AHMET İYİMAYA (Ankara) – Bir şeyde bakın, üç tane hak şey ettik ya, üç tane hak geçiyor, anayasa olmaz ya.
PROF. DR. YAVUZ ATAR – Ben şöyle bir öneri yapayım mı?
Şimdi, “Devlet, kadınların üreme sağlığı ve doğurganlık hakları konularında ücretsiz sağlık hizmetleri sağlamak…
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Olur, tamam.
PROF. DR. YAVUZ ATAR – …gebelik ve sonrasında destekleyici hizmetleri ya da tedbirleri almakla yükümlüdür.”
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Bu olmaz. Gebelik sonrası Anayasa'nın unsuru değil kardeşim ya.
PROF. DR. YAVUZ ATAR – Yani önem verdiğimiz için. Bu çok önem veren bir yaklaşım.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Doğru söylüyor. “Ücretsiz sağlık hizmetleri sağlamakla yükümlüdür.” desek. Gebelik öncesi, sonrası şart mı?
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Hocam, talep var, toplumsal talep var da.
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Bolivya’da var mesela, Güney Afrika’da var. Daha çok yeni anayasalarda var, haklısınız. Bu üçüncü kuşak hakların daha fazla ciddiye alındığı, hani bu bir klasik -ne bileyim, atıyorum- 70’lerde yapılmış bir Avrupa anayasasında benzer bir hüküm bulamazsınız, o konuda haklısınız. Dediğim gibi bunun temeli kadın örgütlerinin talebinin bu yönde olması. Biz Anayasa Kadın Platformunun önerdiği maddeyi aynen aldık, üzerinde oynayabiliriz.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Hocam, bakın, bu sağlık hakkıyla ilgili genel yükümlülüğü yazacağız zaten.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Yazdık.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Nerede o?
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – “Hasta hakları dâhil kanunla düzenlenir.”
AHMET İYİMAYA (Ankara) – O başka. O kanunla düzenlenir de…
MEHMET PARSAK – Niye kadınların sadece? Üreme sağlığı hem kadınların hem erkeklerin muhatap olduğu…
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Mehmet, bir dakika. Kadınların üreme sağlığı ve doğurganlık ile hasta hakları… Haklara bir tamlama zaafı var ama hasta hakları -Hoca’nın dediği formül- kadınların üreme sağlığı ve doğurganlık ile hasta hakları dâhil.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Tamam işte, oraya koyalım, “Kanunla düzenlenir.” diyelim.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Tabii, tabii, bitti.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Yalnız, burada bir tek şey varmış, mesela süt hakkı gibi birtakım gebelik sonrasında emzirme hakkı gibi hakları varmış.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Yahu Hocam, bunları bırakın.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Bunlar söylüyor, kadınlar söylüyor, kızlar söylüyor.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Yok efendim, hayır. Eşinin saat 14.30’da işini bırakıp gelmesi yükümlülüğü de var, bunu koymamız lazım.
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Vekilim, öyle demeyin ya. Yani bunlar iki ayrı bakış açısı. Şimdi, bir sürü kadın anayasa hukukçusu, feminist anayasa hukukçusu şunu söylüyor, diyor ki: “Anayasa'nın kadın hakları sadece bir maddesiyle düzenlenmemeli, bir madde olmalı bir de ilgili bütün maddelere pozitif tedbirler yansıtılmalı.” Şimdi, bir kere bence bunu ayrı bir bent olarak düzenleyelim eğer sizin için de uygunsa çünkü bu hasta hakları kapsamında bir şey değil. Bir gruba özel bir pozitif tedbir koyuyoruz. Bu da kimsenin itiraz edeceği bir şey değil. Onun için bunu üçün başına almayalım bence Ahmet Hocam, sizin için de uygunsa, sizi daha iyi bilirsiniz ama bunu dört diye tutalım.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Peki, dört yazalım da burada özel tedbir yazıyorsunuz, bir de genel tedbir yazacağız, olmaz ki. O zaman tanıyalım.
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Tamam yani içinde oynayalım onun.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – O zaman bakın şurada olur.
MEHMET PARSAK – Ben çok başka bir öneri getireyim bir cümleyle Sayın Başkanım.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Mehmetçiğim, bir dakika.
Mesela şuraya o zaman şöyle olabilir: “Kadınların üreme sağlığı ve doğurganlık hakları da sağlık hakkının kapsamı içindedir.”
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Anayasa eşitliği sağlamak üzere…
MEHMET PARSAK – O zaman işte 3’üncü maddede pozitif ayrımcılıkta düzenleyelim. Ben de tam olarak onu söyleyecektim zaten.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Hangisini?
MEHMET PARSAK – 3’üncü maddede, pozitif ayrımcılık maddesinde bunu bir fıkra olarak belki düzenleyebiliriz.
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Orada olmaz, bu özel bir tedbir.
PROF. DR. YAVUZ ATAR – Pozitif ayrımcılıkla ilgili değil. Doğada doğurgan olan sadece kadındır.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Değil, değil, özel hak vermek.
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Özel bir tedbir sağlamak.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Bir anlamda pozitif ayrımcılık Hocam.
PROF. DR. YAVUZ ATAR – Burası sağlık hakkında kadına özel koruma getiriyoruz. Bu pozitif ayrımcılık değil yani doğurgan olan cinsin korunmasına ilişkin özel bir hükümdür.
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Evet, tedbir.
PROF. DR. YAVUZ ATAR – Bu cihetle şöyle yani ben en başta söyledim, tekrar edeyim. Devlet kadınların üreme sağlığı ve doğurganlık hakları konularında ücretsiz sağlık hizmetleri sağlamak, gebelik ve sonrasında destekleyici tedbirleri almakla yükümlüdür.
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Uygundur bizim için.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Dedik bunu, tamam.
MEHMET PARSAK – Daha kısa demek mümkün Hocam.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Bir dakika efendim. Hocam, söyledik bunu tamam. Peki, genel yükümlülüğü nasıl yazacaksın? Bir Anayasa'da iki yükümlülük…
PROF. DR. YAVUZ ATAR – Hocam, zaten sağlık hakkı genel yükümlülük, “Herkes sağlık hakkına sahiptir.” diyor. Bu özel bir fıkra.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Onu demiyorum, yok yok. “Devlet sağlık hakkı için bütün tedbirleri alır.” maddesini koymayacak mıyız?
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Onu şimdi konuşacağız, bunda bir anlaşalım.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Hanım kızım, bakın, burada bir özel yükümlülük…
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Sayın Başkan, Özgür’ü burada üzeceğiz ama bir şey söyleyeceğim. “Üreme sağlığı ve doğurganlık hakları” diyoruz ve “Destekleyici önlemleri alır.” diyoruz. Yani bugün bu devlet, faraza diyorum, herhangi bir şeyde bu doğum kontrolünü veya şeyini yapamayacak mı? Yaptığı anda “hayır” diyeceğiz biz, devlet sağlığı yapacak.
PROF. DR. YAVUZ ATAR – Kadının tercihidir. “Devlet doğur, doğurma” mı diyecek?
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Yani ne alakası var? Hayır ya.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Hayır, şöyle bir Hükûmete… Mesela Başbakanımız ne diyor? “3 çocuktan aşağı yapma.” diyor. Şimdi, biz Anayasa'da buna… Hayır, hayır, ben siyaset anlamıyla söylemiyorum bunu yani “o öyle dedi, bu böyle dedi” ama biz buna yönelik herhangi bir tedbiri “Hayır efendim, işte 2 olsun, 1 olsun.” deme hakkına sahip değiliz çünkü teşvik ediyoruz bunu ya, destekleyici politikaları.
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Hayır Süheyl Hocam. Bir söz alabilir miyim sorunuza cevap vereyim.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Tabii, tabii.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Kimden söz alacak acaba?
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Bir söz alabilir miyim? Sorusuna cevap vereyim.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Vermiyorum, usule aykırıdır.
Hocam buyurun.
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Ben bir şeyi öğrenmek istiyorum Özgür Hanım.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Söz de almış oluyorsun bak.
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Bu kadınların üremesi vesaire falan, biraz müşahhaslaştıralım, diyelim ki kadının doğurganlık özelliği yok, tedaviyle bu özelliği kazanabiliyor. Bu noktada devletin yardımını istiyoruz, değil mi?
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Mesela.
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Mesela değil yani istediklerinizden biri de bu. Peki, işte burada diyorum ki yani tamam pozitif ayrım ama ötede de erkeğin de yani bu özelliği yok, onu niye korumuyorsunuz? Devlet onu niye korumuyor? Erkeğin de çocuğu olmuyor.
PROF. DR. YAVUZ ATAR – “Devlet, herkesin üreme sağlığı ve kadınların doğurganlık hakları…” diye düzeltebiliriz.
MEHMET PARSAK – Üreme sağlığının içerisine doğurganlık hakları da girer bence.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Var tabii, tabii girer ya.
MEHMET PARSAK – Ondan dolayı, en kısasıyla “Devlet, üreme sağlığı konusunda ücretsiz sağlık ve bilgilendirme -eğitim de değil- sağlamakla yükümlüdür.”
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Bakın, devlet çocuk yardımı yapıyor. Nüfusun ne kadar arttığını biliyor musunuz? İşi gücü bırakmış millet çocuk yapıyor ya, tabii ya. Devlet memurun maaşına zam yaptığı vakit kaç lira zam yapıyor? Yüzde 2-3. Çocuk parası olarak 50 lira, 100 lira para veriliyor kardeşim her çocuğa.
PROF. DR. YAVUZ ATAR – 50 lira için çocuk mu yapılır?
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Şimdi, bence bir yanlış anlaşılma var bu madde önerisiyle ilgili, önce bir onu açayım. Şimdi, bakın, bu madde önerisi iki bölümden oluşuyor: Birincisi şu; bu çocuklara yapılan para yardımıyla falan hiçbir alakası yok Oktay Hocam, neden biliyor musunuz? Devlet, kadınların üreme sağlığı ve doğurganlık hakları konularında ücretsiz sağlık ve eğitim hizmetleri sağlamak yani kadınların üremeyle ilgili sağlıklarıyla ilgili, hani eskiden sağlık ocaklarına gidilirdi, ücretsiz bir hizmet alınırdı ya bu tip bir şeyden bahsediliyor. Burada çocuk sayısı vesaire falan ondan bahsetmiyoruz. Bu ilk bölümde kastettiğimiz bu, yani üreme sağlığı ve doğurganlık hakları. Neden doğurganlık hakları dedik biliyor musunuz sadece üreme sağlığıyla yetinmedik? Çünkü doğurganlık hakları kadına mahsus bir hak çünkü doğurma yeteneği bir tek kadınlarda var. Birazcık onların söz hakkının altını çizen bir ifade bu. Kadın örgütleri o yüzden... Üreme sağlığı, sadece “üreme sağlığı” deyince, hani sanki çocuk yapmak isteğinin sağlık koşullarına destek olmak. Bir de…
MEHMET PARSAK – Ama aynı zamanda çocuk yapmamak vesair…
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Tabii, aynen işte. “Doğurganlık hakları” denmesinin sebebi o zaten ve kadınların doğurganlık hakları. Dolayısıyla, sadece devletin direktifi değil, kadınların kendilerinin doğurganlık haklarını nasıl kullanacakları yönünde destek almaları.
İkincisi; virgülden sonraki bölüm, gebelik ve sonrasında destekleyici politikalar da bence yanlış anlaşıldı. Bunlar gebeliği destekleyici falan politikalar değil, gebelik sonrasında annelerin birtakım hakları var ya, işte kreş hakkı, süt izni vesaire, bu tip destekleyici politikalar. Gebelik ve sonrasında yani doğum yapmış kadının haklarını koruyan, yoksa gebe olmayı illaki özendirmek anlamında değil. Zaten kadın örgütleri öyle bir şey önermezler de yani illa gebelik özendirilsin anlamında bir şey değil. “Destekleyici politikalar” sözcüğü, virgülden sonraki kısım için yani gebelik ve sonrasındaki…
MEHMET PARSAK – Onların da sağlık hakkıyla alakası kalmaz diyorum.
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Neden?
MEHMET PARSAK – Yani oraya kadar tamam ama “gebelik ve sonrası” dediğiniz zaman, o tam da pozitif ayrım…
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Ama bebeğin ücretsiz bakımı, işte ona iğnelerin yapılması, annenin bakımı ve sağlık açısından bakımı…
MEHMET PARSAK – Ben de 2 çocuk sahibiyim, aşı, iğne vesair bunlar tamam ama onun sonrasında, doğum sonrası bu süt izinleri…
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Bu iş hukuku, onda haklısınız.
MEHMET PARSAK – İşte bunların hepsi… Ama buradan o çağrışımlar da çıkıyor.
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – O zaman değiştirelim bunun kullanımını.
MEHMET PARSAK – Araya gittiği için bir daha ifade etmek istiyorum Sayın Başkanım izniniz olursa.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Buyurun.
MEHMET PARSAK – “Devlet, üreme sağlığı konusunda ücretsiz sağlık ve bilgilendirme sağlamakla yükümlüdür.” desek, sizin talebinizin…
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Ama kadınlara yönelik hiçbir şey kalmadı bu sefer Mehmet Hocam. Biz özel olarak kadınlara yönelik bir…
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – “Kadınların üreme sağlığı.” diyelim. Çok hassas bir nokta o, şöyle: “Üreme sağlığı ve doğurganlık” dediğimizde biz korkuyoruz şundan… “Kadınların üreme sağlığı ve doğurganlık” deyince benim korktuğum bir şey var: 3 çocuk, 4 çocuk imkânı veriyor, bunu engellemiyor diye.
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Kadınların kendi doğurganlık hakları demek istiyorsunuz.
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Pozitif ayrımcılığa evet ama burada yanlış noktaya bakıyorsunuz.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Bir defa burada iki tane sorun var arkadaşlar:
Bir; yeni bir kavramlaştırma, derinliğine boyutları ortaya çıkmamış bir kavramlaştırma. Belirsizlikte biz bir Anayasa normu üretiyoruz özlemlerimize, gözlemlerimize dayanarak, bu doğru değil.
İki; ürettiğimiz Anayasa normu, bence koyacağımız son şu dördüncü fıkraya en son fıkra olacak.
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Evet, bence de en son olacak.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Ondan evvel, devletin yükümlülüğü, pozitif yükümlülüğüne ilişkin genel bir normla çatışıyor veya tekrar oluyor, özel genel tekrarı oluyor. Bir anayasada devlet iki defa önlem alırla, normla muhatap olmaz.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Doğru. “Devlet” demeyeceğiz zaten.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Alacak, mecburen koyacağız onu biz.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Hayır, orada “devlet”le başlamayacağız. Diyeceğiz ki: “Kadınların üreme sağlığı.”
AHMET İYİMAYA (Ankara) – O zaman bak iki formül var Hocam.
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Haklısınız, en sonda olmalı.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Yok, o değil, haklılık meselesi değil, gözlem bu. Ben bir anayasa normunda iki defa “Devlet önlem alır.” demem.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Olmaz.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Demem, o norm olmaz, anayasa normu olmaz. O bir roman olur, falan olur.
Şimdi, burada şu olabilir: “Her kadının üreme sağlığından veya üreme hakkından ücretsiz yararlanma hakkı vardır.” Böyle bir fıkra koyabiliriz.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Böyle bir şey daha iyi olur. “Devlet”i koymayalım oraya.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – O zaman yukarıya koyarsın yani 3’ten evvel koyarsın.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Tamam.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – “Her kadın üreme sağlığı ve doğurganlık hakları konularından ücretsiz hizmet alma hakkına…”
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – “Yararlanma.” Güzel.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Sağlık hakkını düzenliyoruz zaten, nedir yani? Sana herhâlde dışarıdan bir pazar yardımı yapacak değiliz. Eğitimi de var, hepsi de giriyor. “Hakkına sahiptir.” Daha da güzel olur, uyar.
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Olur, olur.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – “Devlet”i de en son…
AHMET İYİMAYA (Ankara) – “Devlet”i de bu 4’e…
MEHMET PARSAK – Hocam, cümle düşük oldu. Şimdi “Haklarından ücretsiz hizmet alma hakkına” oldu. Biraz cümle düşük.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Nasıl?
MEHMET PARSAK – “Her kadın üreme sağlığı ve doğurganlık haklarından…”
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Yok, yok, “hakları konularından ücretsiz…”
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – “Konusunda” de.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – “Konusunda” de.
MEHMET PARSAK – Başkanım, doğurganlık…
AHMET İYİMAYA (Ankara) – “Ücretsiz yararlanma hakkına sahiptir.”
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – “Ücretsiz hizmet alma” daha güzel değil mi?
AHMET İYİMAYA (Ankara) – “Ücretsiz hizmet alma hakkına sahiptir.” Bunu güzelleştiririz.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – 5- Devletin yükümlülüğü.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Herhangi bir Anayasa maddesini açalım devletin yükümlülüğüyle ilgili.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Var mı bakarız.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Var, var, çok var.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Hayır, 4’ü diyorsunuz zannettim.
MEHMET PARSAK – Mutabık kalıp kalmama bakımından Oktay Bey’in fikrini almak lazım.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Tabii mutabık kalacağız, doğru, o rezervler var. Bırak onu, kabul ettik, yine dönebiliriz.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Biz şöyle diyoruz Hocam: “Devlet, herkesin yaşamını beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak amacıyla…”
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Bırak onları ya, onlar yazıldı.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – “…bunu güvence altına alacak tüm önlemleri alır.”
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Yok. “Devlet, sağlık hakkı konusunda bütün önlemleri alır.” Sağlık hakkı ağabey, yapma, gerekçeye yazacağız ya.
MEHMET PARSAK – “Sağlık hakkının gerçekleşmesi konusunda…”
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Tabii, tabii.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – “Sağlık hakkının gerçekleşmesi…”
MEHMET PARSAK – “…için bütün tedbirleri alır.”
AHMET İYİMAYA (Ankara) – “Her türlü tedbiri alır, her türlü önlemi alır.” Anayasa'da var zaten ağabey.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Hayır, bir dakika, öyle değil. Biz “Onu güvence altına alacak.” diyoruz.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Hocam, budur zaten ya. Yukarıda yazmadık mı ağabey onu?
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – “Devlet, sağlık hakkının gerçekleşmesi konusunda her türlü tedbiri alır.” Hiçbir şey almaz, o palavra Hocam.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Ya bu fıkrayı yazın…
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Bir dakika, beraber yapıyoruz. “Devlet, temel sağlık hizmetlerine erişimi güvence altına alacak.” demiştik biz. “Devlet, sağlık hakkının gerçekleşmesi konusunda veya gerçekleşmesi…”
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Bu fıkrada düzenlenen hak konusunda değilse “Bu fıkra konusunda, bu maddesi konusunda bütün önlemleri alır.” de ağabey ya. Niye sen daha tekrarlıyorsun?
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – “Güvence altına alacağı” koydum Sevgili Başkan ya.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Sağlık hakkı tabii de, öbürleri, işte erişim hakkı sağlık hakkının içinde onlar Hocam.
MEHMET PARSAK – Sağlık hakkının gerçekleşmesi değil de güvenceye alınması konusunda her türlü tedbiri alır olabilir.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Olabilir.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Yahu, yapmayın ya, güvenceye almak yok. Yok öyle bir şey. Anayasada temel hak ve özgürlüklerin şeyleri, devletin yükümlülükleri var, üçüncü kişinin yükümlülüğü var…
MEHMET PARSAK – Ben onu önerimiz olduğu için değil, bir makul öneri olduğu için.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Böyle bir öneri yok sende. Alır ya gerçekleşmesi için.
MEHMET PARSAK – Asıl bence önemli öneri…
PROF. DR. YAVUZ ATAR – “Devlet sağlık hakkının gerçekleşmesi için her türlü tedbiri almakla yükümlüdür.”
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – “Almakla yükümlüdür.”
PROF. DR. YAVUZ ATAR – “Devlet sağlık hakkının gerçekleşmesi için…”
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Mesela bak, “…tedbirleri alır.” diyor bak Anayasa.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Alır, almakla yükümlüdür…
AHMET İYİMAYA (Ankara) – “Devlet sağlık hakkının gerçekleşmesi konusunda…”
PROF. DR. YAVUZ ATAR – “…gerçekleşmesi için her türlü tedbiri almakla yükümlüdür.”
AHMET İYİMAYA (Ankara) – “Yükümlü”yü bırak, alır ya, tedbiri alır; yükümlülüğü bırak, zayıf, tedbir alma daha yüksek, daha imperative. Yükümlülük görev babında bile değil; tedbir alır daha imperative, bizim geleneklerde tedbir alır.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Hocam, program hükümlerde hep “alır”, “yapar”, “sever”, “sarılır”, “öper”; böyle bir şey yok. “Almakla yükümlüdür.”
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Yaz Hocam, yaz.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – “Her türlü tedbiri almakla yükümlüdür.”
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Hocam, buyurun.
MEHMET PARSAK – “Sağlık alanındaki görevin öncelikle kamu kesiminde etkili bir sağlık hizmeti ağı kurarak…” diye, orası bence…
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Örgütlenme mi?
MEHMET PARSAK – Örgütlenme değil. Sağlık hizmetini kamu sektörü mü verecek, özel sektör mü verecek ya da bunlar birlikte nasıl verecek?
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Esaslar var ya, “esaslar” dedik ya Mehmet.
MEHMET PARSAK – Mevcut anayasa hükmümüzde de var, CHP’nin önerisinde de var, mevcut Anayasa’da da var, biz bunu paylaşıyoruz, ben bunu ifade ediyorum.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – O zaman bunu istediğiniz gibi formüle edin, yazalım.
MEHMET PARSAK – Yani oradaki ifadenin tamamına değil ama bunun bir anayasal tercih olarak ortaya konulması gerektiğine katılıyoruz.
PROF. DR. YAVUZ ATAR – Hükûmetlere politika…
MEHMET PARSAK – Yani hükûmetler de politikasını yapsın bu noktada, yasal bir çerçevesi olsun.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Hocam, bunu gerekçeye yazıyoruz.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Tamam, ben size diyorum ki: İstediğinizi kesin, istediğinizi… Gerekçeden daha önemli bir şey bu yani devlete bir yön…
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Hangisi?
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Bakın, aynısını kabul edin demiyorum. “…yükümlüdür. Devlet sağlık alanındaki görevini öncelikle kamu kesiminde etkili bir sağlık hizmeti ağı kurarak kamu ve özel kesimlerdeki…” silin, ben bir şey demiyorum “…sağlık ve bakım kurumlarından yararlanarak ve onları denetleyerek yerine getirir. Sağlık hizmetlerinin yaygın bir şekilde yerine getirilmesi için kanunla genel sağlık sigortası kurulması esastır.” diyoruz biz.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Ha, onu tartışalım.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Siz deyin ki: “Bunu yarım cümle hâline getirelim.” Siz deyin ki: “Bunu biraz daha değiştirelim.” Ama burada devlete bir çerçeve çizdik, o çerçeve çok güzel olur.
MEHMET PARSAK – Çok da önemli bir boyutu. Bence Başkanım, burada bir ara verelim, Oktay Bey’le biz de değerlendirelim.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Tamam, ara veriyoruz.
Kapanma Saati: 16.04
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 16.24
BAŞKAN: Ahmet İYİMAYA (Ankara)
----- 0 -----
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Evet, başlıyoruz.
Hocam, buyurun.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Orada şöyle: “Doğurganlık hakları” dediğimizde ben bundan dolayı endişe duyduğumu ifade edeyim. Yani bunu sadece şu yönden kabul ettim: “Ücretsiz hizmet alma hakkına sahiptir.” dediğimiz için, burada “istediği kadar doğurmaya” filan demiyoruz, sadece “ücretsiz hizmet alma” diyoruz. Yalnız, “doğurganlık hakları” dediğimizde, orada biraz endişem var yani bu hakları…
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Çünkü doğurtkanlık haklarını ihlal ediyorsunuz.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Onu da ihlal edebiliyoruz.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Evet, buyurun.
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Ben anlıyorum Süheyl Bey’in ifade ettiği şeyi ama doğurganlık hakları -onun için “haklar” olarak kalması daha iyi olur- kadınların doğurmak ya da doğurmamak, doğuracaklarsa kaç çocuk doğurmak ya da hiç doğurmamak gibi bir bütün olarak hepsini içeriyor Vekilim, o yüzden bence endişeye mahal yok.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Bu kalsın ama ifade zaafı var, olgunlaşmamış bir hak türüdür.
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Evet, ama bu hâliyle hepsini kapsadığı için…
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Bunu yüksek Komisyon şey yapsın.
Burada başka bir şey var mı arkadaşlar?
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Şurada Özgür Hanım’ı ikna edip anlaşabilirsek bu madde temiz çıksın.
MEHMET PARSAK – Bu madde çıktı da bir fıkra daha var Oktay Bey.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Değil, Oktay Bey “Bunu bitirmedik.” diyor. Benim de “haklar” kelimesi yerine “hizmet alma hakkına sahiptir.” Doğurganlık değil de doğurma olur, üreme sağlığı, neyse, olsun, kalsın. “Üreme sağlığı” deyince, “doğurganlık” deyince, doğurma tamam, üreme tamam da “hak” demek lazım o zaman.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Peki, üst komisyonda tartışalım.
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Gene konuşuruz yani illa…
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Tabii, tabii, konuşacağız.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Özgür Hanım, doğurganlık doğurmamayı da içeriyor mu?
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – İçeriyor, doğurganlık hakları doğurmama hakkını da içeriyor tabii ki.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Bunu gerekçeye de yazacağız ama.
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Tabii ki yazarız.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Yazarız, not al. Yani her hakkın negatif seçeneği içerdiği…
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – İçeriyor Hocam merak etmeyin. Öyle olsa kadın platformları önermez zaten.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Başka bir şey var mı Hocam? Mehmet, sen bir şey diyordun, neydi o?
MEHMET PARSAK – Bu CHP’nin önerisiyle ilgili son fıkra…
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Hangisi o?
MEHMET PARSAK – Yani ilk kısmı kabul edilebilir görüyoruz biz. “Devlet sağlık alanındaki görevini öncelikle kamu kesiminde etkili bir sağlık hizmeti ağı kurarak, kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve bakım kurumlarından yararlanarak ve onları denetleyerek yerine getirir.” Fıkranın bu kısmının bence buradaki amacı da sağlayacağını düşünüyoruz ve biz bunu benimsiyoruz ana hatlarıyla.
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Devamı için endişemiz var. Devlet tabii hazineden bir sürü para harcayarak bu kurumları oluşturuyor, ondan sonra da ”hükûmetler” diyelim, belli bir politika oluşturuyor. Yani bugün böyle, yarın farklı olacak diye bir kural yok, yarın da aynısı olacak. Ondan sonra bu sağlık alanındaki bütün yatırımlar özel şahıslara peşkeş çekiliyor tabiri caizse. Devlet imkânlarıyla birtakım insanları zengin ediyoruz. Bu noktada çok ciddi rezervimiz var, bunun iyi irdelenmesini istiyoruz.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Peki, buna temel sağlık hizmetlerinin yerine getirilmesi için…
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Sizin birinci cümleniz kaldığı vakit…
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Kabul ettiniz onu.
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Evet.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – “Genel sağlık sigortasını çıkartalım.” diyorsunuz yani.
MEHMET PARSAK – Hayır “Bu bağlamdaki kısmını bu karşılıyor.” diyoruz yani sağlık sigortası ayrı, devamı onun. Mevcut Anayasa’da da ayrı bir fıkra olarak düzenlenmiş zaten.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – 56’da var mı bu?
MEHMET PARSAK – 56’da şöyle: “Devlet, bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getirir.” Mevcut Anayasa’nın hükmü zaten, birincisi.
“Sağlık hizmetlerinin yaygın bir şekilde yerine getirilmesi için kanunla genel sağlık sigortası kurulabilir.” Madde 56/5 var.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – E, “kurulabilir” diyelim.
MEHMET PARSAK – Yani biz ona bir şey demiyoruz zaten ama ilk önce bir fıkra bu kısmı. Bunda bir mutabık kalalım veya kalmayalım, nasılsa onu bağlayalım, ondan sonra…
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Hocam, bir: Bu bir anayasa normu değil. Sağlık hizmetinin yerine getirilmesiyle ilgili gereken önlemleri devlet alacak. Yüzlerce tedbir var, onlardan birisi bu.
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Bu fıkrayı çıkarırsanız ona da “Hayır.” demiyoruz.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Tabii, tabii. O yüzlerce tedbirden birisidir, bunlar gerekçe işi. “Kanunla düzenlenir.” dedik zaten.
İki: Sigorta kurabilir. Yahu!, Sevgili Kardeşim, eğer bir sigorta yükümlülüğü getiriyorsak, tamam; getirmiyorsak ne gereği var ki anayasa normu? “Beyaz norm” diyoruz biz buna.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Hayır, biz “Kurulması esas olsun.” dedik ama “Hayır, eski Anayasa’da ‘kurulabilir’ diyordu, dolayısıyla böyle bir para sarfına neden olur diye, o yüzden kurulabilir kalsın.” derseniz “Hayır.” demeyiz ona. Yalnız, biz şunu çok özellikle vurguluyoruz ki…
MEHMET PARSAK – Önce ilk fıkrayı bence bir netleştirelim Hocam.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Bütün partiler de kabul ediyor bunu zannediyorum. Şunu istiyoruz: “Kanun sağlık hizmetini yerine getirir, esasları kurar.” dedik, “sağlık sağlanır”, “hasta hakları dâhil”, “kadınların hakları dâhil” dedik, şimdi bunu koymaz isek –söylüyoruz- hep bir program hüküm oluyor. Dolayısıyla biz bir yönlendirici olalım madem anayasa koyucuyuz. “Nasıl yapacağım bunu?” diyecek yani. “Nasıl yapacağım?” derken diyoruz ki: “Etkili bir sağlık hizmeti ağı kur, denetle…” Yani “Denetlemezsen de bu sorun yaratır.” diyoruz. Bunda hemfikiriz ama ikinci bölümünde “Kanunla genel sağlık sigortası kurulması esastır.”a hayır. “Kurulabilir” diyorsanız, bunu da kabul edebiliriz diyoruz. “Hayır” derseniz, bunu bir komisyonda konuşalım deriz.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Hocam, şöyle söyleyeyim: Bir; burada bir defa sağlık alanında bir ekonomik politik tercih yapıyoruz.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Doğru.
AHMET İYİMAYA (Ankara) - Niye? “Önce kamu” diyoruz; bitti artık o. Kamu mu, özel mi önce olacak, sonra olacak? Bu, anayasanın sorunu değil.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Ama yönlendiremeyiz yani.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Bir dakika… Siyasanın sorunu bu; yarın bir sosyal demokrat parti gelir, felsefesini değiştirir ve özele ağırlık verir. Liberal bir parti gelir kamuya ağırlık verir, ona gelir. Yani burada kesimler arası tercihi anayasayla yapamayız.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Zaten onun için yapmadık Sevgili Başkanım, şunun için yaptık: Yani adam bir sağlık hizmetini kursun, şöyle demesin dedik yani: “Bana ne kardeşim…”
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Hocam, o zaman, şimdi bakın, şöyle:
MEHMET PARSAK – Mevcut madde hükmü de…
AHMET İYİMAYA (Ankara) - Aynı koruyalım Hocam.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – İsterseniz şey yapın: “Kamu ve özel kesimlerde etkili bir sağlık hizmeti ağı kurarak sağlık ve bakım kurumlarından yararlanarak” diyelim; bitsin.
MEHMET PARSAK – Mevcut madde hükmü öyle zaten Hocam.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Benim önerim şu Hocam; virgülsüz, noktasız bir şey olsun.
Bir; bunları biz gerekçe unsuru olarak işleyelim. Çıkarılacak esaslar var ya, hizmet esasları var ya, sağlık hizmet esasları var ya oraya, o kanunun bunu da kapsaması gerektiğini gerekçe notu olarak geçelim -Bir anayasa yazmıyoruz yani biz- sigorta konusunu eğer Yüksek Komisyon “koyalım” derse mecburi koyalım. Yapabilir…
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Bitti peki. Bir dakika, biz bunu kabul ederiz.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Buyurun Hocam.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – İkinci cümleyi Komisyona bırakalım.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Hangisini efendim?
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – “Sağlık Hizmetleri Kanunu ile genel sağlık …” Bunu Komisyona bırakalım kabul ediyoruz ama ilk cümleyi ısrarla, yani şey yapalım, devlete bir çerçeve çizelim. Diyelim ki “Sen bunu yap.” diyelim ama ikinci fıkraya tamamıyla uyarız. Biz istiyorduk ama derseniz ki, şey yapalım…
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Üst Komisyona bir şey bırakmayalım Hocam ya! Saf bir madde çıkaralım Hocam ya. Ne olacak ya?
Hocam, orta yolu bul hadi! Yavuz Hocam, orta yolu bul hadi. Yani anayasal saflık içerisinde, temizlik içerisinde, pürlük içerisinde bir şey yapalım.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Ama eski Anayasa’da da var bu. 61’de de, 82’de de var.
PROF. DR. YAVUZ ATAR – Sayın Başkan, değerli üyeler; şimdi burada bütünüyle politik bir tercihle karşı karşıyayız. Her ne kadar 82 Anayasası’nda böyle bir tercih yapılıp, yazılmış ise de -Gerçi orada takdire bırakılmış- AK PARTİ Grubunun bu konudaki belirlenmiş olan politik tercihi, anayasaya böyle bir hükmün yazılmaması ve de hükûmetlere bırakılması yönündedir. Dolayısıyla AK PARTİ teklifinde bu hususlar yer almamıştır. Kişisel olarak ben bu şekildeki bir düzenlemenin daha doğru olacağı kanaatindeyim. Çünkü hükûmetlerin ekonomik ve sosyal politikalar konusundaki tercihlerine de imkân tanımış oluruz; aksi hâlde hükûmetlere seçenek sunmuyoruz. Belki hükûmet, kimisi kamu yoluyla, kimi özel sektör yoluyla, kimi ikisini birlikte kullanarak, kimileri genel sigorta ya da başka yollarla bunu daha etkili yapabileceğine inanıyordur.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Aslında burada ilgili şeylerde Sağlık Bakanlığının da görüşünü almak lazım.
PROF. DR. YAVUZ ATAR – Dolayısıyla da yani bu aşamada kanaatimiz budur.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Hocam, şöyle bir zaruretle karşı karşıyayız: Bir yazım komisyonu ontolojisi var, varlığı var.
Şimdi, ben diyorum ki şahsen, Anayasa Yazım Komisyonu Başkanı olarak, aşağıdan yukarıya bir madde götürmeyelim. Bunu ilk defa şey yapalım; yani “bazen aşkın” temsil mi diyoruz, ne diyoruz Hocam ona?
PROF. DR. YAVUZ ATAR – Aşkın temsil…
AHMET İYİMAYA (Ankara) - Aşkın temsil diyoruz. Onun için yumuşak bir cümle…
Hocam, dinle; öyle kalemi, kâğıdı bırak! Hocamın çizdiği yetkileri de aşarak sigortayı migortayı bırakın. Zaten sigortayı kurarsa kurar. Bunu esaslarla ilgili kanunda Anayasa’nın 7’nci maddesine göre bu yetkiyi yasama organından alır. Öyle mi Mehmetçiğim?
MEHMET PARSAK – Sayın Başkan…
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Ben bir şey diyorum; yani diyelim “Devlet, bu görevini kamu ve özel kesimin sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getirir.”
MEHMET PARSAK – Mevcut Anayasa metni.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Bitti…
Peki o zaman, yukarıdaki (4)’üncü fıkrayı şey yapmıyoruz, koymuyoruz o şeyi. En son fıkra vardı ya! “Devlet, sağlık hakkını gerçekleştirmek amacıyla her türlü tedbirleri almakla yükümlüdür.” dedik ya onu kaldırıyorsun. Bunların hepsini kaldırıyorsun.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Bir dakika… Neden?
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Hocam, bu işte, bu! Yerine getiriyor. Devlet, bu görevini, yukarıdaki görevleri… Buradaki, yukarıdaki görevleri Hocam.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Onu kaldırdınız, bunu yukarı mı geçiriyorsunuz?
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Bak Hocam, (5)’i… Silmeyin de orayı kopyalayın bir yere.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Sil, sonra kopyalarsın.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – “Devlet, bu görevini kamu ve özel kesimdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getirir.”
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Olmuyor tabii, etkili bir…
AHMET İYİMAYA (Ankara) – O zaman şöyle: O cümle kalsın. Ne dedik: “Devlet, sağlık hakkının gerçekleştirilmesi amacıyla gerekli her türlü tedbiri almakla yükümlüdür. Devlet, bu yükümlülüğü yerine getirirken kamu ve özel kesimdeki sağlık ve sosyal kurumlarından da yararlanır.”
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Bir dakika o zaman, şöyle yapın: “Gerekli her türlü tedbiri almakla yükümlüdür. Devlet, sağlık alanındaki görevini, kamu ve özel kesimler…
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Hocam, mevcut Anayasa’dan... Hocam, bu mevcut Anayasa’yı tekrar… Benim de sorumluluğum var ya!
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Hayır, hayır. Hayır dersek…
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Mevcut Anayasa’yı yazsana Hocam, önüne alsana ya!
Bak, oradan devam ediyorum: “Bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından…”
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Aynısını yazmayalım diye… Hocam, tekrarlamayalım.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Buyurun.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Bak, şey derseniz, tekrar “… kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve bakım kurumlarından yararlanmak suretiyle…”
AHMET İYİMAYA (Ankara) – “Sosyal kurum” daha güzeldi Hocam ya, sosyal kurumlar daha güzeldi.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Ya “hayır” dersiniz.
“… özel kesimlerdeki sağlık ve bakım kurumlarından yararlanmak suretiyle…” Bir dakika…
AHMET İYİMAYA (Ankara) – “… onları denetleyerek yerine getirir.”
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – “… yararlanmak suretiyle etkili, etkin bir sağlık...”
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Ya bırak Hocam!
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Ya “hayır” dersiniz.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Hocam, ama yazdık ağabey.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – “Hayır” dersin.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Ya Hocam, esaslarda etkili sağlık…
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – “… etkili bir sağlık hizmeti… ”
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Sevgili Hocam…
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – “… etkili bir sağlık hizmeti ağı kurarak…”
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Ama şu Hocam, bakın: O esaslarla ilgili…
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Ya Hocam, sileriz diyorum, neden şey yapıyorsunuz? İki saniye… “… kurarak ve onları denetleyerek yerine getirir.” dedik.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Etkili sağlık hizmeti şeyi kurmak kanunun esası. Kanun, yukarıdaki esasları belirleyecek. Etkili sağlık ağını o kuracak. Ağabey, yapma ya! Niye “… da gözeterek, da gözeterek” dedik?
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Bu cümle yanlış yalnız.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Hangisi?
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Bu cümle yanlış; 82 Anayasası. Şimdi, bunu aşamamış derler bize. “Devlet, bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getirir.”
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Tamam.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Bu ne demek ağabey? Ben sadece şunu anlıyorum: Kurarlarsa bir gün, Allah büyüktür, kururlarsa onları denetleyerek yerine getirir demektir. Biz de diyoruz ki, kurar ve denetler. “Ee canım, ben mi kuracağım?” derse, onu bile kabul ettik. Bak, biz esasında diyorduk ki, “Öncelikle kursun” diyorduk. Ama hadi diyorsunuz ki, kurmasın. Peki, maksat anlaşma olsun. “Kurarak ve denetleyerek” diyoruz. Siz de diyorsunuz ki şurada “… yararlanarak, onları denetleyerek” Bu ne demek Allah aşkına?
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Hocam, şu: Bir; onlardan yararlanma hizmeti var. Yani özel kesime diyecek ki “Ben sana, sosyal sigortalıları gönderiyorum, senin hizmet alanından yararlanıyorum.”
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Olur mu, zaten yararlanacak. Adam özel hastane kurmuşsa şöyle diyebilir mi: “Yok ağabey, sizi almıyorum ben.”
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Şimdi Hocam, gönderiyor. Mesela, hepsini delege ediyor; mümkün.
İki; onlar da denetleyecek.
MEHMET PARSAK – Onunla ilgili de özel kanun var zaten. Özel kanunu da var özel sağlık kuruluşları için.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Şimdi şöyle söyleyelim: Şu söylediğimizin farklı olduğunu, siz de aynı şeyi MHP olarak kabul ettiniz, şurada “Devlet, sağlık alanındaki görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve bakım kurumlarından yararlanmak suretiyle –isterseniz “sağlık kurumlarından” de lafı uzatmak istemiyorsan- etkili bir sağlık hizmeti kurarak ve onları denetleyerek yerine getirir.”
MEHMET PARSAK – “… sağlık ve sosyal…” Orada o önemli yalnız.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – “… sosyal” önemli tabii.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Ne diyorsan…
MEHMET PARSAK – “… sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanmak suretiyle…”
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – O da yanlış mesela “… sosyal kurumlarından…”
MEHMET PARSAK – Ama işte, Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu. Mesela, bunlar…
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Anladım, hayır. “Sağlık kurumlarından” tamam da, “sosyal kurumlarından” diye bir Türkçe yok değil mi?
AHMET İYİMAYA (Ankara) – “Sosyal kurumlardan” olur.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – “… sağlık kurumlarından veya sosyal hizmet kurumlarından” diyelim.
DİLEK KUMCU - 2828 sayılı, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu mülga bir Kanun artık; yani öyle bir yapı yok. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı…
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Sosyal kurumlar deyince; evet, kendi kurumu, kamu kurumu ya.
MEHMET PARSAK – Sosyal kurumdur bu yine.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Tabii, tabii, kendi kurumlarındandır.
MEHMET PARSAK – Kendi sosyal kurumundan derken, hani orada…
AHMET İYİMAYA (Ankara) – O demek yani.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Sosyal hizmet mi diyelim? Şu Türkçesi yanlış.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Hocam, terim doğru.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – 82 Anayasası yanlış kurmuş kelimeyi.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Hocam, doğru.
MEHMET PARSAK – Bence yanlış değil Hocam.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Doğru, doğru. Bak, kendi kurumlarından, devlet var orada, tamlanan devlet.
MEHMET PARSAK – “Devlet, kendi sosyal kurumundan…” Bir iyelik ifadesi var orada, yani orada bir Türkçe yanlışı yok bence. Garip geliyor ama yanlışlık yok.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Şimdi Hocam, burada bir delegasyon var, hizmeti başkasına gördürme hâli var. Ama kime gördürürse gördürsün devletin denetleme yükümlülüğü var. Çok güzel formüle ettik.
MEHMET PARSAK – Siz burada öncelikli tercihinden vazgeçtikten sonra, bunun nasıl yapıldığı da çok da fazla önemli değil yani.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Problem değil yani. Ha Hocam, Süheyl Bey, etkili sağlık hizmetine erişim zaten sağlık hakkının unsuru ve yukarıdaki kanunda yazacağız.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Onu anladım ama şurada diyoruz ki Sevgili Başkan, eğer burada çok kurmada etkin bir karşıtlığınız yok ise bunu bırakalım. Yani bana diyebilirsiniz çok açıklıkla “Hayır kardeşim, biz böyle bir hizmeti devletin kurmasını istemiyoruz.” diyebilirsiniz ama…
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Hocam, partinin organı bunu, Anayasa’nın normu geçmesin diyor. Buna rağmen ben uzlaşma olsun diye şey yapıyorum burada.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – İstemez mi, kabul etmez mi?
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Kendisi de karşı çıkacak ama ben şey diyeceğim orada, direneceğim. Hocam da bana şehadet edecek.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Sen direnirsen geçer.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Ağabey, kalsın o ya.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Bu böyle kalsın.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Yok, yok benim dediğim gibi kalsın.
MEHMET PARSAK – Mevcut Anayasa hükmü gibi kalmasında da bence bir sakınca yok.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Şimdi, Mehmet kardeşime, Sevgili Hocama istirham ediyorum. Burada devlete mutlak yükümlülüğün yüklenmesi aslında yeterli. Buna rağmen hem Anayasa’mızın meri 56’ncı maddesi hem de diğer her iki partimizin önerisi denkleştirilerek, bizim partimizin görüşünde yer almayan, bence de esasen çıkarılacak kurumsal kanununda yer alabilecek olan bu hükmü mutabakat adına, konsensüs adına teklif eylediğim…
MEHMET PARSAK – Bizim için fark etmez; bu hâliyle de kabul ederiz. Bizim tek rezervimiz var.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Bitti mi böyle?
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Bitti, bitti; yazdık. Nasıl oldu? “Devlet, sağlık hakkının gerçekleşmesi amacıyla gerekli her türlü tedbirleri almakla yükümlüdür.” “Gerçekleşmesi amacıyla” olmaz ya “için, için” “amaç değil” ya! “… gerçekleşmesi için gerekli her türlü tedbiri almakla yükümlüdür. Devlet, sağlık alanındaki görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanmak suretiyle etkili bir sağlık hizmeti kurarak ve onları denetleyerek yerine getirir.”
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Harikasın Hocam.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Bir dakika. “… etkili bir sağlık hizmeti ağı kurarak…” “Ve” yi çıkarıyoruz.
MEHMET PARSAK – Sayın Başkanım, son olarak…
BAŞKAN – Buyurun.
MEHMET PARSAK - Şimdi, CHP’nin önerilerini biz değerlendirdiğimizde, o fıkrada üç tane düzenleme vardı. Bir tanesi buydu; konsensüs sağlandı.
Diğeri, genel sağlık sigortası. Cümlenin sonu, yani fıkranın son cümlesini biz benimsemiyoruz. Böyle bir şeye gerek yok.
Genel sağlık sigortasıyla ilgili de bağlayıcı olmayan “kurulabilir” şeklinde bir düzenleme bizim için yeterli olacaktır; yani bir cümle daha ilave etmek suretiyle bunun…
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Ben Yüksek Kurula… Yine gerekçede not alalım; o temel esaslar kanununda sigorta, Anayasa’nın 7’nci maddesindeki delegasyon içerisinde, yasama yetkinin asallığı içerisinde temel esaslar kanununun konusu olacağı düşüncesiyle, onu gerekçede yer alalım ve bu şekliyle ben Sevgili Komisyonumun zımni ikrarına ve ikrarı karşısında hürmetle eğiliyorum.
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Benim belirtmem gereken bir şey var; o da şu: Şimdi, yani bizim küçük bir yaklaşım farkımız var burada ve bunu nasıl formüle edebiliriz bilmem. Pişmiş aşa da su katmak istemiyorum ama biz, başında da söylediğim gibi sağlık ve eğitimin sadece ticari bir meta değil, bir temel hak olduğunu düşünüyoruz. Dolayısıyla biz, burada pek itibar görmedi onun farkındayım ama temel sağlık hizmetlerinin ücretsiz bir şekilde verilmesi gerektiğini düşünüyorum.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Yazdık onu.
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Nerede yazdık?
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Ücretsiz geçti ya!
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Ama “yoksun bırakılamaz” diye…
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Yok yok, ücretsiz kavramı da geçti.
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Bir bakabilir miyiz?
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Özgür, bak, bakmıyorsun. Üçüncü fıkrayı açın, üçüncü fıkrayı. Yok ikinciyi…
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Ücretsiz geçmiyor.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – “Her kadın…”
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Sadece kadınlar için bu.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Ya ne için?
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Biz temel sağlık hizmetlerinin…
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Onu aştık. Biliyorum efendim, rezerviniz geçti. Zapta geçti, tutanağa geçti.
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Şimdi Vekilim, şöyle yapsak:
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Tutanağa geçti.
Bugün otoriter bir Başkanınız olarak bu konuda…
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Ama Vekilim, bu konuda otoriter olmayın.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Bu konuda muvafakatin hasıl olduğunu, rezervleri yukarıda şey edersiniz…
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Vekilim, bu kadar otoriter olmayın ne olur ya! Bizim vekilimiz de yok. Bir dinleyin ne olur!
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Arkadaşlar, oturumumuz bu noktada, sevgili kardeşimizin hızlı, sert ve net muhalefetine rağmen onun zımni iradesini sarih muhalefete takdim ederek böylece alt komisyonda da kabul ettik.
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Başkanım, öyle yapmayalım. Neden biliyor musunuz?
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Bakın, ben ağabeyiniz olarak, bakın, bana açık olan bir ilkeyi çiğnedim bugün. Bu kadar şey yapmayalım.
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Sadece şunu söylüyorum Vekilim, tamam…
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Geçti tamam, rezerviniz geçti o. “Bu temel sağlık hizmetlerine erişim ücretsiz olmalıdır.” diyorsunuz.
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Onu kırmızıyla not düşsek.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Yok; bu kırmızısız olacak. Bırakın efendim… Ya onu yukarıda konuşun ve “Başkan da böyle bir çetelik yaptı.” deyin ya! Lütfen ya!
Bakın, bu anayasayı çıkarmak istiyorsak, anayasa çıkaracağız yani.
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Vekilim, biraz ama yani…
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Ben biraz değil, çok toleranslıyım.
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Biraz antidemokratik oldu.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Efendim, zabıtlarınız geçti.
Peki, arkadaşlar…
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Ya orayı kırmızıyla onu biz not olarak düşelim ne olur Vekilim!
Bakın, benim yanımda vekil de yok.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – İki gözüm, değerli kardeşim…
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Vekili yok vallahi, neden söylemedin derler hanımefendiye.
MEHMET PARSAK – Sayın Başkan, bu hassasiyeti gerekçelere yazalım ve Üst Komisyonda o tartışılsın.
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Evet, lütfen.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Kırmızıya yazmıyorum…
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Tamam, kırmızı olmasın ama bir not düşelim.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Şöyle; de ki: “Barış ve Demokrasi Partisi normun formülasyonunda temel sağlık hizmetlerinin ücretsizliği unsurunu vazgeçilmez bir öğe olarak dermeyan etmeyi sürdürdü.”
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – CHP de bu yönde bir tavrın uygun olacağı konusundaki görüşlerini aktardı.
KANUNLAR VE KARARLAR BAŞKANLIĞI BAŞKAN YARDIMCISI İBRAHİM HALİL TAVAS – Sayın Başkanım, tekrar eder misiniz?
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Şöyle diyelim: Barış ve Demokrasi Partisi, maddenin (2)’nci fıkranın formülasyonunda ücretsizlik unsurunu…
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Temel sağlık hizmetlerine erişim…
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Bırak efendim, ücretsizlik unsuru; var o. “…vazgeçilmez bir öğe olarak belirtti ve iradesini sürdürdü.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – CHP de bu iradenin olabilirliği konusundaki desteğini verebileceğini beyan etti.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Hocam, Sevgili Hocam, şimdi arkadaşlar, çok teşekkür ediyoruz.
Ben toleransınıza, iradeniz belli zaten yazdım onu ben orada. Benim…
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Bir şeyi ifade edebilir miyim?
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Buyurun.
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Şimdi, Süheyl Bey’in gayretkârlığını da gördükten sonra, Özgür Hanım’ın inadına da baktıktan sonra bir şey söylemek istiyorum.
Üç tane madde yazmıştık biz; sonunda bunları süslediniz püslediniz ve hepsine biz “okey” dedik, “olur” dedik. Buna centilmenlik mi dersiniz, buna ne derseniz deyin, aklın yolu mu dersiniz ama aynı şeyi muarızlarımızdan aynı şeyi bekliyoruz.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Bravo ve bu sağlam bir anayasa ...
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Karşılıklı tabii ki, anayasanın olmazsa olmazı noktasında bu kadar, bu kadar değil, hiç toleransımız olmaz ama hiç olmazsa şuralarda da, yani millî bütünlüğü, devletin varlığını tehlikeye düşürebilecek herhangi bir şey yok. Hepimiz iyi niyetle hürriyetler daha ileri aşamada olsun, biraz daha garantili olsun diyoruz ama lütfen bu iyi niyetimizi arada sırada bir hatırlayın.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Şimdi, değerli Hocam, arkadaşlar, tabii, yeniden bakarız…
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Sizin esas buradaki şeyiniz çok önemli tabii söylediği gibi. Hepimiz anlaşılabilir yapıyoruz ama burada şu formül güzel bir formül oldu. İnşallah sonuna kadar gideriz ve çok yararı olur.
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Bir şey daha söylemek istiyorum: Bugüne kadar kaybettiğimizi, yani bir sürü zaman harcadık ama otuz tane yamalı madde ve belki şu arada beş on tane böyle yaması olmayan madde çıkarabilirsek oradaki menfiliği de bir dereceye kadar izah etmiş olacağız.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Sağ olun arkadaşlar, çok teşekkür ediyorum.
Hocam, arkadaşlar, yarın iki maddemiz, yani iki maddeyi planlıyoruz ve bitiririz ve üçüncü maddeye de geçebiliriz.
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Bir şey daha ifade edebilir miyim?
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Buyurun.
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Anayasa Komisyonu kuruldu kurulalı böyle bir zulüm görmemiştir.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Sivaslıların Timur’a sözüdür; diyor ki: “Sivas kuruldu kurulalı böyle bir zulüm görmedi.” diyor.
Arkadaşlar, yarın toplantıyı taş binada ve saat 13.00’te yapıyoruz.
Kapanma Saati: 16.52
Dostları ilə paylaş: |