Pour ses amoureux fidéles ! Dans leur coeur saignant ! Mais sain !
Son souffle les ressuscite dans ce monde passager !
Son âme venant de Dieu ! Et son corps, du Messager !
X
Quel miracle ! Le sujet est devenu souverain !
Faisant un pas géant vars l’extase ! Soudain !
C’est la ! Le vrai baptéme par l’homme unique de Dieu,
Qui rend riches les mendiants et jeunes, les vieux !
X
Passe-toi de ton temple ! Ô caravane ! N’aie pas peur !
Pour te diriger, enfin, vers l’autel de ton coeur !
Bien que et le mur et l’ombre soient toujours conjoints,
Dommage que tu sois encore de ton voisin si loin !
X
Ce n’est que ton amour, oui, qui existe en moi !
C’est ton ami seul que j’aime sans peur ni émoi !
Qu’elle soit périe toute âme qui ne soit victime de toi !
Que l’oeil ne te pleurant ne puisse voir sous ce toit !
X
Ô mon âme ! Sache enfin que Dieu est l’être sans pareil !
Le ressort est le même dans n’importe quel appareil !
Dés qu’ıl parle par toi ! Tu n’es plus qu’une ombre !
Ton nombre n’y compte pas ! Ton être y sombre !
Cherche a te débarasser, donc, de toutes tes dimensions,
Pour survivre au néant et avoir une mention !
(Traduit en vers de Mevlâna Par ; M. ULUĞ KIZILKEÇİLİ)
ANKARA – 1983
XXX
‘Bu çevirim Merhum CİNUÇEN TANRIKORUR tarafından
Paris’te verilen konserde okunmuş ve daha sonra 1986 Mayısta
Çıkarılan plâk kataloğu arkasına yazılmıştır.’
D E V !
Biz ezelden ebede ALLAH’ın kuşağıyız !
Rûhumuz yukarıda, kendimiz aşağdayız !
RAHMÂN emrinde yedi saf hâlinde gezeriz !
Arzda çıkan Deccalı, Arz deviyle ezeriz !
Deccal’ın tek gözü var ! Gördüğü sadece Arz !
Devin üçüncü gözü GAYB’ı görmek için farz !
‘“ALLAH her bir ismini rûhla nakletti mâdem !”’
‘“Gayb’ı ALLAH bilir”’ de bilmez olur mu Âdem !
O devin her devirde saklı kalır künyesi !
Onu açıklar ancak ‘“Son gün”’Arz’ın bünyesi !
‘“Kıyâmet günü”’ saklı ! Biliyor musun niye ?
Çünkü bu işlem olur dünyâda her saniye !
Yâni ‘“Son gün”’ denen şey, senin Arzdaki sonun !
Arz ise, bu Arz değil ! Adı vücûddur onun !
Sâf ateşten canınla toprak tene büründün !
Rûhla RAHMÂN, ateşle İblîs gibi göründün !
*‘“Ayaklar soğudukça bir dev ayağa kalkar !”’
Rûha yakın can tasdik, uzak can eder inkâr !
‘“Secde edebilirse”’ olur Devin tayfası !
Edemezse ‘“Kitab”’dan koparılır sayfası !
Rûhsuz çıkan can hayvân şeklindedir, tapamaz !
Sezmeliydi komşuyken RABB’ine, nedir namaz !
Bu deccalı Dev değil ! Pis içyüzü yargılar !
‘“Ateşte soyuldukça hayvân cildi sargılar !”’
‘“Yüzüstü sürüklenir ateşe hor ve hakîr !”’
‘“Alnındaki saçından çekilir o !”’ Ne tahkir !
En son, Ay’ın karanlık yüzüne dek sürünür !
Nihâyet ‘“İnsân cini”’ sûretine bürünür !
Bineksiz kalan özü bulur başka bir kalıp !
‘“Dumansız bir ateşten”’ tekrâr sâf bir can alıp !
Can vicdânın sesine uymuşsa zaman zaman !
Sola âittir ! Önce verilmez ona aman !
‘“Cehenneme girmeyen olmayacak”’der âyet !
Yâni helâlleşmeye ilk edilir riâyet !
‘Yedi Gezegen’ geçer ! Hep değişe değişe !
İnerken aldığını verir ! Şaşar bu işe !
‘Yedi gezegendir’ bil Cehennemin kapısı !
‘“Sol”’ tarafa dönmektir bak onların yapısı !
Çıktığında burçlara ! Gelir can ilk hâline !
DEV ile sözleştiği o ‘“Cennet”’ mahalline !
‘“Sağ”’a aittir artık ! Burçlar döner ‘“Sağ”’ yöne !
Yeniden Arza iner ! Geçmek için en öne !
Zîrâ ‘“En öne geçen”’,olur ‘“ALLAH’ın dostu !”’
DEV olup, merkezine Arzın serer o, postu !
O DEV, senin ‘“Fıtratın !”’ O kalıptan dokunduk !
Sana Rûh üfleyince, Âdem diye okunduk !
‘“Rûh üflemek”’, toprağa tohumu serpmek demek !
Çalış onu ağaç yap ! ‘“Emeksiz yoktur yemek !”’
Rûh üflendikten sonra, bak Âdem aldatıldı !
Tohum henüz filizken bahçesinden atıldı !
Sen rahimde su iken, ‘“Yüzen arş”’ şekil verdi !
Kendine benzer çizdi bu kalem ! Aklın erdi !
Anladın ‘“Suda yüzen arş”’ DEV imiş ! Yâni RAB !
Rûhtan aşılanmayan tohum olurmuş harab !
Ama her bir meleken uyanırsa ölmeden !
Son nefesi verince, senden çıkar halk eden !
Devden hiç farkın kalmaz ! Biter kendin ile harb !
Kâbe’ye giren için, olmaz ne şark ne de garb !
‘“Şark ve garbı olmayan merkez ağaç”’ olursun !
Oksijen tüpün çıkar ! ‘“SEKÎNE”’yle solursun !
Hint tanrıları ‘DEVA’ ile ayni kökten ‘DEV !’
Otuz üç bin Deva var ! Yâni ‘Omurilik’ DEV !
Devlerin devi, ayna ALLAH’ın ZÂT ismine !
Onu görmek istersen, bak kalbdeki resmine !
M.H.ULUĞ KIZILKEÇİLİ
İZMİR- 06.10.1998
*Not : Kur’an, 68.sûre, âyet : 42 ‘“İncik kemiğinden çıktığında”’
DİN ve DEVLET !
Ne lâik, lâikliği, ne şeriatı dînci,
Bilmiyor ! Hiçbirinin zîrâ yok HAK bilinci !
Dîn ahlâktır ! Elbette devletten ayrılmalı !
Ama bu Dîn, değildir şimdiki orta malı !
Bu dîn HAKK’ın ahlâkı ! İnsânlarınki değil !
Öbür adı ‘“HANÎF”’tir ! Sen fıtratına eğil !
Bu ahlâk için dendi ‘“Onun Kur’an, ahlâkı !”’
Bu ahlâka direnen kâfir, buldu helâkı !
İnsân, anne babanın yaptığı fizik ürün !
Fıtratın olan rûhun ahlâkına sen bürün !
Rûhun anne, babası, ‘“ERRAHMÂNİRRAHÎM”’dir !
Rûhunu bulmayanın akıbeti vahîmdir !
‘“Bu dînde zorlama yok !”’ Kendini fethetmek bu !
İlk Âdem’in içtiği ölümsüzlük şurubu !
Fizik çocuğu kesti, Mûsâ tutar iken yas !
İçindeki HIZIR’ı çıkarttı onun ‘“İLYAS !”’
Kendini fethetmektir, ALLAH gözünde devlet !
Başka her devlet türü, şeytana yasal âlet !
Yasal ! Çünkü ‘“O aldı HAK’tan fesada izin !”’
Bu şeytan, ‘insân’ denen fizik yapınız sizin !
Dünyâda her devleti işte bu insân kurdu !
Bu insân için dendi ; ‘“İnsân, insânın kurdu !”’
‘“Gebertilesi”’ diyor bu yaratık için HAK !
İsmâil’i ise O asla kestirmedi bak !
Kendini fethedenler devlet kurduğu an,
Dîn ve devlet bir olur ! İşte bu ‘en son zaman !’
M.H.ULUĞ KIZILKEÇİLİ
ANKARA – 11.04.1997
‘“DİRİLERİN RABB’İ !”’
ÂLÎ der : “Hayât kısa, ah bir kendini bilsen :”
Yâni kimsin ? Kim idin ? Ve kim olacaksın sen ?
‘HAKK’ın özlük kartı’ bu ! Dünyâ ! Ahret ! Geçerli !
‘“ALLAH’ın dokusu”’yla ayni çünkü elbisen !
Başka ne öğrenilse ! Hepsi dünyâda kalır !
HAK sadece ! Kendine âit olanı alır !
Allahsız ! Yok olmuşken ! Yanar hâlâ ! Var gibi !
Beyni yokken düşünür ! Bu işe şaşıp kalır !
HAKK’ın en sevdiği kul ! Bilmiş giden kendini :
‘“Dirilerin RABB’i”’ni ! Bulmaktır ‘“Fıtrat dini !”’
‘“Babanız İbrahim’in dinine uyun”’ der HAK !
Sen de onun gibi bul ! İçinde efendini !
‘“RABB’i o ! Yakub, İshak, İbrahim peygamberin !”’
‘“Dirilerin RABB’idir !”’ ‘“Değildir ölülerin !”’
Bu âyet indiğinde ! Hepsi çoktan ölmüştü !
Bu arada demek ki doğmuşlar ! Sırra erin !
M.H.ULUĞ KIZILKEÇİLİ
ANKARA – 17.01.2002
D Ö R T L Ü K L E R
‘“İsrafil boru çalar !”’ ‘“Çıkar içinden Âdem !”’ (678)
‘“Kıyâmet günüdür”’ o ! ‘“Perdenin kalktığı dem !”’
‘“Gebertilen nefsine”’ der ‘“Kalk bana secde et !”’
‘“Ayağa kalkamazsın !”’ Sûretin hayvân mâdem !
‘“Eli ayağı tanık olduğu”’ işte bu dem !
Ve anlar kıble imiş içinde saklı Âdem !
* *
‘“Çağırıcı”’yı duyan kalkar ten kabirinden ! (136)
‘“Ona doğru, insân ve hayvân koşar yerinden !”’
‘Diriltenini görür’ insân olarak kalkan !
ÂLÎ’nin yüzüdür O ! ERRAHMÂN ışık beden !
* *
Kâbe’nin kökeni ‘Kâb’ , eşittir MUHAMMED’e ! (92)
“MUHAMMED ilmin şehri !” Kapısına ÂLÎ de !
“‘Kâbe”’ ve ‘MUHAMMED’in kapısı’, ayni sayı !
Ayak bileği demek ‘Kâb !’ Herkes tefsir ede !
* *
‘“Kab-ı’ kavseyn’”, MUHAMMED ÂLÎ’nin bâki yüzü ! (329)
‘ERRAHMÂN’la bir olur ‘RABB’e eren’in özü ! (318)
‘“Âdem’e secde et !”’ HAK O ! Hem ‘“Îsa !”’ Hem ‘“Sultan !”’ (150)
‘“HAKK’a sözün”’ , ‘Âdem’e yenilemektir sözü !’ (145)
* *
Ezelî ve ebedî cemâl ‘“Kaf, Ha, Ya, Ayn, Sad !”’ (195)
‘Hazret-i İMÂM ÂLÎ’ ile ‘HIZIR’ ayni ad !
‘“İncikten çıktığı gün HAK secdeye çağırır !”’
Bu âyetten de yine Hızır İlyas’tır maksad !
* *
HIZIR İLYAS, miraçta görülene alâmet !
‘“Ona nazar eyledi gözü kaymadan AHMET !”’
Mefharı kâinat ve Hazret-i ŞAH, Kur’andır !
İkisinin inmesi kalbe, büyük kıyâmet !
* *
İsmidir mevlâsının insânların ERRAHMÂN !
O müezzin, babamız İMÂM ÂLÎ ! Et îmân !
Âdem’in kerim yüzü ! ÂLÎ’nin cemâlidir !
Lâ ilâhe illâ hû ! ÂLÎ ayna her zaman !
* *
Ayni sayı hem ‘vicdân’, hem ‘Nûh’, hem ‘naci’, hem ‘din !’ (64)
Tesâdüf yok ! Yüzeyde kalma da derine in !
Hırslar tûfan ! Kalb tekne ! Noktası Nûh denen Rûh !
Vicdâna uy da kurtul ! Budur dini AHMED’in !
* *
HAKK’ın güzel adları lâyıktır ibâdete !
Secde emri içteki Âdem’e, değil ete !
Kabuğunu kır da sen uzay vatandaşı ol !
Kavuş Hakeren gibi, hakîki hürriyete !
* *
‘“ALLAH’ın diriltici adı”’dır bil ‘“ilk Âdem !
‘“Seni diriltir onu kalbinde bulduğun dem !”’
‘“Mülk’e mâlik”’ olursun ! Çünkü ‘“HANÎF DİN”’budur ! (212)
‘“Ben RABB’in değil miyim ?”’ ‘“HAKK’ın fıtratı”’ mâdem ! (755)
‘“Din gününün mâliki !”’ Sâhibidir zamanın !
Bir seslendi mi sana, gelmiştir ecel anın !
‘Zîrâ ecel sâkîsi’, ‘çağıranın ismidir !’ (206)
‘Yegâne insân, o’dur’ ! Secde o’na imândır ! (206)
* *
İşte ‘MUHAMMED İSMİ’ o örnek insân demek ! (193)
O ‘“Ölümsüz cemâl”’e, farz bize borç ödemek ! (193)
‘MUHAMMED EMİN’dir bil ! ‘O MUHAMMED-ÜL MEHDİ !’ (193)
Dışımızda ararsak onu, boştur her emek !
* *
İnsân ! Zikret ! Hatırla demek yitik beşeri ! (162)
ÂLÎ’nin ezel yüzü ! Selâma lâyık eri ! (162)
ÂLÎ içinden çıkar, bak MUHAMMED’ÜL EMİN! (162)
Rûhu seveni ALLAH da sever ! Gör mahşeri ! (224)
* *
HAKK’ın ‘”Öldüren”’ adı da onun güzel yüzü !
Ölmeden evvel ölür, her kim ki görür özü !
Yine o’dur geberten ecelde hayvân canı !
Yâni ayni Azrail ile İsrafil sözü !
* *
‘HAZRET-İ. ÎSA’ ‘“HAKK’ın boyası !”’ Bilmez frenk ! (1558)
İbrânice “‘Cebrial’”, ‘“Adam kadmon”’ ile denk ! (246)
“‘İlk Âdem’in ismi’”dir Adam Kadmon yâni “‘Rûh !’” (214)
‘“O Rûh”’, ‘“Kelam-ı kadim !”’ “Emred”e oldu mehenk ! (245)
* *
“EBÛ-T- TURÂB”, beşerin babasının ismidir ! (612)
‘EB ÂLİ’ ‘“Bâki olan !”’ ‘“İlk Âdem”’in resmidir ! (113)
‘“ERRAHMÂN !”’ ÂLÎ yüzü ! Halkın mevlâsı adı ! (329)
‘“O asâ”’ ‘İMÂM ÂLÎ !’ Musa perde cismidir ! (192)
* *
ÂLÎ isminde mevcûd güzelliği, HAK yüzün ! (211)
Şahane güzelliği ezelî olan yüzün ! (211)
Gayb ereni ! Mehdi’nin çıkış vakti ! O andır ! (1850)
‘“Ta Sin Mim”’ adlarına açılmalı kâlb gözün ! (211)
Hepsi ÂLÎ ismidir ! ÂLÎ ismidir özün !
* *
‘“Âdem ile Havvâ’”nın toplamı ‘“ALLAH”’ niçin ? (66)
Onlar ‘“Tek nefis, rûh’tan yaratıldığı”’ için !
‘“Zamanın sâhibinin yüzü denilen o rûh !”’
Hem ‘“Hûri”’, hem ‘“Oğlandır !”’ Saklıyor onu için !
* *
‘“Kur’an-ı kerim”’ olur ‘“ERRAHMÂN”’la konuşan !
‘“Çağırıcı”’ seslenir zîrâ kâlbinden o an !
ALLAH’tan alınacak ‘“En büyük ödül zîrâ !”’ (1226)
RAHMÂN ile konuşan ‘“Müezzin”’ olmak ! Ne şan ! (1226)
* *
En‘“Yüce kurban”’ HÜSEYN BİN ÂLÎYY’EL MURTAZA ! (1771)
‘On muharrem’, RAHMÂN’ca sabredip gördü eza !
‘“O suçlulardan biz intikam alacağız !”’ (1202)
Âyetindekilere verilecektir ceza !
* *
“Sizin taptığınıza ben tapmam” diyor AHMET !
Kıble ‘“Kâfire haram ev”’ zîrâ HAK’tan rahmet !
Meryem’e rûh üflendi bak ‘“Doğu tarafında !”’
Sinâda da ‘“Doğudan seslendi HAK”’ dikkat et !
* *
“BEKTAŞ ile eşittir Kur’an’daki bu üç söz !
‘“Kalû belâ beyanı”’ ‘kâlbdeki o siyah göz !’
O siyah gözün remzi, ‘Kâbedeki siyah taş !’
Taş, yâni “Hacer ile ÂLÎ ismi” ayni söz ! (211)
* *
‘“Bedenden çık”’ borusu üflenir ‘“Saat vakti !”’ (1038)
‘Öz ismin’ yenile der ‘“RAB’la yaptığın akti !”’ (1038)
İnsân olarak çıkan RABB’ine secde eder !
Hayvân secde edemez ! Harcamış ömür nakti !
* *
EB-Û TURÂB beşerin babasının ismidir ! (612)
Topraktan yapılmamış, ilk Âdem’in resmidir !
RAHMÂN’ın anlamı o ! Kâbenin RABB’i ve Arş ! (612)
Nûh isminin yorumu ! Tekne onun cismidir !
* *
Ağlatarak kimini, güldürerek kimini !
Yaparsın haram veyâ helâl birikimini !
Dünyâ hem ‘Deni !’ Alçak ! Hem ‘Edna !’ Yalan demek ! (65)
Yine burda biçersin burdaki ekinini !
İsrâfîl’in çaldığı boruya ! Denilir ‘“Sûr !”’
O an açığa çıkar ! İnsândaki her kusur !
Her günâh ! En çekici ambalaja sarılmış !
Orgazm, doğum sancısı ! Acılı köfte, bâsur !
M.H.ULUĞ KIZILKEÇİLİ
ANKARA – 19.07.2000
Aziz Mürşidim merhum ;
YUNUS ÖLMEZ BABA’ya’
DÜNYÂ’NIN İÇ YÜZÜ !
A : DÜNYÂNIN KONUMU !
Kendini bilmek ! İnsân için en zor uğraşı !
Topraktan başlayarak tırmanıp olur aşı !
Bu amaçla, toprağa o ilk edildi hapis !
Namazda bak ! Toprakla aptes farzdır ! Deme pis !
Tavla zarı şeklinde ! Toprağın kristali !
Onun için ! Kâbe’de dünyâya geldi ÂLÎ !
O Kâbe Arz ! ‘“Karataş”’ Arz rûhuna işâret !
İlk kararan o taştır ‘“İlk sürçmede !”’ Dikkat et !
‘“Arş”’ göklerin üstünde değil ! Gök yok ! ‘“Arş”’, Arz’dır !
Her zerresi MUHAMMED ! Toprağa secde farzdır !
‘“Gölgen bile, istesin istemesin secdede !”’
İster ki Arz kaldırıp onu da insân ede !
Güneş dünyâyı taşır gece ! Başı üstünde !
Ona, ‘“Arş’ı taşıyan melekler”’in başı de !
Güneş doğup batarken ! Namaz kılınmaz ! Niçin ?
Ufukta yüzü Arz’a hiç bakmadığı için !
‘“İsyân etmiş şeytandır !”’ Bu ‘“Ateş”’ top o vakit !
‘“Toprak Âdem’e secde etmez !”’ Bozulur akit !
Ay sürekli tavafta ! Hep Arz’a dönük yüzü !
Sırtını bir an Arz’a dönmez ! Hep onda gözü !
Yüzü tüm göz kesilmiş ! ‘“Sağa ve sola kaymaz !”’
O öğretir ! Mîrâçta nasıl kılınır namaz !
İbrahim ne Güneşi ! Ne Ay’ı RAB edindi !
Arz Rûhu özünü o buldu ! Bu ‘“Hanif Din”’di !
‘“Arzda olan Yusuf’a her yıldız etti secde !”’
‘“Parmağını doğradı kim görse!”’ Gelip vecde !
RESÛL de ‘“Sâbit göz”’le miraçta bakabildi !
MUHAMMED, AHMED’i ! Ve AHMED MAHMUD’u bildi !
‘“Hiçbir gezegende o bak görmedi kendini !”’
‘Mîrâç !’ Çıkmak değil de ! İnmektir ! Anla dini !
B : YUNUS’UN MİRACI !
İnsân ölse de, Arz’a asla giremez ! Niçin ?
Çıkan ‘arzu beden’i de yoğun ! Onun için !
Demek ‘Mîraç’ın şartı : “Ölmeden önce ölmek !”
Şeffaf bedeni temiz yapıp ikiye bölmek !
Üst şeffaf bedendedir ! Asıl bilinçli kişi !
Alt şeffaf bedeninse ! Sırf bitkiseldir işi !
Üst şeffaflı öğrenci, erenle girer Arz’a !
‘“Balık karnında Yunus”’ olmak ! Der HAK bu tarza !
Arz dokuz katman : Âdem ! Çekirdeği, denk başa !
Geç dokuz katman ! Geçmiş üçbuçuk devri yaşa !
Dokuz katman, ‘“Yedi kat gök”’ten geçmeye eşit !
‘“Mesih, balık sâhibi”’ der HAK ! Tevrât, ‘“BRAŞİT !”’
‘“Göklerin benzerini ARZ’da da yarattı RAB !”’
ARZ ve GÖK arasında kalan can ! Olur harab ! :
‘“Gök kapıları, yoğun olan cana açılmaz !”’
İç bedeni arıtmak içindir bil ! ‘“HAK NAMAZ !”’
İnsânda, toplam dokuz tane delik var mâdem :
Dokuz katmanlı dünyâ ! En büyük âyet : ÂDEM !
Vücûd üç parça ! Üçer parça herbiri ! Niye ?
Üç : HAK, MUHAMMED, ÂLÎ ! Üç kez üç : ‘“ÂDEM”’ diye !
‘Bastığın yeri ‘toprak’ diyerek geçme ! Tanı !’
‘“Bir bilen”’den öğren sen ! Şimdi dokuz katmanı :
Bastığımız ilk katman ! Arz’ın fizik bedeni !
En ağır tabakadır ! Bunun şudur nedeni :
Altındaki şeffaf kat dopdolu bir gaz ile !
Basınç kalksa ! Yok eder tüm canlıları bile !
Üçüncü katman ise ! ‘Arzu beden’e eşit !
İlk bu katmanda atar ‘hayât’ nabzı ! Bir çeşit !
Dördüncü katman ise ! Bir mîmâr ! : Fizik beyin !
‘İlk çizilmiş kalıbı’, burda mevcût herşeyin !
Beşinci katmanının ‘“Kutsal Rûh”’ bil ki ismi !
Sanma sakın diriltir ölü olan bir cismi ! :
‘Tohumlar katmanı’dır, onun öteki adı !
Tohumsa, ölü değil ! : ‘“Hayât”’ yaratılmadı ! :
Kendine beden yapıp içine girer hayât !
Diriden diri çıkar ! ‘Ölü’ sâdece bayat !
‘“ALLAH’ın diri ismi, HAYÂT !”’İlk sâf Rûh yâni !
‘Kendini bilsin’ diye ! Örtünüp inmiş ânî !
Altıncı katman ! Şeffaf bedenimizin rûhu !
Arz’ı duygusuz sanır ancak rûhsuz gürûhu !
Şeffaf beden nasıl ki herbir duyguya merkez,
Onun rûhu katman da hassas ! Öğrensin herkez !
Bir meyve koparsan bil bu katman keyif alır !
Ama ağacı kökle ! Acı içinde kalır !
Saçı kesiliyorken, bak her insân duyar haz !
Saçı köklense ama ! Bağırır avaz avaz !
Yedinci katmana bil, ‘HAK RÛH’ âlemi denir !
Toplu suç ve hayırlar, bu katmana ödenir !
ALLAH’ın adâleti o ! Ve mülkün temeli !
Âlemi terâzide tartmak ! Birtek emeli !
İnfaz için, tüm doğa yasaları emrinde !
Her fikir ve eylemi yazan ‘“Levh-i mahfuz”’ de !
‘Ateş katmanı !’ Onun bu yüzden diğer adı :
‘Sözde doğal âfetle’ yakmadığı kalmadı :
İlk bin sekiz yüz yılda ! On üç volkan püskürdü !
Son elli yıl beş volkan, maddeciye tükürdü !
‘“Sodom Gomore”’ devri artık kapandı deme !
Yeni başladı daha ! Gizli toptan ödeme !
Tesâdüf mü ki Arz’ın diğer bir ismi de ‘yer !’
Herkes onun evlâdı ! Aç Bırakanları yer :
Ve onlar bil ‘yedi kat yerin dibine gider !’
Ne demek olduğunu bunun, bilen pek ender :
Arz’ın altından Ay’a kadar karanlık bölge,
‘“Yedi kat cehennem”’dir ! ‘“Korur 19”’ gölge !
‘“Levh-i mahfuz”’ katmanı ! Canlı târih merkezi :
Saklar yaşayıp ölmüş herşeyi ! Ve herkezi !
Hepsinin orda mevcût cansız orjinali !
Oraya sık bakardı ! Sen Jermen ile ÂLÎ !
Bu cansız orijinal ama bir mumya değil !
Fikri, huyu, herşeyi onda ! Üstüne eğil !
‘Doğa yasalarının kökü !’ Bu katın adı !
Kimi, ALLAH ödülü ! Kimi, ALLAH tokadı !
Ancak ! Yasası ‘ahlâk’ ve ‘ahlâk dışı’ işler :!
Et veren sâhibini ! Köpek, kurt olup dişler !
Böyle var ! Bize düşman ! Veyahut dost ! ‘7 sır !’
Akıl erer ! İnsâncıl ‘olduğu vakit’ asır !
Sekizinci katmana ! De ‘sâf Rûhlar âlemi !’
Fotokopi merkezi ! Şimdi sıkı dur ! Emi : !
Napolyon’un aslını ! Sâf Rûh âlemi alır,
Hitler’i kopyalar ! Ve tüm dünyâ şaşıp kalır !
Türk yok edilecekken ! Kopyalanır Hakeren :
Haklıdır ! ‘MUSTAFA’ya ‘KEMÂL’ adını veren !
Fotokopi çeşidi bil tükenmez saymakla !
Birçok şoklar yaşanır ! Uymasalar da akla :!
‘“Yaratım”’a kasteden fikirler ! Olup tek güç,
Bir akım veya insân çıkarır ! Yok etmek güç !
Negatif : klişeler sıra bekler katmanda !
Ancak toplum uyarsa HAKK’a ! Biter bir anda !
‘Kutub’ kopyalanamaz ! Zîrâ aslıdır kendi !
Burda sus artık ULUĞ ! İzinimiz tükendi !
Dokuzuncu kat ALLAH ! Çekirdeğin çemberi !
HAK MUHAMMED ÂLÎ O ! ZÂT, fışkırtalı beri !
“’NAİN’in dul eşini ! MESİH diriltti, canla !”’
‘NAİN !’ Nayn ! Dokuz ! Dünyâ ! ÂLÎ çekirdek ! Anla !
Çekirdeğin merkezi ! Onuncu katmandır : ZÂT :
Sonsuzun ta kendisi ! Ne kısa kes ! Ne uzat !
‘“HAK göğe çıkanı ve yere ineni bilir !”’
‘“RAHMET”’ hem çıkabilir ! Hem de bak inebilir !
M.H.ULUĞ KIZILKEÇİLİ
ANKARA – 15 Şubat 2002
Not : Aslında alt çenemiz sağ ve sol olarak iki parçadır.
Baş ile üç parça eder. Gövdemiz iki kol ile üç parçadır,
Kalçamız iki bacak ile üç parçadır.
İnsân : Baş, gövde ve kalça olarak üç parçadır.
EBÛ HÜREYRE !
‘Fethullah GÜLEN’e !’
Tarafsız hadisçiymiş sence, Ebû Hüreyre !
Sıffıyn harbine ondan girmemiş ! Bakmış seyre !
O ne Muaviyeyi tutmuş ! Ne de ÂLÎ’yi !
Tarafsız yazmak için her hadîsi en iyi !
Târih sana ağlıyor ! Sen ağlarken minberde !
Onu dinle ! ALLAH’tan korkmuyorsan yalan de !
‘Ebû Hüreyre lâkab !’ ‘Kedi babası’ demek !
Zîrâ, kedi çok sevip her gün verirdi yemek !
Muaviyede yerdi o ! ‘Aşı yağlı’ derdi !
Namaz için, ÂLÎ’nin arkasına giderdi !
Bu onun ahlâkına ölçü değil mi yeter ?
Dünyâ için ahreti satmaktan yok şey beter !
Şehit edildi Veysel ! Kıpırdamadı kılı !
Kur’an-ı mızrak deldi ! Hiç şaşmadı akılı !
RESÛL indinde iki şâhid sayılan Ammar ,
Doksan yaşında şehid oldu ! Hiç duymadı ar !
Çünkü “Şehid edecek Ammarı ! Zâlim güruh !”
Hadîsini kendisi nakletmişti ! Nerde Rûh ?
Muaviye safından ‘Büsr’ adlı güçlü biri ,
ÂLÎ’ye tek başına çıktı ! Ter döktü iri !
ŞAH tam onu keserken, eteğini kaldırdı !
Tarafsız, o tarafa ne baktı ! Ne aldırdı !
Muaviye savaştan sonra alçağa dedi :
‘Git ÂLÎ dostlarını yok et ! Sustur ebedî !’
Vâlilikten çıkardı ‘Eyüb Sultanı’ Büsür !
Hüreyreyi atadı ! O demedi ‘bu, kusur !’
Yemende ise birçok insânı diri yaktı !
Kestiği çocukların kanı sel gibi aktı !
Tarafsız hadîsçiden ne bir ses ! Ne bir nefes !
Medine kaymakamı bunları da geçti es !
Kölelik koydu ilk kez o, mü’min kadın için !
Kur’an’a zıt iken bu ! Hayır demedi, niçin ?
Sonunda ÂLÎ yiğit askeri Câriye’yi ,
Görevlendirip dedi ,“Mülkü temizle iyi !”
Önce Büsr’ün başını kesmek için gönderdi !
‘Havhav’ın iti kaçtı ! ‘Mırnav’ın arttı derdi !
Kedi babası halka kıldırıyorken namaz ,
Duydu ki Câriye’nin gelmesine vakit az !
Namaz bozup saklandı ! Kimse etmedi yardım !
Câriye ‘O kediyi bulsam dedi boğardım !’
Aklını kaybederek geberdiğinde Büsür ,
HAK, ‘Zebânî’ye dedi : ‘“Bunu en alt kata sür !”’
İşte hocam gerçek bu ! Güler mi ağlar mısın ?
Mırnava ,‘Hazret’ (!!) Deyip sen ; hâlâ yağlar mısın !
Gel çıkalım ekrana, güvenirsen kendine !
Sen yanlışa yorum yap ! Ben ise ‘“GERÇEK DÎN”’e !
Benim yok ‘Saman yolum !’ Ne de bir tek okulum !
Ben kendisi ekran ve okul olmuş bir kulum !
Ben ‘samanı’ değil de ! ‘Yolunu’ biliyorum !
Her âyet için bende var birkaç gizli yorum !
İsteseydim toplardım ! Senden kat be kat kişi !
Ama mezheb ! Tarîkat ! Şeyhlik bölücü işi !
Ey müslüman ! Öğrendin ! ‘Ebû Hüreyre’ kimmiş !
Ve hoca onu niçin övmeyi edinmiş iş !
Ey mü’min ! En tarafsız hadîsçi böyle ise,
İnanma sakın asla sâfça hiçbir hadîse !
Kimi Arap mâlıdır ! Kimisi İran mâlı !
Âyetlere bakmadan asla inanmamalı !
Hadîs için, bir hadîs aktarayım RESÛL’den :
“Kur’an yegâne ölçü ! Şaşmayın bu usûlden !”
M.H. ULUĞ KIZILKEÇİLİ
ANKARA – 21.03.1997
EDEB !
Ele ! Dile ! Ve bele ! Hükmetmek, edeb demek !
Bu üçün iç yüzünü ! Anlamaya ver emek !
İç yüzü ! ALLAH gibi yaratmakla ilgili !
Olursak omurilik hakkında tam bilgili !
Dostları ilə paylaş: |