2 nolu yazim komisyonu tutanaklari iÇİndekiler



Yüklə 6,49 Mb.
səhifə25/84
tarix30.04.2018
ölçüsü6,49 Mb.
#49645
növüYazi
1   ...   21   22   23   24   25   26   27   28   ...   84

20.09.2012 Tarihli Toplantı

BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 10.27

BAŞKAN: Bedii Süheyl BATUM (Eskişehir)

-----0-----

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – 2 No.lu Komisyonun bugünkü toplantısına başlıyoruz.

İlk önce, her partiden birer üyenin katılımı dışında AK PARTİ’yi temsilen danışman olarak Yusuf Şevki Hakyemez Hoca var; ondan sonra, Taylan Barın, gene AK PARTİ’yi temsilen; Tarık Olcay, AK PARTİ’yi temsilen; Cumhuriyet Halk Partisinden Mustafa Kemal Çiçek ve BDP’den de Yusuf Uygar buradalar, Hasan Tunç Hoca da MHP’yi temsilen burada. Dolayısıyla, her şey hazır.

Bugünkü çalışma, iş güvenliği ve adil ücret hakkında. İlk iki fıkrada anlaşmıştık, üçüncü fıkradan yani devletin pozitif yükümlülükleri noktasından tartışmaya başlıyoruz.

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) – Sayın Başkanım…

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Buyurun.

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) – Dünden gözümüzden kaçan ve bugün partimizin kadın komisyonu tarafından uyarıldığımız bir şey var, dün mutabık kaldığımız. Bu “Kimse yaşına, cinsiyetine…” şeyini bir getirebilir miyiz arkadaşlar? İkinci fıkra. Oradan “cinsiyetine” ibaresinin biz çıkarılmasını istiyoruz. Biz bunu matah bir şey zannettik açıkçası fakat kadın arkadaşlarımız, kadın komisyonu bunun pozitif bir ayrımcılık olmadığını, tam tersine, uygulamada kadının çalışma hayatından uzaklaştırılmasıyla sonuçlanan şeyler olduğunu, öneride bulunan arkadaşların niyetlerinden maada, eminiz onlar da bir pozitif yaklaşımla… Dolayısıyla, “cinsiyetine” ibaresini, eğer diğer partiler de katılırsa çıkaralım, yoksa bizim…

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Çıkabilir, çıkabilir.

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) – Şeymiş, biz bilmiyormuşuz. Engelleyici…

PROF. DR. HASAN TUNÇ – Mefhumu muhalifinden…

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Cinsiyetle ilgili özel düzenleme yapacağımız için Hocam, erkeklerle ilgili değil zaten.

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Evet, pozitif ayrımcılık getireceğimize göre…

PROF. DR. HASAN TUNÇ – Burada eşitlik ilkesinde zaten bunu yazdık.

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Katılıyorum. Şu olur: Yani birçok işlerde “Bu senin cinsiyetine uymaz.” diye…

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Çalıştırmazlar.

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) – Biz iyi bir şey yaptığımızı düşünürken…

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Tabii, tabii yani…

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Tam tersini yazdık.

PROF. DR. HASAN TUNÇ – Mesela hamilelerin, onun dışında işte, bayanların çalışmasının mümkün olmayacağı saatler veya…

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Yani biz bunları esasında…

PROF. DR. HASAN TUNÇ – …mesai anlarıyla ilgili yani…

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) – Hepimiz öyle düşündük de ama uygulamada böyle değilmiş ve bu böyle yorumlanmıyormuş. Onun için uyardılar bizi.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Kadın hakları özellikle…

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Doğru. Arkadaşlar, çok şey yapmayalım, hepimiz hemfikirsek çıkaralım, niye çıkarmıyoruz? “Kimse yaşına ve gücüne uymayan…”

AHMET İYİMAYA (Ankara) – “Gücü” karşılıyor Hocam, “gücüne göre” diye karşılar zaten.

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – “Kimse yaşına ve gücüne uymayan işlerde çalıştırılamaz.”

Arkadaşlar, üçüncü fıkraya geçeceğiz ama dünden gene benim kafamda kalan bir şey vardı, sorayım sadece, “Hayır.” diyorsanız devam edelim. Dün BDP’nin önerisinde bir şey vardı “Yaşlarına uygun olmayan, güvenliklerine, sağlıklarına veya gelişimlerine zarar verecek…” gibi çok net bir ifade vardı. “Bunu koymayalım.”da anlaşmış mıydınız?

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Tabii, tabii; tefsir cümlesi bu ya.

PROF. DR. YUSUF ŞEVKİ HAKYEMEZ – Tabii, tabii; onu söyledik.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Bu, tefsir cümlesi tabii canım.

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Peki, bunu bir gerekçede ama bir şekilde…

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Yaz o gerekçeyi.

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Buradan amaçladığımızın bu olduğunu gerekçeye yazalım.

PROF. DR. HASAN TUNÇ – Tabii ki yazılabilir.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Hocam ifade edebilir miyim?

PROF. DR. YUSUF ŞEVKİ HAKYEMEZ – Çünkü metinde “yaşına” dediğimize göre bu “yaş” çocuğu da kapsıyor, büyüğü de kapsıyor. Dolayısıyla, yani onu gereksiz buluyoruz.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Hocam, burada bir defa, iş güvenliği sadece hak temelinde dile getirildi, iş güvenliği tanımlanmadı; belirsiz, norm niteliğinde. Onun için gerekçede zaten iş güvenliğinin kapsamını, İş Kanunu’muzdaki 73’üncü maddesini…

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Gerekçede buna yer vereceğiz, tamam. Şu BDP’nin şeyine gerekçede yer vereceğiz.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – İş güvenliğinin açılımı babında…

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Babında, evet efendim.

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) – Gerekçe notu olarak…

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Gerekçe babında koyacağız onu, aynısını.

Efendim, o zaman üçüncü fıkraya geçiyoruz.

Şimdi, devletin pozitif yükümlülükleri… Burada dört parti de pozitif yükümlülükleri açısından ayrıntılı birer düzenleme yapmışlar. En kısası CHP’ninki.

Buyurun, herkes kendi söylediğini neden yaptığını ifade etsin, ona göre bunlardan bir tanesi üzerinde anlaşalım.

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) – Aslında hiç birbirini tekzip eden hiçbir şey yok.

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Yok.

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) – Belki mesela Şevki Hoca, Tunca Hoca bu metinleri bir tekleştirirlerse, hiç birbirini…

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Bir tekleştirin Hocam ya.

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Hasan Bey, Şevki Hoca’yla beraber… Mutabık mıyız?

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) – Mutabıkız.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Tabii, tabii.

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Kesinlikle mutabıkız.

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Bir şey cümle…

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Ortak bir cümle oluşturuyoruz.

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) – Kapsayıcı bir cümle…

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Devletin pozitif yükümlülüğünü koymak açısından…

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Çünkü içeriğinde mutabıkız.

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Tamam. Bir tek şey soracağım yapacak arkadaşlara beyan açısından. Barolar Birliğinin taslağında şöyle bir şey vardı pozitif yükümlülükler için: “İşsizlik nedeniyle veya zihinsel ve bedensel engelleri nedeniyle çalışma hakkından yararlanamayan yurttaşların asgari yaşam standardına kavuşmasını da güvence altına almakla yükümlüdür.” gibi bir ibare vardı.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Bu o değil.

PROF. DR. HASAN TUNÇ – O burada olmaz ki Hocam.

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) – Denk gelecek, MHP’nin ve BDP’nin ve AK PARTİ’nin şeyleri var.

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Aynı şekilde, işsizleri korumak…

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) – Evet, işsizleri korumak…

PROF. DR. HASAN TUNÇ – “İşsizliği önlemeye elverişli” diyoruz, bakın.

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – İşsizliği önlemeye elverişli… Mesela bakın, bunu ifade etmeye yönelen bir şey. Dolayısıyla bunu da göz önünde bulundurarak yazın. Ben “Aynısını yazın.” demiyorum…

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) – Biz de “iş gücü dışında kalanları korumak” diye yazmışız.

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – İşte bunu bir şekilde koyalım. Yani anlaşılsın, kendi iradesi dışında iş gücü dışında kalanları…

TUNCA TOSKAY (Antalya) – Süheyl Hoca, şimdi burada, açıkça söyleyeyim: Devleti biraz sosyal devlet hâline getirmek için -sizinki çok sınırlı olmuş, ben onu şey yapıyorum- biraz daha somut şeyler söylemekte, arkadaşlarımız o şekilde redakte ederlerse…

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Aynı kanaatteyim.

TUNCA TOSKAY (Antalya) – Yani çalışanları birazcık koruyan, kollayan bir redaksiyon…

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Aynen onu ifade etmek için söyledim. Bitti.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Burada bir de “işsizliği önleyici önlemler” yer alsın.

PROF. DR. HASAN TUNÇ – Sayın Hocam…

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Buyurun.

PROF. DR. HASAN TUNÇ – Müsaade buyurursanız…

Sayın Başkanım, şimdi, zaten genelde şöyle bir baktığımızda, gerek AK PARTİ’nin gerek Milliyetçi Hareket Partisinin gerekse Barış ve Demokrasi Partisinin ortaya koyduğu, bu konuyla ilgili fıkraları bir araya getirdiğimizde hep aynı şeyler. Yani bu…

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Yani sizin teklifiniz de zaten bunların içinde bir fıkra olarak…

PROF. DR. HASAN TUNÇ – Sizin vurguladığınız olaylar da var orada.

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – O bağlamda söyledim. Yani şunu atlamayın manasında söyledim: Burada çok güzel, herkeste var; işsizleri korumak, işsizliği önlemeye elverişli ekonomik ortam yaratmak, şeyde de var, iş güvenliğini sağlamak, işsizleri ve iş gücü dışında kalanları korumak; dolayısıyla, aynı şeyi ifade ediyor. Bunu atlamayın diye söyledim.

PROF. DR. HASAN TUNÇ – Burada sadece bir fark var. AK PARTİ ve Barış ve Demokrasi Partisi iki fıkra yapmış, biz onu tek fıkra yapmışız, bir bütün olarak.

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Yapacaksınız.

PROF. DR. HASAN TUNÇ – Yok, yapmışız zaten.

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Hayır, şimdi bunu siz formüle edeceksiniz.

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) – Sayın Başkan, bir önerim var. Bütün arkadaşlar da kısaca bir göz gezdirirlerse, aslında ne güzel ve bu arada ne mutlu ki hiçbir ihtilaf yok -cümle farkından ve kompozisyondan başka- bunun tümü hakkında. İsterseniz, şöyle bir ön çalışma yapalım: Bir on beş-yirmi dakika, uzman arkadaşlarımız süratle, önce sizler bir ön okuma yapın; şey yok, hiç bunun…

TUNCA TOSKAY (Antalya) – Sayın Önder, şöyle yapsak: Siz saat on ikide gitmeyi düşünüyorsunuz değil mi? Süheyl Hoca da basın toplantısı diye tutturdu, aslında biz salmak istemiyoruz ama. İsterseniz bu söylediğimiz şeyde öğlen arasında bunu yapsınlar, öğleden sonraki oturumda onu görelim, zaman kazanmak bakımından. Şimdi, ayrım…

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Ama öğleden sonra oturuma katılabiliyor musunuz?

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) – İki buçuktan itibaren buradayım.

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Ha, tamam o zaman hiçbir sorun yok.

TUNCA TOSKAY (Antalya) – Yani öğlen aralığında yapsınlar o redaksiyonu.

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) – Şey olsun, gerçekten konuşacak bir şey yok. Bir bakarsanız…

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Prensip olarak kabul edildi, içeriği arkadaşlar tanzim edecek.

PROF. DR. YUSUF ŞEVKİ HAKYEMEZ – Bir tek CHP’ninki biraz açılıyor, o da katılıyor zaten bize.

TUNCA TOSKAY (Antalya) – Şu anda yapmasınlar, şu anda biz burada konuya devam edelim.

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Üçü yapmak üzere atladık, dördüncü fıkraya geçiyoruz o zaman arkadaşlar.

Dörde geçin lütfen. Dörtte de -üçü yaptığımızı varsayıyorum, öğleden sonra bunun üstünde son kararı verelim- asgari ücret düzenlemeleri… Şimdi, burada BDP’yle AK PARTİ…

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) – Çok çağdaş bir öneride bulunmuş.

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – İkisi de “asgari ücretin tespiti”nde aşağı yukarı aynı şeyleri söylemişler.

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) – Aşağı yukarı değil, kopya çekmişler, AK PARTİ bizden kopya çekmiş.

PROF. DR. YUSUF ŞEVKİ HAKYEMEZ – “Asgari ücretten vergi alınmaz.” demiyoruz.

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Ha, aynısı, evet.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Keşifler bazen ayrı bilim adamları tarafından aynı zamanda yapılır.

PROF. DR. HASAN TUNÇ – Sizde, yalnız, vergi muafiyeti var.

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) – Bizde vergi muafiyeti de var. Oraya geldiğinde yakalamışız hemen, dönmüşler.

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Arkadaşlar, bunu kabul ediyor muyuz? Bir tek şey var, ben sadece sorayım, herkes görüşünü açıklasın: BDP ek olarak “Asgari ücretten vergi alınamaz.” demiş. Böyle bir şeyi… Bizde yok bu, neden yok ya?

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) – Kafanı yorma, siz biz ne farkı var?

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Hayır, hayır yani olması lazım diye söyledim. Fakat bir tek şey var. Böyle bir şey koyduğumuz zaman -ben sadece soruyorum size- daha korunmalı bir şey oluyor. Yani öbür türlü “Asgari ücret tespitinde, çalışanların geçim şartları, ülkenin ekonomik durumu göz önünde bulundurulur.” dediğimizde bir gerçeklik bu ama sanki “’Asgari ücreti belirlerken ülkenin ekonomik durumuna göre ben bunu düşük tutarım.’ gibi bir anlayış çıkmasını engelleyecek bir ibare de, mesela ‘Vergi alınmaz.’ gibi veyahut da işte, ‘İnsanca yaşamın altında kalamaz.’ gibi bir ibare eklenirse daha iyi olur mu?” diye soruyorum ve buyurun. Zaten, özellikle AK PARTİ’yle BDP yaptığı için onlar söylesin.

Hocam, buyurun.

Hocam, vergi dışını söylememişsin, eklesek, buna bir ibare eklesek iyi olur mu? Yoksa “Asgari ücretten vergi alınamaz.” desek yeterli mi? Hiçbir şey demeyelim, bunun bir nedeni mi var?

PROF. DR. YUSUF ŞEVKİ HAKYEMEZ – Şimdi, “ülkenin ekonomik durumu” dediğimiz zaman iktidara göre aslında bu değişiyor. Yani ülkenin ekonomik durumuna ağırlık veren, bir de çalışanların geçim şartlarına ağırlık veren partiye göre bu değişebiliyor. Partiler zaten iktidarda mesela, vergi muafiyetini falan getirebiliyorlar ama bunu anayasal bir hüküm hâline getirdiğiniz zaman her hâlükârda iktidarı bağlamış oluyorsunuz, öyle bir durum söz konusudur. Ama ona rağmen, iktidar şunu yapabilir yine de: Asgari ücreti, o vergi muafiyetini de göz önünde bulundurarak daha düşük seviyede tutabilir. Dolayısıyla, bu, hükûmetin insafına kalmış olan bir mesele. Sosyal haklardaki temel sıkıntı zaten bu. O nedenle, yani bunu koymasanız da ekstra olarak yapabilirsiniz, iktidarda olduğunuz zaman yapabilirsiniz; öyle bir durum var yani. Onun için koymayı gereksiz buluyoruz.

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Sevgili Yusuf Hocam, onlar da söyleyecekler, bir şey soracağım sadece: Böyle koymazsak, aynen dediğin gibi, bir şey koyalım oraya. Çünkü aksi takdirde hükûmetler şöyle diyebilir: “Ağabey, ülkenin ekonomik durumu, kusura bakmayın, ben asgari ücreti 100 lira tutuyorum -yani neyse- 500 lira tutuyorum, kusura bakmayın.” Ülkenin ekonomik durumuna ağırlık vermesini engelleyecek bir ibare oraya…

PROF. DR. YUSUF ŞEVKİ HAKYEMEZ – Mesela Hocam, dün adil ücreti görüşürken -hatırlarsanız- başına öyle sıfatlar koymaya çalıştık ama yine olmuyor bu iş. Yani neticede, her hâlükârda bu, iktidarın insafına kalmış oluyor. Yani aksi bir durum var, iktidarı bağlayabileceğimiz bir şey…

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – İktidar memnuniyet verici olmayan bir karar aldığı vakit bunun muhasebesi de yapılır herhâlde yani karşılığını da bir başka şekliyle alacak. Yani işe bu noktadan da… Hangi iktidar illa da birilerini küstürmek için hareket eder? Eğer öyle bir şeye cesaret ediyor ise kendisi bir oy olarak veya sandıktan geriye dönen oy olarak hesabını yapmak mecburiyetinde.

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) – Başka bir şeyi sorayım, herkes bunun ışığında cevap versin. Burada bulunan dört siyasal parti de kuruluş bildirgelerinde ve seçim kampanyalarında asgari ücreti vergi dışı bıraktıracaklarını program olarak taahhüt ettiler. Yani böyle bir irade beyanı var. Hep iktidar olduktan sonra...

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Ona bir şey demiyoruz.

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) – Bari bunu bir anayasal norm yapalım, siyasileri de bu dertten kurtarmış oluruz.

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Buyurun efendim.

PROF. DR. HASAN TUNÇ – Saygıdeğer Başkanım, burada biz bunu kendimiz de aynen BDP’ninkine yakın bir biçimde yani asgari ücretten vergi alınmaması yönünde bir düzenleme yapmıştık. Yalnız, kamu maliyesi açısından konunun uzmanı arkadaşlarla konuştuğumuzda şu anki Türkiye'nin içinde bulunduğu konjonktürel şartlar itibarıyla bunun oldukça zor olduğunu… “Böyle bir şeyin mevcut şartlar ve objektif veriler çerçevesinde yani Türk maliyesinde gerçekleşmesi oldukça zor. Bunu anayasal hüküm hâline getirmek ne kadar doğru?” gibi birtakım tereddütler ileri sürdüler. Onun için biz de kararsız kaldık, bir şey de diyemedik; yoksa, biz de asgari ücretin vergi dışı kalmasından yanayız ve bu işin kanuna bırakılması gerektiği yönünde bir kanaat o nedenle hasıl oldu bizde. Çünkü gelişmelere ayak uydurabilme açısından, malumunuz yasama tasarruflarıyla bu işin düzenlenmesi mümkün, anayasada herhangi bir hüküm olmazsa. Yani asgari ücretten vergi alınıp alınmaması noktasında anayasa hukuku tekniği açısından da bir hüküm yoksa devlet bunu vergi dışı bırakabilir yasama tekniğiyle, hiçbir engel yok buna.

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Peki, bir şey söyleyeceğim: “Asgari ücretin tespitinde, çalışanların geçim şartlarıyla ülkenin ekonomik durumu göz önünde bulundurulur.” diyoruz. Bu son derece doğal. Zaten dünyanın her ülkesi…

PROF. DR. HASAN TUNÇ – Olması gereken bu, eşyanın tabiatı gereği bu.

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Olması gereken bu yani yapar. Peki, asgari ücrete bir şey yazıyorsak, şöyle bir şey olması da şart değil mi…

PROF. DR. HASAN TUNÇ – Aynen öyle, onun için biz yazmadık zaten Hocam. Yani “Asgari ücret vergi dışı kalmalıdır.” ibaresi olmadan asgari ücret diye anayasaya bir hüküm koymanın hiçbir anlamı yok çünkü asgari ücret zaten bu manada olması gereken bir şey.

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Peki, bunu madem yazdık, güzel geldi, şöyle bir şey yapabilir miyiz: “Asgari ücret her hâlükârda insanca yaşama seviyesinin altında kalamaz -bilemiyorum onu- asgari ücret tespitinde şu, şu, şu yapılır.” diye. Yani “Biz anayasa yapanlar Türkiye'de insanların refahının biraz artması için oturduk, kafa yorduk.” diyelim diye.

PROF. DR. HASAN TUNÇ – Maliyeciler diyor ki: “Asgari ücret” kavramı budur zaten yani bunu oraya yazmanın çok bir gereği yok. “Asgari ücret bu zaten.” diyorlar, “İnsanların asgari yaşam standardını sağlayacak bir gelir seviyesidir.” diyor.

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Evet, buyurun.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Değerli arkadaşlar, tabii, Hocam, Sevgili Başkanım; anayasa kurucu hazırlık komisyonunun karşı karşıya olduğu temel sorunlardan birisi ekonomik anayasa hükümleridir. Bir defa, sağlıklı bir anayasa, ekonomi konusunda bir tercih koymaz. Çok zorunlu hâllerde tercih koyar. Niye? Ekonomik yaşamın dinamizmi öyle çeşitli ve değişken ki anayasa normuna lehe veya aleyhe bağlayıcı bir norm koymanız hâlinde, bağlayıcı bir temel norm oluşturmanız hâlinde ekonomi politikası kendisini tahrip eder, dönüşemez. Öyle bir zaruret olur ki vergi koymak gerekebilir, öyle bir zaruret olur ki vergiyi kaldırmak gerekebilir. Onun için burada tamamen alt çoğunlukla yani düşük nisaplarla norm üretme yöntemi, o da yasa… Yani biz burada bir defa şunu bilmiyoruz: “Asgari ücret vergilendirilemez.” dediğimiz zaman… Şu zorunlu bir defa: Hakikaten insanca yaşamın bir gereği olarak asgari ücretten vergi alınmaması bir prensip ama kamu maliyesine bunun getireceği, götüreceğini hesaplayacak verilerimiz yok. Ayrıca ekonomik anayasa hükümleri bakımından da böyle bir engel koymanın…

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Gerek yok.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – “Gerek yok.” Değil.

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Yani yapılması mümkün değil.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Yani ekonomik anayasa rasyosuna uymadığını düşünüyorum.

Bu arada bir yabancı heyet var, on dakika gidip geri geleceğim Hocam.

Hocam, o sıra şunu şey yapayım. Ben akşam o şeyi yani sorumluluğun sosyalizasyonu veya topluma, sisteme yayılması, ticari şirketler yoluyla…

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Yazdınız mı onu?

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Onunla ilgili, hocalarla konuştum. Daha demince Kemal Hoca -Kemal Şenocak, Türkiye’de tek otorite, meslek sorumluluk sigortasıyla ilgili şeyi var- hatta dedi ki… Çok da beğendi kendisi. Onu yazdım. Arkadaşlar, onu bir not alın. Siz müzakereye bu noktadan sonra devam edin. Hangi nokta şey ederseniz kabulümüz Hocam.

TUNCA TOSKAY (Antalya) –Sayın İyimaya ayrılmadan AKP’nin görüşünün açıklığa kavuşması bakımından, anayasada asgari ücretle ilgili vergi alınmamasıyla ilgili bir hükme taraftar mı değil mi AKP?

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Onu diyorum işte ben: Asgari ücretten vergi alınmaması temel bir arzudur, kimse reddedemez ama bunun anayasa normu olarak yer alması çok yanlış olur.

TUNCA TOSKAY (Antalya) – Biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu konudaki şeyimizi net söylüyoruz asgari ücretle ilgili: Anayasada asgari ücretin vergiden istisna edilmesinden yanayız, bir. İki: Oturup “Asgari ücret şunu da şöyle göze alır da öyle tespit edilir.” gibi şeylerin de gerçekte, pratikte hiçbir faydası olmadığını…

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) – Tamamen katılıyorum.

PROF. DR. HASAN TUNÇ – “Asgari ücret vergi dışıdır.” yazmak yeterli.

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Biz de aynı kanaatteyiz.

Ara verelim, maddeyi yazsınlar arkadaşlar, devam edelim.

Kapanma Saati: 10.48


İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 11.40

BAŞKAN: Bedii Süheyl BATUM (Eskişehir)

-----0-----

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Değerli arkadaşlar, uzman arkadaşlarımız, danışman arkadaşlarımız metni yazmak için (3)’üncü fıkrayı yazmak için bir araya geldiler.

PROF. DR. HASAN TUNÇ – (3) ve (4)’üncü fıkrayı yazdık.

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – (3) ve (4)’ü yazdılar.

Şimdi okuyoruz bütün partilerinkini birleştirerek: “Devlet çalışanların yaptıkları işe uygun adil bir ücret elde etmek, iş güvenliğini sağlamak, sosyal yardımlardan yararlanmak, hayat seviyesini yükseltmek, istihdamı arttırmak, çalışanları ve işsizleri korumak, çalışmayı desteklemek, işsizliği, elverişli ekonomik bir ortam yaratmak ve çalışma barışını sağlamak için gerekli tedbiri alır.” demiş.

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – “Tedbirleri.”

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – “Tedbirleri.” Evet.

PROF. DR. HASAN TUNÇ – Bütün siyasi partilerin teklifleri…

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Bunda birleştiniz, tamam.

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) – Uygundur.

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Peki, biz de öyle demişiz. Sadece şunu soracağım: “Gerekli tedbirleri alır.” mı diyelim? “Hepimiz anlaştık.” diyorsanız tamam. Yoksa “Gerekli tedbirleri almakla yükümlüdür.” filan gibi bir şey mi diyelim?

PROF. DR. HASAN TUNÇ – “Alır.” diyelim.

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – “Alır.” mı diyelim?

PROF. DR. HASAN TUNÇ – Emredici hüküm olması açısından daha önemli.

PROF. DR. YUSUF ŞEVKİ HAKYEMEZ – Şimdiye kadar öyle belirtiyorduk yani “alır” şeklinde belirtiyorduk.

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Tamam. “…çalışma barışını sağlamak gereklidir.” Tamam.

TUNCA TOSKAY (Antalya) – “Alır.” diyoruz değil mi?

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – “Alır.” diyoruz.

(4)’üncü fıkra: “Asgari ücretin tespitinde çalışanların geçim şartlarıyla ülkenin ekonomik durumu göz önünde bulundurulur. Asgari ücretten vergi alınamaz.”

Buyurun efendim.

PROF. DR. HASAN TUNÇ – Sayın Başkanım, burada biz özellikle şu “Asgari ücretten vergi alınamaz.”ın öncesinin çok da gerekli olmadığı kanaatindeyiz. Arkadaşlar “Olsun.” dediler, onun için yani o yönüyle bir düşünülürse, eğer arzu ediliyorsa “Böyle kalsın.” deniliyorsa sorun değil ama şunun için yani asgari ücretin kendi tanımında bunlar var zaten.

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Çok haklısınız.

PROF. DR. HASAN TUNÇ – Ama karar sizin.

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) – Katılıyoruz Hasan Hoca’ya.

PROF. DR. HASAN TUNÇ – Yani burada bunların yazılması asgari ücretin tespitinde bir değişiklik yapmaz.

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) – Doğru söylüyor.

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Çok haklısınız.

PROF. DR. HASAN TUNÇ – Sadece vergi dışı kalması önemli burada.

PROF. DR. BERTİL EMRAH ODER – Evet, biz de aynı şekilde düşünüyoruz, o yüzden de koymadık zaten.

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) – “Asgari ücretten vergi alınamaz.” diyelim, geçelim.

PROF. DR. HASAN TUNÇ – Geçip gidelim, bence de aynı.

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Tamam. Peki, bir şey soracağım: Asgari ücretin tespitinde çalışanların geçim şartları göz önünde bulundurulur. “Asgari ücretten vergi alınamaz.” desek…

PROF. DR. HASAN TUNÇ – Hocam ama aynı şey. Geçim şartları, ülkenin iktisadi…

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) – Asgari ücretin tarif tam da bu zaten.


Yüklə 6,49 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   21   22   23   24   25   26   27   28   ...   84




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin