A comparative Study on Turkish, English and German Grammar


I- Tanışma - Introduce yourself (acquaintance) - Bekanntschaft machen



Yüklə 0,82 Mb.
səhifə2/5
tarix03.01.2022
ölçüsü0,82 Mb.
#42644
1   2   3   4   5

I- Tanışma - Introduce yourself (acquaintance) - Bekanntschaft machen




Sorular & Cevaplar - Questions & Answers - Fragen & Antworten





Türkçe

English

Deutsch

Own language

İsminiz nedir? Adınız nedir?

What's your name? (formal)

Wie heissen Sie?

Wie ist Ihr Name?






Benim adım Ahmet.

Benim ismim Ahmet.



My name is Ahmet.

Ich heisse Ahmet.




Adın ne?

İsmin ne?



What's your name? (familiar)

Wie heisst du?




Benim adım Ayten.

My name is Ayten. (familiar)

Ich heisse Ayten.




Onun adı ne?

What's his/her name?

Wie heisst er/sie?




Onun adı Metin.

His name is Metin. (formal)

Er heisst Metin.






Selamlama biçimleri - Greeting - Grüssen





Türkçe

English

Deutsch

Own language

İyi günler!

Hello! - Hi!

Guten Tag! - Tag!




Merhaba!

Hello! (southern Germany)

Hallo! Grüss Gott!




Merhaba!(informal)

Hello! (familiar, informal)

Hallo! Grüss dich!




Günaydın!

Good morning! - Morning!

Guten Morgen!




İyi akşamlar!

Good evening!

Guten Abend!




İyi geceler!

Good night!

Gute Nacht!




Nasılsınız?

How are you?

Wie geht es Ihnen?




Nasılsın? (familiar)

How are you? (familiar)

Wie geht's?




Teşekkürler, iyiyim.

Fine, thanks.

Danke, gut.




Çok iyi.

Great.

Sehr gut.




İdare eder.

Okay. So-so.

Es geht.




Çok iyi değil.

Not so well.

Nicht so gut.




Görüşmek üzere.

Good-bye.

Auf Wiedersehen.




Görüşürüz.

Bye! See you later.

Tschüs!






Teşekkür, hoş geldiniz! - Thanks, You're Welcome! –Danke, herzlich willkommen!





Türkçe

English

Deutsch

Own language

Lütfen! -Evet, lütfen!

Please! - Yes, please!

Bitte! - Ja, bitte!




Teşekkürler!

Thanks! - No thanks!

Danke!




Teşekkürler!

Thank you!

Danke schön!




Çok teşekkürler!

Thanks a lot! –Many thanks!

Vielen Dank!




Hoşgeldiniz! Buyrun!

You're welcome!

Bitte schön!




Hayır teşekkürler!

No thanks!

Nein, danke!







Türkçe

English

Deutsch

Own language

nereye

to where

Wohin




nerede

where

Wo




nereden

from where

Woher




nasıl

how

Wie




hangisi

which

Welche




ne zaman

when

Wann




ne kadar

how much

Wie viele




ne

what

Was




kim

who

Wer




neden

why

Warum, Wieso






II- Sayılar - Numbers – Zahlen





Türkçe

English

Deutsch

Own language

bir

1 one

eins




iki

2 two

zwei




üç

3 three

drei




dört

4 four

vier




beş

5 five

fünf




altı

6 six

sechs




yedi

7 seven

sieben




sekiz

8 eight

acht




dokuz

9 nine

neun




on

10 ten

zehn




on bir

11 eleven

elf




on iki

12 twelve

zwölf




on üç

13 thirteen

dreizehn




on dört

14 fourteen

vierzehn




on beş

15 fifteen

fünfzehn




on altı

16 sixteen

sechszehn




on yedi

17 seventeen

siebenzehn




on sekiz

18 eighteen

achtzehn




on dokuz

19 nineteen

neunzehn




yirmi

20 twenty

zwanzig




yirmi bir

21 twentyone

einundzwanzig




otuz

30 thirty

dresssig




kırk

40 forty

vierzig




elli

50 fifty

fünfzig




altmış

60 sixty

sechzig




yetmiş

70 seventy

siebzig




seksen

80 eighty

achtzig




doksan

90 ninety

neunzig




yüz

100 hundred

(ein)hundert




yüz bir

101 hundred and one

hunderteins




iki yüz

200 two hundreds

zweihundert




bin

1000 thousand

(ein)tausend




beş bin

5000 five thousands

fünftausend




on bin

10000 ten thousands

zehntausend




elli bin

50000 fifty thousands

fünfzigtausend




yüz bin

100000 hundred thousands

hunderttausend




milyon

1000000 million

eine Million




milyar

1000000000 billion

eine Billion



III- Kalacak Yer - Accommodation - Unterkunft

If you haven't booked accommodation in advance, local tourist offices have room-booking services or may help you to find a place.



Q: Hello! Do you have a list of accommodations?

     Merhaba! Kalınabilecek yerler ve fiyatlarını içeren bir listeniz var mı? 

 

A: Yes, here you are.

     Evet, işte buyrun.

 

A: Sorry, we have'nt.

     Özür dilerim kalmamış.

 

    *     *     *     *     *     *



     Q: Excuse me! Do you know any hotel around here?

     Özür dilerim! Buralarda bildiğiniz bir otel var mı?

 

A: Yes.You can find a good one at left/right the corner of the road.

    Evet. Sokağın sol/sağ köşesinde bir tane bulabilirsiniz.

 

Q: Can you suggest a good place for tonigt?

     Bu gece için kalacak iyi bir yer önerebilir misiniz?

 

A: Yes. I know a pretty hotel very close to here.

     Evet. Buraya yakın sevimli bir otel biliyorum.

 

Q: Any vacancies for tonight? 

     Bu gece için boş yeriniz var mı?

 

A: Sorry, we're full up.

    Özür dilerim, tamamiyle doluyuz.

 

Q: Do you have a room for tonight?

     Bu gece için boş odanız var mı?

 

A: You are lucky, only one room is left.

     Şanslısınız, sadece bir tane kaldı.

 

A: I wish a room having a sea view.

     Denize bakan bir oda olsun isterdim.

 

    *     *     *     *     *     *  



Q: I will send a fax. Do you have a fax machine?

     Bir fax göndereceğim. Fax makineniz var mı?

 

A: Yes we have. Please ask for help from that young lady.

    Evet var. Lütfen şu genç bayandan yardım isteyin.

 A: OK Thanks.

     Peki, teşekkürler.




İngilizce

Türkçe

Own Language

 a single room with bath

 banyolu tek kişilik oda




 a twin-bedded room

 çift kişilik yataklı oda




 accommodation

 kalacak yer




 breakfast

 kahvaltı




 cheap

 ucuz




 cheaper

 daha ucuz




 full board

 tam pansiyon




 full up

 dolu




 half board

 yarım pansiyon




 hotel

 otel




 How much?

 Ne kadar?




 next to each other

 yan yana




 opposite to each other

 karşılıklı




 book (v.)

 yer ayırtmak




 confirm (v.)

 1. doğrulamak 2.  onaylamak




 sign (v.)

 imzalamak




 stay (v.)

 kalmak




 vacancy

 boş







IV- Alışveriş - Shopping - Einkauf

Ayşe alışverişte - Ayşe is at the shopping now –Ayşe ist beim Einkaufen



Ayşe

Afedersiniz! Portakallar kaç lira?
Excuse me! How many Liras are the oranges?

Seller

Kilosu beş yüz bin lira.
Five hundred Liras Per Kilo.

Ayşe

Çok pahalı değil mi?
It is too expensive isn't it?

Seller

Haklısınız. Ama mevsim bitmek üzere.
You are right but it is nearly over the season.

Ayşe

Ben daha ucuz bir meyve satın almayı tercih ederim.
I prefer a cheaper fruit to buy.

Seller

Anlıyorum. Size elma vereyim.
I see. I can offer to you apples.

Ayşe

Elmalar kaça?
How much are the apples?

Seller

Onların kilosu iki yüz yetmiş bin Lira.
They are two hundred seventy Liras Per kilo.

Ayşe

İki buçuk kilo verir misiniz?
Would you give me two and a half please?

Seller

Buyurun hanımefendi. Başka arzunuz?
Here you are madam. Anything else?

Ayşe

A! evet. Biraz da üzüm almak isterim. Üzümler kaça?
Oh! Yes. I would like to get some grapes. How much are they?

Seller

Beşyüz elli bin lira. Ne kadar istersiniz?
Five hundred and fifty. How much would you like?

Ayşe

Teşekkürler, kalsın. Sizin fiyatlarınız sanırım biraz yüksek.
No thanks. I think your prices are a little expensive.




Yüklə 0,82 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin