5. ÜNİTE: ÜLKEMİZ VE DÜNYA KONU 1: DÜNYADA NÜFUS VE EKONOMİK FAALİYETLER KAVRAMLAR
İklim: Yeryüzünün herhangi bir yerinde hava olaylarına bağlı olarak gerçekleşen etkilerin uzun yılların ortalamasına dayanan durumu, abuhava
İskân: 1. Yurtlandırma. 2. Yurtlanma
Nüfus: Bir ülkede, bir bölgede, bir evde belirli bir anda yaşayanların oluşturduğu toplam sayı, popülasyon
Türkiye'nin Dünya Üzerindeki Yeri (Türkiye’nin özel konumu)
Türkiye Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarının birbirine en çok yaklaştığı yerde bulunur.
Karadeniz'i Akdeniz'e bağlayan İstanbul ve Çanakkale boğazlarına sahiptir.
Doğal güzellikleri bakımından zengindir.
Dünyada en fazla petrol çıkarılan Irak, İran, Azerbaycan gibi ülkelere komşudur.
Farklı kültürlerin kurulduğu, Dünya’nın en eski kültür hazinelerine sahiptir.
Türkiye genç ve dinamik bir nüfusa sahiptir.
Türkiye kendi kendine yeten bir ülkedir.
Üç tarafı denizlerle çevrilidir ve yeryüzü şekilleri çeşitlidir.
Yer altı ve yerüstü kaynaklar bakımından oldukça zengindir.
Yükseltisi batıdan doğuya doğru artmaktadır.
Türkiye özel konumu nedeniyle birçok uluslararası kuruluşa üyedir (Örneğin NATO).
En uzun kara sınırı Suriye, en kısa kara sınırı Azerbaycan'ladır.
Türkiye Avrupa'da Yunanistan ve Bulgaristan, Asya'da Ermenistan, Azerbaycan, İran, Irak ve Suriye ile komşudur.
İşte bu nedenlerden dolayı;
■ Türkiye'nin stratejik önemi artmıştır.
■ Boğazlardan geçiş ücreti alınarak gelir elde edilmektedir.
■ Ortadoğu petrollerine yakınlığı nedeniyle dünyanın önemli ülkelerinden biridir,
■ Türkiye'de farklı iklimlerin etkisiyle çeşitli tarım ürünleri yetişmektedir.
DÜNYADA NÜFUS
Sınırları belirli bir alan içinde yaşayan insan sayısına nüfus denir. Bu alan Dünyanın tamamı olabileceği gibi kıta, ülke, bölge, il, ilçe, köy veya daha dar bir alan da olabilmektedir.
İnsanların eseri olan ya da doğal çevreden elde edilen, işletildiğinde gelir getiren zenginlikler ekonomik kaynak olarak adlandırılır.
Ekonomik kaynakların işleniş şekillen, mal ve hizmet etkinlikleri ile bu etkinliklerden doğan ilişkilerin bütününe de ekonomik faaliyetler denir.
Nüfus ve ekonomik faaliyetler yeryüzüne eşit ve dengeli bir şekilde dağılmamıştır. Bunun nedeni yeryüzündeki her alanın aynı özellikleri taşımamasıdır.
1 km kare alanda yaşayan insan sayısına nüfus yoğunluğu denir.
Dünya üzerinde nüfusun ve ekonomik faaliyetlerin dağılışını etkileyen faktörler:
Fiziki Faktörler
Yeryüzü şekilleri
İklim özellikleri
Bitki örtüsü
Toprak verimliliği
Su kaynakları
Kara ve denizlerin dağılışı
Coğrafi konum
Yer altı kaynakları
Bakı
Beşerî ve Ekonomik Faktörler
Ulaşım
Sanayileşme
Ticaret
Tarım
Yer altı zenginlikleri
Turizm
Tarihî faktörler
Göçler
Dünyada Nüfusun Yoğun Olduğu Yerler
Deniz ve akarsu kenarları
Ticaret, ulaşım, sanayi, turizm, tarım ve hayvancılığa uygun alanlar
Yer şekilleri ve iklim bakımından insan yaşamına uygun alanlar
Sebebi: Muson ikliminin fazla yağış getirmesi,verimli topraklar, Japonya sanayisinin gelişmesi
Avrupa: Almanya, İngiltere, Fransa, İtalya
Sebebi: Ticaret, sanayi, ulaşım, hizmet, tarımın gelişmesi, iklimin elverişli oluşu.
Kuzey Amerika: A.B.D.
Sebebi: Sanayi, ulaşım, ticaret, madenciliğin gelişmesi, iklim koşulları
Nil Nehri Çevresi( Mısır): Mısır
Sebebi= Nil nehrinin sulamada kullanılması, verimli topraklar
Dünyada Nüfusun Az Olduğu Yerler
Dağların yüksek kesimleri,
Kuzey ve güney kutup çevreleri,
Bataklık alanlar ve engebeli dağlık araziler,
Ekvatoral bölgedeki Amazon ve Kongo havzaları gibi sık ormanlık alanlar,
Asya Kıtası içlerindeki ve dönenceler çevresindeki çöl ve bozkır alanlarıdır.
NOT: Dünyada nüfusun ve ekonomik faaliyetlerin az olduğu yerler doğal faktörler açısından insan yaşamı için uygun koşullar taşımayan yerlerdir.
ÖRNEK:
DÜNYA’DA SEYREK NÜFUSLU YERLER
KUTUPLAR= Kuzey Kutbu ve Güney Kutbu( Antarktika)
Sebebi=Buzullar(kar ve buz tabakaları),toprak azlığı ve verimsizliği, çok soğuk olması, Kuzey Kutbunda Finlandiya, Norveç, İsveç, Sibirya( Rusya’nın kuzeyi), Grönland Adası, Kanada’da nüfus azdır. Güney kutbunda ise Antarktika kıtası vardır ve hiç kimse yaşamaz.
ÇÖLLER=Kuzey Afrika( Sahra Çölü), Güney Afrika (Kalahari Çölü), Asya ( Taklamakan Çölü), Avustralya.
Sebebi=Gündüzlerin çok sıcak,gecelerin çok soğuk olması
Sebebi= Havanın yıl boyunca çok sıcak ve nemli olması, Gür ormanların olması İnsanlar buralarda yaşamak için yüksek yerlere çıkarlar.
DAĞLIK ALANLAR= Himalayalar ( Asya), Alpler(Avrupa), And Dağları( Güney Amerika)
DÜNYA’DA EKONOMİK FAALİYETLER
*Sanayi *Madencilik *Hayvancılık *Tarım *Hizmet*Ticaret *Turizm *Ulaşım *Teknoloji alanlarında yürütülür.
DİKKAT:
Hizmet ve sanayi sektörlerinde çalışan nüfusun fazla olduğu ülkeler gelişmiş ülkelerdir.
Tarım sektöründe çalışan nüfusun fazla olduğu ülkeler ise yeterince gelişememiştir.
Ülkeler geliştikçe tarım sektöründe çalışan nüfus oranı azalır.
DİKKAT
ABD, Japonya, İngiltere, Norveç ve Güney Afrika’da hizmet ve sanayi sektörü çok gelişmiştir. Bu durum ülkelerin kalkınmışlığını gösterir.
Arnavutluk, Bangladeş, Jamaika’da tarım nüfusu çoktur. Bu, gelişmişlik düzeyinin yetersiz olduğunu gösterir.
ANCAK:Gelişmiş ülkelerde tarım nüfusu oranının az oluşu, tarım nüfusunun az olduğunu göstermez, teknik araç- gereçten yararlanılarak bu alanda daha az insanla daha çok gelir ve verim alındığını gösterir.
Ülkelerin ekonomik alanda öne çıkmalarında;
İklim özellikleri
Toprak özellikleri
Doğal kaynaklar
Devlet politikası
Yetişmiş insan gücü
Girişimcilik arayışı etkili olur.
Tüm bu etkinliklerin yanında yaşadıkları ülkenin kalkınması için insanların;
Dürüst,
Çalışkan,
Vatanı ve milletini seven,
Sorumluluk duygusu gelişmiş olmaları gerekmektedir.
TÜRKİYE'DE NÜFUS
Türklerde ilk nüfus sayımı II. Mahmut döneminde yapıldı. Yalnızca erkekler sayıldı.(Vergi ve askerlik için)
Türkiye’de ilk nüfus sayımı 1927 yılında, II. si 1935 yılında yapıldı.
1990 yılına kadar 5 yılda bir yapıldı. Bundan sonra 10 yılda bir yapılacaktı ancak seçmen listelerinin güncelleştirilmesi için 1997 ve 2000 yıllarında iki sayım daha yapıldı.
Bundan sonra adrese dayalı nüfus sayımı ile tüm bilgiler internet ortamına aktarıldı.
Türkiye’de nüfus sayımı sonuçlarını Devlet İstatistik Enstitüsü(DİE) değerlendirmektedir.
1-FAZLA NÜFUSLU YERLER
Çatalca-Kocaeli Bölümü= İstanbul, Kocaeli, Sakarya( Adapazarı)
Sebebi= Sanayi,ticaret,ulaşım,turizm ve hizmet sektörünün gelişmiş olması
Ege Bölgesi= İzmir, Manisa, Denizli, Aydın ( Ilıman iklim, sanayi,ticaret,tarım,turizm)
Çukurova Ve Akdeniz Kıyıları= Adana, Mersin, Antalya, Hatay
Sebebi= Tarım, sanayi, turizmin gelişmiş olması
Doğu Karadeniz Kıyıları= Rize, Trabzon ( Çay sanayi, Balıkçılık, yağış, uygun iklim)
İç Bölgeler= Ankara, Kayseri, Konya ( Başkent olması, Sanayi, tarım)
Alüvyon Ovaları= Çarşamba Ovası, Bafra Ovası ( Samsun- Kızılırmak ve Yeşilırmak nehirlerinin burada Karadeniz’e dökülmesi). Büyük Menderes, Küçük Menderes, Gediz Nehirleri( Ege Bölgesinde) civarında nüfus fazladır.
Alüvyon ova = Akarsuların taşıdığı toprakların denize dökülürken bir yerde birikmesi sonucu oluşan ovalardır. Çok verimlidir.
2- AZ NÜFUSLU YERLER
Doğu Anadolu’daki Yüksek Platolar= Yer şekilleri engebeli oluşu,tarım arazisinin az oluşu,ticaret ve sanayinin gelişimini engellemiştir.
Hakkari Bölümü= Yerşeklileri dağlıktır,ulaşım zordur,ekonomik faaliyetler çok azdır. Bu yüzden de nüfus çok azdır.
Menteşe Yöresi= Ege Bölgesinde fakat çok dağlıktı ur.( Muğla- Denizli arası) Arazi engebeli ve dağlıktır. Nüfus azdır.
Teke Platosu: Toros Dağları vardır.Burdur,Muğla ,Antalya’nın batısında bulunur. Nüfus azdır.
Taşeli Platosu= Toros Dağları vardır. Akseki( Antalya) ve Silifke( Mersin) arasında bulunur.
Sebebi=Karstik arazinin bulunması,dağlık olması
Karstik Arazi= Aşınmaya karşı dirençsiz kolay eriyebilen kayaçlardan oluşan araziye denir.
Tuz Gölü Çevresi=Türkiye’nin en az nüfuslu yeridir. Topraklarının tuzlu ve verimsiz oluşu, yağışın az oluşu nüfusun az olmasın sağlamıştır.
Yıldız Dağları Bölümü= Marmara Bölgesinde Trakya Bölümünde bulunur. Kırklareli ilini kapsar. Arazi çok engebeli ve dağlıktır. Karasal iklim vardır.
Doğu Karadenizin iç kesimleri Nüfus Sayımının Yararları:
1-Kadın erkek nüfus oranını belirler.
2-Okuryazar oranını belirler.
3-Köy ve kentlerde yaşayan insan sayısını belirler.
4- Hangi iş kollarında ne kadar insan çalıştığını belirler.
5-Çalışan ve çalışmayan nüfus oranını belirler.
6-Okul çağındaki çocuk sayısını, derslik ihtiyacını ve hastane gibi diğer kurumlara ne kadar ihtiyaç olduğunu belirtir.
7-Her belediyeye ne kadar bütçe ayrılacağını ve her ilden kaç milletvekili çıkarılacağını belirler.
KONU 2: KAYNAKLAR VE İHTİYAÇLAR KAVRAMLAR
Kaynak: Bir suyun çıktığı yer, kaynarca, pınar, memba, göz:
Gelir, kazanç, sağlık vb.ni sağlayıcı öge.
TÜRKİYE’NİN DIŞ TİCARETİ
Belirli bir kazanç sağlamak amacıyla her türlü mal ve hizmetin alım satım faaliyetlerine ticaret adı verilir.
Bir ülkenin sınırları içindeki iç pazara yönelik ticaret iç ticaret, ülkeler arasında dış pazara yönelik ticaret ise dış ticaret olarak adlandırılır.
Ülkeler ürettikleri malların ya da ham maddelerin fazlasını diğer ülkelere satar. Dış ticaret içinde yer alan bu faaliyete dış satım (ihracat) adı verilir.
Dış ticaret ile satılan malların döviz olarak karşılığına dış ticaret hacmi denir.
Ülkelerin ihtiyacı olan çeşitli ürünleri diğer ülkelerden satın alması faaliyetine ise dış alım (ithalat) adı verilir.
Bir ülkenin ihracatı ve ithalatı üzerinden alınan vergiye gümrük vergisi denir.
Devlet gümrük vergisinin alınmasından sorumludur ve bazı kuruluşları aracılığıyla bu işi yapar.
Ülkelerin giriş ve çıkışlarında gümrük kapısı olarak adlandırılan vergi denetiminin yapıldığı yerler vardır.
Türkiye'nin sınır komşuları
Türk Cumhuriyetler
Ülke
Başkenti
Gümrük Kapısı
Ülke
Başkent
Suriye
Şam
Nusaybin, Cilvegözü, Ceylanpınar
Azerbaycan
Bakü
Irak
Bağdat
Habur
Özbekistan
Taşkent
iran
Tahran
Gürbulak, Esendere
Kırgızistan
Bişkek
Gürcistan
Tiflis
Sarp
Kazakistan
Astana
Ermenistan
Erivan
Akyaka
Türkmenistan
Aşkabat
Nahcivan
Özerk Bölge
Dilucu
KKTC
Lefkoşa
Yunanistan
Atina
İpsala
Bulgaristan
Sofya
Kapıkule
Son yıllarda ülkeler arasında belirlenen bazı merkezlerde gümrük vergisi ödemeden mal alımı ve satımı yapılan serbest ticaret bölgeleri oluşturulmaktadır.
TÜRKİYE'NİN DIŞ SATIMI (İHRACATIMIZ)
Ülkemizin dış ticaret hacmi yıllara göre büyümüş olsa da henüz yeterli düzeyde değildir. Özellikle dış satımımız istenilen düzeye ulaşamamıştır. Bunda dış pazarlarda yaşanan rekabet güçleri, hızlı nüfus artışı ve dışarıdan alınan ağır sanayi ürünlerine ödenen giderlerin fazla olması gibi faktörler etkili olmuştur.
Türkiye'nin İhraç Ettiği Başlıca Ürünler
Sebze, meyve ve gıda ürünleri
Metal sanayi ürünleri
Kauçuk, Mobilya, Halı
Cam, seramik ve ürünleri
Motorlu kara taşıtları
Tekstil ve giyim ürünleri
Türkiye'nin En Fazla İhracat Yaptığı Ülkeler
Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya, Irak
TÜRKİYE’NİN DIŞ ALIMI (İTHALATIMIZ) Türkiye'nin dış ticaretinde ithalatın payı ihracattan fazladır. Bu nedenle ticarette giderlerimiz gelirlerimizden fazladır. İthalatımızda da en fazla pay sanayi sektörüne aittir. Türkiye bir tarım ülkesi olduğu için ithalatta en az pay tarım sektörüne aittir.
Türkiye'nin İthal Ettiği Başlıca Ürünler
Ham petrol ve doğalgaz
Makine ve parçaları
Motorlu kara taşıtları
Hava taşıtları ve parçaları
Maden ve madeni eşya
Eczacılık ve tıbbi ürünler
Kâğıt
Hayvansal ve bitkisel yağlar
Türkiye'nin En Fazla İthalat Yaptığı Ülkeler
Rusya, Almanya, Çin, ABD ve İtalya
NOT: Türkiye’nin ithalat ve ihracat yaptığı ülkelerin başında Türk nüfusundan dolayı Almanya gelir.
İhracata göre ithalatımız daha çok olduğu için dış ticaret açığı yaşarız. Bu da kalkınma hızının düşmesine sebep olur.
KONU 3: ULUSLAR ARASI İLİŞKİLERİMİZ KAVRAMLAR
Barış: Uyum, karşılıklı anlayış ve hoşgörü ile oluşturulan ortam
Medya: İletişim araçları
TÜRKİYENİN DIŞ POLİTİKASI VE ORTA ASYA TÜRK CUMHURİYETLERİ
Anadolu ilk çağlardan beri dünyanın en eski yerleşim merkezlerinden biri olmuştur.
İklim koşullan, bol su kaynakları, önemli ticaret ve ulaşım yollarının Anadolu'dan geçmesi buranın yerleşim yeri olarak seçilmesinde etkili olmuştur.
Anadolu, konumunun sağladığı özelliklerden dolayı tarih boyunca farklı kültürlere, medeniyetlere ve devletlere ev sahipliği yapmıştır. Aynı zamanda ticaret ve kültür iletişiminin kaynaşma noktası olmasıyla dünyadaki birçok medeniyetin oluşmasında ve gelişmesinde önemli rol oynamıştır.
Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu ilk günlerden itibaren dış politikasında barışı esas almıştır. Yabancı ülke temsilcilerinin ziyareti, elçilik binalarının yapılması, devletlerarası antlaşmalar, uluslararası örgütlere üyelik gibi faaliyetler Atatürk dönemi dış politikamıza örnek teşkil eder.
Atatürk döneminde (1920 – 1938) yapılan siyasi antlaşmaların sayısı 70 dolayındadır. Bu yüksek sayı yeni kurulan Türk devletinin barışçı politikasını antlaşmalara dayandırmasıyla ilgilidir.
Atatürk döneminde üç tür anlaşmaya imza atılmıştır:
Sınır sorunlarının çözümü ve ilişkilerin düzenlenmesi (7 adet)
Dayanışma amaçlı antlaşmalar (3 adet)
Dostluk, iyi komşuluk, tarafsızlık, uyuşmazlıkların barışçı yollardan çözümüne ilişkin antlaşmalar (60 adet)
Türkiye’nin uluslar arası ilişkilerde belirlediği milli dış politika ilkeleri:
Tam bağımsızlık
Karşılıklılık
Devletlerin eşitliği
Komşu devletlerle barış içinde yaşama
Yurtta barış dünyada barış
Türkiye, I. Dünya Savaşı'nın ardından uluslararası barış ve güvenliği sağlamak, adaletli onurlu ilişkiler sürdürmek amacıyla kurulan Milletler Cemiyeti'ne 1932 yılında üye olmuştur.
Aynı işleri yürüten ve II. Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan Birleşmiş Milletlere ise 50 asil üye arasında yer alarak 1945 yılında üye olmuştur
1937 yılında Türkiye, Iran, Irak ve Afganistan, İtalya'nın doğu ülkelerine yönelik politikalarına karşı iş birliği içine girdiler ve Sadabat Paktı'nı imzaladılar. Böylece dört ülke arasında dostluk ilişkilerini sürdüreceklerine, birbirlerine saldırıda bulunmayacaklarına ve sınırlarının korunmasına ilişkin anlaşma sağlanmış oldu.
1934 yılında Yugoslavya, Romanya, Yunanistan ile Balkan Antant’ı imzaladı. Bu anlaşma Sadabat paktına benzer bir anlaşmadır.
Bağımsızlığa çok önem veren Atatürk Sovyetler Birliği egemenliği altında yaşayan Türklerin de bir gün tam bağımsızlığına kavuşacağını önceden sezmiş ve "Bugün güneşin ağardığını nasıl görüyorsam, uzaktan bütün Doğu uluslarının da uyanışlarını öyle görüyorum. Bağımsızlık ve özgürlüğüne kavuşacak olan çok kardeş ulus vardır. Onların yeniden doğuşu bütün güçlüklere ve bütün engellere karşı çıkacaklar ve kendilerini bekleyen geleceğe ulaşacaklardır.
Bizim bu dostumuzun idaresinde dili bir, inancı bir, özü bir kardeşlerimiz vardır. Onlara sahip çıkmaya hazır olmalıyız. Hazır olmak yalnız o günü susup beklemek değildir. Hazırlanmak lazımdır. Milletler buna nasıl hazırlanır? Manevi köprülerini sağlam tutarak. Dil bir köprüdür... İnanç bir köprüdür... Tarih bir köprüdür...
...Köklerimize inmeli ve olayların böldüğü tarihimizin içinde bütünleşmeliyiz. Onların (Dış Türklerin) bize yaklaşmasını beklememeliyiz. Bizim onlara yaklaşmamız gereklidir demiştir.
Atatürk bu duruma hazır olmamızı ve Türk kardeşlerimize sahip çıkmamız gerektiğini vurgulamıştır.
Atatürk’ün belirttiği gibi Sovyetler Birliği 1991 yılında dağılmış ve Azerbaycan, Kazakistan, Türkmenistan, Kırgızistan, Özbekistan bağımsızlıklarını kazanmışlardır.
Ülkemiz bu Türk Cumhuriyetleri ve diğer komşu ülkelerle ekonomik ve ticari ilişkiler içerisinde bulunmaktadır.
Ancak özellikle Türk Cumhuriyetleri ile olan ilişkilerine ayrı bir önem vermektedir. Bu amaçla ülkemizden çok sayıda iş adamı, bu ülkelerde yatırım yapmakta, ticaret ve işbirliği imkânları geliştirilmeye çalışılmaktadır. Ayrıca Türk Cumhuriyetleri ve komşu ülkeler arasında kültürel, sportif, çalışmalarla ilişkilerin güçlendirilmesi çalışılmaktadır.
TÜRKSOY (Uluslar Arası Türk Kültür Teşkilatı)
Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Türkmenistan, Kırgızistan, Özbekistan arsında 1993 yılında kurulmuştur.
Resmi dil Türkçe ve merkezi Ankara’dır.
Türksoy’ un amaçları:
Türk dilini konuşan ülkeler ve topluluklar arasında kültürel ilişkilerin geliştirilmesi
Türk kültürünün araştırılması, geliştirilmesi, korunması ve uluslar arası alanda tanıtılması.
Tarihi, siyasi, coğrafi koşulların ve dış etkilerin neden olduğu farklılaşmaların ortadan kaldırılması.
Dünya uygarlığının oluşmasında önemli bir yer tutan Türk kültürünün gelecek kuşaklara aktarılması
TİKA (Türkiye İşbirliği Ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı)
TİKA, 24 Ocak 1992 tarihinde Dışişleri Bakanlığına bağlı olarak kurulmuştur. 1999 yılından itibaren çalışmalarını Başbakanlığa bağlı olarak yürütmektedir.
Türkçe'nin yaygınlaştırılması amacıyla TİKA tarafından dünya çapında 21 üniversitede kurulan Türkoloji bölüm ve merkezleri, faaliyet gösterdiği ülkelerde ilgi odağı olmuştur.
TİKA’ nın amaçları şunlardır:
Türk dilinin konuşulduğu Orta Asya Türk Cumhuriyetleri, Türkiye’ye komşu olan ülkeler ve gelişmekte olan ülkelerin kalkınmalarına yardımcı olmak.
Bu ülkelerle ekonomik, ticari, teknik, sosyal, kültürel, eğitim, alanlarında iş birliği yapmak.
Yukarıdaki amaçlar doğrultusunda TİKA üç kıta ve 37 ülkede görev yapmaktadır.
TİKA’ nın başlıca görevleri:
Türk Cumhuriyetleri, Türkiye’ye komşu olan ülkeler ve gelişmekte olan ülkelerle ekonomik, ticari, sosyal, kültürel ve eğitim alanında
iş birliği yaparak projeler üretmek.
Eğitim ve kültür alanlarındaki iş birliği programlarının Türk Cumhuriyetlerindeki merkezleri aracılığıyla yürütülmesini sağlamak.
Görev alanındaki konularda bölgesel konferans, kongre, seminer, çalışma toplantıları düzenlemek.
KONU 4: YARDIMLAŞMA VE İŞBİRLİĞİ KAVRAMLAR
Afet: Çeşitli doğa olaylarının sebep olduğu yıkım
Çevre: Hayatın gelişmesinde etkili olan doğal, toplumsal, kültürel dış faktörlerin bütünlüğü
Çevre kirliliği: Yaşadığımız ortamın çeşitli nedenlerle kirlenmesi olayı.
Dayanışma: Bir topluluğu oluşturanların duygu, düşünce ve ortak çıkarlarda birbirlerine karşılıklı bağlanması, tesanüt.
Küresel sorun: Bütün dünyayı ilgilendiren sorunların genel adı.
Yardımlaşma, kendi gücümüzü ve olanaklarımızı, başkalarının iyiliği için kullanmaktır.
Dayanışma, topluluğu oluşturan bireylerin bir konuda, duygu, düşünce ve karşılıklı çıkar birliği içinde olmalarıdır.
Her ülke doğal afetlerden ve çevre sorunlarından zarar görenlere yardım etmek amacıyla yardım kurumları kurmuşlardır.
Ülkeler tek başlarına çözemeyecekleri doğal afetler ve çevre sorunlarıyla karşılaştıkları zaman diğer ülkelerden yardım alırlar.
Doğal afetlerin ve çevre sorunlarının ortaya çıkması sonucu birçok ülke, uluslararası yardım kuruluşları ve sivil toplum örgütleri iş birliği yaparak insanlığa hizmet etmektedirler.
Hızlı teknolojik gelişmeler çevre sorunlarını da beraberinde getirmiştir. Bu sorunlarla başa çıkmak için ülkeler uluslar arası konferanslar düzenleyip uluslararası sözleşmeler yapmaktadırlar. Örneğin Kyoto Anlaşması, gelişmiş ülkelerin sera etkisi yaratan gazların salınımını 2008-2012 yılları arasında %5,2 düşürmelerini öngörmektedir.
Yardımlaşma ve işbirliği ile ilgili bazı atasözleri:
***Komşu komşunun külüne muhtaçtır.
***Bir elin nesi var iki elin sesi var.
***Baş başa vermeyince taş yerinden kalkmaz.
Sorunlar karşısında hizmet veren çeşitli uluslar arası yardım kuruluşlarından bazıları şunlardır:
Kızılay
Kızılhaç
FAO (BM Gıda ve Tarım Örgütü)
WHO ( BM Dünya Sağlık Örgütü)
KONU 5: TOPLUMLAR ARASI ETKİLEŞİM KAVRAMLAR
Barış: Uyum, karşılıklı anlayış ve hoşgörü ile oluşturulan ortam
Etkileşim: Birbirini karşılıklı olarak etkileme işi.
Ülkemizde ve dünyanın birçok ülkesinde uluslar arası kültür, spor, sanat ve fuar etkinlikleri yapılmaktadır. Bu etkinliklere kültür farkı gözetilmeksizin birçok insan katılmaktadır.
Bu tür etkinlikler sayesinde insanlar birbirlerinin kültürlerin tanımakta ve daha iyi anlaşmaktadırlar. Dostluk ve hoşgörü sayesinde dünya barışına önemli katkıları olmaktadır.
Uluslar arası organizasyonlar ülkelin tanıtımının yanı sıra ülke ekonomisine de katkı sağlamaktadır.