2004 faaliyet raporu



Yüklə 0,87 Mb.
səhifə3/17
tarix06.08.2018
ölçüsü0,87 Mb.
#67429
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   17

BASINA VE KAMUOYUNA


Dünyada yaşanan ekonomik krizler, üretimde ve paylaşımda ülkelerarası ve sınıflar arası adaletsizlikler, açlık, yoksulluk, savaş ve şiddet insanlık adına yeryüzünü yaşanılmaz kılmaktadır.

Ülkemizde de, Dünyada yaşanan yoksulluğun ve adaletsizliğin baş sorumlusu olan IMF, Dünya Bankası, Dünya Ticaret Örgütü gibi emperyalist kuruluşların verdiği ekonomik ve siyasi direktiflerle sürekli ekonomik krizler yaşanmakta ve her kriz sonrası halk yoksullaş-maktadır. İşsizliğin dolayısıyla açılığın ve sosyal çöküşün arttığı, tarımın tasfiye edildiği, küçük esnafın kriz nedeni ile ayakta kalma şansının olmadığı, toplumun siyasilere güveninin ve umudunun tükendiği bir süreçte seçim yapılmıştır. Halkımız IMF memurluğu yapan geçmiş hükümet ve muhalefet (!) partilerini sandığa gömmüş, ancak söylemleri ve programları ile halka umut vaat eden Adalet ve Kalkınma Partisini de tek başına hükümet yapmıştır.

Hükümetin kurulmasının ertesinde hemen acil eylem planı ve sonrasında hükümet programı açıklanmıştır.

Esasında seçime giren sermaye partilerinin tümü isimlerindeki farklılıklara rağmen var olan ekonomik programın uygulanmasına devam etme, ülke çıkarları için (!) ABD’nin çıkarları için Irak’a yönelik savaşa ortak olma, AB üyeliği için ısrarcı olma konularında hem fikirliklerini seçim bildirgelerinde bir şekilde ifade etmişlerdir. Ancak, söylemlerde seçim döneminin hassaslığı dikkate alındığında halktan yana argümanları da kullanmayı ihmal etmemişlerdir.

Açıklanan 58. Hükümet Programında hedef olarak;

 Devletin rolü daraltılarak,



  • Adaleti ve güvenliği sağlama,

  • Makro stratejiler geliştirme ve makro ekonomik istikrarı sağlamak,

  • Gelir dağılımı eşitsizliği ile toplumsal ve bölgesel eşitsizlikleri giderme,

  • Eğitim, sağlık, altyapı ile ilgili temel hizmetleri yürütme,

  • Konulan standartlara göre denetim yapmaktan ibaret bir yeni rol belirlenmesi. asli ve sürekli görevleri arasında sayılmıştır.

Ayrıca,

 Katılımcı, sivil toplumcu bir demokrasi.

 Hızlı ve güven duyulacak adalet sistemi

 Maliye politikasında faiz dışı fazlanın büyüklüğünün borç stokunun sürdürülebilir bir yapıda gelişmesine olanak sağlayacak şekilde belirlenecek istikrarın sağlanması

hedeflenmektedir.

 Ekonomide yapısal reform programının uygulanması ile de,



  • Kamunun yeniden yapılandırılacağı,

  • Kamu harcamalarında disiplin, tasarruf ve şeffaflığın sağlanacağı,

  • Özelleştirmenin hızlandırılacağı,

  • Yerli ve yabancı yatırımlar için ortamın iyileştirileceği,

  • Mali sektör ve sosyal güvenlik sisteminin ıslahı,

  • Tarımda yeniden yapılanma ve verimliliğin artırılacağı,

belirtilmektedir.

Program incelendiğinde aslında programın yeni olmadığı, şimdiye kadar uygulanan programların tamamlayıcısı durumunda devamı olduğu görülecektir.

Şimdiye kadar hükümetler istisnasız yerli tekeller ile uluslar arası sermayenin ihtiyaçları doğrultusunda politikalar oluşturmuşlar, ekonomik ve siyasi alanda da bu politikalar doğrultusunda hareket etmişlerdir.

Bu ülkede tüm değerleri yaratan işçiler, çiftçiler, esnaflar ve biz kamu emekçileri cephesinden kısaca Emek tarafından bir değerlendirme söz konusu olduğunda, AKP hükümetinin programının uygulanması sonucunda:

 Özelleştirmelere devam edilerek, kamu alanı yerli ve yabancı tekellerin emrine sunulacak, ülkemizin enerji, maden, ulaştırma gibi kaynakları kamu alanından çıkarılarak özel sektöre devredilecek, hizmet alan kesim bakımından pahalı ve kalitesiz hizmet, bu sektörde çalışanlar bakımından ise ya düşük ücrete ve kuralsız çalışmaya razı olma ya da işsizlik sonucunu doğuracaktır.

