|
kokonğdot-, et. kokonğdo-'dan.
kokoy
|
səhifə | 1071/1828 | tarix | 03.01.2022 | ölçüsü | 6,96 Mb. | | #48112 |
| kokonğdot-, et. kokonğdo-'dan.
kokoy-, dikili durmak, cılız, ince olmak; kofcuıyup otur-: oklava yutmuş gilbi oturmak.
kokozo, çin. tarlada haşhaş topladıkları maşrapa yahut kutu.
koktu, çukur, dağderesi, oyuk yer.
kokuranğda-, süslemek, gülünç bir kıyafete girmek.
kokuray-, 1. süslenmiş güzel ve şık gözükmek düşüncesiyle gülünç bir kıyafete girmek; 2. kurulmak, caka satmak.
kokurayuu. iss. kokuray-'dan.
kokus, beklenilmiyen, tesadüfi, beklenilmiyen şey; kokuş yahut kokuştan: ansızın, birden 'bire, beklenilmeden; bul kokuş iş emes: bu tesadüfi iş değildir; kokuş balaa: tabiatın gönderdiği felket.
kokusta-: kokustap,. tesadüfen, beklenilenin hilâfına olarak; kokutsap ok tiyip kaldı: tesadüfen kurşun isabet etti, serseri kurşun değdi; belim kokustap kaldı: belimde bir kırıklık vardır.
kokustuk, beklenilmiyen hal, tesadüfi şey, sehven vaki olan.
kokuy, umutsuzluk haykırışı: vay-vıy!, can kurtaran yok mu? imdat!; kokuyunğdu koy: ah-vah'ını bırak!; kokuy kişi ekesinğ: seninle belâya çatarsın; kokany menen koy bağat ats.: «ah-vah> la koyun güdüyor. kokuyla-, umutsuzca «kokuy-kokuy!» diye haykırmak;; kokuylap ıylayt: acı-acı aölıyor.
Dostları ilə paylaş: |
|
|