koysarı (bk. sarı II): cerdinğ koysarısı köldö eken. adamdın koysarısı sen ekensinğ ats.: en iyi toprak gölde (Isık-Kölde), imiş, insanların en iyisi sen imişsin.
koyuş, müş. koy-III'ten; kol koyuş-: 1) hep beraber imza atmak; 2) dövüşmek; kol koyuşuip kalıştı: onlar bir parça dövüştüler; unutup koyuşat: unutuyorlar.
koyuu I, koyu. kesif, sık; koyuu çang: kesif toz; koyuıuı tün: karanlık gece; koyuu tınçtık: tam bir sükûnet.
koyuu II, işs. koy-III'ten; dabışka koyuu: reye koyma.
koyuuçuluk, koyuu'dan mücerret isim; kızmatka çıkpay koyuoiçuluk: işe çıkmamaklık.