bölgesinin altyapısının birlikte planlanması, kanalizasyon ve çöp arıtma tesislerine kadar. Bunlar çok objektif şeyler. Hani, bizde bölünme kaygısı… Bence ben de -biz de ülkenin bütünlüğünden yanayız hiç kuşkusuz ama- onun o anlamda kullanılmadığını vurgulamak isterim.
Sevgili Başkan, sağ olun, raporumuz hakkında -diğer üyelere de teşekkür ederiz tabii- olumlu sözleriniz için.
Burada önemli bir noktaya değindiniz, yorum konusuna. Bu yorum konusunu biz de özeleştiri yaparak dikkate alıyoruz. Biz ihmal ettik yorum konusunu, yasama organı Anayasa’yı uygularken ihmal ediyor, Anayasa Mahkemesi Anayasa denetlerken ihmal ediyor ve o nedenle burada şu vurguyu yaptık, ilk bölümümüz ona özgü.
Evet, yeni bir anayasa yazabilirsiniz, ama yeni anayasal düzeni kurmak zor, yani anayasayı yazdıktan sonra. O bakımdan, anayasaya giden yolla ortaya çıkan metni birlikte düşünelim ki ondan sonraki aşama hakkında bilgimiz olsun diye. Bu bakımdan, onu da önemsiyoruz.
Model konusunda, sağ olun, bu önerinizi biz arkadaşlarla paylaşacağız, tabii ki yapabilirsek bizim için de bir onur olur.
Çok çok teşekkürler. Sağ olun.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Çok sağ olun.
Kapanma Saati: 12.48
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.02
-----0----
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Hepinizi hoş geldiniz.
Burada görüşlerinizi size ayrılan zaman süresi içerisinde serbestçe ifade edeceksiniz. Bu konuşmalarınız kayda alınıyor, dijital kayıt olduğu için. Tek kişi de kullanabilirsiniz süreyi, iki kişi de kullanabilirsiniz ama sonunda bir beş dakika en azından, soru sorma zamanı bırakmanızı rica ediyorum.
Cumhuriyet Halk Partisinden Atilla Kart Bey kardeşimiz, Milliyetçi Hareket Partisinden Faruk Bal kardeşimiz, Barış ve Demokrasi Partisinden Altan Tan arkadaşımız, ben Adalet ve Kalkınma Partisinden Ahmet İyimaya. Sizleri dinliyoruz.
Buyursunlar.
KAGİDER GENEL BAŞKANI GÜLTAN TÜRKTAN – Öncelikle, komisyonunuza başarılar diliyoruz tüm derneğim üyeleri ve ülkemiz adına çok önemli bir görevi üstlenmiş durumdasınız. Biz bu anayasanın yeniden yazılmasını son derece önemsiyoruz ve çok başarılı bir sonuç getirmesini diliyoruz.
KAGİDER, bundan on yıl önce kurulmuş kadın girişimcilerden oluşan bir dernek ve kadın girişimcilerimizin Türkiye çapında sorunlarını ortaya koymak, birbirleriyle tanışmalarını ve işlerini geliştirmelerini sağlamak ve onun dışında da yeni kadın girişimci yetiştirmek, kadın girişimciliğini artırmak için kurulmuş bir dernek. Bu müesseseye bakınca, yasamadan hiç uzaklaşamayacağımızı anladık. Çünkü yasa koymak birtakım imkânların önünü açıyor. Kadının çalışma hayatında daha fazla yer almasına neden olabiliyor. Kadının özgürlükleriyle ilgili konularda, son çıkan şiddet yasası gibi konular da son derece önemli oluyor. Onun için, yasama organı, Parlamento, Hükûmet, bizim için son derece önemli bir yer olduğunu anlayarak, bu konuda çalışmalarımızı yapıyoruz. Bu bağlamda bir anayasa çalışma grubu oluşturduk, bir anayasa komisyonu oluşturduk. Bu oluşturduğumuz anayasa komisyonunda şuna dikkat ettik ki arkadaşların görüşlerini yeniden derlemeyelim, olduğu gibi verelim. Parlamentoda olduğu gibi, takdir edersiniz, bizim üyelerimiz de çok değişik partilere bağlı arkadaşlar. Kendi görüşleri var, bazen farklı görüşler olabiliyor. Komisyon çalışmalarımız sırasında da buna rastladık fakat farklı görüşleri, son derece başarılı bir şekilde farklılıklarını ifade ederek bir araya getirmeyi başardık. On altı sayfalık bir metnimiz var size sunduğumuz. O metinde, tüm üyelerimizin “Nasıl bir anayasa olmalı? Anayasada neler yer almalı?” görüşlerini teker teker ifade ediyoruz.
Ben, müsaade ederseniz, sözü arkadaşlarıma bırakayım ve kapanış konuşması yapmak üzere tekrar alırım.
Teşekkür ederim.
KAGİDER YÖNETİM KURULU ÜYESİ ŞULE YÜKSEL – Bu ülkenin bir vatandaşıyım, bir girişimciyim, bir işverenim. Dolayısıyla, diğer arkadaşlarımla birlikte, cumhuriyet tarihinde ilk defa vatandaşa sorulduğu zaman “Nasıl bir ülke istiyorsunuz ve nasıl bir anayasanız olsun” biz kendi adımıza açıkçası heyecanlandık ve bunu çok ciddiye aldık ve kendimizi de ciddiye aldık. Şu opsiyonumuz saklı: Bizi hiç dinlemeyebilirsiniz ve hiç dikkate almayabilirsiniz, ama biz bir vatandaş olarak eğer bu sürecin bir parçası olmasaydık kendimizi kötü hissedecektik ve eksik hissedecektik. O yüzden bugün bu fırsat için hakikaten çok teşekkür ediyoruz.
Ben bu bakış açısının altını çizerek metodolojiden bahsetmek istiyorum. Her bir üyemizin fikirlerinin mutlaka, yani bağımsız olan fikirlerinin mutlaka yer alacağı ve analiz etmeden, maniple etmeden, özetlemeden bir sunum hazırladık size. Bunun için şöyle bir yöntem izledik: Öncelikle, üyelerimize bu konuda bir çalışma yaptığımıza dair bir duyuru yaptık, KAGİDER içinde bir anayasa komisyonu kurduk, yaklaşık 20 üyemiz bunda aktif görev aldı. Sürecin bir bölümünde bir arama konferansı düzenledik. Konunun uzmanları Türkiye’deki anayasal süreçleri bizimle paylaştılar. Üzerine, biz de, nasıl bir ülkede yaşamak istiyoruz ve anayasaya dair beklentilerimiz nedir, tek tek söz alarak beyanlarımızı belirttik, bunları analiz ettik, listeledik. Bunun üzerine, yine bir araştırma şirketi, bu konularda çalışma yapan bir araştırma şirketi bize sponsor oldu, yine üyelerimizle –çünkü arama konferansına herkes katılamamıştı- daha yüksek bir katılımla anayasa ve devlet modelleriyle ilgili beklentilerini içeren bir araştırma yaptık. Bu araştırmadan ortaya çıkan ve arama konferansından ortaya çıkan sonuçları listeledik, birbirini tekrarlayanları eledik ama tek bir görüş de olsa o yönde onun o raporda yer almasına dikkat ettik. Şu an önünüzde olan raporda, temelde üyelerimizin birbirinden farklılaşan görüşleri var. “KAGİDER görüşü” diye de özet bir bölüm yaptık. Tabii ki, sizi, tüm görüşlere de boğmamak adına. KAGİDER görüşü de, özellikle anket çalışmasından sonra, yaklaşık yüzde 70 ve üzeri öne çıkan ve ağırlıklı olarak yoğunlaşılan görüşleri de KAGİDER görüşü olarak söyleyebileceğimizi düşündük. Bunları sekiz temel başlıkta ilerledik. Bizim her konuda bir fikrimiz belki yok, bunun uzman bir rapor olmamasına, bir sivil yaklaşım olmasına dikkat ettik. Bize göre anlamlı bulduğumuz konu başlıklarını da sekiz madde altında topladık ve KAGİDER görüşlerini de o maddelerin altına sınıfladık. Şimdi, bu konuda hem süreçte bize Başkanlık eden hem daha donanımlı olduğuna inandığımız bir üyemiz var, Meltem Gürler de size yaptığımız özet çalışmayı ve o sekiz başlığı anlatacak.
Teşekkür ediyorum.
KAGİDER ÜYESİ MELTEM GÜRLER – Çok teşekkür ediyorum Sevgili Şule, öncelikle estağfurullah, bu konuda daha yetkin değilim ama bu komisyonun karşısında kişisel olarak ikinci kez yer alıyorum. Daha önce yeni anayasa platformu adına da buraya gelen heyetin içindeydim. KAGİDER’de de böyle bir çalışmaya karar verdiğimizde de Sevgili Hatice arkadaşımla beraber bunun sorumluluğunu üstlendim. Biraz yeni anayasa platformunun modelinden esinlendik ve oradaki modelde olduğu gibi bireylerin kendi görüşlerinin maksimumda ifade edebilecekleri ortamları sağlayarak ve daha sonrasında da –Şule’nin çok iyi ifade ettiği gibi- mümkün olduğunca dokunmadan, bunları sonuçlara yansıtmaya çalıştık. Bize bu süreçte destek veren araştırma şirketinin adını vermekte hiçbir sakınca görmüyoruz, tam tersine mümkünse faydalanın onlardan, KONDA bize müthiş destek verdi ve ellerinde çok ciddi bir know-how birikti bu konuda, YA-PA da destek verdi çünkü daha önce ve belki de onların bu sürece daha farklı bir bakış açısıyla katkıları olabilir.
Şule’nin söylediği gibi biz bu sekiz başlığı bütün çalışmalarımızı toparlamak için uygun bulduk ve benimsedik.
Başlıklardan ilki yöntemle ilgili ve en az ona dair bir şeyler söyleyeceğiz, çünkü zaten siz bizim önerdiğimiz yöntemi şu anda hayata geçirmektesiniz. Tüm KAGİDER üyeleri anayasa gibi temel bir mutabakat metninde halkın görüşlerine önem verilmesini ve mutlaka halkın görüşlerinin alınmasını önemle talep etmekte, istemekte. Şu anda bu süreç neyse ki işliyor zaten ama çok zorlu bir süreç önümüzdeki günlerde sizi bekliyor. Uzlaşma komisyonunun asıl işi, herhâlde bu dinlemeler sonrasında başlayacak. Umuyoruz, gerçekten uzlaşabileceğiniz bir zemini yaratabilirsiniz. Biz bu sürecin de takipçisi olacağız. Ama daha önemli bir şey daha var; siz bu uzlaştığınız metni ortaya çıkardığınızda da yeniden halkın, sivil toplumun görüşlerini açabilmenizi istiyoruz, açmanızı talep ediyoruz ki ortaya çıkan metin konusunda da söyleyecek sözlerimiz varsa yine ifade edebilme şansımız olsun bu süreçte üyelerimizin, bizim üyelerimizin örneğin, çok net biçimde ortaya koydukları temel bir kaygıydı bu. Biz burada söylüyoruz ama kim bilir ne olacak? İşte ne olduğunu görebilmek istiyoruz. Bizim burada anlattıklarımızın, hazırladıklarımızın o taslağa yansıyıp yansımadığından emin olmak istiyoruz. Dolayısıyla, bu fazda da, bizi, yine, karşınızda görmenizi arzu ediyoruz.
Bu, yöntemle ilgili, yapım, yazım ve yasalaştırma süreciyle ilgili önerimizdi.
Daha sonra “Yeni anayasanın temel yaklaşımı ne olmalı?” diye bir başlıkta çalışmamızı devam ettirdik.
Burada, çok soyut gibi algılanıyor belki ama üyelerimizin tamamının yeni anayasada herkesin eşit olması gerektiğine ilişkin temel yaklaşımları ve talepleri var. Etnik ya da başka farklılıkların eşitsizliğe neden olmamasını talep etmekteyiz. Değiştirilemez maddelere ilişkin kaygı öne çıksa da, bunun mevcut sistemin tümüyle korunmasına yönelik bir talep olmadığı, tam tersine özgürlüklerin korunması temelinde güvence isteği olduğu, verilen diğer yanıtlardan anlıyoruz. Yani bizim üyelerimiz eğer özgürlüklerle ilgili güvence tesis edilebiliyorsa, değiştirilemez maddelerde ısrarcı olmayacak. Ancak değiştirilemez maddeleri özgürlüklerle ilgili olarak bir güvence olarak gördüğü için bu maddelerle ilgili bazı taleplerde bulunuluyor.
Bizim üyelerimizin, ideolojisiz bir anayasa talebi son derece net bir şekilde ortaya çıkıyor. Bu, bizim de altını çizmek istediğimiz bir konu.
Bireyin temel alındığı bir anayasa talep ediyoruz, bireyin hak ve özgürlüklerinin her şeyin üstünde olduğu.
Bir başka boyutu da -yine temel yaklaşımın altına aldığımız- ekolojik bir anayasa talep ediyoruz. Doğanın hak sahibi bir özne olarak Anayasa’da yer alması gerektiğini ve çevreyle ilgili konuların, şu anda Anayasa’da da var, ama çok daha ehemmiyetle ve belirleyici olarak yer almasını talep ediyoruz.
Üçüncü boyut, anayasaya ilişkin söylediğimiz, devletin yapısı ve nitelikleriyle ilgili yani sistem ve ilkeler. KAGİDER olarak, burada devletin yurttaşı sınırlayıcı bir otorite değil yurttaş pratiğine destek veren bir yapı olması gerektiğini savunuyoruz, yani aslında biz yönetici devlet değil, destekleyen devlet istiyoruz. Yapısal bir sorun olduğunun da farkındayız. Dolayısıyla, bu değişiklik talebi aslında devletin yapısının yeniden ele alınması gerektiğine ilişkin bir talep.
Hesap veren şeffaf devlet talebimiz var, ama bunun yanı sıra kamu gücü kullanan hiçbir kurumun ve kişinin imtiyazlı olmaması gerektiği de özellikle söylüyoruz.
Yine devletin, hak ve özgürlüklerin etkili kullanılması bakımından sınırlayıcı yahut engelleyici değil, kolaylaştırıcı olmasını istiyoruz. Mesela, özellikle vurgulandığı için buraya ayrıntılı olarak almakta fayda gördük adil, hızlı ve etkin yargı talebi üyelerimiz arasında sıklıkla dile getirilen bir talep ve hatta Adalet Bakanlığı bütçesinin artırılması isteğine kadar detaylandırılmış bir talep bu.
Yine aynı başlık altında devam ediyoruz, Parlamentonun en yüksek karar organı olması gerektiğine ilişkin bir mutabakat var üyelerimiz arasında. Yasamanın işlevini yerine getirirken yargı engeliyle karşılaşmaması gerektiği düşünüyoruz ve özerk kuruluşları parlamentonun denetlemesi talep ediyoruz.
FARUK BAL (Konya) – Parlamento neyi denetlesin dediniz?
KAGİDER ÜYESİ MELTEM GÜRLER – Özerk kuruluşları Parlamento denetlesin diyoruz. Bankacılık Denetleme Kurulu gibi. Parlamento denetlesin bütün diğer özerk…
FARUK BAL (Konya) – Parlamentoda denetlesin…
KAGİDER ÜYESİ MELTEM GÜRLER – Hayır hayır Parlamento denetlesin, yani Parlamento her şeyin üzerinde olsun.
Ancak, bunu söylerken, öte yandan, bağımsız, tarafsız ve ideolojiden arınmış olması kaydıyla yargıyı hak ve özgürlüklerin uygulanmasında temel güvencelerden biri olarak da görmektedir. Burada kuvvetler ayrılığına ilişkin bir kaygısını dile getiriyor KAGİDER üyeleri. Herkesin ve her kurumun yargı önünde hesap verebilir olması gerektiğini de ayrıca vurguluyor.
Üyelerimiz, halkın seçim hakkının ve demokratik temsilinin eksiksiz sağlanacağı bir sistem kurulması ve sistemde siyasi partilerin rolünün etkin olması gerektiğini düşünmektedirler. Seçim barajının kalkmasını bu bağlamda talep ediyoruz ya da makul bir seviyeye inmesini. Yerel yönetimlerin güçlendirilmesini de belli açılardan -eğitim, sağlık gibi konularda- merkezî olmaktan yana ama ölçülü bir biçimde adem-i merkeziyetçi bir tavrı var KAGİDER üyelerinin.
Bir başka başlık, dördüncü başlığımız “Halkın Denetim Hakkı ve Yetkisi” bağlamında.
Şeffaflık ve devletin hesap verebilirliği KAGİDER üyelerinin en fazla gündeme getirdiği ve talep ettiği konuların başında geliyor.
Üstelik bizim şöyle bir talebimiz de var: Hesap vermenin sadece seçimlerde değil sürekli olması gerektiğini düşünüyoruz ve halkın memnun olmadığı siyasetçileri de değiştirebilme hakkı olması gerektiğini, yani geri çağırma müessesesinin de anayasada yer almasını arzu ediyoruz.
ATİLLA KART (Konya) – Dönem sonu beklenmeden yani.
KADİGER ÜYESİ MELTEM GÜRLER – Dönem sonu beklenmeden yeterli sayıda imzanın ilgili seçim bölgesinde toplanması suretiyle ve performansından memnun olunmayan siyasetçinin…
KAGİDER GENEL BAŞKANI GÜLTAN TÜRKTAN – Fiziki güce başvuran siyasetçinin…
KAGİDER ÜYESİ MELTEM GÜRLER – Onunla ilgili de söyleyeceklerimiz var hakikaten, en sonunda, gitmeden zamanımız olur inşallah.
… Ve en üst denetim mekanizması olarak da Meclisin devrede olmasını talep ediyoruz yine.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Millî Eğitim Komisyonuna atıf var sanki.
KAGİDER ÜYESİ MELTEM GÜRLER – Evet, çok üzücü hakikaten, çok üzücü.
Beşinci başlığımız “Özgürlükler ve Haklar” konusu.
Bireyin hak ve özgürlüklerinin sadece diğer bireylerin özgürlüğü ile sınırlanabileceğini, bunun dışında devletin görevinin bu özgürlüklerin teminat altına alınması olduğunu kuvvetle vurgulanmak istiyoruz.
Grup haklarından da yanayız KAGİDER olarak, ancak bireyin de o grup içindeki hakkının savunulmasını önemsiyoruz. Günün sonunda bireyin haklarını her şeyin üstünde tutuyoruz.
FARUK BAL (Konya) – Kolektif hak mı? Neye göre?
KAGİDER ÜYESİ MELTEM GÜRLER – Evet, anayasal statü içerisinde grup haklarının da tanınmasından yanayız.
FARUK BAL (Konya) – Yani, etnik ve inanç temeline dayalı grup hakkı mı?
ATİLLA KART (Konya) – Burada farklı bir temel var, onu biraz açar mısınız?
KAGİDER ÜYESİ MELTEM GÜRLER – Etnik ve dinsel, inançsal grup haklarının da tanınmasından yanayız. Ancak o grupların içerisinde bireyin haklarını zora sokan konular olursa şayet, orada bireyden yana tavır alınması gerektiğini düşünüyoruz. Bakınız terör cinayetleri gibi konular söz konusu olduğunda her ne kadar grubun tanımladığı töre ise de bireyin orada savunulması gerektiğini düşünüyoruz. Burada Kanada örneği var. Kanada da örnek alınabilir hakikaten, biz de çalışmalarımızda gördük ki Kanada bunu çözebilmiş.
FARUK BAL (Konya) – Quebec’ten bahsediyorsunuz.
KAGİDER ÜYESİ MELTEM GÜRLER – Evet, Quebec.
Biz tabii meslek örgütü değiliz ama biz bir girişimci örgütüz ve bizim de işveren kimliklerimizle farklı üyeliklerimiz var ama zorunlu üyelikler olmasını istemiyoruz. Bizi zorla birtakım yerlere üye yapmayın istiyoruz. Dolayısıyla, anayasal olarak zorunlu oda ve birliklerin kaldırılmasını ve bunların…
AHMET İYİMAYA (Ankara) – 135’i ona göre gözden geçiririz.
KAGİDER ÜYESİ MELTEM GÜRLER – Alternatif oda ve birlikler olsun, seçme hakkımız olabilsin istiyoruz.
KAGİDER GENEL BAŞKANI GÜLTAN TÜRKTAN – Renkli birlikler olsun istiyoruz.
KAGİDER ÜYESİ MELTEM GÜRLER – Devletin her durumda ve herkese, tüm tercihlere karşı tarafsız ve eşit uzaklıkta kalması özellikle talep ediyoruz.
Özgürlükler ve haklar yetmiyor, bizim bir de maddi eşitlik taleplerimiz var ayrıca, bir başka başlıkta inceleme ihtiyacı duyduk çünkü biz kadınlar olarak, KAGİDER üyeleri olarak, her ne kadar anayasa ve yasalarda şeklî olarak bir eşitlik mevcut olsa da maddi koşullar bakımından eşitlik sağlanıncaya kadar, belki geçici maddeler kanalıyla pozitif ayrımcılık yapılmasından yanayız.
Kadınların istihdama katılmalarının olanaklarının mutlaka yaratılmasını talep ediyoruz.
Söylediklerimizin bir kısmı anayasayla doğrudan ilgili olmayabilir, yasalarla çözülecek konuları da dile getiriyor olabiliriz ama biz bu teknik çalışmayı yapacak yetkinlikte değiliz. Dolayısıyla, biz, buraya, taleplerimizi masaya koyuyoruz. Bunların anayasal karşılıklarının nasıl olduğunu Parlamento şüphesiz daha iyi değerlendirecektir.
Yine, kadınların siyasi temsilinin güçlendirilmesine yönelik önlemler alınmasını talep ediyoruz.
Eğitim hakkından sınırsız olarak yararlanmalarının sağlanacağı, kadınların, bir sistem kurulabilmesini de talep ediyoruz.
Kadınlar için özel taleplerimiz var.
Bir başka başlığımız “Ekonomik Haklar” konusunda. Biz günün sonunda bir iş camiası örgütüyüz. Dolayısıyla, orada da söyleyecek sözlerimiz var.
Girişimci kadınlar olarak ekonomik düzenlemeler konusuna da özel önem veriyoruz. Girişimciliğin özellikle teşvik edilmesini ve desteklenmesini talep ediyoruz.
Devletin ekonomik faaliyetler konusunda kolaylaştırıcı ve denetleyici bir görev üstlenmesini ama doğrudan ekonomik faaliyette bulunmamasını istiyoruz.
Bir diğer önemli husus haksız rekabetin ve kayıt dışının önlenmesine ilişkin alınması gereken önlemlere dair.
Ve nihayet son maddemiz “Uluslararası Entegrasyon” Türkiye'nin imza koyduğu uluslararası sözleşmelerin dikkate alınması gerektiği ve olası mutabakatsızlıklarda imza konulmuş olan bireyin hak ve özgürlüklerinin önde olduğu uluslararası sözleşmelerin dikkate alınması gerektiğinin de anayasal olarak güvence altına alınmasını talep ediyoruz.
Biz sekiz başlıkta topladık. Aktarımımız özetin özeti bir aktarım. Elinizdeki rapor çok daha detaylı bir rapor ama hemen hemen bahsedilen her şeyi de kapsamaya çalışarak bugün burada bu aktarımımızı yaptık.
Teşekkür ederim beni dinlediğiniz için.
ATİLLA KART (Konya) – Diğer arkadaşlarımızdan konuşmak isteyen varsa.
KAGİDER ÜYESİ HATİCE UÇUM – Ben sadece Meltem Arkadaşımın söylediklerine eklemeler yapacaktım.
Devletin yapısıyla ilgili bölümde eklemek istediğim konu şu: Yine, KAGİDER üyelerinin ortak talepleri ilkokuldan başlayarak eğitim müfredatının vatandaşlık, anayasa hukuku değil de anayasa konusunun, temel haklar, özgürlükler bakımından müfredata eklenmesi.
ATİLLA KART (Konya) – Yurttaşlık bilgisi gibi daha genişletilerek…
Bir diğer konu da, yine, madde eşitlik talepleri içerisinde sayabileceğimiz mevcut Anayasamızda var olan, işte kadına, çocuğa ve yaşlıların özel olarak korunmasına dair hükümden kadınların çıkarılıp o hüküm artık yeni anayasada nasıl tarif edilir, yeni baştan yazılacak tabii ki, ama kadınların öyle bir madde içerisinde anılmasından ziyade yine kadınlar lehine düzenlenecek başlı başına bir pozitif ayrımcılık maddesi ya da bölümü içerisinde kadınların durumunun özel olarak değerlendirilmesini talep ediyoruz.
KAGİDER GENEL SEKRETER YARDIMCISI NURAY ÖZBAY – Burada ben de bir şey ekleyebilir miyim?
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Buyurun Nuray Hanım.
KAGİDER GENEL SEKRETER YARDIMCISI NURAY ÖZBAY – Hatice Hanım’ın söylediğiyle çok bağlantılı olarak, yine maddi eşitlik talebiyle ilgili, üyelerimizin tam üyelik talebi de aslında öne çıkıyor, yani yüzde 50 eşitlik. Bunu da belki kadınları o grubun içinden ayırarak -ama parite- “tam eşitlik” kavramını anayasal düzende tanımlayarak ve güvence altına alarak yapmak mümkün. Bu konuda da böyle bir talebimiz var.
Teşekkürler.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Buyurun.
KAGİDER GENEL BAŞKANI GÜLTAN TÜRKTAN – Sonuç olarak, bütün Türkiye'nin gözü sizlerin üzerinde değerli komisyon. Aynı zamanda bu Türkiye’yle de limitli değil tüm dünyanın gözü sizlerin üstünde, çünkü böyle büyük bir sivil anayasa yapma girişimine cesaret göstermiş ender ülkelerden biriyiz, hele günümüz dünyasında pek çok ülke kopya çekmek üzere eğer bu süreci başarıyla tamamlar ve hepimizin mutluluk duyduğu bir anayasa ortaya koyabilirsek, bütün ülkeler de bunu gururla kopyalamak arzusunda. Dolayısıyla, tüm dünyanın gözleri üzerinizde, çok ağır bir yük üzerinizde, biz de kadınlar olarak birey hakları ve kadınlar ve gençler derneğimizin konusu olmasa da son derece önem verilmesi gereken konular olduğunun tekrar altını çiziyoruz. Vatandaş olarak bize bu fırsatı verdiğiniz için çok teşekkür ediyoruz. Fırsatın tekrarlanması için arzularımızı dile getirdik ve uygulamanın, yürütme sonuçlarının en az iş modeli kadar başarılı olmasını diliyoruz. Türkiye Cumhuriyetinin ilk sivil anayasasının ülkemize ve gelişmiş dünya standartlarına yakışır bir özenle yapılmasını diliyoruz. Başarılar diliyoruz.
KAGİDER ÜYESİ MELTEM GÜRLER – Bütün bu aktarımlarımızın sonrasında, bütünlüğü bozmamak adına söylemedim ama şunu ifade etmek istiyoruz: Biz bugün Sayın Cemil Çiçek’i de ziyaret ettik ve kendisine de raporumuzu ilettik, ondan da aynı talepte bulunduk ama burada, uzlaşma komisyonunda bunun özellikle altını çizmek istiyoruz. Özellikle, şimdiye kadar mümkün olduğunca kanallar açık tutulmaya çalışıldı ama hâlâ toplumun önemli bir kesiminde anayasa tartışması yapılmakta olduğu bilinmiyor. Dolayısıyla, bunun bir kampanya, bir seferberlik hâline getirilmesi hakikaten önemli. En azından, bu taslak öne çıktıktan sonra, bunun bir kampanya gibi, mesela şimdi nasıl “Gençler olmadan anayasa olmaz.” diye bir kampanya yapılıyor, bütün her tarafta billboardlar var, gençler toplanıyor, bir biçimde kanallar duyurulmaya çalışılıyor. İnsanlara da, mesela Meclisin sitesinde, şu anda yok ama nasıl daha önce insanların oraya görüşleriyle katkıda bulunabileceklerinin yolu açıldı, ama bunu hiç kimse bilmiyordu o yüzden oraya katkıda dahi bulunulamıyordu, bunun önüne geçilmesi ve bunun duyurusunun yapılması, insanların anayasaya ilişkin görüşlerini ifade edebilecekleri, kanalların açılmakla kalmayıp aynı zamanda tanıtımının yapılmasını da en azından bu üçüncü fazda özellikle öneriyoruz.
ATİLLA KART (Konya) – Teşekkür ediyorum.
Sorum yok, ben sizin de ifade ettiğiniz bir-iki gözlemimi paylaşmak istiyorum.
Gerçekten, çok ağır bir sorumlulukla karşı karşıyayız, tarihî bir sorumlulukla karşı karşıyayız. Toplumun muhtelif kesimlerinden ciddi anlamda destek aldığımız gibi defans ve tepki anlamında da ve suçlama anlamında da çok ciddi yaklaşımlar da söz konusu. Yani bu öyle bir yapı ki kendi partimiz bünyesinde dahi bu söz konusu olabiliyor. Yani, bir Türkiye gerçeğinin, bir Türkiye fotoğrafını ifade anlamında söylüyorum. Bu sebeple, sizin yaptığınız çalışmaları şahsen önemsediğimi bilmenizi istiyorum, ciddi bir çalışma içindesiniz, sorumluluk üstleniyorsunuz, elinizi taşın altına koyuyorsunuz. Bu süreci bizimle paylaşın, benim söylemek istediğim bu. Bu noktada, sorumluluk üstlenmeye devam edin.