A girl walks home alone at night gece yarisi sokakta tek başina bir kiz

A GIRL WALKS HOME ALONE AT NIGHT

-

GECE YARISI SOKAKTA TEK BAŞINA BİR KIZ

MUZİP BİR VAMPİR ROMANSI! - Variety

KENDİNE HAS BİR ATMOSFERİ OLAN BİR FİLM. – The Hollywood Reporter

DRACULA’NIN PELERİNİ YEPYENİ ELLERDE! – The New York Times

TÜYLERİNİZ DİKEN DİKEN OLACAK. – The Washington Post

Bir ANA LILY AMIRPOUR Filmi

2009’dan bu yana çektiği kısa filmlerle adından söz ettiren Ana Lily Amirpour, daha önce 8 dakikalık bir kısa film olarak çektiği “Gece Yarısı Sokakta Tek Başına Bir Kız” ile ilk uzun metrajını çekti. 2014’te Sundance Resmi Seçkisi’ne giren ve olumlu eleştirilen alan film, aynı zamanda Pedor Almadovar, Darren Aronofsky ve Wong Kar Wai gibi yönetmenlerin parlamasına yardımcı olan New Directors/New Films’e de seçildi.

Kadın vampirin geçmişinin konu edildiği ve hikâyesini Ana Lily Amirpour’un yazdığı bir çizgi roman serisi de bulunmaktadır.

Sınıf ayrımının, karanlık sokaklardaki gizli yaşamların ve kan kokusu peşindeki bir vampirin aşkının anlatıldığı, enfes müziklerle dolu bu siyah beyaz film 24 Nisan 2015’te Başka Sinema salonlarında!


Kısa Sinopsis
İran’ın Bad City adlı şehrinde tuhaf şeyler yaşanmaktadır. Bu hayalet kasabada fahişeler, uyuşturucu bağımlıları, kadın tüccarları ve daha birçok sefil ruh kol gezmektedir. Ölümün ve umutsuzluğun kol gezdiği bu kasabada bir kadın vampir, kasabanın azılı suçlularının peşine düşer…
Arash, babasının uyuşturucu bağımlılığı yüzünden arabasını bir torbacıya kaptırmıştır. Kendisi de bir torbacı olan Arash, arabasını geri almaya gittiğinde adamın öldürüldüğünü görür. Adam, “Kız” adında, şehri lanetli insanlardan arındırmayı amaçlayan bir vampir tarafından öldürülmüştür. “Kız” bir yandan Arash’ın babasını da takip etmektedir. Çılgın bir parti sonrası yolları kesişen ikili, ummadıkları bir aşk yolculuğuna çıkar.
İran’ın ilk Vampir Western’i olan Ana Lily Amirpour’un filmi spaghetti western, çizgi roman, korku filmleri ve İran Yeni Sineması’nı bir araya getiriyor. Sergio Leone’nin gerilim unsurları David Lynch’in tuhaf gerçeküstücülüğüyle buluşuyor!

ALINTILAR

	“Yalnızlık ve ölü bir kasabaya sıkışmışlık gibi tanıdık hisleri hiç çaba sarf etmeden hissettiren bu karanlık ve muhteşem film, atmosferi ve bıraktığı duygularla öne çıkıyor. ”
	“Yakışıklı bir erkeğin, ölmeyen, güzel bir kadının ve bir arabanın muhteşem ve korkulu masalı, bu yılın en büyük keşfi!”
	“Ana Lily Amirpour’un ilk filmi, David Lynch’ın Neo-Noir dünyasını Western Spaghetti ile süslüyor ve kadınlara dair kendine has bir sinema dili oluşturuyor .”
	“Böyle bir filmde bakışlar, alanların kullanımı ve hareket, diyaloglardan daha önemlidir. ‘Gece Yarısı Sokakta Tek Başına Bir Kız’ tüm bunları sınırlarda yaşıyor. Sinemanın özü bu değil de nedir!”
	“Bir arada olmaması gereken, toplumun kurallarına uymayan iki kişinin aşk hikâyesi. Kıyameti andıran atmosferine rağmen umut dolu bir film olan ‘Gece Yarısı Sokakta Tek Başına Bir Kız’, karanlık atmosferiyle ‘Gir Kanıma’yı andırıyor.”

Film, Eleştirmenler ve İnternet Kullanıcılarından Yüksek Puanlar Aldı!





YÖNETMEN GÖRÜŞÜ

Bana göre bu film, sanki David Lynch ile Sergio Leone’nin İranlı rock’n’roll hastası bir bebekleri olmuş da ona bakıcılık etmeye de Nosferatu gelmiş gibi bir şey. Siyah beyaz bir film. Çılgın, harika bir soundtrack’ı ve inanılmaz bir oyuncu kadrosu var.

Bir İran filmi yapmak istiyordum; ama nasıl bir film olacaktı bu? İran’da film çekemeyeceğime göre her şeyi baştan tasarlamalıydım. Kaliforniya’da bir çölde tenha, boşaltılmış bir petrol kasabasını İran’daki hayalet kasaba Bad City’ye dönüştürdük. Kendi dünyamı kurdum ve kuralları ben koydum. Karakterleri James Dean, Sophia Loren, Die Antwood’lu Ninja ve elbette birçok varyasyonu olan bir vampirin de yer aldığı, 50’lerden 90’lara uzanan, sevdiğim pop ikonlarından esinlenerek kurguladım. Filmin duygusunu ve atmosferini tamamlamak için zamansız bir atmosfer ve duygu yaratmaya çalıştım. Bu yüzden filmi anamorfik lenslerle siyah beyaz çektim ve film, grafik bir tasarım kazandı. Böylece ortaya türler arası bir film çıktı.

Müzik üzerine bir şeyler söylemeden bu film hakkında konuşmanız mümkün değil. Müzik hayatımın büyük bir parçası. Uzun bir süre bir grubun solistliğini ve bas gitaristliğini yaptım. Şimdi DJ’lik yapıyorum. Bu yüzden müziğin, filmin önemli bir parçası olması çok normaldi. Senaryonun yazım aşamasında bile müzik belirleyici oldu. Filmdeki her müzik önceden seçildi ve sahnelerin çekimini doğrudan etkiledi.