Batıya Yapılan Seferler :Batı'da en zor rakip Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu idi. Şarlken Avusturya ve Macaristan'ı da yanına çekti. Fransa bu ittifaka karşı cephe aldı. Kanuni, Şarlken'e karşı Fransa kralı I. Fransuva'yı destekledi. Fransızlara kapitülasyonlar verildi.
Belgrat'ın Fethi (1521) ve Mohaç Meydan Savaşı (1526) :Macaristan'ın Balkan milletlerini Osmanlı'ya karşı kışkırtması ile 1521'de Macaristan'a sefer düzenlendi. 1521'de Osmanlı ordusu Belgrat şehrini ele geçirdi. Kanuni, 1526 yılında Macaristan'a bir sefer daha düzenledi. 29 Ağustos 1526'da Mohaç Meydan Savaşı ile Macar Ordusu bozguna uğratıldı. Osmanlı Ordusu Macaristan'ın başkenti Budin'i (Budapeşte) ele geçirdi. Macaristan toprakları Osmanlı Devleti'ne katıldı. Bu durum Macaristan toprakları üzerinde emelleri olan Avusturya'yı rahatsız etmiş, böylece Osmanlı Avusturya savaşları başlamıştır.
I. Viyana Kuşatması (1529) :Osmanlı Devleti 1522'de Macaristan'ı fethetmişti. Şarlken ve Avusturya Arşidük'ü Ferdinand, Macaristan'dan Türkleri atmak istiyordu. 1529 yılında Ferdinand Macaristan'a saldırdı, Macar kralı Yanoş'da Kanuni'den yardım istedi. Osmanlı ordusu 1529 yılında tekrar Macaristan seferine çıktı. Avusturya topraklarına giren Osmanlı ordusu başkent Viyana'yı kuşattı fakat kış nedeniyle kuşatma kaldırıldı.
Almanya Seferi (1532) :Avusturya Arşidük'ü Ferdinand, İstanbul'a elçi göndererek kendisinin Macaristan kralı olarak tanınmasını istedi. İsteği reddedildi ve Ferdinand Budin'i işgal etti. Kanuni, yeniden Macaristan seferine çıktı ve Almanya içlerine kadar ilerledi. Karşısına çıkan kimse olmayınca İstanbul'a döndü. Avusturya ile Osmanlı Devleti arasında 1533 İstanbul Antlaşması imzalandı.
Macaristan Seferi :1533 İstanbul Antlaşması'na rağmen 1540'ta Macar kralı Yanoş'un ölmesi üzerine Kral Ferdinand, Avusturya Macaristan topraklarında hak iddia ederek tekrar Budin'i işgal etti. Kanuni 1541 yılında Macaristan topraklarına yeniden girdi. Avusturyalıları Macaristan'dan attı. Macaristan'ın Osmanlılar tarafından alınan bölgesi Budin Eyaleti adıyla Osmanlı topraklarına katıldı. I. Süleyman, Macaristan'ı ele geçirdiği zaman iç işlerinde serbest dış işlerinde Osmanlı'ya bağlı duruma getirmişti. Fakat bu durumda Macaristan üzerinde tam bir egemenlik sağlanamamış, Avusturya vakit kaybetmeden Macaristan topraklarını işgal etmişti. Bunun üzerine I. Süleyman Macaristan'ı Budin ve Temeşvar eyaleti bir de Erdel Beyliği olarak üçe ayırdı. Böylece Macaristan doğrudan merkeze bağlandı. Kanuni, 1566'da Avusturya üzerine tekrar bir sefer düzenledi ve Zigetvar Kalesi'ni aldı. Zigetvar seferi Kanuni'nin son seferidir. Bu savaş esnasında ölmüştür. Askerlerin morali bozulmasın diye ölümü bir süre gizlenmiştir.
Kapitülasyonlar; Fransa'ya Kapitülasyonların Verilmesinin Siyasal Nedenleri :Kanuni'nin, Avrupa'da Şarlken'e karşı giriştiği mücadelede, Fransa'yı yanına çekmek istemesi. Kanuni'nin Avrupa Hristiyan birliğini parçalamak istemesi. Avrupa'da bir bağlaşık elde etmek isteği. Fransa ile 1535 tarihinde bir antlaşma imzalandı.
İran Seferleri (1533-1555) ve (1533-1547-1553) Amasya Antlaşması Nedenleri :1. Kanuni'nin daha çok Batı'ya sefer yapıp, Doğu'yu ihmal etmesi. 2. İran'ın Şiilik propagandasına devam etmesi. 3. İran'ın Bağdat, Basra ve Basra Körfezi civarında yaşayan Sunni halka baskı yapması ve halkın Kanuni'den yardım istemesi. Kanuni, 1533-1553 (1533-1547-1553) tarihleri arasında İran üzerine topam üç sefer düzenledi. Bu seferlerde başarı sağlanamadı. Çünkü seferlerde İran şahı Osmanlı Padişahının karşısına çıkmadı. 1555 yılında İran ile Amasya Antlaşması imzalandı.
Amasya Antlaşması (1555) :Bu antlaşma ile Erivan, Tebriz, Bağdat ve Doğu Anadolu Osmanlılara bırakılmıştı. Amasya Antlaşması İran ile Osmanlı arasında imzalanan ilk resmi antlaşma oldu.
Deniz Seferleri; Rodos'un Fethi (1522) :Rodos Adası'nda St. Jean Şövalyeleri hüküm sürmekteydi. Rodos adası, Papalığın Doğu Akdenizdeki ileri karakolu görevini yapmakta idi. Şövalyeler Müslüman ticaret gemilerine saldırmakta ve Hristiyan korsan gemilerine yataklık yapmaktaydı. Rodos Adası, 1522 yılında fethedildi. Barbaros hayrettin paşa ve Cezayir Osmanlı himaseyine girdi.
Cezayir'in Alınması :Kanuni, Şarlken'i Akdeniz'de zor duruma düşürmek için Cezayir Beyi Barbaros'u İstanbul'a davet etti. Barbaros, Kaptan-ı Derya olarak Osmanlı donanmasının başına getirildi. Barbaros Hayrettin Paşa Cezayir'i Osmanlı Devleti'ne hediye etti ve Cezayir savaşsız Osmanlı himayesine geçmiş oldu. Barbaros Cezayir'e beylerbeyi olarak atandı.
1537 korfu kuşatması ve 1538 Preveze Deniz Savaşı : Avrupalılar Osmanlı'nın Akdeniz'deki üstünlüğüne son vermek amacıyla Papa'nın önderliğinde Haçlı donanması hazırladılar. Haçlı donanması Andre Dorya komutasında, Osmanlı donanması ise Barboros Hayrettin Paşa komutasındaydı. 27 Eylül 1538 tarihinde meydana gelen Preveze Deniz Savaşı'nda Barbaros Haçlı donanmasını bozguna uğrattı. Bu savaşla Akdeniz egemenliği tamamiyle Osmanlıların eline geçti. Akdeniz Türk gölü haline geldi. Venedik savaş tazminatı ödedi. 1543 Fransızlara yardım edildi, Nis alındı. Turgut Reis Trablusgarpı aldı ve beylerbeyi atandı. 1553’te Korsika adası alındı.Cerbe savaşında ispanyayı yendi. Cerbe alındı. Cerbe savaşı ikinci büyük deniz savaşı ve zaferidir. Batı Akdeniz ve Kuzey Afrikada hakimiyet sağlanmıştır.
Hint Seferleri :Portekizliler Ümit Burnu yolunu keşfederek Hint Okyanusu'na ulaşıp, bu bölgeyi ele geçirerek hem Hindistan'ı ekonomik açıdan kullanmak, hem de Hristiyanlığı yaymak istemişti.Portekizliler aynı zamanda Müslüman ticaret gemilerine ve hacca giden Müslüman gemilerine zarar vermeye başlamıştı. Hindistan'daki Gücerat Müslümanları Kanuni'den yardım istemişti. Osmanlılar 1538-1553 yılları arasında Hindistan'a dört sefer düzenledi. Osmanlılar Hindistan'a yaptıkları bu seferlerde başarı gösteremediler. Bunun nedenleri : 1. Osmanlıların bu seferlerde siyasi veya ekonomik amaç taşımamaları. 2. Dönemin devlet adamlarının Hindistan'ın ekonomik önemini kavrayamaması. 3. İç denizlere göre yapılmış Osmanlı gemilerinin, Okyanus'ta Portekiz Donanması ile başedememesiydi. Sonuçta; yemen, aden alındı. Basra körfezi ve kızıldeniz’de Türk hakimiyeti sağlandı.
II. SELİM: Kanuni'den sonra başa geçti. Fakat yönetim uzun süre Osmanlı veziri Sokullu Mehmet Paşa'nın elinde kaldı. Sokullu, bilgi ve tecrübesiyle Kanuni'yi aratmadı. 1571 yılında Kıbrıs fethedildi. Lehistanla iyi ilişkiler kurularak, Osmanlıların Avrupa'daki üstünlükleri daha da güçlendirildi. 1579 yılında Sokullu Mehmet Paşa'nın ölümü ile Osmanlı İmparatorluğu'nun Yükselme Devri sona erdi.
Sokullu Mehmet Paşa Dönemi (1564-1579) :Sokullu Mehmet Paşa; Kanuni, II. Selim ve III. Murat dönemlerinde sadrazamlık yaptı. Bu dönemde 1568'da Sakız Adası Cenevizliler'den alındı. 1569 Endonezya seferi. 1570 yemen isyanının bastırılması Yemen'in egemenliği sağlandı. 1571'de İnebahtı Savaşı'nda Haçlı donanmasına yenildi. 1571 yılında Venediklilerden Kıbrıs Adası alındı. Sokullu bu fethin arkasından kendisini ziyarete gelen bir Venedik elçisine şu sözleri söylemişti; "Ziyaretinizin sebebini anlıyorum, İnabahtı yenilgisinin üzerimizdeki etkisini anlamaya çalışıyorsunuz. Fakat unutmayın ki, biz sizden Kıbrıs'ı almakla kolunuzu kestik. Halbuki siz donanmamızı yakmakla bizim sakalımızı traş etmiş oldunuz. Kesilen kol yerine gelmez. Lakin traş edilen sakal eskisinden daha gür çıkar. 1574 Tunus İspanyollardan alınarak Osmanlı topraklarına katıldı. Lehistan 1575'te Osmanlı himayesine girdi. 1577'de Fas Portekizlilerden alındı. İngilizlere ticari imtiyazlar sağlandı. 1568 Avusturya, 1578 İngilizlere kapitilasyonlar verildi. Fransızlara verilen kapitilasyonlar genişletildi.
Sokullu Mehmet Paşa'nın Projeleri : Sokullu sadrazamlığı süresince Doğu Avrupa Türkleri ile Kafkasya bölgesini Osmanlı Devleti'ne bağlamak istedi. Don ve Volga Irmaklarını bir kanalla birleştirerek, Karadeniz'den Hazar'a geçmeyi planladı. 1579 yılında Süveyş Kanalı'nı açmayı düşündü, böylece, Hindistan ve Endonezyadaki Müslümanlara yardım etmeyi planladı. Sokullu 1579 yılında hançerlenerek öldürüldü, projeleri de uygulamaya konulamadan yarım kaldı.
DURAKLAMA DÖNEMİ 1579 – 1699:
Sokullu Mehmet Paşa'nın ölümünden, ilk kez toprak kaybedilen Karlofça Antlaşmasına kadar geçen döneme tarihimizde "Duraklama Dönemi" denir.
Duraklamanın çeşitli nedenleri vardır.Bunları; İç nedenler ve Dış nedenler diye iki grupta toplayabiliriz.
İÇ NEDENLER : a) Kanuni'den sonraki padişahlardan çoğunun yetersiz olması, b) Orduda eski disiplin ve düzenin bozulması c) Devlet kasasının gittikçe boşalması, d) Değerli kişilerin yerine, iltimaslı ve rüşvet verenlerin devlet memurluklarına getirilmesi.
DIŞ NEDENLER : a) Avrupa ülkelerinin teknik yöneden gelişmesi, b) Komşu ülkelerin askerlik alanında ileri gitmeleri.
