3 nolu alt komisyon tutanaklari iÇİndekiler



Yüklə 4,73 Mb.
səhifə68/72
tarix28.07.2018
ölçüsü4,73 Mb.
#61445
1   ...   64   65   66   67   68   69   70   71   72
Ice Tea Dergisinin önderliğiyle Bolu’da bir toplantı oldu, gene medya bilişim sektöründen vesaire herkes oradaydı. Cemil Bey onlara da aynı şeyi söyledi. Onlar da amaçlarıydı şuydu, buydu. Kardeşim bunu istemiyoruz yani bize iki tane madde yahu, alternatifli üstelik de, iki tane madde konulması mı istiyorsunuz? İki tane de alternatif. Ya şu olur, ya şu olur. Bizim buna ihtiyacımız var.

  • ALTERNATİF BİLİŞİM DERNEĞİ TEMSİLCİSİ ALİ RIZA KELEŞ - Onu yaptık ama zaten.

  • OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) - Bütün bunun içerisinde öyle getirdiğiniz vakit dikkati çekmedi. Biz bir şey istiyoruz yani. Tabii ki bu sizin sahanız yani bunun çerçevesini en iyi siz sınırlarsınız, nasıl derler, “Efradını cami ağyarını mani.” Yani ne fazlası olsun ne eksiği olsun çünkü yeni bir saha. Anayasa buradaki her sahayı düzenlemek gibi bir mükellefiyete bağlı değil yani o temel haklarla, özgürlüklerle ilgilenen bir sahada. Biz temel, ana hatları çizeriz, ötekisi kanunlarla, yönetmeliklerle, tüzüklerle düzenlenecek bir saha.

  • ALTERNATİF BİLİŞİM DERNEĞİ TEMSİLCİSİ ALİ RIZA KELEŞ – Madde önerimiz size ben…

  • OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) - Biz iki tane madde istiyoruz. İki madde ama…

  • AHMET İYİMAYA (Ankara) - Temel hak…

  • OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – O temel hakları birçok yerlerde biz Anayasayı yazarken birinci kuşak hakkı, ikinci kuşak hakkı, kuşak çok. O kuşakların hepsinde bunlara değineceğiz ama bu spesifik bir saha olarak telakki edip buradaki yetkinliğinizi kullanarak çok fazla üzerinde oynamayacağımız iki madde istiyoruz, iki, üç madde istiyoruz. Ama sadece bugün değil çünkü teknoloji o kadar enteresan bir şey ki sizin icadınızla benim icadım birleştiği vakit ikimizin de ulaşmakta güçlük çektiğimiz üçüncü bir icat ortaya çıkıyor. Bütün bu sahayı içerisine alabilecek, engel olmayacak, ayak bağı olmayacak hukukçularınız vardır, onlarla da bir araya gelerek bize böyle bir yardımda bulunursanız…

  • ALTERNATİF BİLİŞİM DERNEĞİ TEMSİLCİSİ ALİ RIZA KELEŞ – İşte Oktay Bey, biz tam dediğinizi yaptık. Burada zaten. Anayasa önerisi olarak da verdik size. İki madde yazdık zaten. İnternete erişim hakkı ve bilgi toplumuna katılma hakkı. İki maddeyi hazırladık.

  • ALTERNATİF BİLİŞİM DERNEĞİ TEMSİLCİSİ ESER AYGÜL - Bizim şu ana kadar anlattıklarımızsa bu dernek olarak neler yaptığınızı ve şuna kadar bu alana dair…

  • ALTERNATİF BİLİŞİM DERNEĞİ TEMSİLCİSİ ALİ RIZA KELEŞ – O dosyada ben göstereyim mi size?

  • OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Sadece o iki maddeyi ortaya koysaydınız onun üzerinde tartışsaydık. Şimdi bakın o iki maddenin önemini ne kadar kaybettiniz. Sizin amaçlarınızdan bize ne kardeşim?

  • AHMET İYİMAYA (Ankara) - Peki çok sağolun Oktaycım.

  • OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Espri olsun diye söyledim.

  • AHMET İYİMAYA (Ankara) - Söyleyeceğiniz bir şey var herhâlde?

  • ALTERNATİF BİLİŞİM DERNEĞİ TEMSİLCİSİ ESER AYGÜL – Şimdi normalde zaten aslında yapmaya çalıştığımız bu. İlk iki maddemizi verdik aynı zamanda biz geçen seneden itibaren bu konuya dair çalışmalar yürüttüğümüzde ve bunun arka planında bunların olduğunu Anayasa’da yer almalı çünkü diye arkasından kullanıcı hakları bildirgemizi aktardı Sayın Başkanımız sizlere. Dolayısıyla biz aslında gerekçelerini de sunmuş olduk, amacımız da buydu yani temelde aslında size sunduğumuz iki maddemiz var. Bunun altyapısı, arka planı bu demek istiyoruz sadece.

  • AHMET İYİMAYA (Ankara) - Valla Oktay’cığım sen çok cömertsin, iki madde falan diyorsun. Keşke bir maddeye ayırabilsek yani.

  • OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) - Ben iki madde, o ikisini birleştiririz bir madde hâline gelir. Belki daha ek bilgi… Çünkü bu sahada çok fazla çalışan böylesine kurum yok. Onun için de çok önemlisiniz yani.

  • ALTERNATİF BİLİŞİM DERNEĞİ TEMSİLCİSİ ALİ RIZA KELEŞ – Teşekkür ederiz sağ olun.

  • AHMET İYİMAYA (Ankara) - Teşekkürler gençler çok gerçekten arkadaşların da ifade ettiği gibi yabancısı olduğumuz bir konu ama önemini kavrıyoruz aşağı yukarı.

  • OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) - İnsan hayatıyla birebir ilişkili yani yeri geliyor insanın kafasına kurşun sıkıyorsunuz. Sadece kendinize tanınan haklar olarak bakmayın başkalarının haklarını ne ölçüde gasp ettiğinizi de bir ortaya koyun, değil mi? Şahsınızı kastetmiyorum yani bu işi kullananların hele hele ahlak dışı bir sahayı kendisine yakıştırdığı vakit işin boyutlarının…

  • ATİLLA KART (Konya) - Kamu yetkisi…

  • OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) - Tabii tabii yani insanları çaresiz bırakıyorsunuz çünkü sizin yazdığınızın silinmesi mümkün değil. Bütün bunları da içerisine alacak hem imkân hem sınırlama…

  • ALTERNATİF BİLİŞİM DERNEĞİ TEMSİLCİSİ ALİ RIZA KELEŞ – İstiyorsanız sadece size o belgeyi bırakayım, ben hepsini alayım.

  • AHMET İYİMAYA (Ankara) - Oktay Bey o konuya şey yaptı, ben de mesela bu anayasal düzenleme sırasında ağ tarafsızlığı ilkesi de çok önemli yani. Sonra özgürlük klasik olarak yazılabilir. Ben şunu merak ediyorum ağ tarafsızlığı, Atilla Bey’in dediği gibi, kamu otoritesinin şu anda tamamen TTNET mi diyorsunuz, kamu otoritesi tamamen hâkim durumda çünkü bu demokrasinin sıhhati ve saydamlığı bakımından çok önemli bir sorun.

  • Bir şey soracağım gençler: Bu internet hakkını -internet hakkı diyelim bir ona erişim hakkı demeyelim daha kapsamlı olur- düzenleyen bir anayasa var mı? Finlandiya bedelsiz yararlandı.

  • ALTERNATİF BİLİŞİM DERNEĞİ TEMSİLCİSİ ALİ RIZA KELEŞ – Finlandiya’da bir kanun var bunlarla ilgili.

  • AHMET İYİMAYA (Ankara) - Anayasa yok.

  • ALTERNATİF BİLİŞİM DERNEĞİ TEMSİLCİSİ ALİ RIZA KELEŞ - Anayasa yok.

  • AHMET İYİMAYA (Ankara) - İletişim özgürlüğü içerisinde düşünülüyor yani.

  • ALTERNATİF BİLİŞİM DERNEĞİ TEMSİLCİSİ ALİ RIZA KELEŞ - Evet.

  • OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) - Bu anayasaların hepsinde neresinden bakarsan geriye doğru gittiği vakit elli, altmış yıllık anayasalar. Bu saha daha yeni. Bizim de önümüzde işte böyle bir imkân var.

  • AHMET İYİMAYA (Ankara) - Hızlı davranması bakımından.

  • ALTERNATİF BİLİŞİM DERNEĞİ TEMSİLCİSİ ALİ RIZA KELEŞ - Kanun var bununla ilgili yani Finlandiya’da, çıkmış bir kanun var.

  • AHMET İYİMAYA (Ankara) - O zaman bu sizin düzenlediğinize baktım ben konuşurken, internet hakkı bakımından çok yetersiz, modelin üzerinde biraz çalışın. Sizin anlattıklarınıza göre yetersiz.

  • ALTERNATİF BİLİŞİM DERNEĞİ TEMSİLCİSİ ALİ RIZA KELEŞ - Bu bizim şeyden, maddelerden mi?

  • AHMET İYİMAYA (Ankara) - Tabii tabii çok iyi çalışmanız lazım.

  • Peki çok teşekkür ediyoruz. Çok sağ olun gençler.

  • Kamu otoritesi, regülasyon kurumu…

  • ALTERNATİF BİLİŞİM DERNEĞİ TEMSİLCİSİ ALİ RIZA KELEŞ - Regülasyon kurumu var ama o da şeffaf değil. Yani oradan da bilgi almak çok zor. Biz bu konuda mesela sivil toplum örgütlerinin kesinlikle müdahil olmasını istiyoruz yani işte onların denetleyici olması gerektiğini söylüyoruz.

  • AHMET İYİMAYA (Ankara) - Ben şahsen arkadaşlarımız anayasa cephesinden bakıyoruz. Ürettiğiniz anayasa normu veya norm önerisi noksan. Biraz çalışmak lazım.

  • ALTERNATİF BİLİŞİM DERNEĞİ TEMSİLCİSİ ALİ RIZA KELEŞ - Peki nasıl iletiriz size?

  • AHMET İYİMAYA (Ankara) - Tekrar gönderebilirsiniz.

  • OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) - Çok önemli, biz sizi çok ciddiye alıyoruz.

  • AHMET İYİMAYA (Ankara) - Birkaç anayasacıyı alın aranıza, hukukçu değil. Önemli ve yetersiz.



  • AHMET İYİMAYA (Ankara) – Hoş geldiniz. Saygılar sunuyoruz.

  • HAYVAN HAKLARI İÇİN BİRLEŞİM HAREKETİ TEMSİLCİSİ MEHTAP ÖZER - Hoş bulduk efendim, çok teşekkür ederiz, sağ olunuz.

  • AHMET İYİMAYA (Ankara) – Anayasa Uzlaşma 3 No.lu alt komisyon olarak sizleri hayvan hakları alanındaki anayasal yansımalar sorununda dinlemek istiyoruz. Yararlı olacağınızı düşünüyoruz. Talepleriniz anayasa havuzuna akacak, buradan da inşallah en az insan kadar değerli olan hayvanlarımız için haklar üretilebilir.

  • HAYVAN HAKLARI İÇİN BİRLEŞİM HAREKETİ TEMSİLCİSİ MEHTAP ÖZER - Aynı zamanda toplumsal bir sorun olan.

  • AHMET İYİMAYA (Ankara) – Tabii. İnsanlarımız kadar birey eksenli bir yaklaşım.

  • Bizim alt komisyonumuz Cumhuriyet Halk Partisinden Atilla Kart Bey, Milliyetçi Hareket Partisinden Oktay Öztürk Bey, Adalet ve Kalkınma Partisinden Ahmet İyimaya, Barış ve Demokrasi Partisinden Altan Bey, şu anda teşrif edemedi, teşekkür ediyor.

  • Açıklamalarınız irade beyanı olarak anayasa havuzuna akacak ve orada gizli kalacaktır. Yazım aşamasında en derin şekilde yararlanacağız.

  • Şimdi sizleri dinliyoruz, kırk dakika beyan süresi. Son on dakikayı arkadaşlarımıza ayırırsanız muhtemelen ilave bilgiler isteyebilirler, açıklamalar isteyebilirler.

  • Buyurun.

  • HAYVAN HAKLARI İÇİN BİRLEŞİM HAREKETİ TEMSİLCİSİ MEHTAP ÖZER – Bize bu fırsatı verdiğiniz için öncelikle çok teşekkür ediyoruz ve zamanımızı iyi kullanmak açısından dokümantasyonumuzdan okuma yapacağız ancak girizgâhımıza bir dilekle başlamak istiyoruz. İnşallah topraklarımızda yapılmış, gelmiş geçmiş en özgürlükçü hakların en çok teslim edildiği anayasanın sizlerin elinden çıkmasını diliyoruz.

  • Yüce Meclisimizin Anayasa Uzlaşma Komisyonu üyelerine, Hayvan Hakları İçin Birleşim Hareketini önce tanıtmak isteriz, biz kimiz?

  • HAYİHAK iki yıl kadar önce tüm hayvan hakları mecrasını bir şemsiye altında toplama ve hayvan yaşamsalı networkü oluşturma hedefi ile kurulmuştur. Bu yapı dernek veya vakıf değildir. Para veya bağış toplamaz. Her sokağa bir gönüllü esasından hareketle memleketin en ücra köşesinde sorun yaşayan hayvanlarına anında ve sahada müdahale etmeyi hedefler. Örgütlenme gücünü tamamen sosyal paylaşım ağlarından alan bir birleşim hareketidir.



  • HAYİHAK, seferberlik ve imece yöntemi ile çalışan bir oluşumdur. Devletimizin ilgili organları ve yerel idarelerle birlikte çalışmaktadır. Ana hedeflerimizden biri yerel idarelerin uygulama yöntemlerinin ve standartlarının yükseltilmesini sağlamaktır. Oluşumumuz giderek büyüyen hayvan yaşamsalı zafiyetlerini kurumlarla omuz omuza çözmeye çaba sarf eden yapıcı, aktif bir harekettir.

  • Bu işin ancak devlet, yerel yönetimler ve gönüllü iş birliğinde hâlli yönüne girebileceğini öngören yapımız bu anlamda kısırlaştırma, rehabilitasyon, sahiplendirme, sokaklarda sefil durumda görülen hayvanların yaşamını stabil hâle getirme, yaralı ve kaza geçirenlere tedavi imkânı ulaştırma, illegal itlaflarda ihbar ve yasal işlemlerin başlatılması ve takibi, barınakların stabil halde tutulması, orman ve sokak beslemeleri ve daha bir çok parametrede emek yoğun olarak da destek vermeye çalışmaktadır.

  • Niçin Anayasa Komisyonundayız? Genel manada yeni anayasanın neden yapıldığı ve hangi noktada olduğu gerçeğinin tam olarak algılanmadığını fark ettik. Mecramızda mücadele veren fertlerimizin ve gruplarımızın can kurtarma telaşı büyük resmi görmede zorluklara neden olmaktadır. Ardı arkası kesilmeyen bu büyük ve çetrefilli hayvan sorunsalı ile sürekli mesai harcamak zorunda kaldığımızdan örgütlü bir girişimde bulunmakta atalet yaşanmıştır. Ormanlara terk edilen, sokaklara atılan, yaralı ve düşkün hayvanları koruma telaşıyla haklı olarak daha çok kanun ve yönetmelikleri düzeltmeye odaklanılmıştır. Oysaki insan haklarında olduğu kadar hayvan haklarında da anayasal bir taban hayati önem taşımaktadır. Hayvan yaşamsalı genel olarak ülkemizde göz ardı edilen, problemleri giderek günden güne dağ gibi büyüyen, bu büyük problemler ile hayvanlarla birlikte hayvan hakları savunucularını da içinde sürükleyen aynı zamanda toplumsal büyük bir sorundur. Bu sorunları yüce Meclisimizin uzlaşma komisyonu ile el ele anayasal tabanda çözebilmek ümidiyle burada bulunmaktayız.

  • Biz neler istiyoruz? Giderek kentleşen, dünyaya her yönüyle entegre olan, 2023 hedefine koşar adımlarla ilerleyen Türkiye’mizde, sokak hayvanlarının sefaletini, düşkünlüğünü göz ardı etmek, gizlemek, içinde bulunduğumuz iletişim çağında giderek mümkün olmaz hâle gelecektir. Böylesine geniş katılımlı bir anayasa yapım süreci içinde iken hayvanlarımızı görmezden gelmek olası değildir. Yaptığımız araştırmalara göre Avrupa Birliği ülkeleri içinde hayvan haklarını anayasasına dâhil eden ve devletin koruması altında olduğunu zikreden tek ülke Almanya'dır. Anayasal düzenimizi her fırsatta eleştiren fakat hayvan haklarını kendi anayasalarında yok sayan pek çok ülkeye ders verir nitelikte bir hayvan hakları maddesi anayasamızı hak ettiği şekilde güçlendirecektir. Türkiye'de yaşam hakkının kutsallığının tüm boyutlarıyla algılandığını herkese hatırlatacaktır. Kaldı ki biz, bu topraklarda binlerce yıldır yasa yapılmasına, uygulanmasına alışkın kültürlerin evlatlarıyız. Dünyanın ilk tüketici kanunu olduğu literatürde kabul gören 1502 tarihli Sultan II. Bayezid'in Kanunnamesi günümüz pek çok kanun maddesinde geçmeyen hayvan hakları olgularını içerir. Öyle maddeleri vardır ki hayvanların ayağına vurulan nalın niteliğinden, taşıdığı yükün ağırlığına kadar tanımlar getirir. Çağının yüzyıllarca ilerisindeki bu kanunla övünmenin ötesine geçip yeni anayasamızla birlikte daha da ileriye götürme şansı elimizdedir.

  • İyi niyetle yapılmış olsa da bugün 5199 ve benzeri kanunlarla ve dahi onlara bağlı olarak çalışan yönetmeliklerle hayvanlarımızın yaşam hakkını savunmak, kollamak mümkün olmamaktadır. Daha da önemlisi kentleşme oranı gittikçe artan ülkemizde, sokak hayvanlarımızın sefaleti hedeflenen 2023 vizyonundan çok çok gerilerde kalmaktadır. Bu olumsuzluk pek çok sosyal sorunu da beraberinde getirmektedir. Her türlü yaşam hakkına saygı duyan nesillerin yetişmesi hedefimize ters orantılı olarak sokağımızda birlikte yaşadığımız hayvanlarımızın içinde bulunduğu sefalet toplum huzurunu ve psikolojisini bozacak noktaya gelmiştir. Şehirlerimizin göbeğinde dövülen, yakılan, ateşli silahlarla vurulan, tecavüz edilen hayvan vakaları göz ardı edilemeyecek kadar artmıştır. Size sunduğumuz ekteki Prof. Dr. Sevil Atasoy'un raporunda, bunun patolojik sorun olmanın ötesinde ne denli ciddi bir toplumsal soruna dönüştüğü kaynakları ile bilimsel olarak anlatılmıştır.

  • Komisyonumuzdan beklentimiz bu zamana kadar zafiyetleri yok sayıp halının altına süpüren zihniyetin ötesine geçip temel haklar ve ödevler arasına hayvan haklarını da dahil etmektir. Kümülatif olarak tüm hayvan eziyetlerini kabahatler kavramıyla beraber anılmaktan kurtarıp suç kapsamına almak anayasamızı benzersiz kılacaktır. Her türlü yaşam hakkına tecavüzün suç sayılacağı bir Türkiye ve anayasası hepimizin övüncü olacaktır. Komisyonumuza sunduğumuz kısa metin temelde bunu önermektedir. Aynı zamanda yerel idarelerin bu sorunun çözümünde etkin bir rol almalarını da sağlamaya yöneliktir.

  • Sizlere konuyu paylaştığımız birçok oluşum üyemiz ve bağımsız hayvan hakları savunucuları tarafından da daha önceden e-posta olarak yollanan Komisyonunuza sunduğumuz metin aşağıdaki gibidir:

  • “İKİNCİ KISIM

  • Temel Haklar ve Ödevler

  • BİRİNCİ BÖLÜM

  • Genel Hükümler

  • XX - Hayvan Hakları

  • MADDE: XX - Yabanıl, evcil ve sokak hayvanlarının yaşam hakları koruma altındadır ve kanunlarla düzenlenir. Hakları ihlal, öldürme, tecavüz, ruhsal veya fiziksel eziyet suç kapsamındadır. Sokak hayvanlarının sağlık, üreme denetimi ve yaşam haklarının gözetilmesi mahalli idarelerin sorumluluğundadır.”

  • Sunduğumuz metnin kabulünü ve anayasal hak ve ödevler bölümünde maddeleşmesini arzu ederiz.

  • Çok teşekkür ederiz efendim.

  • AHMET İYİMAYA (Ankara) - Çok sağ olun, çok teşekkür ediyorum.

  • Diğer arkadaşlarımızdan…

  • HAYVAN HAKLARI İÇİN BİRLEŞİM HAREKETİ TEMSİLCİSİ MEHTAP ÖZER – Efendim öncelikle Prof. Dr. Sevil Atasoy’un sunduğu bilimsel argümanın tarafınızdan incelenmesini çok rica ederiz. Burada görülür ki hayvanlara uygulanan eziyet, hayvanlara edilen zulüm, şiddet aynı zamanda potansiyel olarak çok yakın bir gelecekte topluma uygulanan şiddetle son buluyor. Burada görülen raporda seri katillerin evvelce canlılara, sokak hayvanlarına yaptığı eziyetlerle alıştırma yaptığını daha sonra güçsüz durumdaki uygulama yapabileceği insanlara yöneldiği açık seçik yazılıyor. Bir maddede de hapse düşmüş, yargılanmış insanların hayvanlarla rehabilitasyonu söz konusu. Burada birçok mahkûmun hayvanları yetiştirmesini serbest bırakıyorlar. Hayvanları rehabilite ederken aslında bir yandan da kendileri rehabilite ediliyor ve bilahare hiç suç işlemedikleri fark ediliyor. Daha sonra mahkûm olmaktan kurtulduklarında, cezalarını çektiklerinde, bittiğinde, sona erdiğinde veterinerler yanında sağlık hizmetlisi ve hasta bakıcı olarak çalıştıkları fark ediliyor. Bunlar çok önemli toplumsal sorunlardır. Aslında yalnızca hayvan hakları ya da doğadaki bir canlı unsuru olarak, bir yaşam formu olarak düşünülmemesi gerekiyor bu konunun efendim.

  • AHMET İYİMAYA (Ankara) - Çok teşekkür ederiz.

  • Teşekkür ediyorum arkadaşlar, çok sağ olun, geldiniz, bizimle paylaştınız.

  • Söz almak isteyen arkadaşlarımız?

  • Buyurun.

  • HAYVAN HAKLARI İÇİN BİRLEŞİM HAREKETİ TEMSİLCİSİ MEDAR ÇOBAN – Öncelikle kabulümüz için teşekkürler ederiz, çalışmalarınızda da kolaylıklar dileriz.

  • Ben Ankara’da yerel hayvan koruma görevlisi ve il hayvan koordinasyon kurulu üyesiyim aynı zamanda. Sahada karşılaştığımız vakalar ne yazık ki bizi çok ciddi bir toplumsal problemle karşı karşıya getirmiştir. Sahaya indiğimde gördüğüm manzara şudur: Çocuklarımız ve gençlerimizde gittikçe artan bir şiddet ve suç eğilimi vardır. Bunu tabii ki tetikleyen çeşitli unsurlar vardır. Ancak çocuklar bu şiddet ve suç eğilimlerini, isteklerini canlıların en zayıf halkası gördüğü, en aciz ve korumasız gördüğü hayvanlar üzerinde uygulamaktadırlar. Özellikle dört yaş ve on sekiz yaş arası gençler üzerinde yaptığım araştırmada -bir sosyal politika uzmanıyım aynı zamanda- bu araştırmalar sonucunda şu gerçeği gördüm: Tecavüz bir ritüel ve gelenek olarak çocuklara öğretilmiştir. Hayvana tecavüz kültürüyle yetiştirilmiştir çocuklarımız ve bunun çok doğal olduğunu vurgulamaktadırlar. Özellikle kırsal alanda “Genelev mi var, biz tabii ki hayvanlar üzerinde bunu tatmin edeceğiz.” yetişkin kültürü dört yaşındaki çocuğa da aşılanmış durumdadır. Bu ritüeli ve bu kültürü biz anayasanın tabanında değiştirilmesini istirham ediyoruz.

  • Yine hayvanın aşağılanması, değer verilmemesi, hakaretlerde havyan adının kullanılması, hayvanlara her türlü şiddet gösterilmesi ve öldürülmesi de yine dedelerden, atalardan günümüze kalan bir miras olarak algılanmaktadır. Özellikle horoz dövüşçülerinin, köpek dövüşçülerinin, deve güreştirenlerle yaptığımız mülakatlarda “Siz istediğiniz kadar savcıya, polise bizi verin, hukuk devleti bize bir şey yapamaz, bu bir ata sporudur, dede sporudur.” denilmektedir. Oysa Sultan Beyazid’in gösterdiği ve koyduğu tüketici hakları kanununda bunun hiç de ata ve dede sporu olmadığı ortadadır.

  • Biz çocuklarımızda şunu da çok acıyla gördük: Kızana gelmiş dişi köpekleri boyunlarından bağlayarak kapalı inşaat alanlarında taciz etmişler, suçüstü yaptığımız görüşmelerde de bize “Biz sadece deniyorduk artı bizim sapık emmilerimiz ve sapık ağabeylerimiz var, biz bu köpekleri onlara para karşılığı satıyoruz.” dediler. Diyen çocuk altı yaşındaydı, yanında sekiz yaşında ağabeyi vardı. Ben dönüp ağabeyine “O sapık emmiler, sapık ağabeyler sizi uyuşturucu gibi, sigara gibi, alkol gibi, internet oynamak gibi kötü alışkanlıklar edindiriyorlar, paraya alıştırıyorlar, yarın bir gün senin sekiz yaşında veyahut altı yaşındaki kardeşinin karşılığında sana elli ya da yüz lira verse, sen bu sapık ağabey ve emmilere bu köpekleri satacak mısın?” dediğimde “Çok para, o çok para, hiç o kadar para görmedim.” deme cüreti bile gösterilmiştir. Sapık emmiler ve ağabeylerin de bu çocukları suç potansiyeli olarak kendilere alet ettikleri, maşa olarak kullandıkları bir gerçektir. Dolayısıyla biz millî eğitim müdürlükleri, emniyet müdürlükleri ve Diyanet kanalıyla bu çocuklarımızın ve gençlerimizin yeniden şekillendirilmesini istirham ediyoruz. Bu ülkenin geleceği bağışlanan bayramlarda çocuklara ve gençlere emanet edildiyse anayasanın tabanında da bu şekillenmenin hayvanlar kapsamında da yer alması zorunluluğu doğmuştur çünkü bugün hayvan hakları diye baktığımız bir olay gelecekte potansiyel katillerin, cinsî sapıkların ve psikopatların yetiştirilmesine vesile olacaktır çünkü bilim adamları da şunu ortaya koymuştur ki: Zoofili ve pedofili birbirini takip eden tecavüz hastalıklarıdır ve hayvanla insan öldürme arasında da kıl payı kadar bir fark vardır. Bugün zayıfı, güçsüzü öldüren, tatmin olup kendini daha güçlü hissetmek, daha önemli ve değerli hissetmek için kendinden daha güçlü ve değerli, önemli olan insana tecavüz, öldürme ya da şiddet unsuruna yönelmektedir. Bu çok ciddi bir toplumsal vakadır. Ülkemizin geleceğini yanlış şekillendireceğimiz çocuklarımıza ve gençlerimize emanet edemeyiz. Biz yetişkinler de geçmişte olduğu gibi hayvanı hiçe sayan, hayvana her türlü kötü muameleyi hak gören ritüeli ve kültürü silmesi, yepyeni bir anlayışla “Yaradılanı severiz Yaradan’dan ötürü.” anlayışıyla, evrensel boyuttaki hayvan hakları anlayışıyla çocuklarımıza rol model olmalıyız, bu kültürü çocuklarımıza bizler aşılamalıyız. Bireysel olarak aileler bunu yapacaktır ama esas olan merkezî yönetim ve yerel yönetimlerin bu konuya el atmasıdır. Anayasa tabanında, bize, bu ülke geleceğini kurtaracak çocuklarımıza ve gençlerimize de bu şansın verileceğini düşünüyoruz.

  • Saygılarımı sunarım.

  • AHMET İYİMAYA (Ankara) – Harika Hanım, buyurun.

  • HAYVAN HAKLARI İÇİN BİRLEŞİM HAREKETİ TEMSİLCİSİ HARİKA ÖZKAN - Çok teşekkür ediyorum.

  • Ben Bandırma Kent Konseyi Kadın Meclisi Hayvan Hakları Komisyonu Başkanıyım, aynı zamanda yerel hayvan koruma görevlisiyim, Erdek, Bandırma barınak gönüllüsüyüm, her iki barınağında, Arkadaşım Zeynep Hanım’la birlikte, Hayvan Hakları İçin Birleşim Hareketi Bandırma temsilciyim, yani bütün sosyal aktivitelerim hayvanlar üzerine yoğunlaşmış durumda ve de yoğunlaşmak zorundayız çünkü o kadar çok sorun var ki. Şu anki, hâlihazırdaki yasa kesinlikle çok güdük kalmakta ve hayvanların haklarını hiçbir şekilde, hiçbir anlamda korumamakta.

  • Öncelikle şu anki kanunlar nezdinde işkence ve suç kabahat olarak… Kabahat istemeden yapılan bir şeydir, özür dilenir, geçer ya da telafisi mümkündür. Ancak, bir hayvana tecavüzle veya bir hayvana arabayla çarpıp kaçmakla alakası yoktur, büyük bir suç olarak bunun biz geçmesini, nasıl ki, insana bu yapılınca suç oluyorsa aynı şekilde. Ayrıca, sahipli hayvanlar mal olarak geçiyor Kanun’da ve bir kişi sahipli hayvana zarar verdiği zaman bir eşyasına zarar vermiş gibi yargılanıyor, o da şikâyetçi olunursa.

  • HAYVAN HAKLARI İÇİN BİRLEŞİM HAREKETİ TEMSİLCİSİ MEHTAP ÖZER – Yaşam haklarına kesinlikle saygısızlık bu.

  • HAYVAN HAKLARI İÇİN BİRLEŞİM HAREKETİ TEMSİLCİSİ HARİKA ÖZKAN – Evet, yaşam hakkını korumuyor. Şu anki Yasa’mız maalesef korumaktan aciz durumda. Bunun getirdiği sorunları yoğunlukla yaşıyoruz.

  • Yerel yönetimler bu konuda zorlanmalı diye düşünüyoruz yani Arkadaşımız Mehtap Hanım’ın dediği gibi yeni anayasada hayvan hakları anayasal zeminde korunduğu takdirde diğer kanun maddeleri de buna göre düzenleneceği için olay kökten çözümlenmiş olacak diye düşünüyoruz.

  • Çok teşekkür ediyorum.

  • HAYVAN HAKLARI İÇİN BİRLEŞİM HAREKETİ TEMSİLCİSİ MEHTAP ÖZER – Sayın Vekilim, eklemek istediğim bir şey var: Bizim sosyal paylaşım ağlarında Anayasa Uzlaşma Komisyonumuza gönderdiğimiz ilk mail şudur: “Sayın Meclis Başkanımız ve değerli uzlaşma komisyonu üyeleri,

  • Yeni oluşturulacak anayasamızda şimdiye kadar 82 Anayasası’nda yok sayılan hayvan hakları olgusunun başlı başına bir madde olarak geçmesini, tanımlanmasını arz ve talep ederiz.”

    Yüklə 4,73 Mb.

    Dostları ilə paylaş:
  • 1   ...   64   65   66   67   68   69   70   71   72




    Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
    rəhbərliyinə müraciət

    gir | qeydiyyatdan keç
        Ana səhifə


    yükləyin