, BDP’nin “Hâkim kararıyla kapat…” onu güvence olarak yazabiliriz, dördüncü fıkra “Sendikalar ancak hâkim kararıyla…”

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – CHP’de de var o, mahkeme kararıyla…

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Tabii, tabii.

PROF. DR. YAVUZ ATAR – “Geçici olarak faaliyeti alıkoyup” onu birleştirip dördüncü madde yazalım.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Geçici o, kapatılır.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Askıya alalım.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Kapatılır ya, olur mu ya, partiyi kapatıyor ya. CHP doğru yapmış onu.

PROF. DR. YAVUZ ATAR – Evet, onu dördüncü fıkraya “kapatma”yı yazalım.

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – CHP’de kaçınca madde o?

AHMET İYİMAYA (Ankara) – “Kapatma” yazmış, CHP doğru yazmış.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Askıya alınmamış o. CHP deseydi… Öbür faaliyetlerin askıya alınması ya da kapatılmasına ilişkin aynı şeyi kullanmış.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Nerede o, bir dakika?

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – 7’ye C/1, ikinci sayfada. Aynı şeyi yazmışlar.

PROF. DR. YAVUZ ATAR – Evet, şey diyoruz: “Sendikalar ancak mahkeme kararıyla kapatılabilir.” diye bir fıkra yazmamız lazım.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Olur.

ATİLLA KART (Konya) – Biz de benimseriz.

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Siz benimsiyor musunuz?

PROF. DR. YAVUZ ATAR – Evet.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Tabii, tabii, hiç engel yok.

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Atilla Bey? O zaman yazıyoruz.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Doğrusu o ya, doğrusu o.

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Tamam.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Valiliğin kararıyla…

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Hayır, CHP de öyle yazmış, hani bir tek biz…

AHMET İYİMAYA (Ankara) – “Geçici” yoktu yani “geçici” yoktu.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Ama “askıya alma” var Vekilim, aynı şey.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Ama “kapatılamaz” da sürekli var.

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Bunu bir formüle edin Yavuz Bey.

PROF. DR. YAVUZ ATAR – “Sendikalar ancak mahkeme kararıyla kapatılabilir.”

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Bitti, o kadar. Doğrusu bu.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Evet, daha iyi oldu.

ATİLLA KART (Konya) – “Askıya almak” kavramına girmez.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Yok ağabey, yok zaten o. Hukukta, korporatif hukukta “askıya almak” diye bir şey yok.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – O zaman idarî kararla askıya almak…

AHMET İYİMAYA (Ankara) –Yok, yok, barolar var ya…

PROF. DR. YAVUZ ATAR – Askıya almak yok, yasak. Olur mu öyle şey?

Şimdi, 4’ü hallettik, 5’inci fıkra. Şimdi, gelelim…

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – “Hiç kimse bir sendikaya üye olmaya…”

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Bakın, gerekçeye “Bu konuda yürütme organının hiçbir yetki kullanamayacağını” yazalım, yazalım gerekçeye.

PROF. DR. YAVUZ ATAR – Zaten kullanamaz.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Evet, evet. Böyle daha iyi oldu.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – O zaten, anlamı o. Yargı kararı, tabii, doğru ya.

3’üncü fıkrası var CHP’nin.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Efendim, sükûnet, karşılıklı güven ve serinlik sağlandığı zaman…

PROF. DR. YAVUZ ATAR – Şimdi, yalnız ben bir şey söyleyeceğim Sayın Başkan. Bir kimse sendikaya üye olmaya zorlanamaz. Zaten, az önce Özgür Hanım’ın sözleşmeyle ilgili önerisiyle…

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Tam onu diyecektim.

PROF. DR. YAVUZ ATAR – Sayın Başkanım, yaptığı açıklamayla tamamen aynı. Yani dolayısıyla da böyle bir şey zaten olamaz.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – O zaman neden desteklemediniz?

ATİLLA KART (Konya) – Gerekçesini anlatayım.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL - O zaman neden bizim önerimizi desteklemediniz? Aynı şey vekilim bu, bizim önerdiğimizle aynı şey.

MEHMET PARSAK – Aynı şey değil, aynı şey değil.

ATİLLA KART (Konya) - Üye olan, olmaya, ayrılmaya zorlanamaz.

PROF. DR. YAVUZ ATAR – Dernekte de partide de olamaz, zorlanamaz. Böyle bir şey olur mu?

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Bunu koyarız.

ATİLLA KART (Konya) – Ben gerekçesini anlatayım efendim.

PROF. DR. YAVUZ ATAR – Dinleyelim gerekçesini, belki katılırız.

ATİLLA KART (Konya) – Tabii. Şimdi, nedir Türkiye’de temel hak ve özgürlüklerle ilgili olarak? Temel sorunumuz şu: İşte, yasal anlamda, anayasal anlamda, aslında, bu hakların düzenlenmesi konusunda belki de çoğu Avrupa ülkesinden daha ileri düzeydeyiz ama uygulamada çok ciddi sıkıntılar yaşıyoruz. Bugün, hele hele 12 Eylül ihtilalinin, 12 Eylül Anayasası’nın, bağlı mevzuatın getirdiği uygulamalar sonucunda genel anlamda örgütlenme durumu, özgürlüğü ve sendikal örgütlenme tümüyle yok edilmiş durumda. Bugün, işte 600-700 bin seviyesine zannediyorum düşmüş durumda. Bu çok vahim bir tablo ve giderek de bu süreç hız kazanıyor. Şimdi, burada biz bunu, bu düzenlemeyi bu şekilde getirerek aslında açıkçası yasal anlamda bir cezai yaptırımın düzenlenmesini amaçlıyoruz. Bu kadar önemli. Çünkü, bu süreç, bu haksız uygulama, bu yanlış uygulama demokrasiyi ayaklar altına aldığı gibi, sosyal gelişimimizi, toplumsal barışımızı etkileyecek boyutlara ulaşmış durumda. Bu sebeple, bu nitelikte bir fıkranın düzenlenmesinde yarar görüyoruz.

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Arkadaşlar, bu, sendikalara üye olma falan hükûmetlerle beraber emme basma tulumba gibi. Şimdi…

ATİLLA KART (Konya) – Bir iklim yaratılıyor.

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Şimdi, bakın, kendimizce şahit olduğumuz, iş yeri sözleşme hakkını alacak veya sendikal tabiri ne bunun? Bir bakıyorsunuz, yetki alacak. Öylesine bir baskı ki, sürmekle tehdit ediliyor, bir üst makama terfi ettirilmekle mükâfatlandırılmak üzere baskı yapılıyor, vesaire, vesaire. Hükûmet kurulduğu vakit sendikaya bakıyorsun, 50 bin tane üyesi var. Birkaç yıl sonra bir bakıyorsun, 350-400 bine çıkmış. Ya bu kadar başarılıysanız, Allah aşkına şu hükûmete deyin ki: “Kenara çekilin de biz idare edelim. Biz böylesine başarılıyız, cezbediyoruz, cazibe merkeziyiz falan.” Hayır, tamamen hükûmet olmanın gücünü -çok da objektif değil- kendi süfli arzuları da buna dâhil olmak üzere, kendi çıkarlarını korumak üzere diğer çalışanlar üzerinde baskı aracı olarak kullanıyorlar. Bugün bu hükûmet, yarın öteki hükûmet yapacak aynı şeyi, hiç değişen bir şey yok. Yani, bizim burada yapacağımız değerlendirme, topyekûn, hangi hükûmet olursa olsun, hangi değişiklikte olursa olsun özgürce sendikasını seçme hakkını kullanmış olan insanların, çalışanların bu özgürlüklerin hükûmetlerle değişmemesi, ilanihaye devam etmesini istiyoruz. Bu madde üzerinde…

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Başkanım, yazın, hiç uzatmaya gerek yok. Bu temel şeyidir yani korporatif özgürlüğün temel unsuru. Yani eğer iki parti, üç parti onu istiyorsa bizim…

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Biz destekliyoruz bunu. Zaten ilk fıkranın sonunda bunu demeye çalışmıştık biz.

PROF. DR. YAVUZ ATAR – Sayın Başkanım, bir izahat yapabilir miyim.

Şimdi, Ceza Kanunu’nda özgürlükten alıkoyma suçu var zaten.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – O kanunla düzenleme başka.

PROF. DR. YAVUZ ATAR – Ama hayır, zaten tüm özgürlükler için geçerli olan. Burada ne diyor? “Sendikaya üye olmaya, üyelikten ayrılmaya zorlanamaz.” Zorlandığı anda zaten Türk Ceza Kanunu -şimdi onu açtım- çok ağır cezalar getirmiş.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Ama derneklerde yazdık bunu Yavuz Hocam, dernek özgürlüğünde yazdık bunu: “Kimse dernekte kalmaya, çıkmaya ya da üye olmaya zorlanamaz.”

PROF. DR. YAVUZ ATAR – Orada da gereksiz olduğunu düşünüyorum.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Yok.

ATİLLA KART (Konya) – O sizin ifade ettiğiniz… Genel bir suç…

PROF. DR. YAVUZ ATAR – Hayır, Ceza Kanunu’nda tüm özgürlüklerin teminat altına alınmak üzere… Yani hepsi için geçerli; sendika üyeliği için de geçerli, yani üye olmak ya da olmamak.

MEHMET PARSAK – Daha özel kanunda madde hükmünde var. Yeni Ceza Kanunu’nda…

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Alt normda var, üst normda yok; bu çelişkidir yani.

PROF. DR. YAVUZ ATAR – Zaten sendikaya da üye olma serbestliği demek kimsenin zorlanamaması…

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – O zaman yazalım Yavuz Hocam.

PROF. DR. YAVUZ ATAR – Zaten ne yazdık birinci fıkraya: “Herkes serbestçe üye olabilir, üyelikten ayrılabilir.” Zorladığın anda bu fıkraya aykırı olur. Bunun yaptırımı nerede? Türk Ceza Kanunu’nda.

MEHMET PARSAK – Gene Türk Ceza Kanunu’nda sendikal ayrımcılık suçu var.

PROF. DR. YAVUZ ATAR – Belki de daha somut hüküm bile vardır.

MEHMET PARSAK – Daha somut hüküm var.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – İzin ver Sevgili Hocam, Atilla Bey, bakın, bu konuyu dünya hukuku bakımından ilk inceleyen Egger’dir. Korporatif hukukun mimarı olarak bakılır. Rahmetli Volf Çernis sanıyorum veya Cevat Edege, o kişinin hukukuyla ilgili bölümü şey yapmıştır. Bu ünlü 367 kararını -ki Anayasa Mahkemesi kararını eleştirmek üzerine benim yazdığım korporatif hukuk alanı- eleştirmek üzere yazdığım makalede de geniş atıf var. Bizim, sendikalar hukuku anlamında bu konuyu da… Öncüsü Rüçhan Işık olmasına rağmen, benim Hocam Rüçhan Işık olmasına rağmen Fikret Eren’in Şeker-İş Sendikasının hukuk müşaviriyken yazdığı “Sendika Özgürlüğü” diye nefis bir kitap vardır, dernekler hukukundan aktarmadır o. Bir defa asli unsurdur; “üye olma, çıkmaya zorlanamaz, üye olmaya zorlanamaz” anayasal seviyede asli unsurdur. Zaten biz Dernekler Kanunu’nda da öyle yazdık. Bunu koyabiliriz. Üç parti varsa hiç şey değil…

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – O zaman yazıyoruz onu.

DR. DEMİRHAN BURAK ÇELİK – Sayın Başkan, sadece yeriyle ilgili olarak… Acaba daha yukarıya mı alsak?

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Oynarız, olabiliriz.

DR. DEMİRHAN BURAK ÇELİK – Sizin öneride de ilk cümlenin hemen yanındaymış.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Yaptırım olabilir Hocam. Yani hâkimleri ondan sonra yazabiliriz, doğru, daha yukarıda doğru.

PROF. DR. YAVUZ ATAR – Kabul ediyorsanız yukarı yazın da ben gerekmediğini düşünüyorum akademik olarak. Tamam, siz karar verin. Siyasi irade…

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Hocam, buradaki Dernekler Kanunu’yla tanıdığımız şeyi bir başka dernek tipine tanımamamız anlamsız.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Bence de.

PROF. DR. YAVUZ ATAR – Benim bulunmadığım bir komisyondu ama orada dahi zaten serbestçe üye olabilme...

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Hiç olmazsa Ahmet’e diyoruz ki: Bu kadar üyeyi nasıl yaptın?

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Hocam, senin iş tutarlılığın noktasında zerre kadar kaygım yok.

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – “Hiç kimse bir sendikaya üye olmaya ya da üyelikten ayrılmaya…”

PROF. DR. YAVUZ ATAR – “Bir” demeyin bari; “Hiç kimse sendikaya üye olmaya…” “Bir” değil de…

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – “Hiç kimse herhangi bir sendikaya…”

AHMET İYİMAYA (Ankara) – “Herhangi bir…” de deme ya, “Sendikaya” diyelim.

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – “Hiç kimse sendikaya üye olmaya ya da üyelikten ayrılmaya zorlanamaz.”

AHMET İYİMAYA (Ankara) – “Ya da” mı diyoruz, “veya” mı diyoruz?

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – “Veya” diyelim. Hangisi o semantik dediğin şeye uyuyorsa…

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Onun zaten dil şeyini yapacağız.

MEHMET PARSAK – Derneklerde de “bir dernek” demişizdir muhtemelen.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Yeknesaklaştırırız.

KOMİSYON UZMANI ÖZCAN Altay – “Ya da” yerine “veya” kullanılmış Sayın Başkan.

ATİLLA KART (Konya) – Devamını getirelim.

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Devamı: Cumhuriyet Halk Partisinin önerisinde “Buna aykırı davranan kişi ve kurumlar hakkında uygulanacak yaptırımlar kanunla düzenlenir.”

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Aşağıda yazacağız onu, en sonunda gerek duyarsak.

ATİLLA KART (Konya) – Burada yazalım.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Bu, özgürlükle ilgili yaptırımlar, diğer hususları son fıkraya yazarsak…

ATİLLA KART (Konya) – Son fıkrada…

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Son fıkrada yazarız ya, bakarız Ağabey.

ATİLLA KART (Konya) – Peki, yazacaksak sorun yok ama yazmayacaksak… Burada yazmak gerekir yaptırımı.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – 69’uncu maddede nasıl diyor arkadaşlar? 69 muydu Anayasa? Var ya Ağabey, “Yaptırımlar dâhil.” diyor.

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Biz bir gereklilik üzerinde daha duruyoruz. “Aynı zamanda ve aynı iş kolunda birden fazla sendikaya üye olunamaz.”

PROF. DR. YAVUZ ATAR – Bu yeni kaldırıldı referandumda, bunu tekrar mı yazacağız?

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Ne?

PROF. DR. YAVUZ ATAR – Referandumda kaldırılan hükmü MHP öneriyor da. Halk yanlış yaptı…

MEHMET PARSAK – Halk yanlış da yapabilir de o çerçevede değil yani…

PROF. DR. YAVUZ ATAR – Ama orada kaldırıldı bu yasak.

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Hoca, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu da geldi de en önce getirenler şikâyetçi oldular yani.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – ILO şartı, birden fazla şey oluyor.

PROF. DR. YAVUZ ATAR – Bundan bir sonuç çıktı mı?

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Ona bakın, yanlış yapmayalım.

PROF. DR. YAVUZ ATAR – Onu bir anlayalım, gerekirse tabii koyalım. Hayır, yeni referandumda kaldırıldığı için…

ATİLLA KART (Konya) – Ben burada mantığı daha kavrayabilmiş değilim açıkçası. Olumlu, olumsuz anlamda söylüyorum.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Referandumda kabul edilen bir maddeyi…

MEHMET PARSAK – Bir memur sendikasında kişi, hem işte Eğitim-Bir-Sen hem Türk Eğitim-Sen üyesi olduğu zaman gerek iş yeri düzeninde gerek il düzeninde gerekse ülke düzeyinde…

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Yetki alıyor diyorsun.

MEHMET PARSAK - …yetki bağlamında çok ciddi bir karmaşaya yol açılıyor.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Ona bir bakın Sevgili Hocam.

DR. DEMİRHAN BURAK ÇELİK – ILO…

AHMET İYİMAYA (Ankara) – ILO dan dolayı… Bir Türk-İş istedi o zaman ya…

MEHMET PARSAK – Referandumda kaldırıldı, biz ona bir şey demiyoruz ama…

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Bakın, o anayasanın hazırlığında ben de varım tabii ama hatırlamıyorum şimdi. Onu özellikle sendikalar istedi, Türk-İş istedi onu. Birden fazla… Mantığı da bilemiyorum.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Kaldırıldığını biliyorum.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Kaldırdık yani ondan dolayı kaldırdık, Türk-İş istedi.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Doğru demek değil tabii de.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Bu öneriye yarın bakalım.

PROF. DR. YAVUZ ATAR – Arkadaşlar araştıracak, biz diğerini görüşürken gerekçesine bir baksınlar.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Gerekçeden çok ILO’nun şeyi var ya.

PROF. DR. YAVUZ ATAR – Sendikalardan gelen istek üzerine bu, anayasadan çıktı diye hatırlıyorum ama yeni bir bilgi varsa…

DR. DEMİRHAN BURAK ÇELİK – Hatırladım, ILO 87’de ve ILO’nun o komite kararlarında falan…

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Var bir hüküm Hocam, ona bir bakın ya.

DR. DEMİRHAN BURAK ÇELİK – Yanlış hatırlamıyorsam ILO sözleşmesinde de, o sendika özgürlüğü komitesinin kararlarında da buna özellikle vurgu var diye hatırlıyorum ama bir bakayım.

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – İlk fıkradan sonra ikinci fıkra olarak onun gelmesi lazım.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Direkt ikinci fıkraya atlamışız, ilk cümlenin devamı hemen.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Onu da fıkra yaparız, doğrusu bu ama. Derneği de ikinci fıkra yapalım.

Başka ne var?

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – “Bu madde ile güvence altına alınan sendika kurma hakkının güvenlik güçleriyle Silahlı Kuvvetler mensuplarına ne ölçüde uygulanacağı kanunla düzenlenir.”

ATİLLA KART (Konya) – Şöyle efendim: Bu bizim önerimiz. Tabii nedir?

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Kanunla düzenliyorsan burada bir düzenleme yapmıyorsun ki.

ATİLLA KART (Konya) – Şimdi, sendika kurma hakkı noktasında bir kısıtlama getirmiyoruz genel olarak yani bunda çok ısrarlı değiliz ama bu sistematik olarak gerekiyor. Burada nedir? Güvenlik güçleriyle Silahlı Kuvvetlerin sendika kurmaları noktasında…

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Sınırlama sebepleri…

ATİLLA KART (Konya) – Tabii, tabii... Bunun ifade edilmesi gerekiyor ki kanun koyucu bu noktada bir tereddüde düşmesin.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – O zaman şöyle yapalım Hocam: Hani sınırlama maddesi vardı ya, orayı düşüneceğiz ya, bu, örtülü sınırlama ya, oraya ancak “Şu kadar ki CHP şunu düşünmektedir...” Tamam, bitti, o kadar.

ATİLLA KART (Konya) – Şöyle bir mütalaa edelim yani, bu nedir?

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Bu lazım, doğru, bu lazım da…

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Bana göre hiç lazım değil.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Yok, yok, senin sınırlama sebeplerini kabul ettiğim zaman lazım değil ama onu “sınırlama yok” dediği zaman mecburen yazacaksın. Onun için, yapacağım…

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Tam Suriye’yle savaşa giriyoruz. Askerler diyor ki: “Efendim, grevdeyiz biz.”

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Atillacığım, 3’üncü maddeye “Şu kadar ki CHP şunu…”

ATİLLA KART (Konya) – Biz de zaten ona sınırlama getirilsin diyoruz, onu amaçlıyoruz.

DR. DEMİRHAN BURAK ÇELİK – Sizinkinde “tüm çalışanlar ve işverenler” diye başladığı için… Diğer önerilerde hep “çalışanlar ve işverenler” diye başlayıp devam ettiği için…

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Sınırlama kabul edilmemesi hâlinde “Şu kadar ki CHP….”

ATİLLA KART (Konya) – Biz sizin söylediklerinizi söylüyoruz arkadaşlar, farklı bir şey söylemiyoruz.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – “…güvenlik güçleri ile Silahlı Kuvvetlerin mensuplarının bu haktan ne derece yararlanacağının yasayla düzenlenmesini öngörmektedir.”

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Başkanım, bir şey sorabilir miyim.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Mesela, Atillacığım şu denilebilir: “Şu şeyler bakımından sınırlama getirilebilir.” Onu o zaman konuşuruz.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – “Tüm kamu çalışanları sendika kurma hakkına sahiptir.” önerisi gördüğüm kadarıyla bir tek bizim cümlede var. Neden şimdi burada söylediğimi söyleyeyim: Biz bunu daha önce başka başlıklarda konuşurken hatırlıyor musunuz, askerlerin muaf olması şeyini kabul etmiştik BDP olarak. Bu “kamu çalışanları” vurgusu başka hiçbir partide yok ve bunu hiçbir parti desteklemiyor mu?

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Var sendika hakkı.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Hayır, hayır şunu demek istiyorum…

Vekilim, şunu demek istiyorum: “Çalışanlar ve işverenler” demek başka…

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Kavramını kapsıyor tabii…

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Ama Türkiye’de onun kapsayıp kapsamadığı çok uzun yıllardır tartışma konusu ya…

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Aştı onu Türkiye ya.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Vekilim, “Tüm kamu çalışanları sendika kurma hakkına sahiptir.” dersek ya da mesela başka bir parti de bunu desteklerse o zaman onun istisnası olarak bu yazılabilir “asker ve şey” diye, onun için burada hatırlatma gereği duydum. Anlatabildim mi?

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Hocam, izah edebilir misiniz.

DR. DEMİRHAN BURAK ÇELİK – Özgür Hanım, sizinkinde “tüm çalışanlar ve işverenler” diyor, diğer önerilerde de “çalışanlar ve işverenler” diyor ama daha sonraki fıkralarda, 82 Anayasası’nın mevcut durumundan farklı olarak bir ayrım yok, yani çalışanlar… Bakın, 82’de “İşçi niteliği taşımayan kamu görevlilerinin bu alandaki haklarının nasıl kullanılacağı…”

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – 2010’da kaldırılan şey…

DR. DEMİRHAN BURAK ÇELİK – Hayır, hayır, şu anda mevcut şeyde var.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Dördüncü fıkra mülga…

DR. DEMİRHAN BURAK ÇELİK – Dört fıkra… Devamına bakın: “…işçi niteliği taşımayan kamu görevlilerinin bu alandaki haklarının kapsam, istisna ve sınırları gördükleri hizmetin niteliğine uygun olarak kanunla düzenlenir.” Dördüncü fıkra mülga, bu artık bir sonraki fıkra.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Peki.

DR. DEMİRHAN BURAK ÇELİK – Mevcut fıkrada bu var ama diğer önerilerin hiçbirinde bu tarz bir şey olmadığı için “çalışanlar ve işverenler” denildiğinde bu tüm çalışanları kapsar. CHP önerisinde tüm çalışanları kapsadığı için, işte Silahlı Kuvvetler ve şey bakımından, yine bu da uluslararası normlara uygun ve tutarlı, orada özel olarak istisna getiriyor.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Ben de onun için burada açtım konuyu.

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Ne oldu, bir görelim: “Sendikalar ancak mahkeme kararıyla kapatılabilir.” Sizin 7 (c) (1) var…

ATİLLA KART (Konya) – Var, onu da ifade etmiş olduk.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Son fıkrada Atillacığım “kanuni yaptırımlar dâhil” diye, “kanunla hazırlanır” diye aynen bizim Anayasa’da 69’uncu maddede var, onun gibi yazarız.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Peki, bunu gerekçeye koymamızda bir sakınca var mı?

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Hangisini?

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – “Kamu çalışanları…”

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Yok, yazın. Burada kamu-özel kesim…

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Anladım ben sizin açıklamalarınızı ama gerekçeye…

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Anladım, yazılı…

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – …hiçbir yanlış anlaşılmaya mahal vermemesi için “Kamu çalışanları sendika kurma hakkına sahiptir. “ diye açıkça…

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Gerekçeye işlenir tabii. Kamu-özel ayrımı yok, “tüm çalışanlar” deriz. Kamu-özel ayrımına gitmeden “tüm çalışanlar…”

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Başka hiçbir partide görmüyorum bu “tüm kamu çalışanları” ifadesini de…

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Başka hiçbir parti sizin gibi şüphelenmiyor da onun için, o kadar basit. Kesin, orada bir şey yok ama gerekçe yazılabilir.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Gerekçe notu olarak şey yapabilir miyiz?

AHMET İYİMAYA (Ankara) –Tabii, tabii, yazılabilir.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Yani bir yanlış anlamaya mahal vermemesi açısından söylüyorum.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Yani “Çalışanlar” ibaresi “kamu-özel kesim ayrımı yapılmaksızın tüm çalışanları kapsamaktadır.” Tamam.

Evet, aradığım ne var başka?

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – “Çalışanlar ifadesi kamu özel…”

AHMET İYİMAYA (Ankara) – “… ayrımı yapılmaksızın tüm çalışanlar…”

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL - Sınırlamalar hariç tabii, yani, anlaşacağımız sınırlamalar hariç.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Bırak onu yani tüm şeyi, o şey diyeceğiz o…

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – “Kimsenin iş sözleşmesi sendika üyesi olması gerekçesiyle feshedilemez veya hiçbir surette iş koşulları zorlaştırılamaz.”

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Bizim ilk maddede söylemeye çalıştığımız şey buydu işte.

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Ama yukarıda zaten sendika hakkını verirken bunların hepsini…

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Bu sendikal hakkın en doğal şeyi ya, klasik içeriği, Anayasada ne gereği var buna?

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Sendika tazminatı tabii, yok canım alakası yok ya.

ATİLLA KART (Konya) – Evet evet yani, burada, bu, diğer maddelerin içindeydi diyoruz, geçiyoruz.

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – “Devlet sendikaların örgütsel bağımsızlığına saygı göstermekle yükümlüdür.”

AHMET İYİMAYA (Ankara) – 3’üncü maddede var bu.

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Bu da zaten var.

AHMET İYİMAYA (Ankara) - Totoloji.

ATİLLA KART (Konya) – 5 ve 6’yı geçiyoruz evet.

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – 7’yi zaten yazdık.

“Sendika kurma ve sendikal faaliyette bulunma hakkının kullanılmasına ilişkin esaslar kanunla…”

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Onu aşağıya yazacağız. “Yaptırımlar dâhil usul ve esaslar” diye yazarız.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Evet.

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – “İş yerinde sendikal üyeliğini teşvik amacıyla uygulanacak vergi ve prim muafiyetleriyle diğer önlemler kanunla düzenlenir.”

Gerek var mı buna Atilla Bey?

ATİLLA KART (Konya) – Lütfen, lütfen. Yani, şöyle efendim. Biz, tabii, nedir? Sendika üyeliğinin teşviki amacıyla burada biz kamuya, devlete bir yükümlülük yüklüyoruz. Tabii, burada, üstadımın hemen bir tavır koyduğunu görüyorum.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Yok ya, ne tavrı ya, yok. Ya ağabey, benim aceleciliğime tavır olarak bakma Atilla, seviyorum seni ya.

ATİLLA KART (Konya) – Hayır, bu tavır deyince yani bu çok kötü bir kelime değil canım bu gayet… Nedir? Şöyle düzelteyim: Tabii, o nedir? İktidar partisinin sosyal ve ekonomik refleksine uygun bir şekilde…

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Yok, yok, inanın, şurada, gerçekten, anayasa yapma arzusu dışında herhangi bir…

ATİLLA KART (Konya) – Üstadım, hayır, hayır, bu gayet normaldir. Sizin nedir? İktidar partisi olarak sosyal ve ekonomik anlamda bir dünya görüşünüz var. Sizin, o, dünya görüşü çerçevesinde sendikal haklara bakmanız da gayet doğaldır, yani, kınanacak bir yönü yok bunun.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Vallahi, öyle bir saik içinde değilim. Samimi bir beyan olarak söyleyeyim Atillacığım. Tebessümle zaten onu ifade ediyorsunuz da.

ATİLLA KART (Konya) – Sizin, benim ne demek istediğimi çok iyi anladığınızdan emin olarak…

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Şimdi, şöyle: Hakikaten, şurada, anayasa yapılırken iktidar muhalefet gibi bir kaygı veya felsefe yansıması içerisinde değiliz.

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Ahmet İyimaya için bu geçerlidir, kabul ederim ben.

AHMET İYİMAYA (Ankara) - Bilinçli, aşkın zamanlı bir hukuk metni ürettiğimizin en güzel yöntemi.

ATİLLA KART (Konya) – Şimdi, tekrar ifade edeyim: Burada bir refleks içine girmenizin kınanacak bir yönü yok, efendim. Yani, bunu ama…

AHMET İYİMAYA (Ankara) - Değilim, ben de reflekste değilim, diyorum. Ben saklamadan kendimi ifade edeyim.

ATİLLA KART (Konya) – Ben de tabii, gene şunu ifade edeyim: İktidar grubunun bu konuda bir farklı görüşte olması iktidar grubunun temsil ettiği sosyal ve ekonomik anlayışın bir gereğidir, bu sebeple biz yadırgamıyoruz. Ama Cumhuriyet Halk Partisi olarak sendika örgütlenmesinin, sendika üyeliğinin teşvik edilmesi, bunun himaye altına alınması, bunun güvence altına alınması noktasında, bu üyeliği teşvik etmek amacıyla birtakım vergi ve prim muafiyetlerinin tanınmasını biz sosyal demokrasi anlayışımızın bir gereği olarak, örgütlenme özgürlüğümüzün bir gereği olarak görüyoruz. Bu sebeple, bu fıkrayı son derece önemsiyoruz. Bunu, elbette, öneri olarak dile getiriyoruz.

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Yani sizin sendika ile benim sendikam yarışıyor, diyelim Atilla Bey. Ben sizden daha fazla teşvik, daha fazla prim falan vermeyi de teklif etsem -vergi devletin işi de- sizin elinizden üyelerinizi alacağım. Kanuna sığınarak ben bunu uyguluyorum yani.

ATİLLA KART (Konya) – Hayır, hayır, şu efendim şu: Orada sendikal anlamda bir ayrım yapmaksızın, sendikal anlamda bir ayrıma yol açmadan…

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Ben anlıyorum da istismara müsait bir tarafı yok mu diyorum.

ATİLLA KART (Konya) - Hayır, hayır efendim hayır. Bir ilkeden söz ediyorum burada yani burada nedir? Sendikal örgütlenmeyi teşvik etmek yani orada o sendikalı olmak durumunda olan insanlara bir külfet gelmemesi, bunu amaçlıyoruz.

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Anladım. O zaman bunu Cumhuriyet Halk Partisinin önerisi olarak…

AHMET İYİMAYA (Ankara) - Ben bir izah edeyim de çünkü…

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Siz katılıyor musunuz?

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Yok, yok ben…

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Usule ilişkin bir şey sorabilir miyim Vekilim? Biz genelde 17.00, 17.30 gibi bitirdiğimiz için yani ben bir süre sonra çıkmak zorundayım.

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Bir maddemiz var, ondan sonra sen sesini kesersen biz bitireceğiz.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Estağfurullah.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Sadece Başkanım şey yapalım. Şahsen bugün sendika hakkı veya sendika özgürlüğü alanındaki müzakere, çoğulcu demokrasinin yüksek riyasetinizde, başkanlığınızda gerçekten örnek bir uyarlaması veya uygulaması oldu, çok sağ olun.

ATİLLA KART (Konya) – Gayet medeni bir çalışma yapıyoruz, gayet efendice bir çalışma yapıyoruz.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Tabii. Bir, biz böyle bir maddenin sendikal alanı yozlaştıracağını düşünüyoruz. Niye? Siz oteli olan, çeşitli yatırımları olan sendikaya vergi muafiyeti tanıdığınız zaman sendikaları ticaretleştirirsiniz, işçilerin eğitimi fonksiyonunda…

ATİLLA KART (Konya) – Üstadım, çok özür dilerim. Sendika üyeliğini teşvikten söz ediyoruz, sendikaya muafiyetten söz etmiyorum.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Yok, yok üyelikte vergi yok, üyelikte vergi yok ağabey. Üyelikte vergi yok zaten.

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Üyelikte vergi yok ki.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Bir tatmin olalım yani ben o anlamda anlıyorum. Özür dilerim.

ATİLLA KART (Konya) – Yani o yasal düzenleme konusunda emin değilim ben.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Üyelikte vergi yok yani hiçbir üye, sendika üyesi sendikal faaliyetten dolayı bir gelir elde etmediği için veya götürü veya şey vergi yok, bir. İki…

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Ancak sendikaya vergi olur.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Yok, yok. İki: Prim, üyelik…

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Evet, yani kuruma değil mi?

ATİLLA KART (Konya) – Sonuçta sendikaya bir vergi durumu doğur burada yani.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Yok, yok doğmaz ağabey. Onu inceleyin ağabey, Atilla Ağabey inceleyin.

PROF. DR. YAVUZ ATAR – Sendikalardan prim aldığı için vergi kesilmiyor.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Bitireyim. İki -Ben sendika olarak algıladım, o kadar tabii olarak ki- prim, şimdi sigorta primini vermeyecek mi?

PROF. DR. YAVUZ ATAR – Primin burayla ilgisi yok.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Takdir sizin Atilla’cığım, ben onu arz edeyim, inceleyin.

ATİLLA KART (Konya) – Biz şey yapalım tabii, inceleriz.

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Bunu sadece Cumhuriyet Halk Partisinin önerisi olarak… Özgür Hanım siz katılıyor musunuz efendim?

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Biz de bir düşünelim yani çünkü ben ilk defa gördüm.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Doğru, doğru, bir düşünün. İki parti düşünüyor, tamam.

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Cumhuriyet Halk Partisinin önerisi…

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Diğer iki parti katılmadı, tamam.

PROF. DR. YAVUZ ATAR – Sayın Başkan, bu şeyle ilgili gerekçe geldi, okuyayım mı? Bu aynı zamanda ve aynı iş kolunda… Bakın, bu referandumda neden bu yasak kaldırılmış? “Anayasa’nın 51’inci maddesinin dördüncü fıkrası, sendika özgürlüğünü iş kolu ile sınırlamakta ve aynı zamanda aynı iş kolunda birden fazla sendikaya üye olunamayacağını hükme bağlamaktadır. Bu düzenleme Uluslararası Çalışma Teşkilatı ILO’nun Sendika Özgürlüğüne ve Örgütlenme Hakkının Korunmasına Yönelik 87 sayılı Sözleşmesi’ne aykırı bulunmaktadır. Bu nedenle söz konusu aykırılığın giderilmesi amacıyla fıkrayı yürürlükten kaldırılmaktadır.” denmiş, durum bu.

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Önemli değil, zaten bir şey var ise anında çıkarırız, madde olarak yazmayız yani bu referandumda geçen maddeler hep doğrudur diye bir şey yok. Bunların hepsine geleceğiz yeri geldiği vakit.

PROF. DR. YAVUZ ATAR – Sayın Başkan, “Referandumda geçen maddeler doğrudur.” demiyoruz, demiyorum. Elbette o maddeleri yazanlar da insanlardır, halk, tefrik etme hakkı yoktur, şu maddeye evet, şu maddeye hayır… Dolayısıyla, elbette bu bir siyasi beyandır, dolayısıyla da biz teknik olarak veya yeni bir anayasa yapılıyor, elbette bu da ona bakarsanız 82’de oylamada çok… Böyle bir çekincemiz yok.

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Siz daha iyi bilirsiniz, demokrasilerde doğrular oylanmaz, kanaatler oylanır.

PROF. DR. YAVUZ ATAR – Öyle öyle, aynen katılıyorum. Bu sadece teknik bir husus olunca bir yanlış yapmayalım diye…

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Demokrasilerde sadece tekil doğruculuk yok yani çoğulcu, doğruların da çoğulluğu var.

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Peki, efendim, bunu, Atilla Bey, üzerinde siz de düşünmek üzere bırakıyoruz biraz önceki maddeyi. “Farklı istihdam biçimlerinin uygulanması suretiyle çalışanların ekonomik, sosyal ve sendikal hakları kısıtlanamaz. Devlet bu tür kısıtlayıcı uygulamalara karşı gerekli önlemleri alır.”

ATİLLA KART (Konya) – Bunu şöyle arz edeyim: Bunu konuşmamın başında da o genel açıklamada da önemle İfade ettiğim bir konuydu. Özellikle bu nedir, günümüzde yaşanan taşeronlaşma ve benzeri olayları yani bu nedir? Türkiye’de muhtelif yol ve yöntemlerle sendikal hakların özünü içini boşaltmaya yönelik uygulamaların olduğunu görüyoruz, yaşıyoruz. Bu sebeple bu fıkra bizim son derece önemsediğimiz bir fıkra. Bunu diğer gruplarında bir mütalaa etmesini isteriz yani bir değerlendirelim.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Peki şunu sorayım, avukatlık yapan var mı içimizde şimdi pratikte?

PROF:DR. YAVUZ ATAR – Tabii canım.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Yaptım ben.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Peki ben bu konuda Hikmet Sami Türk Hocanın oğlu Ahmet bende staj yapmıştı, şimdi İngiltere’de o belki de bugünlerde geldi. O konuda Ankara Barosu dergisinde yayınlandı. Bir defa ana iş veren Karayolları Genel Müdürlüğü. Taşeronlara veriyor, ana iş verenin benzeri iş kolundaki yükümlülüklerini aynen ödemek zorunda, 84 No’lu İLO var.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Aynen öyle.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Sadece o konuda dava açmadığınız müddetçe…

ATİLLA KART (Konya) – Bunu anayasal hüküm haline getirelim.

MEHMET PARSAK – Bu konuda somut bir dava yok.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Vekilim, ben biliyorum “UPS”. Bu uluslararası taşıma şirketi. İş Kanunu ikinci maddede “ana işi bölme yasağı” var ya onun iki istisnası var teknolojik koşullar ön gördüğünde ya da yan iş olursa temizlik falan gibi. UPS’ye taşeron işçiler dava açtı dediler ki, bizim sendikalı olmamamız için, daha düşük ücret ödemeniz için şeyde çalıştırıyorsunuz, esas işte ve kazandılar yani UPS kaybetti.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Kim kaybetti?

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – İşçiler kazandı, taşeron işçiler kazandı.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Tabii canım tabii, bu çok şey, birçok dava kazandım burada.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Ama neden yani yargı yoluna gitmek zorunda kalsınlar, hani bu çok önemli bir mesele.

ATİLLA KART (Konya) – Anayasal bir güçlendirme yapalım ve teminat sağlayalım.

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Bu Cumhuriyet Halk Partisi ve BDP’nin mi, katılıyor musunuz?

ATİLLA KART (Konya) – Evet.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Şimdi bizim beşinci fıkrayla o çok yakın aslında bilmiyorum göz atma fırsatı buldunuz mu?

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Hangisi o, kaçıncı fıkra?

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Devlet çalışma yaşamına girmeye hazırlananlar ile emek piyasasının dışında kalanlar veya dışında bırakılıp iş gücünün hak ve çıkarlarını... bütün kesimlerin sendika hakkını yani esnek çalışanlarda dahil, anlatabiliyor muyum?

ATİLLA KART (Konya) – Yani şu, bizim bu fıkra bence çok somut, hiç şey yapmayalım. Bakın arada kaybolur o.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Peki ortak önerimiz olsun.

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – CHP, BDP’nin ortak önerisi.

PROF:DR. YAVUZ ATAR – Ben bir şey soracağım Atilla Bey. Bu 9 istediğiniz amacı gerçekleştirmeye yeterli mi benim endişem var yani maksadınız buysa yeterli değil.

ATİLLA KART (Konya) – Yani geliştirelim, tartışalım efendim.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Hep birlikte geliştirelim gerçekten. Farklı istihdam biçimleri

ATİLLA KART (Konya) – Tabii yani sizin… Şimdi şu Yavuz Hocam: Öncelikle, tabii nedir, öncelikle nedir? Yani bir şudur: Özde destek verdiğinizi görüyorum, biliyorum bunu geliştirelim, daha somutlaştıralım

PROF:DR. YAVUZ ATAR – Bunu yazsak bile engelleyemeyiz onu. O yüzden biraz daha isterseniz biraz daha isterseniz bun çalışın, bilmiyorum öneri sizden geldi.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Daha üzerinde çalışmak lazım, evet.

PROF:DR. YAVUZ ATAR – Öyle bir şey gelmesi lazım ki fiiliyatta bunları önlesin.

ATİLLA KART (Konya) – Biraz daha geliştirelim Hocam. Siz de lütfen, sizde yani bunu…

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Evet.

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Bunu da…

PROF:DR. YAVUZ ATAR – Şöyle bir şey yazmak lazım, az evvel ki söylenen.

ATİLLA KART (Konya) – Bu sorun bizim belediyelerimizde de yaşanıyor. Bu ve bunun toplumsal sonuçlarının ne kadar ağır sonuçlar yarattığını hepimiz biliyoruz ve bu nedir, iş veren bunu acımasızca kötüye kullanıyor.

PROF:DR. YAVUZ ATAR – İşte onu biliyorum ama bu engellemez diye düşünüyorum.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Bir çalış bakayım Atillacığım. Bence burada, verdiğin şeyde gerekçede 84 No’lu İLO sendikal…

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Gerekçe değil vekilim ya.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Peki.

ATİLLA KART (Konya) – 84 No’lu sözleşme mi diyorsunuz?

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Zannediyorum İLO galibaydı, öyle bir bakında Atilla Bey. Hikmet Hocada hatta o kadar sevindi ki…

ATİLLA KART (Konya) – Bizde biraz daha geliştirelim.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Ankara Barosu dergisini bir incelerseniz Hocam, Ankara Barosu dergisinde, Hatta insan zararlarına yansıma sorunu, ben kazanıyordum ya. 4.Hukuk Dairesinden falan ama çalışıyorduk yani, benim davalar doktora tezi gibi öyle çalışıyorduk.

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Sayın İyimaya...

AHMET İYİMAYA (Ankara) – BDP’nin görüşü var.

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Evet, BDP’nin bir üçüncü madde olarak, “sendika kuruculuğu ve üyeliğinde fiilen çalışma şartı aranmaz.” Neyi kastediyorsunuz bununla Özgür Hanım.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Özgür Hanım çalışanlar kuruyordu, çalışanlar kuruyordu.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – O sırada işsiz olsa da sendika kurucusu ya da yöneticisi olabilir.

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Ya da çalışanların aklı pek yetmez onları sevk ve idare edebilecek dışarıdan avukattı falandı filandı, ideolojik olarak yetkinliği olan kişi yani ben olabilecek sıkıntıyı söylüyorum.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Bu yozlaştırır ya.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Hayır. Şöyle yapalım mı Vekilim, -zaten artık ben çıkmak zorundayım- şimdi bu dokuzuncu madde…

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Sizin beşi çıktık.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Onu söyleyeceğim. Şimdi bu dokuzuncu madde bizim beşi karşılıyor zaten onu CHP ve BDP önerisi olarak yazalım.

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Öyle yazdık, tamam.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Bizim bu altıda ki tüm kamu çalışanlarını gerekçeye yazalım diye Ahmet Bey güzel bir formülasyon yaptı onu da geçtik. Bu üç ve dördü şimdilik bizim önerimiz diye yazalım ben bu gece istişare edeyim arkadaşlarla ama dursun bizim önerimiz olarak olur mu?

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Tamam.

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – BDP’nin önerisi olarak yazıyoruz.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Son diyelim ki…

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Bu CHP, BDP önerisi.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – “Yaptırımlar dâhil sendika hakkının usul ve esasları kanunla düzenlenir.”

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Bir de bizim 3’üncü ve 4’üncü maddemizi BDP önerisi olarak koyalım.

ATİLLA KART (Konya) – “Sendika kurma ve sendikal faaliyette bulunma hakkının…”

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Sendika hakkı, sendika abi, onlar sendika hakkı, faaliyette bulunma bilmem ne.

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Hangisi için diyorsun onu?

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Bak, şimdi, son fıkra, son fıkra diyor ki…

ATİLLA KART (Konya) – Yeni bir son fıkra ekliyoruz yani onu…

AHMET İYİMAYA (Ankara) – “Sendika hakkının yaptırımlar dâhil, usul ve esasları kanunla düzenlenir.” Gerekçeye de onu yazalım Atilla Abi senin dediğini.

ATİLLA KART (Konya) – Tamam.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Vekilim yani bu Komisyonda çok hızlı gidiyoruz gibi bir his var benim içimde. Yani gerçekten bazen böyle yani çok sağlıklı müzakere yöntemiyle mi gidiyoruz emin değilim.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Senin Kafkas kökenli zekândan ve süratinden şüphelenmeye başladım yani.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Yok şüphelenmeyin de…

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Özgür Hanım, her şeyi konuşabildin.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Yok, hiç onunla ilgili bir şey söylemiyorum Başkanım, inanılmaz pozitif ayrımcılık yaptınız.

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Yani belki de isminizle müsemma bir zaman geçirdiniz.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Evet, pozitif ayrımcılık yaptınız. Ben sizin Başkanlığınızda değil de böyle genel bir hani “Hadi, hadi ekonomik, sosyal haklara geç.” Yani biraz, hani tamam, anladım çok yavaş gitmeyelim Vekilim ama…

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Benim totaliter yönetimim ile Sevgili Başkanımızın demokratik yönetimi kıyas kabul etmez.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Son derece demokratikti ama biraz fazla böyle hadi, hadi şeyi alıyorum ben. Yani biraz bence hani müzakere ediyoruz. Anlatabildim mi ne demek istediğimi?

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Ben anladım.

Affederseniz efendim, bir şey söyleyebilir miyim? Şimdi, dikkat ederseniz antat kaldığımız noktalarda gerekli tartışmayı yaptık fakat bu birkaç madde özel olarak mesela Cumhuriyet Halk Partisinin ve sizin ama takdir edersiniz ki gerekçenizi siz de bizi doyuracak şekilde anlatabilecek hazırlıkta değildiniz. Dolayısıyla ne yaptık onu? Onu biz de hazırlanalım, öyle bıraktık yani çabuk geçmemizin altında o şey yapıyor.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Yok, yok ben hiç sizin yönetiminizle ilgili bir şey söylemiyorum. Genel böyle bir “ekonomik, sosyal haklar, hadi, hadi, hadi…” Bir de yani bayağı hazırlıklıydık Vekilim ya, öyle demeyin yani. Bütün gerekçelerimizi savunduk, ikna edememiş olabiliriz o ayrı ama hazırlıklıydık yani.

ATİLLA KART (Konya) – Şimdi, şöyle: “Sendika hakkının kullanılmasına ilişkin usul ve esaslar ile yaptırımlar…” veya siz onu ifade edin.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Sınırlıyorsun Atilla Abi burada. Bakın, sendika hakkı deyince bir, kullanılma var, faaliyet var, kuruluş var.

ATİLLA KART (Konya) – Nasıl ifade edelim? Siz buyurun.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Bakın, “Sendika hakkının yaptırımlar dâhil, usul ve esasları kanunla düzenlenir.”

ATİLLA KART (Konya) – Tamam.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Tabii, tabii çünkü sendika hakkında zaten var o.

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Buna hepimiz iştirak ediyoruz, yeşille yazıyorsun Özcan Bey, sonunu yeşille bağlayalım.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Atilla Abi, o şeyi de gerekçeye yazdır.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Yarın kaçta başlıyoruz?

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – On birde.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Vekilim, birinci Komisyon yarın birde başlıyor, biz de birde başlasak?

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Bilmem, siz bilirsiniz.

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Birde başlayalım.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Olur abi, tamam, bugün verimli oldu, yarın da toplu sözleşmeyi bitirelim, toplu sözleşme ile şeyi…

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Ama böyle yani atlı kovalar gibi Vekilim…

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Ya atlı kovalamıyoruz çok başarılı… Sonra bunlar proje, bakın, birisini bir çalışın yazalım dedik mesela Atilla Bey’in vergiyi, öbür şeyi, gayet demokratik.

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Şimdi, herkesin konuşacak bir şeyleri var mı?

ATİLLA KART (Konya) – Verimli bir çalışma oldu efendim, teşekkür ediyoruz.

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Ben katkılarınızdan dolayı çok teşekkür ediyorum hepinize.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Siyaseti karıştırmadık mı serin zamanda…

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Çok sağ olun. Anlayışınıza, katkılarınıza çok çok teşekkür ediyorum.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Domates sıcakta ama ağaçlar serinlikte büyür, biz çınar üreteceğiz.

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Teşekkür ediyorum.
Kapanma Saati: 17.34


Yüklə 6,49 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   13   14   15   16   17   18   19   20   ...   84




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin