301 Kara Tabut Önerisi – Fikri Takip



Yüklə 322,28 Kb.
səhifə1/5
tarix03.01.2022
ölçüsü322,28 Kb.
#44278
  1   2   3   4   5

301 Kara Tabut Önerisi – Fikri Takip


Pazar günü yapılacak miting için yapılan “301 Kara Tabutla Sesiz, Pankartsız Bir Uğurlama” önerisi çok büyük destek görüyor ama zamanın sınırlılığı ve böyle bir öneriyi destekleyen ve beğenenlerin örgütsüzlüğü nedeniyle gerçekleşemeyebilir ama insanlar yaratıcılıklarını koyar son bir çaba gösterirlerse hala gerçekleşebilir. Bunun için gelişmeleri aktarayım.

Aslında fikir bana ait değildi. Evveli gün yürüyüş yaparken bir tanıdığıma rastladım, her zamanki gibi politik gelişmeleri, tekrar ölümlerin başlamasını; bildiğimiz gördüğümüz olayları konuşurken, söz Pazar günü yapılacak mitinge gelince, arkadaş, benim de yeni tanıdığım bir arkadaşının böyle bir fikri olduğundan söz etti. Benim de ilgimi çekti.

Kimi forumlara katılıp faaliyetlerini izleme ve dışarıdan destek olmaya çalışma dışında örgütlü bir insan olmadığımdan doğrusu somut ve pratik bir öneri olarak değil de genel olarak, böyle yaratıcı biçimlere ihtiyaç var anlamında, bir yazıda kullanılabileceğini düşünerek, “bu fikri bir yazımda işleyebilirim dedim bana aktaran arkadaşa.

Hem bunu gerçekleştirecek bir örgütsel bağım olmadığından; hem yıllar sonra Türkiye’ye dönmüş bir insan olarak pek fazla kimseyi tanımadığımdan; hem de önerinin benim gibi “psikolojik savaş” denebilecek yöntemlerle hakkında yalan yanlış bir sürü önyargı bulunan bir insandan gelmesi halinde, benimseneceği varsa bile benimsenmeyebileceğinden; hem de mitinge kadar çok az bir zaman kalmışlığı nedeniyle pratik bir öneri olarak sunmayı aklımdan bile geçirmedim.

O gün akşamüstü de, HDK’nın forumlarda çalışan üyelerinin bir toplantısı varmış. HDK’nın forumların çalışmaları hakkında hiçbir konsepti olmadığı gibi, birçok üyesi kendiliğinden, Forumlar - Parklar- Dayanışmalar’da kendi girişimi ile çalışmasına ve bir şeyler yapmasına rağmen, bunların bile arasında doğru dürüst bir ilişki; ortak bir tartışma ortamı bile bulunmadığı için en azından tanışmak, birbirlerinin yaptıkları hakkında bilgilenmek için bir toplantı tertiplemişler. (HDK’nın üyesi falan değildim. İlk kongresine katılmış ama orada bir karşı öneriyi okumama bile, açıktan da değil, tüzüğü bile çiğneyerek yapılan sansür ve engellemeden ve bunun susarak onaylanmasından sonra, sadece uzaktan izlemeye çalışıyordum.) O toplantıya katılan bir arkadaş, “gel sen de forumlarda çalışıyorsun, izle, bir fikir sahibi ol, ama sakın konuşma” diye beni davet etmişti. O saatlerde biraz da vaktim olduğundan ve Türkiye’den yıllarca uzak kalmış bir insan olarak, kanlı-canlı yaşayan insanları görmek ve somut gözlemler yapmak için bir fırsat olduğundan toplantıya zamanında gittim.

Toplantıya katılacaklar henüz gelmemişti. On kadar genç vardı Okmeydanı’nda Cemevi’nin bahçesinde polis kurşunuyla vurulmuş Kurt’un birkaç saat önceki ölümünü protesto için yapılan çağrıya gitmek üzere bekliyorlardı her halde. Benim gibi hiç bilmedikleri yaşlı bir insanı görünce konuşmalarını kestiler. Anlaşılan beni polis veya ne idüğü belirsiz yaşlı bir insan olarak değerlendirmişlerdi. Rahatsız ettiğimi görüp ineyim aşağıda bekleyeyim diye düşündüm.

Aşağıda beni davet eden arkadaşa rastladım. Gösteri olduğu için hiç kimsenin gelmediği, toplantının bu durumda olamayacağını söyledi ve konuşmaya başladık. Sohbet esnasında, aslında zaman olsa ve miting çağrıcıları akıl etmiş olsaydı diye birkaç saat önce duyduğum öneriyi anlattım.

Arkadaşın kafasına yattı ve kendisinin birkaç saat önce, miting çağırıcılarıyla mitingin hazırlık toplantısında olduğundan; kendisine daha önce böyle yaratıcı ve güzel bir öneri söylenmiş olsaydı, orada söyleyebileceğini ve böyle bir karar çıkabileceğini; ama ertesi gün yine bir toplantı olacağını geç de olsa bir deneme yapılabileceğini söyledi.

O arada toplantı için daha birkaç kişi gelince, en azından gelenlerle bir konuşalım dendi. Fikir orada da açıklanınca duyan herkeste olumlu bir yankı buldu ama çok geç olduğu söylendi.

O arada gerçekleşse nasıl olur diye, o kadar çok sembolik de olsa tabutun yapımı nasıl organize edilir diye konuşuldu. Bir arkadaşın daha önce Roboski vesilesiyle böyle sembolik tabut hazırlama işiyle ilgilendiği onun bileceği söylendi. Ona telefon edildi. Gelmeye ikna edildi.

Gelince, tabutların kartondan yapıldığını, standart karton boyutunun 120 veya 130 cm kadar olduğunu, bu nedenle tabutların ancak o uzunlukta olabileceğini söyledi. Üzerlerine siyah bez veya kâğıt kaplanabileceği, her tabuta ir işçinin adının yazılabileceği ve üstüne madenci olduğunu sembolize eden bir baret koyulabileceği konuşuldu. Konuşuldukça daha bir benimsendi ve yapılabilirliği gibi bir fikir oluşmaya başladı.

Bu arada destek bulmak için, mitingin tertipleyicilerinden DİSK’in temsilcisine falan telefon edildi. O da olumlu buldu. HDP il başkanına telefon edildi o da olumlu buldu. Birden bire az zamana rağmen önerinin gerçekleşmesi olasılığı ortaya çıktı.

O zaman sanki gerçekleşebilecekmiş gibi, biz Kadıköy olarak 30 tabutu üstlenelim ve yapalım. Tertipleyiciler onaylarsa ne ala; onlar onaylamazsa HDK-HDP onaylar. Bu arada HDK veya HDP’nin sahip çıkması halinde İstanbul çapında bir seferberlikle, mitingin tertipleyicileri kabul etmese bile fiilen yapılabileceği konuşuldu. Bir kere yapılsa bir örgüt ismi olmadığından gerçek kitlenin tabutlarla yürüyebileceği bunun yürüyüşe esas damgayı vurabileceği söylendi. Sonra da dağılındı. Ertesi günkü toplantılara bu önerileri götürmeyi beni de o toplantıya davet etmiş olan arkadaş üstlendi.

Tabii böyle ani bir gelişme olunca ben ne yapabilirim diye düşündüm. Ben de bari bir yazı yazarak destek olayım dedim. Sabah erkenden kalkıp dünkü yazıyı yazdım. Gruplara yollayıp, Fecabook ve Twitter’de paylaştım.

Bir sürü olumlu yankılar gelmeye, paylaşılmaya başladı. Ama bunlar örgütsüz olunduğu için pratik bir sonuç doğuramazdı.

Bu arada, Facebook’taki bir paylaşımın altına bir kadın arkadaş, 13.00’de Caferağa forumun işgal evinde bir toplantı olduğunu oraya gidip söylemek gerektiğini yazmış. Çıkıp hem oraya hem de Don Kişot’a bakayım, eğer forumlar bu işe sahip çıkarsa, kendileri de örgütleyebilirler ve örgütlenmesine katkıda bulunabilirlerdi; Gezi’nin yaratıcılığına ve kitleselliğine uygun bir biçimdi.

Don Kişot’ta bir iki kişi vardı. Pinpon oynuyorlardı. Caferağa Forumu’nun işgal evinde toplantı varmış ve ara yapmışlardı. Pek kimseyi de tanımıyordum. Tanıdığım bir arkadaşa anlattım. Öneriden haberi yokmuş ama olumlu buldu ve gel toplantıda söyle dedi. Toplantıya katılıp gündemleri olmamasına rağmen, özür dileyip bir bilgi vereceğimi söyleyip esas fikri kısaca aktardım. Aktarma esnasında bir iki kişi haricinde herkesin gözlerinde destekleyici ifadeler okunuyordu. Ama o sıra konu ve toplantıları başkaydı. Bilgilendirme yaptıktan sonra ayrıldım. Belki birileri sahip çıkabilirdi. En azından böyle bir öneri olduğunu duymuşlardı.

*

Bu arada DİSK ve HDK-HDP cephesinde şu gelişmeler olmuş.



Zaten önceden durum şöyleymiş:

HDK-HDP “bayrak flama göstermek konusundaki ifratların acımızı göstermenin üzerine çıktığı, acımızı göstermeyi perdeler bir hale büründüğü” gerekçesiyle bayrak flamaya karşı çıkıyormuş.

Çağrıcılar da "biz çağrıcı kurumlar, sadece kortejimizin nereden başladığının bilinmesi için önümüzde bir tane pankart taşıyacağız. Bu pankartın iki yanında da birer tane federasyonun yelken flaması olacak, bu pankart ve iki tane yelken dışında kortejlerimizde başkaca bir flama, bayrak olmayacak. Bu anma vurgulu mitingin ruhuna uygun olarak böyle davranacağız ve başka yapıların da nasıl davranacaklarını elbet kendileri bilir ama böyle davranmalarından memnuniyet duyarız” diyorlarmış.

HDK-HDP il koordinasyonu da bu tavrı benimsemiş; “İşçi baretli ve tulumlu arkadaşlarımız temsili tabutlar taşıyacaklar. Siyah kıyafetler giyerek mitinge katılmaya davet ediyoruz.” kararı almış

“Sol Muhalefet Güçleri (galiba ÖDP ve EHP)” “bayrak, flama taşımayacaklarını, sadece bir tane pankart ve tek bir flama taşıyacaklarını” söylemiş.

Ancak çağrıcılar kurulu, öneriyi DİSK adına katılan kadın temsilcinin “ay ben böyle bir şeyde çok kötü olurum” demesi ve reddetmesiyle kabul edilmemiş. Kendisine zaten “kötü olunsun” diye bunu yapalım denmişse de ikna edilememiş. Zaten o sıralarda vurulan diğer kişiye ve bir gün önce vurulan Kurt söz konusu olduğundan ortam da uygun değilmiş ve öneri biraz da gümbürtüye gitmiş.

Ancak bütün bunlara rağmen belli başlı örgütlerin sembolik birer flama ve bayrak dışında bir şey taşımayacaklarını söylemesi; HDK-HDP’lilerin 301 olmasa da yapabildikleri kadar siyah tabutla gelme kararı nedeniyle, mitingin alışılmış klasik mitinglerden farklı; acıyı ve protestoyu göstermeye yönelik bir vurgusu olması ihtimali büyük.

Özetle durum budur. Ve hala gerçekleşebilir.

*

Bu durumda kimi örgütler, çeşitli arkadaş grupları; “Gezi’nin bakiyesi” forumlar-dayanışmalar-parklar veya tek kişiler imkânları ölçüsünde kara tabutlar yapıp gelebilirler. İlle de tam 301 olmasının pek önemi olmayabilir. 301 çok büyük bir sayıdır ve zaten öyle büyük bir alana yayılacak o kadar çok tabutu sayamaz. Bu durumda belki o örgütlerin sınırlı flamaları bile ikinci plana düşüp, tabutlarla birlikte ve ardında yürüyebilen büyük ve sessiz bir kitle oluşabilir. Bu olasılık hala vardır. İnsanların yaratıcılığı ve kendiliğinden örgütlenme yeteneği bürokratik ve yukarıdan buyurmalarla yeter ki engellenmesin.



Yani şu durumda tamı tamına yapılan öneriyi karşılamasa da ona yakın ve aradaki zamanda ve bizzat miting alanında ona da dönüşebilecek bir noktada bulunuluyor.

Örgütler ayrı bir blok halinde katılımlarını ifade eden kendi sembolik pankart ve flamalarıyla katılabilir. Bunun ardında artık yapılıp geldiği kadarıyla siyah tabutlardan bir kolon oluşturulabilir. Bu hala güçlü bir olasılıktır. Böyle bir kolona halkın katılması, çok büyük bir kitlenin katılması mümkündür. Yeter ki böyle, alışılmışın dışında bir miting olacağı duyurulsun.

*

Basit ve kolay olarak bir tabut şöyle yapılabiliyormuş. Karton satın alınabilir. Ama civardaki bir dükkânın attığı kartın kutular ve ambalaj malzemelerinden bile yapılabilir. Artık bulunan büyük kartonun boyuna göre. 120 veya 150 cm boyunda ve 50 veya 60 cm eninde bir karton alınır veya kesilir. (Yalıtkan olarak kullanılan köpük gibi bir malzeme de olabilir. Bu aralar evlere mantolama yapılıyor ve orada burada bol miktarda böyle parçalar bulunabiliyor.). Onun çevresi 20 veya 40 cm eninde bir karton ile kaplanır. Dikdörtgen kartonun ille de en altta olması da gerekmez. Ortasında da olabilir. Çünkü üzeri siyah bez veya krepon kâğıdı vs. ile kaplanacağından içi görülmez. Kenarları taban olarak alınana ortadan bir yerlerden sabitlemek daha kolay ve pratik olabilir. İstenirse yanları kaplayan kartonun önünden ve arkasından yanlara doğru 100 veya 200 cm arası karton tabutu taşıyabilecek kadar kalınlığın yeter olduğu iki çıta geçirilir. Yine en ön ve en arkaya yanları kaplayan kartonun üstüne doğru 10 cm kadar yükselecek iki çıta çakılır. Bunlar bir iple bağlanır. Bu tabutun her yeri siyah bir bez veya kâğıtla kaplanır. Siyah bur tabut görüntüsü elde edilir. Bunu herkes kendi evinde yaparak bile gelebilir. Forumlar-Dayanışmalar-Parklar ise kendi imkânlarıyla epey bir miktarı getirebilir.



Bu vesileyle, belki bu tabutların hazırlanmasında ve sıralanmasında işe yarar diye hem de unutulmaması için bu devlete ve sermayeye kurban giden 301 işçinin listesini aşağıya aktarıyoruz.

*

Termodinamiğin ikinci yasası kapalı sistemlerde düzensizliğin (entropinin) arttığını anlatır. Kırılan bir bardak yeniden kendisi birleşmez.



Ama açık sistemlerde, yani dışarıdan bir enerji alan sistemlerde, kendi kendine bir örgütlenme eğilimi bile vardır denilebilir. Böyle olmasaydı zaten yeryüzünde hayat bile ortaya çıkamazdı.

Cansız madde bile örgütlenerek hayatı; kendi benzerini yapan molekülleri ortaya çıkarabilirken; bilinçsiz karıncalar, denizdeki sardalyeler; gökteki kuş sürüleri bile kendiliğinden ve hareket halinde harika görüntüler çıkaracak biçimde örgütlenebilirken biz bilinçli modern insanlar, “eşrefi mahlûkat” niye örgütlenemeyelim. Şu sosyal ve politik “zaman oku”nu niye tersine çeviremeyelim?

*

Bu vesileyle bazı gruplarda rastladığım ve içinde dile getirilen düşüncelerin pek çok insan tarafından da paylaşıldığını bildiğim iki metni yine konumuzla bağlantılı olduğu için burada paylaşmak isterim. Yazanların ismi önemli değil. Fikir önemli. Birbirinden bağımsızca birbirini bilmeden böyle düşünen o kadar çok insan var ki.




Yüklə 322,28 Kb.

Dostları ilə paylaş:
  1   2   3   4   5




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin