2015 Uluslararası Hrant Dink Ödülü Kaos GL ve Samar Badawi’nin
Uluslararası Hrant Dink Ödülleri, 15 Eylül Salı akşamı, İstanbul Kongre Merkezi’nde yapılan törenle yedinci kez sahiplerini buldu. Bu yıl ödüller, Suudi Arabistan’dan, kadın hakları savunucusu Samar Badawi’ye ve Türkiye’de LGBT hakları ve özgürlükleri alanında çalışan Kaos GL’ye verildi. Badawi’nin, “kadın hakları savunuculuğu alanında öncü bir ses olması ve ülkesindeki insan hakları savunucularının uğradığı baskılar konusunda uluslararası farkındalık yaratması”, Kaos GL’nin ise “lezbiyen, gey , biseksüel ve translara (LGBT) yönelik şiddetin artarak devam ettiği Türkiye’de LGBT hakları konusunda en köklü, istikrarlı ve etkili çalışmaları sürdüren inisiyatif olması” nedeniyle ödüle layık görüldüğü açıklandı.
Törenin açılışını, Bülent Ortaçgil’in ‘Bu Su Hiç Durmaz’ adlı şarkısıyla, Ceylan Ertem yaptı. Tarihçi Taner Akçam, açılış konuşmasında, ‘insanlık hukuku’ ve ‘insanlığa karşı suçlar’ olarak bilinen hukuk kavramlarının ve bunlarla bağlantılı olarak ‘soykırım’ suçunun yaratılmasının Türkiye tarihiyle doğrudan ilişkili olduğunu belirtti. Katledilmiş insanların onurlarını iade edebilmek, adalet duygusu ve vicdanı yeniden inşa edebilmek, düşmanlık ve çatışmaların önüne geçebilmek için tarihle yüzleşmenin gerektiğine dikkat çeken Akçam, bu coğrafyada facia ve yıkımlara yol açan etnik temelli siyasi çözümlerin, silahlanmak ve öldürmekten çok daha kolay olan beraber yaşam yoluyla aşılabileceğini ve bu hayal doğrultusunda Hrant Dink’in bir sivil haklar önderi olarak yaşatılması gerektiğini söyledi. Akçam’ın konuşmasının ardından, Lübnanlı müzisyen Eileen Khatchadourian sahne aldı.
Gecede, ‘1915 Işıkları’ ve ‘2015 Işıklar’ adlı iki video da gösterildi. İlk videoda, yüz yıl önce Anadolu topraklarında yaşanan soykırımın şahidi olan, katliamların önüne geçmeye, yaşanan vahşeti dünyaya duyurmaya, belgelemeye, seslerini yükseltip bu büyük insanlık suçunun önüne geçmeye çalışan ve bunun bedelini canlarıyla ödeyen, Halep Valisi Celal Bey, Kastamonu Jandarma Kumandanı İzzet Bey, dönemin ABD İstanbul büyükelçisi olan Henry Morgenthau gibi isimler anıldı. İkinci videoda ise, dünyada ve Türkiye’de, attıkları adımlarla geleceğe dair umudu çoğaltan kişiler ve kurumlar selamlandı. 2015’in ‘ışıklar’ı arasında, Hindistan’da lokantalardan ve düğün davetlerinden artan yemekleri toplayıp evsizlere ve yetimlere dağıtan Robin Hood Ordusu; Suriye’de, savaşta yıkılan ve yakılan yerlerde mahsur kalanları kurtarmak için oluşturulan White Helmets grubu; Irak parlamentosunda Ezidi katliamını dile getiren ilk politikacı olan Viyan Daxil; Yerevan’da elektrik ücretlerine yapılan zamları protesto etmek için toplananların oluşturduğu ‘Elektrik Yerevan’ hareketi; Amerika’da siyahların özgürlük hareketini yeniden inşa etmeyi hedefleyen Black Lives Matter; İstanbul-Tuzla’daki Ermeni Çocuk Kampı Kamp Armen’in Ermeni halkına koşulsuz iadesini talep eden Kamp Armen direnişi; Kobanê’de savaş nedeniyle hayatları mahvolmuş çocuklara oyuncak götürmek, onlar için kütüphane kurmak amacıyla çıktıkları yolda, Urfa’nın Suruç ilçesinde bir canlı bomba saldırısıyla hayatlarını kaybeden gençler de yer aldı.
2015 yılı Hrant Dink ödüllerinin sahipleri, gecenin sonunda açıklandı. Yurtdışına çıkış yasağı nedeniyle törene katılamayan Samar Badawi’nin ödülünü, çalışma arkadaşı Elsa Saade, Hrant Dink Vakfı Başkanı Rakel Dink ve 2014 yılı Uluslararası Hrant Dink ödül sahibi Şebnem Korur Fincancı’nın elinden aldı. Saade, konuşmasında, temel insan hakları uğruna hayatını tehlikeye atan Badawi’nin, hayal kurarak ve hayallerinin peşinden koşarak, binlerce Suudi kadına ilham kaynağı olduğunu söyledi. Gücün mezhep, din ve ekonomik çıkarların istismarı dikte edildiği bölgelerde, insanların kaygılarını dünyaya duyuracak kişilere ihtiyaç duyulduğunu vurgulayan Saade, dayanışma fikrini öne çıkaran bu tür ödüllerin, dünyanın en zor coğrafyalarında korku ve unutulmuşluk hissi içinde yaşayanlar için bir umut ışığı yaktığını dile getirdi.
Kaos GL’ye ise, ödülünü Uluslararası Hrant Dink Ödül Komitesi Başkanı Ali Bayramoğlu sundu. Kaos GL adına ödülü alan Ali Erol, konuşmasında, eşcinsellerin, ömürlerini, Hrant Dink’in hayatına mal olan ‘tedirginlik’le geçirdiklerini ve eşcinsellerin kurtuluşunun, toplumun özgürleşmesi için bir önkoşul olduğunu söyledi. Farklı ayrımcılıklar arasında bağlantı kurmanın önemine dikkat çeken Erol, ırkçı ve milliyetçi devlet politikalarıyla kurumsallaşan söylemlerin ‘ulus düşmanları’ yarattığını ve bu sahte ‘ulus bütünlüğü’nün, ancak özgürlük mücadeleleri arasında köprüler kurularak aşılabileceğini dile getirdi.
Ödülün bu yılki jürisinde Baskın Oran, Gerard Libaridian, Kenneth Roth, Kumi Naidoo, Mary Kaldor, Oya Baydar, Rakel Dink ve 2014 Uluslararası Hrant Dink Ödülü sahipleri Angie Zelter ve Şebnem Korur Fincancı yer aldı.
Önceki yıllarda Uluslararası Hrant Dink Ödülü Alper Görmüş, Amira Hass, Türkiye Vicdani Ret Hareketi, Baltasar Garzón, Ahmet Altan, Lydia Cacho, İsmail Beşikçi, Uluslararası Memorial Topluluğu, Cumartesi Anneleri / İnsanları, Nataša Kandić, Şebnem Korur Fincancı ve Angie Zelter’a verilmişti.
Ödül töreni, www.hrantdink.org ve www.hrantdinkodulu.org adreslerinden naklen yayımlandı. Geceye dair tüm ayrıntılar, törenle eşzamanlı olarak, Hrant Dink Vakfı’nın ve ödülün Facebook ve Twitter hesaplarından, üç dilde (Türkçe, İngilizce ve Ermenice) aktarıldı.
***
Samar Badawi, insan hakları mücadelesine, kendisine 15 yıl boyunca fiziksel istismarda bulunan babasını mahkemeye vererek, çok genç yaşta başladı. Vesayet sisteminin yanlışlığı, seçmen kayıt merkezlerinin kadınları kaydetmeyi reddetmesi, araba kullanan kadınların yargılanması nedeniyle çeşitli davalar açtı. 8 Mart 2012’de, Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanlığı tarafından, vesayet sistemine karşı çıkması, oy hakkı davalarında öncülük etmesi ve bu mücadelesiyle diğer kadınlara cesaret ve ilham kaynağı olması nedeniyle, Uluslararası Cesur Kadınlar Ödülü’ne layık görüldü. Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı tarafından, insan hakları konusundaki faaliyetlerine son vermesi için tehdit edildi ve ülkesine döndüğünde pasaportuna el kondu. Seyahat yasağı ve tüm diğer engellemelere rağmen, insan hakları alanındaki mücadelesine devam ediyor.
Kaos GL, kurulduğu 1994 yılından beri, “Eşcinsellerin kurtuluşu heteroseksüelleri de özgürleştirecektir” ilkesiyle çalışıyor. 2005’te, Türkiye’de tüzel kişilik kazanan ilk LGBT grubu oldu. Yayımladığı Kaos GL dergisi, Türkiye’deki LGBT’lerin kendi gündemlerini ortaya koydukları ilk alternatif zemin ve Türkiye’nin en uzun soluklu LGBT yayını oldu. KaosQ+ adlı akademik dergi ise, kuir çalışmaları alanındaki araştırmalara yer vererek, toplumsal cinsiyetle kesişen diğer eşitsizlikler arasındaki ilişkilere dikkat çekiyor. 2006 yılında, homofobiden, transfobiden ve cinsiyetçilikten arınmış haber yazımı için ‘Yerel Muhabir Ağı Eğitimleri’ni örgütleyerek, birçok makale, haber ve çevirinin yer aldığı bir internet sitesi (KaosGL.org) oluşturdu. Türkiye’nin çeşitli şehirlerinde ‘Homofobi Karşıtı Buluşmalar’ düzenleyerek, LGBT’lerin sorunlarının yerel ölçekte de konuşulmasına imkân sağlıyor.
Dostları ilə paylaş: |