42 yil öncesi



Yüklə 3,62 Mb.
səhifə2/38
tarix25.10.2017
ölçüsü3,62 Mb.
#12912
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   38

‘Şansınım !’ ‘İnancınım !’ ‘Kısaca, ‘“HANÎF DÎN”’im !’

‘Beni yok edemezsin ! İhânet etsen bile !’

‘Sen kendin yok olursun !’ ‘Bütün hırsların ile !’

‘Tekrâr ‘“Bir tek can !”’ Olup eşle ! Köprüden geçer !

Ölümden ‘üç gün’ sonra, cennet yurdunu seçer !

Ama ‘“Savaş”’ bitmeden eğlenemez cennette !

‘Mehdî’ bekleyen madde, zincirliyken cinnette !

Bölünerek, yeniden Arza iner Daena !

Kuluma hizmet, bana en güzel hamd-ü senâ !

Kendisine bilinci böylece berraklaşır !

Her bütünleştikçe o, bana daha yaklaşır !

Zaferi kazanınca girer başka bir hâle !

Olur bölünemeyen ışıl ışıl bir hâle !

‘“Cennete dönen Arz’ın, olur gerçek vârisi !”’

Artık ‘“Îsâ Mesîh”’ O ! Her zerre ‘“Havarî”’si !

Her zerre ‘Ben neyim ?’ Der ! O ilk dirilttiği an !

Mehdî der : ‘Sâf meleksin ! Kimliğini arayan !

Kendini bulman için, bir Arza inmen gerek !

‘“HAK öze”’ yaklaşılır, kutublaşıp ererek !

Gelelim yine sırat köprümüze biz ! Zerdüşt !

Köprüden geçe geçe, zîrâ kazanılır rüşt !

Köprü ! Yüce mahkeme ! ‘MİTRA !’ Yargıcın ismi !

‘“Ona karar verdirir, sâdece yüzün resmi !”’

‘Köprü !’ ‘“Doğru yol !”’ Orda ayrılır hayır ve şer !

‘“Yüzü parlayan !”’ Geçer ! ‘“Yüzü kararan !”’ Düşer !

MİTRA ! Güneş ! Ayırır zenciden sarışını !

‘Yirmi sekiz’ ay günü saçar “İZZET” ışını !

‘SAOSYAN !’ Yâni ‘MEHDÎ !’ Güneşten inecektir !

‘Madde ve nefis’ denen karanlık dinecektir !

“On ikinci imamdır Mehdî !” Söyleyim niçin ?

Güneş On iki aya hükmeylediği için !

‘On ikide üst üste gelir ! Akrep yelkovan !

‘“Kıyâmette şems aya girer !”’ Kurulur dîvân !

Bu yüzden kıyâmete denir Kur’anda ‘“Saat !”’

Ay’a bağlıdır oruç ! Güneşe ise, ‘“SALÂT !”’

‘On iki’ hem başıdır saatin, hem de sonu !

‘B altındaki nokta’ gibi anla sen onu !

Benim de her şey gibi, RABB’im var ! O ilk özüm !

RABB’imin merceğinden, ALLAH’a bakar gözüm !

ALLAH’ın huzurunda bulunsa da ! ‘İlk özler !’

‘“Rahmet”’ olarak inip ‘HIZIR’ olmayı özler !

‘ALLAH ZÂT’ın perdesi !’ Sonsuz mekân ve zaman !

Adı, ZERVAN ! Perdeyi açmaya kalkma ! Aman !

Son kez gelince adın ‘MEHDÎ’ olur ! Ey Zerdüşt !

Dünyâ saydamlaşır ! Ve her insân kazanır rüşt !

Salâtta öptürürüz toprağı biz hep ! Niye ?

‘Spenta armaiti !’ Deriz biz ‘“SEKÎNE”’ye !

‘Arz’ın bâkire rûhu !’ Zîrâ taşır bu ismi !

Arz, onun dokuz katlı, dürülü olan cismi !

‘“Sekîne”’ çıkarırız ! Melek ! İzzet ! MİTRA ! Ve ben !

‘“Sekîne”’ni çıkar da ! Bedenin olsun Kâben !

Kendi özünü çağır Zerdüşt sen ! Beni değil !

Çünkü senin özünüm ! Çıktığın kata eğil !’

AHURA MAZDA böyle Zerdüşt’e etti hitab !

ZEND AVESTA, Kur’anda beşinci kutsal kitab !

AHURA MAZDA için, Îsâ bil ki ‘“Babam”’ der !

Zîrâ ‘“RAHMÂN”’ olmuştur ! ‘“Îsâ Mesîh’”e, peder !

‘Daena’, Pehlevice ‘Den !’ Ve Arapça’da ‘“Dîn !”’

‘“HANÎF, FITRAT DÎNİ”’dir ! ‘Artık siz teslim edin !’

Zend Avesta da, ‘Âdem sırrı’ vardır, Kur’an’ın !

Âdeminizi bulup beni rahmetle anın !

Son beyite ‘ŞAH BEYİT’ denir ! Uluğ ! Burda sus !

Şah beyit, ‘Beyt’ te doğan ‘HAZRET-İ ŞAH’a mahsûs !

‘AHURA MAZDA’ya siz olun her an niyâzda !

HAK MUHAMMED ÂLÎ’dir ! Zîrâ AHURA MAZDA !’


M.H.ULUĞ KIZILKEÇİLİ

ANKARA – 11.11.1998

ÂLEMİN ÖZGEÇMİŞİ !
I İLK UZAY !
HAK sırf göz ! Her göz gibi ! Göremez O kendini !

‘“Öz aslını”’ aynada görmektir ‘“HANÎF DÎN”’i !

Yasasını ilk önce kendine uyguladı !

Bu yüzden ‘ilk Müslüman’ oldu ! ALLAH’ın adı !

Her yerdeki vücûdu, bir noktadan çekildi !

Nokta ilk uzay oldu ! Boyutsuz bir şekildi !

Görülemeyen saydam cevherde, olmaz boyut !

Yâni hiç madde yoktu ilk uzayda ! Tam soyut !

Noktayı merkez yapıp ALLAH çepçevre sardı !

Kendini seyretmekti orda, fikrinin ardı !

Âlemin ilk rahmine, her kutsal kitab ‘“Su”’ der !

Su, anne, yâni ! Mâ - üm eşittir ! Kırk bir eder !

Buradan gelir, ‘Kırk bir kere mâşallah’ sözü !

Bu sudur ana madde ! Bu sudur hayât özü !

Bu uzay, Meryem gibi, idi Îsâ’ya gebe !

Mesîh’i doğurtacak olan RAB, idi ebe !

Dev bir yumurta ! Boş bir parabol ! İdi uzay !

İki odak dışında, ne Güneş vardı ! Ne Ay !

ALLAH’ın boşalttığı bu yer karanlık idi !

ALLAH’tan boşanmışın, karanlık, tek şâhidi !

ALLAH’ın bağışına, bu boşluk idi muhtaç !

HAK’tan her soyutlanan ! Olur ışığına aç !

ALLAH’tan ikiz ışın çıktı ! RAB onun ismi !

Hem RAHMÂN ! Hem RAHÎM O ! ALLAH’a benzer resmi !

Parabolde pozitif odak, oldu ‘“ERRAHMÂN !”’

Negatif kutbu ise, ‘“ERRAHÎM !”’ Eyle îmân !

‘“ALLAH’ın benzerinin, benzeri yok”’der, ÂYET !

Çünkü olmaz gölgenin gölgesi ! Normal gayet !

Sonraki ikizlere, bu nedenle deme RAB !

‘“Gölge uzantısı de !”’ Çekmeyesin ıztırâb !

RABB’İN pozitif kutbu RAHMÂN, Rûhu neşretti !

RÛH, babası RAHMÂN’ın emrindeki sûretti !

Negatif kutub RAHÎM, fışkırttı ‘Sekîne’yi !

Sekîne de RAHÎM’e ayna oldu en iyi !

Rûh çift cinsli kelime ! Hem erkek ! Hem de dişi !

Ses gücünü nakleden Sekîne ! Görür işi !

RAHMÂN’ın ‘“Arş”’ı, rûh’tur ! Sekîne’dir ‘“Kürsüsü !”’

Bu iki kıymet, ‘“Kadîr gecesi”’nindir süsü !

RAHMÂN rûha yansıdı !‘“En üst ufuk”’ tan bindi !

ARŞ, ilk uzayı cennet yapmak üzere, indi !

Kumru nasıl kalırsa sâbit ! Titretip kanat,

Rûh titredi ! Zirvede durdu ! Bu, müthiş sanat !

Titreşimin sesini Sekîne iletince,

Dalgalandı ilk sular ! Titreyip ince ince !

Enerjiye dönüşüp dalga, dört akım oldu !

Uzay Cennete dönüp HAK ışığıyla doldu !

Memesi, dört kanaldan süt veren ‘“Bir Bakare !”’

En uzun sûre oldu ! Niçin ? Düşün bir kere !

Tam dokuz ay on günde doğar ! Burnu hep ıslak !

İneğe tapılmakta bir sır olmalı mutlak !

‘“Zülkarneyn”’e benziyor ! ‘“Çift boynuzu”’ yay gibi !

Harfleri ALLAH ile ayni ! ‘Yeni AY’ gibi !

Bu sûre ‘“ELİF LÂM MİM”’ ile başlıyor ! Niçin ?

‘“Bu inek dokununca ölü kalktığı için !”’

Çünkü, ‘“ELİF LÂM MİM”’dir, şeytandan ‘“Saklı kitab !”’

‘“Temiz dokunabilir !”’ Gelir özünden hitab !

İşte budur ! ‘“YAHYA’nın suyla yaptığı vaftiz !”’

Îsâ’yı Mesîh yapan o ‘“Kumru !”’ Bundan bir iz !

‘“O kuşları havada tutan benim”’ der, RAHMÂN !

Yâni RÛH bir güçtür ki, titreşim yapar her an !

Titreşim sayısıdır meleklerin kanadı !

Rûhunkinin altında olanın, ‘“BİZ”’ler Adı !

İşte bu titreşimin sesine HAK,‘“Sayha”’ der !

Bir anda her şeyi var veyâhut da yok eder !

Dönelim uzay boyu olan cennete yine !

Tâ ki herkes ‘“ALLAH’ın yapısı”’nı giyine !

II ARZ CENNETİ !
‘“Arzdan Göklere kadar olan cennet !”’ Bu cennet !

Çünkü onun boyutu, o ilk uzay ile denk !

Tüm melekelerini, HAK bu cennette açtı !

Melekleri, cinleri, onun içine saçtı !

En sonunda, kendi öz ismi olan ALLAH’I,

ÂDEM’e borç verdi O ! Çıktı Cennetin ŞAH’I !

Çünkü kapsadığından ALLAH adı, her ismi,

Cennetteki herkesi, içeriyordu cismi !

Yâni ikiz olarak RÛH’tan o çıktığı dem,

Vücûd olarak giydi bu cenneti ilk Âdem !

‘“Son sınır”’da bulunan;‘“Sonsuz cennet”’ işte bu !

Boyutu ilk uzaydı ! İlk Âdem’di mensûbu !

Arza değil de ! ‘“Arzda ! Halîfe oldu âdem !”’

O Arz, bu cennet idi ! Orada idi mâdem !

Bu ‘“Arz Cenneti”’dir, ilk Âdem’in Havvâ kutbu !

Rûhun, ‘“Sekîne”’ denen kanadından çıktı bu !

Cennet, ‘cenin’ kökünden ! Can gibi saklı cismi !

‘Kadın rahmi’ kökünden gelir ! ‘“ERRAHÎM”’ ismi !

MUHAMMED için ALLAH, Kur’anda ‘“O RAHÎM”’ der !

‘“Arzdaki ilk emin ev !”’ Girmeyen olur heder !

“Ben nebîydim ! Balçıktan yoğurulurken Âdem !”

Dedi RESÛL ! İşâret ettiği Zâtı, bu dem !

Cenneti giyen ise ! Erkek kutbu Âdem’in !

Onu, pozitifinden neşretti rûh’ül emin !

ÂLÎ : “Atanız olan o ilk Âdem benim !” Der !

“EBÛ-T-TURAB” ismini, böyle açıklar Peder !

III SECDE !
‘“YÜCE MECLİS”’ olmuştu ! İlk Âdem’in vücûdu !

‘“RAB hepsine emretti : Ona edin sücûdu !”’

Bu, ŞAH’ın emrine gir ! ÖZ’den kopma demekti !

Kulluğu ret cezası, kölece ödemekti !

Direnerek melekler, RAHMÂN’a dedi ‘hayır !’

Sandılar ÖZ’den özgür olmakta vardır hayır !

Her biri bir tek isme ayna olduğu için,

Bütüne bir kıskançlık beslerdi için için !

Secde emri, demekti ‘Ol Âdem’in hücresi !’

‘Başka vücûd arama ! Odur rûh penceresi !’

Âdem’e bağlanmadı ! Ve her melek kaldı aç !

Oldu o, Âdem’deki ‘“Sekîne”’, aşa muhtaç !

Âdem’in vücûdundan dışarı çıkamadı !

Çünkü her ismin yeri idi Âdem’in adı !

İsyan fikriyle, onun vücûduna hapsoldu !

Sekîne ememeyip nûru giderek soldu !

Gördüler ki Âdem’den başka yoktu bir vücûd !

Hapiste kalmaktansa, hepsi eyledi sücûd !

Secde edip oldular, hücreleri Âdem’in !

Anladılar, rahimde beslenmekmiş en emin !

Hepsi sayıldı HAKK’a tapmış tam bağlı kul !

Âdem’in her hücresi oldu bir isme okul !

Öz kalıba bürünüp ışıklı insân oldu !

İsmi ölçüsü kadar onun ilmiyle doldu !

‘“Baş şeytan baş eğmedi !”’ Kırılmadı inâdı !

Âdem’deki öz isme zıt idi onun adı !

Şeytanların çıktığı reisin ‘“İblis”’ ismi !

‘Elbiseli’ demek o ! Çünkü yoğundu cismi !

‘Sapık’ ismi sâhibi gelemezdi îmâna !

‘“Karşı geldi ! ALLAH’a değil de O ! RAHMÂN’a !”’


IV ADEMİN SÜRÇMESİ !

Cinlerin, meleklerden çok yoğundu yapısı !

Dediler : ‘Bu vücûddan var bir çıkış kapısı !’

Başları İblis uyup ‘“Saptırıcı”’ ismine,

Âdem’in dikkatini çekti, çifte cinsine !

Dedi :‘Dişi kutbundan ayır ! Erkek kutbunu,

Bir âlem yarat sen de ! RABB’in de yaptı bunu !

Çıkar üflenen Rûhu sonra ! Erkek kutbundan,

Bir cennet yarat ! Sana kolay bir şey yok bundan !

HAK gibi ölümsüz ol ! Bil kötüyü ve hayrı !

Tanrılığın, kulluktan zevki vardır apayrı !

‘“Dört ırmak”’ ‘“HAK ineğin”’ emesinden akıyor !

‘Emrindeyiz Mevlâmız’ diye sana bakıyor !

‘“Taşır senin tahtını bu dört melek, başında !”’

Onların gücü tutar seni ! Aynı yaşında !

‘“Hiçbir sözün lâf değil !”’ Hepsi ‘“Rûh”’ ve ‘“Kelime !”’

Bende ‘“SELÂM”’ nûru yok ! Bir şey geçmez elime !

RAHÎM olan yanını, RAHMÂN’dan ayırıp RAB !

Çıkardı ! Rûhtan sonra seni ! Olmadı harab !

Zaman yokken de söküp HAK kendinden bir nokta !

İlk uzayı yaratmış ! Suya benzer bir yokta !

Şeffaf tenin Havvâ’yı, çıkar ! Âdem’inden sen !

Yaratmak keyfi kadar, tatlı bir şey yok bilsen !

Olmasın çocukların artık hep çift cinsli nûr !

Robotlar üretmekte senin için yok onur !

Yaratsan da burada, ‘“Ol !”’ Deyip gelip aşka !

Eşinle çiftleşerek yaratma zevki başka !

‘O âlemde’ ben sana hemen secde ederim !

‘Emrindeyim cinlerle ey yüce Tanrım derim !’

Havvâ bunu duyunca, destekledi eşini !

‘Bitir !’ Dedi, ‘şu imâm nikâhının işini !’

İblîs en son, ‘vallahi’ deyip sâf’ı aldattı !

İkiz Âdem, Havvâ’yı koparıp dışa attı !
CEHENNEM !
O an korkunç bir sesle, vücûd etti infilâk !

Cehenneme dönüşüp ilk Cennet ! Oldu helâk !

Işık vücûd çıkınca, madde olup karardı !

Her hücresi bir atom oldu ! Dahası vardı :

Her atom, parça parça edip yuttu Âdem’i !

Hapsoldu her zerreye Rûh ! Bitti ‘“Sultan”’ demi !

Sonuçta Havvâ ! Oldu bütün fizik kâinat !

Sızdı içine bütün cinler ! RAHMÂN’a inât !

Bu dev hapishânenin müdürü oldu İblis !

Âdemse, hükümlüsü ! Gizlendi ‘“Yüce Meclis !”’

Hücresinden her melek çıktı, bin bir zahmetle !

Cin kundakladı ! Mâden, bitki, kürk veya etle !

Hatta ölümle bile, zindandan kaçamadı !

Çünkü çıkmıştı, ‘kendi hırsına yenik’ adı !

Cezaevi bekçisi : bencillik ve şehveti !

‘“Derisi döküldükçe, yenilendi”’ pis eti !

Ancak bu cehennemden kurtuldu ! Variyeti,

Bir borç bilip ! HAKK’a ödeyenler diyeti !

Sonuçta Âdem’den, HAK her bir ismini aldı !

Eşiyle arasında, kopmayan bir bağ kaldı !

Bu ortak saydam bağa, ‘Cıva’ diyor simyâcı !

Âdem’in ismi kükürt ! ve Havvâ tuz ! Ne acı !

Ortak bağ Betûl’du tek, kurtuluş ümidi ip !

RESÛL ve ÂLÎ bundan, FÂTMA’ya çıktı sâhip !

Bu yüzden RESÛL, FÂTMA için “Benden bedel” der !

Hesapla ! İlk Âdem’in zevcesi FÂTMA eder ! (135)

Yâni dendi insâna ‘geldiğin yolu dene !’

İndi herkes hayvâna ! Bitkiye ! Ve mâdene !


SÜRÇME YORUMLARI I
Düzme varsayımlarla ! O ‘“Sürçme”’ yorumlandı !

Onu yorumlayamaz ! Unutanlar ‘“ilk andı !”’

‘“Yaratıma kâfiri şâhit etmedi RAHMÂN !”’

Kurtçuk yoktur ağaçta ! Bahçıvan diktiği an !

Sürçmeyi Aziz Pavlus en yanlış yorumladı !

Kilisenin gözünde, bunun ‘İlk günâh’ adı !

Çünkü, ‘Âdem cennette Havvâ ile yattı’ der !

‘Herkes piç doğar’ diye kaygılanarak peder,

Kendi oğlu olarak, sözde Dünyâya inmiş !

Ona kim ‘baba’ derse ! Yasal kimlik edinmiş !

Tevrât der : ‘“Yasak olan, iyi - kötü ağacı !”’

HAKK’ın tek yasağını çiğnemektir en acı !

Akılcı der : ‘Bu yasak asla uyuşmaz hakla !’

Sâhip değilken henüz cennette ‘insân akla !’

Bu ikinin amacı akla sâhip olmaktı !

‘“Bir ve iki”’ farkını bilmeye gönlü aktı !

Merakından yemişse ! Âdem cennette buğday !

İrdeleyen zekâya olmalı o, ilk aday !

Değilmiş ona göre demek ! Cennet ganimet !

‘“Çalışıp kazandığı ekmeği imiş nîmet !”’

Maddeci de ! Rûhçu da ! Biri birinden beter !

Ben eleştirmem ! Onlar biri birine yeter !

‘Sahiplik ve emânet’ sırrında beynim yattı !

Çünkü aklımın bütün sigortaları attı !

İlk çekirdek patladı ! ‘Evren oldu’ der, fizik !

‘İlk çekirdek patlamaz !’ O, ‘Rûh !’ Der ! Metafizik !

Maddeci görür bunda ! ‘Merkezkaç’ denen gücü !

Evreni genişleten bu güç çünkü bölücü !

‘Merkeze çeken rûhu !’ O göremez maddede !

Genişleyeni büzer ! Tek gözlüye ! ‘Deccal’ de !

‘“Kitab ilmine sâhib”’ ise; der :‘Emânete

Sâhib çıkmak istedi ! Bu denktir hıyanete !’

Zîrâ, HAK emâneti iki kutba bölmüştü !

Âdem’se, emâneti böldüğünden ölmüştü !


MASON YORUMU !
Yorumcular içinde, Mason’dur en bilgiçi !

Süslü çıfıt mezarı gibi bu evin içi !

Otuz üç dereceli üstâd ! Loncaya gider !

‘ALLAH bu kâinatın ‘Yüce mîmarı’dır’ der !

Bilmez ki ! ALLAH değil ! Âdem’dir yüce mîmar !

‘Aslına dönsün’ diye âlemi eder îmâr !

‘“Yehova”’ hi ile hû ! Hem dişi ! Hem erkek ! O

Yâni ilk ikiz Âdem ! ALLAH ise ! Bir tek O !

‘“ELOHİM”’, ilâhenin erkek olan çoğulu !

O da ALLAH değildir ! Çift cins birçok ULU !


Elohim İbrânîce : ‘ALHİM !’ Bir ! Üç ! Beş ! Bir ! Dört !

Yerlerini değiştir ! Pi çıkar ! RAB ile ört !

Hiçbirisi bunların demek ki ! ALLAH değil !

Mîmarı bırak da sen ! ‘“Mülk sâhibi”’ne eğil !

Var ya ! Bir yıldız resmi ! Loncanın perdesinde !

‘“Yıldız”’ sûresi ile çöz de ! Ona ALLAH de !

ALLAH kendi isminden tek tek harfleri alır !

Son ‘H’ harfinde ona, sâde ‘“EHLİBEYT”’ kalır !

Senin yıldızın gibi bu ‘H’ harfi beşizdir !

‘“ALLAH’ın perdesi”’nin sırrına âit izdir !

Eldeki tespih, ‘en son derece’nin timsâli !

Omurların sayısı otuz üç ! ZÂT-I ÂLÎ !

Kadını mâbedinden sürgün etmişken mason !

İnsân hakkı bilmezin ! ‘“Kitab”’da yeri en son !

‘Kadın’ erkekten çıktı ! Dersin ! Yanlış ! İsnadın !

‘“Bir tek özden”’ çıkmıştır ! Hem erkek hem de kadın !

Rûh O ‘“Bir tek öz !”’ Kur’an diyor ‘“Nefsi vahîde !”’

Çünkü her ikisi de ‘İki yüz on dört’ ede !

‘“Kaburga kemiğinden !”’ Kadın yaratılmadı !

‘“İkizin bir tarafı”’ demek o kemik adı !

‘“Eşiniz kendinizdir ! Çift yarattık her şeyi !”’

ALLAH işin aslını açıklıyor en iyi !

‘“Penis ve vaginadır modeli !”’ Elohimin !

Erkek ! Dişi ! Lâfı yok ! Tevrât’a bak ! Ol emin !

Loncan simge ! Dersin ‘O, kocası ölmüş arzdır !’

‘Dul karı evlâdıyım’ , demek Masona farzdır !

Bu mesajı oku da ! Öğren ! Neymiş ! Kimmiş ‘“Arz ?”’

‘Dul karı beslemesi’ olarak kalma bu tarz !


T E V B E !
Âdem dedi : ‘Yârâbb’i ! Îblis edince yemin,

Doğru söylediğine onun ben oldum emin !

Sâflığım nedeniyle sürçtü bende irâde !

Kul sınırını aştım ! Bana ne istersen de !

‘“Sana verdiğim sözde gösteremedim sebat !”’

Kayboldu senin ile özümdeki irtibat !

Soyundum cennetimden ! Çıplak kaldım ! Yok nûrum !

Giydim Âlem postunu ! Kırıldı hak onurum !

Yitirdim ben ne yazık, bir tek gerçek dostumu !

Affet de ! Üzerimden soy şu hayvân postumu !’


A F !

HAK dedi : ‘Benim ikiz olan fıtratımsın sen !

Düşmeyip sâde ‘“kaydın !”’ Hep burdasın ! Bir bilsen !

Gölgeye özge ancak ! Bil ki kayma işlemi !

Dikey ışını tut da ! Gölgeni kaybet ! Emi !

Fıtrat cennete girmez ! Cennetleri pay eder !

Her cennete yansıyan bu öze Zât, Âdem der !

Gizli ve şeffaf yanı, cennet herbir âlemin !

Hepsinde Âdem diye hep varsın sen ! Ol emin !

Âlem yedişer katlı ! Yedi çember iç içe !

Ortak merkezleri HAK ! Kıral ve kıraliçe !

Rua ve Dam arası ! Var kız-oğlan kız vale !

Joker ile birlikte on dört kişi âile !

Kitab ! ‘“ALLAH’ın yüzü !”’ Bilim ‘kara delik’ der !

“Nokta” dır O ! İçine gireni sıfır eder !

İlâh bile yok orda ! ‘“Lâ ilâhe”’ makamı !

EHL-İ BEYT’i kıskanan ZÂT’ın bir intikamı !

‘“İllallah”’ da ALLAH var ! Tam orada denir ‘“Dur !”’

Mûsâ ile HIZIR’ı ayıran sınır budur !
Cennet Melek konumu ! Yâni son durak değil !

BEN bu yüzden meleğe derim ‘“Âdeme eğil !”’

Âdem içinde melek, yoğun âleme düşer !

Toprak, bitki, hayvândan geçtikçe ! Olur beşer !

Yâni şeffaf âlemde iken mevcût her duygun,

Dört kalıba büründü ! Titreşimine uygun !

Bak yalnız seni değil ! ‘“Her birini kınadım !”’

Şeytanı izliyorlar ! Ateşe adım adım !

‘“İğnenin deliğinden deve geçebilince,

Kâfir cennete girer !”’ Yoğun ! Olmalı ince !

‘“En güzel tuzak kuran benim”’ bak diyor âyet !

Bunda büyük bir sır var ! Yorumlar isen şayet !

Ben esindirdim ! Sizi kandırmayı şeytana !

Evren yapıp olmanız için ilk baba ana !

Yine de bana karşı saygıyı bozmadınız !

Benim en büyük adım oldu sizin adınız !

Âdem ! Didimos ! İkiz ! ÂLÎ-MUHAMMED ‘“Emin !”’

Siz her ikinizsiniz ! ‘“RAHMETEN-L’İL-ÂLEMİN !”’ ’

EY ÂDEM EVLÂDI !
Şimdi de beni dinle ! Sen ey âdem evlâdı !

‘İlk âdem’e borçlusun ! Sen ‘bu şerefli’ adı !

Bu şerefli adını ! Kendinden bile sakın !

Bir can düşmanın var ki ! ‘Sana senden de yakın !’

Bu süreci sürdüren gücün ! Şeytandır adı !

En dış âlemi yoğun tutmaktır hep inâdı !

O müdürdür ! Sen mahkûm ! Ve âlem hapishane !

Çıkamayasın diye ! Düzer türlü bahane !

İster ki hiçbir insân, bulamasın kendini !

Tapsın hayâl tanrıya ! Sevsin bir sapık dini !

Böyle ölen kul ! Bana dönemez ! Doğar yine !

Elinden tutup bir kör ! Götürür bir âyine !

Kutsal tuzaklardan halk kurtarınca kendini !

Bir gün özüne dönüp bulur hakîkî dini !

Yeniden doğmak biter ! Gelir ‘“KIYÂMET”’ demi !

Hücre hücre örerler tekrâr o ‘İlk Âdem’i !’

Şeffaflaşarak, cennet olur yoğun kâinat !

Îblis ve kâfir döner ateşe ! Biter inât !

İki yeşil dalı sürt ! Hak bir kıvılcım çakar !

İki deri sürtülse ağlayan bebek çıkar !


İ B L İ S !
Bunu önlemek için ‘“Benden istedi izin !”’

‘“Demir”’ olarak girdi o ! Kanınıza sizin !

Önce söyleyim izin verdim îblise neden !

Kanda ısı olmadan yönetilemez beden !

Nefesteki oksijen ile hep yanar demir !

İşte artık Îblis’in ! Ondan sonra her emir !

Oksijen ! Az veya çok yaksa demiri kanda !

Bilinç kalkar ! Ya baygın ! Ya katilsin ! Bir anda !

Kanı beyinde taşır ! Hep bencil merkezlere !

Dünyâdaki açlık ve savaşa aklın ere !

Kanı her an pompalar o ! Cinsel organlara !

Seks keyfini yaşayan ! Sen misin ? O mu ? Ara !

Klitoris, iç dudak monte etti kadına !

Hep çocuk yapsın ! Seksin doyamasın tadına !

Dikkat et ! Bu organlar olmasa da ! Bir dişi,

Yine hâmile kalır ! Seks onun tuzak işi !

Bilinç altı fantezi, ereksiyonu sağlar !

Şeytan uyarır onu ! Utanç hissini bağlar !


Penis Âdem ! Havvâ’ya boşaldı mı bak ! ‘“Düşer !”’

Seks gizli ve ayıp bak ! Bellekte çünkü ilk şer !

Îblisin gizli adı Azrail ! Düşün niçin ?

Demir kanda yandıkça paslanır ! Onun için !

MİNÂRE ve MİHRÂB !
Yakub keskin bir taşla sünnet etti kendini !

‘“Betil”’ dedi o taşa ! Çıktı Yehova dini !

Yehova’nın ilk harfi ‘“Yod !”’ Erkeklik organı !

ALLAH ingilizce GOD ! Kökü, ‘yod’ olan anı !

‘“Betil”’ hem Tanrı evi demek, hem ordaki taş !

Yaratmak tanrısal ve kutsal bir iş ! Seksi aş !

Meryem ‘Betil !’ Ve FÂTMA ‘Betûl !’ Namını aldı !

Biri YAHYA ! Öbürü ÂLÎ’den gebe kaldı !

‘ÂLÎ’nin yüzü olsun şerefli !’ Dedim niçin ?

Penis ve vagina’ya hiç bakmadığı için !

Cinsel organlarının çocuk farkında değil !

Minâre ile mihrâb kutsal ! Şekline eğil !

Sırf çocuk yapmak için kullan cinsel organı !

Betûl FATMA ve AZRA MERYEM en güzel anı !

Her orgazmda körleşir epifiz ve ipofiz !

Bedenden sağ çıkmanın tek yolu, cinsel perhiz !

Ürdün nehrini Îsa gibi yukarı akıt !

Hem cennet ırmağı o ! Hem cehenneme yakıt !

Sekse geri zekâlı fazla ! Bilgin az düşkün !

Eren ise hiç yapmaz ! Deyinceye kadar ‘“KÜN !”’

‘“Kadın topraktır !”’ Erkek ise çapa ile su !

Ama, MERYEM gibi ilk, ‘“RÛH”’ta ara nâmûsu !

Fizik birlikte üç şart : ‘SEVGİ ! SAYGI ! Ve İLGİ !’

Hiçbiri kalmamışsa ! Çek üstüne bir silgi !

MARTİNEZ DE PASQUALİS yaşadı bu vizyonu !

Kur’an’a göre fakir, azıcık açtı onu !

M.H.ULUĞ KIZILKEÇİLİ

İZMİR – 16.08.2000

ÂLÎ FEYZİ KIZILKEÇİLİ’NİN MÎRÂCI !
‘Mîraç yaptım ben’, demiş dedem ! Babaanneme !

Babaannem de demiş : ‘Mîrâcından bana ne !’

‘Züğürdün çenesini yorar zenginin malı !

Çalışıp da insânın kendi zengin olmalı !

‘Yine de içtenlikle ben seni kutluyorum !’

‘Ne oldu ? Anlat bana !’ ‘İstersen de yap yorum !’

Dedem demiş : ‘Hazret-i ÂLÎ, girdi rüyâma !’

Dedim : ‘Seni canımdan çok seviyorum ama !

‘Bana Seni değil de !’ ‘Ne olur ! Beni göster !’

‘Titremeye başladım !’ ‘Her yanımı bastı ter !’

ÂLÎ birden kayboldu ! ‘Karşıma çıktı kendim !’

‘Bakamadım yüzüne ! Heybetinden tükendim !’

Dedem bu vizyonuna ! Yapmamış hiçbir yorum !

Affına sığınıp ben ! Biraz yorumluyorum :

Tekelinde değildir ! Yâni mîrâç kimsenin !

Canının özün ile birleşmesi o senin !

‘“ALLAH dereceleri yükseltir !”’ Diyor niçin ?

Son basamağa kadar çıkmanı teşvik için !


M.H. ULUĞ KIZILKEÇİLİ

ANKARA- 15.08.2001


‘“A L L A H”’ I
Sakın aklına uyup deme HAKK’a ‘aklı kül !’

Cücelerin toplamı olamaz asla Herkül !

HAK kâinatın ruhu, sonsuz bir bilgisayar !

Her şeyi programlar ezelde, bir bir sayar !

İçinde bulunulan her an bil ki ezeldir !

Çünkü RÛH zaman, mekân dışındaki güzeldir !

Kumanda merkezine Kur’an ‘“YÜCE MECLİS”’ der,


Yüklə 3,62 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   38




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin