konğşulaş, 1, komşuda bulunan; konglsulas el: komşu millet, ulus.
konğşulaş- II, komşu bulunmak.
konğşuluk, 1. komşuluk; 2. komşuluk münasebetleri.
konğtor-, alt-üst etmek, kazmak, eşmek; cer konğtor-: yer kazmak; çift sürmek, toprağı eşmek.
konğtorul-, alt-üst edilmek, aktarılmak, kazılmak.
konğul, 1- küçük çukur, oyuk, 2-mesnedin iç yanındaki oyuk (eyerde).
konğulçul, çukurlara, oyuklara çeken; teke-tooçul, koyon-konğulçul ats. teke dağı, tavşan dereyi sever.
konğult, siper, perde; konğultta kal-: bir şeyin arkasında gizlenmek.
konğultak, yalınayak; konğultak kiy-: yalınayağa giymek.
konğur, kumral, esmer; konğur kurğak: yarı yaş; konğur cel, bk. cel II, konığur salkın: hafif ve hoş serinlik; konğur ün: hoş, göğüsten çjkan ses; konğur küz: sık-sık güzün sıfatı olmak üzere koııllanılır; konğur mirza: karakuş nevilerinden biridir; konğur çeçen: iyi hatip.
Dostları ilə paylaş: |