konok I, 1. misafir, mihman; konok konoktu süybeyt, eesi baarın da süybeyt ats.: misafir misaiiri sevmez ev sahibi ise, hiç birini sevmez; mildettüü konok es-: «mecburî» misafir (kabildik teşrifat icabı kabul ve ikram edilmesi mecburi olan misafir,); mildettüü konok al-: «mecburî» misafiri kabul etmek; 2. akşam yemeği; 3. ikram; konoğu caysız boldu: ikram şöyle-böyle oldu; 4. sozgö konok ber-meç.: birisine konuşma hakkını vermek, söylemesine müsaade etmek.
konok II, italyan darısı (*) (Orta Asyada yaşayan Ruslar arasında bu nebat kunak adiyle maruftur) ; it konuk: bir nevi ot.
konokçul, misafirliğe gitmeye, misafir olarak dolaşmayı seven kimse; kırgız halkı - konokçul: kırgızlar konuksever - misafirperverdirler (misafir kabul etmesini ve kendileri misafirlikte bulunması severler).
konoksu-, misafirlik taslamak; caman kişi özüyündö konoksuyt ats. kötü adam kendi evinde misafirlik taslar.
konokto-, 1. = konokton-; 2. bir yerde gecelemek için kalmak, gecelemek; kaz konoktoğon cer: kazların gecelediği yer; 3. ikram etmek; koy soyup konoktodu: koyun keserek misafir etti.