Yahûdi devletini kurup ol bize kral !”’
Dedi : ‘“Ver sen Sezar’ın hakkını hep Sezar’a !”’
‘“Krallığımı yerde değil ! Göklerde ara !”’
‘“Yık bu, taştan topraktan yaptığın mâbedini !”’
‘“Sensin HAKK’ın mâbedi !”’ ‘“Sendedir fıtrat dîni !”’
‘“Atamız İbrâhim’den önce !”’ ‘“İnsânın özü !”’
‘“Bu rûh ile dirilttim ölü !”’ ‘“Aç şu kör gözü !”’
‘Yehova’nın adını, hiç ağzına almadı !
Dedi : ‘“Öç alma ! ‘“Affet !”’ ALLAH’ın, gafur adı !”’
Sezar’a dediler : ‘“Bu öldürülecek kişi !”’
‘“Bozguncunun kendisi !”’ ‘“Mâbed yıkmak tek işi !”’
‘Çarmıhta îdam’ sözü zaten yanlıştır ! Niçin ?
Zîrâ kullanılırdı o, sırf işkence için !
Papazlarca bir ‘çarmıh’ senaryosu düzüldü !
‘“HANÎF DÎN”’i çektiler haça ! RAHMÂN üzüldü :
‘Yahûdiler Îsa’yı alıp çarmıha çakmış !’
‘Onun tertemiz kanı fışkırıp arza akmış !’
‘Arzın atmosferini arıtmış ! Bu en sâf kan !’
‘Artmış ! Ölmeden şeffaf bedeni ile çıkan !’
‘Mesîh’in Rûhu !’ Arz’ın çekirdeğine inmiş !’
‘Kendine ! Dokuz katman Arz’ı beden edinmiş !’
Mesajı burda keser ! Hıristiyan ereni ! ***
Şimdi dinle ! Süreci MUHAMMED’den dereni !
VI SON KURTARMA OPERASYONU !
Arz merkezine inen ! ‘Şems rûhu’ndan bir ışın !
O Rûh, ‘EL ELYON !’ ÂLÎ ! Işın özün ! Can dışın !
Îsâ’yı saldı Sezar ! Suçsuz bulmuştu onu !
Ve HAK, yanına aldı ! Bittiğinde misyonu !
İbrahim’den gönderdi ! ALLAH en son RESÛL’ü :
Kesin karardan önce ! Böyledir hep usulü !
Kudüs’e kıldı namaz ! Onlarla tuttu oruç !
‘Kudüs tapınağından ! Göklere etti huruç !’
“Ben Mûsâ’ya benzerim, ÂLÎ, Hârun’a” dedi !
‘“Kısasta hayât vardır !”’ ‘Bu, yasadır ebedî !’
‘“Yeni dîn getirmedim ! Bir tek dîn var, ‘“HANÎF DÎN !”’
‘“İBRÂHİM dînindeki, ALLAH’a secde edin !”’
Yahûdiler yine de ! Bundan tatmin olmadı !
Sahte peygamber oldu ! Onlar yanında adı !
Dediler : ‘Birçok ırktan kadın aldın kendine,
Sekse düşkünlüğünden, herkes fikir edine !’
‘Daha yok senin hatta okuyup yazman bile !’
‘Kendini kıyâs etme bizim nebîler ile !’
‘Kur’an’ dediğin kitab ! Bizimkinden çalınma !’
‘Dağlarda konuştuğun, râhiplerden alınma !’
Dedi : “Benim özümden çıkmıştır her bir kadın !”
“Bunun bir kanıtıdır ! Senin Yahûdi adın !”
“Yahûdi sözü çünkü demektir Yehovacı !”
“Dörtte bir Âdemcisin ! Ve dörtte üç Havvâcı :”
“Yehova İbrânîce dört harf !” “İlk harf Y ! Âdem !”
“Kalan üç harfi Havva !” “H , V , H , Havvâ mâdem !”
“Havvâ, ilk anne !” “Bana HAK ‘“ÜM”’, yâni ‘anne !’ Der !”
Âdem, “TOPRAK BABASI !” “ÂLÎ, olmalı peder !”
“Süleyman’ın eşleri doldururken haremi !”
“Belkıs’ı da çağırdı !” “Bunu unutma emi !”
“Ayırmam ben dünyâda !” “Ne ırk !” “Ne cins !” “Ne de renk !”
“Tarak dişleri gibi !” “Herkes birbirine denk !”
“Gerçek insân’dan başka !” “Seçkin ırk yok âlemde !”
“Önünde ‘“LÂ İLÂHE !”’ “Sonunda ‘“İLLÂLLAH”’ de !”
“Yehova, ALLAH değil !” “Onun ‘“RAB”’ olan ismi !”
“ALLAH’ın doğasının kâlbde asılı resmi !”
“Odur Hıristiyan’ın Mesîh’i !” “Kutsal oğul !”
“ALLAH ! Kâlbe yansımak ile, olamaz çoğul !”
“SÎNA dağında aldı !” “Mûsâ da kitabını !”
“Düşün !” “ALLAH’ın bana ‘“SÎN”’ diye hitabını !”
“Kur’anda ismim ‘“Ya SÎN !”’ “Benim, SÎNA’dan murad !”
“Ayın rûhuna ‘Ur’da, ‘SÎN’ idi verilen ad !”
“Göç eden İbrâhim’in, yerleştiği ilk kent UR !”
“Vicdân Din’inin ise !” “Yüce mîmarı odur !”
“Sözün özü :” “Kur’an-ı kendi kâlbimden aldım !”
“Ne râhibden öğrendim !” “Ne de Tevrât’tan çaldım !”
“Orijinal değildir kitabınız da !” “Zîrâ :”
“On iki kez kayboldu !” “Ezberden yazdı Ezra !”
“Mûsâ’ya benziyorum diye adımı sildi !”
“ ‘Övülen’ demek” diye ! “Bana düşman kesildi !”
“Tevrât’ta yok Ezra’nın nebî olarak adı !”
“Üstelik var ! Güneşe tapmış râhib isnadı !”
“Mûsâ’dan öncesinin, kanıtlanma şansı az !”
“Kur’anda ki Tevrât’a âit âyetler mecâz !”
“Kur’an kaybolmaz !” “Korur tam ‘“ON DOKUZ ZEBÂNÎ !”’ “
“ ‘“Yaklaşmadan Fuad”’a, şeytanı tutar ânî !”
“Diliniz de kutsal dil değildir !” “Sâde yama !”
“Arapça !” “Yunanca !” “Ve Kaldeceden !” Toplama !”
“Kaldece’nin kökeni !” “Sanskiritçe’ye gider !”
“Hintliler İBRÂHİM’e, ‘Brahman göçmeni’ der !”
“Râhibler Hintlileri dört sınıfa bölmüştü !”
İnsânların fıtratta eşitliği ölmüştü !
“Râhiblerden İbrâhim, buna ilk karşı çıktı !”
“Kutsal yamyam’ın onu yiyeceği açıktı !”
“Benim yaptığım gibi !” “İbrâhim de etti göç !”
“Dîni pazarlayandan !” “ALLAH er geç alır öç !”
“HAK emreder !” “Emir ses !” “Ses renk !” “Seste ilerle !”
“ALLAH’la konuşulur !” “Çıkardığın renklerle !”
“Aslınızı bilirim !” “Dünyâda yitiksiniz !”
‘“HAK sizi lânetledi !”’ “Ahrette bitiksiniz !”
‘Yahûdi’nin ağızı !’ Bir karış açık kaldı !
‘Bu her şeyi bilene !’ ‘Îdam kararı aldı !’
‘Zehirledi !’ Ziyâfet verip onu Hayberde !
Kalanı ‘Kerbelâ’ da kesti Arab ! ‘Mel’un de !
O vakit HAK dağıttı onları her millete !
‘Belki son verir’ diye ırkçı denen illete !
Gittiği hiçbir yerde, kimseyle karışmadı !
‘Dünyâda en sâf kana sâhip’ çıkmıştı adı !
‘Alt bilinç’ deposudur ! Sâfsa insânın kanı !
Onda yaşar ! Atadan gelen her gen ve anı !
Damarında nebîyi, Yahûdi sağ hisseder !
Bu yüzden ‘“Yüzyıllarca her nebî yaşadı”’ der !
‘Sâf kan !’ İnsânı yapar hırslı, cimri ve kurnaz !
Başarısız olanı, bu yüzden sâf ırkın az !
VII KISÂS !
‘“Firavunun kestiği her bir çocuğun kanı !
Mûsâ’ya aktı”’ der HAK ! Mûsâ ! HAKK’ın kalkanı !
Mûsâ, zâlimi yıktı ! Bütün gücüne karşın !
Karşısında durulmaz ! RAHMÂN’ı tutan Arş’ın !
HAKK’ın yasalarından en korkunç olan esâs :
‘“Sâlih’in devesini kesene özge kısâs !”’
Kısâs yasası işler ‘Reenkarnasyon’ ile !
ALLAH’ın ‘“Öç alıcı”’ ismiyle geldi dile :
Tüm nebî katilleri ! Almanya da toplandı !
Almanlar da içmişti ‘üstün ırk’ olma andı !
Beş milyon Yahûdi’yi ! Fırınladı bir manyak !
Milyonlarca Almanı da ! Gömdü giderayak !
Barbar Roma milleti ! Doğdu İngiltere de !
‘Ben’i büyük harf yazar ! Her millet dikkat ede !
Onda çıktı İblîsin ‘“Benden büyük yok”’ sözü !
‘“ALLAH’ın kovduğunu !”’ Sen de taşla ! Aç gözü !
Arapları kandırdı ! Türk, çölde susuz öldü !
Sonra, Orta Doğuyu ! Baklava gibi böldü !
Güneşi battı ama ! Politikanın kurdu !
İsrail devletini ! Tarihte ilk o kurdu !
‘İsrail’ ve ‘Azrâil’ sözcüğünün kökü bir !
HAK der :‘“Dost olma !”’ Canın için al tedbir !
‘“Süleyman’ın devleti !”’ De, mâbedi gibi mecâz !
İlk Mason ve Bilgeler hariç ! Sırrı bilen az !
‘İbrânîce yazılı !’ Yok bir tek eski para !
‘Devleti olmadı ki !’ Kazıda bir şey ara !
‘Heredot !’ Bu konuda bir tek satır yazmadı !
‘Târihçiler babası !’ İken öteki adı !
Târihi beş bin değil ! İki bin kusur sene !
Millet olarak öyle eski değil desene !
ALLAH der :‘“Ellerinde var kitabımın aslı,
Saklarlar onu ! Zîrâ Kur’an’a denk her faslı !”’
Çok efsâne derledi ! Esîr iken Babil de !
İlk beş sûresi hariç ! Kitabına kopya de !
İki bin yıl senede, Güneş bir burcu geçer !
İnsân tekrâr bir erkek, bir kız vücûdu seçer !
Filistin de yan yana şimdi Yahûdi, Arab !
Birçok Nebî ve Velî kâtili ! Hâli harab :
Her şeyi programlar ‘Reenkarnasyon ilmi !’
Ders gibi izleyiniz bitene dek bu filmi !
Yehova ‘“Yedi kuşak intikam alırım”’ der !
Yedi bin güneş yılı demek bu ! Bilen ender !
Altmış milyon suçsuzu ! Papa ateşte yaktı !
Milyonlarca haçlının kanı boşuna aktı !
Engizisyon ve Haçlı kurbanları gelecek !
Çok karanlık ! Kilise için yâni gelecek !
Dünyâda olur ! ‘Kanlı top yekûn helâlleşme !’
‘İnsân hakları’ denen sınırı sakın aşma !
Gelince, mesajımı anlayan yeni kuşak !
‘Emevi düzenine’ olmayacak o, uşak !
Oldu mu herkes kardeş ! Dîn hak ! Uluğ’u anın !
‘Boşuna harcamışız onu’ diyerek yanın !
Ediyorum Dünyâya yine hakkımı helâl !
Yakmasın diye kendi evlâtlarımı celâl !
VIII HAKK’A NİYÂZ !
Bu mesaj biter bitmez ! Bir ses dedi bana, yaz :
‘Yahûdiler hakkında gerekli yapman niyâz !
‘Hahambaşının oğlu Bay Eliyazer Levi !’
‘Bağış yapıp hacizden kurtardı sizin evi !’
‘Hahambaşı ! ATA’yı çok genç iken uyardı !’
‘Hepsi çıktı !’ ‘Yâni o ermiş bir ihtiyârdı !’
‘Çok Yahûdi elçiye !’ ‘Sen Türkçe dersler verdin !’
‘Senin gibi !’ ‘Birçok dil bilir diye severdin !’
‘Osmanlı yüzlerce yıl !’ ‘Onu koynuna aldı !’
‘Her biri ! Türkler kadar, devlete sâdık kaldı !’
‘İçlerinde birçok var evleneni ! Türk ile !’
‘Eski Yahûdi değil !’ ‘Yahûdi !’ ‘Herkes bile !’
‘Gecelerce uykusuz çalışarak Edison !’
‘Ampulü icâd edip verdi karanlığa son !’
‘Nükleer gücü bulan bilgin Hitler’den kaçtı !’
‘İnsânlık hizmetine uzay yolunu açtı !’
‘Yahûdi idi !’ ‘Rusa atom sırrını satan !’
‘Nükleer denge ile kurtuldu birçok vatan !’
‘“ALLAH ! RAHMÂN’a düşman olana olur düşman !”’
‘Affeder !’ ‘Barışırsa suçlular olup pişman !’
‘Ses sustu !’ Ve özümle bir an baş başa kaldım !
Şu şekilde bir duâ yapma kararı aldım :
‘‘“Rahmetinin yanında senin hiçtir gazabın !”’
Bitsin ! Yahûdilerle Araplara azabın !
“Âlimin mürekkebi, şehit kanından ağır !”
‘Ya RAB ! Yahûdileri affet yanına çağır !’
‘İkisi de İBRÂHİM oğlu ! Sensin yüce RAB !’
‘İtiver !’ ‘Kucaklaşsın Yahûdi ile Arab !’
‘Ağlama duvarında !’ ‘Aksın sevinç gözyaşı !’
‘MUHAMMED !’ Ve ‘MÛSÂ’dan yap kâlblerine aşı !’
Karşısında değilim ! Arap ve Yahudinin !
Tek gâyem, arasını bulmak her iki dinin !
M.H.ULUĞ KIZILKEÇİLİ
ANKARA - 12.09.1999
***MAX HEINDEL : GÜL HAÇ EKOLÜ SÖZCÜSÜ
YALNIZ ADAM !
‘O ev halkı’ iken ! Sende oturan,
Evin otel oldu ! Mutfak restoran !
Mahzun olma Hüznî : ‘“Zâlimlerden biz,
Öç alırız”’ diyor ; ‘“Hazret-i Kur’an !”’
ÂLÎ ! O kapıyı, yalnız kaldırdı !
HÜSEYİN ! Yezîde yalnız saldırdı !
Yalnızlık ! En güçlü, en güç makamdır !
HAK ! RESÛL’ü göğe yalnız aldırdı !
M.H.ULUĞ KIZILKEÇİLİ
ANKARA – 1990
‘“Y A R A T I M !”’
Âdem Arzda çamurdan edilir edilmez halk !
Cennet içine kondu ! Bu sırları çözde kalk !
Kimyası ile çamur, döl için kâfi maya
Dîni, çalış bilimsel olarak anlamaya !
‘“Kadınlar tarlanızdır ! Ekiniz”’ diyor âyet !
Arz’dan amaç ne imiş ! Anlamı açık gayet !
Cennet, ‘hep meyve veren suyu bol bahçe’ demek !
Rahim kordonu verir rahme hava ve yemek !
Bebek hiç boğulmadan yüzer bir balık gibi !
‘“NÛN”’ balık sûresidir ! ‘“Yunus”’ ‘“Balık sâhibi !”’
Tevrât’ın ilk sûresi ‘“Genler bilgisi”’ demek !
Bilgisiz oynanırsa, korkunç olur ödemek !
‘“Döllenmiş ilk yumurta”’, ilk sûresi kitabın !
Sen Dna’yı ‘“Oku !”’ İlk emridir hitabın !
Üçüncü sûresiyse, ‘“Rahimden çıkış”’ demek !
Yâni ‘“Kızıl deniz’”i geçen verir çok emek !
Kur’an’sa, doğum için ‘“İnip ordan çıkın”’ der !
İlk yaratım sırrını, şeytandan korur peder !
‘“ALLAH’ın koruduğu kitab”’ bu şifrelerdir !
‘Yirmi dokuz’ formüldür ! Bunlara akıl erdir !
‘“Elif lâm mim”’ kitabdır ! ‘“Elif lâm mim ra”’ âyet !
‘“KİTAB İLMİ”’ işte bu ! Başka ilim rivayet !
‘HAKK’ı, Tanrı ilmini bilen, en doğru tartar !’
Başka ilmi bilenin, sırf bilmezliği artar !
Hızır ile Mûsâ’nın arasındaki fark bu !
Biri HAK, diğeri halk meclisinin mensubu !
‘“Yaratım formülünü bozarak dökecek kan !”’
‘İnsâna verilmesin’ der şeytan böyle imkân !
HAK : ‘“Sen Gayb’ı bilmezsin”’ kıskanıp etme keder !
‘“Can kandadır !”’ Rûh özde ! ‘O yaratılamaz’ der !
‘“Asıl Kitab”’ değişmez ! Cin bozar sırf kültürü !
Eşeği at yapamaz ! Katıra çıkar türü !
Katırın ise ‘“Nesli kesik”’tir ! Kâfir gibi !
‘Şaşma anne babandan’ diyor mülkün sâhibi !
Kopyalandığın aslı bul ! Kopyayı bırak sen !
Aslın MUHAMMED ÂLÎ ! Âh ! Bu sırrı bir bilsen !
Sen O modele göre, dış yüzünde oldun halk !
‘“ALLAH’ın fıtratı”’ bu ! Dışı içe uydur, kalk !
Apteste yıkadığın her bir nokta, ona denk !
Bağla toprak hattını ! Versin ‘“Sîna”’ gibi renk !
Boyut değiştirmeden ! Bu işlem yapılamaz !
RESÛL Mîrâca çıktı ! HAK indi ! Budur namaz !
M.H.ULUĞ KIZILKEÇİLİ
İZMİR – 16.10.1998
YAŞ GÜNÜ !
Dışarıda iken ak ! İçerde iken kara !
Hâlbuki ikisi de ayni renk ! Haram para !
‘Renk körlüğü’ değil de! ‘Vicdân körlüğü’dür bu !
Uzaylı gibi onlar ! Başka âlem mensubu !
Bekçileri, Nasreddin Hoca’dan ders almıştır :!
Taşları bağlayarak ! Köpekleri salmıştır !
Bu anlamda ! Dünyâda ekonomi liberal !
Ne istersen satılık ! Fiyatından haber al !
Serbest Pazar düzeni ! Kiralık ! Rahim bile !
Resmen evlenilmekte ! Bak kendi cinsi ile !
‘“Cinsleri yozlaştırıp şeytan tuttu sözünü !”’
Ama andına sâdık kul ! Korudu özünü !
‘“İnsân şeytanı”’ndan kast nedir ? Meydana çıktı !
‘“Âdem’e secde !”’ ‘“Hâlis evlâdına açıktı !”’
Sonuçta! ‘“On dokuz”’a HAK der : ‘“Bu pisleri sil !”’
‘“Dünyâ Arz’a dönüşür !”’ Gelir tertemiz nesil !
Niye kısırlaşmakta gitgide Boşimanlar ?
Bunu, ‘“KİTAB İLMİNİ”’ bilenler ancak anlar !
On sözcükle konuşur ! Beşe kadar sayamaz !
Bilinci hayvân altı ! İçgüdüden bile az !
‘“RAHMÂN’dan : akıl, ilim ve lisan, yâni beyan !”’
‘“RAHMÂN”’, ‘Özrûh !’ Can,hayvân ! Bu büyük farka uyan !
Genleri bozuk ırkı ! Mesken seçmez hiçbir rûh !
Ve dünyâdan silinip yok olur ! Soysuz gürûh !
‘“Yüzleri döndürülür arkasındakilere !”’
İnsânın arkasında hayvân var ! Akıl ere !
‘“Evlere kapısından giriniz !”’ Diyor âyet !
Tersyüz olunur ! Tersten girilir ise şâyet !
Her tür yozlaşmış soya ! ‘“ALLAH nesli kesik der !”’
MUHAMMED soyu ise ! ‘“Kevser !”’ ‘“Hep devam eder !”’
Yaş günüm bu ! Yazarken gözlerimden yaş geldi !
Ben silmedim ! Silmeme, ‘ağlatan’ım engeldi !
M.H.ULUĞ KIZILKEÇİLİ
ANKARA – 21.07.2001
YATIR !
Eren der: ‘Ben kalkmışım ! Sanma beni ‘yatır’ım !
Türbemin bekçisine yapma sâf sâf yatırım !’
Yalvarma da emir ver ! İrâdenin gücüdür !
Öteki kuvvetlere uygulanan yaptırım !
Yalvaran, dilencidir ! Ancak sadaka kapar !
Emir veren, kumandan gibidir ! Fetîh yapar !
‘“İnsâna verilecek nimet kendi çabası !”’
Evliyayı aracı kullanan dînden sapar !
Duâyı dudak değil de, ‘Kâlb yapabilmeli !’
Muradı gerçekleşen kendisinden bilmeli !
HAK da öz iradeyle ‘“Ol emri”’ verip durur !
Emri VELÎ uygular ! Odur ALLAH’ın eli !
M.H.ULUĞ KIZILKEÇİLİ
İZMİR – 07.04.1998
YAZGI !
Ne yazık oldum âlim !
N’olacak benim hâlim !
Halkın yok alt yapısı !
Çürük, devlet kapısı !
Gırgır bir televizyon !
Beyni yıkanmış milyon !
Ne tavan kalmış ! Ne dam !
Bir sürü işsiz adam !
Çetelerde ihâle !
Mafya el koymuş hâle !
Kırk harami ! Her yasa !
Dürüstü boğmuş yasa !
Dışarda yok hiçbir dost !
Bekler ! Soymak için post !
Hep ‘Sevr’i dayatıyor !
ATA dimdik yatıyor !
Herbir şey pazarlanır !
Nâmûslu azarlanır !
İsmi var ! MUHAMMED’in !
Açık arttırmada din !
Cirit atar Emevi !
Bir sürü fesat evi !
Der : ‘Gel de dini bölem !’
Yeter be ! Ört ki ölem !
Değişmez ! Kara yazgım :
Var iken ! Bunca azgın !
M.H.ULUĞ KIZILKEÇİLİ
ANKARA – 03.02.2002
‘“777 !”’
Zühal ! Güneş ! AY ! Ve ARZ ! Jüpiter ! Venüs ! Vülken !
‘“Yedi evrim günü”’ bu ! Biz ‘Hakeren’ olurken !
Yedi halkalı zincir her evre : Yedi küre !
Her evrede geçilir bunlardan yedi kere !
‘Yedi yüz yetmiş yedi !’ Bir şifre bu sürece !
Reenkarnasyon değil bu sayı ! O ! Bilmece !
O sayı bağlı çünkü çabasına kişinin !
Özgür sorumlusu o ! Hayâtta gidişinin !
Arz zincirinden geçtik ! Henüz üç buçuk kere !
Yarı yolumuz kaldı ! Yolda verdik çok fire :
Fire : İlkel ırk, maymun, mâden, kum, bitki, ağaç !
Öncü : Ârî ırk, hayvân, çiçek, ot, dağ ! Gözü aç !
Çalışkan, sınıf geçer ! Tembel, sınıfta kalır !
HAK ya bir rütbe verir ! Ya da rütbeyi alır !
Bu nedenle ‘müstehak’ sözcüğünün kökü HAK !
‘“Terazi”’ O ! En güzel adı ‘“ÂDİL”’ muhakkak !
Evre, küre ve devir sayıları yedişer !
Şifrede bu üç yedi bakın yanyana düşer !
‘Yedi yüz yetmiş yedi’ şifresinin sırrı bu !
Yedi evrede olur ! İnsân HAKK’ın mensubu !
‘“Elohimler’in Rûhu Bir”’de bu sayı eder :
‘ALLAH, Hakerenlerin ortak Rûh’u, Ben’im der !’
‘“Bir söz”’le ermek için ! Ama var şifre barkod :
MUHAMMED ! ÂLÎ ! FÂTMA ! HASAN ! Ve HÜSEYİN ! Kod !
M.H.ULUĞ KIZILKEÇİLİ
ANKARA- 22.11.2001
‘“Y E M İ N !”’
Eğer Millet Vekili bilse, yemin ederken ,
‘Nâmûsum’ ve ‘Şerefim’ üzerine o derken ,
Bu iki sözcük onun Çift kutublu rûhudur !
Titrerdi ! Milletine temsil borcu öderken !
O bir bilse ! Kendini temsil etmeli ilkin !
Kendini temsil için emir : ‘Benlikten silkin !’
O bir bilse ! Halkına andından önce ALLAH,
Ona ,‘“HAKK’a andını”’ tutmayı eder telkin !
O bir bilse ki ! Rûhu her yaptığını izler !
Onun her ayıbını gördüğü hâlde gizler !
O bir bilse ki ! ‘“VİCDÂN”’ azabı onun sesi !
O bir bilse ! Kur’an da, Rûhunun adı ‘“Bizler !”’
Geçerken gözbebeği içinden yüz bin ışın ,
Bir tek ışın olup der : ‘Çok’ tan ‘Bir’e karışın !
Rûhlar da ‘“Bizlerken”’, HAK gözden geçip ‘“Ben”’ olur !
Son sözüm şu : ‘Ölmeden kendinizle barışın !’
M.H.ULUĞ KIZILKEÇİLİ
ANKARA – 1996
YEŞİL AĞAÇ !
Pırıl pırıl ! Simsiyah ! Mâdde olmayan uzay !
‘“Kadir gecesi”’ gibi ! Ne güneş gerek ne ay !
O gece MUHAMMED ve Mûsâ bir ağaç gördü !
‘“Yeşil ağaç”’ o ! “ÂLÎ !” Mîrâç için şart olay ! (2166)
Yaprakları hep yeşil ağaç, zeytin ağacı !
‘“Yağı kandilde parlar”’ ‘“Vaftiz”’ olma ilâcı !
HAK Kur’an’da ‘“O zeytin üstüne and olsun”’ der ! (504)
Senin özün ‘“O zeytin”’ ve ‘“Îsâ !”’ Yok aracı ! (504)
HAK ‘“İki yay arası”’ hatta ‘“daha”’ yaklaştı ! (329)
RESÛL üçüncü gözde RAHMÂN’la kucaklaştı !
‘“İki yay arası”’ ve ERRAHMÂN çünkü eşit ! (329)
Sonra hatta o RAHMÂN makamını da aştı !
Ve ‘“Son sınır”’a vardı ki orda ‘“En üst cennet !”’ (1200)
Sen bu sendekileri hâlâ göklerde zannet !
Mü’minlerin emiri “TOPRAK BABASI ÂLÎ !”
Bunlarla ayni sayı ! HAK’tan sana emânet !
M.H. ULUĞ KIZILKEÇLİ
ÇEŞME, İZMİR- 13.08.2000
Ebced ilmine göre isim ve kelimelerin açılımları :
KABE KAVSEYN = İKİ YAY ARASI = 329
ER RAHMÂN = 329
EDNA = DAHA DA YAKIN = ADNİ
DÜNYÂ = DNİA (Arapça da ikisi ayni harf)
ADNİ (İbranice) = RAB demek
SIDRETEL MÜNTEHA = 1200
CENNET İL MEVA = 1200
MÜ’MİNLERİN EMİRİ ÂLÎ EBÛ TÛRAB = 1200
EL ŞECER –EL AHDAR = YEŞİL AĞAÇ =2166
VAFTİZ = 504
EZ ZEYTİNİ = 504
HÛ ÎSÂ İBNİ MERYEM = 504
YETMİŞ BEŞ’İNCİ YIL !
Cumhuriyetten beri geçti tam yetmiş beş yıl !
Aymaz ! Sapık ! Ve hâin ! Üç düşmanın var ! Ayıl !
İstiyorlar beline sarmak yeşil bir kuşak !
Sonra yapmak mü’mini kâfir elinde uşak !
Alın teri çaldıran her devlet olur çete !
‘“Emekten başka yemek yok !”’ İşte bu, reçete !
İnsân hakkı diyerek yurdu bölmek, son tuzak !
Hayvân hakkını bile vermeyenden ol uzak !
‘BÜYÜK NUTUK’, Atanın vâsiyetidir sana,
Kulak ver, Âdem gibi insân olan insâna !
Rûh kimdeyse o Âdem ! Can kimdeyse o beşer !
Rûh, HAK emrinde hayır ! Can, şeytan emrinde şer !
‘YURTTA SULH ! CİHÂNDA SULH !’ Sulhun anlamı ‘SELÂM !’
Cennette bak, ‘“Selâm”’dan başka yok hiç bir kelâm !
Dünyâ küçüldü ! Komşu biri birine, herkes !
Ama çok az, özüne komşu olanı bir kez !
Yıllar önce uyardım ! Mesajım oldu heder !
Boynum büküktür artık ! Hüznî yetmiş beş eder !
Karelerini topla, bin üç yüz kırk yedinin !
Yine yetmiş beş ! Fakir için fikir edinin !
Kızıl kuşak yetmiş beş yıl sonra parçalandı !
Halk mahzûndu ! Liderler unutmuşlardı andı !
Şimdi başka bir süper oldu dünyâ lideri !
Yasalarının cildi, insâna âit deri !
Son kez uyaracağız ! Bizde sınır yok aşka !
‘“HAK’tan ümidi kesmez kimse kâfirden başka !”’
Çünkü yıl ‘Bin dokuz yüz doksan dokuz eşiği !’
İnşâallah sallamaz ‘“Zebânîler”’ beşiği !
M.H.ULUĞ KIZILKEÇİLİ
ANKARA - 29.10.1998
CUMHURİYET BAYRAMI
CUMHURİYET’İN 75.YILI
‘“YILAN !”’
‘“Cennette eşin senden hiç ayırmaz gözünü !”’
Cennet yâni bir ayna ! Hep yansıtır özünü !
RAB mîrâçta RESÛL’e baktı ! Onun gözünden !
RAB da yâni bir ayna ! Belli ‘“İlk and”’ sözünden !
Omurilik yedi gök ! Bir yılan ! Yedi boğum !
O yılanın başında olur ! ‘İkinci doğum !’
ÂLÎ’nin kılıcıdır ! Dili yarık yılanın !
Omuriliği bölüp iki kutba ! Uyanın !
İki kaş arasında ! Altın bir yılan başı,
Taşırdı her firavun ! Varsa epifiz aşı !
Gümüş bir yılan başı ! Göbek üstünde ise,
Medyumdu o Firavun ! Aday ulu meclise !
Firavunda hiç yılan yoksa ! O sâde lider !
Halka, ‘Hep beni seçin !’ ‘“Mûsâya, ALLAH’ım der !”’
Kendi başını ! Yılan uyurken eder tavaf !
‘“Başındaki zâlime, susan için yoktur af !”’
‘“ALLAH ona ne için sen başkaldırmadın”’ der !
‘“Zâlim ile birlikte, halkı ateşe gider !”’
‘“İtâat şarttır, emir sâhibi yüce ise !”’
Bu uyunuz demektir pise değil ! Hâlise !
‘“Yüce emir sâhibi !”’ Ancak ‘“And”’ içenlerdir !
‘“Sekine tâbûtuna !”’ Kefeni biçenlerdir !
‘HAK meydanından’ gelir ! Halk meydanından değil !
Taklitlerinden sakın ! Kendi önünde eğil !
Omurgada yılanı dineltendir ! Hâlis kul !
‘“KİTAB BİLGİNİ”’ O’dur ! Emrinde yüce okul !
Omurgada yılanın dinelmesi ! ‘“Kıyâmet !”’
Ölmeden dineltmezsen ! Ölümlere devam et !
‘Yılan’ sözcüğünün bak kökeni ! Türkçede yıl !
‘“Cehennemde yıllarca kalmak var !”’ Artık ayıl !
‘Boru’ sesiyle çıkar ! Bak sepetinden yılan !
Azrail o boruyu çalana dek oyalan !
‘“Yılana dönüşünce bak Mûsâ’nın Âsâsı !”’
‘“Peygamber olabildi !”’ Budur sözün kısası !
Yâni ! Dineltemeyen içindeki yılanı !
Din ve devlet adına uydurur her yalanı !
Omurilik aşağı akar ise ! Seks yap der !
Onu kim çıkarırsa yukarı ! Gerçek önder !
Bir tek yılan var bizde ! Ama o iki çeşit !
Bu yüzden İbranice ‘“Mesîh”’ ve ‘“Yılan”’ eşit ! (358)*
Biri ! Ayağa kalkıp Îsâ’yı Mesîh yapar !
Biri Havvâ’yı dinler ! İnsân, kendine tapar !
‘“İnsân şeytanı ile ayırmak farz Âdem’i !”’
ALLAH sende saklı HAK ! Kula kul olma emi !
M.H.ULUĞ KIZILKEÇİLİ
ANKARA – 12.05.2001
*İbranicede = Yılan : NAHAŞ (358) = MESİH : MEŞİH (358)
YİRMİ YEDİ MAYIS SABÂHI !
TÜRKEŞ gece radyodan gür sesiyle bağırdı !
Sır kâtibi olarak sabâh beni çağırdı !
Dostları ilə paylaş: |