İslâm’a karşı Papa ! Çaldı cihâd çanını !
Körükledi ! Kâfirin aptal heyecânını !
Haçlılar yenilince ! Kurdu Engizisyonu ,
Haraç verenler bile ! Zor kurtardı canını !
Baba ! Oğul ! Kutsal Rûh ! Alevden sacayaktı !
Şeytan girmiş diyerek ! Nice mâsûmu yaktı !
Yaktığının içinden ! Papa kendisi çıktı !
Bu simsiyah marsığın ! Sâde takkesi aktı !
Bu süreçte ! İnsânın mayası parçalandı !
Unuttu ! Ezelde o HAKK’a verdiği andı !
‘“RABB’iniz değil miyim ?”’sorusuna, hep ‘“Evet”’
Demişti herkes ama ! Çoğunun ki yalandı !
Âyet der :‘“Rûhtan size pek az bilgi verildi !”’
Çünkü ! Halkın çok azı özüne duyar ilgi !
Bu yüzden ! Yeminine bağlı kurtulmuş insân,
Yetmiş üçte bir kadar ! Kalanı, siler silgi !
‘“Bölük pörçük olmayın”’ der iken Kur’anda RAB,
Mezheb ve tarîkatla ! Ettiler dîni harab !
Her Baba ! Dede ve şeyh ! Sor bak RESÛL’e çıkar !
Ya bunlar Türk değildir ! Ya da Peygamber Arab !
İki keçisi olsa ! Birini dede alır !
Sonunda ! Alevî’nin belinde ipi kalır !
Şeyh veya hoca ise ! Ya kutubdur ya Mehdî !
Bu zâtlar semirdikçe ! Dîne güven azalır !
HAK’la kul arasında ! Yokken dînde aracı !
Papaz ! İmâm sınıfı ! Toplar halktan haracı !
‘“ALLAH şah damarından yakınım sana”’derken !
Hâlâ kendi dışında ! Kıble seçmen ne acı !
‘“Konuşlandırılmıştır ! HAK yol üstünde şeytan !”’
Takîyye yapar yâni İblîs denen militan !
Kâh dîn adamı olur o ! Kâh devlet adamı !
‘Vatan elden gidiyor’ der ! Elden gider vatan !
RESÛL’e ‘“Kitabını oku”’ dendi ! İbret al !
Kendi özünü bilmek ! Ermek için tek kural !
Cihâd yap ! Yâni bencil her sesi sustur ! Sonra,
Vicdândan sesleneni görüp mülke ol kral !
Ey şeyhülislâm olup dîni elinde tutan !
‘Kardeş katli kur’an’a uygun’ dedin be utan !
Nizâmı âlem için ! Öz kardeşine kıyan !
Olur mu hadîsteki hiç mübârek komutan !
HAKK’a ortak simgesi demek ! Konstantiniye !
ALLAH oğlu Îsâ’ya ! Tapılmaktadır diye !
Kim ki gerçek birlikle ! Zapt eder yanlış dini,
HAK kutsallık vasfını ! Ona eder hediye !
Gerçek tevhîd ! O senin fıtratındaki dîndir !
Saklı rûhunu çıkar ! Ortak koşmayı dindir !
Kâbe de MUHAMMED’in yaptığı gibi, sen de !
İçinde ve dışında ! Her putu kırıp indir !
O vakit Mehdî çıkmış gibi ! Bir olur beşer !
Herkes özünü bulup hayıra dönüşür şer !
‘“Ol”’ diyenin dediği ! Hemence oluverir !
Rûhlar olur komutan ! Ve canlar mübârek er !
Kalmaz sen ve ben farkı ! Kalkar bütün ihtilâf !
Ne doğum var ! Ne ölüm ! Çünkü Arz ve ten şeffaf !
Vâris olunup yiten cennete ! Yâni Arza !
Onu yoğunlaştıran Âdem’i ! HAK eder af !
‘ASR-I SAÂDET başlar !’ Bitip felâket demi !
‘“ERRAHMÂN Arşa inip”’ kucaklar ! Son Âdem’i !
O çağ ilerde değil ! Şimdi de bil mevcûddur !
Zaman ile mekânın dışına çık sen emi !
Uluğ ! Dîn tarihine çıplak bir mesaj verdi !
Tabuları yıkmanın üst noktasına erdi !
Evrensel bütünlüğü ! Tekrâr kurmak amacı !
HAK, İblîsi bölücü değilken ! Çok severdi !
M.H.ULUĞ KIZILKEÇİLİ
ANKARA – 1996
“A Ş K !”
Okyanus dibindeki balıkta göz yok ! Niye ?
Gözü ışık yarattı, göz onu görsün diye !
‘HAK da ışık !’ Sevilip sevebilmek için O,
Kendi rûhunu etti her insana hediye !
İçki içerken, en baş döndüreni içersin !
Evlenirken, mutlaka en güzeli seçersin !
Ten perdesi ardında, sevgilinin ruhuna ,
Dokunurken bile bak ! Sen kendinden geçersin !
Titriyorsun ! Arada bir perde varken bile !
Sevişirken et ete, sevdiğin güzel ile !
Demek yaratmak imiş ! Zevklerin en güzeli !
Öyleyse, rûhun ile doğrudan temas dile !
İblîs ‘Elbise’, kâfir ise demek ‘Örtülü !’
Gelinle birleşilmez ! Yüzünde iken tülü !
ALLAH en yakınına gösterir cemâlini !
Diken değil de güldür öttüren her bülbülü !
Namaz HAK’la buluşmak ! ‘Cumâ’ ‘Cem’ olmak demek !
Gizli yapılmaz ise, nâmahrem olur emek !
Evlât babanın sırrı ! Bu sır, tohum değildir !
Yâni kendindekini değil de ! Kendini ek !
Miraçta Cibril bile hazır bulunamadı !
Bu yüzden ‘“HABİBULLAH”’ oldu RESÛL’ün adı !
HAKK’a aşkından İblîs ‘“Hayır”’ dedi, Âdem’e !
Kıskançlığı yüzünden, attı ‘çamur’ isnadı !
RAHMÂN çok seven demek ! Acıyan demek değil !
Güzel yüz ayna ister ! Sen bu esrâra eğil !
‘“Hûri”’ ile ‘“Oğlan”’dır, HAKK’ın cennet ödülü !
Bu nedenle ZEHRA’yı, ÂLÎ’ye verdi Cibril !
ZEHRA, ‘Zühre’ kökünden, göz kamaştıran güzel !
ÂLÎ, ‘ELİON !’ Güneş ! Zirveye koymuş ezel !
Meryem, rûhu,‘“Şahane genç”’ olarak görünce,
Bekâreti unutup tuttu bak Eli’den el !
Mîrâçta ‘“Hûri”’ gibi bir “Oğlan” bak göründü !
Görülecek ‘En güzel bir şekil’e büründü !
Bu en güzel şekildir, ÂDEM denen rûhumuz !
Onunla eşleşmeyen, ‘“Hor kılıkta”’ süründü !
‘“Melek, insân şeklinde Arza iner”’ der RAHMÂN !
Senin de şeklin insân ! Melek inişi bu an !
‘“Her meleğe, Âdem’e secde emri”’ verildi !
‘“Red eden İblîs olur !”’ Teslim ol ! Budur îmân !
‘“Esselâmu âleyküm”’der, o vakit HAK sana !
Çünkü artık kendisi misâfirdir insâna !
Kâlbinde ağırla bu şeref misâfirini !
‘Kadrini bil ! Eriştin ‘“Kadîr”’ denen o ana !’
M.H.ULUĞ KIZILKEÇİLİ
ANKARA- 03.12.1996
ATA’NIN ÖZ KİMLİĞİ !
ATA’yı şöyle övdü düşmanı Loyd Corc dahi :
‘Yüz yıllarda bir gelir ! ATATÜRK gibi dâhî !’
‘Kâlb gözü kör zavallı !’ O’nu sırf dâhî sandı !
Ne bilsin o ! Doğmadan RABB’e verilen andı !
Ölürken “Yüce yoldaş !” Dedi, “MUHAMMED EMİN !” (193)(501)
‘Selâmladı RESÛL’ü’ ! ‘“ALLAH RABB-ÜL ÂLEMİN !”’ (500)
O “Yüce yoldaş sözü !” Bin beş yüz on bir eder ! (1511)
“O Hazret-i MUHAMMED” de eş sayı eder ! (1511)
Selâmlananla ayni ! Selâmlayan zât ! Yine !
Tapan ile tapılan ! Birbirine âyîne !
ATA’nın bilinçliyken son cümlesi : “Saat kaç !”
‘“Perdenin kalktığı an !”’ Son sözüne kâlbi aç !
“Ve aleyküm üsselâm !” ATA’nın en son sözü !
“Esselâm-u aleyküm !” Demişti çıkan özü !
“Esselâm-u Aleyküm !” ‘ÂLÎ ismine kanıt !’ (332)
‘İnsân makamı’dır O ! ‘Arş’a dikilen anıt !’ (332)
‘Esselâm-u Aleyküm !’ Yorumla ! Olma gâfil ! (779)
O vakit ismi olur ! ‘“Boru çalan İsrafîl !”’ (779)
O’dur ‘“RAHMÂN’ın yüzü !”’ ‘İMÂM ÂLÎ’ de denir ! (343)
‘“Adı hesab gününün sâhibi !”’ Borç ödenir ! (343)
‘Esselâm-u Aleyküm !’ O, ‘“Meryem’in evlâdı !”’ (343)
‘İMÂM ÂLÎ kalkınca’ vücûdda ! Budur adı ! (343)
‘“Esselâm-u Aleyküm”’ demek, kâlb gözün açık ! (1493)
‘“Âsa’nı at !”’ ‘“O İdris gibi yüce yere çık !”’ (1493)
“Esselâm-u Aleyküm O !” Bir ad ! Kâbe’de taş ! (343)
Yorumlayıp bir ekle ! ‘“Veli”’ O ! HACI BEKTAŞ ! (791)
‘Esselâm-u Aleyküm’ sözünün son yorumu !
‘Beklenen Mehdî !’ Demek ! ‘HIZIR İLYAS’ konumu !
Yâni HIZIR İLYAS’a ! Beklenen MEHDÎ ! Denir !
RÛH sâf canla birleşir ! Verilmiş söz ödenir !
‘GAZİ MUSTAFA KEMÂL !’ Bin üç yüz otuz sekiz ! (1338)
‘Samsuna hicri çıkış târihi’ ile ikiz ! (1338)
Hem hicri ! Hem mîlâdi ! Tespit edilmiş yılı !
Elçinin her görevi adlarıyla sayılı !
‘“Âdem’e secde edin emri ”’demek bu sayı ! (1338)
‘“Gizli şifrenin sırrı”’ bul bu hanîf yasayı ! (1338)
‘“GAZÎ MUSTAFA KEMÂL O !”’ Evrenseldir ünü ! (1349)
Sayısı ‘“MUHAMMED-ÜL MEHDÎ’nin çıkış günü !”’ (1349)
‘Ve Aleykümüsselâm sözü !’ Bakın ne eder ! (1348)
‘“ALLAH’ın halifesi !”’ ‘O artık olmuştur !”’Der ! (1348)
‘1919’ da ATA doğdum’ derdi ! (1919)
‘“ÂLEMLERE RAHMET O !”’ Bu söze aklım erdi ! (1919)
Çapraz avuç içleri ! Doğum yılı ATA’nın ! (1881)
ALLAH’ın ‘“Yüce kurban dediği”’ zâtı anın ! (1881)
‘B’ harfi altındaki noktanın o’dur adı ! (1880)
‘“Toprak bedenden kalkan RAB !”’ Bu sırrın maksadı ! (1880)
Sıfırı at ! ALLAH’ın O ‘“En güzel cemâli !”’ (188)
‘Zamanın Mehdisi’ O ! Yâni Hazret-i ÂLÎ ! (188)
ALLAH’ı yansıtan kim ? Bunu bilmez ahali ! (1211)
O, ‘MÜ’MİNLER EMİRİ !’ TOPRAK BABASI ÂLÎ ! (1211)
‘“Eren veya ölenin içinden çıkar âni !”’
‘“Kıyâmet terazisi !”’ ‘İnsânın özü !’ Yâni !
‘“Dinliyi ve dinsizi !”’ ‘“Yüzlerinden ayırır !”’
‘“Secde edebileni !”’ Sâdece o kayırır !
MUHAMMED ÂLÎ’yi de, bak yansıtandan murad ! (1364)
MUSTAFA KEMÂL’in öz RABB’ine verilen ad ! (1364)
‘Gayblar âlemine !’ ‘Değişmez özler !’ Denir ! (1191)
‘“HAKK’ın yüzü !”’ Belirir ! Ne isek ! O ödenir ! (1191)
‘Kelime-i şehadet’ getir ! Hayret edersin !
‘Ve Aleykümüsselâm sözü yorumu !’ Dersin !
MÜŞİR ! GAZÎ ! MUSTAFA ! KEMÂL ! ATATÜRK ! Beş ad ! (1101)
ZÂT ve Kur’an tefsiri ! Baş harflerinden murad ! (1101)
Herbir hesapta çıkar ! MUHAMMED ÂLÎ adı !
Selâmla bitireyim ! Artık iznim kalmadı !
‘“Zîrâ cennette lâf yok !”’ ‘“Herkes hep ‘“Selâm eder !”’
‘“Şükür”’ hepimiz olduk “ALLAH’ın aslanı” der !
Selâm ! ‘KIZILKOCALI boyundan gelen Türkmen !’
‘Emevi düzenini !’ Lâikçe eyleyen men !
ALLAH’ın ‘“Nûr”’ adı o ! ‘HAK’ta eriyip’ ver renk ! (287)
‘MUHAMMED ibn Abdullah !’ ‘Kızılkocalı’ya denk ! (287)
Sakın bu hesaplara ! Demeyin ‘sırf tesâdüf !’
‘“Her şeyin hesâbını bilen”’ eder teessüf ! (262)
Uluğ ‘HAK kimliğini’ açıkladı ATA’nın !
EHLİBEYT’e dahildir ! Onu hakkıyla anın !
Diyor ! MUSTAFA KEMÂL ATATÜRK’ün RAB ÖZÜ : (1850)
Hain olma ! Yenile RABB’e verdiğin sözü !
Sıfırı at ! Anlamdan olursun daha emin !
‘“ALLAH’ın yüzü”’ olan ilmine tap Âdem’in ! (185)
M.H.ULUĞ KIZILKEÇİLİ
ANKARA – 21.07.2000
Târih : 08 Kasım 1938 Prof. Dr. Neşet Ömer İRDELP : ‘Dilinizi çıkarır mısınız efendim’ dedi.
ATATÜRK dilinin yarısını dışarı çıkardı. ‘Biraz daha çıkarsanız.’ Dedi. Bunun yerine dilini tamamen çekti.
Söyleneni anlamıyordu... Başını biraz sağa çevirdi dikkatle baktı ve ‘ALEYKÜMSELÂM’ dedi.
Ardından iki gün sonra ölümle noktalanacak son komaya girdi.
KAYNAKÇA : ‘AVNİ ÖZGÜREL.RADİKAL.com.tr 2002’
Ebced İlmine göre isim ve kelimelerin açılımları :
500 = ALLAH RABB-ül Âlemin = Âlemlerin RABB’i ALLAH
501 = Refik-i âlâ = Yüce yoldaş
1511 = Lafz-ı Refik-i âlâ = Yüce yoldaş sözü
1511 = Hu Hazret-i MUHAMMED = O Hazreti MUHAMMED’dir
332 = Esselâm-u aleyküm
332 = Hû medlûl-u ism-i ÂLÎ = O, ÂLÎ isminin kanıtıdır
779 = İsm-i sûr-u İsrâfil = İsrâfil’in borusunun ismi
(İsrâfil kıyâmet günü kalk borusunu çalan meleğin ismidir)
779 = Tevil-i Esselâm-u aleyküm = Esselâm-u aleyküm’ün yorumu
343 = Vech-el RAHMÂN = Er RAHMÂN’ın yüzü
343 = Kıyâm-ı İmâm ÂLÎ = İmâm ÂLÎ’nin ayağa kalkması
343 = İsm-i Malik-i yevm-üd din = ‘“hesab günü sâhibi”’nin ismi
343 = İbn-i Meryem = ‘“Meryem’in oğlu”’
343 = İsm-el Hacer = O Hacer’in ismi = yâni Kâbe’deki O Hacer-ül esved denen,
karataşın ismi .
343 = Müsemma-i İmâm ÂLÎ = İmâm ÂLÎ diye isimlenen
1493 = Müsemma-i Lafz-ı alek asek (7.sûre/117.âyet) = ALLAH’ın Hz.Mûsâ‘ya ‘“Asâ’nı at !”’
Sözünün anlamı.
1493 = Tevl-i âyet-i ‘“onu (İdris’i) yüce yere çıkardık”’ âyetinin yorumu (19.sûre/57.âyet)
790 = Tevil-i ism-el Hacer = ‘Hacer’ isminin yorumu
791 = Hacı Bektaş-ı Velî
1338 = Gazî Mustafa Kemâl
1338 = Hû mezmun-u ‘“Üscûdul Âdem”’ = ‘“Âdem’e secde edin”’ emrinin anlamı o
1338 = Künh-ü Lafz akimua-el din = ‘“Dini doğrultun !”’ sözünün iç yüzü = Levh-i Mahfuz’un
sırrı.
1337 = Hîcrî Samsuna çıkış târihi = 1919 Mîlâdi çıkış târihi.
1348 = Lafz-ı ‘ve aleyküm-üsselâm = ve aleykümüs-selâm sözü = Hu müsemma-i
Halifetullah = O, ‘“ALLAH’ın halifesi”’ diye isimlenendir.
1349 = Hû Gâzî Mustafa Kemâl = Gâzî Mustafa Kemâl O = Yevm-i zuhur-u Muhammed-ül
Mehdi = Muhammed Mehdi’nin ortaya çıkış günü.
1919 = Lafz-ı Rahmeten lil Âlemin = Âlemlere rahmet sözü
1881 = Vakt-i zuhur el recûl = Hakeren’nin içten dışa çıkma vakti
1881 = Müsemma-i Zebh-i âzîm = Yüce Kûrban diye isimlenen (Sûre.37/âyet.107)
1211 = Mazharullah = ALLAH’ı yansıtan = Zât-ı ÂLÎ
1364 = İsm-i hassı-RABB’i Mustafa Kemâl = Mustafa Kemâl’in has RABB’i (Kişisel RABB’i)
1364 = Hû mazhar-ı MUHAMMED ÂLÎ = o MUHAMMED ÂLÎ’nin aynası
1191 = Âyân-ı sabite = Değişmez özler
1191 = Âlâm el Guyûb = Gayblar âlemi
1191 = Zuhûr-u vechullah = ALLAH’ın yüzünün ortaya çıkması
1101 = ZÂT = Tefsir-i Kur’an
1211 = Hû emir el müminin ÂLÎ Ebû-türab = O müminlerin emiri toprak babası ÂLÎ
1850 = Hû mazmun-u tecdid-i bîat = RABB’ine bağlanmanın yenilenmesi kavramı o
1850 = RABB-i hassı Mustafa Kemâl ATATÜRK = Mustafa Kemâl ATATÜRK’ün has RABB’i
1101 = M + Ğ + M + K + A ( Müşir Gâzi Mustafa Kemâl ATATÜRK baş harfleri)
185 = İlm-i Âdem = Âdem’in ilmi
188 = Mehdi-ül zaman = Zamanın Mehdisi
287 = MUHAMMED ibn-i Abdullah = Kızılkocalı = En Nûr
262 = Her şeyin hesâbını bilen = ALLAH’ın ‘El Hasîb’ adı
ATOM !
Atom bir cin şişesi ! Enerji hapsedilen !
Dev çıktı mı ! Cehennem ! Sen yok olmayı dilen !
Yok olamazsın ! Zâten değilsin ki sen mevcûd !
Sudan başka bir şey mi ! Balıklardaki vücûd !
Su ! Renk renk balıklarla ! Kendine çekmiş perde !
Kendisi renksiz kalmış ALLAH gibi ! Siperde !
‘“Sudan oldu her diri !”’ Sudan yaratılmadı !
Zâten suda o vardı ! Bu suyun, ‘uzay !’ Adı !
Yumuşak salyangozdan ! Fışkırır bak sert kabuk !
Rûhun perdesi mâdde ! Başka söz, abuk sabuk!
Sonunda ikisi de ! Eriyip olur uzay !
İlkin sıcak buluttu ! Güneş, gezegen ve Ay !
Atom artık ! En küçük bölünemez şey değil !
Bölünemez en küçük şeyi ! Bulmaya eğil !
Bir en küçük ise de ! Bir’e bölünebilir !
Bir’i bire böl ! Sıfır ! Onu, yok olan bilir !!!
Rüyâsız uykuda bak ! Yok olarak varsın sen !
O esnada nerdesin ? Kimsin ? Bunu bir bilsen !!!
Uyanırsın her sabah ! Ayni kimlikli kişi !
MUHAMMED der “O zâtın ancak ziyândır işi !”
HAK kimliğinde idin ! ‘Canın melekti o dem !’
Olmuştun ‘“And içilip secde edilen Âdem !”’
Bunu anımsamaya ! Her sabah sarfet emek !
Kur’anın adı ‘“Zikir !”’ Bu ! Anımsamak demek !
Sıfırı çarp ! Çıkar ! Böl ! Topla ! Kalır hep kendi !
Sonsuzu tanımlarken ! Sonlu olan tükendi !
‘Sıfır !’ Hesapta “Nokta !” Yâni ‘“Yok”’un ismidir !
Hiç bölünmeyecek olan şeyin cismidir !
‘“İçi dışı ALLAH’tır !”’ ‘“Mâdem ki herbir şeyin,”’
Her şeye, hem var ! Hem yok ! Hem ! Bölünemez deyin !
‘“En son bir sınır”’ var bak ! Hatta ‘“Mîrâç”’ da bile !
Ancak aşılabilir o ! Nokta ilmi ile !
‘“Lâ ilâhe illallah !”’ Müslüman’ın ilk sözü !
‘“Yok”’ ve ‘“Var”’ arasında ‘“HAK”’ sözcüğü ! Aç gözü !
‘İlk yüce’ demek ÂLÎ ! Ve O der “Benim, nokta !”
Kâlbdeki ilk hücren O! Sen de gir ! Var ol yokta !
M.H. ULUĞ KIZILKEÇİLİ
ANKARA-07.07.2001
AVRUPA BİRLİĞİ !
Avrupa birliği şirk ! Amaç dünyâ birliği !
Kurmak gökteki gibi, yerde cennet dirliği !
Batı kim oluyor ki alsın Türk’ü içine !
Kur’anda ‘“KAF”’, masalda ‘KAF’ dağı var, git Çin’e !
‘“Ye’cuc”’ denen cüceye kırdır açlık setini !
Yıksın haramzâdeye âit uydurma dîni !
ERENLER diyarıdır şu canım Anadolu !
Onlarda bir Meryem var, bizdeyse ana dolu !
Bizde de ‘BEŞ üye’ var, vetosu küfre siper !
‘“ÇİFT BOYNUZ”’a üflerse, yok edilir her süper !
O hesaplaşma günü, ne mark geçer, ne dolar !
Tek gözlü canavarın gözüne toprak dolar !
‘“ZÜLKARNEYN”’ ne demektir, onu biliyor musun ?
‘“ON DOKUZ”’a ermedi senin Nostradamus’un !
Yedi tam ve on iki yarım ses, can alacak !
‘“HÜVEL BÂKΔ’ yani ‘“HÛ”’ gibiler sağ kalacak !
Ben ‘“BİZ”’ olup açığa çıkacak ışık vücûd !
Şeytan tövbeye gelip HAKK’a edecek sücûd !
‘“DABBET-ÜL-ARZ”’ içteki özmüş,çıktı zâhire !
Bedenden çıkan her rûh artık ‘Uçan dâire !’
İsterse ‘Enel HAK’ der ! Bir Velîde HAKLANIR !
İsterse Mehdî gibi içimizde saklanır !
Ölmek, küçük kıyâmet ! Olmak, büyük kıyâmet !
Perdeni açmadıkça, HAK der sana ‘Devam et !’
Perdesini açanlar birleşip olur Âdem !
Âdem yâni HAK için âlem dönmekte her dem !
Bu âlem de uzayda uçan bir dâiredir !
Merkezi ‘“KUTUB”’ olup kalan vesâiredir !
HAK MUHAMMED ÂLÎ’dir merkezin öbür adı !
Sus artık Uluğ kâlbin teklemeye başladı !
M.H.ULUĞ KIZILKEÇİLİ
ANKARA- 07.04.1996
‘AY DEDE !’
Paris’i ilk kez görüp yorgun argın uyudum !
‘Ay dede !’ ‘“Kevser”’ sundu ! Ben içtim yudum yudum :
İnsân yüzü olmuştu ! Tamamen AY’ın yüzü !
Vardı kulağı, burnu, ağzı, kaşı ve gözü !
‘Ay dede’ benziyordu ! Benim Feyzi dedeme !
Gel de sen ! Buna rüyâ değil de ! Vizyon deme !
Arz küresi üstünde ! Ayakta duruyordum !
Dedemi ! ‘Ay dedenin Rûh’u olarak yordum !
‘Ay dedem !’ Hızla düşüp bana doğru yaklaştı !
Beni dünyâdan kapıp bütün gökleri aştı !
Âlemi seyrederken ! Birdenbire uyandım !
Ay’ın sırrını çözmek ! Artık olmuştu andım :
Tam ‘yirmi sekizinci yaş günüm’dü o gece !
Kopya vermişti dedem yaş günümle ! Bilgece !
Doğrusu unutmuştum ! Yaş günümü ben bile !
Tanıştığım için bir cici madmazel ile ...
Hemen Ay devrine denk sayısı Peygamber’in !
‘“Şifre sözcükler”’ gibi ! Var mı bundan haberin ?
‘Hilâl ve Lâle’ adı ! ‘ALLAH’ adına eşit !
İki kızımın ismi ! Bunlar zikrim bir çeşit !
‘“ELİF LÂM MİM ! Kitab O !”’ Bu yine Ay’ın ismi !
Önü ak ! Ardı kara ! İnsân başının cismi !
Niçin ‘aya’ ve ‘ayak’ sözcüklerine kök, Ay ?
El, ayak parmakları ! Yirmi sekiz mafsal ! Say !
‘“MUHAMMED âilesi !”’ ‘“ELİF LÂM MİM !”’ ‘“Et yemin !”’
‘On iki İmâm !’ ‘On dört mâsum !’ ‘FÂTMA !’ Ve ‘EMİN !’
‘“Secde et !”’ ‘“Yaklaş !”’ Sözü ‘yorum’u ! Kısaca bu !
Secde et ! Sen de yaklaş ! Ol EHL-İ BEYT mensubu !
“‘SİN’” diye hitab eder bak ! ALLAH MUHAMMED’e !
‘SİN’, ‘Ay tanrısı’nın ismi idi Babil’de !
İbrahim’in kenti ‘UR !’ Tapıyor idi Ay’a !
İbrahim Hanif idi ! ‘Öz’le baktı olaya !
‘“Nûr”’ olarak ! RESÛL’ün o tam künyesine denk !
O nûru özümse de ! ALLAH versin sana renk !
İlk mucizesinde Ay ! Tam ikiye yarıldı !
‘Ben ve ÂLÎ bir nûruz’ diye halk uyarıldı !
Ay ilk durak ! MUHAMMED Ay’da gördü Âdem’i !
Demek ki Ay ! Can için ‘“Âdem’e secde”’ demi !
Dünyâdan da yaşlı Ay ! Dünyâ Ay idi ilkin !
Cebrail Ay’dan iner ! AHMED ol ! Sen de silkin !
Ay’da su yok ! Hepsini çünkü o, Arz’a verdi !
‘Gel’, ‘git’ ile okşuyor uzaktan ! Aklım erdi !
Ay, evlâdı Dünyâ’dan ! Hiç ayırmaz gözünü !
Hep etrafında döner ! Tutmuş tavaf sözünü !
Kediyi arka üstü at ! Hep yüz üstü düşer !
Ay gibi Arz’a dönmez sırtını ! Şaşar beşer !
Göz bebeği Ay ile değişir ! Dikkat edin !
Eteğinde uyurdu bazen o, MUHAMMED’in !
Eski Mısır’da kedi ile Ay çok mübarek !
Kedi, ‘Aslan’ gillerden ! Bunu not etmen gerek !
Ay bir istasyon inen ve çıkanlara ! Niçin ?
Yer ve Göklere uygun bir beden giymek için !
Ölen için çok riskli ‘sırat köprüsü’dür Ay !
Karanlık yanı çünkü ! ‘“Cehennem”’ denen olay !
Kirli can, atom atom dağılanadek erir !
Sırf kara büyücüye ! Malzemesi elverir !
Ay ! Satürn’ün Dünyâ’ya bağlanmış telefonu !
Mars’ı devreden çıkar ! Çok net duyarsın onu !
Cebrâil’in ağzından ! Mikail’dir konuşan !
Azrail’dir parazit ! Güneş’indir bütün şan !
EHL-İ BEYT ! Ay takvimi ! Kur’an ! Birer emânet !
‘İşte bu ! Kutsal üçüz’ sırrı ! Gerçek diyanet !
AY’ın sırları bitmez asla ! Anlatmak ile !
‘AY DEDE’nin sana da ! Yön vermesini dile !
M.H.ULUĞ KIZILKEÇİLİ
PARİS – 21 Temmuz 1956
İsim ve kelimelerin Ebcet ilmine göre açılımları :
*Tevil-i vescûd vakterib = 1230 =123 = AL-i MUHAMMED
‘“Vescûd vakterib”’ (Âyet) = Secde et ve yaklaş.
*‘“ELİF LÂM MİM”’ = Kur’anda : ALM = ÂL-i MUHAMMED =
MUHAMMED’in âilesi.
‘“AY !”’
‘“Son gün yaklaştı : zîrâ ikiye yarıldı Ay !”’
Demek Ay da kıyâmet ile ilgili bir fay !
Cennette insân, ‘Âdem – Havvâ’ diye bölündü !
Yâni ilk fay çatladı ! Doğuldu ve ölündü !
Asıl deprem bedende ! Kurtulmak değil kolay !
İçimizde var ‘“Şeytan”’ denen korkunç bencil fay !
Sayısız hücremizden koparız ! Çatladı mı !
Acaba bu,‘“Saatin depremi”’nin adı mı ?
Milyarlarca hücremiz başımıza yıkılır !
‘“Müthiş gürültü”’ ile dışarıya çıkılır !
Kurtulur ancak ! Sağken rûhuna atan çengel !
Yoksa, her hücredeki cin der cana ‘bana gel !’
M.H.ULUĞ KIZILKEÇİLİ
ANKARA , 31.08.1999
“AYGIZ !”
ALLAH gibi yalnızım ! Kendimle kalabalık !
Kendimden kendimedir ! Bendeki akrabalık !
Bana benden de yakın ‘“Fıtratım !”’ Yeter bana !
Odur ‘ilk Âdem’ denen ! Öz baba ! Ve öz ana !
‘“Mûsâ’yı emzirdi bak !”’ ‘“Sarayda öz annesi !”’
Bilmedi hiç Firavun ! O kadın kimin nesi !
Ay da insân gibi ! Var hiç görünmeyen yüzü !
Lâtince Ay ! Erkek ve dişi sözcük ! Aç gözü !
İşâret ettiği an MUHAMMED ! ‘“Ay yarıldı !”’
‘“Kıyâmet yakın”’ diye ! İnsânlık uyarıldı !
Güneşin ateş ! Ay’ın Kur’anda ‘“NÛR”’dur adı !
‘“Mûsâ bile o nûra !”’ ‘“Bak tam yaklaşamadı !”’
Ayni ! Abdullah oğlu MUHAMMED ile bak ‘“NÛR !”’ (287)
‘“Arzın semâsı”’dır Ay ! ‘“Şeytanlardan korunur !”’
‘“NÛR”’ ikiye bölündü ! ÂLÎ açık gelince !
‘“HAK DOST”’ devri başladı ! Bir sır var bunda ince :
MUHAMMED ! Son peygamber oldu ! ÂLÎ ! İlk ‘“Velî !”’
Belli oldu ! ALLAH’ın ‘“En son !”’ Ve ‘“En evveli !”’
“Velî devri bilgini ! Üstün Nebîden bile !”
Ama kıyaslanamaz ! ‘“KİTAB BİLGİNİ”’ ile !
‘“Gittikçe azalacak arzda !”’ ‘“Kitab bilgini !”
HAK ! Çekmek ister yâni ! ‘“Fıtrat”’ına ilgini !
‘“Ay ikiye bölündü !”’ Ve ‘“Kıyâmet yaklaştı !”’
Bu âyetin yorumu ! Tüm bilginleri aştı !
Bu sırrı bilmez ! Yıldız falı bakan ulemâ !
RESÛL der :“Âdem’dir !” “Ay” denen birinci semâ !”
“Havvâ Âdemde idi !” ‘“Secde edildiği an !”’
Namazda ! Arka arka iki secde var ! Bundan !
Sonra cennette ! İki kutba ayrıldı Âdem :
Âdem ve Havvâ oldu ! Çift cinsli idi mâdem !
Aşk yerine ! Seks yapıp onlar sürüldü ! Niçin ?
‘“Meleğin Arzda insân doğabilmesi”’ için !
ALLAH der: ‘“Melek, Arza insân olarak iner !”’
Meleğin insân olma hırsı ! O zaman diner !
Victor Hugo der ! ‘Sürgün nereye gitse ! Yalnız :
‘Herkes dünyâda yetim !’ Anlamında alınız !’
Ay’ın yönettiği burç ! Astrolojide Yengeç !
Ay’ı yöneten Rûh kim ? Bu sır çözülür er geç :
‘“Dünyâ semâsı”’ Ay’a ! Mîrâçta ilk çıkıldı !
Orda Âdem’i görüp MUHAMMED namaz kıldı !
Zîrâ RAHMÂN ! Âdem’i yaratıp geldi vecde !
Dedi :‘“Rûhum âdemde ! Siz ona edin secde !”’
Ona secde edenin ! ‘Melek’ konuldu ismi !
Reddeden ! ‘Şeytan’ oldu ! Ateş kesildi cismi !
RESÛL ! Ay’da Âdem’in soluna baktı : alev !
Sağına baktı : cennet ! Âdem’dir Kâbe ! İlk ev !
‘“Yumni ”’ ‘“Sağ yan insânı !”’ Hesaplayan ÂLÎ der ! (110)
‘“Şimalî ”’ ise ‘“Sol yan insânı !”’ Şeytan eder !
Dostları ilə paylaş: |