Bu emir ‘“EHL-İ BEYT !”’ Ve ‘“Ona andı içenlere !”’
Yâni ‘“ALLAH’a yakın”’ olmak isteyenlere !
ALLAH’a ortak koşmak ! Değil Âdem’e secde !
Asıl sen şeytan için ! HAKK’a ortak koşan de !
Zîrâ Âdem’e dıştan bakıp ‘“Toprak”’ ev dedi !
Görmedi içindeki ! O “Hacer-ül-esvedi !”
O secde esnasında ! Bir kıble idi Âdem !
ALLAH’tan başkasına secde edilmez mâdem !
‘Kıble’ olsaydı ! Âdem, Îblîs secde ederdi :
‘“ALLAH’tan çok korkar o !”’ ‘Âdem bir perde’ derdi !
HAK ! Kendiyle çelişik asla veremez emir !
Bak ! ‘Demire tap’ demez ! Özü HAKK iken demir !
Âdem ! Kendi özüyle bağlantı kuran demek !
Bunun için din kondu ! Bu secde için emek !
Hayvân ‘ortak bir RABB’e’ bağlı ! RAB özge değil !
‘“Ortak koşmamak !”’ İnsân için ! Kendine eğil !
O secdenin anlamı ! Kezâ değildi selâm !
‘Selâm ALLAH’tan kula gönderilir’ der, İslâm !
Meleklerin secdesi selâm secdesi değil !
Selâm ALLAH’tan kula ! Kuldan ALLAH’a değil !
‘“HAKK’a doğrudan her şey !”’ Şeytan da secde eder !
Dolaylı tapmayana yâni ALLAH ! ‘“Şeytan”’ der !
Bu yüzden çıktı Cennet ! Cehennem ! ‘“Ortaksız din !”’
‘“Size sizden de yakın fıtrata !”’ Secde edin !
‘“Fıtrat !”’ Hak doğum demek ! Anne babayla kaim !
‘“MUHAMMED ve ÂLÎ’ye salât getir sen dâim !”’
İlyasin’e selâmsız edilmez namaz kabûl !
‘“Ya SÎN”’ MUHAMMED ! Onun âilesi en makbûl !
MUHAMMED’in çok adı var birisi de ‘ZİKİR !’
Kur’an’ında ismi bu ! Hatırla da et fikir !
‘“Onlara getirirken salât bak ALLAH bile !”’
Tövbe et ! Kalma Îblîs gibi ikilik ile !
‘“Mûsâ’nın tabutu’nun”’ ‘“Tövbe sandığı”’ ismi !
‘“Üstünde çift melek var !”’ Secde hâlinde cismi !
‘“Ne Îblîsce zorla tap !”’ ‘“Ne cin gibi hep öv be !”’
‘İkiz Âdem’in ile bütünleşmektir ‘“Tövbe !”’
‘Tövbe !’ Bak ‘tabut ile iki melek arası !’
Yine secde etmeyen ! İçindir yüz karası !
‘“İki kişi atıyor, kâfiri cehenneme !”’
İnât etme ne olur ! Babam ile anneme !
“‘Keşke toprak olaydım’” bak kâfirin ilk sözü !
ÂLÎ’yi mahkemede gördüğü zaman gözü !
Bizi bize edip de RAHMÂN rahimde şâhit !
‘“RABB’iniz değil miyim ?”’ Diyerek aldı ahit !
‘B’ ile cevap verdik ! Böyle edince hitab !
Bu yüzden Besmeleyle başlar her kutsal kitab !
‘“Beli”’ evet demektir ! Ve onun baş harfi ‘B !’
Babama gel teslim ol ! Ten olmadan harabe !
‘“Herkes RABB’imsin dedi !”’ Heybetinden RAHMÂN’a !
Bu yüzden kâfi değil ! Bu ilk ahit îmâna !
İblis’e RAB sormadı ayni soruyu ! Niçin ?
‘“RAHMÂN’a daha önce ‘hayır’ dediği için !”’
Burda onu görmeden ahde edersen vefâ !
Onay verdiğin için ! Orda çekmezsin cefa !
‘“LÂ İLÂHE İLLALLAH”’ orda verilen ahit !
‘“MUHAMMED RESÛLULLAH”’ onaya burda şâhit !
‘“Îblîs de kabûl eder ALLAH’ı !”’ Özgür değil !
‘“MUHAMMED RESÛLULLAH”’ deyip Âdem’e eğil !
‘“İki kaş ortasında !”’ Burun kökünde !
Titretip epifiz ve hipofizi, geç aklı !
Ne transa geç ! Ne de zikirle gözünü yum !
‘B’ denen O noktayı göremez hiçbir medyum
‘“ALLAH ilmini verir kendi seçtiği kula !”’
ÂLÎ kapı, MUHAMMED adlı bu HAK okula !
Kâbe’nin kapısı var ! Penceresi yok ! Neden ?
Rahime girilemez ! ‘“Bismillâh”’ denilmeden !
‘“KİTAB-I MÜBÎN”’ yâni ‘“APAÇIK KİTAB”’ ÂLÎ !
Ya gel ! ‘“Kitab ehli”’ ol ! Ya, kitabsız ahâli !
O kitabdan bir tek harf bilen ‘“Saray nakletti !”’
ÂLÎ ne yapabilir ? Bize bu misâl yetti !
‘“ALLAH’ın, yüce ÂLÎ isminde ancak her güç !”’
‘“Mirâçta bu kuvvete bakabilmek bile güç !”’
‘“Kâfire lânet diye bağıracak müezzin !”’
“Müezzin benim” dedi ÂLÎ ! Niçin ? Siz sezin !
Bu mesajı aktardım, dedem Âlî Feyzi’den !
İlk vizyonumda Ay’dan, o beni irşâd eden !
M.H.ULUĞ KIZILKEÇİLİ
ANKARA – 21.07.1999
‘Aziz Dedem ;
ÂLÎ FEYZÎ KIZILKEÇİLİ’ye ithaf’
ÖZ YOLU II
MERKEZ !
‘“Her ismini öğretti ÂDEM’e ALLAH !”’ Mâdem !
Her isminden önceki ‘“O”’, olmalı bu Âdem !
Elbet ‘“Kendine âit ! ALLAH’ın herbir ismi !”’
Kendine yansıtınca ! Çıktı ÂDEM’in resmi !
ALLAH sonsuz dâire ! Yok ‘“İlk ve son !”’ ‘“Dış ve iç !”’
‘“İlk ve son !”’ ‘“Dış ve de iç !”’ Merkez nokta ! Hep ve hiç !
ALLAH’ın her adına odak ! O merkez nokta,
‘“İlk ÂDEM !”’ ‘“LÂ ve İLLÂ !”’Yâni var ile yokta :!
Yok, var’dan önce gelir ! ‘“Lâ”’ sözcüğünde kıdem !
Lâ, ZÂT ! Ve İllâ, ALLAH ! ‘“Lâ ve İllâ !”’Dem ! Bu dem !
Dâire döner durur ! Dönmez ! Döndüren merkez !
‘“Şey değil o !”’ Bu yüzden ‘“Ölümsüz !”’ Bulsun herkez !
İki sonsuz olamaz ! Öyle ise merkez Bir !
‘“Affetmez ortağı var !”’ Dersen ! Ne HAK ! Ne cebir !
Sonsuzdaki tüm güçler, toplanır tek merkezde !
Ona Mirâçta ‘“RAHMÂN !”’ ‘“GÜÇLERİ ŞİDDETLİ !”’ De !
‘“ALLAH, RAHMÂN’dan veya benden iste ! Mümkün !”’ Der !
Çünkü ikisi de bir ! Bir çarpı Bir, BİR eder !
‘“ALLAH perde ardında !”’ RAHMÂN, ALLAH’a ‘“Perde !”’
‘“Perde”’ ALLAH’ın yüzü ! Gör ! İç yüzüne er de !
‘“En yüce ismindedir ALLAH’ın ancak her güç !”’
‘“Güçleri şiddetli zât !”’ ÂLÎ’dir ! Başkası güç !
Kalenin kapısını söken o el kimindi ?
Cebrail gökte ‘bir genç’ görüp yere zor indi !
KIYÂMET !
‘“Evrene ağır gelen bu güç !”’ ‘“Bizde saklandı !”’
Bize de ağır gelir en son ! ‘“Tutmazsak andı !”’
Merkezimizde bu güç hep titrer ! Sessiz bir ses !
Üst perdeden titrerse : vücûd dışında herkes !
Ekseni ‘“Boru”’ gibi çalar ! Çatlatıp açar !
‘“Aslanın narası”’ndan, fil hâriç, her can kaçar !
‘“İncikten çıkan !”’ Tanık ! ‘“Ölüm meleği”’ için !
‘“Kıyâmet günü”’dür o ! Dışa dönüşür için !
‘“Çağır onu gizlice”’ sen ! Zekeriya gibi !
Daha sağken ! Ol ‘“YAHYA”’ adlı evlât sahibi !
‘“Meryemi o hâmile !”’ ‘“Îsâ’yı Mesih yapar !”’
“Hatta aslan olarak ! Mîrâç yolunu kapar !”
‘“İlyas !”’ ‘“ÂLΔ’ ve ‘Bektaş !’ Diye var birçok ismi !
Hızır gibi ! Hem vardır ! Hem de yok onun cismi !
Karşısında görünce, ‘“And içen !”’ Onu tanır !
‘“And içemeyen !”’ ‘“Toprak olaydım !”’ Der ! Utanır !
‘“İçlerinden çıkıp o !”’ ‘“Secdeye eder davet !”’
Onu tanıyan, yere kapanarak der ‘evet !’
Utanan, boyun büküp önünde ! Tövbe eder !
‘“And içme”’ şansı verir ona bir daha ‘“Peder !”’
‘“Ortak koşmuşa”’ ise ! ‘“Konumu olur mâni !”’
Bir hayvân kalıbına çünkü bürünür ânî !
İnsânken and içene güldü ! ‘“Ne namaz kıldı !”’
Tek tanrısı, kendini beğendiren akıldı !
‘“Bir kişinin hesâbı gibi kıyâmet !”’ Niçin ?
Bu işlem uygulanır ! Çünkü her ölen için !
‘“Âdem ile başladı bu dünyâda insânlar !”’
‘“Ahret”’ te de Âdem’le başlar ! Anlayan anlar !
ALLAH’ın yasaları bir ! Her iki âlemde !
HAKK’ın birtek vücûdu var ! Ona ne dersen de !
SECDE !
‘“HAKK’a secde zorunlu !”’ Ama ‘“RAHMÂN”’a değil !
HAK’ta vücûd kendinin ! RAHMÂN’da borç ! Bunu bil !
Kovdu ÂLÎ ‘ALLAH’sın diyen bir Yahudiyi !
Dedi : ‘“Her ismi bilen”’ bir kulum ! Düşün iyi !
‘“Şeytan dahil ! Herşey ALLAH’a secde eder !”’
Ama ‘“ALLAH, şeytana ilk ÂDEM’e de tap !”’ Der !
‘“ALLAH’ı hep överken şeytan !”’ ‘“Kovulur !”’ Niçin ?
‘“İlk ÂDEM’e tapmayı o reddettiği için !”’
O an ALLAH yarattı cennet ! Cehennem ! Ve din !
Hiçbiri yoktu önce ! Buna çok dikkat edin !
Demekki ‘“İlk Âdem’e tapmakmış !”’ ‘“Din”’den amaç !
‘“Cennet !”’ ‘“Cehennem !”’ Bunu sağlamak için araç !
Sâde ALLAH’a tapmak ! ‘“ALLAH’ı etmez râzı !”’
‘“Yüce”’yi cüce yaptı ! ÂDEM’e itirâzı !”’
‘“HAK der : ortak koşmadan bana, birçoğu tapmaz !”’
Ne yazık ! Bu âyeti dünyâda anlayan az !
‘“Bize bizden yakınken HAK !”’ Koyarsak aracı !
‘“Gizli ortak koşmak bu !”’ ‘“Hem çok günâh !”’ Hem acı !
Şeffaf duvak ardında ! Gelinin güzel yüzü !
Duvak bir ‘Kıble yâni !’ Uzatmayalım sözü !
İşte bu anlamdadır ! Bilin ki ‘“LÂ ve İLLÂ !”’
‘Yüz görümlüğü !’ İçin ! ‘Nikâh !’ Şarttır evvelâ !
Hem dünyâ ! Hem ahrette olur o ‘“Huri !”’ Eşin !
Dünyâ gibi dönme de ! Hiç batmasın güneşin !
‘“Âdem eşiyle yattı !”’ Demez HAK ! ‘“Tanıdı !”’ Der !
‘“Bilen !”’ ‘“Birlikte doğdu !”’ Diye tercüme eder ! *
‘“ALLAH’a tapar !”’ Bakın ! ‘“En yakınları bile !”’
Bağdaştırılamaz HAK ! Birden çok tanrı ile !
‘“HAKK’ı birlemek !”’ ‘Birtek ALLAH var !’ Demek değil !
‘Şeytan da birtek HAK var !’ Der ! Şimdi sırra eğil :
İsteseydi doğrudan secde ALLAH kendine !
Demezdi ‘“Tap ÂDEM’e !”’ ‘“Gerek kalmazdı dine !”’
‘“Yaratmazdı ne cennet ! Ve ne de cehennem !”’
‘“Kovmazdı HAKK’a tapan şeytanı !”’ Düşün ! Emi !
‘“Yaratmazdı gökleri ! Birtek MUHAMMED için !”’
Artık sorma ! ‘“ÂDEM’e tap dedi ALLAH !”’ Niçin ?
‘“Şeytan ALLAH’a değil ! Karşı geldi RAHMÂN’a !”’
RAHMÂN’la özdeş ÂDEM ! İşte bu ! Gizli mânâ !
‘“ALLAH şeytanı düşman ilân etti kendine !”’
ÂDEM’le de HAK özdeş ! Her kul fikir edine !
‘“Ortak koşan !”’ Kıble ve HAK arasında kalır !
‘“HAK huzurundan kovar !”’ Şeytan adını alır !
‘Kıble’ kökü ‘Kibele !’ ‘Ana tanrıça’ adı !
‘Öz annesi’ olarak ! ‘“Bilen”’, onu anladı !
MUHAMMED kıldı namaz ! Yalnız kendi özüne !
Uydu ! ‘“Ortaksız dine yüzünü dön sözüne !”’
Sen de öyle tap ! Deme ‘kıble ALLAH’ın yönü !’
HAK her yerde ! Yok onun ne arkası ! Ne önü !
Herşey kendi için HAK ! Başkası için değil !
‘“Ol”’ emriyle ‘doğrudan’ çıktılar ! Öze eğil !
Emreden, ‘“Söz !”’ ‘“Emir de ! ”’Emirden çıkan da ‘“Söz !”’
‘“Söz !”’ Kur’anda ‘“RÛH”’ demek ! Artık açılmalı göz !
‘“Secde et”’ de bir ‘“Emir !”’ ‘Selâm ver !’ Demek değil !
Emir : ‘Alnını yere koymak üzere eğil !’
‘“Kardeşleri Yusuf’a etmişti secde böyle !”’
Selâmlamamışlardı sâdece onu şöyle !
ALLAH’ın Âdem için emrettiği o secde :
‘“El ayak patırtısı değil !”’ Düşmektir vecde !
‘“Secde !”’ Borç vücûdunu, aslına teslim demek !
Tapan ile tapılan bir değilse ! Boş emek !
İkilikten kurtulmak ! İşte bu ortaksız din !
Aradan çekildin mi ! ‘“O”’ kalır ! Yâni kendin !
ALLAH’a tapmak değil esâsında bu dâvâ !
Ateist de, şeytan da, ona tapar bedava !
Bu ‘“Zorla secde”’nin yok çünkü onlara kârı !
Ayni şeydir ! Sonsuzun onayı ! Ve inkârı !
‘“Şeytan gibi doğrudan ne HAKK’a tap !”’ ‘“Ne öv be !”’
Âdem’in ile birleş ! Budur ‘“Secde !”’ Ve ‘“Tövbe !”’
‘“İki türlü şeytan var !”’ ‘“Cin ve insân şeytanı !”’
Tapma şekline göre ! Sen kimliğini tanı !
HAKK’a dışta tapanı, korur iyi niyeti !
‘“Her kulluğun ödenir ! HAK katında diyeti :”’
‘“Sekiz tane cennet”’ten birisine o gider !
Özüne tapana HAK : ‘Benim yanıma gel !’ Der !
Ateist, kâfir değil ! ‘“HAK”’, da ! ‘“Ortak”’ da ! Yok der !
Dese de, şeytan gibi, ‘ALLAH var !’ Ne fark eder !
TÖVBE !
‘“Mûsâ sandığının”’ bak ! ‘“Tövbe sandığı !”’ İsmi !
‘“Üstünde çift melek var !”’ ‘“Secde hâlinde cismi !”’
‘“Sekine sandığı o !”’ ‘“Tâbût da denir !”’ Niçin ?
Ölü bedenimizde, ‘“Bir Rûh”’ olduğu için !
‘“Çift melek bekçi hayât ağacına cenned’de !”’
‘Çift cinsli’ olunca sen ! ‘Çift omuriliğin’ de !
Çift cinsli ! Secde emri verilen o ‘“İlk ÂDEM !”’
Eşi sonra cennette içinden çıktı mâdem !
‘Bir !’ Olunca bak ‘iki !’ Başladı hemen sınav !
‘“Bilgi ağacı için ! Şeytana oldular av !”’
Kıbleye karşı secde, art arda bak iki kez !
Çıkan eşini bulmak için söz verir herkez !
‘“Lâ İlâhe illallah !”’ Dikkat et ! Kâfi değil !
Dışına çıkarmaya ‘“MUHAMMED”’ini eğil !
‘“Dinelsin de karşında !”’ ‘“Hemen ona et secde !”’
‘“Evet derken de ona !”’ Böyle gelmiştin vecde !
‘Vecde !’ ‘Vücûd’ kökünden ! Borç vücûdundan vazgeç !
‘“MUHAMMED”’ bedenine bürün ! Olmadan çok geç !
O beden ölümsüzdür ! Çünkü yaratılmadı !
‘“Mûsâ’ya seslenen”’in vücûdunun bu adı !
Hak secdede kıble yok ! Var ‘“İlk Âdem !”’ ‘“Vesile !”’
Kendine tapıyorsun yine sen ! Kendin ile !
‘“RAHMÂN inince !”’ ‘“En son sınıra çıktı RAHÎM !”’
‘“Hiç yakmayan ateşte ! Mîrâç yaptı İBRAHİM !”’
‘“Düşmanım dedi ALLAH !”’ ‘“ÂDEM’e tapmayana !”’
‘“Şeytan’a uyana da !”’ ‘“Ateş var !”’ Halk uyana !
‘“Çamuru Âdem yaptı !”’ RAHMÂN’dan üflenen RÛH !
‘“Andı”’ yenilemeli ! ‘“EHL-İ BEYT’e ! ”’ Ham gürûh !
RAHMET !
‘“Her âlemde insân var !”’ Ve RAB terbiye eder !
Bu yüzden HAK, kendine ‘“Âlemlerin RABB’i !”’ Der !
‘“Dünyâ insânlarından çok üstün kimileri !”’
Yalnız maddede değil ! Mânâda da ileri : !
Bulmuşlar içlerinde HAK MUHAMMED ÂLÎ’yi !
Hiçbir buluş olamaz evrende bundan iyi !
Dünyâda iken RESÛL ! Bak ! ‘“Her âleme rahmet !”’
‘“Hamd”’ ile başlar Kur’an ! Övülen Zât ! MUHAMMET !
‘“Âlemlere Rahmet o !”’ İle eşit bak ‘“Zikir !”’ (920)
‘“Zikir !”’ Hatırla demek ! ‘“Ona andı !”’ Et fikir !
Hem ‘“RAHMÂN”’ hem ‘“RAHÎM”’in köküdür ! ‘“Rahmet”’ sözü !
RABB’in ‘R’ harfi RESÛL ! ‘B’ ÂLÎ ! Aç HAK gözü !
“Ben RESÛL’düm der AHMED !” “Çamurken daha Âdem !”
MUHAMMED’in ‘Öz su’ olduğu ! İşte bu dem !
‘“Onun yüzü suyuna !”’ ‘“Tüm gökler yaratıldı !”’
O yüze, yüz sürmeyen ! ‘“Yüzü üstü atıldı !”’
‘ALLAH’ın ölmez yüzü !’ Say bak ! ‘MUHAMMED ismi’ (193)
‘“HAKK’ın fıtratı”’ ile ! Çünkü dokundu cismi !
‘İftihar edilen zât’ ile ! ‘Çift unvanı’ denk ! (920)
Bir sıfır at ! MUHAMMED ! ‘“Boyanılacak HAK renk !”’
Âdem yokken dünyâda ! ‘“Hayât suyla başladı !”’
Hazret-i MUHAMMED’dir ! Hayât suyunun adı !
‘Rahmet’ denir toprağa can veren suya ! Bakın !
‘Rahmetli’ ile özdeş ! ALLAH’a olmak yakın !
Bir ‘ışık gen’ hâlinde ! ‘Öz su’ kondu Âdem’e !
Gel de sen ! ‘“İlk Âdem”’e ‘Annem ve Babam’ deme !
‘“Tapın emri verilen Âdem !”’ Bu Âdem ! Niçin ?
‘“Kendi eşi HAVVÂ da içinde !”’ Onun için !
‘“Âdem cennetten düştü bak !”’ ‘“Havvâ çıktığı dem !”’
‘“Tek başına eksiktir çünkü ! Havvâ ve Âdem !”’
Eşini de içinde, sen ürettiğin vakit !
‘“Tapılan olacaksın !”’ Zaten buydu ‘“İlk akit !”’
‘“ÂDEM ! NÛH ! İBRAHİM ! Ve ÎSÂ nesli ! ‘“Hep bu su !”’
HAK bu yüzden onlara ‘“Seçkin”’ diyor doğrusu !
‘“Her nebi MUHAMMED’e içti bağlılık andı !”’
‘“MUHAMMED de onlara !”’ And içmeyenler yandı !
‘“ÂDEM, AHMED’i ! AHMED, ÂDEM’i ! Onayladı !”’
‘“İlk”’ ile ‘“Son”’ birleşti ! ‘“ALLAH’ın ipi”’ adı !
MEKKE-BEKKE !
‘“MEKKE”’, fetihten sonra ‘“BEKKE”’ oldu bak ! Niye ?
‘M’nin görevi bitip ! ‘B’ görev aldı diye !
‘Besmele’de ilk harf ‘B !’ En son harfi ise ‘M !’
Namaz bitmez ‘selâm’sız ! ‘Babam’ ile ‘Annem’e !
‘“Ortak koşma”’dan uzak ! ‘“Berî”’ ol ! Demektir ‘B !’
Âyeti ÂLÎ verdi ! ‘“Küfre kapandı Kâbe !”’
‘“Taptıklarınızdan ben ‘Berî’yim !”’ Der İbrahim !
‘“İbrahim’in dinine dön !”’ Emri aldı ‘RAHÎM !’
Ve ÂLÎ MUHAMMED’in halifesi atandı !
Herkes içti ÂLÎ’ye tek tek, ‘“Bağlılık andı !”’
‘“Tamamladım ben size nimetimi dedi HAK !”’
Hemen ‘“İslâm dinini verdi !”’ Düşün muhakkak !
MUHAMMED ÂLÎ ‘“Hanif !”’ ‘“İslâm !”’ ‘“Öze bağlanma !”’
‘“Zikir !”’ Verdiğin sözü her nefesinde anma !
MUHAMMED ve Kur’anın ‘“Zikir !”’ Bir diğer ismi !
Bak ! Ahmed ve Kur’an öz ! ‘“And”’ ona bağlar cismi !
İlk gen yarıldı en son ! Aynen “Zülfikâr” gibi !
Çıktı son peygamber ! Ve ‘“Kitab ilmi sâhibi !”’
‘“Apaçık İmâmda’dır herbir şey !”’ ‘“O imâm !”’ Kim ?
MUHAMMED der : ‘ÂLÎ O !’ Ayni sayı nitekim :
‘“Apaçık imâm”’a HAK, ‘“KAF ! HA ! YA ! AYN ! SAD !”’ Der ! (195)
‘BABA ÂLÎ’ de aynen tam ‘195’ eder !
‘“Apaçık imâm !”’ Oldu bak ‘“Secde’ye vesile !”’ (184)
‘Malûm ecel gelince !’ ‘“Sorgulanma !”’ ‘“And !”’ İle ! (184)
‘“O İmâm’dan biraz şey Mûsâ ve Îsâ aldı !”’
Musevî ve İsevî HAK yolda yaya kaldı !
‘“ALLAH’ın her adını bilen !”’ ‘O canlı KİTAB’,
‘“RABB’iniz değil miyim ?”’ Diye ‘“İlk eder hitab !”’
‘“Kitab’a temiz olan ancak el sürebilir !”’
RESÛL’e bağlan ! ALLAH en temiz onu bilir : !
‘“HAK ona, ‘TÂ HÂ’ diye ! Kur’anda hitâb eder !”’
‘TÂ HÂ’ : Tâhir ! ‘Tertemiz’ demek ! Böylesi ender !
‘“ALLAH duâ etmedi !”’ Bak ! ‘“Hiçbir peygambere !”’
‘“YA SİN”’ âilesinin dışında !”’ Akıl ere !
‘“YA SİN !”’ ALLAH katında MUHAMMED’in bir adı !
Her Nebiden yüce O ! ‘“ARŞ”’a çıkan anladı !
‘“TÂ HÂ !”’ ‘“Vücûd verici !”’ ‘“El !”’ Ve ‘“Yüz !”’ Hepsi on dört !
RESÛL, On iki İmâm, FÂTMA ! Bunlar ! Sırrı ört !
HESAP !
‘“Herşeyin hesâbını bilen”’ denen söz ile, (262)
‘ÂLÎ ismi eşittir mecâzen !’ Herkes bile !
‘Ecel’ ve sorgu günü ayni sayıdır ! Niçin ?
‘“Apaçık imâm”’ ile eşit olduğu için ! (184)
‘Onun ismi’ de size ipucudur bir çeşit : (285)
‘“Secdeye çağrılırlar”’ âyeti ile eşit ! (68.Sûre/42.âyet)
‘“Hem hiddet ! Hem de ikrâm sâhibi !”’ HAKK’ın adı ! (1100)
‘“Ezelî and şâhidi !”’ Demek ! ‘Bilge’ anladı !
‘Bilge’ olmayanlar da, anlamak ister ise,
Bir sıfır atsın ! Kalır ‘“Başkan yüce meclise !”’ (110=ÂLÎ)
‘“O gün akrabalık yok !”’ İstisna : ÂL-İ ABÂ !
Çünkü ‘“Onlar fıtratla !”’ ‘“ALLAH’adır akraba !”’
‘“Akraba hakkını ver !”’ ‘“RESÛL’ün ücreti bu !”’
Helâlleş EHL-İ BEYT’le ! Ol ! ‘“Hanif din”’ mensubu !
‘“HAK !”’ ‘“Kendisi !”’ ‘“Ordusu !”’ ‘“Terâzi !”’ İçin ‘“BİZ !”’ Der ! (108)
‘“Yakınları sev sözü !”’ Sıfır at ! Ayni eder ! (1080 : 108) ***
Ancak and içenlerin ismidir ! ‘“Ehl-i kitab !”’
And içmeyene, ‘“RAHMÂN o gün hiç etmez hitab !”’
‘“RAHMÂN’ın huzurunda konuşur birtek kişi !”’
ÂLÎ’ye yeminsizin, ahirette zor ! İşi !
‘“Lûtufta bulunur HAK !”’ ‘“Dilediği insâna !”’
‘“And”’ı tutanı diler ! Bir sır vereyim sana :
‘“Kaderin saptandığı !”’ ‘KADİR’ denen bilmece,
‘“RABB’ine ilk andını”’ yenilediğin gece !
‘“Söz vermek !”’ ‘“Dinin başı !”’ ‘“Sözünde durmak !”’Sonu !
Yoksa ! ‘“MUHAMMED ÂLÎ ateşe atar onu !”’
‘“Cehennemdekilere kahrolun !”’ Der ! ‘“MÜEZZİN !”’
ÂLÎ dedi : “O ! Benim !” ‘Haberiniz yok sizin !’
‘ALLAH’ın iç yüzüdür !’ ‘“Onun en yüce ismi !”’ (141)
‘O’dur ALLAH’ın dini !’ Kaldır aradan cismi !
ÖZ KİMLİK !
‘“Meryem’den çıkan da RÛH !”’ Meryem’e üfleyen de !
Yâni hem Cebrail’e ! Hem ÎSÂ’ya ! Sen RÛH de !
Titreşim ayni ise ! Değişmiyor bak isim !
Son titreşimde ÂLÎ ! Ona perdedir cisim !
Onun ‘“En yüce”’ adı , bu titreşime kanıt !
‘“RAHÎM olan RAHMÂN o !”’ Kimliği için yanıt !
Alt titreşimindekiler birtek vücûd ! ‘“Biz”’ adı !
El ! Ele ‘ Ve El ! HAKK’a ! ‘“Eli tutan”’ anladı !
‘“ALLAH’ın ipidir !”’ Bu ! Onun her ilmiği HAK !
Titreşimini yükselt ! And iç ! Eyle iltihak !
‘“Rûh”’ hep tekil ! Özdeşi ‘“Kelime”’ bazen çoğul !
Çünkü babanın ‘sırrı !’ Kaç tâne olsa oğul !
Babada saklı gen’i, evlâdı açıkladı !
İlk o an baba oldu bakın ! Erkeğin adı !
ALLAH’ın açıklanmış sırrı ! MUHAMMED ÂLÎ !
Yaratan ! ALLAH oldu o an ! Bilmez ahali !
HAKK’ın her özelliği bu ikiz zâtta mevcûd !
HAK’tan farklı olamaz HAK’tan alınan vücûd !
‘“Her yerde hazır ! Nâzır ! Cenâb-ı ALLAH !”’ Mâdem !
Öyle olmalı ! ‘“Onun halifesi ilk ÂDEM !”’
Göreve göre başka ! Titreşimi ! Ve ismi !
ALLAH gibidir : Hem var ! Hem de yok onun cismi !
Hem ‘“Sağ taraf !”’ Hem de ‘“And !”’ Demek ! Dikkat et ‘“Yemin !”’
ÂLÎ ve ‘“Yemin”’ eşit ! Ona ‘“And iç !”’ Ol ‘“Emin !”’
‘“HAK”’la bir kul farkı var ! Onun ‘“Fıtrat”’ı ! Kendi !
ÂLÎ’yi anlatırken ‘“Yedi deniz tükendi !”’
Kaynakçam, el yazması ÂLÎ FEYZÎ dedemin !
‘“RÛH”’unu görmüş zât O ! Bu mesajım en ‘“Emin !”’
Tüm sırları paylaştım ! Ne isterseniz deyin !
Her günüm ! On MUHARREM ! İçim dışım HÜSEYİN !
Onun üstünde yoktur HAK’tan başka kademe !
HAKK’ın HÜSEYN’e aşkı ! ‘“Tap !”’ Dedirtti ! ‘“ÂDEM’e !”’
Gözyaşlarıma onun masum kanı verir renk !
‘İsmi İMÂM HÜSEYİN olan !’ ‘O Şehitle’ denk ! (361)
Olmak istersen ‘siyah kâlb noktasına varan !’ (361)
Her nefesinde ! İMÂM HÜSEYİN ismini an !
‘ ‘“İsm”’in sırrı !’ O. Hem bak ! ’19 kez 19 !’ (361)
19 kez Kur’anda isim ! ‘“Boş lâf”’a tokuz !
‘Kâbe’ye tap’ sözü denk ! ‘Bağlan ismine’ yine ! (583)
‘And iç !’ MUHAMMED ÂLÎ FÂTMA HASAN HÜSEYN’e ! (583)
‘“ÂDEM’e secde !”’ Son sır ! Düşün ! Ve tekrâr oku !
Tâ ki ! Sende oluşsun ! ‘“ÂDEM”’e âit doku !
‘Öz yolu !’ ‘İrfan yolu !’ Yâni ‘“Bilmek”’ kendini !
‘“İçinde birlikte doğ !”’ ‘“Kucakla efendini !”’
M.H.ULUĞ KIZILKEÇİLİ
10 MUHARREM 1423
11 MART 2002
ANKARA
“1959’da yayımlanan ‘ÂDEMNÂME’ isimli mesajımın
yeni Türkçeye çevrilmiş versiyonu !”
‘“LÂ ve İLLÂ !”’
Kalksın artık ! ‘“YOK !”’ Ve ‘“VAR !”’ ‘“Taksim eden şey !”’ Kalmasın !
‘“Çift deniz !”’ Bir nokta olsun ! ‘“İNCİ !”’ ‘“MERCAN !”’ Salmasın ! **
“AHMED’in ikrâmı FÂTMA !” Başka anlam almasın !
“Ayni ‘“Rûh !”’ “Hem ayni et !” ‘“AHMED !”’ İle ‘“ÂLÎ ”’ hâli !
Yok ! ‘“RESÛL”’den başka ”’ ÂLÎ !”’ Yok ! ‘“MUHAMMED !”’ Yok ! ‘“ÂLÎ !”’
* * *
**Not : “Çift deniz” : HZ.MUHAMMED ÂLÎ, Taksim eden şey : HZ.FÂTMA
İnci : Ezilmiş inci zehiriyle şehid edilen HZ.İMÂM HASAN
Mercan : (Kırmızı rengiyle) KERBELÂ’da kanı dökülüp şehid edilen HZ.İMÂM HÜSEYİN
*Not : Fransızcada ‘connaître’ : tanımak ! Bilmek ! Ve ‘cinsel ilişkide bulunmak !’ Demektir.
Ancak, lâtince köküne göre, ‘CON-Naître !’ ‘Birlikte doğmak’ anlamına gelir ! Çoğu dilleri ve gramerlerini, ‘“Bilge”’ler inşâ etmiştir. Meselâ Türkçede sözcük sıralamasında zaman,
mekândan önce gelir. Nitekim Kur’anda ALLAH ‘“Ben zaman”’ım ! Anlamında ‘“DEHR”’e yemin eder !
Tevrâtta da ‘“Zamanın başlangıcında”’ ilk sözdür !
***Not : Ebced ilmine göre, ‘108’ Kur’anda = ‘“HAK”’ = ‘“CUNDENA”’ ‘108’ (Ordularımız) =
‘“MÎZAN”’ ‘108’ (Kıyâmet terâzisi) = ‘“NAH NU”’ ‘108’ (BİZ) = ‘Yakınları sev sözünün iç yüzü’ ‘108’ =
‘“Kendi”’ (‘“LÂFZA-İ CELÂL”’ = 1080 : 108) ‘ALLAH lafzı.’
İsim ve kelimelerin Ebcet ilmine göre açılımları :
‘HÜSEYİN AŞKI’ = 138
Kâbe’ye tap = Üscüdul Beytullah = 583
Bağlan ismi = İsm-i biat = 583
MUHAMMED ÂLÎ FÂTMA HASAN HÜSEYİN = 583
Apaçık İmâm (İmâm-ı mübin) = Secdeye vesile (vesile-i secde) = 184
Sorgulanma (yevm-üs suâl) = Malûm ecel (Ecel-i müsemma) = 184
‘ÖZ YORUM !’
ATATÜRK’ün altını çizdiği cümlelerin
Çevirisini, ilkin M.G.K. bana verdi ! *
Bazısının yanına yazmıştı yorum, derin !
Rûhuyla temastaydı ! Daha çok aklım erdi !
M.H.ULUĞ KIZILKEÇİLİ
ANKARA - 1981
* : M.G.K. = Milli Güvenlik Konseyi
‘“Ö Z !”’
1-YUSUF nedir ?
YUSUF ebced de 156 eder, saat ile eşdeğerdir !
2-Saat nedir ?
Saat, Kur’anda kıyâmet ile eş anlamlıdır !
3-Şu halde YUSUF kimdir ?
Kıyâmettir !
4-Kıyâmet ne demek ?
Ölümden sonra ayağa kalkmak !
5-Hangi ölüm bu ?
YUSUF hayâtta iken kıyâmet olduğuna göre ,
sağ iken gerçekleşen bir ölüm !
6-YUSUF bunu nasıl anladı ?
Rüyâsında 11 yıldız ile Ay ve Güneş’in
kendisine secde ettiklerini görmekle !
7-Bu nasıl rüyâ idi ?
Dostları ilə paylaş: |