2. sosyal hayattan,siyasi hayattan,düşünce hayatından,teknolojik hayattan



Yüklə 388,88 Kb.
səhifə5/5
tarix31.10.2017
ölçüsü388,88 Kb.
#23472
1   2   3   4   5

Fotika:var 

Papaz:yok 

Saatçizade Hidayet Bey:var 

 

Sizce gerçek hayatta bu karakter tip gibi davranan biri olabilir mi? 



Hasip Efendilabilir 

Fotikalabilir 

Papazlabilir 

Saatçizade Hidayet Beylabilir 

 

4)yazarın yaşadığı dönem itibariyle anlattığı kişilerle karşılaşması mümkündür.yazarın hikayesinde bu kişileri seçmesi,topluma ve toplumsal konulara yöneldiğini gösterir. 



5)Temel çatışma maddiyat-maneviyat üzerine kurulmuştur.hikayedeki tema ise vicdan muhasebesidir.hikayenin teması ile hikayenin adı ,vicdan muhasebesine kaynaklık eden hakk-ı sükuttur. 

6)ipekböcekçiliği ve işçiliği ön plana çıkarılmıştır.bu durum anadolunu işçi manzarasını gözler önüne sermektedir. 

 

Sayfa 192 



7)yazar anlatımda, tasvirde ve tahlilde , dile sözcükleri kendi anlamları dışında kullanıp, mecaz ve benzetmeler yeni değerler yüklemektedir. 

8)hakkı süküt adlı hikaye yazıldığı dönemdeki fabrika ve işçi manzarasını sergilemektedir. 

9)Metinde anlatılanlar aradan geçen zaman rağmen aynı şekilde yaşanabilcek olaylar olarak karşımıza çıkmaktadır. 

10)Hakkı sükut adlı hikaye olaylar üzerine kurulu olması , durum hikayesine göre daha uzun bir zamanda yaşanması,kişi kadrosunun kalabalıklığı nedeniye maupassant tarzı hikayeye örnektir. 

11)http://tr.wikipedia.org/wiki/Refik_Halit_Karay 

12)- 


 

Anlama Ve Yorumlama 

1)Milli Edebiyat dönemi hikayelerinde milli ve toplumsal konular,sade bir dille ve mauppassant tarzı hikaye çeşidiyle kaleme alınmıştır. 

2)servetifunun dönemi hikayesinde işlenen bireysel temalar,milli edebiyat döneminde yerini konuşma dili ve halk söyleyişlerinin yer aldığı sade bir dile bırakmıştır.Milli edebiyat dönemi hikayeleri tarihi bir işlevede sahiptir 

 

Ölçme ve Değerlendirme 



1)-realizm 

-refik halit karay 

-memleket hakiayeleri 

2)D 


3)E 

 

Sayfa 194 



b.Roman - Hazırlık 

1)- 


2)Milli edebiyat dönemi romanları , adındanda anlaşılacağı üzere milli konuları işlemişlerdir.Devletin içinde bulunduğu felaket ortamı bu düşüncelerin ön planda olmasının sebebidir. 

 

Sayfa 197 



1)Ateşten gömlek adlı romanından alınan metin ,romanın serim bölümüne aittir.Romanın teması ilede yemaya hazırlık olması bakımından ilişkilidir. 

2)romandaki olaylar, olayların sırası ,kişiler, tasvirler , ele alınan tarihsel süreçten farklıdır.bu olay örgüsünün kurmaca olmasından kaynaklanmaktadır. 

3)- 

4)romandaki olay örgüsünün aynı konuyu işleyen tarih alanındaki bir eserden farkılık göstermesi,romanını kurmaca gerçekliğe sahip olmasıdır. 



5)- 

 

Sayfa 198 



6)Karakter çözümleme tablosu : 

 

Karakterin tipin en belirgin özelliği nedir? 



İhsan:vatansever 

Ayşe:vatansever 

Peyami:vatansever 

 

Karakterin tipin romandaki hangi davranışı karakterini en iyi ifade eder? 



hepsine fedakarlık yazın 

 

Karakter tip olaylar karşısında nasıl bir tavır takınmaktadır? 



hepsine güçlüklere göğüs germekte yazın... 

 

Bu karakter tipin diğer karakterler üzerinde etkisi var mı? 



hepsine var yazın... 

 

Sizce gerçek hayatta bu romandaki karakter tip gibi davranan olabilir mi? 



hepsine olabilir yazın..... 

 

7)romandaki kişiler toplumun farklı kesiminden seçilmiştir. 



8)Romadnaki kahramanlarınSaime hanım doğu batı ikilemini yansıtmaktadır. 

diğer kahramanlardada milli yönler ön plandadır. 

9)Metindeki kişilerin zamanın,olayların değiştirilmesi mümkün değildir.bu metnin yapı unsurları arasındaki bozulmaz bütünlükten kaynaklanmaktadır. 

10)metindeki zaman ile metnin yazıldığı dönem arasında milli bir konuyu işlemesi açısından bir ilişki söz konusudur. 

11)ataşten gömlek romanının konusu olan milli mücadele ile romanın adı yaşananlar göz önünde bulundurulsa bir ilişki vardır. 

 

Sayfa 199 



12)yazar tarihi bir gerçekliği, sanat eserinin konuyu ele alış tarzına uyarak kurmaca gerçeklik haline getirmiştir. 

13)Metin herşeyi bilen, olaylara hakim ihali bakış açısı tarafından anlatılmıştır. 

14)yazar kişi ve mekan tasvirlerinde,ve olayları tahlilde dile yüklediği yeni değerlerle edebi dil oluşturmuştur. 

15)Verilen şema,olayların belirli kişiler tarafından belirli zamanda ve mekanlarda yaşandığını bu unsurların birbiriyle uyumlu bir bütünlük gösterdiğini ifade etmektedir. 

16)metnin yazıldığı dönemin milli ve milliyetçi anlayışına uygun olark kaleme alınmıştır. 

 

2. Etkinlik: 



1. grup= türk edebiyatında roman geleneğine bağlıdır. 

2.grup = türk edebiyatında kurtuluş savaşının tanığı olan bir yazar tarafından kurmacanın sınırları içinde anlatılmış olması nedeniyle önemlidir. 

 

17)Realizm etkisinde yazılmıştır. 



18)romanın dönemdeki diğer romanlarla ortak noktası, milli değerlerin,toplumun savaş karşısındaki durumunun işlenmesi bakımından ortak noktalar vardır. 

19HALİDE EDİP ADIVAR 

 

1882'de İstanbul’da doğdu. 9 Ocak 1964’te İstanbul’da yaşamını yitirdi. 1901'de Üsküdar Amerikan Kız Koleji’nde mezun oldu. Öğretmenleri arasında Rıza Tevfik Bölükbaşı ile sonradan evlendiği ve ilk kocası olan Salih Zeki de vardı. İlk yazıları "Halide Salih" takma adıyla Tanin gazetesinde yayınlandı. Balkan Savaşı yıllarında hastanelerde çalıştı. Gerek bu çalışmaları, gerekse müfettişliği sırasında İstanbul semtlerini dolaşması, ona çeşitli kesimlerden insanları tanıma fırsatını verdi. Gericilerin tepkisinden çekindiği için 31 Mart Olayı’nda çocuklarıyla birlikte Mısır’a gitti. Ayaklanmanın bastırılmasından sonra yurda döndü. 1909'dan sonra öğretmenlik, müfettişlik yaptı. Kadınların toplumsal yaşama katılması ve eğitilmesi için çalışan Teâli-i Nisvan Cemiyeti’ni kurdu. 1912’de kurulan Türk Ocağı’na katıldı. 1919'da Wilson Prensipleri Cemiyeti'nin kurucuları arasında yer aldı. Aynı yıl İzmir'in Yunan ordusu tarafından işgal edilmesini protesto için Sultanahmet Meydanı’nda düzenlenen mitingde yaptığı etkili konuşma büyük yankı uyandırdı. Hakkında soruşturma açılınca, 1917'de evlendiği ikinci eşi Adnan Adıvar birlikte Anadolu'ya geçerek Kurtuluş Savaşı'na katıldı. Çeşitli cepheleri dolaştı, Mehmetçiklere moral ve destek verdi. Kendisine önce onbaşı, sonra da üstçavuş rütbesi verildi. 



 

Savaş sürerken Atatürk ile siyasi görüş ayrılığına düştü. 1917’de Adnan Adıvar ile birlikte yurtdışına çıktı. Fransa ve İngiltere’de yaşadı. Amerika’da Columbia Üniversitesi, Hindistan’da Delhi İslam Üniversitesi’nde konuk öğretim üyesi olarak dersler verdi. 1939’da Türkiye’ye döndü. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi İngiliz Filolojisi Kürsüsü Başkanı oldu. 1950’de milletvekili seçildi. 4 yıl sonra tekrar üniversiteye döndü. **ümüne kadar kürsü başkanlığı görevini sürdürdü. 1910'da yayınlanan ilk romanı "Seviye Talip" ile 1911'de yayınlanan ilk öykü kitabı "Harap Mabetler" edebiyat çevrelerinde ilgiyle karşılandı. Romanlarının kadınları, Batılı bir anlayışla idealize edilmiş, güçlü ve kültürlü kadınlardı. Kahramanlarının kişiliklerine, ruh yapılarına ve davranışlarına önem vererek bu özelliğiyle Türk romanında yeni bir adım attı. Kurtuluş Savaşı döneminde ulusçu, milli duyguları öne çıkaran roman ve öyküler kaleme aldı. "Yeni Turan", ""Ateşten Gömlek" ve "Vurun *****ye" bu dönemin eserleridir. En tanınmış romanı "Sinekli Bakkal" yazarlığında olgunluk dönemini gösterir. Bu romanda Sinekli Bakkal mahallesinde yaşayan insanlar, aydınlar ve saray çevresi gibi 2'nci Abdülhamit döneminin farklı toplum kesimleri canlandırılır. Bu romanın yazıldığı yıllarda Türkiye bağımsız ve Batı yanlısı bir ülke olmayı tercih etmişti. Bir yandan da Tanzimattan beri süren Batı-Doğu çatışmasından kurtulamamıştı. Halide Edip, "Sinekli Bakkal"da Doğu'nun değerlerini bulup çıkarmak, Batı'nın karşısına koymak amacındadır. Roman "roman yanıyla zayıf olmakla" eleştirildi. Halide Edip'in ingilizce yazılmış incelemeleri de var. 

 

ESERLERİ 



 

ROMAN: 


Heyula (1908) 

Raik’in Annesi (1909) 

Seviye Talip (1910) 

Handan (1912) 

Yeni Turan (1912) 

Son Eseri (1913) 

Mev’ud Hüküm (1918) 

Ateşten Gömlek (1923) 

Vurun *****ye (1923) 

Kalp Ağrısı (1924) 

Zeyno’nun Oğlu (1928) 

Sinekli Bakkal (1936) 

Yolpalas Cinayeti (1937) 

Tatarcık (1939) 

Sonsuz Panayır (1946) 

Döner Ayna (1954) 

Akile Hanım Sokağı (1958) 

Kerim Ustanın Oğlu (1958) 

Sevda Sokağı Komedyası (1959) 

Çaresaz (1961) 

Hayat Parçaları (1963) 

 

ÖYKÜ: 



İzmir’den Bursa’ya (Yakup Kadri, Falih Rıfkı ve Mehmet Asım Us ile birlikte, 1922) 

Harap Mabetler (1911) 

Dağa Çıkan Kurt (1922) 

 

OYUN: 



Kenan Çobanları (1916) 

Maske ve Ruh (1945) 

 

ANI: 


Türkün Ateşle İmtihanı (1962) 

Mor Salkımlı Ev (1963) 

 

Anlama Ve Yorumlama: 



 

1)Milli edebiyat dönemi romanının ortak özellikleri: 

-sade bir dil kullanılması 

-yapının olay örgüsü , kişi , yer ve zamandan oluşması 

-milli ve milliyetçi temalar ile toplumsal sorunların işlenmesi 

 

2)- 



 

3)-ateşten gömlek romanında anlatılanlar , günümüzde bir felaket anında millet olark neler yapabileceğimizi gösteren bir rehber niteliğindedir. 

 

4)klasik türk edebiyatındaki ideal olana ulaşma arzusu,ataşten gömlek romanında ideal olana ulaşma çabası olarak karşımıza çıkar. 



 

 

 



SAYFA 200 : 

c. Anlatmaya Bağlı Edebi Metinler Hakkında Çıkarımlarda Bulunma 

 

1)Milli edebiyat dönemi anlatmaya bağlı edebi metinler ve Servetifünun dönemi anlatmaya bağlı edebi metinler 



 

benzerlikler: olay örgüsü kişiler zaman ve mekandan oluşan bir yapı 

 

farklılıklar: 



 

YAPI 


milli edebiyat dönemi:bir farklılık söz konusu değildir. 

servetifünun dönemi:bir farklılık söz konusu değildir. 

 

TEMA 


milli edebiyat dönemi:milli milliyetçi ve toplumsal konular 

servetifünun dönemi:bireysel temalar 

 

DİL VE ANLATIM 



milli edebiyat dönemi:sade bir dil 

servetifünun dönemi:sanatlı ve ağır bir dil 

 

3. Etkinlik: 



1. grup = hikayelerin yapısı ; olay örgüsü ,kişiler, zaman ve mekandan oluşmuş, toplumsal ve milli temalar sade bir dille işlenmiştir. 

2.grup =romandada yapı olay örgüsü , kişiler, zaman ve mekandan oluşmuş, toplumsal ve milli temalar sade bir dille işlenmiştir. 

 

Sayfa 201 



Ölçme Ve Değerlendirme 

1)Y,D,D 


2)D 

3)E 


4)Sinekli bakkal = halide edip adıvar 

Sodom ve Gomore = yakup kadri karaosmanoğlu 

Sürgün=refik halit karay 

 

SAYFA 203 



B. Göstermeye Bağlı Edebi Metinler 

Hazırlık 

Milli Edebiyat dönemi metinlerindede tiyatro dilinin ,halka hitap edildiği için sade olması gerekir. 

 

SAYFA 207 



İnceleme 

1)Köprülüler adlı metnin olay örgüsü şöyledir: 

-yeniçeri mehmetin esir düşmesi 

-yeni çeri mehmetin karısı marinin manastıra kapatılmak istenmesi 

-türk gemilerinin kuşatma için gelmesi 

-yeniçeri mehmet ile karısının kurtarılması 

-yeniçeri mehmetin babasının ortaya çıkması 

-köprülü ile morozinin konuşması 

-köprülü ile morozinin anlaşma imzalaması 

 

2)anlatılanların metinde geçtiği şekliyle yaşanması mümkün değildir.yazar tarihi gerçekliği kurmaca gerçeklik haline dönüştürmüştür. 



 

3)metindeki olay örgüsü tarihsel gerçekliğe kurmaca gerçeklik kazandırmak amacıyla oluşturulmuştur. 

 

4)a)Yeni çeri mehmet, mari, köprülü fazıl ahmet paşadır. 



b)metindeki bu kişiler ana karakterler olarak olay örgüsünün merkezinde bulunurlar. 

c)ana karakterler anlatılmak istenen tarihsel gerçekliğin verilmesinde kullanılan, her yönden idealize edilmiş kişilerdir. 

 

5)metindeki kişiler ile metnin yazıldığı dönem arasında , dönemin milliyetçilik akımının etkisi bakımından bir ilişki vardır. 



 

6)anlatılan olay 17. yyın ikinci yarısında yaşanmışıtır. 

 

7)metinde anlatılmak istenenlerin yarıntılı, tasvir ve tahlillerle daha rahat anlatılması, yazara daha geniş bir hareket alanı sağlanması bakımından düz yazı halinde kaleme alınmıştır. 



 

8)- 


 

9)Metnin teması türk askerinin kahramanlığıdır. 

a)tema tarihsel gerçeklik bakımından gerçeklikle ilişkilidir. 

b)tema , dönemdeki türkçülük akımıyla ilişkilidir. 

 

SAYFA 208 



10)metindeki kişiler yapının unsurlarındandır.kişileri birinci derece, ikinci derece kahramanlar..... olarak gruplandırmak mümkündür. 

 

11)- 



 

12)- 


 

13)Musahipzade Celal Türk tiyatro ve oyun yazarı. Asıl adı Mahmud Celaleddin'dir. 1935'te çıkarılan Soyadı Kanunu gereğince Musahipoğlu soyadını aldıysa da Musahipzade Celal diye Ünlü oldu. Babası Gazhane Başkatibi Musahipzade Ali Bey, annesi Fıtnat Ecibe Hanımdır. 31 Ağustos 1868'de İstanbul'da doğdu. İlk tahsilini Firuzağa Sıbyan Mektebinde gördü. Sonra Tophane'deki Feyziye Rüşdiyesini ve Süleymaniye Nümune-i Terakki İdadisini bitirdi. 1889'da Babıali Tercüme Odasında katip olarak vazife aldı. Bu arada Hukuk Mektebine devam ettiyse de bitiremedi. 

 

Tercüme Odasındaki memuriyeti sırasında tiyatroyla ilgilenmeye başladı. Çeşitli konaklarda çok defa kendi aralarında arkadaşlarıyla ortaoyunları tertip etti. Pekçoğunda bizzat oynadı. Ermeni Mınakyan Tiyatrosunun temsillerini devamlı olarak takip edince oyun yazmaya karşı merakı arttı. Ahmed Vefik Paşanın Moliére çevirilerini inceledi. Sahne tekniği meseleleriyle derinlemesine ilgilendi. İlk eseri olan Köprülüler'i İkinci Meşrutiyetten sonra 1912 yılında 44 yaşındayken yazdı ve aynı yıl Mınakyan Tiyatrosunda sahnelendi. Bu piyesini, 1913'te İstanbul Efendisi, 1917'de Macun Hokkası, 1919'da Yedekçi, 1920'de Kaşıkçılar ve başka oyunları takip etti. 



 

Çeşitli vazifelerde bulunduktan sonra Üsküdar Defterdarlığındaki vazifesinden 1923'te emekli oldu. Evkaf Müzesine girdi.Cumhuriyetin ilanından sonra daha çok imkanlara kavuşan Musahipzade Celal tiyatro yazmaya devam etti. Arka arkaya tarihi hiciv özelliğinde eserler kaleme aldı. 

 

Hemen hemen bütün tiyatroları Darülbedayi'de ve İstanbul Şehir Tiyatrolarında oynandı. Ayrıca çoğu bestelenip operet veya şarkılı komedi olarak sahneye konuldu. İstanbul Şehir Tiyatrolarında vazife alması ve oyunlarının basitliği, eserlerinin devamlı oynanmasına yol açtı. Böylece yaygın bir şöhret kazandı. 



 

Musahipzade Celal, güldürme gücünün ötesinde bir sanat değeri taşımayan eserlerinde, umumi çizgisi itibariyle Şinasi'nin açtığı yerli komedi çığırını devam ettirdi. Osmanlı Sarayının, bürokrasisinin, aile hayatının, dini müesseselerin, örf ve adetlerin karikatürize edilmiş olan sahneleri, tiyatrolarının hemen hemen değişmez temasını teşkil etti. Osmanlı cemiyet hayatını, temel dini, tarihi değerleri ve şahsiyetleri, hemen hemen hepsini yanlış ve münferit hadiselere dayandırarak gülünç tavır, jest, kıyafet ve tiplerle sahneledi ve alay etti. Musahipzade Celal, 18. yüzyıldaki bazı idari bozuklukları ve din sömürücülüğünü malzeme olarak kullandı. Bunları temelden bozuk göstererek Avrupa'nın töre komedisi geleneğine bağlı taşlama, yergi ve komedi unsurlarını kullanarak seyirci üzerinde duygu sömürüsünde bulundu. Dini ve geleneksel değerlerle alay etmesi yüzünden, halkın tiyatroya karşı nefretini uyandırdı. Musahipzade Celal'in tuttuğu bu yol; Türk tiyatro-sinema sahasında ve toplum hayatımız üzerinde kapanması güç yaralar açtı. Kendi tarihine, kültürüne, dinine ve geleneklerine düşman ve yabancı bir neslin yetişmesine sebep oldu. 

 

Dil ve üslup bakımından da edebi bir değeri olmayan Musahipzade Celal'in eserleri dikkatsiz, aceleyle ve itinasız olarak kaleme alınmıştır. Bu eserlerde dilbilgisi hataları ve cümle düşüklükleri pekçoktur. 



 

Hayatının son döneminde İstanbul Şehir Tiyatrosunun Kütüphanesinde vazife yapan Musahipzade Celal'in (Son yıllarda yazdığı tiyatronun dışında) bir kitabı, önceki çalışmalarıyla kıyas edilirse, Osmanlı tarihine daha objektif, hatta daha bir sempatiyle yaklaştığını gösterir. Mesela, 1946 senesinde yazdığı Eski İstanbul Hayatı adlı hatıra mahiyetindeki kitabında Osmanlı örf ve adetlerini kinden ve istihzadan (alaydan) uzak bir kalemle dile getirmiştir. Üzerinde pek durulmamış ve unutulmaya bırakılmış bazı Osmanlı örf ve adetlerinin repertuvarı olan kitapta, Musahipzade Celal, bizzat yaşadığı veya büyüklerinden dinlediği son iki yüz yıllık Osmanlı aile, hayat, mektep, esnaf teşkilatı ve adetlerini günlük hayatın çeşitli tezahürleri biçiminde işlemiştir. 

 

13 Şubat 1952'de 40. sanat yılı jübilesi yapılan Musahipzade Celal, 20 Ağustos 1959'da İstanbul'da öldü. 



 

Eserleri: 

Tiyatro türündeki eserleri şunlardır: Türk Kızı, Köprülüler, İstanbul Efendisi, Lale Devri, Macun Hokkası, Yedekçi, Kaşıkçılar, Atlı Ases, Demirbaş Şarl, İtaat İlamı, Moda Çılgınlıkları, Fermanlı **** Hazretleri, Aynaroz Kadısı, Kafes Arkasında, Bir Kavuk Devrildi, Mum Söndü, Pazartesi... Perşembe, Gül ve Gönül, Balaban Ağa, Selma, Genç Osman. 

 

1936'da iki ciltte toplanan 18 oyunundan geniş bölümler, Orhan Hançerlioğlu'nun incelemesiyle birlikte 1970'te Musahipzade Celal-Bütün Oyunları adıyla yayınlandı. Aynaroz Kadısı ve Bir Kavuk Devrildi oyunları İpek Film Şirketi tarafından sinemaya aktarıldı. 1958'de çıkan bir yangında Bir Kavuk Devrildi'nin filmi yandı. Hatıra türündeki eseri ise “Eski İstanbul Hayatı” adıyla neşredildi. 



 

 

 



SAYFA 209 

5.MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİNİN GENEL ÖZELLİKLERİ 

 

1)İslamcılık = Safahat, Mehmet akif ersoy 



Türkçülük =Türkleşmek, islamlaşmak, Ziya Gökalp, Türkçülüğün Esasları 

 

2)şemaya göre milli edebiyat döneminin kaynakları , devletin ve milletin varlığını devam ettirebilmesi için benimsenen farklı fikir hareketleridir. 



 

Sayfa 210 

3) Milli edebiyat dönemi ve milli edebiyat döneminden önceki dönem 

benzerlikler:hikaye roman tiyatro makale fıkra ve şiir türüyle tanzimat döneminde olduğu gibi toplumsal konuların işlenmesi 

 

farklılıklar: 



 

TEMA VE EDEBİ TÜR 

Milli edebiyat dönemi:roman hikaye tiyatro şiir makale fıkra türleriyle milli ve milliyetçi temalar 

milli edebiyat döneminden önceki dönem:servet i fünun ve fecr i ati döneminde roman hikaye şiir türünde bireysel temalar 

 

DÜŞÜNCE VE EDEBİYAT AKIMLARI 



Milli edebiyat dönemismancılık islamcılık türkçülük batıcılık ve realizm 

milli edebiyat döneminden önceki dönemozitivizm klasisizm romantizm realizm parnazim ve sembolizm 

 

DİL VE ANLATIM 



Milli edebiyat dönemi:konuşma dili ve halk söyleyişlerinin bulunduğu sade bir dil 

milli edebiyat döneminden önceki dönem:servet i fünun ve fecr i de sanatı, ağır bir dil 

 

 

Ö.lçme Ve Değerlendirme 



1)D,Y,D 

2)Ömer SEyfettin......sade ....maupassant 

3)C 

4)C 


5)D 

6)A 


7)D 

8)B 


9)Refik Halit, tasvir ve tahliller bakımından zengin sanatlı bir anlatıma sahip , sade bir dille hikayelerini yazmıştır.Anadoluyu ve anadolu insanının hayatını eleştirel bir dille işlemiştir.bunlardan dolayı refik halit,türk hikayeciliğinin dönüm noktalarından biridir. 
Yüklə 388,88 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin