XVII. ve XVIII Yüzyıl Osmanlı Kültür ve Uygarlığındaki Değişmeler
Merkez Teşkilatındaki Değişmeler :XVI. yüzyılda Osmanlı Devleti'nde padiah otoritesi ve merkezi yönetim zayıflamıştı.
Hükümet otoritesinin zayıflamasından faydalanan bazı kimseler, tımar ve zeametleri kendi tasarruflarına geçirip, sipahileri dirliksiz bıraktığı için sipahi ordusunun önemi kaybolmuştu.
Avrupa'da silah teknolojisinin gelişmesi üzerine, tımarlı sipahiler, savaşlarda yetersiz kaldı, bu nedenle tüfekli kapıkulu askerlerinin sayısı artırıldı.
Tımarlı sipahiler ikinci dereceye düştü. XVII. ve XVIII. yüzyılda Osmanlı Devleti'nde tımar sistemi çöktü.
Kapıkulu askerlerinin sayısının artması üzerine devlet bu askerlere ulufe yetiştirmekte zorlandı. Sayısı giderek artan Kapıkulu askerleri devlete hükmeder hale geldi.
Yönetimde padişah otoritesi azaldığı için sadrazamlar güçlendi. XVIII. yüzyıldan itibaren Divan, Bab-ı Ali (Sadrazam Kapısı) denilen yerde toplanmaya başladı.
Taşra Teşkilatındaki Değişmeler :XVII. ve XVIII. yüzyılda taşra teşkilatında uygulamada bir takım değişiklikler yaşandı. Tımar sisteminin bozulması ile taşra teşkilatı önemini kaybetti. Eyaletler ve sancaklarda, arpalık usulü denilen bir yolla yüksek dereceli memurlar görevlendirilmeye başlandı. Eşraf ve Ayanlar taşra teşkilatı yönetiminde söz sahibi olmaya başladılar. Devletin önemli gelir kaynağı olan tımar sisteminin önemini yitirmesi üzerine, yeni yeni vergi türleri uygulamaya konulmuş, eski vergiler artırılmıştı.
Toplumdaki Değişmeler :XVI. yüzyılda dünyada yaşanan nüfus artışı Osmanlı Devleti'nde de görüldü. 1554'ten itibaren dirlikler, Kapıkulu Askerleri'nin eline geçmeye başladı. Böylece; bir takım köy zenginleri ortaya çıktı.
Coğrafi Keşifler ile Avrupa'da değerli maden birikimi oldu. Avrupa parasının Osmanlı pazarlarına sürülmesi ile yıpranmış olan Osmanlı ekonomisi iyice sarsıldı. XVI. ve XVII. yüzyıllarda Osmanlı Devleti'nde fiyat artışları görüldü. Anadolu'da yer yer büyük Celali İsyanları başladı.
Yönetim Kadrosundaki Değişmeler :Kalemiyye sınıfı diğer askeri zümrelerin önüne geçti. ReisülKütaplık sadrazamlığa giden yol haline geldi. XVIII. yüzyılda Osmanlı devlet adamları, devleti çağa uydurmak amacıyla yani reform yapmak amacıyla yabancı uzmanlardan yararlanmaya başladı. XVIII. yüzyıl ile birlikte Osmanlı Devlet yöneticileri devşirme sistemi ile iş başına gelmemeye başladı. Ayan ve eşraf, Celali isyanlarında, kiracı ya da tahsildar olarak tımar sahiplerinin yerini aldı. XVII. yüzyıldan itibaren tımarların iltizama verilemsi ve yeni vergi türlerinin getirilmesi ile ayan ve eşrafın yönetimdeki gücü arttı. Ayan ve eşrafların güçlenmesi ile XVII. ve XVIII. yüzyılda merkezi otoritenin zayıflaması yüzünden devlet, güç kazanan ayanlarla işbirliği yapmak zorunda kaldı ve ayanların iktidardaki etkisi arttı.
Ekonomideki Değişmeler :Osmanlı Devleti'nde Kuruluş ve Yükselme döneminde etkili olan tımar sisteminin XVI. yüzyılda bozulması ile tarımsal üretim azaldı. Avrupa'da meydana gelen Sanayi Devrimi ile üretim arttı ve ürünler ucuzladı. Osmanlı pazarına giren ucuz mallar, küçük atölyelerin kapanmasına yol açtı. Kanuni döneminde Fransa'ya verilen kapitülasyonlar, 1740 yılında daha da genişletildi, bu nedenle iç ve dış ticaret Avrupalıların eline geçti. Osmanlı ekonomisinin bozulmasında, gelir ve gider dengelerinin bozulması, tımar sisteminin önemini kaybetmesi, miri toprakların mukata'aya çevrilmesi etkili oldu. 1775'te mukata'aların yıllık karlarının paylara ayrılarak bu payların satılması demek olan Esham Usülü uygulanmaya başlandı. XVIII. yüzyılda tek hazine uygulaması bırakılarak, İrad-ı Cedit, Tersane, Darphane Hazinesi gibi yeni hazineler kuruldu.
Kültür Alanındaki Değişmeler :XVIII. yüzyıldan itibaren Osmanlı kurumları Batı örneklerine göre düzenlenmeye başlandı. Değişim, 1718-1730 Lale Devri'nde iyice arttı. Lale Devri'nde, Avrupa'ya gönderilen geçici elçiler sayesinde, Avrupa Uygarlığı hakkında bilgi toplandı. Matbaanın kullanılmaya başlanması ile düşünce hayatında canlılık belirdi. Edebiyatta, yerli söyleyiş olgunlaştı, halk anlatımlarına önem verilmeye başlandı.
Eğitim ve Öğretim Alanındaki Değişmeler :XVI. yüzyılda medreselerde, pozitif bilimlere ikinci derecede önem verildi. Din eğitimi ön plana çıkarıldı. Mederese ile ilgisi olmayan kişilere müderrislik ünvanı verilmeye başlandı. Bu şekilde işbaşına geçen ulemanın, kendi çocuklarına müderrislik ünvanı vermeye başlaması ile beşik uleması denilen sınıf ortaya çıktı. Lale Devri ile matbaa kullanılmaya başlandı. 1734'te Hendesehane, 1773'te Mühendishane açıldı. 1773 yılında Mühendishane-i Bahr-i Hümayun açıldı.1795'te Mühendishane-i Berr-i Hümayun'un kuruldu
XVII. Yüzyıl İç İsyanları
İsyanların Genel Nedenleri :1. XVII. yüzyıl ile birlikte idari, askeri ve mali yapının bozulması 2. Merkez ve taşra yönetiminin bozulması ile devlet otoritesinin zayıflaması 3. Eyaletlerde yaşanan denetim güçlüğü
4. Beylerbeyi ve sancak beylerinin bu yüzyılda yapılan savaşların uzun sürmesi ile yönetmek zorunda kaldıkları topraklarda bulunması 5. Tımar sisteminin dejenere olması nedeniyle üretimin azalması, fiyatların artması, dolayısı ile ekonominin bozulması. 6. Ordu ve memurların disiplinsizliği yüzünden halkın devlete karşı güveninin zedelenmesi.
İstanbul İsyanları
Özellikleri :1. XVII. yüzyılda meydan gelen İstanbul isyanlarının elebaşları Yeniçeriler ve sipahilerdi.
2. İsyanların çıkmasında bazı devlet adamları ve saray kadınlarının rolü de vardı. 3. Bazı isyanlar ulema sınıfı ve halk tarafından da desteklendi. 4. İsyanların temel nedeni, kapıkulu askerlerine verilen ulufelerin gecikmesi ya da değeri düşük akçe ile ödenmesi, cülus bahşişinin kimi zaman dağıtılmamasıdır. 5. Ordudaki bozulmanın temel nedeni Kapıkulu ocaklarına kural dışı asker alınması. 6. İsyancılar zamanla her isyanda istediklerini elde etmeye başladılar. "Ocak devlet içindir." anlayışının yerini "Devlet ocak içindir." anlayışı aldı.
Önemli İsyanlar :1589 yılında, III. Murat zamanında yeniçeri ulufelerinin düşük ayardan ödenmesi üzerine isyan çıktı. Sarayı basan yeniçeriler defterdarı öldürdüler.
1620 yılında, Hotin seferi sonunda disiplinsiz davranışlarından rahatsız olduğu için yeniçeri ocağını kaldırmayı planlayan Genç Osman'a karşı isyan eden yeniçeriler sarayı basıp II. Osman'ı tahttan indirerek Yedikule Zindanları'nda boğdular.
IV. Mehmet döneminde, ulufelerin zamanıda ödenmediğini ve saray adamlarının devlet işlerine karıtığını öne süre sipahiler isyan ettiler.
Padişahtan sarayda bulunan otuz devlet adamının idamını istediler. İdam edilen bu kişilerin cesetleri Sultanahmet Meydanı'nda bir çınara asıldı. 1656 tarihinde meydana gelen bu olay "Vaka-yı Vakvakiye" olarak bilinir.
Her isyanda istediklerini yaptıran askerler, önemli bir güç durumuna geldiler. İstanbul'da huzur ve güvenlik bozuldu.
Anadolu (Celali) İsyanları
Özellikleri :1. Miri topraklarının iltizama çevrilmesi sonucu daha önce sipahilerin elindeki dirlik gelirlerinin hazineye aktarılması. 2. Taşradaki yöneticilerin halka zulmetmesi ve devlet gelirlerinin artırılması için vergilerin yükseltilmesi 3. Rüşvetin yaygınlaşması ile taşra yönetimine alakasız kişilerin atanması 4. Savaşların uzun sürmesi ile taşrada görevli yöneticilerin görev yerlerine dönememesi 5. Avarız vergisinin toplanamaması 6. Hakkı yenen devlet adamları ve işsiz kalan medrese öğrencileri ile leventlerin isyanlara katılması
Önemli İsyanlar
Karayazıcı İsyanı : Haçova Savaşı'ndan kaçarak Anadolu'ya gelen Karayazıcı, ortamın elverişli olmasıyal Urfa dolaylarında isyan etti. İsyanı Sokullu Mehmet Paşa bastırdı.
Deli Hasan isyanı : XVII. y.y'da Osmanlı Devleti'nin Avusturya savaşları ile uğraşmasını fırsat bilerek isyan etti. İsyan bastırıldı.
Canbolatoğlu, Kalenderoğlu ve TavilAhmet de isyan ettiler fakat isyanları bastırıldı.
1622 yılında Genç Osman'ın öldürülmesiyle kanını dava eden Erzurum valisi Abaza Mehmet Paşa ve Sivas Valisi Vardar Ali Paşa isyan etti. Bu isyanlar da bastırıldı.
Anadolu'da çıkan Celali isyanları, Anadolu'nun yakılıp yıkılmasına sebep oldu. Ekonomik hayat durgunlaştı, üretim azaldı, köyden kente göç başladı.
Eyalet İsyanları :Eyalet isyanlarının öncülüğünü, bu eyaletlerin başındaki hanedena üyeleri, ya da bu beyliklerin başında bulunan beyler yaptı. Osmanlı Devleti'nden ayrılıp bağımsız olma ve ya yeniçerilerin halktan keyfi vergiler toplaması nedeniyle isyan ettiler.
XVII. yüzyıl eyalet isyanlarının en önemlileri; Kırım, Eflak, Boğdan, Erdel gibi bağlı eyaletlerle, Yemen ve Bağdat gibi Arap eyaletlerinde çıkan isyanlardır.
Bu isyanlar sonunda devletin eyaletlerdeki etkisi azaldı. Vergilerin toplanması imkansızlaştı. İsyanların bastırılmasında şiddet ve kullanılması, eyalet halkında Osmanlı yönetimine karşı güvensizlik başlamasına neden oldu.
XVII. Yüzyıl Islahatları
I. Ahmet Islahatları :Şehzadelerin sebep olduğu ayaklanmaları önlemek için şehzadelerin sancağa gönderilmesi geleneğini kaldırdı. "Kafes Hayatı" uygulamasını başlattı. "Ekber ve erşet" (en yaşlı ve en olgun) olan haneden üyesinin başa geçmesi kuralını getirdi.
Kuyucu Murat Paşa Islahatları :I. Ahmet dönemi sadrazamlarındandır. Ülkede asayişi yeniden sağlamak ve Anadolu'da devlet otoritesini kurmak amacıyla askeri yöntemlerle düzeltmeler yaptı. Anadolu Celali İsyanları'nı bastırmada, isyanın nedenlerini aramadan, korku ve şiddet yayarak, düzen sağlamaya çalıştı. Celali İsyanları'nı bastırmışsa da, isyanın nedenlerini ortadan kaldırmadığı için başarılı olamadı ve ölümü üzerine isyanlar yeniden başladı.
II. Osman Islahatları :Fatih Dönemi'nden beri devam eden padişahların saray dışından bir kızla evlenmemesi geleneğini yıkarak, saray dışından evlendi. 1620 yılında yapılan Lehistan Seferi'nde aksaklıklar gördüğü için Yeniçeri Ocağı'nı kaldırmak istedi. 1622 yılında Yeniçeriler, ulemanın da desteğini alarak isyan çıkardı. Genç Osman, Yeniçeriler tarafından Yedikule zindanlarında boğularak öldürüldü.
Kemankeş Mustafa Paşa Islahatları :Padişah İbrahim döneminde vezirlik yaptı. İlleri yeniden kaydettirerek gelirlerini tespit etti. Piyasada bulunan ayarı düşük paraları kaldırarak, sikkenin yeniden değer kazanmasını sağladı. Uzun süredir dağıtılmayan Yeniçeri ulufelerinin dağıtılmasını sağladı.
IV. Murat Islahatları :1623 yılında 11 yaşında padişah oldu. Başlangıçta devlet yönetimi Yeniçeri Ağaları ve valide sultanların elindeydi. Develet yönetimini eline alan IV. Murat, şiddete dayalı bir yönetim uyguladı. Yeniçeri ve sipah ağalarını ortadan kaldırdı. İçki ve tütünü yasakladı, meyhaneleri kapattı, gece sokağa çıkılmasını engelledi. Yönetim ve askeri yapıdaki bozulmalarının nedenini anlayabilmek için, Koçi Bey'e bir rapor hazırlattı.
Tarhuncu Ahmet Paşa Islahatları :IV. Mehmet dönemi sadrazamıdır. Devlet bütçesini düzeltti. Bütçe açığının saray masraflarından kaynaklandığını ortaya çıkararak, ilk defa saray masraflarında kısıtlamaya gidildi. Sokullu Mehmet Paşa'dan sonra denk bütçeyi hazırlayan ikinci kişi oldu.
Köprülüler Dönemi
Köprülü Mehmet Paşa Islahatları :IV. Mehmet dönemi sadrazamıdır. Sadrazamlığa şu şartlarla gelmişti;
-Saray, devlet işlerine karışmayacak, -Devlet işleriyle ilgili alacağı kararlar saray tarafından kabul edilecek,
-Devlet memurları ile ilgili atamalar ve azletmeler kendi kontrolünde olacak,
-Hakkında şikayet olursa savunması alınacak, daha sonra karar verilecek.
İlk önce iç işlerini ele alarak huzur ve asayişi sağladı. XVII. yüzyıl Osmanlı-Venedik savaşları sırasında ablukaya alınan Çanakkale Boğazı'nı kurtardı. Erdel Beyi Rakoçi ve Abaza Hasan Paşa isyanlarını bastırdı. Devlet otoritesini sağlarken şiddet ve zora başvurdu.
Köprülü Fazıl Ahmet Paşa Islahatları :IV. Mehmet dönemi sadrazamı ve Köprülü Mehmet Paşa'nın oğludur. İlk olarak Erdel yüzünden Avusturya'ya savaş açtı. 1669 yılında Girit alındı. 1672 yılında Bucaş Antlaşması imzalandı. Osmanlı Devleti'ne Sokullu Devri'ni bir ölçüde yaşatan Fazıl Ahmet Paşa da, devlet otoritesini sağlamada şiddete başvurmadı.
Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Islahatları :IV. Mehmet dönemi sadrazamı Köprülü Mehmet Paşa'nın evlatlığı ve damadıdır. 1683 yılında Viyana'yı kuşattı fakat bu II. Viyana Kuşatması başarısızlıkla sonuçlandı. II. Viyana Kuşatması'nda başarısızlığı görüldüğü için idam edildi. Bu dönemden sonra Osmanlı Devleti Gerileme Dönemi'ne girdi.
Köprülü Fazıl Mustafa Paşa Islahatları :1683 yılında II. Viyana yenilgisinin ardından Avrupa devletleri birleşerek Osmanlı Devleti'ne karşı harekete geçti. II. Süleyman dönemi sadrazamıdır. Fazıl Mustafa Paşa, yönetim, askeri ve mali alanda ıslahat yaparak devletin iç işlerini halletti. 1691 yılında Avusturya üzerine sefere çıktı fakat sefer sırasında vurularak öldü.
Amcazade Hüseyin Paşa Islahatları :1697 yılında Osmanlı Devleti Zenta'da Avusturya'ya yenildi. II. Süleyman dönemi sadrazamı ve Köprülü Mehmet Paşa'nın yeğenidir. 1699 yılında imzalanan Karlofça ve 1700 yılında imzalanan İstanbul Antlaşmaları ile Osmanlı Devleti ilk defa toprak kaybetti. Köprülü Sülalesi'nin iş başında olduğu dönem, Osmanlı Devleti'nin Duraklama içinde Yükselme Dönemi'ni yaşadığı yıllar oldu.
XVII. Yüzyıl Islahatlarının Özellikleri : 1. Baskı ve şiddet kullanılarak merkezi otoritenin yeniden sağlanmasına çalışıldı. 2. Devleti gerilemeye götüren sorunların kökenine inilmediği için başarısız olundu. 3. Avrupa'nın etkisi görülmedi. 4. Yükselme Dönemi yeniden canlandırmaya çalışıldı. 5. Islahatlar devlet politikası haline gelmediği için, ıslahatcıların kişiliğine bağlı kaldı, onların ölümü ile devlet düzeni eski halini aldı. 17.yy ıslahatlarında batının etkisi yoktur. Sorunların nedeninden ziyade sonuçları üzerinde durmuşlardır. Islahatlar askeri nitelikte ve genellikle çıkan isyanları önlemeye yöneliktir. Devlet politikası olmamış, kişilere bağlı kalmıştır.
GERİLEME DÖNEMİ 1699 – 1792
Osmanlı İmparatorluğu 1699 yılında imzaladığı Karlofça Antlaşması ile ilk kez toprak kaybetti. Bu tarihten itibaren de "Gerileme Devri'ne" girilmiş oldu. Bu dönemde Ruslarla, Avusturyalılarla ve Venediklilerle savaşıldı. Yenilmek ve toprak kaybetmek Osmanlılara çok ağır geldi. Hazırlıksız yapılan savaşlar yeni yenilgilere sebep oldu.
Edirne Olayı :II. Mustafa (1695-1703) 1699 Karlofça Antlaşması'ndan sonra Edirne'ye çekilip, devlet yönetimini Feyzullah Efendi'ye bırakıp, kendini av ve eğlenceye vermişti. Bu durumdan memnun olmayan ve Edirne'nin başkent olacağı söylentilerine inanan bir grup İstanbul'da isyan etti. Asiler 1703 yılında Edirne'ye yürüyüp Feyzullah Efendi'yi idam ettikten sonra, II. Mustafa'yı tahttan indirerek, yerine III. Ahmet'i tahta geçirdi. 3.Ahmet isyan sonucu tahta çıkarılmış isyanla tahttan indirilmiştir.
III. AHMET: II. Mustafa'dan sonra padişah olan III. Ahmet, Osmanlı hazinesini doldurmaya çalıştı. Eski devlet otoritesini kurmak için çok uğraştı. Osmanlı gururunu kurtarmak istiyordu. Rusya'yı ve Avusturya'yı yenerek eski gücünde olduğunu ispatlamak istedi. Rus ordusunu Prut ırmağında sıkıştırdı. Karlofça Antlaşmasıyla Ruslar'a kaptırılan topraklar, 1711'de PRUT ANTLAŞMASI ile geri alındı. Venedik ve Avusturya ile yapılan savaşlar aynı sonucu vermedi. 1718'de imzalanan PASAROFÇA ANTLAŞMASI ile bir kısım topraklar da elden çıktı. III. Ahmet bu başarısızlıklardan sonra; savaşçı politikayı bırakarak, barışçı bir politika izleme gereğini duydu. Bu barış döneminde kültür, sanat ve bilim alanında bazı gelişmeler dikkati çekti. Bu dönemde ilk Türk basımevi açıldı. (1727) Kağıt fabrikası kuruldu. İtfaiye bölüğü oluşturuldu. Bununla beraber, saray ve çevresinin zevke, sefaya düşkünlükleri de dikkati çeken bir olaydı. Bu dönem lale çiçeğine olan düşkünlük nedeniyle "LALE DEVRİ" adını aldı. (1718 - 1730) Lale Devri, Patrona Halil isyanı ile sona erdi. Lale Devrinden sonraki savaşlar sonunda; 1739'daki Belgrat, 1744 yılındaki Küçük Kaynarca ve 1792'deki Yaş Antlaşmalarıyla Avrupalılara çok büyük topraklar verildi. Bu dönemde bazı iyi niyetli ve çalışkan padişahların da uğraşıları sonuç vermedi. I. Mahmut, III.Mustafa ve III. Selim'in bu iyi niyetli çalışmaları gerilemeyi önleyemedi. İmparatorluk yavaş yavaş dağılmaya doğru gitti.
Çar 1.Petronun Politikası: Rusyayı Avrupa devleti yapmak, Balkanları egemenliğine alarak bir taraftan baltık denizine, diğer taraftan akdenize inmektir. Bunun için Ortodoks Slavları (Panislavizm) kullandı.
XVIII. Yüzyıl Başlarında Osmanlı Devleti : Osmanlı Devleti, 1699'da imzalanan Karlofça ve İstanbul Antlaşmaları ile kaybettiği toprakları geri alma siyaseti izledi. Osmanlı Devleti, Karlofça Antlaşması'ndan sonra sürekli toprak kaybetmesine rağmen uzun süre varlığını koruyabilmiştir. Bunun nedeni, Avrupa Devletleri arasındaki çıkar çatışmalarıdır. Osmanlı Devleti bu dönemde başarılı olamadı, toprak kazanmak yerine, yeni toprak kayıpları yaşadı. Osmanlı Devleti'nde "Gerileme Dönemi" 1792'de imzalanan Yaş Antlaşmasına kadar sürdü.
XVIII. Yüzyıl Dış Siyasal Gelişmeleri
Prut Savaşı ve Prut Antlaşması (1711) :Nedenleri : I. Petro'ya Poltova Savaşı'nda yenilen XII. Şarl'ın Osmanlı Devleti'ne sığınması üzerine Rusların Osmanlı topraklarına saldırması.1711' de Sadrazam Baltacı Mehmet Paşa Eflak'a girdi. Baltacı Mehmet Paşa'nın ileriyi göremeyen bir vezir olması ve çevresindekilerin paraya düşkün olması nedeniyle bu seferden istenilen sonuç alınamamıştır. Baltacı Mehmet Paşa'nın Rus ordusunu sıkıştırdığı bir sırada Rusya'nın barış istemesi üzerine Prut Antlaşması imzalandı. Bu Tarihte “Baltacı&katherine” vakası olarak bilinir. 1711 prut savaşı ile 1700 İstanbul anlaşmasıyla Ruslara verilen topraklar (azak kalesi ve çevresi) ve ayrıcalıklar alınmıştır. Katherina olayı ??
Osmanlı-Venedik, Avusturya Savaşları ve Pasarofça Antlaşması (1715-1718) :Nedenleri; Osmanlı Devleti'nin Karlofça Antlaşması ile kaybettiği Mora ve Dalmaçya kıyılarını tekrar ele geçirmek istemesi ve Venediklilerin Mora Rumlarına baskı yapması ile Mora Rumlarının Osmanlıdan yardım istemesi. Osmanlı Devleti, 1715 yılında sadrazam Ali Paşa Mora'yı yeniden aldı. Osmanlı Devleti'nin Korfu Adası'nı kuşatması üzerine Avusturya, Mora'nın tekrar Venediklilere verilmesini istedi. Osmanlı Devleti, 1716'da Avusturya'ya savaş ilan etti. Osmanlı ordusunun Petervaradin'de yenilmesi üzerine, Avusturyalılar Belgrat'ı ele geçirdi. Osmanlı Devleti'nin barış istemesi üzerine 1718'de Pasarofça Antlaşması imzalandı.
Pasarofça Antlaşması (1718) :Osmanlı Devleti ile Avusturya arasında imzalanan bu antlaşma ile : 1. Yukarı Sırbistan, Belgrat, Sırmiyum, Batı Eflak ve Banat Yaylası (Temeşvar) Avusturya'ya bırakıldı. 2. Venedik'ten alınan Mora ve Grit Osmanlılarda kaldı. 3. Arnavutluk ve Dalmaçya kıyılarındaki bazı kaleler Venedik'e verildi.
Antlaşmanın Önemi : 1. Osmanlı Devleti, Batı'nın üstünlüğünü tamamen kabul etti ve toprak kurtaramayacağını anladı. 2. Osmanlılar, Ortodoksları koruma görevini son kez yerine getirdi. 3. İngiltere ve Hollanda'ya verilen ayrıcalıklar Kapitülasyona dönüştürüldü. 4. Pasarofça Antlaşması'nın yarattığı barış ortamında Lale Devri'ne girildi ve ilk defa Batı tipinde ıslahatlara gidildi. 1718 pasarofça anlaşması;1739 Belgrat anlaşmasıyla iptal oldu.
Osmanlı-İran Savaşları (1722-1746) :Nedenleri; Safavi Devleti'nin Sunni Müslümanları Şiiliğe zorlaması üzerine Kafkasya ve Azerbaycan'da bulunan Sunnilerin isyan ederek Osmanlı Devleti'nden yardım istemesi. Sunnilerle İran arasında çıkan savaşı fırsat bilen I. Petro Kafkasya'ya girip, Bakü taraflarını işgal etti. Osmanlı Devleti, 1724'te Kafkasya'ya girdi. Fransa'nın araya girmesi ile İstanbul Antlaşması imzalandı. İran tahtına geçen Şah Tahmasb, Şahkulu'nunda desteğini alarak , tekrar Osmanlı üzerine yürüdü. 1730 yılında İstanbul'da Patrona Halil İsyanı çıktı. İsyancılar III. Ahmet'i tahttan indirerek yerine I. Mahmut'u tahta geçirdi. I. Mahmut Dönemi'nde İran ile 1732'de Ahmet Paşa Antlaşması imzalandı. 1639'da İran ile Kasr-ı Şirin Antlaşması imzalandı.
İstanbul Antlaşması (1724) :1. Derbent, Bakü Kaleleri ve Dağıstan Rusya'ya bırakıldı. 2. Gence, Karabağ, Revan ve Tebriz Osmanlı Devleti'ne verildi. İstanbul Antlaşması (1724) Osmanlılarla Ruslar arasındaki ilk dostluk antlaşmasıdır.
Patrona Halil İsyanı (1730):Lale Devri'nde Avrupa tarzında yapılan ve Nevşehirli Damat İbrahim Paşa'nın kişiliği ile özdeşleştirilen ıslahatlar, ulemadan ve yeniçerilerden bir takım kişilerin çıkarlarına ters düşmüştü. Lale Devri ile birlikte artan Lüks yaşantı, fakir halkın tepkisine yol açmıştı. O yıllarda İran ile yapılan savaşlar da devam etmekteydi. Sadrazam Damat İbrahim Paşa'nın İran seferine gitmek istememesi, ona karşı olanlara bulunmaz bir fırsat vermiş, Bayezit Hamamı tellaklarından Patrona Halil ve Muslu Beşe ismindeki iki Arnavut önderliğinde bir grup 1730 yılında isyana başlamışlardı. Vergilerden şikayet eden halk ve İran Seferi'ne katılmak istemeyen Yeniçeriler de isyana katılınca, isyan giderek büyümüş, saraya giden asiler, padişah III. Ahmet'ten Damat İbrahim Paşa'nın kafasını istemişlerdi. Kendilerine teslim edilen Nevşehirli Damat İbrahim Paşa'yı idam eden asiler, tekrar saraya yürüyerek, padişah III. Ahmet'i tahttan indirerek yerine I. Mahmut'u geçirdiler. Bu isyanla Lale Devri sona ermiş oldu.
Ahmet Paşa Antlaşması (1732) :İran ile Osmanlı Devleti arasında imzalanan bu antlaşma ile; 1. Gence, Tiflis ve Dağıstan Osmanlılarda kaldı. 2. Tebriz, Kirmanşah ve Hemedan Eyaletleri İran'a verildi.
Osmanlı-Rusya, Avusturya Savaşları ve Belgrat Antlaşmaları (1736-1739) Nedenleri 1. Rusya'nın İran savaşları sırasında Kırım Hanı'nın İran'a gidişini engellemesi 2. Rusya'nın Lehistan'ın iç işlerine karışması 3. Avusturya ile Rusya arasında bağlaşma yapılması Osmanlı Devleti, 1736 yılında Rusya ve Avusturya ile savaşa girdi. 1739 yılında, Avusturya ile Belgrat Antlaşması imzalandı. Belgrat Antlaşmaları'ndan sonra Avusturya ve Rusya aralarındaki bağlaşmayı yenileyip, Osmanlı Devletine bildirdiler. Buna karşılık Osmanlı Devleti İsveç'te bir bağlaşma yaparak Avusturya ve Rusya'ya bildirdi. Böylece, Batı'da uzun süren barış dönemi başladı. Rusya ile de Belgrat'ta ikinci bir antlaşma imzalandı. 1739 Belgrat anlaşması ile Rusların Karadeniz’e inmeleri bir süre engellenmiş oldu. 18.yy’da Osmanlının imzaladığı en kazançlı anlaşmadır. 1740 kapitilasyonları: 1.mahmutun Fransızlara verdiği kapitilasyonlar artırıldı ve sürekli hale getirildi.
Osmanlı-Rus Savaşı ve Küçük Kaynarca Antlaşması (1768-1774) Nedenleri : Rusya'nın geleneksel Karadeniz'e inme, Boğazlardan geçerek sıcak denizlere açılma politikası. Bu politikanın sonucu olarak Rusya, 1768 'de Lehistan'ın iç işlerine karıştı. III. Mustafa, 1768'de Rusya'ya savaş ilan etti. Osmanlı ordusu birçok cephede yenilgiye uğradı. Baltık denizinden açılan Rus donanması, ilk defa Akdenize indi.1770'te Çeşme'de Osmanlı donanmasını ilk defa yaktı. 1774 yılında III. Mustafa'nın yerine I. Abdülhamit tahta geçti. 1774 yılında, Rusya ile Küçük Kaynarca Antlaşması imzalandı. Ruslar; Osmanlı donanmasını üç kere yakmışlardır. Çeşme 1770, Navarin 1827, Sinop 1853 bir defada inebahtı deniz savaşında 1571’de de Venedikliler yakmıştır.
Küçük Kaynarca Antlaşması (1774) Küçük Kaynarca Antlaşması, Osmanlı Devleti'nin o güne kadar imzaladığı en ağır koşullu antlaşmadır. Bu antlaşma ile Osmanlı Devleti'nin egemenlik hakları zedelenmiştir. Bu antlaşma ile Osmanlı Devleti'nin büyük devlet olma özelliği sona ermiş ayrıca Rusya, Akdenize inme politikasını gerçekleştirmiştir. Yine Rusya, ilk defa Osmanlıların iç işlerine karışma hakkını elde etmiş, Ortodoksları koruma görevi Rusya'ya geçmiştir. Ruslar; eflak, boğadan ve ege adalarından çekildi. Kırıma bağımsızlık verildi.Ruslara savaş tazminatı ve kapitilasyon verildi.
Dostları ilə paylaş: |