Duraklama Dönemi Duraklamanın Nedenleri
A. İç Nedenler :
1. Merkezi Yapıdaki Bozulmalar :
Padişahlık Makamının Bozulması :I. Ahmet ile birlikte şehzadelerin sancak eğitimi uygulaması kaldırıldı, şehzadeler sarayda kapalı bir hayat yaşamaya başladı. Saraya kapanan şehzadelerin ruhsal yapılarında bozulmalar görüldü. III. Mehmet; son kez sancağa çıkan Osmanlı padişahıdır.I. Ahmet Dönemiyle hanedanın en yaşlı üyesi tahta geçmeye başladı. I. Ahmet, sancağa çıkmadan tahta çıkan ilk padişahdır.
Sadrazamalık Makamının Bozulması :Sadrazam padişahtan sonra en etkili olan ikinci kişi idi. Sadrazamlar, önceleri eğitim ve tecrübelerine göre seçilirken, daha sonraki dönemlerde rüşvet ve iltimas yolu ile göreve gelmişlerdi. Duraklama Dönemi'nde 61 sadrazam göreve gelmiştir. Duraklama Dönemi'nde yeteneksiz kişiler sadrazamlık görevine getirildi. Bu durum halkın devlete olan güvenini azalttı, isyanların çıkmasına neden oldu.
Saray Kadınlarının Yönetime Katılması :Kimi padişahların zamansız ölümü üzerine geride tahta geçecek çocuk yaşta kişiler kalıyordu. Veraset sisteminden dolayı çocuk da olsa bu kişi tahta geçebiliyordu. Bu çocuk hükümdarların tahta geçmesi ile anneleri devlet yönetiminde etkili olmaya başlıyordu. Kadınların devlet işlerinde etkinliği Kanuni Dönemi'nde Hürrem Sultan ile başladı. Valide Kösem Sultan ve Turhan Sultanla devam etti. Duraklama Dönemi'nde IV. Murat'ın annesi Kösem Sultan ile, IV. Mehmet'in annesi Turhan Sultan yönetimde oldukça etkili olmuşlardı. Zamanla saray kadınları devlet adamlarının atanmasında da söz sahibi oldu. Bu da bilgi ve beceriden yoksun kişilerin iş başına gelmesine neden oldu.
2. Orduda Meydana Gelen Bozulmalar; Yeniçeri Teşkilatındaki Bozulmalar :Askeri kanun ve geleneklere saygı gösterilmemeye başlandı. Yeniçerilerin ve Kapıkulu Ocağı'nın bozulması ile orduya olan güven kayboldu. Kanun-i Kadim'e aykırı askere alım işlemleri yapılmaya başlandı. Yeniçeri Ocağı'na usülsüz asker kaydeden ilk padişah III. Murat'tır. Devşirme sistemi bozuldu. Yeniçeriler çeşitli nedenlerden dolayı sık sık ayaklanmaya başladı. Merkeze her istediklerini yaptırabilen Yeniçeriler, bazan padişahları bile tahttan indirmişti.
Eyalet Ordusundaki Bozulmalar :XVII. yüzyılda Tımar dağıtımındaki adaletsizlik ve haksızlık Eyalet ordusunun itibarını zedeledi. Dirlik araziler askerlikle ilgisi olmayan kişilere verilmeye başlandı. Yükselme Dönemi'nde Eyalet Ordusu Yeniçeri Ocağı'na karşı önemli bir denge unsuruydu. XVII. yüzyılda eyalet askerlerinin sayısının azalması ile, Yeniçeri Ocağı güç kazanmış ve devlet yönetiminde Ocağın etkinliği artırmıştır. Bir kısım dirlik arazi de peşin vergi amacıyla iltizama çevrildi.
Donanmadaki Bozulmalar : Osmanlı donanması Kanuni Sultan Süleyman Dönemi'nde en üst düzeye ulaşmış, Barbaros Hayreddin Paşa'nın ölümüyle de giderek önemini kaybetmişti. Denizcilikle ilgisi olmayan kişiler kaptan-ı deryalığa getirilmişti.
Ekonomideki Bozulmalar :Savaş ganimetlerinin azalması. Uzun süren ve genelde yenilgiyle sonuçlanan savaşlar. Eskisi gibi yabancı devletlerden vergi ve hediye alınamaması. Artan saray masrafları ve devlet ihtişamına paralel olarak lüks ve israfın artması. Sık sık padişah değişiklikleri yüzünden ödenen cülus bahşişleri. Tımar sisteminin bozulması. Kapıkulu askerlerinin sayısının artması.
Eğitimdeki Bozulmalar :Osmanlı Eğitim sistemi Avrupa'nın oldukça gerisinde kalmıştı. Osmanlı Devleti'nde en önemli eğitim kurumu medreselerdi. Medreselerin başında bulunan ulemalar gelişmeye ayak uyduramadı. Medreselerde zamanla pozitif bilimler askıya alındı. Medrese eğitimi yapmamış bir çok insana diploma ve ve rütbe verildi. Yeni doğmuş çocuklara müderris ünvanı verilerek beşik uleması zümresi meydana geldi. Ulemalar zamanla askerle birlike isyanlara katılıp saraya hücum etti.
Toplum Yapısındaki Bozulmalar Siyasi, sosyal ve ekonomik yapının bozulması ile Anadolu'da Celali İsyanları çıktı. Celali isyanları ile merkezi otorite tamamen sarsıldı. İsyanların artması üzerine Anadolu'da yaşayan halk şehirlere göç etmeye başladı. İsyanların bastırılmasında kullanılan yöntemler, halkla devletin arasının açılmasına neden oldu.
B. Dış Nedenler :
İmparatorluğun Doğal Sınırlarına Ulaşması :Osmanlı Devleti, XVI. yüzyılın sonunda yaklaşık 20 milyon kilometre kare sınır ve 100 milyon nüfus ile en geniş sınırlarına ulaşmıştı. Üç kıtaya yayılan bu sınırların korunmasında zorluk çeken Osmanlı Devleti, bazen birçok cephede savaşıyor ve bu nedenle mevcut gücü bölünüyordu.
Avrupa'da Merkezi Krallıkların Kurulması :Osmanlı Devleti Kuruluş Dönemi'nde Batı'da çok rahat ilerledi, çünkü Avrupa'da derebeylik rejimi (küçük kırallıklar) hüküm sürmekteydi. XV. yüzyıl ile birlikte Avrupa'da güçlü merkezi krallıklar kuruldu. Avrupa, XV. ve XVI. yüzyıllarda Coğrafi Keşifler, Rönesans ve Reform ile önemli adımlar atmış, Osmanlı Devleti'nde ise aynı gelişmeler görülmemişti.Bu dönemde ülke çeşitli isyanlarla sarsıldı. Yeniçeri askerleri de çeşitli bahanelerle sıkça ayaklandılar. En önemlisi Genç Osman'a karşı yapılan ayaklanmadır. Bu dönemde II.Osman (Genç Osman) ve IV.Murat ile sadrazam Tarhuncu Ahmet Paşa ve Köprülüler durumu düzeltmek isteyen kimselerdir.
II. OSMAN :14 yaşında padişah oldu. İleri görüşlüydü. Devletin durumunu düzeltmek istiyordu. Lehistan seferinde ordunun bozulmuş olduğunu gördü. İstanbul'a dönünce orduyu düzeltmek istedi. Bu disipline dayanamayan Yeniçeriler ayaklanarak, Genç Osman'ı öldürdüler.
IV. MURAT: 12 yaşında padişah oldu. Çok akıllı, cesur ve kararlı bir hükümdardı. Orduya düzen verdi. Anadolu'daki ayaklanmaları bastırdı. Maliyeyi düzeltti. Bu dönemde Kasr-ı Şirin barışı ile bugünkü Türkiye - İran sınırı belirlendi.
SULTAN İBRAHİM: Tutarsız hareketlerinden dolayı saltanat önemli sarsıntılar geçirdi. Köprülü Mehmet Paşa ve Fazıl Ahmet Paşa bu dönemin ünlü sadrazamlarındandır. Bu dönemde Avusturya ile önemli savaşlar oldu. II. Viyana kuşatması bozgunla sonuçlandı. Bu bozgunun ardından Lehler, Venedikliler, Avusturyalılar ve Ruslarla savaşmak zorunda kaldılar. 15 yıl süren bu savaşların ardından 1699 yılında Karlofça Antlaşmasını imzalamak mecburiyetinde kaldılar. Bu antlaşma, Osmanlı tarihinde bir dönüm noktasını teşkil eder. Osmanlılar ilk kez bu anlaşmadan sonra toprak kaybettiler. Bu toprak kaybı Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılışına kadar devam etti. Bundan sonra "Gerileme Devri" başladı.
XVII. Yüzyıl Siyasi Tarihi
Osmanlı-İran Savaşları
III. Murat Dönemi (1577-1590) :III. Murat, 1579'da İran şahı Tahmasb'ın ölümü ile ortaya çıkan taht kavgalarından faydalanarak İran üzerine sefere çıktı. Osmanlı Ordusu, Hazar Denizi'ne kadar ilerledi fakat, 1590'da İranlılar'ın barış İstemesi Üzerine Ferhat Paşa Antlaşması imzalandı. 1590 Ferhatpaşa anlaşması ile Osmanlı doğudaki en geniş sınırlarına ulaşmış oldu. Bu antlaşma ile Azerbeycan, Luristan, Gürcistan ve Dağıstan Osmanlılara bırakıldı. Osmanlı İmparatorluğu, bu antlaşma ile doğuda en geniş sınırlara ulaşmış oldu.
I. Ahmet Dönemi (1603-1611) :Nedeni : Osmanlı Devleti'nin Batı'da Avusturya ile savaşta bulunmasını ve Anadoludaki Celali İsyanlarını fırsat bilen İran'ın Ferhat Paşa Antlaşması ile Osmanlı Devleti'ne verilen yerleri geri almak istemesi. Şah Abbas, 1603'te Tebriz ve Erivan'ı alarak Diyarbakır ve Musul'a kadar ilerledi. Osmanlı başarısız oldu. 1611 yılında Nasuh Paşa Antlaşması imzalanarak bu savaşa son verildi.
Nasuh Paşa Antlaşması (1611) :1. Bu antlaşma ile Osmanlı Devleti, Ferhat paşa Antlaşması ile aldığı toprakları geri verdi. 2. İran her sene Osmanlı Devleti'ne ikiyüz deve yükü ipek verecekti. 1611 yılında Nasuh Paşa Antlaşması Osmanlı Devleti'nin elde ettiği toprakları geri verdiği ilk antlaşmadır.
I. Mustafa Dönemi (1617-1618) :Nedeni : İran'ın antlaşmalarda verdiği sözü tutmayıp Osmanlı Devleti'ne söz verdiği ekonomik yükümlülüğü yerine getirmemesi. 1617-1618 tarihleri arasında devam eden bu savaşlarda önemli bir çatışma olmadı, 1618'de İran ile Serav Antlaşması imzalandı. 1618 yılında imzalanan Serav Antlaşması ile Nasuh Paşa Antlaşması'nın koşulları her iki ülke tarafından da yeniden kabul edildi.
IV. Murat Dönemi (1622-1639) : Nedeni : İran'ın hile ile Bağdat'ı işgal etmesi. IV. Murat, İran'a iki sefer düzenledi. Bu seferler sonunda Revan ve Bağdat'ı tekrar ele geçirdi. 1639 yılında İran ile Kasr-ı Şirin Antlaşması imzalandı ve altmış yıldır süren İran savaşları sona erdi.
Kasr-ı Şirin Antlaşması (1639) :1. Azerbaycan ve Revan İran'a bırakıldı. 2. Bağdat Osmanlı Devleti'ne bırakıldı. 3. Zağros Dağları iki ülke arasında sınır oldu. 1639 yılında İran ile Kasr-ı Şirin Antlaşması ile XVII. yüzyıl Osmanlı-İran savaşları sona erdi ve bugünkü Türkiye-İran sınırı büyük ölçüde çizildi.
Osmanlı-Lehistan Savaşları
Genç Osman Dönemi (1618-1622) Nedeni : Lehistan'ın Boğdan'ın iç işlerine karışması. Genç Osman 1618 yılında Lehistan seferine çıktı. Leh ordusunu yendi ve Hotin Kalesi'ni kuşattı. Bu sefer, yeniçerilerin gevşek davranması üzerine, 1621 yılında Hotin Antlaşması imzalanarak son buldu.
Hotin Antlaşması (1621) :1. Lehliler ve Osmanlılar birbirlerinin topraklarına saldırmayacaktır. 2. Lehistan, Kırım Hanı'na 40 bin düka altını vergi olarak ödemeye devam edecektir. Hotin seferi'nde Yeniçerilerin yetersizliği anlaşılmış ve ilk defa Genç Osman, Yeniçeri Ocağı'nı kaldırmak istemişti.
IV. Mehmet Dönemi (1672-1676) :Nedeni : Lehistan'ın, Türk himayesinde bulunan Ukrayna Kazakları'nın iç işlerine karışması. Osmanlı ordusu 1672'de Lehistan seferine çıktı. Lehliler birçok defa yenildi ve 1676'da Bucaş Antlaşması imzalandı.
Bucaş Antlaşması (1676) :a) Ukrayna Osmanlıların koruması altında kalacak. b) Podolya Osmanlılara verilecek c) Lehistan her sene vergi ödeyecek 1672 Bucaş Antlaşması, Osmanlı İmparatorluğu'nun topraklarına toprak kattığı son antlaşmadır(Podolya). Bu antlaşma ile Osmanlı İmaparatorluğu Batı'da en geniş sınırlarına ulaşmıştı. Lehistan Diyet Meclisi, Bucaş Antlaşması'nın vergiyle ilgili üçüncü maddesini kabul etmedi. Savaş yeniden başladı. Osmanlılar vergiyle ilgili maddeyi kaldırınca 1676 yılında Bucaş Antlaşması yenilendi. 1669 Köprülü Fazıl Ahmet Paşa giritin fethini tamamladı.
Osmanlı-Venedik Savaşları (1645-1669) :
Nedeni : Venediklilerin Osmanlı ticaret gemilerine saldırması ve Osmanlı Devleti'nin Girit Adası'nı almak istemesi. 1645'te Girit yüzünden Osmanlı-Venedik savaşları başladı. 25 yıl alınamayan Kandiye Kalesi'nin alınması ile Venedikliler barış isteğinde bulundu.
Osmanlı-Avusturya Savaşları (1593-1606) Nedeni : 1. Avusturya ile Osmanlı arasındaki sınır mücadelesi. 2. 1593 tarihinde Bosna Beylerbeyi Hasan Paşa'nın Avusturyalılar tarafından pusuya düşürülerek öldürülmesi
III. Murat Dönemi'nde Avusturya savaşları başladı. 1573 yılında Estergon ve Kanije kalelelerini Avusturya'ya kaptırdı. III. Mehmet Dönemi'nde Avusturya'dan Eğri Kalesi alındı. 1596'da Haçova Savaşı ile Avusturya ordusu bozguna uğratıldı. 1596'da Estergon ve Kanije Kaleleri geri alındı. İran sorunu ve Celali İsyanları yüzünden Osmanlı Devleti barış istedi ve 1606'da Zitvatorok Antlaşması imzalandı.
Zitvatorok Antlaşması (1606) :1. Eğri, Kanije ve Estergon Kaleleri Osmanlılarda kalacaktır. 2. Avusturya Kuzey Macaristan topraklarını elinde tuttuğu için her sene Osmanlılara ödediği vergiyi artık ödemeyecektir. 3. Avusturya bir defaya mahsus olmak üzere savaş tazminatı ödeyecektir.4. Avusturya arşidükası protokol bakımından Osmanlı padişahına denk olacaktır. Not : 1533 İstanbul Antlaşması'na göre Avusturya arşidükası Osmanlı sadrazamına denkti. Zitvatorok Antlaşması ile Osmanlı İmparatorluğu Orta Avrupa'daki üstünlüğünü kaybetmiş, Avrupadaki devletlerle eşit seviyeye gelmişti.
Osmanlı-Avusturya Savaşları (1622-1664) :Avusturya'nın Erdel Beyliği iç işlerine karışması. 1662'de Avusturya seferine çıkan Osmanlı ordusu Uyvar, Zerinvar ve Novigrat kalelerini aldı. Bu savaşlar 1664 yılında imzalanan Vasvar Antlaşması ile son buldu.
Vasvar Antlaşması (1664) :a) Uyvar ve Novigrat kaleleri Osmanlılara bırakılacak, Zerinvar Avusturya'da kalacaktır. b) Erdel Osmanlı Devleti'nde kalacak, Osmanlı Devleti ve Avusturya, Erdel'den askerlerini çekecektir. c) Avusturya, Osmanlıların Erdel Beyi adayını tanıyacaktır. d) Avusturya savaş tazminatı ödeyecektir. Bu antlaşmadan sonra Avrupalılar, Osmanlıların eski gücünü kazandığını zannederek büyük bir paniğe kapılmıştı.
II. Viyana Kuşatması (1683) Nedenleri : 1. Koyu katolik olan Avusturya'nın, Protestan Macarlara baskı yapması, 2. Macarların Sadrazam Merzifonlu Kara Mustafa Paşa'dan yardım istemesi. 1682'de Osmanlı Devleti Avusturya'ya savaş ilan etti. 1683'te Avusturya üzerine sefere çıkıldı. Merzifonlu Kara Mustafa Paşa, 1683'te Viyana'yı kuşattı. Kutsal ittifak haçlı ordusunun yardıma gelmesi üzerine Osmanlı ordusu Viyana önlerinde bozguna uğradı.
Bozgunun nedenleri : II. Viyana bozgunu ile, Kosova Savaşı'ndan sonra Avrupa'da taarruza geçen Osmanlılar, artık savunmaya geçmiştir. 2.Viyana bozgunu 1922’de Sakarya savaşında durdu. Osmanlıları Avrupa'dan atmak amacıyla "Kutsal İttifak" oluşturulmuştur. 1. Merzifonlu'nun deneyimli komutan ve devlet adamlarının sözünü dinlememesi 2. Merzifonlu'nun şehrin yağmalanmasına izin vermemesi, 3. Viyana'nın güçlü surlarla çevrili olması, 4. Kırım Hanı'nın zamanında yardım göndermemesi.
Kutsal Bağlaşma ve Savaşlar (1683-1699) Nedeni : Osmanlı Devleti'nin Viyana önünde bozguna uğraması ve bu fırsattan yararlanmak isteyen Hristiyan Avrupa'nın Papa'nın önderliğinde kutsal ittifak kurarak, Türkleri Avrupa'dan atmak istemesi. Avusturya, Macaristan ve Erdel'i alıp Bulgaristan'a girdi, Osmanlı Devleti ile Haçlı ittifakı arasında 1683'te dört cephede savaş başladı. Lehistan, Podolya ve Boğdan'ı, Venedik, Mora ve Dalmaçya'yı aldı. 1687 yılında II. Süleyman, 1695'de de II. Mustafa tahta geçti. Yenilgilerin devam etmesi üzerine Osmanlı Devleti Karlofça Antlaşması'nı imzalayarak savaştan çekildi.
Karlofça Antlaşması (1699) :Avusturya, Lehistan, Venedik ve Osmanlı Devleti arasında imzalandı. 1. Temeşvar ve Banat Yaylası dışında kalan bütün Macaristan ve Erdel Avusturya'ya verildi. 2. Hırvatistan'ın bir bölümü Avusturya'ya verildi; Sava ırmağı sınır oldu. 3. Podolya ve Ukrayna Lehistan'a verildi. 4. Dalmaçya kıyıları ve Mora, Venedik'e verildi. Korint Osmanlılarda kaldı. 5. Antlaşmanın süresi 25 yıl olacak ve Avusturya'nın garantisinde bulunacaktı. Rusya, Karlofça Antlaşması imzalanırken iki yıllık bir ateşkes imzalamış ve barışa yanaşmamıştır. Amacı Kırım'a doğru ilerlemektir. Ancak, Avrupalı Devletlerin baskısıyla 1700'de antlaşma masasına oturmuştur. Osmanlılar, 1699 Karlofça ve 1700 İstanbul Antlaşmaları'yla (azak kalesi Ruslara verilmiştir) ilk defa toprak kaybına uğradı. Osmanlı Devleti'nde Gerileme Dönemi Başladı.
Dostları ilə paylaş: |