BAYAN PATATES KAFA Bay Patates Kafa’nın en büyük hayranı. Cesur patatesini çok seviyor ve her zaman ona yardımcı olmak istiyor. Ya da göz kulak olmak. Bay Patates Kafa ona sevdiği bir isim olan ‘’tatlı patates’’ diye hitap ediyor olsa da, Bayan Patates Kafa kocasının tüyleri diken diken eden ruh halini paylaşıyor.
Bu sevgi dolu patatesi bir kez daha Estelle haris seslendiriyor.
REX Rex, oyuncak kutusundaki en korkusuz dinozora benzeyebilir ama bu Tyrannosaurus, bu grubun en sevimli oyuncaklarından biri. Küçük kükremesi hakkındaki hiç bitmeyen endişesi ve güvensizliğine rağmen, Rex dostları için her şeyin üstesinden gelmeyi başarıyor. Wallace Shawn yine Rex’i seslendiriyor.
SLINKY Köpek, insanın en iyi dostudur ve bu söz o köpek plastikten yapılsa bile geçerlidir. Slinky’nin Buzz’a bitmek tükenmek bilmeyen bir inancı var ve bu becerikli köpek, arkadaşlarına yardım etmek için elinden geleni yapacak.
Blake Clark, “Oyuncak Hikayesi 3”te Slinky’yi seslendiriyor ve karakteri ilk iki filmde seslendiren rahmetli arkadaşı Jim Varney’nin yerini alıyor.
BULLSEYE, Woddy’nin ‘’Woody Suçlulara Karşı’’ çetesinden güvendiği bir oyuncak savaş atı. Bullseye, özellikle Woody onun sırtındayken, rüzgar gibi koşabiliyor ve büyük kanyonları tek sıçrayışla atlayarak aşabiliyor.
UZAYLILAR hep bir ağızdan ‘’ooohhh!’’ diye bağıran, üç, yeşil, çok-gözlü oyuncaklar Aliens, artık Claw yerine, onları evlat edinen ebeveynleri Patates Kafalar’a büyük saygı duyuyorlar. Çünkü Bay Patates Kafa hayatlarını kurtardı ve onlar da buna daima minnettarlar.
BARBIE Yıllarca garaj satışları ve bahar temizliklerini atlattıktan sonra Barbie’nin ihtişamlı günleri, Andy’nin kız kardeşi Molly'nin onu bir günlük bakım bağış kutusuna atmasıyla beklenmedik bir şekilde sona erer. Ancak Barbie’nin çaresizliği geçicidir. Ken’i ve Sunnyside Daycare’deki rüya evini bulduğunda, eski neşesi yerine gelir. İlk görüşte aşka tutulmuş olsa da, o sıradan bir aşık oyuncak bebek değildir. Kendine güvenen Barbie, gerçek arkadaşlık hakkında Ken’e birkaç şey öğretir.
Jodi Benson bir kez daha Barbie’ye ses veriyor.
ANDY, Buzz ve Woody’nin kibar, hayal gücü kuvvetli, genç sahibi. Artık neredeyse 18 yaşına geldi ve üniversiteye gitmesine çok az kaldı. Bir zamanlar odasının Buzz Işıkyılı posterleri ile kaplı duvarları, şimdi spor araba, rock grubu ve kaykay resimleriyle dolu. Andy artık eski oyuncaklarını oynamak için sandığından çıkarmasa da, onlardan kurtulmayı bir türlü beceremiyor. Evden ayrılma vakti iyice yaklaştı ve annesi de artık baskı yapıyor. En sevdiği oyuncaklarının kaderine karar verme vakti geldi.
Yapımcılar, ilk iki filmde Andy’yi seslendiren John Morris’i bir kez daha kadroya dahil etti. John da Andy gibi oyuncaklarla büyüdü.
YENİ OYUNCAKLAR
“Oyuncak Hikayesi 3” yeni oyuncaklarla birlikte iyice komik ve kahkaha dolu bir film oldu. Onlara ses veren yetenekli sanatçılar işe kendi mizah anlayışlarını da dâhil etti. Kutudan yeni çıkmış gibi, bu yeni oyuncaklar kendi oyuncak tanımlarıyla karşımıza çıkıyor.
Sunnyside Yuvası Oyuncakları:
YUMUŞ pembe, beyaz vücudu ve mor renkli kadifemsi bir burnu olan kocaman, yumuşacık bir oyuncak ayı. Bu kabarık tüylü sevimli ayıcık diğer oyuncaklardan çok farklı çünkü tatlı çilek gibi kokuyor! Çocuğunuzu neşelendirecek bir gülümsemesi ve "Bana sarıl," diyen göbeğiyle Yumuş, şüphesiz uyku vakitlerinin vazgeçilmezi haline gelecek. Leke tutmaz. Kirlenen yerleri nemli bir bezle silebilirsiniz.
Yumuş, dış görünümü hikayenin bütününü anlatmayan kompleks bir karakter. Deneyimli karakter oyuncusu Ned Beatty Yumuş’a ses veriyor.. “Karakterin bir yanını görürseniz ve o karakter daha sonra değişir ve size başka yanını gösterirse bu seyircilerin hoşuna gider bence çünkü bununla hayatımızda da karşılaşırız. İlk gördüğümüzde her şey her zaman karşımızda olmaz ya da biriyle ilk tanıştığımızda.
“Bir karaktere bürünürsünüz ve o olumlu olmayan şeyler yapabilir” diye devam ediyor Beatty. “Bazen olumsuz veya korkunçlardır. Bunlar, yapmayı aklınıza getirmeyeceğiniz şeylerdir ama oyuncu olarak içinize girebilir ve kendinize böyle bir şey yapıp yapmayacağınızı sorabilirsiniz. Bu biraz korkutucu ama aynı zamanda da çok eğlenceli. Kendiniz hakkında çok şey öğreniyorsunuz çünkü rolü canlandırmanız için bu gerekli. “Oyuncak Hikayesi 3”ün bir parçası olmaktan çok memnunum. Bu, film tanrılarının, onlar her neredeyse, bir armağanı.”
KEN eğlence peşinde bir bekâr. Dürbünlerinizi kapın ve Ken ile bir safariye katılın! Hep macera peşindeki çılgın bekar Ken, onu bu doğa macerasında, güneşin altında serin tutacak en iyi kıyafetlerini giymiş: Açık mavi bir şort ve kısa kollu, leopar desenli bir gömlek. Ve bu heyecan verici yolculuktan sonra, Ken modaya uygun biçimde çılgınca dans etmeye hazır olacak. Aksesuarları arasında kıyafetine uygun bir fular, rahat deri ayakkabılar ve modanın da ötesinde bir altın kemer bulunmakta. Onlarca ekstra Ken kıyafeti de ayrıca satılıyor.
Michael Keaton, Ken’e ses veriyor. Bu, onun baştan beri bağ kurduğu bir karakter. “Harika biri” diyor Keaton. “Bu adama bayılıyorum. Duygusal. Barbie’ye deli oluyor ve acayip fazla kıyafeti var.”
Keaton, Pixar’ın mizah, duygu ve macerayı uzun süredir bir arya getirebildiğini söylüyor “Bu filmlere bağlanıyorsunuz çünkü bunların konusu evrensel” diyor aktör. “Çok komikler. Hızı daima doğru.”
AHTAPOT parlak mor renkli, eğlenceyi seven, denizlerde yaşayan bir ahtapot arkadaş. Çocuklar onun kıran kırana oyuna ve sert çekiştirmelere dayanabilecek sekiz bacağını ve düzinelerce yapışkan vantuzunu sayabilir. Onu duvara fırlatın ve nasıl kendi kendine aşağı indiğini izleyin! Üzerindeki tozu ve kiri az sabunlu su ile temizleyebilirsiniz.
Komedyen/Oscar®-adayı oyuncu/talk şov sunucusu Whoopi Goldberg Yumuş’un ekibindeki küstah yalnız kadın üye rolünde.
KOCA BEBEK Gerçek gibi, yumuşak, kucaklanası, kolları bacakları ve yüzü vinilden, oyuncak bebek. Büyüleyici, açılıp kapanan mavi gözleriyle bu gerçekçi bebek bakıcılık oyunlarına teşvik ediyor. Boyu 45 cm. Çok güzel sarı zıbını, ona uyumlu renkteki bonesi ve içmeye başladığında yok olan bir şişe sihirli sütle beraber geliyor! Özel çocuğunuz için mükemmel bir ilk oyuncak. Düşük devirde, çamaşır makinesinde yıkanabilir. Yanmaya karşı dayanıklıdır.
TWITCH Böcek savaşçı, İNSAN + BÖCEK = HARİKA! Bu 12 santim uzunluğundaki sağlam aksiyon figürü oyuncak, 15’ten fazla cümle söyleyebiliyor. Bunlara ısıran vahşi çene sesleri de dahil. Onu yakalanmaktan kurtarmak için güçlü kanatlarını ve delinmez dış kabuğunu kullanın! Twitch titizlikle detaylandırılmıştır. Sihirli savaş taktikleri ve yerinden çıkarılabilen göğüs zırhı bulunmaktadır. 4 yaş ve üzeri çocuklar içindir. Diğer böcek figürler ayrı satılmaktadır.
Twitch’i John Cygan seslendiriyor.
CONK, dünyanızı sallayacak! Bu dev yaratığın acımasız yumrukları yoluna hangi düşman çıkarsa çıksın onu parçalamaya hazır ve bu esnada da omuzlarındaki sivri uçlar onu koruyor. Conk’un büyük kolları ve bacakları tamamen yumuşak ve bu da onu saatlerce yaratıcı oyunlar için hazır hale getiriyor. Ayrıca, kafasındaki sivri uçlardan birine bastığınızda, Conk’un yüz ifadesi dost canlısından, kızgın bir hale dönüşecek! Pil gerektirmez.
Jack Angel, Conk’a ses veriyor.
SPARKS Yeni robot arkadaşınız Sparks ile heyecanlı oyun zamanlarında gerçekten de kıvılcımlar çıkacak! Bu geçmişten esinlenilmiş oyuncağın parlayan kırmızı LED gözleri ve güçlü lastik tekerlekleri üzerinde yuvarlandığında, gerçekten kıvılcımlar saçan patlayıcı bir boşluğu var. Sparks’ın aynı zamanda, çalışan kıskaçlara sahip iç içe geçen kolları ve tüm vücudunu yukarı kaldırabilen bir kaldıracı var. Kıvılcımlar çocuklar için tamamen güvenlidir. İki AA pille çalışmaktadır(dahil değildir).
Sparks’ı Jan Rabson seslendiriyor.
CHATTERPHONE hareket kabiliyeti ve dengeyi geliştiren, nesillerdir çocukları eğlendiren klasik bir çekmeli oyuncak. Zır Zır! Okula başlamamış çocuklar, oyuncağı çektiklerinde karşılaşacakları, gözleri aşağı yukarı oynayan dost canlısı bu yüz ve onları hem meşgul hem de mutlu edecek bu güzel sese karşı koyamayacaklar. Chatterphone tam yaşamınızdaki minik ellere göre.
Chatterphone’u “Oyuncak Hikayesi 3”le birlikte gösterime girecek kısa film “Day & Night”ın yönetmeni Teddy Newton seslendiriyor.
KİTAPKURDU eğlenceye katıldığında masal vakti çok daha özel hale geliyor. Bu uykudan önceki okuma arkadaşı mutlu gülümsemesiyle çocuğunuza arkadaşlık ederken, onun okuma sevgisini de destekliyor. Kitapkurdunun güçlü ışığı, ekstra uzun ömürlü ve göz yorgunluğu yaratmayacak kadar parlak bir ampulden geliyor. İki kalem pil de içinde. 4 yaş ve üzeri çocuklar için.
Kitapkurdunu aktör Richard Kind seslendiriyor.
Bonnie’nin Oyuncakları:
BAY PRICKLEPANTS doğa maceralarınızın kusursuz eşi! Bu sevimli, kısa pantolon giymiş kirpi, Waldfreunde koleksiyonundan ithal edilmiş birinci sınıf bir pelüş oyuncak. Dikenli görünebilir ama tombul ve kabarık tüylü Bay Pricklepants tam olarak sarılmak için imal edilmiştir! Elle yıkayın ve dışarıda kurutun. Parmaklarınızla yumuşaklığını geri kazandırın. Almanya’da imal edilmiştir.
Pixar’ın yenisi Timothy Dalton, kendisini büyük bir oyuncu sanan Bay Pricklepants rolünü üstleniyor. “Bay Pricklepants çok tatlı bir karakter” diyor Dalton. “Tipi inanılmaz – müthiş, tuhaf, şişko bir kirpi ve deri şort giyiyor. Bonnie’nin evindeki tüm oyuncaklar hayali filmler yapmayı ve doğaçlamayı seven büyük oyuncular. Benim karakterim işi çok ciddiye alıyor. Bir nevi oyuncu menajeri.
Filmi izlemeye can atıyordum,” diye devam ediyor Dalton. “Animasyonun harika yanı çok güçlü bir duygusal temeli olması, canlı aksiyon filmlerinde gerçek insanlarla asla yapamayacağınız bir şey bu. Animasyonda olayların doğruca merkezine gidebiliyorsunuz. Birinin kalbine girebiliyorsunuz. Karakterler hepimizin farklı bir özelliğini temsil ediyor. Devasa bir hayal gücü var, hikayenin büyük bir insani yanı var.”
ŞİRİNOM çocuğunuzu büyülü bir maceraya çıkaracak! Bu sevimli tek boynuzlu at, yer yer parlak altın ve pembe renkli, kadife gibi yumuşak beyaz bir kürke sahip. Efsanevi bir altın boynuzu, taraması eğlenceli yelesi ve kuyruğu var. Şirinom'un dayanıklı plastik gözlerinin ikisi de büyüleyici ve çizilmeye karşı dayanıklı. Alerji yapmaz. 3 yaş ve üzeri çocuklar içindir.
Jeff Garlin, “Vol.i”deki Captain’ın sesi ve “Curb Your Enthusiasm”ın ünlü oyuncusu kiminin feminen bir görünüme sahip olduğunu düşündüğü oyuncağa farklı sesini veriyor. “Tatlı bir tek boynuzlu attan sesimi duymak inanılmaz tuhaftı” diyor Garlin. “Komik. Bence “Oyuncak Hikayesi 3” harika. Birçok insanı çok çok mutlu edecek. Pixar’ın büyüleyici kalitesi var onda.”
TRIXIE tarih öncesine ait oyunlar için harika bir oyun arkadaşı! Dinozorların dünyaya hükmettiği çağı ziyaret edin! Sert, dayanıklı plastikten üretilen, sıcak mavi ve mor renklerdeki Trixie’nin etkileyici bir ağzı ve hareketli bacakları var. Bu uysal Triceratops cinsi dinozor, her çocuğun hayal gücünü besleyecek. Aynı zamanda, Tyrannosaurus Rex, Stegosaurus ve Velociraptor türleri de mevcut.
“Trixie plastik bir Triceratops, Rex türünde bir oyuncak formatında tasarlandı” diyor yönetmen Lee Unkrich. “Kristen Schaal çok ama çok komik bir oyuncu. Onu HBO’un ‘Flight of the Conchords,’ dizisindeki takipçi hayran Mel karakteriyle tanıyoruz. Bu inanılmaz yüksek sesli gıcırtılı karaktere o ses veriyor. Trixie, doğaçlama yapmayı çok seviyor ve karakterinin ne olduğunu ve hangi durumda olduğunu bulmaya çalışıyor sürekli. Çok komik ve sesi benzersiz bir oyuncu bize komedi anlamında harika fırsatlar tanıdı.”
“Yaptığım işle gurur duyuyorum” diyor Schaal, “ki her açıdan kendini küçümseyen bir komedyen için alışıldık bir şey değildir. Rolümün kayıtları bittikten sonra stüdyodan çıktığımda ‘herhalde artık ölümsüzüm’dedim. Bu filmler klasik ve sonsuz. Daima olacaklar. Dolayısıyla sesim sonsuza dek Triceratops’ların sesi olacak.”
DOLLY yumuşak ve güzelce giyinip süslenmiş bir bez bebek ve her küçük çocuk için harika bir hediye! Yumuşacık bedeni ve sevimli gülümsemesiyle ailenizin karşı koyulmaz yeni bir üyesi haline gelecek. Dolly’nin mor saçları, kocaman gözleri ve nazikçe kızaran yanakları var. Bu hanımefendi, güzel bir mavi elbiseyle size geliyor ama yanında kendi kıyafetlerinizi dikebileceğiniz şablonlar da mevcut! Düşük devirde çamaşır makinesinde yıkanabilir.
Daima komik Bonnie Hunt, Pixar’ın favorilerinden. “Bir Böceğin Yaşamı”nda Rosie olarak “Arabalar”da da Sally olarak yer almıştı. Bu film için de alaycı kurnazlığını Dolly’ye veriyor. Liderlik anlamında Woody’nin bir kopyası. “Dolly kesinlikle çok tatlı bir bebek değil” diyor Hunt. “Ama çok sevimli. Düğmeleri farklı, saçı mor ama çok sevecen ve komik bir karakter. Onunla aramda hemen güçlü bir bağ hissettim çünkü Dolly isimli bir bebek yüzeysel de gelse, onun çok güzel bir kalbi ve karakterinin gerçek bir derinliği var. Beni çocukluğuma, hayal gücümün basit bir bebeğe hayat verdiği zamanlara götürdü.”
BEZELYELER kısa bir sürede ailelerin en sevdiği hareketli oyuncak olacak. Yumuşak, pelüş bir dış kabuk, içindeki mutlu bezelyeleri, dayanıklı metal bir fermuar sayesinde koruyor. Bu da onu araba ya da bebek arabası için kusursuz hale getiriyor. Bezelyeler oyuncağı, çocukların elle tutma içgüdüsüne hitap ederek, küçük kas becerilerini de geliştiriyor. Kabuktan üç bezelye tanesini çekerek, bebekler ve yürümeye yeni başlamış çocuklar tekrar tekrar eğlenecek ve kısa süre sonra onları kabuğa geri koymayı öğrenecekler! Çamaşır makinesinde yıkanabilir. Yenmez.
Charlie Bright, Brianna Maiwand ve Amber Kroner Bezelyeler’e ses veriyor.
BARBIE KEN’LE TANIŞIR
Bir “Oyuncak Hikayesi” Aşk Hikayesi mi?
“Oyuncak Hikayesi 2”nin önemli noktalarından biri de, belki de tüm zamanların en ünlü ve popular bebeği Barbie’nin konuk edilmesiydi. “Oyuncak Hikayesi 3,”te Barbie daha da büyuük bir rol üstleniyor ve Sunnyside Yuvasında Ken’le karşılaştığında daha büyük bir rol üstleniyor ve hayallerinin erkeğiyle tanışıyor. Tüm büyük ekran aşkları gibi, bu ilişki de zorluklardan payını alıyor ama bu ilişki çok ilginç durumlarla karşı karşıya kalıyor.
Unkrich’e göre, “Ken’i filme dâhil etme fikrinin komedi potansiyeli olduğunu düşündük. Ken, görünürde kız oyuncağı ve Barbie içinde aksesuardan başka bir şey değil. Bir çift ayakkabı ya da çantadan farklı değil. Onun bu konular hakkında güvensiz olması gerektiğini düşündük ve mümkün olduğunca bundan faydalanmaya çalıştık. Kıyafetler çok ilgisini çekiyor, moda konusunda çok bilgili. Filmin her sahnesinde farklı bir kıyafet giriyor. Ken’e gerçek kıyafetler giydirmenin hoş olacağını düşündük. O yüzden dünyanın önde gelen Ken uzmanı olan bir adama danıştık.”
Ken’le eğlenmemek, onu götürebildiğiniz kadar uzaklara götürmemek imkansız” diyor hikayenin süpervizörü Jason Katz. “Son derece kendine güvensiz bir adam. 80’lerin ortasında bir California plaj erkeğine benzeyen, çok yakışıklı ama son derece sığ ve acayip biri. Bence Michael Keaton’ın bunu oynama tarzı inanılmaz.”
Animasyon sorumlusu Bobby Podesta ekliyor: “Barbie ve Ken’le çalışmanın güzel yanı, seyircinin bu oyuncaklar hakkında çok şey bilmesi ve bu oyuncakların, sinema salonuna bizim iki taraflı da oynayabileceğimiz belli oranda yerleşmiş bir bilgi taşıyacak olmaları. Barbie’nin bebeğimsi tavırları olduğunu göstermeye gerek yok. Seyirci bunu biliyor. Barbie’nin bacaklarının nasıl büküldüğünü biliyor. Ağladığında elleriyle yüzünü bizlere tuhaf gelecek bir şekilde kapatıyor ama bu tam olarak bir Barbie bebeğin yapacağı şey. Bunu komik yapan dab u. Ken, Barbie’ye Rüya Evi’ni gösterirken de el kol hareketleriyle yaptığı da aynı şey.”
Animatör Jaime Landes, efsanevi oyuncakla olan sahneleri, Barbie’yle olan anılarını düşünerek çizmiş. “Çocukluğuma gidip tekrar onunla oynamaktan çok keyif aldım” diyor. “Günümüz neslinde bile hâlâ popular bir oyuncak. “Oyuncak Hikayesi 2” ye kıyasla Barbie’nin rolü çok farklı. Daha kapsamlı bir rolü var, bu da görevini zorlaştırıyor.
Beyaz perdede “Batman” ve “”Beterböcek” performanslarıyla unutulmazlar arasına giren aktör Michael Keaton, sahne çalan Ken’e sesini veriyor. “Ken inanılmaz bir karakter” diyor Keaton. “Bu adamı çok seviyorum. O aksesuar ya da kız oyuncağı değil her ne kadar herkes ona öğle olduğunu hissettirmeye çalışsa da. Gerçi bir sürü kıyafeti var. Barbie’ye de deli oluyor. Kesinlikle bu, ilk bakışta aşk.
“’Oyuncak Hikayesi 3’ün ilginç yanı çok duygusal ve dokunaklı olması ama aynı zamanda macera unsurlarının da olması” diye devam ediyor Keaton. “Filmi seyrederken, yapıp yapmayacaklarını merak ediyordum açıkçası. İnsan hikayeye kaptırıyor. Hikayeyle bağ kuruyorsunuz çünkü temalar evrensel. Hız, daima doğru. Kusursuz bir simya. Beni kendimden geçiren görsel ögeler de var tabii.
“Ken çok tutkulu ve duygusal bir adam ve Barbie’nin ürkütücü bir kadın olduğunu anlıyor” diye ekliyor Keaton. “Bunu beklemiyordu. Ken muhtemelen Barbie’nin çok ağırbaşlı olduğunu düşünüyordu. Karakter biraz gerçek üstü ama yine de ben.”
1989 yılındaki Disney filmi “Küçük Deniz Kızı” ile ilk animasyon seslendirmesini yapan ünlü Broadway sanatçısı ve seslendirme yıldızı Jodi Benson, Barbie’nin sesi olarak geri dönüyor ve “Oyuncak Hikayesi 2”deki rolüne devam ediyor. “Bence Barbie son dereceğe eğlendirici bir karakter ve bu defa onun plastik ve kusursuz teninde çok daha rahat hissediyorum,” diyor Benson. “Bu filmde daha gelişmiş bir karakter olmasını seviyorum. Lee (Unkrich) ile yakından çalıştık. Barbie’yi gerçek ve inanılır kılmaya çalıştım. Barbie’nin pek akıllı olmadığı algısı var. Biz de onun oldukça zeki olduğunu ve sahip olduğu yetenekleri doğru şeyi yapmak için kullandığını göstermeye çalıştım. İnsanları çok seviyor, çok sadık bir arkadaş ve çok güvenilir. Arkadaşları söz konusu olduğunda ona bulaşmak istemezsiniz. Biraz havai ve enerji dolu. Modaya da tutkun.
“Ben Barbie’yle büyüdüm ve oyuncağı ve kıyafetlerini koyabildiğiniz seyahat çantası gibi aksesuarlarım bile vardı” diye devam ediyor Benson. “Oyuncak Hikayesi 2”de, John Lasseter’ın ve benim kayıt stüdyosunda bir kutu Barbie’miz vardı ve havaya girmek için onları kullanıyorduk. Bu film için Lee bana hikayeyi anlattı ve tüm roller gösterdi. Çalışmalarda o Ken’i okudu. Harika bir oyunca. “Deniz Kızı”ndaki Howard Ashman gibi bana inanılmaz ilham kaynağı oldu, en iyi performansımı göstermemi sağladı.
KARAKTERLERİ CANLANDIRMAK
Pixar’ın Animasyon Takımı Eski Dostlarla Buluşuyor ve Yeni Tanıdıklar Ediniyor.
Bilgisayar animasyonu ve teknolojisi dünyasında geçtiğimiz 11 yıl içinde, “Oyuncak Hikayesi 2” çıktığından bu yana çok gelişme oldu, hatta 1995’teki “Oyuncak Hikayesi”nden bu yana daha da çok.
“’Oyuncak Hikayesi’ dünyasına sadık kalmalıydık ama onu tazelemeli, eğlenceli kılmalıydık” diyor yapımcı Darla K. Anderson. “Tasarım diline, karakterlerin tipine ve ruhuna kendimizi vermeliydik ama şimdiki teknolojimizle onları tekrardan yaratmalıydık. O yüzden hikaye, dünya, karakterler ve teknoloji arasında ikna edici bir hikaye anlatacak yeri bulmamız lazımdı ama bu klasik dokudan ve sonsuz yerden kopmamalıydık.”
Yönetmen Lee Unkrich, animasyon sorumluları Bobby Podesta ve Michael Venturini ve “Oyuncak Hikayes 3”ün tüm animasyon ekibi için en zor olan şey, yeni alet ve güncellemeleri kullanmak ama bir yandan da Buzz, Woody ve “Oyuncak Hikayesi”nin diğer sevilen karakterlerinin önceki iki filmin evrene ait olduklarını hissettirmek.
“Önceki filmlerde tüm klasik ‘Oyuncak Hikayesi’ karakterlerinin önceki filmlerdeki gibi hareket etmesine ihtiyacımız vardı” diye açıklıyor Unkrich. “Ama animasyoncular daha sofistike modellere alışmıştı. Örneğin “Ratatuy”daki insan karakterlerde animasyoncular daha kontrol sahibiydi, daha incelikli ve ayrıntılı bir şekilde canlandırma yapabilmişlerdi. ‘Oyuncak Hikayesi 3’e şuna dikkat etmeliyiz: İfade ve hareket anlamında karakterleri akıcı ve sofistike yapamazdık çünkü Woody ve Buzz olmaktan çıkarlardı. Hatırladığımız gibi olsunlar istemiştik. Elimizdeki kısıtlamaları Kabul etmeli ve bu sınırlar dâhilinde çalışmalıydık.”
Yapım süresince Unkrich, önceki “Oyuncak Hikayesi” filmlerinde çalışmış deneyimli Pixar animasyoncularının yeni animasyoncuları eğitmesi konusunda çok şanslıydı. “Günlük animasyonlarda, Angus MacLane, Bobby Podesta ve diğerleri ‘Buzz’ın kaşını o kadar indirme, modelden çıkıyor’ ya da ‘Woody’nin düşük göz kapakların o kapaklarını kaldırma çünkü Woody’ye böyle şeyler yapmıyoruz” diyordu” diyor Unkrich. “Karakterlerin hatırladığımız gibi olmaları için sürekli kontrol yapıyorduk.”
Podesta şöyle anlatıyor: “Filmdeki ilk animasyoncu bendim ve kendimi arkeolog gibi hissettim. Bu medeniyetin nasıl inşa edildiğini ve orijinal animasyoncuların neyi neden yaptığını anlamak için çok kazmak gerekti. Karakterlerin o dönem niye öyle davrandığını anlamak için kaputun altına baktık, bugünün “Her şeyi yapabiliriz” teknolojisiyle birleştirdik. Animasyon ekibimizin yaptığı seçimler, ilk baştaki niyetimizin ne olduğunu iyice öğrenmesi gerekiyordu. John Lasseter, Pete Docter, Doug Sweetland, Dylan Brown ve Angus MacLane’le görüşüp onlara animasyon açısından ilk karakterlere nasıl yaklaştıklarını anlattırdım.
“Karakterlerin sadeliğinin aslında onlara çok cazibe eklediğini fark ettik” diye devam ediyor Podesta. “Bir kısmı karakterlerin yapılması diğer yanı da animasyon türüyle ilgiliydi. İlk iki filmdeki animasyoncular az kontrolle inanılmaz işler çıkardılar, performansları inanılmazdı ve bugün yaptığımız her şeyle boy ölçüşürlerdi. Animasyoncular olarak oyunculuk seçimlerimizin, ilk iki filmdeki sadelikle örtüşmesine çalıştık.”
“Karakterleri nasıl kullanacağınız konusunda daha bilinçli olmalısınız” diyor animasyoncu Jaime Landes. “İllüzyon yaratmak için bir çok kontrol ve alet kullanmaya alışığım ama ‘Oyuncak Hikayesi’ karakterleri o kadar basit ki hâlihazırda seyircinin kafasında zaten onlar canlı. Onları fazla karmaşıklaştıramazsınız çünkü insanlar hemen anlar. Bir şeyin aşırısına kaçtığımı anlarsam hemen animasyondan çıkartmalar yapıyorum.”
“Bu filmlerin çoğu çok başarılıdır çünkü seyircinin kendini tanımlayabildiği duygusal bir bağ kurarız” diyor animasyon sorumlusu Michael Venturini. “İzleyicilerin kafasına fikirleri sokar sonar da hikayeyle ilişkilerini karaktere yansıtıyorlar. O yüzden böyle anlarda geri çekildiğimizde, hikayeyi oluşturacak kadar çok ama kendi duygularını yansıtmalarına müsaade edecek kadar da az şey veriyoruz. İşler bu noktada duygusal oluyor ve bu sayede filmlerimiz insanlara biraz derinden dokunuyor çünkü seyirciyle böyle bir ilişki geliştiriyoruz.”
Bir sürü yeni karakterin katılmasıyla, animasyoncular hareket ve performans konusunda bir sürü şey öğrenmek zorunda kaldı “Yeni karakterler için amacımız, onların kim olduğunu ve belirgin vücut dillerini oturtmaktı. Karakterin bunu yapmasına izin verdik” diye açıklıyor Podesta. “Animasyoncular olarak belli bir bilgi derinliği oluşturur ve çok araştırma yaparız, oyuncular gibi. Karakterlerin geçmişlerine dair bir hikayeleri olmasını isteriz ki gerçek bir yerden gelmiş gibi görünsünler. Onların inanılır olmasını istiyoruz.”
Yumuş karakteri, Pixar’ın ilk büyük pelüş karakteri. Teknik ekibe ve animasyonculara yepyeni zorluklar yaşattı. “Daha önce pelüş bir oyuncakla uğraşmamıştık” diyor yapım tasarımcısı diyor Bob Pauley. “Tarihsel olarak sert plastik oyuncakları yaratmak kolaydır, o kadar zor değildir. Mevcut aletlerle harika bir pelüş yaptık. Yumuş tasarımımızdan gerçek oyuncaklar yapıldı. Pelüş oyuncağın nasıl sıkıştırıldığını, kırışıklıkların nasıl giderildiğini ve tüm vücudun nasıl büküldüğünü araştırdık. Materyalin doğasını ve bu oyuncağın nasıl hareket edip nasıl tavırlar sergilediğini araştırdık. İnsanlar eski pelüş hayvanlarını getirdi. Fark ettik ki hepsi aynı yerlerden belirli bir şekilde katlanmış, aynı yerde aşınma izleri var. Bu büyük bir araştırma projesine döndü. Ayımızda eskime izlerini nasıl gösterecektik?
“Animasyoncu David DeVan ve karakter modelleme ve eklemleme sanatçısı Sajan Skaria Yumuş’u pelüş bir oyuncağa nasıl benzeteceklerini bulmak zorundaydı” diyor Podesta. İç yapısı ve kemikler, olmayan bir karakter çıktı nihayetinde. Sizin, kendisinin oyuncak ayı olduğuna inandırmak için hareket ettikçe kırışıklıklar oluyordu. “
DeVan ekliyor: “Fazla bir yapı yok. Bunu çoğunlukla dikişler ve içini dolduran malzeme sağlıyor. Kolları, karnını; bacakları da göğsünü etkilemek zorunda. Her şeyin başka bir şey üzerinde etkisi olması lazım çünkü her yeri birbirine dikişli. Onu hareket ettirdiğinizde dolgu malzemesi eklemlerden akıyor ve birikiyor.
Filmin insan karakterlerinin “Oyuncak Hikayesi” evrenine uyması için yine teknolojik zorluklar yaşadı. “Lee [Unkrich], oyuncaklar ve insanlar arasında önceki filmden daha çok kontrast olmasını istedi” diyor animasyon yönetmeni Rob Russ. “İlk iki filmde değişen seviyelerde, görsel ve hatta hareket anlamında bile insanlar ve oyuncaklar arasındaki farklı anlamak zor çünkü insanlar için çok rafine bir teknolojimiz yok. Bu filmdeki amacımız insanların istediğimiz gerçeklikte gözükmesiydi. Soru, onları ne oranda karikatürize edeceğimizdi.”
Yönetmen Unkrich ekliyor: “Bu hikaye, insan oyunculuğunda çok incelik istiyordu ki bunu daha önce denememiştik, o yüzden insanları geliştirmek mecburiydi.”
Animasyoncuların çoğu insanları yaratırken bebeklerini ve ergen çocuklarını baz aldı. “Bonnie yaşında bir oğlum var” diyor Russ. “O yüzden onun yürümesinden büyük ilham alıyorum, ufak tavırlarına dikkat ediyorum. O yaşta çocuklar elleriyle sebepsiz yere karmaşık şeyler yapıyorlar. Akıllarından bir hikaye geçiyor ve elleri de kıpır kıpır.”
OYUNCAK HİKAYESİ 3’ÜN ÜÇ BOYUTLU DÜNYASI
Dostları ilə paylaş: |