“İnsânlar ölünce uykudan uyanırlar” hadîsine göre ,
YUSUF’un gözü açık gördüğü rüyâ , yani hayâtta iken
Yaptığı gözlem !
8-Bu gözlemden ne anladı ?
Evrendeki tüm ışıklıların kendisine tâbi ve muhtaç olduğunu !
9-Secde edenler arasında niçin Dünyâ yok ?
YUSUF zaten o sırada Dünyâda idi !
10-Niçin yalnız 11 yıldız secde etti ?
Evrendeki tüm yıldızlar 12 takım yıldız olup,
On ikincisi YUSUF’un makamı YAY burcudur !
11-YUSUF niçin 12. yıldız oluyor ?
Çünkü saatte Yelkovan ve Akrep için son durak 12 olup ,
Orada iki kavisi birleştirir !
12-Yelkovan ve Akrep ne ?
Hızla dönen Ay ile yavaş dönen Güneş !
13-YUSUF’un saatle ne ilgisi var ?
Yelkovanla Akrebin gidiş yolu = 1+2+3+4+5+6+7+8+9+10+11+12 =
78 Gece yolu ise ;
Yine bu kadar Gündüz yolu, yani 2 x 78 = 156 = SAAT = YUSUF !
14- 78 neyin sembolüdür ?
KUR’AN’ın, çünkü 29 harf ile inmiş olup ;
Her harf telâffuz edilirse 78 Harf çıkar !
15- 29 Harf neyin sembolüdür ?
KUR’ANDA ki 29 NEBİ’nin !
M.H.ULUĞ KIZILKEÇİLİ
ANKARA – 1978
ÖZDEN SÖZLER !
Yama tutmaz yurtık ten ! Diksen de zaman eler !
Yediğin ekmek, yalnız acıkmayı erteler !
Vücûd, ne kadar baksan ! Zaman ile aşınır !
Cenâzeden beter o ! Ömür boyu taşınır !
Her nefes kendine sor ! ‘Dünyâya geldin niçin ?’
Ömrünün pek azını, ayır hayâtın için !
Gül, tohumun içinde, dikilme bekler iken !
Gül içine, dikeni acaba kimdir diken ?
Gül tohumuna koyan bahçıvan mı dikeni ?
Kızıp terk etme HAKK’a karşı saygı ilkeni !
Var olan Tanrı ile, olmasa da temâsın !
Tanrıya ‘yok’ deme ki ! ‘Var’ sâhipsiz kalmasın !
Kâlb kimi için pompa ! Kimine ‘“Arş”’tır !
Ölüm kalım savaşı ! Çocuk için bir marştır !
‘Niye namaz kılmazsın’ diye sorma HAK ere !
Kanal çoktan varmıştır ! Suyun aktığı yere !
HAKK’ı içinde bulan ! Dışındakine tapmaz !
Buluta konuk olan ! Yağmur duası yapmaz !
ÂLÎ dedi ki bana : ‘Dış bura !’ Ve ‘iç ora !’
‘Beni sende ara ki !’ ‘HAK seni benden sora !’
İçinde saklı zâtı bulabilirsen eğer,
Hayât hem yaşamaya, hem de ölmeye değer !
M.H.ULUĞ KIZILKEÇİLİ
ANKARA - 1954
ÖZDEYİŞ ve KAN !
‘Hep özdeyişler !’ Ve de ‘kan’la ! Yazana eğil !’
‘Ezberlenmelidir o ! Sırf okunmalı değil !’
İşte böyle buyurdu ! Bu özdeyişle Niçe !
Özdeyiş ! Özün sesi ! Yedi nota iç içe !
Ben hep yazdığım hâlde ! Kan ve özdeyiş ile,
Ezberlenmek bir yana ! Hiç okunmadım bile !
Özdeyişin öteki adı bak ! ATA sözü !
İlk ATAN ÂDEM ! Yâni aç ! Kâlbindeki gözü !
‘“Boş lâf etmez !”’ Ya ‘“Ol !”’ Der ! Ya da ‘“Selâm !”’ O Âdem !
‘“ALLAH’ın adlarının toplamıdır o mâdem !”’
‘“Davud’un nârasına secdede !”’ ‘“Dağlar bile !”’
HAK’la konuşulamaz ! Ondan başka ses ile !
‘“Zekeriya ‘gizlice’ seslenince özüne !”’
Yahya doğdu ! Hak sözle ! HAKK’ın girdi gözüne !
‘“Cennette hiç boş lâf yok !”’ ‘“Sâde bir söz var : selâm !”’
‘“Selâm !”’ ‘“Ol”’ emri gibi ! Olmalı kutsal kelâm !
‘“Selâm”’ ile cennette ! Yâni şeffaf âlemde !
Yaratılır her bir şey ! Yaratana, Âdem de !
Şâir İbn-i Sabit’i beğenip dedi AHMET :
“İnşâallah Cebrail güçlendirir ! Devam et !”
‘“Kutsal rûh”’un kimliği ! Böyle meydana çıktı !
İnsânın kendi rûhu olduğu ! Pek açıktı !
Özün sesidir vahiy ! ‘“MUHAMMED değil ozan !”’
Ney’in sesiyle ! Ayni olur mu hiç borazan !
Îsâ’ya, ‘“Mesîh”’ dendi ! Kendi rûhu inince !
Aklın üstüne çıkıp ! Kavuştu hak bilince !
Bu işleme hiç kimse ! Pek kolay dayanamaz !
‘“Mûsâ dağda bayıldı !”’ Kılınca gerçek namaz !
Önce Cebrail ! En son tanışılır RAHMÂN’la !
‘“Vahiy !”’ ‘“İlk boru sesi !”’ Mîrâç, ‘“Kıyâmet !”’ Anla !
En büyük özdeyişi ! HÜSEYİN yazdı ! Kanla !
Kâbe karalar giydi ! HAK hep matemde ! Anla !
Gözümden kanlı yaşlar ! Bak boşanıyor yine !
Benim her özdeyişim ! Özleyiş HÜSEYİN’e !
Bilin ! Ben ‘HÜSEYNÎ !’Den başka bir şey değilim !
Sırf O’nun ‘Himmetidir !’ Varsa bende ‘Öz ilim !’
O’na eren ! ALLAH’a ! ALLAH’tan ! ZÂT’a varır !
‘Beni, HÜSEYİN’e kul yapın !’ Diye yalvarır !
Niçe’nin bilmediği ! Kanlı özdeyiştir bu !
Sırrına erer ancak ! Kerbelânın mensubu !
Özdeyişin anlamı ! ‘Ata sözü’dür !’ Mâdem !
‘Ata sözü !’ Olmalı HAKK’ın ilk adı Âdem !
‘“Oku !”’ Emri RESÛL’e ! ‘Ezberle !’ Emri, sana !
Özü olarak girdi ! Zîrâ RESÛL insâna !
Bu yüzden ‘“Herbir adı !”’ ‘Özdeyiştir !’ ALLAH’ın !
Hepsini çözdüğünde! “Nokta” çıkar ilâhın !
M.H.ULUĞ KIZILKEÇİLİ
ANKARA – 23.09.2001
ÖZGÜRLÜK !
Sen ALLAH’ın kulusun ! Yoksa kölesi değil !
İrâden var ! Özgürsün ! Sâdece HAKK’a eğil !
Aşağılık duygusu ile akıl hastadır !
Özgürlük sınırını aşmadı mı yastadır !
Özgürlük sınırını aşmanın cezası ur !
Zarını patlatırsa bir hücre, kanser olur !
Her insân bir hücredir ALLAH’ın vücûdunda !
O vücûda lâyık ol beş vakit sücûdunda !
Yoksa, ölünce seni hemen dışarı atar !
Çünkü yutulan iğne bütün vücûda batar !
Red olan hücre düşer cehennemin dibine !
Hayvândan bitkilere, bitkiden taşa ine !
Özgürlük olan yerde, çıkmak da var inmek de !
Kâh nefis, canımıza, kâh can nefse binmekte !
Bütün temiz hücreler HAK’ta toplandığı dem,
Kıyâmette çıkan bu toplama denir ÂDEM !
Mustafa Uluğ etti dikte bunu Hüznîye !
Anla artık ismimi ben hep överim niye !
M.H.ULUĞ KIZILKEÇİLİ
ANKARA – 1996
ÖZÜME YALVARIŞ !
Selâm sana ! ‘B’ harfi altında olan ‘Nokta !’
Beni haşret ! Var olan senin gibi bir yokta !
Selâm ! Kâlb Kâbe’mdeki ‘“Fuad !”’ “Hacer-ül-esved !”
Sana secdeden beni ayırma ! İlelebed !
Selâm ! Her nefes diyen ‘“ELEST’Ü-Bİ-RABBİKÜM !”’
Fuad gözümü aç ki ! Kâlbimden kalksın yüküm !
Selâm sana ! ‘Mazhar-ı’ ‘“LÂ İLÂHE İLLÂLLAH !”’
ALLAH’a beni de yap senin gibi yakın ‘ŞAH !’
Esselâmü âleyküm ! Ey ‘“ERRAHMÂNİRRAHÎM !”’
Görmediğim RABB’ime taptırıp verme vehim !
Selâm ‘“ZEKERİYA”’nın evlâdı olan ‘“YAHYA !”’
‘“MERYEM”’ gibi beni de hâmile yap ! Et ihyâ !
Esselâmü âleyküm ! Ya ‘“KAF HA YA AYN SAD !”’
Nüzûl eyle canıma ! Bitsin nefsimde fesâd !
Esselâm meleklerin secde ettiği ‘“ÂDEM !”’
Beni de ‘“CEBRÂİL”’ yap ! O da melektir mâdem !
Esselâm ! ‘On bir burcun secde ettiği insân !’
Bana da on ikinci ‘YAY’ burcunu et ihsân !
Esselâm kıskançların kuyuya attığı zât !
Beni de kuyudan sen çıkarıp eyle âzat !
Esselâmü âleyküm ! ‘“YUSUF”’ denilen güzel !
Beni sana âşık yap ilelebet ve ezel !
Esselâm ‘“ELİF LÂM MİM”’ denen şüphesiz kitab !
O Gayb’ın perdesinden bana da et sen hitab !
Selâm ‘“Kitab ilmine sâhib bulunan”’, HIZIR !
Üç sınavına, Mûsâ canımı eyle hazır !
Selâm ‘“NÛN”’ denen rahme esmayı yazan ‘“Kalem !”’
Kendi yüzünü çizip bana da de ‘“âilem !”’
Selâm VİCDÂN sesinin ardında ‘“Sayha”’ DÂVUD !
‘“ONDOKUZ”’ tondan çaldır bana ‘Yedi telli ud !’
Selâm ! ‘“Arş sâhibinin yanında olan mekîn !”’
Beni de sana bağla ! Olayım senin ekin !
Selâm ! Benlik deryamda yüzen NÛH’un teknesi !
Al benim senden başka tenimin varsa nesi !
Esselâtü vesselâm ya “EMİR’ÜL-MÜ’MİNÜN !”
Emredip meleklere de saf saf kâlbe inin !
Selâm sana ey ‘İMÂM !’ Ey ‘ALÎ-ÜL-MURTAZÂ !’
İmâm ve îmânım ol ! Kazanayım ben rızâ !
Selâm sana ‘“Her yüzden arkaya kalan bâki !”’
Ölümsüzlük kevseri sun bana sen ol sâki !
Esselâm ! ‘“Kurbân”’ diye inen ‘ZÂT’,‘“İSMAİL’”e !
Beni de EHLİ BEYT’e kat ! Çoğalsın âile !
Esselâm ‘“Meryem oğlu MESÎH Hazret-i ÎSÂ !”’
Sapıklar içinde de doğup götür ihlâsa !
Esselâm ! ‘MEHDÎ’ diye beklenen gizli özüm !
Kalbimde meydana çık ! Bulunsun şirke çözüm !
Esselâtü vesselâm ! Ya Hazret-i İLYASİN !
Nefsimi öldür benim okuyup cana ‘“YASÎN !”’
Selâm ! Soysuz yanarken arkasını dönen ‘“LÛT !”’
Nefsimi Müslüman yap ol rahmet döken bulut !
Selâm ! Ateş içinde bağdaş kuran ‘“İBRÂHİM !”’
Beni de ‘“Yanmaz sîna ağacı”’ yap Ey ‘“RAHÎM !”’
Selâm yılanın kıvrım kıvrım yattığı ‘“ASÂ !”’
MESÎH çıkartmak hariç, dokundurtma nâmûsa !
Selâm sana ‘“Zülkarneyn ! Çifte boynuz sâhibi !”’
Yar omuriliğimi ! Aynen ‘ZÜLFİKÂR’ gibi !
Selâm ! Balık karnına düşmeyen ‘“YUNUS”’, ‘“ZİNÛN !”’
Beni doğmaktan kurtar ! Rahimdir karnı onun !
Selâm ! Mîrâçta ‘HAK’tan bakan göz’ MUHAMMED’e !
Benim de gözümü aç ! Bana da habîbim de !
Selâm ! ‘“YAHYA’nın vaftiz güvercini”’ Ey ‘BEKTAŞ !’
İn bana ‘“MESÎH”’ gibi ! Ol ağarmış siyah taş !
Selâm sana ! HAZRET-İ ‘“RAHMETEN-LİL-ÂLEMİN !”’
Şefâat et ! Olayım sağken özümden emin !
Esselâm ! Kâlbimdeki ey ‘“ALLAH’ın RESÛL’ü !”’
Öğret ! ‘“Fuad’”la nasıl HAKK’a bakmak usûlü !
Selâm ! Ey mertebesi olan ‘“MAHMUD MAKAMI !”’
Emret ! Emreden nefse bıraksın intikamı !
Esselâtü vesselâm ! Ya Fahri âlem ‘“Ya SÎN !”’
Öyle mesaj ver bana ki herkes vahiy desin !
Selâm ‘“Sîna’da sağdan seslenen rûh-ül-emin !”’
Beni de ‘“sağdaki”’ yap ! Ettim ÂDEM’e yemin !
Esselâm Hûri ! Yahut da Rûhî ! Ey FÂTIMA !
Beni de bindir Burak nam ‘“SEKÎNE”’ atıma !
Selâm sana ! RAHMÂN’dan ‘“Rûh üfürülen MERYEM !”’
Canımı bâkire yap ! Olmasın yunusa yem !
Selâm ‘“BETÜL”’ annesi, RESÛL eşi HATİCE !
Bana da kervânını teslim et bin netice !
Selâm ! ALLAH’ın Cemil cemâli, ‘İMÂM HASAN !’
Mânâmdaki gibi yap beni ‘Fâhri Horasan !’
Selâm ! Her yaptığıma ‘“ŞÂHİD !”’ Şehid HÜSEYİN !
Ağlat beni ! Kıpkızıl olunca akşamleyin !
Esselâm ! ‘On iki kez’ size ‘ON İKİ İMÂM !’
‘“Burçlar”’ınızdan izin almazsam, yaşayamam !
Selâm sana ! ALLAH’ın ismi olan ‘“ESSELÂM !”’
Ey MUHAMMED ÂLÎ ! Ey harfi târif ‘“ELİF LÂM !”’
Esselâtü vesselâm ey ‘“RAB”’ denen ‘İKİZ ZÂT !’
Beni ‘“ARZ”’ merkezinden, uzay boyutu uzat !
Esselâm ‘ULUĞ’ özüm ! Ettim benden istifâ !
HÜZNÎ canımı arıt ! Olsun seçkin ‘MUSTAFA !
M.H.ULUĞ KIZILKEÇİLİ
ANKARA - 1996
PABUÇ TAMİRCİSİNİN MESAJI !
ALLAH boş bir şey değil ! Dolu enerji ile !
İster ki o kendinin ne olduğunu bile !
Her enerji, tabloda başka tonda renk gibi !
Renkleri bağdaştırır ! Usta fırça sahibi !
Bilen ! Bilinen ! Bilgi ! Üç işlem gerek ! Niçin ?
HAKK’ın kendini, kendi ile bilmesi için !
‘Baba !’ ‘Anne !’ Ve ‘Evlât !’ Der bu üç’e bir çok din !
Hepsi bir tek ALLAH’ın bilinci ! Fikir edin !
Bunlar üç yasa olur bil ! Şekilsiz âlemde :
Büzülme ! Açılma ! Ve karşılıklı denge ! De !
Ateş ! Yâni İblis’le ! Şekil olur ! Şekilsiz !
‘İblis’e, HAKK’ın sevgi ve öfkesi !’ Deyin siz !
Tüm melekler, MİKAİL ve İBLİS’e bağlandı !
Özerklik ilân edip İBLİS bozdu ilk andı !
İblis ve melekleri büzüldü ! Dondu ! Soyut !
Cehennem ile evren yaratıldı, üç boyut !
MİKAİL, melekleri ile cennette kaldı !
Ve İblis’in yerini ise, ilk insân aldı !
Arz cennetinde verdi, her varlığa bir isim :
‘Ol’ deyip herbirine giydirdi soyut cisim !
O da, bilmek istedi ! ALLAH gibi ! Kendini !
Bozuldu ! ‘Birlik’ denen yaratılışın dini !
Hücreleri, gıdaya ilk kez duydu ihtiyaç !
Doyurdu artık onu ! ‘Yasaklı olan ağaç !’
Dahası ! Kızışıp o ! Bir dişi de aradı !
Onu da yarattı HAK ! Kitapta ‘eşi’ adı !
Hayvandan da aşağı şeytan olmasın diye,
HAK, evlâdı ÎSÂ’yı arza etti hediye !
Onu uyandırınca ! Arzda geçecek sözü :
Herkesin ‘ÎSÂ’ olup kâlblerindeki özü !
Tüm kötü hisler, dışa atılıp yakılacak !
‘“Temiz kalanlar !”’ ‘“Arza vâris olacak ancak !”’
İşte bu en mutlu gün ! Beklenilen KIYÂMET !
ÎSÂ’yı oluşturmak cihadına, devam et !
Bu mesajı verdi bil BÖHME ! Bir kunduracı !
Bulamazsan kendini sende ! Kendine acı !
Dedi : ‘Birden açılıp beynimde bir pencere,
HAK konuştu !’ Konuşan Rûhuydu ! Aklın ere !
Böhme der : ‘sır açılır Tanrım verdikçe izin !
Açmasıydı üçüncü gözü bu ipofizin !
M.H.ULUĞ KIZILKEÇİLİ
ANKARA – 03.05.2002
PAPARAZZİ !
Sosyete dilberleri ! Aslında orta malı !
Hepsinin içi yırtık ! Dışı ise yamalı !
Zenginin biri kalkıp ! Öbürü oturuyor !
Kadın erkeğe lâzım ! Lâzımlık olmamalı !
M.H. ULUĞ KIZILKEÇİLİ
ANKARA – 11.08.2001
PENİSNÂME !
Sakın bana sataşma ! Ben pek tekin değilim !
O dört yavru olmasa ! Sana neler yapmam ki !
Sende gusul ibriği ! Bende temiz vicdân var !
Çünkü ben senin gibi, uçkuruma tapmam ki !
Zavallı sübyanları babasız bırakıp da,
Sübyancılık yapmakla ! Başın göğe mi erdi !
‘ALLAH senin belânı versin !’ Demem ben sana !
Çünkü o ALLAH ! Senin zaten belânı verdi !
Nikâhta denen ‘ev-et !’ Et değil ! Önce evdir !
Sırf eşekteki ile, insân olamaz erkek !
Kart horoza ‘tuğ’ değil ! ‘Kızıl ibik’ yaraşır !
O tuğunu al da sen ! ‘Şey’ine tüy diye ek !
Gerinden kıl aldırıp, kel başına serptir de !
Sahnede anlasınlar ! Neyin nesisin ! Nesin !
Adın yarı yarıya ! İngilizcede p... demek !
Ama bence ruhen sen ! Tamamiyle i......!
Resme meraklıymışsın ! Bir ressam tanıyorum :
Modele ! İçten bakıp canlı canlı çiziyor !
Poz vereceğin için ! Bir gün önünde,
Biliyor musun nasıl ! İçim cız cız ediyor !
Yedi nota bilirsin ! Başka bir nota var ki !
O gamı duyduğunda ! Gamla yalvaracaksın !
Küt burnunu, ‘küt’ diye ! Bir zebani kırarak,
İğrenç bir estetikle ! ‘“Hesab”’a varacaksın !
Yüce karar ! Künyene gayet yakın olacak :
En alçak kalıplarda ! Başlayacak kanlı ‘tur !’
Domuz mezbahasında ! Bakarken fıstıklara !
Azrail demeyecek ! ‘Çilen bitti !’ Gel otur !
‘Penis !’ ‘Kamış bir kalem !’ Demektir ! Latincede !
Bu ! Sana ‘kamışımdan !’ Bir düğün hediyesi !
Hayvânın ! Yavrusuna şefkatini görürken !
İçimden gelmez sana ! Hatta hayvân diyesi !
Körpe av kokusuyla ! Yeniden oldun bekâr !
Etmedin ! Genindeki pis oluşumu inkâr !
Bu mesajın târihi de, ibret bir tesâdüf :
Rakamlarını topla ! Ne bok olduğun çıkar !
Bu taşlamayı sade sevabına yazdım bil !
Çünkü ‘şeytan taşlamak’ dinimizde sevaptır !
Manevi yanın yok ki bir tazminat alasın !
Maddiyat durumunsa Bosna gibi haraptır !
M.H.ULUĞ KIZILKEÇİLİ
ANKARA – 07.04.1996
‘“PERDE”’ I
Balık suyu göremez ! Çünkü gözüne değer !
RABB’ine temas etme ! Görmek istersen eğer !
Güneş, Nûr, deniz suyla perdelemiş kendini !
Perde ve perdeleyen ayni şey imiş meğer !
Her şeyi görür iken, kendini göremez göz !
Gözün içinde çünkü gözbebeği denen öz !
HAK ‘“Şah damardan yakın”’ aradaki perde kalb !
RESÛL RABB’ini gördü ! Perde ‘İki kaş’ der söz !
Damladan başka bir şey yok iken, perde deniz !
Damlaya söz hakkı yok ! Sudur, diyen ‘ben deniz !’
Damlalar birleşerek dalga hâlinde derler :
ALLAH’la perdelenmiş bizler saf saf ereniz !
Sıfır var olan bir yok ! ALLAH’ın ZÂT’ı gibi !
“Zâtından sakındırır bizi mülkün sâhibi !”
‘“Mîrâçta son sınırda RESÛL’e göründü HAK !”’
Ötesi için dendi ‘“Kimse bilmez gâibi !”’
Çünkü Zâtta zatından başkası bulunamaz !
Zâtını perde yapıp Zâtına kılar namaz !
Kendisine ‘“O”’ derken, sorar sormaz ‘ben neyim ?’
İçinde ALLAH çıkar ! Perdesi kalkar biraz !
‘“Âlemlerin dışında !”’ Her yerde iken ALLAH !
Âlemlerin RABB’ini perde yapmış bu ilâh !
RABB’in perdesi Rûhtur ! Onu bulan kurtulur !
Kâlbdeki ‘“Müezzin”’ O ! Der hep ‘Hayalel Selâh !’
M.H.ULUĞ KIZILKEÇİLİ
ANKARA – 05.02.1997
‘“PERDE”’ II
Ölüm denen perdenin ! Acaba nasıl ardı !
“Ardı da, önü gibi !” Diye eren uyardı !
Dış ve iç, hem üst ve alt için ayni yasası !
‘Merkezkaç ve merkezcil !’ İki güçtür esâsı !
Tüm enerjiyi toplar ! Merkezcil güç ! Merkezde !
Bu merkeze, ilk hücre ! Kâinatın kâlbi de !
Hapsolmuş enerjiyle ! Müthiş ısınır merkez !
İnfilâk eder ! Ama bu olmaz ! İlk ve son kez !
Tüm enerji dağılır ! Merkezkaç kuvvet ile !
Dağıldıkça uzayda soğur o ! Donar bile !
Soğuyan şey büzülür ! Buna merkezcil denir !
Soğuk, ölmekle ! Sıcak, doğmak ile ! Ödenir !
Esnedikçe soğur o ! Soğudukça büzülür !
Çıkamadığı için dışarıya ! Üzülür !
Serbest güce ulaşmak ! Onun bir tek amacı !
Hâlbuki merkezdendir çıkış ! Bilmez ! Ne acı !
Soğuma, merkezkaç güç ! Isınma, merkezcil güç !
‘Terâzi’ ile olur ! Güçlerin sayısı üç !
Merkezinden o ancak ! Aslına çıkabilir !
İlk nokta, karadelik olur ! Kendini bilir !
Demiri indirdi HAK ! O hem kötü ! Hem iyi !
Oksijen ile yanar ! Kan, bulur enerjiyi !
Sürekli yana yana ama ! Paslanır demir !
Enerji üretemez ! Budur : ‘öl’ denen emir !
Yoğunlaştığı için ! Yaşlandıkça bir beden !
Dönen ekseni atar ! Merkezkaç, ona neden !
Fizik beden kopunca ! Şeffaf olanı kalır !
Şeffafın da merkezkaç ! Yoğun kısmını alır !
Cehennemden cennete ! Ancak o an geçilir !
ALLAH’ın yasası bu ! İyi olan seçilir !
Ne iyi var ! Ne kötü ! Ne doğum var ! Ne ölüm !
Her üç güç uygulanır ! Sırayla ! Bölüm bölüm !
ALLAH perde ardında ! Serbest enerji yâni !
Noktadakini çekse ! Evren yok olur âni !
Perdenin ön ve ardı arasında ! ‘“SEKİNE !”’
İki gücü dengeler ! ‘“Betûl !”’ Çift cins makine !
Mâdde içindekine ! Serbest güç muhtaç değil !
O da zâten kendisi ! Kul yok ! Bu sırra eğil !
Öyleyse bizden ALLAH secde istiyor ! Niçin ?
İlk noktamızı bulup ! Uyanabilmek için !
MUHAMMED merkezkaç güç ! Ve ÂLÎ merkezcil güç !
FÂTMA ise ‘“SEKİNE !”’ Noktanın ordusu üç !
‘“RESÛLULLAH’ın eli ! ‘“ALLAH’ın eli !”’ Mâdem !
Perdenin ardındaki ALLAH da! Bir tür Âdem !
M.H. ULUĞ KIZILKEÇİLİ
ANKARA – 01.08.2001
“RESSAM ve RESİM !”
DÎN VİCDÂNIN SESİDİR ! Öte yanı merâsim !
Çerçeve değişse de ! Hep ayni kalır resim !
Önemli olan tablo ! Yoksa değil çerçeve !
“Hacer’ül-esved” bile ! Kondu bir toprak eve !
Fizik çerçeven de bak ! O toprak Kâbe gibi !
Çerçevelenen resmin ise ‘“Mülkün sâhibi !”’
ALLAH’ın resmidir O ! Senin kâlbinde saklı !
Onu görse ermeden, insânın çıkar aklı !
Eşikten eve girdi sonra ! Böyledir usul !
İlk görünce ‘“Cibril”’i bile ! Şok oldu RESÛL !
Eve girince şaştı ! Kendiydi girdiği ev !
Kendisi karşıladı kendini ! Ve oldu dev !
Eşikte kükrüyordu ! ALLAH’ın tek aslanı !
‘“Son sınır”’ O ! Geçemez bulamayan aslını !
Resmin sırrını çözdü ! Yâni mîrâç gecesi !
ALLAH’a yaklaşmanın, budur son derecesi !
Dedi :“BEN İLMİN ŞEHRİ !” “ÂLÎ ise KAPISI !”
Anne baba ! ALLAH’ın ‘“FITRATI”’nın yapısı !
‘“Mîrâç ve Kadîr, gece !”’ ; ‘“Kıyâmet”’e ‘“Gün”’ denir !
Gece, uyanık kalmak ! Sabâh nûrla ödenir !
Bencil karanlığını dağıt ! Gündüz gör resmi !
ALLAH’a siz denilmez ! Kuluyla değil resmî !
O öyle bir resim ki ! Kendi resmini çizer !
Ressam olan resim O ! Aynen özüne benzer !
Hem ‘“Fıtrat”’tır O ! Hem de ‘“Fıtrat”’ı yapan : ‘“FATIR !”’
‘“Arş sâhibi yanında ! ”’Ayakta olan yatır !
Üçüncü gözden bakıp görülebilen tablo !
HAK’la aramızdaki ! Sonsuz voltajlı kablo !
Onu gördüğü vakit İdris ! Ateş kesildi !
İdris’ten başka onda ne varsa, kablo sildi !
İdris’ten ! İdris kaldı yanınca ! Budur mirâç !
Tevrât böyle anlatır ! Üçüncü gözünü aç !
Bu ateşe ! Doğrudan girer ancak İbrâhim !
‘“Mûsâ’ya bile dur”’der ! Esirgeyendir RAHÎM !
Bu yüzden İbrâhim’in dîni oldu ‘“HANÎF DÎN !”’
Kuruntu tanrından geç ! Aslını kıble edin !
Lâ ilâhe ! İlâh yok ! ‘Kurgu bir tanrı’ ismi !
İLLÂLLAH ! O ALLAH var ! ‘Belli bir tanrı’ cismi !
Asla tanımlanamaz ! Lâ ilâhe sonsuz ZÂT !
‘İlk belli isim !’ ALLAH ! ‘“Gayb”’dan olmuştur âzat !
ALLAH da her ismini ! Bil fıtratına yükler !
Kendine secde etse ! Küçük olmaz büyükler !
ALLAH ile fıtratı ! Bunlardan ayrılamaz !
Resimde saklı ressam ! Budur dosdoğru namaz !
HAKK’a, Mûsâ sorunca ismini ! ‘“BEN !”’ ‘“BEN”’im ! Der ! *
Tevrât’ta ! Birbirinin tam tersi sayı eder !
Demek ki, ALLAH ! ‘Velî’ aynasındaki resim !
‘“RAB”’ ve MUHAMMED ÂLÎ ! Eşit sayıda isim !
‘“ALLAH’a secde eden şeytan kovuldu !”’ Niçin ?
Ressamı tasdik edip ! Resme sövdüğü için !
Su ! Tencere olmadan ateşe dayanamaz !
Pervanedir ateşi dönen ! Sinek yanamaz !
ALLAH ! FITRAT ! ERRAHMÂN ! ERRAHÎM ! RÛH ! Hepsi RAB !
Her cepheden resmini çizer ressam ! Ol Türab !
Kendisine söz verdik ! Bizi yargılar resim !
‘“ÂDEM”’dir verilecek ona en doğru isim !
İnsân ölü ! Bir ceset ! Âdem diri ! Öz doku !
Sen ‘DORİYAN GIREY’in PORTRESİ’ni’ oku !
M.H.ULUĞ KIZILKEÇİLİ
ANKARA – 07.11.1998
Not : Ebcet ilmine göre :
* İbranice : ‘“Ben ben’im”’ = 543
* İbranice : Mûsâ = 345
R O B O T !
Bakmıyor çok kimse artık kendi cisminden öte !
Benziyor, vitrinde çengellerde sarkan bir ete !
Bir şizofrenden beter gafletle silmiş rûhunu !
Lânet olsun, lânet olsun böyle insâniyete !
Patlamış göz merceğinden bin galaksi seyreder !
Sonra ‘Evren bir büyük bumdan oluşmuş bence’ der !
Böyle hâin bir robot, er geç bulur bir hurdacı !
Sen programlan da HAK’ tan, olmasın montaj heder !
M.H.ULUĞ KIZILKEÇİLİ
AKÇAY - 22.09.1989
RUH ve AKIL !
Hayâtta en hakîkî mürşîd akıl değil ! RÛH !
Aklı mürşîd edinir, ancak maddeci güruh !
Gırtlağına kadar o batmıştır cesedine !
‘Hurâfe ve safsata’ der mevcûd her bir dîne !
Bir akılcı olarak o, Rûhu inkâr eder ,
‘ALLAH, insân beyninin hayâli buluşu’ der !
Akıl zavallı birim : bir vahid-i kıyâsî !
Madde âlemindeki demagog bir siyâsî !
En azılı katile sor ! Kendisidir haklı !
Her nabza göre şerbet verir insânın aklı !
Akılcılardan suçlu, devrimci babaları !
Peteğin şeklinde hiç devrim yapar mı arı !
Çünkü içgüdü denen ‘“Vahiy”’ sesi, özünün
‘Altıgen olmalı’ der peteğin her gözünün !
Hiç firesiz bitişen tek şekil altıgendir !
Bunu ona öğreten ne beyni ! Ne de gendir !
Doğasından öğrenmiş ! En ideâl düzeni !
Tanımamış toplumu, ezilen ve ezeni !
Bal her arının olup ! Değildir arı beyin !
Vahyin merkezi Rûhtur ! Aklın merkezi beyin !
Yine bak küp şeklinde ! Toprağın kristali !
Aynen Kâbe gibidir ! İçindeki sır ÂLÎ !
Altı yüzeyli âlem, altı günde halk oldu !
Yedinci gün, içine Rûh girip nûrla doldu !
Karınca uygarlığı şaşırtıyor insânı !
Tek izahı, ALLAH’ın vahiy denen ihsânı !
Bak ! Karıncanın beyni sâdece nokta kadar !
En az parazit ile çalışır onda radar !
Özden gelen mesaja, parazit yapar beyin !
Özünüz konuşurken, beyninize sus deyin !
‘“HAKK’ın anayasası mükemmel”’ derken âyet !
Doğal olan düzeni değiştirmek cinayet !
Canavar çıkar Arza ! Değiştirildi mi gen !
Robotla dolar Dünyâ ! Bozulur bütün dengen !
Dostları ilə paylaş: |