koroolo-, aydın diare ile kuşaltılmak; ay koroolodu: ayın çevresinde aydın daire (ay ağılı) peyda oldu; ay korooloso, ayağmğdı kamda (yahut belende), kün korooloso, küıögünğdü kamda (halk inancı): ay halelenirse, gerdelini hazırla (süt bol olur), güneş ağıllanırsa, küreğini hazırla (ekin mahsulü bol olur).
korooloş, bahçe, avlu komşusu, birisi le ayni avluda yaşıyan; ayıl ara-laş, koy korooloş oturabız: yanyana yaşıyoruz (köylerimiz karışmış, ağıllarımız müşterektir).
koroolu, (lâtince adı Sylvia olan bir kuş; M.) sarı koroolu: (lâtince Phylloscopus denilen kuş; M.).
korot-, küçültmek, .zarar yapmak eksiltmek, malü mülkü israf eylemek, harcamak; çöptü korotup ketti: kuru otu fazla harcadı.
korotul-, harcanmak, sarfedilmek; usul isterdin baarma 75 adam künü korubuılat: bütün bu işler için 75 adam günü sarfediliyor.
koroy-, sivrilip durmak, öne doğru çıkık durmak; kokosu koroydu: ademelması sivrilip duruyor, mec. adamakıllı zayıfladı.
koroyt-, et. koroy-'dan; kokolorun koroyttu mec.: onları zayıflattı.