 Kamunun yeniden yapılandırılması ile kamu eliyle yürütülen ve sosyal hukuk devletinin ana görevleri arasında yer alan sağlık, sosyal güvenlik ve eğitim hizmetlerinin özel sektöründe dahil edilerek yürütülmesi uzun vadede ise bu alandan kamunun tümden çekilmesi söz konusu olacaktır.

 Kamu harcamalarında disiplin ve tasarruf demek, vergi kaçıranlara, sermaye kesimine sağlanan istisnalara, ve teşviklere reva görülen kaynakların, halkın hizmet aldığı eğitim, sağlık ve sosyal güvenlik gibi sosyal politika alanlarında kısılması ve bu alanın bütçenin kamburu gibi tanımlanması demektir.

Hükümet programından sonra acil eylem planının ayrıntıları açıklanarak 6 ay içinde gerçekleştirilecek programlar açıklanmıştır.



  • Kadro karşılığı sözleşmeler ortadan kaldırılacak,

  • Devlette sürekli ve asli görevler belirlenecek, bu görevlerde çalışanlar belli bir oranı geçmeyecek, diğer çalışanlar ise 1475’e tabi kamu çalışanı olarak tanımlanacak, böylece memurların iş güvencesi kaldırılmış olacaktır.

  • Norm kadro uygulamasına geçilerek, görev almada ve yükselmede kriterler getirilerek, statü azaltılacak. Yıllardır tartışma konusu olan kamuda kadrolaşma bahane edilerek norm kadro fazlası personelin böylece işine son verilecektir.

  • Maaş ve ücret sistemi de Toplam Kalite Yönetimi çerçevesinde performansa göre belirlenecektir.

Tüm bu yönelimlerle, çalışanlar arasında rekabet kışkırtılarak, bireysellik öne çıkarılarak, dayanışma duygusu zedelenerek, sendikal örgütlülüğün kamu alanında yok edilmesi hedeflenmektedir.

Görülüyor ki, hükümet programı ve ayrıntıları emekçilerin hayatını çekilmez kılacak yönelimlerle doludur. Dolayısıyla, bu programın kabul edilmesi mümkün değildir.



Diğer taraftan, 58. hükümet seçim propagandalarının tersine, ABD’nin Ortadoğu’daki petrol ve enerji rezervleri üzerinde hakimiyet kurmak amacıyla, Irak’a açtığı emperyalist savaşa, Türkiye halkını dolar üzerinden pazarlamaya, insanlık suçuna ortak etmeye çalışmaktadır. Savaşın, yeni baskı ve hak ihlallerine neden olacağı gibi, Ortadoğu’daki Kürt halkının imhasına, yeni bir şovenist dalganın yükselmesine de yol açacağının ipuçları bugünden görülmektedir.

2003 Bütçesinin ilk üç aylık dönemi bile, halkın ihtiyaçları gözetilerek değil, savaş bütçesi olarak ilan edilmiş bulunmaktadır. Kamu emekçilerinin ücret artışlarında, sendikalarımızın talebi değil, savaş tüccarlarının ve IMF’nin direktifleri dikkate alınmıştır. Hükümetin ilk icraatlarında gerçek- tüccar yüzü açığa çıkmıştır bile... Kamu emekçilerinin ücret artışlarına ilişkin hileli açıklamalarda bulanan hükümet, kamuoyuna %13.5’lik bir artış açıklarken, gerçekte %5’lik bir artışı kamu emekçilerine reva görebilmiştir. Seçim programında, yoksulluk sorununu çözeceğini, “IMF’nin karşısına bir patron gibi” oturacağını beyan ederek oy toplayan Hükümet, IMF’ye ve ABD’ye teslim olmuş, yoksulluğu katmerleştirecek emperyalist savaşa ortak olmak istemektedir.

Bizler, Büro Emekçileri olarak bu saldırıları püskürtmek, emperyalist savaşı durdurmak için, tüm emek ve demokrasi güçlerini birlikte mücadeleye çağırıyoruz.


MERKEZ YÖNETİM KURULU

YOKSULLUĞA VE SAVAŞA HAYIR!
İNSANCA VE BARIŞ İÇİNDE YAŞAMA EVET!
SAVAŞ İNSANLIK SUÇUDUR! ORTAK OLMAYACAĞIZ!


Yüklə 0,87 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   17




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin